23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
17 HAZİRA*J 1995 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 13 ANKARA kulisi IŞIK KANSU Dışişleri'ne para yok H ikmet Çetin'in Dışişleri Bakanlığı döneminde çıkarılan teşkılat yasası ile bu fcıakanhğn meslek memuriannın maaşlan örnek kuaımlardakilere yakın düzeye getırilmişti. B u yasa, meslek memurianna zam yapılmaana neden olmamış, ancak b>ir eşitsızliği düzettmişti. Geçen mart ayında çıkan bır yasa gücünde kararname ile tüm devlet memuriannın özel hizmet tazminatı tavan oranı yüzde 30 düzeyinde yüksettildi. Dışişleri Bakanlığı meslek memurlan ise, bu kararnameden yararlanamadılar. Böylece, bu durumdakılerin özel hizmet tazminatları, 1993 yılında çıkanlan kararnamede öngörülen oranda kaldı. Dışişleri Bakanlığı'ndaki memurtar, haksızlık olarak niteledikleri bu durumun düzeltilmesi için Başbakan Tansu Çiller ile Başbakan Yardımcısı Hikmet Çetin'e başvurdular. Edindiğimiz bilgiye göre, Çetin, 27 temmuza değin bir yasa gücünde kararname çıkanp, bu haksızlığı giderme vaadinde bulundu. Dışişleri Bakanı Erdal inönü de, konuyu yakından izliyor. Geçenlerde Başbakanlık'a bir yazı yazdı ve bakanlığındaki meslek memurlannın özel hizmet tazminat oranlanna ilişkin tavanda da, yeterli düzeyde (yüzde 80- yüzde 100 oranında) artış yapılmasını istedi. Özetle, Dışişleri Bakanlığı'ndaki memuriar da en doğal haklannı istiyorlar. Başöğretmene yakalanmak A tatürkçü Düşünce Demeği'nin düzenlediği "Turhan Selçuk'a Selam Gecesi"ni yüzlerce genç izledi. Şinasi Sahnesi tıklım tıklımdı. Abdülcanbaz'ın yaratıcısı Turhan Selçuk, gecede anılanm anlattı. Bir tanesinı aktaralım: Turhan Selçuk, 12 yaşındadır. Başında ilk gençliğın kavak yelleri esmektedir. Atatürk Orman Çıftliği'ne kaçamak yapar. Gider bir lokantaya. soğuk birayı ister Bir-iki yudum. Derken, yakalanır. Hem de kime 9 Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'e. Atatürk, yan masadadır. Vekilin namı T BMM'de, her milletvekilinin kendısine göre bir "görüntüsü" var. Mılletvekılleri, görüntüleri ne denli güçlüyse, o denli gündemde kalıyorlar. Kimileri de, hıç unutulmuyor. Çünkü onlann "03011", lakaplanndan geliyor. Kimi milletvekillerinin lakapları ve "hakediş" nedenlerı şöyle: Şekspir Necmi (Necmi Hoşver-Bolu-DYP): Kıyak emeklilik yasasının metnini en anlaşılmayacak biçimde hazırladığı içın. GİK Mustafa (Mustafa Kupelı-DYP-Adana): DYP Genel Idare Kurulu üyeliğine seçildiği zaman, Adana Havaalanı'na, "Mustafa Küpeli GİK'e, diğerieri DİP'e" pankartı asarak, Uğur Aksöz ve Ahmet Şanal'ın partiden istifalarına gerekçe hazıriadığı gerekçesıyle. Faili Meçhul Sadık (Sadık Avundukluoğlu-Kınkkale- DYP): Faili Meçhul Cinayetlen Araştırma Komisyonu Başkanı olarak, partisınin tepkisini çekme pahasına rapor kaleme aldığı için. 3 Silahşörier (Tunç Bilget- Münif Islamoğlu-Coşkurv Kırca): DYP'nin "en şahinleri". Kuliste hıç birbirlerinden ayrılmamalan ve "sıkı muhalefeti" kımseye bırakmamalan nedeniyle. BALARISJ Ikı sarhoş, arabada gidıyorlardı. Sürucü olanı, arkadaşına sordu: "Kent merkezine yaklaştık mı dersin?" Arkadaşı, "Kentin göbeğindeyiz sanınm" dedi Sürücü, burnunun ucunu göremiyordu: "Nereden aniadın ki?" Dığerı, soğukkanlıydı: "Arkamızdaki cankurtaran yoldan adam topluyor." Kurabiye Başbakan Tansu Çiller, bır eliyle genellikle erkek işı sayılan "deviet yönetmeyi 1 ' üstlenirken, diğer eliyle hamur yoğuruyor. Çiller, Yusuf Bozkurt Özal'ın lideriiğindeki Yeni Parti'yi ziyaretınde, bu partinin genel başkan yardımcısı Yurdusev Anğ'ın yaptığı diyet kurabiyelerinı çok beğendi. Arığ'dan kurabiyenın tarifini aldı. Eh, diyet kurabıyesinin yanına, cildini güzelleştiren bir kuşburnu iyi gider hani. Sözlerin perde arkası C umhurbaşkanı Süleyman De- mirel, Kazakıstan'a yaptığı ge- zinin ilk gününde gazetecilere bir akşam yemeğı verdi. Önüne gelen, karıdes ve havyarlı so- mon fümeden oluşan yemekten birkaç parçayı ağzına atan Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, diğer yemekleri reddedip, gazetecıleri epeyce bilgilen- dıren, yaklaşık 1.5 saat süren bir kc~ nuşma yaptı. 196O'lı yıllarda Türki- ye'nın nasıl çok yönlü politikaya yönel- diğıni ve o dönemde Batı'nın karşı çı- kışına rağmen, Sovyetler Birliği'ne Anadolu'da yatınm yapma olanağı ta- nındığını anlattı. Böylece Demirel, Türkiye ve çeşitli ülkeler ile ışbırliği olanakları arayan Ka- zakistan ile bırlikte diğer Türki cumhu- riyetlere baskı yapan Rusya Federas- yonu'na mesaj gönderiyor olmalıydı. Cumhurbaşkanı, bir Orta Asya ufku çizip, "Dünya oturmamıştır. Türki- ye'de insanlara, 'Ekmek mı, güvenlik mi, hürriyet mi?' diye sorsanız, 'Üçü- nü birden işterim' der. İşte, bu de- mokrasi kürtürüdür. Eğer, insanlar, bu üçü arasında bir tercih yapıyor- sa, demokrasi kültürü zaafa ugra- mıştır" dedi. Yani Demirel, Türki cum- huriyetlerin, demokrasi yolunda daha çok fınn ekmeğe gereksinimleri oldu- ğuna değiniyordu. Cumhurbaşkanı; Kazakistan'a veri- len Eximbank kredılerinden söz açtı, bu ülkenin çeşitli uluslararası anlaşma- lara ımzaatmasında, uluslararası kuru- luşlara girmesinde Türkiye'nın büyük Can simidi A ynı zamanda bir yanmada olan Anadolu'da denizcilik, bugüne değin hep geriye itildi. Cumhuriyet tarihinin denızle bağlantıfı en medyatik tartışmasını, Atatürk'ü Samsun'a götüren Bandırma Vapuru'nun bir transatlantiğe benzetilmesinin oluşturması, sırf uydurma hevesınden olmasa gerek. Gemı yapımı, tıcaret filosunun cılızlığı, dünya deniz ticaretindekı ülke payının gülünç denebilecek rakamlarda olması, deniz kiriiliği düzeyı gibi konularda, toprakları bir yanmada oluşturan ülkeye yakışmayacak bır tablo oluşunca cıddi bir adım olarak "Denizcilik Müsteşariığı" kurulabildi. Bakanlığın ilk sahibi CHP Ankara Milletvekili Ibrahim Tez, müsteşarlığı idealist bürokratlaıia oluşturdu. Müsteşar Yardımcılığı'na atanan Murat Uzun, genç çalışma arkadaşlarıyla, Türkiye'de ilk kez; Kıyı Envanteri, Denizcilik Sektörünün Büyüme Konsepti, Denizcilik Sektörü Âtılım-Gelışme Programı ve Büyume Modeli, Kıyılara İlişkin Antitekel Düzenlemeleri, Türk Deniz Ticaret Filosu ve Gemı Inşa Sanayiinin Bütünleşme Anlayışı Içinde Güçlendirilmesine İlişkin Politika Önenleri, Sektörün Reel Teşviki, Zonguldak Kilimli'de Gemi Söküm Merkezi ve Boğazlar Tüzüğü çalışmalannı 2 yıla sığdırabildi. Bugünlerde haraç-mezat satılmaya çalışılan tersanelere ilişkin önemlı tasanmlar da çalışmalar arasında yer tuttu. Şehircilikten sorumlu Devlet Bakanı Ziya Halis'in, Toplu Konut İdaresi Başkanı Yiğit Gülöksüz'ü, Türkiye'nin temsili açısından önem taşıyan bir uluslararası toplantıya gondermemesinin tartışmaları sürerken, Uzun'un, Denizcilik Müsteşar Yardımcılığı'ndan alındığı haberi geldi. Yeni müsteşar Prof. Dr. Aydoğan Özman'ın da aralarında bulunduğu üst bürokratlan görevden alan Devlet Bakanı Onur Kumbaracıbaşı'nın, denizciliğe can simidi atan genç bürokratlan çok kırdığı bir gerçek. katkısının bulunduğunu aktardı, uzun uzun. Kimbilir, belki de Demirel, Kaza- kistan Cumhurbaşkanı Nursultan Na- zarbayev'in, hergöruşmelerinde, Tür- kiye'nin yardım ve katkılarını yetersız bulduğuna ilişkin sözlerine göndenme yapıyordu. Demirel, konuşmasınınsonunadoğ- ru, Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi'nde de bir ko- nuşma yapacağını açıklayınca, yanın- da oturan eşi Nazmiye Demirel, sus- kunluğunu bozdu: "Orada da böyle yapma. Talebeler, dayanamaz dersine." Masadaki Başbakan Yardımcısı Hik- met Çetin'in bardağı, az kaldı elinden düşuyordu. Demirel de dahil, tüm sa- lon kahkahaya boğuldu. KATKIDA BULUNANLAR: ZİYA AKSOY, AYŞE SAYIN. KIM KİME DUM DUMA Sv BEHtÇAK 1 Jeyj, y' m r B ı '• S r / ı ; 1 ÇİZGÎLÎK KÂMİL MASARACI HARBf SEMİHPOROY L 3/ ^ ^ GADDAR DAVUT SURIKURTCEBE SAÇDAR Y7fl0O/ AAtLAD/AlMI ?. I S/ZLBR '/STf A1U2. SAZJhJf OÂCİ.A/HIS- LABO: SAVAS/ PGOTES7& Evyyt.tK }ÇİM SA T/P VBK/A/E SAZ •VÖfÜJVÜN BAItALJ/H BULUT BEBEK NURAYÇİFTÇÎ TARİHTE BUGÜN MVMTAZ ARIKAN 11Haziran İMRE NAGY İDAM ED/LDL 1958'PE gUGUU, MACAH SıyAS£TÇlSİ IMGE HA6Y(MOjr) pU ÇAUÇMA /teKAOAÇLJ&ye/l >&4M EPÎUU6I 4ÇIHLAMMŞTT. 13S3 '7E STAUN'İN ÖLUMUNPE.U SOfJKA BAŞ8AKAH OÜW /Mg£ AMeÇ T/HZlM gAÇTA OLMAK UZ£B£ S'SCOK KOMUPA İ-/8E&H. ' PÜZ£NLEMELEf*- YAPAMYA Gre/ÇMifr/- ANCAK, /'</ M- O YE7K/LBR1 AL/NARAK KOMÛHİST FVKT/'NİH ME&- KEZ KOMlTESlfiJ&EN ÇIKAZILMIŞT/. 1356>M, ÜU&DS lYfCE A&V4N UOŞMUTSUZLUtOAe. g/£ AYAICLAN- MAYA DÖNUŞÜNCE, MASY YENİDEN BAŞ- BAKANLfĞA ÇAĞS/LM/Şr/. MACARıSTAN 'IN VAIS.ŞOVA PAICrr 'NPAN AYRILACAĞINI /4Ç/K- MAS/j NA6Y ıÇİN SONUN BAÇLANGICI SAyi- LAB/UR. STATÜKOyu KOeubtAK AMAClYLA A44- CA&STAM'A GİB.EH/ ZOVYET BİRu/cLERj /ly/t/ZL- SASTflBMlÇ, MAGY DE TUTUKLA/JM/Ş7-/• Ayaklanma sırasmda ktn/am k.r Shliın t k StVEREK ASLİYE HUKUK MAHKEMESÎ'NDEN BİLDİRİLMİŞTİR Dosya Esas No: 1992/988 Davacı Ismail Hakkı Bucak vekili Av. Ömer Fanık Göllü tarafından davalı Makbule Bucak ve müşterekleri aleyhine Si- verek ılçesi Büyükoba birliğinde kain 153,158 ve 159 parseller üzerinde ekili ağaçlara davacının zilyet olduğuna dair mah- kememizde açılan zilyetliğin tespiti davasında; Dava konusu parsellerin maliklerinden davalılar: Osman kızı Muazzez, Osman kızı Emine, Osman kızı Adalet, Osman kızı Cemile, Osman oğlu Halil Fahri, Osman kızı Saadet, Osman kızı Makbule, Osman kızı Zehra, Kudret, Abuzer, Yahya, Mehmet Kaplanoğlu, Halil Kaplanoğlu, tbrahim Kaplanoğlu, Zeliha Kaplan, Rukiye Kaplan, Faris Kaplan adlanna çıkan tebligat ve zabıta marifetiyle yapılan araştırmada da adresleri tespit edilemediğinden bu davalılara tebligat yerine kaim ol- mak üzere durusmanın atılı bulunduğu 18.7.1995 gûnü saat 9'da mahkememizde hazır bulunmalan ya da kendilerini bir ve- kille temsil ettirmeleri, aksi halde yargılamanın yokluklarında sürdürûlüp sonuçlandınlacağı hususu ilanen tebliğ olunur. Basın: 22432
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear