23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
30 TEMMUZ1995 PAZAR • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAM 19 Pamukova'dan notlar: Diitı can, bııgün cam derdindeler YAHY.V KOÇOGLU 16bin 500 nüfuslu Pamu- kova ikesinde vatandaşlar. asken bolgeden gelen patla- malarlaöncekı gün 'cander- dine'düşmüş ve ı^yerlenni, ovlennı olduğu gibi bıraka- rak ka;mışlardı Dün ise patlamalann durması ve yangının söndürülmesınin ardından sağlam bıraktıkla- n ev \e işyerlenne gelen il- çe halkı. 'cam derdine' düş- tü. llçedeki bmalann yüzde seksenınin camlannın kınk oldugu. birçogunun da çatı- lannda hasar bulunduğu dikkat çekerken ilçeyı ziya- ret edeii bakanlann. uğranı- lan zarann de\letçe karşıla- nacagını bildirmelen. halkı yatıştırmadı. Çünkü tanmla geçinen ilçe halkı. ufukta bir sççim olmaması nedeniyle devletin borç vadesinin uzun olacağından emin... Askeri bölgeye en yakın evde oturan Asım Yücel'in evi, dü$en bomba parçalan ve şarapnel ler nedeniy le de- lik deşık. Evin tavanmda 4 kocaman delık bulunurken. bahçesinde kılolarca ağırlık- ta şarapneller var. Patlama- larla birlikte canlannı kur- taran Yücel ailesi. patlama sırasında evde bulunan ve önceki gün neşelice şakiyan muhabbetkuşlan 'Sankız'ın dün sessizliğinı fark etmış- ler. Evde. "8311102, korku- dan dilini yuttu" divorlar. Belediye Başkanı Cevat Keser ise ilçenin "yorgun savaşçısr. 50 ton patlayıcı- nın infilak ettiği anda bile makamını terk etmeyen Ke- ser, dün yıne ayaktaydı. Sü- rekli oradan oraya koşturan. çalışmalarla ilgili sürekli bilgi alan ve onlara nezaret eden Keser. ılçeye gelen ba- kanlan da zararlanmn bir an önce gidenlmesi ıçin iknaya uğraşıyordu. Keser. patlama gecesi. 15. Kolordu Komu- tanı Tuggeneral NahitŞeno- ğul ile lçışleri Bakanı Nahit Menteşe'nın yanında ılçede- ki zarann büyüklüğü konu- sunda tartışmaktan çekin- medi. Ancak iki yetkili ara- sındaki buzlar dün çözül- müştü kı Şenoğul, Keser'le el ele gezıyordu Pamukova'da yaşaın Baştarafı 1. Sayfada lann ımhası sırasında ted- birsızlik nedeniyle çıkan orman yangınıyla birlikte Pamukova ilçesi büyük bir faciadan kılpayı kur- fuldu. Saat 13.30dan itibaren ilçedeki vatandaşlann teh- lıke uyansiş la boşaltılma- sı. 18.00de'ki büyük patla- mada can kaybını önledi. 50 ton olarak tahmin edi- len bu patlamayla ilçede- ki binalannyüzde80"inin cam ve çerçeveleri zarar görûrken birçok eve de düşen 2-3 kiloluk bomba parçalan çatılarda delik- lere ve hasara yol açtı. Bazı havan topları ve bombalar da patlamanın etkisıyle çevreye savrulur- ken can kaybına yol açma- dı İlçenin askeri alana ya- kın bölgelerinde oturan halk tarafından bulunan bomba parçalan ve patla- mamış bombalar. asken ekıplerce dün toplandı. Vatandaşlar, gördükleri yabancı cisimlere yaklaş- mamalan konusunda uya- n'.dı. L'ğranılan zararla il- gih olarak dün ilçeve ge- len Mıllı Savunma Baka- nı MehmetGölhan. vatan- daşlan ferahlatıcı bir açık- lama yaptı. Gölhan, askeri bölgede ihmal sonucu meydana gelen patlamanın yarattı- ğı zarann mutlaka gideri- leceğını belirtirken. so- rutnlularla ilgili idari so- ruşrurmanın başlatıldıgı- nı söyledi. Gölhan, askeri alanlann vatandaşlarla ıç içe bulun- masının yarattığı sakınca- lan giderici önlem alınıp alınmayacagı sorusuna. bu tesislenn yıllardır aynı yîrlerde bulunduğu ve herhangı birtehlike yarat- madıği yanıtını verdı. Bu arada askeri savcı tarafından başlatılan so- ruştunnanın da sürdürül- idüğü. olayla ilgili olarak 1- JJci astsubay ve bir subayın , ifadelerinın alındığı öğre- nildi. Cam kınklannın te- mizlik görevhleri ve yurt- taşlarcatemizlendiği ılçe- de hasar tespit komisyonu oluşturuldu. Patlamadan zarar gören bınalarda tes- pit çalışmalannabaşlayan komisyona yardımcı o- lunması için belediye baş- kanhğından sık sık anons yapılırken vatandaşlar, belediye bınası önündeki çay bahçesinde gelişme- leri ızledıler. Genelkurmay Başkan- lığı. Sakary'a'nın Pamu- kova ılçesinde önceki gün öğle saatlerinde meydana gelen yangının, bir kısım mühimmatın tahribi esna- sında. beyaz fosforlu madde içeren bir mermi- den sıçrayan parçanın fundalıklan tutuşturma- sıyla çıktıgını. birlik per- sonelınden ölen ya da ya- ralanan olmadıSını bildir- di. Genelkurmay Başkan- lıgı'nın konuyla ilgili a- çıklaması şöyîe: "Sakarya ili Pamukova ilçesinde konuşlu bulunan Kara Kuvvetleri Komu- tarihğTna ait mühimmat bölüğünde. tahribi gere- ken bir kısım mühimma- tın. birlik komutanı neza- rerinde, uzmantahrip per- soneli tarafından, özel tah- rip \erinde tahribi esna- sında, 28Temmuz 1995 sa- at 1230 sıralarında, bt'\ az fosforiu madde içeren bir mermiden sıçrayan parça, fundalıklann turuşmasına yol açmıştır. Birliğin gö- revleri meyanında bulu- nan bu işlem derhal dur- durularak yangın söndür- me faaliyetine başlanmıs. ancak alınan bütün ted- birlere rağmen, rüzgârın etkisiyle, yangının mü- himmatın muhafaza edil- diği tesislere sirayeti önle- nememiştir. Bu tesislerden bir kısmı >anmış \e içinde bulunan mühimmat da in- filak etmiştir. İnfilak ne- denivle başlangıçta kontrol güçlüğü doğu- ran vangın, daha sonra kontrol altına alınmış, 28 Temmuz 1995 günü saat 19.00 sıralarında söndürülerek meydana gelen tehlikenin daha da büvümesi önlenmiştir. Hasar ve zayiata ilişkin basında yer alan haber- lerin bir kısmı gerçeği \ ansıt mamaktadır. Maddi hasar mevcuttur. Ancak birlik personelin- den ölen \a da yarala- nan olmamıştır. Hasar tespit çalışmalan ile ida- ri ve adli soruşturma de- vam etmektedir." GiresıınMa gazete sahibi öldürüldü GtRESUN (Cumhuriyet) -Giresundayayımlanan >e- rel Son Haber gazetesinin sahipliğıni de yapan işadamı Nail Aydın. iş ortağı tarafın- dan tabanca ile vıırularak öl- dürüldü. Olay dün gece saat 01.00 sıralannda, işadamı- nın sahibi olduğu Gedikali Oteli'nde meydana geldi. Henüz belirlenemeyen ne- denle tartışan ortaklardan Cemil Aydeniz (351. Nail Aydın'a (45) tabancayla ateş etti. Ağıryaralanan Nail Ay- dın. hastaneye götürülürken öldü. Cinayeti işlediği tabanca- yı olay yerinde bırakan Ce- mil Aydeniz ise kaçtı. Nail Aydın. aynı zamanda Gire- sunspor'un mali işlerden so- rumlu başkan yardımcılıgı aörevini de sürdürüvordu. 