25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 7 MAYIS 1995 PAZAR HABERLER Gölhan: 300 trüyon bite az • GAZİANTEP (Cumhuriyet Güney Üleri Bürosu)-Mıllı Savunma Bakani Mehmet Gölhan, •Çelik Harekâtı' ile Kuzey Irak'ta bulunan bölücü örgütün yüzde 85'inin yok edildiğinı öne sürerek, "Bu operasyona gölge düşürmek isteyenler var. Bu operasyon içın 3 trilyon harcadık. Hangı vatan evladı bu paraya değmez. 300 trilvon bıle harcanz" dedi. Bakan Gölhan, terörden terruzlenen Gûneydoğu'da yatınm seferberlığı başlatmak amacında olduklannı söyledı. Centjlmenfik anlaşması • ANKARA (AiNKA) - CHP TBMM Grup Başkanvekıli Fuat Çay, Başbakan Tansu Çiller ve Başbakan Yardımcısı Hikmet Çetın'ın dört TBMM ihtısas komisyonu başkanlığının CHP'ye gen venlmesı konusunda anlaştıklannı bıldirdı. Fuat Çay, yaptığı açıklamada, DYP-SHP koahsyonunun başlangıcında, bakanlık dagılımına göre partılere verilen TBMM ihtısas komisyonu başkanlıklannın zaman içınde SHP'nin ehnden çıktığını söyledı BUPSIU öğrencilerin zorunlu hizmeti • ANKARA (ANKA)- Maliye Bakanlığı, kamu kurum ve kuruluşlannca burslu olarak okutulan öğrencilerin. okullannın bıtıminde bu kurumlarda zorunlu hizmet yükümlülüğünü kaldıran karara açıklık getırdi. Buna göre söz konusu öğrencılenn yükumlülüğü kaldınlırken hiçbır krediye dönüştürme ya da borçlandırma ışlemı yapılmayacak. Maliye Bakanlığı'nın Resmı Gazete'de yayımlanan karanna göre. kamu kurumlannca burs verilerek ya da yurtıçindekı okullarda zonreha hizmet yükümlüsü olarak okutulan. öğrencılerden. yılbaşından önce atamalan yapılmayanlarda hiçbir borçlandırma veya kredılendirme ışİemıne gıdilmeyecek. Yılbaşında öğrencı olanlann okullan bitiminde söz konusu kurumlara atanmak içın başvuruda bulunma haklan ıse saklı kalacak. Bu durumda olanlardan kurumlanna başvurduklan halde üç ay içınde atamalan yapılmayanlann da zorunlu hizmet yükümlülüğü kalkmış sayılacak. Demrryol-İş'in delege davası • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -Yargı. Demıryol-lş Sendıkası'nın 'delege dengesını bozduğunu" hükme bağladı. Ankara 8. tş Mahkemesı. Demıryol-fş Sendikası Haydarpaşa Şubesi Genel Kurulu'nun ıptalıne ılişkin karan 'Genel merkezin, şubeler arasındakı delege dengesını. bır kısım mülahazalarla bozmak amacıyla' hareket ettiği gerekçesıyle iptal ettı. Sendika. karara ıtıraz ederek Yargitay'a temyiz ıçin başvurdu. AGİT Heyeti İP'yi ziyaret etti H tstanbul Haber Servisi - Bir süredır ülkemizdekı temaslanna devam eden AGÎT Heyeti, dün Işçı Partısı (İP) Istanbul tl Merkezi'ni ziyaret etti. AGİT Parlamenterler Asamblesı Başkan Yardımcısı Willy Wimmer başkanlığındakı heyeti kabul eden IP Genel Başkanı Doğu Perinçek. görüşme sırasında Türkıye'deki insan haklan ihlallenne değindı. Perinçek, Türkiye'nın şu an içınde bulunduğu ekonomik ve toplumsal tablonun Dünya Bankası ve IMF'nin dayatmalan sonucu ortaya çıktığını savundu AGİT heyeti, yazar Yaşar Kemal ile de görüştü. Yaşar Kemal görüşme ile ilgili olarak yaptığı açıklamada, AGlT heyeti ile Kürt sorunu hakkında bır görüşme yaptığını söyledı. Heyetin kendisıne, "Kürt sorunu banşçı yollardan nasıl çözülebılir?" sorusunu yönelttığini belırten Kemal, bu konudaki düşüncelerini aktardığını ifade ettı. Deniz Gezmiş, Hüseyin înan ve Yusuf Aslan, 23 yıl önce asıldılar Aşk olsun saııa çocukORALÇALIŞLAR Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan \e Hüseyin Inan'ın ıdam edilmelen- nın üzerinden tam 23 yıl geçmiş. Günümüzün gençhğı belki Denız"ın adını duymuştur. Ama Hüseyin ve Yusuf, büyük çoğunluk içın bır şeyler çağrıştırmayacak kadar uzaklarda kalmıştır. Ar- tık Deniz'lerin idamı bır tarihtır. Her şey taptaze bellek- lerimızde yaşarken, bun- ları bir tarih olarak an- mak içimize ganp bir hü- zün veriyor. Tuncer Sümer'le. Ya- şar Kemal'in duruşma- sında karşılaştık. Tuncer, Sinan Cemgil'Ie bırlikte Nurhak Dağlan'na çıkan gruptandı. Sınan Cemgil, 12 Mart askeri darbesın- den sonra Nurhak Dağla- rı'nda öldürüldugünde onunla beraberdi. Orada yakalandı ve Deniz'lerle birhkte idamdan vargı- landı. Tuncer Sümer. şımdi 68"lıler Vakfı Genel Sek- reterı Onunla Savaş Ay'ın A Takımı ıçin ha- zırladığı "Deniz Gez- miş" programından söz ediyorduk. "Denizlerin idam edildiği gece seninle aynı koğuştaydık, hatıru- yor musun'Miye sordu 23 yıl öncekı o acı gece- yi unutmak ne mümkün. Deniz"ın "Haydi eyvaflah arkadaşlar" dıven sesı yıllardır hiçbınmızın ku- laklanndan gıtmıyor. Tuncer, o geceyi TV programında anlatırken ağladığını söyledi. Utan- mış. "Yaşlanıyoruz herhal- de, kcndimi tutamadım." Evet aradan 23 yıl geçtı. Ama bu satırlan yazarken bile, bütün o günleri yeni- den yaşıyorum. Mamak Asken Cezaevi'nın karan- lık koridorları. Denız'ın hepımizi sevınce boğan tatl] espnleri ve o acı dolu gece....... «. .-. . .... , • Demirerin önderliğindeki AP'lilerin Deniz'leri astırabilmek amacıyla nasıl gayret ettiklerini hiç unutmuyorum. Deniz'lerin idamı için TBMM'de çok ibret verici konuşmalar yapıldı. îstanbul Milletvekili Nuri \ Eroğan şöyle diyordu sözgelimi: • "... şayet bu melunlann hayatlannın bağışlanması yolunda el kaldıracak olanlar bulunursa, bunlar bilsinler ki, tarih bu ellerin sahiplerini son müstakil Türk devletini yok etmeye matuf olarak kabul edecek ve Türklük onlan hiçbir zaman affetmeyecektir." 23yüs O R A L Ç A L I Ş L A R En uzun koşuvsa elbet Türhye de de Devrim O, onun en güzel yüz metresini koştu En sekmez lüverın nam- lusundanfırlayarak En hızlısıydı hepimizin, En önce göğüsledi ipi... Acıyorsam sana anam avradım olsun Ama aşk olsun sana çocuk, AŞK olsun CAS YÜCEL Yusuf Aslan Yeniden 23 yıl öncesine dönüyorum. Deniz'in, Yu- suf'un, Hüseyin'in aüele- rinı, avukatları Halit Çe- lenk veMükerrem Erdo- ğan'ı, Şekibe Çelenk'ı \e ıdamlarını engelleyebil- mek içın çırpınan yüzlerce gayretli insanı hatırlıyo- rum. Ama, onların idamını onaylayan TBMM'de AP'li mılletvekillerinin sesleri de dün gibi kula- ğımda. Bazılannın demok- rat zannettikleri SüTeyman Demirerin önderliğindeki AP'lilerin Denız'len astı- rabilmek amacıyla nasıl gayret ettiklerini hıç unut- muyorum. Denizlerın idamı için TBMM'de çok ibret verici konuşmalar yapıldı. Günü- müze de ışık tutacak bu konuşmalardan bazılannı aktararak nerelerden nere- lere geldiğimızi değerlen- dirmek istiyorum: "... şayet bu melunlann hayatlannın bağışlanması volunda el kaldıracak olanlar bulunursa, bunlar bilsinler ki, tarih bu eUerin sahiplerini son müstakil Türk devletini yok etmeye matuf olarak kabul edecek ve Türklük onlan hiçbir zaman affetmeyecek- tir."(Nuri Eroğan, Îstanbul Mılletvekıh) "Siz burada üç kişinin idam cezasını tasdik etmi- yorsunuz, vereceğiniz ka- rarla Türk ordusunun haysiyetini ibra ediyorsu- nuz. Vereceğiniz kararla komünistleri red ediyorsu- nuz." (Cevat Önder, Erzu- rum Milletvekili) Zamanın başbakanı Ni- hat Erim'in sözleri de bu- günlen ne kadar andınyor: "Türkiye'yi bölmek ve parçalamak, demokratik rejimi. Türk devletini yık- mak için silahlı mücadeJe- ye çıkmış olanlar vardır... Önümüze gelen kanun ta- sarısı (Deniz'lerin idam karanndan söz ediyor), bu Hüseyin Jnan suçlulardan bir kaçına ait bulunmaktadır. Yetkili mahkeme kılı kırk yararak bunlar hakkındaki hük- münü vermtştir." Bır başka AP'li millet- \ekılının sözleri de hâlâ ibretle okunacak düzeyde- dir: "Devletimiz için bir tek kişi değerlidir, bir tek kişinin noksanüğı kayıptır. Fakat devletimizin yaşa- ması için, binlerce kişiyi kurban etmek farzdır ar- kadaşlar." (Hamdi Özer, 68'liler Birtiği Vakfi'nın düzenlediği mezar ziyaretlerine katılanlar, bundan yaklaşık 23 yıl önce aralanndan aynlan arkadaşlannı andılar. Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan mezarlannın başında anıldılar 'Cellatunutulur, kahramanlar yaşar9 Malatya Senatörü) Demirel önderliğindeki AP'li milletvekilleri buna benzer hamasi nutuklarla ellerini kaldırdılar ve De- niz'lerin idamlannı onay- Iadılar. Ve bunu yaparken gericihğin her zamanki gerekçesine sarıldılar: 'Yüce devletin yaşaması ülkemizin bölünmesüün ve parçalanmasının engellen- mesL' Idam gecesi Deniz'ler, 5 mayıs gece- si Mamak Askeri Ceza- evi'nden alındılar ve 6 mayıs sabaha karşı Ankara Kapalı Cezaevi'nde idam edıldiler. Deniz, Hüseyin ve Yusuf, ıdamlanndan 15 gün önce bırlikte yargılan- dığı arkadaşlanndan ayn hücrelere konmuşlardı. tdamı durdurabilmek ıçin gecesini gündüzüne katan- lanndan başında Deniz'le- rin ailelen gelıyordu Ce- mil Gezmiş, Beşir .Aslan ve Hıdır İnanson gece artık çaresizdiler O geceyi De- niz'in babası Cemıl Gez- miş şöyle anlatır: "Biz Hıdırla (Hüseyin tnan'ın babası), Meclis'i terk ettikten sonra dışanya çıkük, hafif bir yağmur ya- ğıyordu. Oturduk, Kızı- lay'da bir parkta, çocukla- nmızı nasıl defnedeceğüni- zi düşündük. Çünkü o gün, gece sokağa çıkma ya- sağı Uan edilmişti. Belli* ki idamlar \apılacak artık, ortam hazıriıyorlar. Bir ya- kımmzın ölümü, birdenbi- re gettrse şok etkisi yapar. Aynen zehir gibidir. Yavaş yavaş almaya başlamışsa- nız, etkisini kaybeder. Ba- ğışıklık kazanırsınız. Biz bir sene kendimizi alıştır- dık buna. Bir sene, gide ge- le, o atmosferi teneffüs ede ede kendimizi buna hazır- ladık. Akşam gittik otur- duk. Bir taraftan yemek yerken bir taraftan da er- tesi gün yapacağımız ha- zırlığı konuştuk... Artık, öyle üst üste gekli ki bu fc- laketler daha üzülecek, ağ- layacak. sıkılacak yerimız kalmamıştı. Kendimizi bu felakete hazırlamıştık za- ten." Mamak'taki hava ise da- ha farklıdır. Tuncay Çelen o geceyi şöyle anlatır: "5 mayıs gecesiydi ve bir ga- riplik olduğunu sezdik. O gece nöbetçi inzibat erlerin- den, askerlerden biri geldi, Abı, bu gece Denız'i, Hü- seyin'i, Yusuf'u asmaya götürecekler' dedi ağlaya- rak. Gece bire doğru cem- selerin geldiğini duyduk. Tahminen saat iki buçuk sulan falandı. O anda tank- lar çalışı>ordu. Zincir şa- kırtılanndan, üç arkadaşı- mızı hücrelerinden çıkart- tiklannı anladık. Gardiyan Nafız ve lsmaıl ağlayarak koşuşturuyorlardı: bötü- recekler. götürecekler' di- ye. Generaller, şakır şukur kapı amndan yukanya ge- çince onlar da ağlayarak kaçıyordu aşağıya doğru. Gardiyan Hamdi'yi teskin ettim. Ağhyor ama hüngür hüngür. Biraz sonra tabii prangaları vurmuşlar ayaklanna zincirler takılı arkadaşlanmızı çıkarddar. Deniz, herkesin duyabilece- ği şekilde. "Haydı. hoşçaka- lın'diye bağırdı. L'zerinde Kızıla\ amblemi bulunan araçlara bindirdiler. Biz de helanın camından sev rettik, tabii sabaha kadar da uyu- madık." ^ Deniz Gezmifj artaüyopiar MIKRO DEVÇ TAYANÇ Gazete "Bu 'gazete'd/r. Artık, her gün okuyacak ve hem ülkeni hem dünyayı tanıyıp öğreneceksin" diyor babam... 'Gazete'ye bakıyorum: Cumhuriyet! "Büyüyünce 'Cumhuriyetçi' olacağım" diyo- rum... Çevremde gülüşmeler. "Cumhuriyetçi değil, ga- zetecı" sesleri... "Cumhuriyetçi" diye yineliyorum. "Inatçıdır" diyor babam, gülüşertlere... "Inatçı" olduğumu kanıtlayabilmem için baba- mın ölmesi ve benim de yaşam savaşına atılmaya zorunlanmam gerekecekmiş! • • • Cağaloğlu'ndan yukarı yürüyorum, cebimde "Saym Ecvet Güresin'e" yazılı bir zarf. Zarnn için- de "geleceğim" yazılı. Nasıl "yazılı" olduğunu bil- miyorum. Tek bildiğim, Hâzım Amca'nın (amcalık hakkını ödeyemeyeceğim rahmetli cerrah Hâzım Bumin) yazdığı "tavsiye" mektubu olduğu. Cağaloğlu Yokuşu'nu çıkarken kararımı veriyo- rum; "Ben tavsiyeyle değil, bileğimle iş bulaca- ğımü!" llk kırtasiyeciden bir zarf alıp en özenli yazımla, "Sayın Ecvet Güresin" yazıyorum üstüne, gelece- ğimi yazarmışçasına... Sonra anımsayabildiğim tek şey, Ecvet Bey'in üstü yazılı, ıçi boş zarfı açıp soru dolu gözlerie ba- na baktığı ve benim tüm ukalalığımla, "Cumhuri- yetçi olmak isteyen, kendi göbeğini kendi keser" deyişım... Ecvet Bey'in gülen gözlen, geleceğim oluyoıi • • • Neş'eme sığınmış, "çeyrek yûzyıl" öncesini yaşı- yorum, Cumhuriyet'ın bahçesini, eski konağı ve eskı-yeni 'Cumhuriyetçiler'\ izlerken. Bahçe yavaş yavaş doluyor. Birazdan, eskilerle yeniler kucakla- şıp 72 yaşın gençliğinın kıvancını kutlamaya başla- yacaklar. Kurtuluş Savaşı'nı (ya da Cumhuriyet'in Kuruluş Günleri'ni) anlatanlar çıkacak mı? Bilemiyorum... Ama, çok tyi biliyorum ki; gelip "geçen" fırtınalan(!) anlatanlar olacak. Bızler, onların geçmişe "göm- dükleri"ne bakıp; şimdi, boyunlarındaki "satılık" levhalannı bize "havale etmek" isteyenlere "aydın- lanmacı hoşgörüsüyle" gülüp geçeceğiz! Gülüp geçtiklerimiz (ve de "geçeceklerimiz") arasında nıce "yen/"ler çıkmış... Niceleri "12'ler- den vurduk" dercesine sansür getirmiş, kapatmış, "almaya" kalkışmış... "Inatla, inançla dayanmış Cumhuriyet" diye ge- çiriyorum içimden, "ders nıyetine, Gazete'nin tari- hi de okutulmalıydı çocuklara..." Neş'e sanyor içimi; çocukmuşumcasına... ••• Ana ftkir: Çocuk inadımda haklıymışım; "Cum- huriyetçi" olmakla, "gazeteci" olmak özdeş. Ana fîkrin ana fikri: Gazete olmakla, Cumhuri- yet olmak arasındaki özdeşliği kavramak için, Tür- kiye Cumhuriyeti'ni kavramak gerek. Kültür Bakanı Ercan Karakaş: sorunu demokratikleşme tstanbul Haber Servisi - Kültür Bakanı Ercan Ka- rakaş, DYP ile üçüncü ve son kez koalısyona gıttikle- nni belırterek. "Son koaiis- yon protokolünde, 80 yasa maddesinin değişraesi için anlaşmaya vardık, ama ka- bul edilmelidir ki, bu parla- menter sistem ile geriye ka- lan 18 ayda bunlann değiş- mesi mümkün görülmü- yor" dedı Ercan Karakaş, 1Ü tkti- sat Fakültesi Mezunlan Ce- miyeti'nin "20. Iktisatçılar Haftası" nedenıyle düzen- lediği "Ekonomide *« Siya- sette Kriz ve Çözümleri" sempozyumunun son otu- rumu olan "Devlet ve De- mokratikleşme Süreci" pa- nehnın açılış konuşmasını yaptı. Demokratıkleşmenın Türkiye'nın bır numaralı sorunu olduğunu söyleyen Ercan Karakaş, "Kamu- oyunda son zamanlarda tartışılan konunun aksine, TM\"nin 8. maddesini de- ğiştirmekle Türkiye'de de- mokrasiyi sağlayamayız." dedı Kültür Bakanı Karakaş, "Bizim gibi sık sık askeri darbeler yaşayan Akdeniz ülkelerine baktığımızda, darbelerden sonra halkın geniş katıhmı ik \eni anaya- salar \apılmış. demokrashi sağlamak için hızfa adımlar adlmıştır. Bizde ise bu sürec hep ters işlemiştir. Genclde Baö örnek ahnıyor, ama bu benim için farkhdır. Benim için geçerli olan insan hak- larının tarihsel gelişmesi, hak ve özgürlüklerdir 1 * diye konuştu. Göçmen çocuklar ailelerine kavuştu BURSA (AA) - Aileleri- ne kavuşmak içın Bulgaris- tan'dan yaklaşık bır ay ön- ce Türkıye'ye kaçak yolla giriş yaparken yakalanan ve Bulganstan'a ıade edı- len 7 çocuğun ailelerine kavuşmalanyla özlemleri sona erdı. Bursa'nın Mıllet Mahal- lesı Meşe Sokak'ta oturan dokuma işçısı Halime ve ınşaat işçısı Recep FeyzuJ- latı çiftı. Başbakan Tansu Çiller'in gınşımiyle Türkı- ye'ye gelen iki çocuğuna kavuşmanm sevincmı yaşı- yor. Feyzullah çifti, Kırca- ah'nin Hatıpola köyünde kalan 5 yaşındaki Cemüe ve 9 yaşındaki Erol'dan yaklaşık 45 günden beri ayn olduklannı ve çocukla- nna tekrar kavuşamayacak- lan düşüncesiyle ümitsızli- ğe kapıldıklannı söylediler. Haber Merkezi - İdam edilmelerinın üzerinden tam 23 yıl geçen Deniz Gezmiş. Hüseyin tnan ve Yusuf Aslan mezarlan başında bir kez daha anıldı Avukatlan Halit Çelenk, düzenlenen törende yaptığı konuşmada Gezmiş, İnan v e Aslan'ın emperyalizme \e onların işbırlikçilerine karşı bağımsızlık mücadelesı verdiklennı belirterek 'Ölüme hoşgeldin, sefa geldin dedüer" diye konuştu. îstanbul "da ise 68'liler Birliği Vakfı"nm düzenlediği mezar zı>aretlerine katılanlar. bundan yaklaşık 23 yıl önce aralanndan aynlan arkadaşlannı andılar. 1972 yılında idam edilen Deniz Gezmiş, Hüseyin inan ve Yusuf Aslan'ın mezarlan başında dün düzenlenen törende konuşan Avukat Halit Çelenk, onlann temel ilkelerinin antı-faşizm ve antı-emperyalizm olduğunu belırterek bu ilkelenn bugün içın de geçerli ve doğru olduğunu söyledı. Halit Çelenk, "Türkiye'nin bağımsızlığı ve halkımızın kurtuluşu, mutluluğu için yemyeşil yasamlannı ortaya koymaktan çekinmedüer" dedi. 68'liler Birliği Vakıf Başkanı Necla Ülkü Kugün de konuşmasında Gezmiş, İnan ve Aslan'm tek suçlannın daha güzel bir geleceğe inanmak ve o uğurda mücadele etmek olduğunu söyleyerek Tarih, toplumu ilerletmek için ölümü göze alanlarla onlan durdurmak isteyen cellatlann hikâyesidir. CeUatiar unutuiur, kahramanlar yaşar" diye konuştu. Bu arada Gezmiş'in mezan başına, "Devrim şehhieri öunez" pankartı asıldı. Bağımsızhk uğruna... tstanbul'da Karacaahmet Mezarlığı'nda bulunan Sinan Cemgil'in mezan başında 68'liler Vakfı tarafından düzenlenen törende konuşan, Vakıf Genel Sekreteri Tuncer Sümer, arkadaşlannın. Nâzım Hikmet'in tt Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine" dizelerinde olduğu gıbı yola çıktıklannı ve halkın bağımsızlığı uğruna can verdikJerinı anımsattı. Sinan Cemgil'ın 31 Mayıs 1971 tarihinde Nurhak Dağlan'nda katledildiğini belirten Vakıf Genel Sekreteri Tuncer Sümer. "Onun savaşımı 6O'lı yıllarda Türkiye tşçi Partisi'nde başlayarak Dev-Genç ve ODTÜ Sosyalist Fıkir Kulübü'nde devam etti. Onun gibi bir hatibin mezan başında konuşmak aslında zor, ama onlar halkın mutluluğu ve bağımsızlığı için savaştılar" dedı. 1975 yılında yaşammı yitıren HamnKaradenız'in mezan başında konuşan Bozkurt Nuhoğlu ıse Karadenız'in ınsanlann ve devrimcılerin en mükemmeh olduğunu söyleyerek "Onun tek istediği, halkının mutluluğu ve ülkesinin tam bağımsızhğıydı" dedı. Aralannda Ergin Konuksever, Halit Ziya Ertan, Gürkan Rişvanoğlu, tsmail Kıpık ve Celal Beşiktepe'nin olduğu vakıf üyelen daha sonra Zıncırlikuyu Mezarhğf na gıdıp Ruhi Su. Abdullah Baştürk, Behice Boran, Kayhan Edip Sakarya. Cavit Orhan Tütengü, \ecdi \e Sevinç Ozgürer'in mezarlannı ziyaret ederek karanfıller bıraktılar. DARÜLACEZE VAKFI'NDAN HAYIRSEVER VATANDAŞLARIMIZA DUYURULUR Darülaceze'de bannan bakıma muhtaç, kimsesiz yaşlı insanlanmızın et ihtiyacı her yıl verdiğiniz kurbanla karşılanmaktadır, minnettanz. Kurbamn sosyalyönü bilindiği gibi toplumsalyardımlaşma ve dayanışmadır. Darülaceze'deki muhtaç ve kimsesiz yaşlüanmızın sağlık açısından tavuk, bahkyemeye de ihtiyacı var! Kurban bağışlarınızı nakit olarak Darülaceze Vakfı 'na yaptığınızda, bu ihtiyaçlar sağlanacaktır. Bayrammızı kutlar, teşekkürlerimizi sunanz. DARÜLACEZE VAKFI Darülaceze'de bizzat vakfimıza müracaatla veya Telefon : (0212)22179 50 her banka şubesinden ve her yerden talimaünizia Faks : (0 212) 221 79 54 aşağıdaki banka hesap numaralanmıza; T. Vakıflar Bankası Şişli Şb. 2.000.001 no'lu hesap Ziraat Bankası Taksim Şb. 1 no'lu hesap tş Bankası Cihangir Şb. 35 no'lu hesap (8Hat)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear