Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
* • " • •
SAYFA CUMHURİYET 17 HAZİRAN 1995 CUMARTESJ
HABERLER
Devtete boncu
otanaKİTyok
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Özelleştirme
Idaresi Başkanhğı,(ÖlB)
yaptıgı yazılı açıklamada,
özelleştirme
çahşmalannda, teklif
sahiplerinin devlete olan
mali yûkûmlülüklerini
yerine getirip
getirmediklerinin de
dikkate alınacağını bildirdi.
Özelleştirmede şeffaflık ve
açıklık ilkeleri
çerçevesinde, bazı
ihalelerin nitelığine göre
kamuoyuna açık yapılacağı
bildirildi. tdare, Süt
Endüstrisi Kurumu'nun
(SEK) ihalesinin
kamuoyuna açık
yapılacağını da kaydetti.
Jlkşehir'e il sözü
• AKŞEHtR
(Cumhuriyet) - CHP Genel
Başkanı ve Başbakan
Yardimcısı Hikmet Çetin,
ilçelerin il olması için
çıkartılacak ilk listede
Akşehir'in de adınin
bulunmasi için
Akşehirlilere söz verdi.
Ayasofya sorusu
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-RPGrup
Başkanvekili Şevket Kazan,
Başbakan Tansu Çiller'in
yanıtlaması istemiyle
TBMM Başkanhğı'na
verdiği soru önergesinde,
"cami" oldugunu iddia
ettiği Ayasofya'nın müze
olarak kullanılması için
herhangi bir katarname
olup olmadığının
açıklanmasını istedi.
Iran'la anlaşma
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - lran ile Türkiye
arasında güvenlikle ilgili
tüm konulan görüşmek
üzere Ankara'da sürdürülen
Yüksek Güvenlik
Komisyonu çalışmalan.
dûn Esenboğa
Havalimanı'nda ımzalanan
protokolle sona erdi.
Protokolde, terorizme karşı
ışbirliğinın önemi
vurgulanarak ıki ülkenin
güvenlik konusunda alacağı
önlemler teyit edildi.
Hacettepe'den
türtıan yanıtı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) -Hacettepe
Üniversitesi, kan vermek
isteyen türbanlı iki kız
öğrencinin kanlannın
ahnmadığı yönündeki
savlan yazılı açıklamayla
yanıtladı. Açıklamada,
Ilknur Izci ve Fatma Onay
adlı öğrencilerin 6 haziran
günü bir hastaya kan
vermek amacıyla Hacettepe
Üniversitesi Kan
Bankası'na geldikleri.
ancak kan verme işlemi
sırasında pardösülerini
çıkarmayı reddettikleri
kaydedıldi.
Emniyet Genel Müdürü, îstanbul Polis Müdürü Necdet Menzir'e destek verdi
Ağar da ayduıları suçladı• Emniyet Genel
Müdürü Mehmet
Ağar, CHP'li
bakanlan suçlayan
Îstanbul Emniyet
Müdürü Necdet
Menzir'i, 'Polisin
yargısız infaz
yapması mümkün
değildir' diyerek
desteklerken siyasi
çözümden söz eden
avdınlan
'basiretsizlikle'
suçladı.
YAHYA KOÇOĞLU
Emniyet Genel Müdürü
Mehmet Ağar, CHPli
bakanlan suçlayan tstan-
bul Emniyet Müdürü
Necdet Meozir'e. polisle-
rin yargısız infaz yapma-
lannın mümkün olmadığını söyleyerek
destek verdi. Kürt sorununda siyasi çö-
züm öneren aydınlan •basiretsizlikle' suç-
layan Ağar. terörle mücadelenin milli bir
seferberlikle yapılması gerektiğini vurgu-
ladı.
Maımara Üniversitesi Hukuk Fakülte-
since düzenlenen 'Hukuk Devlerinde Te-
rörle ve Orgütlü Suçla Mücadele' konulu
sempozyumda konuşan Mehmet Ağar,
terörle mücadelenin adi suçlarla mücade-
leye kıyasla çok daha zor olduğuna de-
ğindi.
Teröristlerin herhangi bir kurala bağlı
olmamasına karşın polislerin yasalara
bağlı kalarak bu mücadeleyi yürüttüğünü
savunan Ağar, yıllardır verilen şehitlere
karşın bu mücadelenin başarıyla sürdü-
lcisleri Bakanı Mentese, Menzir'in gorevden alınacağı söylentilerini doğrulamadı
DYP Menzir bunalımını oyalıyor
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - DYP, Necdet Menzir'in
CHP'li bakanlan suçlamasıyia
başlayan bunalımı "oyalama"
taktiği izleyerek soğutmaya çalı-
şırken CHP'liler "görevden aü-
namazsa, istifa errjrilmesi" için
baskı yapmaya başladı. Başba-
kan Tansu Çifler, "Söyteodiği or-
tama bakmak tazun. Çetin'le he-
nûz konuşmadık. Devleti yıprat-
madan soruou çözeceğjz" dedi.
CHP lideri Hikmet Çetin, "Ben
herkesin görev, sorumluluk ve
yetkileri suunoda kaJmalan ge-
rektiğine inanıyorum" diye ko-
nuştu. lçişleri Bakam Nahît
Menteşe ise Devlet Bakanı Algan
Hacaloğiu'na Menzir'in görev-
den ahnacağına ilişkin söz verdi-
ği haberlerini yalanlayarak "Bu
konuyu hiç görüşnıedik'Medı
Menzir bunalımı nedenıyle Ba-
kanlar Kurulu'nun toplanmasın-
dan kaçınıldı. Böylece, Bakanlar
Kurulu'ndaki olası tartışmalar
ertelenerek bunalım konulan so-
ğutulmaya çalışıhyor.
Menzir bunalımı konusunda
DYP tarafi oyalama taktiği izli-
yor. fçişleri Bakanı Nahit Mente-
şe, Devlet Bakanı Algan Haca-
loğlu'na, Menzir'in görevde alı-
nacağına ilişkin söz verdiği ha-
berleriyle ilgili olarak dûn şunla-
n söyledi:
"Dân (önceki gûn) parfcmen-
todaki bakanlık sıralannda gö-
rüştüm. Ama Necdet Menzir
gündeme geimedL Tek keinneyie
dahi kendisiyie Menzir koousunu
görüşmedim. Ancak Güneydo-
ğu'mın sosyaL ekonomik sorunla-
rmı göröştük, hasbıhal ettik.
Ama Menzir konusu gündeme
gehnedi Gazeteler 'lçişleri Baka-
nı, Hacaloğlu'na böyle dedi', «fi-
yor. Yok böyle bir şey."
rüldüğünü anlattı. Koalisyon hükümetın-
de ciddı çatlaga yol açan ve CHP'li ba-
kanlar Algan Hacaloğlu ile Mehmet Mo-
ğultay'ı suçlayan Îstanbul Emniyet Mü-
dürü Necdet Menzir'i, Ağar, "Yargısız in-
faz, işkence; bunları polisin yapabilmesi
mümkün değildir. Polis, kurallan >erine
getirir. Cumhuriyet savcılan, asılsız iddi-
alan araştırmahdır" diyerek destekledi.
Ağar. terorizmin demokratik hukuk dev-
letinin sağladığı hak ve özgurlüklerden
yararlandığım öne sürdü.
Ağar, Kürt sorununda siyasi çözüm
öneren aydınlan da "Terörle mücadelenin
ciddi bir boyutu da milletine yabancılaş-
nuş, etnik köken adına birtakım talepler
ileri süren, devlete karsı hasmane tutum-
lar takınan aydınlanmtan basiretsiz tavır-
landır. Bunlar da kendilerince siyasi çö-
zümden bahsetmektedirler" sözleriyle
suçladı.
Düşünce özgürlüğü amacıyla sürdürü-
len kampanyalan da ad vermeden eleşti-
ren Ağar. bu konuda şunlan söyledi:
"17 yaşındaki bir cani kadar, bu caniyi
azmettiren, suça teşvik eden de bize göre
a>Tiı derecede suçludur. Terörii teşvik et-
mek. fikir suçu olamaz diye düşünüyoruz,
Terör kışkırtıcılığı yapmak, canilere hedef
gostermek, onlann eline silah verip ortaya
salmak, en azından fikir gibi kutsal bir
kavrama hakaret etmektir diye düşünü-
yoruz."
Sempozyumda konuşan Adalet Bakan-
lığı Müsteşan Yusuf Kenan Doğan ise
Türkiye'de terörün ülkeyi bölmek ve laik
devleti yıkmak adına iki taleple yola çık-
tığını belirtti. Bu mücadele sırasında za-
bıta gücünün ve adliyenin hukuk devleti
kurallanna azami derecede uyması ge-
rektiğini dile getiren Doğan, bazı Avrupa
ülkelerini PKK'ye destek vermekle suç-
larken "l nutulmasın ki rüzgâr eken firtj-
na biçer" dedi.
îstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu da
dünyada değişen özgürlük anlayışı ile es-
kiden kaba güçle bastınlan terörün, gü-
nümüzde farklı yöntemlerle yok edilme
zorunluluğundan söz etti. Terörü yaratan-
ların bu özgürlüklerden yararlandığına
işaret eden Kozakçıoğlu, "Bununla mü-
cadele eden devletin güvenlik güçleri ise
insan haklan ve demokratik kurallara uy-
gun da>Tanmak zorundadır. Bu ise onlan
adeta elleri kollan bağlı hale getirmekte-
dir. Ancak güvenlik güçlerimiz bundan
şikâyetçi değüdir" dedi.
8. maddeyi Anayasa'ya aykın bulan Savcı Tolay, bu maddeye dayanarak dava açtı
DGMMen 99 yayıncıya dava
DENİZ TEZTEL
Terörle Mücadele Yasa-
sı'nın (TMY) 8. maddesi-
ni"anayasaya aykın" bu-
lan îstanbul DGM Savcısı
Aytaç Tolay, bu madde
uyannca "Düşünceye Öz-
gürlük" kitabı yayıncısı
99 kişi hakkında dava açtı.
Sanıklar hakkında en az 4
yıl ağır hapis cezası veril-
mesini isteyen Tolay, ana-
yasaya aykınlık görüşünün
öncelikle mahkemece de-
ğerlendırilmesi gerektiğini
bildirdi. Savcıhğın bu iste-
minin, 24 ağustosta başla-
yacak davada kabul edil-
mesi halinde TMY'nin 8.
maddesi, Anayasa Mahkemesi tarafından
incelenecek.
Düşünceye Özgürlük kitabı yayıncısı
1080 kişiden ifadesi alınan 99 kişi hakkın-
da dava açıldı. Sanıklar için TCY'nin
312/2. maddesi uyannca "Halkı sınrf, ırk,
din, mezbep veya bölge farkhüğı. kin ve
düşmanlığa açıkça tahrik etmek",
HAKLARINDA DAVA AÇILAM SANIKLAR:
Ahmet Altan, Erdal Öz, Şanar Yurdatapan, Saruhan Oruç, Ali Rıza Dizdar, Uğur Günyüz, Ergun Gümra,
Ahmet Şık, Musa Ağacık, Mahir Mete Günşıray. Seyit Sovdan. Adnan Bostancıoğiu, Orhan Alkaya. Minu tnkaya,
Münir Ceylan, Vicdan Baykaru, Ertuğrul Kürkçü, fuğrul Eryılmaz, Aylin Çe\ik. Yurdaer Erkoca, Ayşe Günşıray.
Asaf Gürsel Akseven, Cezmi Ersöz, Hasan Basri Çıplak, Behzat Şahin, Lğur Cankoçak, Şahika \'ükseL Ömer
Faruk Farsakoğlu, Ragıp Duran. Yahya Koçoglu, Hasan Ömer Erzeren, Jülide Kurat, Uğur İsa Doğan. Mehmet
Ali Tutai Semra Somersan, Munzur Pekgüleç, Beril Eyüboğlu. Bülent Savaş Tanır, Ayşe Esra Koc, Tayfun Mater,
Halil Ergiin. Serap Aksoy, Tahsin Yeşiklere, İrfan Erdemoğlu, Vahit Genç, Zeynep Sualp, Deniz Demirkan,
Gencay Gürsoy, Mehmet Demirkaya, lsmail Çınar. Orhan Aydın, Nadire Mater, Ahmet Cenk Koray, Ahmet
Erhan KayıİL Cengiz Gündoğdu, İlrian İrem. Suna Aras,_Aslan Baser, tker Sayın, Nurten Tuç, Şule Necef, Çiğdem
Şahin. Mustafa Cengiz An, Vletin Ozek. Eyüp Murat Özyüksek, Kuvvet thsan Lordoğlu, Mehmet Lfuk Uras,
Hamit Öner Bilgin. Emine Sevgi Yöney, Le>la Sanlı, Serdar Yalçm, Uğur Selçuk Akalın, Tekin Akın. Yalçm
Pekşen, Ömer Çavuşoğlu. Fatma Güresin, Can Dündar. Zihni AnadoL Aziz Nesin, Demirtaş Ce\ hun, Arif Damar,
Yasemin Esen, Adalet Ağaoğlu. Bülent Dcnli, Ataol Behramoglu, Gülsüm Akyüz, Orhan Pamuk, Burçak Evren,
Doğu Perinçek. Nilüfer Akat, Asaf Savaş Akat Musa Kart, Rıza Şahin, Fatma Oran, Ahmet Soner, Tuncay
Konuk, Serap Mutlu, Emcet Olcaytu, Ülkü Sağır.
TMY'nin 8. maddesi uyannca "Türkiye
Cumhuriyeti devtetinin ülkesi ve miDetiyle
bölünmez bütünlüğünü bozmayı hedef
alan propaganda \apmak" suçlanndan en
az 4 yıl ağır hapis cezası isteniyor. DGM
Savcısı Aytaç Tolay tarafından yürütülen
soruşturma sonunda ifadesi alınamayan
kişilerin dosyalan aynldı.
Savcı Aytaç Tolay tarafından hazırlanan
22 Mayıs 1995 tarihli iddianamede, sanık-
lann hazırlık soruşturması sırasında "her
türlü düşüncenin özgürce ifade edflmesi"
ve "miüetlerarası sözleşmelere uyulması"
gerektiğini söylediklen belırtildi. Iddiana-
made, şöyle denildi: "İnsan Haklannın ve
Temd Ozgüriüklerin Korunmasına th'şkin
Sözlesme, Roma'da 4 Kasım 1950 tarihin-
de kabul edilmiş ve 10 Mart 1954 tarih ve
6366 sayıh kanun ik TBMM
tarafından onaylanmıştır.
Bu sözlesme, anayasanın 15.
ve 90. maddelerinde genel
olarak sözü geçen uyulması
zorunlu milletlerarası bir
antlaşma niteliğindedir. Bu
antlaşma ile Türkiye Cum-
huriyeti Devleti, insan hakla-
nnın korunmasının milli dü-
zeyden milletlerarası düzeye
geçmesini sağlamışür."
Top Anayasa
Mahkemesi'nde
Savcı Tolay, açılan dava-
nın, DGM tarafından önce-
likle Anayasa Mahkeme-
si'ne gönderilmesini istedi.
Tolay, Anayasa Mahkemesi'nin TMY 8.
maddeyi iptal etmesi durumunda,
DGM'nin bu karan dikkate alması gerek-
tiğini bildirdi. Tolay, davanın Anayasa
Mahkemesi'ne gönderihnemesi veya Ana-
yasa Mahkemesi'nin iptal karan verme-
mesi durumunda samklann TCY 312 ve
TMY 8. maddeleri uyannca cezalandınl-
malannı istedi.
İLAN
GAZİANTEP 3. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ
Esas: 1995/116
Davacı Bilal kızı 1970 doğumlu Sevgi Kıiıç, Bekir oğ-
lu 1%5 doğumlu Celal Hoşafile 10.12.1992tarihindebo-
şandıklannı. bosanma karanndan sonra fıılı evliliğin de-
vam ettiğini ve bu süre içinde 1993 doğumlu Hılmi, 1994
doğumlu Adem ısminde müşterek çocuklannın dünyaya
geldiğmi ve bunlann nüfusa tescıI edilmediğını ıddıa ede-
rek adı geçençocuklanndavalı nüfusuna tescihni ıstemiş
olup davalı Celal Hoşaf'ın adresinin tespit edilememesı
nedeniyle adı geçene dava dilekçesinm ilan tebhğine ka-
rar verilmiştir.
Davalı Celal Hoşafm ilan tanhinden itibaren 15 gün
içinde davaya karşı diyeceklerini bildirmesi ve delillen-
ni ibrazetmesi veyakendisini kanuni bırtemsilci iletem-
sil ettirmesi, aksi takdırde yargılamaya yokluğunda de-
vam edilerek karar verileceğı, dava dilekçesi tebliğı ye-
rine kaim olmak üzere ilan olunur.
Basın: 26483
TOSYA İÇRA
MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
DosyaNo: 1995/58
Alacaklı Tosya Ziraat Bankası Şubesi'ne masrafsız
141.661.657.- TL ödemeye borçlu lsmail Atıcı'nın ışbu
borcundan dolayı adresine ipoteğin paraya çevrilmesi yo-
lu ile takip taleplerinde icra emri gönderilmış, adresinde
tebligatyapılamamış, yapılan adres tahkıkinde de C. Baş-
savcılığı'nca da tebligata yarar adresi temin edilemedi-
ğinden icra emrinin gazete ile ilan edilip tebligat yapıl-
ması mecburiyeti hasıl olmuştur.
Borçlu tsmail Atıcı, işbu borcunuzu, işbu icra emrinin
üanından sonra 30 gün içerisinde ödemeniz, borç öden-
mez veya tetkik merciinden icranın geri bırakılmasına da-
ir bir karar getirilmezse alacaklınm gayrimenkulün satı-
şını isteyebilecegi ihtar ve ilanen tebliğ olunur.
Basm: 26178
DİYARRAKIR 2. ASLÎYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
1994/112 Esas
1994/243 Karar
Davacı Bahçel Tic. Koll. Şti. vekili tarafından davalı
Ahmet Soydan aleyhine açılan tespit ve trafık kaydının
terkinı davasının yapılan açık yargılaması sonunda.
Oto Sanayiı Sitesi 1. Cad. 8. Sok. No: 46 Ankara ad-
resinde ikamet eden davalı Ahmet Soydan, tüm aramala-
ra ragmen bulunamamış olmakla, yapılan yargılama so-
nunda, davanın kabulü ile 21 AR 763 plakalı 1977 mo-
del 280 S tipi Mercedes marka, 12303010017057 şaşe
no'lu 11092310007746 motor no'lu aracın davacı tara-
fından davalıya 79.000.000.- TL bedelle satılıp teslım
edildiğinin ve mülkiyetinin davalıyageçtiğinin tespitine,
aracın Trafık Sicil Müdürlüğü'nün nezdinde ve Süleyman
Nazif Vergi Dairesi nezdinde bulunan kayıtlann terkini-
ne ilişkin istemin reddine, alınması gereken 2.844.000.-
TL harçtan peşin alınan 30.000.- TL harcın indinmi ile
kalan 2.814.000.- TL harcın davalıdan tahsiline,
4.910.000.- TL vekalet ücreti ile 725.100.- TL yargıla-
ma gidennın davalıdan alınıp davacıya venlmesıne karar
verildiği ve davalının ilan tanhinden itibaren 15 günlük
süre ıçensinde temyiz etmediği takdirde kesinleşeceği
hususu ilanen tebliğ olunur. 11.7.1994 Basın: 26231
İLAN
KAMAN ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
DosyaNo: 1994/83
Davacı Güzade Türk tarafından davalı Nedım Kara
aleyhine ıkame olunan eşyadan dolayı alacak davasının
celse ara karan gereğince;
Davalı Kaman Hacıpınar Mahallesı Hirfanlı Cadde-
si'nde ikametettiği bildırilen Nedim Kara'nın adresi meç-
hul olduğundan adına davetiyenin ilanen tebhğine karar
verilmış olup adı geçenın duruşmanın bırakıldığı
27.6.1995 günü saat09.00'da duruşmada bizzathazır bu-
lunması ve kendisini bir vekille temsil ettirmesi. aksi tak-
dirde yargılamanın gıyabmda devam olunacağı davetıye
yerine kaim olmak üzere ilan olunur.
Basm: 26406
ERZİNCAN STJLH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo: 1992/574
Davacı Orman Idaresi Genel Müdürlüğü vekili tara-
fından davalılar Nazır Çelik ve Nurettin Koyun aleyhi-
ne açılmış bulunan tazminat davasının kabulüne ve
1.845.000.- TL tazmınatın davalılardan müştereken ve
müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.Ancak davalılar-
dan Nazır Çelik'in adresi tüm aramalara ragmen tespit
edilemediğinden ve adresi meçhul olduğundan karann
ilanen tebliğ edilmesıne karar verilmiş olup işbu ilanın
yayımından 7 gün sonra davalı NazırÇelik'e tebliğ edil-
miş sayılacağı ve bu tarihten sonra yasal süresi içinde
temyiz etmediği takdirde karann kesinleşeceği tebligat
yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur.
24.3.1995 Basm: 16144
"Gerçefc, güzef, anlamlı bir dünyaya katkı için;
geleceğin sanat dünyasına katılmak isteyen çocuk ve gençlere"
BİLKENT ÜNİVERSİTESİ
Müzik ve Sahne Sanatlan Fakültesi
MÜZİK ve TİYATRO BÖLÜMLERİ
ile
MÜZİK HAZIRLIK OKULU
Ortaokul ve Lise Devreleri'ne
Piyano, Teori-Kompozisyon, Keman, Vıyola, Vıyolonsel, Kontrbas,
Flût, Obua, Klarinet, Fagot, Trompet, Komo, Trombon, Tuba, Vurma
Çalgılar, Şan ve Tıyatro Sanat dallan için
ÖZEL YETENEK - BURS - KABUL SINAVLARI'YLA
ÖĞRENCİ ALINACAKTIR
Aday kayıtlan, fakülteden sağlanacak "Başvuru Formu"yla yapılacaktır.
Aday Kaydı, Onkayrt: 20 Haziran 1995 Salı günü saat 17.00'ye kadar
Müzik Bölümü Test ve 2 Aşamalı Yetenek Sınavlan: 19-25 Haziran
1995
Tıyatro Bölümü: 2 Aşamalı Yetenek Sınavlan: 26-29 Haziran 1995
Bilkent Üniversitesi
Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi
06533 Bilkent/Ankara
Müzik Bölümü Tel: (0312) 266 45 39 - 266 41 38, Faks: (0312) 266 41 39
Tıyatro Bölümü Tel: (0312) 266 42 30, Faks: (0312) 266 42 30
Müzik Hazırlık Okulu ortaokul ve lise devrelerinin Milli Eğitim
Bakanlığf na bağlı ortaokul ve liseler ile denkliği buiunmaktadır. Yetenekli
adaylardan maddi desteğe ıhtiyacı bulunanlara; sınav sonuçlanna göre
ve belirlenecek ihtiyaç oranında burslu statüde öğrenim desteği
sağlanacaktır.
İSKENDERUN 1. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESt'NDEN
DosyaNo: 1995/452
Davalı: Suriye uyruklu Zanki kızı Hennut, adresi meç-
hul.Davacı Aşağı Kepırce Köyü Muhtarlığı tarafindan da-
valı aleyhine açılmış bulunan tespitve tescil davasının ya-
pılan duruşmasında;Adınıza çıkanlan davetıyede tanın-
madığinızdan bahisle iade edilmiş olması üzerine yapılan
zabıta tahkikatında da adresıniz meçhul kaldığından ila-
nen duruşma gününün tebligine karar verilmış, duruşma
18 7.1995 günü saat 9'a talik edilmıştir. Mezkür gün ve
saatte gelmeniz. gelmediğiniz veya bir vekille de temsil
ettırmediğınız takdirde davanın yokluğunuzda bitinlece-
ğı davetıye yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur.
5.6.1995' Basm: 26925
T.C.
İLAN
KAYSERİ ASLİYE 3. HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
Sayı: 1993'943
Davacı Hatice Uzun tarafından davalı Erol Uzun aleyhine açılan şiddetli ge-
çimsizlik nedeniyle bosanma davasının yapılan yargılaması sırasında verilen ara
karan gereğince; Yozgat ili Sankaya ilçesi Akbenli Çiftliği cilt 1/01, sayfa 34 ve
kütük 14'te nüfusa kayıtlı Ali Osman ve Emine'den olma 15.3.1956 doğumlu Ha-
tice Uzun tarafından aynı yerde nüfusa kayıtlı Mustafa ve Zeynep'ten olma
30.12.1959 doğumlu davalı Erol Uzun aleyhine şiddetli geçimsizlik nedeniyle bo-
şanma davasmda yukanda kimliği yazılı davalı Erol Uzun. tüm aramalara ragmen
açık adresi tespit edilip dava dilekçesi kendisine tebliğ edilemediğinden dava di-
lekçesinin adına ilanen tebligine karar verilmiş olup davalı Erol Uzun'un yargı-
lamanın bırakıldığı 7.9.1995 günü saat 9.35'te mahkememiz duruşma salonunda
yukanda esas numarası yazılı mahkememiz dosyasına bizzat ve veya bir vekille
temsil olunması, aksi takdirde yargılamanın yokluğunda sürdürülüp bitirileceği
ilanen tebliğ olunur.
Basm: 23091
CUMARTESİ
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOGLU
Kırık Hayatlar
"Kınk Hayatlar" Halit Ziya Uşaklıgil'in roman-
larından beni en çok etkılemiş olanıdır. Genç bir
çiftin ayrılık öyküsüdür. Bir evliliğin yıkılışındaki
psikolojik süreçler ve bunun yanı sıra toplumsal
ortam, duygusallıktan da yoksun olmayan bir
gerçeklikle betimlenmiştir. Bu özellikleriyle, bana
kalırsa, edebiyat tarihimizdeki yeri "Mai ve
Siyah"lan, "Aşk-ı Memnu"öan belki daha da
önemlidir...
• • •
Kınk bir hayat, onu yaşayanın arzulanna, özlem-
lerine, beklentilerine uymayan, ters düşen bir
hayat diye tanımlanabilir... Kırılmış, yönü
değişmiştir. Zaman, yeni koşullar, yaraları az çok
onaracak, fakat sızlayan bir şey hep kalacaktır.
• • •
Sanatçıların özel yaşamları, genellikle inişli
çıkışlı, fırtınalı olduğu için her zaman ilgi çekiddir.
Bu sanatçı, eserine, düşüncelerine özellikle
yakınlık duyduğumuz biriyse ve yaşam çizgisi
olağan dışı özellikler taşıyorsa, hayatının
aynntılannı bilme isteğiniz daha da artacaktır.
• • •
Nâzım Hikmet in hayatı üzerine yazılmış bütün
kitaplan, tanıklıkları okudum. Yabancı dilde yazılış
olanlardan üç tanesini, (Babayev'in, Fevralski'nin,
Tulyakova'nın kitaplan) Türkçeye çevirdim. Türkçe
yazılanlar, Z. Sertel'inki dtsında, genellikle gençlik
dönemi arkadaşlarının o dönemlere ilişkin
anılandır. Yukanda andığım, yabancı dilde (Rusça)
yazılmış kitaplarda da tüm yaşamı üstüne (N.
Hikmet'in kendi ağzından) çok ilginç bilgiler bulun-
makla biriikte, doğal olarak, yaşamının yurtdışında
geçen son dönemleri anlatılmaktadır.
• • •
Bütün bu kitaplar içinde, beni en çok etkileyen,
bana Nâzım Hikmet'i en çok duyuran, sezinleten,
Tulyakova'nın anıları olmuştu. Bu kitapta Nâzım
Hikmet, abartılmadan, kimi gençlik dönemi arka-
daşlarının (Ş. Süreya'mn ya da Z. Sertel'in)
yaptığının tersine, karikatürleştirilmeden, fakat
çelişkileriyle de; ve olanca insan özellikleriyle
anlatılmaktadır. ("Nâzım'la Söyleşi"n\n
okurlanmızdan çok fazla ilgi görmemiş olmasının
nedenlerini, doğrusu bilemiyorum.)
• • •
V. Tulyakova'nın anılarını 1988'de Paris'te
Türkçeye çevirirken, Nâzım Hikmet'in gurbetçi
dönemi, 1950 sonrasında yabancı ülkelerdeki
yaşamı üstüne çokça düşünmüştüm. atv
kanalında yayımlanmakta olan Nâzım Hikmet
Belgeseli için şubat ayından bu yana çalışırken de
yine bu dönemin yanı sıra yaşamının Türkiye'deki
süreçleriyle diyebilırim ki içli dışlı oldum...
• • •
Bir insanı, o insan gibi, olduğu gibi, şemalann,
kalıpların, önyargıların, yakıştırmaların dışında
tanımlayabilmek, hatta algılayabilmek, belki de
dünyanın en güç şeyi. Bence bu olgu, en
yakınlanmızla, çocuğumuzla, kardeşimizle, anne
babamızla, sevgilimiz ya da eşimizle ilişkilerimiz
için bile (ve bazen de özellikle bu ilişkiler için)
geçerli... Algılanmak, tanımlanmak istenen kişi,
kimilerinin dokunulmaz bir kahraman olarak gök-
lere çıkardığı, kimilerininse hain olarak yerin dibine
batırdığı biriyse, yapılmak istenen şeyin çetinliği
kendiliğinden ortadadır.
•••
Nâzım Hikmet'in yaşamının Türkiye'deki dönem-
leri üstüne araştırmalar yapar ve düşünürken,
1920'lerdeki, 30'lardaki, genç, pırıl pırıl; tutku,
yetenek ve atılganlıkla dolu bir yaşamın,
kıskançlıklar, ihanetler, aptallıklar, alçakça baskılar
ve saldırılarla nasıl örselendiğini, zedelendiğini,
kırıldığmı gördüm. Inançlarının sağlamlığı ve
yeteneğinin büyüklüğüyle, yıkılmadığını, en zor
koşullarda da devce eserler ortaya koyduğunu, bu
anlamda sapasağlam ayakta kaldığını biliyoruz.
Fakat özel yaşamının kırıklarla dolu olduğunda
kuşku yoktur...
• • •
Hayatındaki iki kadın üzerinde de çokça
düşündüm: Piraye ve Münevver Hanım'lar...
Piraye Hanım, 12 yıl, 1938'den 1950 ortalarına
kadar, onun hapisten çıkmasını beklemiş olan
eşidir. Nâzım'ın hapisten çıkmasına çok az bir
zaman kala aynldılar. (Nâzım Piraye Hanım'ın git-
tikçe artan ilgısizliğinden, hapishaneye seyrek
gelişlerinden yakınıyordu ve bu arada Münevver
Hanım'a âşık olmuştu.) Ayrıldıkları 1950 yılından
birkaç ay önceki ölümüne kadar, Piraye Hanım
(yakın aile çevresi dışında) denebilir ki bütün
dünyaya kapalı bir yaşam sürdü. Nâzım'a küskün
olduğu, onu hiç bağışlamadığı biliniyordu, fakat
hiçbir yerde hiç kimseye Nâzım'la ilgili olumsuz bir
söz söylediği işitilmedi. Çok yaşlandığı son
dönemlerde, TV'lerde Nâzım Hikmet'i gördüğünde
"Bu benim kocam" dediğini, oğlu M. Fuat'ı bazen
Nâzım sandığını yakın çevresinden biliyorum...
Piraye Hanım'ın tutarlı fakat kırık bir yaşamı
oldugunu herhalde söyleyebiliriz...
• • •
Münevver Hanım, akrabası Nâzım Hikmet'i
Bursa Hapishanesi'nde ziyarete gittiğinde evli bir
kadındı ve bir kızı vardı. Belli ki hayatının bir
buhran dönemindeydi. Nâzım hapisten çıktığında
evlendiler ve oğulları Memet doğdu. Nazım
yurtdışına çıkmak zorunda kaldıktan sonra, küçük
bir çocukla, yoksulluk ve polis baskısı koşullannda
yaşadığı, arkadaş kahpeliği ve belki bazı zaaflarta
da gölgelenen hayatı bir karabasan olmalı. Yıllar
sonra yurtdışına çıktığında bu kez Polonya'da güç
koşullarda yaşadı. Sonra, yine çok da kolay
olmadığını tahmin ettiğim koşullarda Paris'te
yaşamını sürdürdü. Nâzım Hikmet'in Yaşar
Kemal'in eserlerinin Fransızcaya çevrilmesinde
çok büyük emekleri geçti...
Münevver Hanım'ın evliliğini bozduğu ya da
yaşamını Nâzım'la birleştirdiği için acaba pişmanlık
duyduğu oldu mu? Hayatında başka pişmanlıklan
oldu mu? Hayatı tutarlı ya da kınk bir hayat mıdır?
Yanıtlaması oldukça güç sorular...
• • •
Insanın, kendi yaşamı ya da başkalarının
yaşamlan üstünde düşünceler üretmesi gerçekten
de dünyanın en güç şeyi. Belki de en iyisı, yazıyı
Nâzım Hikmet'in ünîü şiirlerinden birindeki dizeler-
le bitirmek:
"İnsan oğlunun ömnj
Belki lüzumundan fazla kısa
Belki lüzumundan fazla uzun;
Ve neden dolayı insanlar
Şu tabakta yatan uskumru kadar mahzun?
Bir tek daha içelim..."