6 Bosna îçin Girişim' son aşamasında Haber Merkezi - DSP'li Ertuğrul Günay'ın öncülü- ğünde başlatılan ve çok sa- yıda aydının ve kuruluşun destek verdıği "Bosna tçin İnsanlık Girişimi"ne katı- lımlau- sürüyor. Son olarak eskı HEP Genel Başkanı Fe- ridun Yazar, DYP Genel Başltan Yardımcısı Mehmet Dülger ve Alman Yeşiller Partisi'nin Türk asıllı parla- menteri Cem Özdemir de girişime katılarak Bosna- Hersek'e gitme karan aldı. CHP tstanbul Milletvekili Erean Karakaş da ginşıme destek verdiğini açıkladı. Güna) Ankarada yaptığı açıklamada, girişimin tama- men sivil nitelikli oiduğunu. iç politikaya yönelik hıçbir yanının bulunmadı|ını vur- guladı. G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada parçasından fışkınp suya yönelmişler. Tuna'nın Budapeşte kıyıları ile Se- ul'ü ikiye bölen Han Nehri kıyısındada aynı şeyleri hissettim. Nehrin topraktan ayrılması, "annenin çocuğundan ko- parılması" gibi geliyor bana. Ankara'da ise işi daha "temiz" hal- letmişler. Yıllar önce, kentin içinden ge- çen dereleri kurutmuşlar. Amerikalıların da Mississippi'ye na- sıl baktıkları, nehrin kıyısında, yürüme yolu üzerindekitanıtım panolarındaya- zılı: "Mississippi bizım en büyük bonı hatlarımızdan bırısıdir." Dogal kaynakların insan için kullanıl- masına bir itirazım yok. Ancak tümüy- le böyle bakılması ürpertici bir durum. Vapur turundaki rehber, uzun uzun nehri Ingilizlerden nasıl aldıklannı anlat- tı. Sonuna doğru da. kent merkezinde- ki dev binalan tek tek sayıp, katlannı ve ne kadara mal oldukları söyledi. Karaya ayak basarken, iskeleden dört katlı, beyaz ve kırmızıya boyalı dev bir gemı hareket etti. Tepesinde ve her iki yanında "Casino" yazılı. Yüzer bir kumarhane. ABD'de kumar deyince akla ilk Las Vegas gelir, ama New Orleans'ın da altta kalır yanı yok. Kent girışinde ve New Orleans'ı tanıtan kitapçılarda en çok kumarhanelerin reklamı var. Türki- ye'de, bilinen kumarhaneler, lüks otel- lerin yanında ek bir "hızmet". Burada tam tersi, otel, kumarhanenin küçük bir aynntısı. Her neyse. Yazının başlığına gelelım. Caz... Caz Orleans... Öncelikle şunu söylemeliyim; müzik konusundafazla bilgim yok. Güzel mü- ziği dinlemeyi seviyorum. o kadar. Ne tür olursa olsun. Cazda da, müzik alet- lerinin birbiriyle yarışırcasına koşması, birinin centilmence kenara çekilip di- ğerineyol vermesi... Kısacası ses. söz, çalgı ve melodi dayanışması çok ho- şuma gidiyor. Bir de bu müziğin kökeninde, Ame- rika'ya zorla getirilmiş Afrikalı esirlerın ülke özleminin yatması... Bu yüzyılın başında, zengin kuzey- deki plak şirketleri, işler kötü gitmeye başlayınca yeni arayışlara yönelmişler. Bunlar da sonuç vermeyınce, kırsal alana araştırma gezileri düzenlemeye girişmişler. Ülkenin güneydoğusunda, yani Mis- sissippi. New Orleans çevresinde fark- lı bir tür yakalamışlar. 1920'lerin so- nunda ilk plaklar doldurulmuş ve tut- muş. Amerikan country müziği de geçen yüzyılda, kovboylann sığtrlan sakinleş- tirmek için yarattığı bir tür. Plakçılar keşfedince iş değışmiş. Bu müziği se- venler yanlış anlamasın, ben sadece durumu anlatıyorum. Bugün, New Orleans deyince ilk ak- la gelen şeylerin başında caz var. Kent- te de aynı duyguyu hissediyorsunuz. Alışveriş yerlerınden, nehir kıyısındaki gezintı alanlarına kadar her yerde caz çalıyor. Ama bir yer var ki tümünden farklr. Bourbon Caddesi... Kent merkezınin, eski yapıların oldu- ğu gibi korunduğu bölgesindeki cad- de günün her saatinde canlı. Caddenin 300 yılı aşan bir geçmişı var. Caddeyi kesen sokakların çoğu- nun adı değıştirilmiş ama hemen yanı- na, "Bu sokağın 18. yüzyılda, ispanyol- lar dönemindeki adı şuydu" biçiminde levhalar konmuş. Bourbon'u gündüz birkaç saat turla- dım. iki katlı yapıların yüzde 80'i caz kulübü, diğerleri de "caz ürünleri" sa- tıyor. Üzeri "Bourbon Srreet", "Jazz- New Orleans" yazılı tişörtler, caz sanat- çılannın heykelcikleri... Gündüz daha çok gençler sahnede. Çekirdekten yetişiyor. Cadde ortasını sahneye çevirenler de az değil. Eğlen- meyi sevenler buraya gelmesini fırsat bilip, başka sanat da icra ediyorlar. Süslü giysiler içinde, Noel şapkalı genç kız. Elieri yanda, ayakta. Sevgili- sı diz çökmüş, ona aşkını ilan etmeye hazırlanıyor. Hemen yanlannda karton kutu, dakikalarca öyle durdular. Birkaç kere resimlerını çektim, cebimdeki en küçük bozuk parayı kutuya attım. Kız birden bana döndü, "Mersi, mersi" di- ye önümde oynamaya başladı. New Orleans sokaklarında 25 cente Ameri- kan kızı oynattım. (Hep onlar bizi oy- natacak değil ya.) Bourbon'a biraz ara verip, Barracks Caddesi üzerındekı Caz ve Festıval Müzesi'ne gittım. Kongo Alanı'ndakt ilkfestivaller. yetişen sanatçıların öykü- sü, onların yıllarca kullandığı çalgılar, rengârenk giysiler, maskeler... Müzenin hemen yanında bir müzi- kevi ve hediyelik eşya satıcısı. Adı Kruz. Içeri girdim. Dünyanın pek çok yöresinden kasetlersatılıyor. Türkiye'yi aradım. Buldum. Biri Nesrin Sipa- hi'nin. Üzerinde "Istanbul Aşk Şarkıla- n" yazılı. Diğeri Kenan Koçkaya'nın. Saz eşliğinde halk müziği. Yanında Bo- ra Öztürk var. İlk parça, teke zortlat- ması. Son kasetin üzerinde de, "The Bağlama" yazılı. Kasetlerin verdiği ilhamla, halk mü- ziğimizden parçalar mınldanarak, Lo- uisArmstrongParkı'nınyolunututtum. Ortasında heykeli, elinde trompet gülümsüyor. Az ötede kölelerin ilk eğ- lence yerlerinden Kongo Alanı var. Di- le gelen asırlık ağaçların söyledıklerini sonra anlatırım. Ve yine Bourbon. Güneş, yerini ne- onlara bırakmış. Tuvaletli genç kızlar kaldırımda dans ederek, içeri müşteri çağınyor. Caz kulüplerinin hiçbiri diğerine ben- zemıyor. Pek çoğu duvariarına bura- dan yetişen ünlü sanatçıların resimle- rini asmış. Sanatçılar, yaptıkları müziğin güzel- lığinden emin olmanın getirdiği özgü- venle coştukça coşuyor. Müzik aletle- ri vücutlarından bir parça. Salonu dirı tutmak zorundalar. Tem- po biraz düştüğünde karşı kaldınmda- ki kulübün sesi bastırıyor. Başlar o yö- ne çevriliyor. Aşk için bir deyim vardır: "Yaşanır, anlatılmaz." Aynı şey Bour- bon içtn de geçerli. Bu caddede dolaş- manın "tadını" anlatmak için şu deyim kullanılabihr: "Yedikçe acıkmak... Içtikçe su- samak..." OLAYLARIN ÂRDINDAKİ GERÇEK • Baştarafı 1. Sayfada yaz Rusya ve ABD'den katılmışlardı) Kiev'de orta- lığı sarstılar. Tüm dünya televizyonları onların ey- lemlerini kamuoyuna yan- sıttı. Çevrecilenn biri Kiev'de- ki Fransız Başkonsoloslu- ğu'nun kapısına kendisini zincirlerken, diğerleri yapı- lartn çatılarına çıkıp bağır- dılar: "Nukleersiz birdünya is- tiyoruz...'' Kirlilik sınır tanımıyor... Insanoğlu tertemiz bir evrende yaşamak istiyor, başta belirttiğimiz gibi gi- derek çevre bilincini sınır- lan aşarak yaymaya çalışı- yor... Doğayı tükettiğimiz hal- de, yenilemıyorsak yarın- lara ne bırakacağız? Çevrecilerin sloganı şu: "Kuşların, bulutlann, fırtı- nanm, güneşin, Ay'm, yağmurunyurduyoktur..." Çevre sorunları, yerel değil, evrenseldir... Çevreye verilen zararın herkesi ilgilendirmesi ve oturup düşündürmesi ge- rekir. Çevre, çocuklarımıza bırakacağımız en güzel bir mirasolmalıdır... Kiev'deki eylem, bu nedenle çok önemlidır... • • • 'Devlet, EBK'nin saüşından zarar etti' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Öz Gıda-lş Genel Sekreten Salim Uslu. hükü- metin Et Balık Kurumu'nun (EBK) satışı konusundaki tavrını eleştirerek. "Hükü- met. SEK konusunda oldu- ğu gibi, EBK konusunda da telafisi mümkün olmayan bir yanhşı devam ettiriyor" dedi. Devletin EBK'nin satışın- dan 26 mılyar lira zarar etti- ğıni vurgulayan Uslu, kuru- mun satılamayan kombina- lannın bazılannın kendileri- neönerildiğinı belirterek, bu öneriyi sendika üyeleriyle birlikte değerlendirecekJeri- ni söyledi. Uslu, et \e süt sektöründe 900 trilyonluk bir pazarın olduğunu öne sürerek, EBK'nin özelleştirilmesi- nin ardında bazı güç odakla- nnın olduğunu sa\-undu. Salim Uslu, EBK'nin üre- ticilerin. bilim çevrelerinin \e çalıs^nlannın tepkilerine rağmen özelleştinldiğini vurgulayarak şunlan söyle- di: "Hükümetimiz, EBK'nin ülke hayvancılığı açısından önemini, besicilerin geliri \e onlara sunulan hizmetler ba- kımından \apılan tüm u\a- nları dikkate almamıştır. Adeta İcra-İflas Memurlu- ğu'nun Bentderesi'nde bu- lunan satış yerindeki anlayış- la, kombinalara talip olanla- nn inisİN'atifleri üe belirlenen fıv atlarla sahlmıştır. Çalışan- ların, üreticilerin \e bilim çevrelerinin tepkileri dikka- te alınmamıştır. Hükümetin, SEK konusunda olduğu gibi EBK konusunda da telafisi mümkün olma> an bir yanu- şı de\am ettirmeye çaüştığı- nı görüyoruz." EBK'nin satışının telafi- sinın olmadığını savunan Uslu, "METAŞ'ın satışın- dan bir geri dönüş ihthacınız varsa geri dönersiniz. PET- LAS. MEYSL satışlarından da geri dönebilirsiniz. Ancak SEK ve EBK sanldığı zaman geri dönülmesi mümkün de- ğil. Çünkü SEK ve EBK ka- dar hiçbir kurumun üretici bov'utu yok" diye konuştu. Devletin. EBK'nın satı- şından zarar ettığini söyle- yen Uslu. şöyle devam etti: "Devlet EBK'ye ait borç- lan ve işçilerin 299 milyar 800 mihon lira tutanndaki ihbar ve kıdem tazminatlan- nı da üstlenmiştir. Borçları devlet üstlenhor. Borç yükü devletin sırtında kalacak. İhalesi yapılan toplam 11 EBK kombinasından devlet 363 nıiKar lira gelir elde ederken. 11 kombinada çalı- şan 983 işçinin tazminatı için yüklendiği toplam miktar 389 mihar 100 mihon lira- dır. 11 kombina satışından elde edilen geliri ile devletin üstlendiği tazminat karşılaş- tırıldıgında dev letin bu satış- tan zararı 26 nıilvar 100 nıil- yon Uradır." Uslu. Özelleştirme tdare- si'nden yeni bir öneri aldık- lannı açıkladı: buna göre sa- tılamayan kombinaların kendileri tarafından alınma- sının istendiğini belirtti. Tekel 133 Ya Tütün, Tütün Mamül- leri, Tuz ve Alkol İşletme- leri Genel Müdürlügü (Te- kel), Türkiye'nin en önemli Kamu İktisadi Ku- ruluşlarının başında gel- mektedir. Kuruluşunun 133. yılı- nı kutlamakta olan Tekel Genel Müdürlüğü'nün Cumhuriyet sonrası yapı- sının temeli, 1932 yılında tütün, alkollü içkiler, tuz, barut ve patlayıcı madde- lerle ilgili "inhisar" hizmet- lerini yürütmek görevi ile kuaılan "İnhisarlar Umum Müdürlüğü'nün teşkilı ile atılmıştır. Gelişen şartlara göre bu yapı, 1946 ve 1983 yıllarında değişimlere uğ- ramış; Hûkmt ile Kaı şu hal Gertel 11.03.' yıniarti ile bug zanmış Soı düzen Mamul Sektör çok bancı luşian olan 1994y trilyon leşmiş Kurum Görevler ve FaaM Kuruluşumuz başlıca Tütün ve Tütün Mamut|- ri, İçki, Maden / Tu- Kimya sektöründ<" Statüsünde belirf ğıdaki sınai ve • yetleri yerine görevlendirilr • 1177 Sa Tütün Te' 4250 Sayı ler İnhisar Sayılı Tuz rilen görev gerektirdiğı yaprnak, • Bira, viskj, rap ve diğer a> kolsüz - içkiler ı, kahve ve kahve hûu. nın imal, ithal ve satışı ilgili her türlü taaliyetierde bulunmak, • Faaliyet konularına gi- ren ürünlerin kalite, verim ve işletme tekniğinin ge- liştirilmesi için araştırma, yetiştirme, ıslah gibi her türlü faaliyetlerde bulun- mak, bunun için gerekli laboratuarlar kurmak ve işletmek, • Ürünlerini ambalajla- mak, bunun için ambalaj endüstrisi kurmak, • Üreticinin desteklen- mesi, ürün kalitesinin ve veriminin yükseltilmesi için gerektiğinde avans vermek, • Faaliyet konuları ile il- gili olmak üzere, yurt için- de ve yurt dışında şirket Kültür ve Spor E Tekel, ekonomiye sağladığı katkıların ya- nısıra Türk kültür ve sanatı ile Türk sporuna hizmet etmek amacıy- la çalışmalarını sürdür- mektedir. Birincisi 1987 yıtın- da 'Türk Tütünü" ikin- cisi 1988 yılında Türk Bağcılığı ve İçki Sana- yi'nin Türkiye Yaşa- mındaki Yeri ve Öne- mi" üçüncüsü 1989 yı- lında yapılan "Türki- ye'den Peyzajlar" 1990 yılında "Serbesf konu- lu resim yarışmasın- rütme, • TütC tinin d( roesi v • Şan mesi, şarapl; catta a por dü • Uğn birçok madde hal etn ta düz maddt kaçakı takibi, miş rap anize daha en bu yılın- nitelik amacıyla Sanat Galeri- miz, yartşrmya katılan i ulus- ,'lk veyanşma c gilerini, her yıl yur çeşitli illerinde se meyi ilke haline getir-J miştir. Eserler şimdiy kadar İstanbul, Anka- ra, İzmir, Trabzon, Adana, Antalya, Bur- sa, Balıkesir, Eskişehir konuda bütOfi imkanfâ- rını seferber etmiştir. Bu amaçla, İstanbul raveMifir* rımıza da hizn mektedir. 1941 yılır çok sayıda rcu yetiştirer rı Türk Ütlli Ta Jıran ^Kulübü'nün i gayf j>!mak üzere • 41^şubesi I dır. 1956 lisanstı cu ile federe kulüpieri- miz, Atletizm, Basket- liğini ver^mt^ öretimini teşvik SAĞLIĞA ZARARLIDIR (86/10911 SAYILI BKK)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear