Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
30MAYIS1995SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Ayasofya'da uygarlık ve ilkelük
OKTAY EKİNCİ
•*Günümüzün uygar top-
lumlannda çağdaş sanat et-
kiulikleri için tarihsel me-
kânlann yeğlenmesı, sadece
özgün dekoratıf özellikleri
yüzünden değil.
Hangi dalda olursa olsun.
sanat, "varoluş nedeni" ola-
rak insanhğın geçmtş kültür
birikiminin duyumsanma-
sıyla ve yine insanoğlunun
tarihsel yaratıcılıgının bir
"esin 7pnginHgi" olarak ku-
caklanmasıyla gelişebilır:
"uygariığın sürekliliğini"
sağlayabilir.
Nitekim bu nedenle sade-
ce tarihsel olaylann canlan-
dınldığı gösterilenn değil,
"geleceğe yönetik mesajlar"
içeren etkinliklerin de yine
geçmişe ait degerlerle oluşan
ortamlarda gerçekleşmesi
çok daha coşkulu ve etkili
oluyor.
Tıpkı, Mimar Sinan Cni-
versitesi Tiyatro Gnıbu'nun.
Fatih Sultan Mehmet döne-
mindeki "hoşgörü" zenginli-
ğıni de bugünlere ve yannla-
ra taşımak üzere programla-
nna aldıklan "Baglannlar ve
Dengeler" adlı oyunlanna
sahne olarak. ArkeoJoji Mü-
zesi ve Ayasofya'nın açık me-
kânlannı seçmeleri gibı...
Hoşgörü kültüründen
yoksunluk
Ne var ki MSÜ öğrencile-
rinin, yine günümüzün tüm
uygar ülkelerinde artık kent
kültüriinün yüksek bir ifade-
si olarak kabul edilen bu çağ-
daş tercihleri. "Fatih'in to-
runlan" olmayı siyası söy-
lemlennin başköşesine otur-
tan kimi yobaz çevreler tara-
findan hoşgörüyle karşılan-
• îstanbul'un dört bir çevresini kaçak ve yakışıksız camilerle
donatan ve buna "siyaseten" göz yuman anlayışın, Ayasofya için
tarihe saygılı bir çağdaş kullanım tartışmasına katkıda
bulunabilecek kadar duyarlı ve birikimli olabilmesi elbette ki
beklenemez. Aslında bu tartışma, toplum olarak çağdaş kent
kültürümüzün hâlâ ne düzeyde olduğunun da bir kez daha açığa
çıkması bakımından önem taşıyor.
madı. Gerçı, tiyatro sanatçı-
sı gençlerin çabalan ve istek-
len öyle hoşgörü gerektıre-
cek bir yanlışı ya da "kaba-
hati" elbette ki hiç içermı-
yordu. Ama. orta yerde bu
tür uygarlık gösterilenne
karşı olanlar bulunduğuna
göre onlann varlığı ve tutum-
lan, hoşgörü kavramını da is-
ter ıstemez çağdaş "demok-
rasi kültürünün" gündemı-
ne getinyordu.
Yine tıpkı Kültur Bakanlı-
ğı Müsteşan Prof.Dr. Emre
Kongar'ın son tartışmalar
üzerine yaptığı açıklamada
özellikle vurgulama ıhtiya-
cını duyduğu gibi: "Farklı ve
hatta çatışan fikir. inanç ve
görüşlerin varüğına, bu var-
bgın dinamizm kaynağı oldu-
ğuna ve biriikte banş kurai-
Lanna uygun biçimde yaşa-
yabüeceğine. > aşanıas gerek-
tigine inanıyorum."
(25.5.1995, Cumhufiyet)
lşte, zaten Mımar Sinan
Üniversitesi'nden tiyatrocu
gençlerin de gerek oyunla-
nnda ışledıklen tema ve ge-
rekse bu temayı güçlendir-
mek üzere seçtikleri tarihsel
mekânlann "kültürelzengin-
BğT. Emre Kongar'ın özetle-
diği bu demokratik düşünce
ve inançlara dayanıyordu.
Bizans ve OsmanilTnın ta-
nh ıçensindekı uygarlık bu-
luşmasının. özellikle Fatih
dönemınde sergilenen yük-
sek kültür düzeyını.Mimar
Sinan'ın eşsiz katkılanyla da
ayakta duran "1500 yühk" bir
Bizans şahesennın etkıleyıci
ortamı içensınde, günümü-
zün "tarihsel kimliğinden
kopartılan" toplumuna bir
sanat gösterisiyle anımsat-
maktan ve düşündürmekten
daha güzel. daha anlamlı ne
olabılırdig
..
Tarihin yorgun taruğı
Aslında bu tartışma, sade-
ce A\ asofya gibi tarih içinde
"farklı kültürlerin himaye-
siyle" yüzlerce yıllık geçmi-
şe tanıklık edebilmış bir ev-
rensel kültür mirasının bu-
gün nasıl kullanılması gerek-
tiğinden çok. toplum olarak
çağdaş kent kültürümüzün
hâlâ ne düzeyde olduğunun
da bir kez daha açığa çıkma-
sı bakımından önem taşıyor.
Bınncısı, yani kullanımla
ilgılı kaygılar. Kültür Baka-
nı Ercan Karakaş'ın sözle-
riyle zaten açıkhğa kavuş-
muş durumda.
Dünyadaki ayakta duran
en eski ve en büyük anıtsal
binalardan olan Ayasof-
Liselerin etkinligi
Fetih şehiüeri
için mevlit
• tstanbul'un fethinin 542. yıldönümü
nedeniyle Mehmet Niyazi Altuğ Lisesi
Müdürlüğü'nce 'Fatih ve fetih şehitleri için'
bugün camide mevlit okutulacak, düğün
salonunda anma programı düzenlenecek.
Istanbul Haber Servisi -
Îstanbul'un fethinin 542.
yıldönümünde, Mehmet Ni-
yazi Altuğ Lisesi Müdürlü-
ğü'nce "Fatih ve fetih şehit-
leri için" bugün mevlit oku-
tulacak, düğün salonunda
anma programı düzenlene-
cek.
Okul Müdürü Adnan
Kırtepe, okul müdürlerine
gönderdiği davetiyede, dü-
zenledıkleri anma progra-
mına "öğretmenleri nezare-
tinde 50 öğrenci gnıbunun
kadlmasını ve gereğini arz
ve rica etti".
Bağcılar Mehmet Niyazi
Altuğ Lisesi, Îstanbul'un
fethinin 542. yıldönümü ne-
deniyle bir anma programı
düzenledi. Yılmazlar Dü-
ğün Salonu'nda bugün ya-
pılacak programda, Îstan-
bul'un fethı ile ılgili konuş-
malar yapılacak. Arif Nihat
Asya'dan "Fetih MarşT ve
"Na't" adh şiırler okuna-
cak, Mehter Marşı çalına-
cak. Akşam ile yatsı nama-
zı arasında da Bağcılar Mer-
kez Camii'nde mevlit oku-
tulacak.
Okul Müdürü Adnan Kır-
tepe, Bağcılar'daki okul
müdürlerine. Fatih Sultan
Mehmefın resmi ve Haz-
reti Muhammedın sözle-
rinin yer aldığı bir davetiye
göndererek. öğrencıleri ve
öğretmenlen anma progra-
mına ve mevlide çağırdı.
Davetiye gönderilen okul
müdürlerinden bir bölümü
çağnya tepki göstererek.
"Bir okul müdürünün böy-
le bir program düzenlemesi.
mev lit okutması \e bö\ le bir
davetive göndermesi yanlış-
ör" dedi.
Mehmet Niyazi Altuğ Li-
sesi Müdürü Adnan Kırte-
pe, bu tür programlann
"kültürel etkinlikler" kap-
samında olduğunu belirte-
rek, ilçe kaymakamı ve mil-
li eğitim müdürü ile il milli
eğitim müdürlüğünden ge-
rekli onayın alındığını söy-
ledi.
Son günlerde okullardaki
şiddet olaylannın arttığına
dikkat çeken Kırtepe.
"Amacımız Bagcılar'da bu-
lunan okullardaki çocukla-
n kaynaştırmak. Zorlama
söz konusu değil. Okullan
davet ettik. Davete icabet
ederlerse memnun oluruz.
Bu anma programının ar-
kasında hiçbirşey yok. Der-
nekler, kummlar, geceler
düzenliyor, yalan yanhş şev-
ler söyleniyor. Biz öğrencik-
ri bu tür tehlikelerden uzak
tutmak ve işin doğrusunu
uzmanlardan dinlesinler is-
tedik."
Fetih günü
etkinlikleri
tstanbul'un Türklertara-
fından feth edilişinin 542.
yıldönümü dün törenlerle
kutlandı.
llk tören dün Aksaray Or-
duevi'nde yapıldı.
Daha sonra Fatih Sultan
Mehmet'in, Fatih Camı-
si'nin bahçesınde bulunan
türbesi ziyaret edildi. Türbe
ziyaretinden sonra Fatih
Parkı'ndaki heykele çelenk-
ler konuldu, saygı duruşun-
da bulunuldu ve Istiklal
Marşı okunarak göndere
bayrak çekıldi.
Cumhurbaşkanı Süley-
man Demirel. fetih nedeniy-
le yayınladığı mesajda. "Ec-
dat emaneri Aziz İstanbul'u,
büyüklüğüne yakışacak şe-
kilde. koruyup geliştirerek
gelecek nesillere bıraka-
cağız*' dedi.
S A L I T O P L A N T I L A R I
B İ L İ M B İ R E Y V E ETİK
İLETİŞİM
TEKNOLOJİLERİ
VE ETİK
Orhan Bursalı
Konusmacılar
Mustafa Aslantunalı. Nuzhet Dalfes,
Levent Karamustafaoğlu
30 Mayıs 199S Saat: 18.30
VAI'I KRtDI
Kİ I.T l R
\1 P. R K F. /. I
Yapı Kndi Sermet Çlfter Kûtuphanesl
Istlkil Cakfcı ?B5 BeycÇlu 80050 Istanbul Telefon 1212)252 47 00/441 -245 20 41
Sa 'oo'arvtan m ısteyen *erkes ûcretsız olarak ız'ereb''"
YAPI KREDi
Belediye, otoparkı kaldırmıyor
MEHMET DEMİRKAYA
Eminönü Belediyesi, bütün uyarı-
lara karşın Ayasofya'nın önündeki
otoparkı kaldırmıyor Kültür Bakan-
lığı DönerSermaye tstanbul tşletme
Müdürlüğü; Kültür ve Tabiat Varlık-
lannı Koruma Kurulu'nun kaldınl-
masına karar verdiği otoparkın çalış-
maya devam ettiğini bil-
dirdi. Valiliğe yaptığı baş-
\-uruda. Sarayburnu'nda
patlayan bomba yüklü
nldı ve bugüne değın Kültür Bakan-
lığı DönerSermaye tşletmelen Mer-
kez Müdürlüğü halı satış ve teşhır
mağazası olarak kullanıldı..
20 Araiık I993'te valiliğe başvu-
ran tstanbul tşletme Müdürlüğü, ha-
mama ait bahçe v e yakıt tankının üs-
tünün 'çevrede rüre>en ban kişiier'
tarafından paralı otopark olarak kul-
ültür Bakanlığı Döner Sermaye
lşletmeleri îstanbul Işletme Müdürlüğü.
den çekildiğine dikkat çe
ken Döner Sermaye tşlet-
me Müdürlüğü, turistlerin
yoğun olarak bulundukla-
n Ayasofya önündeki oto-
k i l i i k l d
aracın söz konusu bölge-
den çekildiğine dikkat çe- Ayasofya nın karşısında bulunan tanhı
hamamın önündeki açık otoparkın
kaldınlması için iki yıldır mücadele ediyor.
_ _ _ _ _ _ Eminönü Belediyesi ise müze önündeki
parkçirkYnlığininkaİdıni- otoparkı kaldırmamakta direniyor.
masını ıstiyor.
lanıldığını, otoparkın kaldınlması
için bu kışılere yapılan itırazlar kar-
şısında da işletme elemanlannın teh-
ditedildiğinibildirdi. DönerSerma-
ye lşletmeleri Merkez Müdürü Sab-
ri Ertürk. söz konusu kişilerin böl-
geden uzaklaştınlabilmesi için ku-
rul karan gerektiğinin bildirilmesi
üzerine, Kültür ve Tabiat Varlıklan-
Kültür Bakanlığı Döner Sermaye
lşletmeleri Istanbul tşletme Müdür-
lüğü. Ayasofya'nın karşısında bulu-
nan tarihı hamamın önünde oluştu-
rulan açık otoparkın kaldınlması
içinikıyıldırmücadeleedıyor. 1556
yılında Haseki Hürrenı Sultan adına
yaptınlan ve Mimar Sinan ın eseri
olan tarihi hamam, 1988 yılında ona-
nı Koruma Genel Müdürlüğü'ne
başvurdu.
tstanbul 1 Numaralı Kültür ve Ta-
biat Varlıklannı Koruma Kurulu, 6
Temmuz 1994 tanhinde şu karan al-
dı:
"Eminönü, 59 ada. 1 parselde bu-
lunan Türk hamam mimarisinin ön-
de gelen ve Mimar Sinan'ın eseri Ha-
seki (Ayasofya Hamamı)
Hamamı'nın (Ayasofya
Meydanı 'nda çirkin görü-
nüm arz etmesi nedeni ile)
cephesinin ve yanının oto-
parktan arındınlmasına
karar verildi.'* Eminönü
Belediyesi. tstanbul Vali-
liği tl Kültür Müdürlü-
ğü'ne gönderdiği yazıda,
tarihi hamama ait olan ya-
kıt tankının üzeri ve yanı-
nın boşaltılarak tehlikeli durumun
ortadan kaldınldığını bildırdı.
Eskıden 'kabadayılann' elınde ol-
duğu iddia edilen. şımdi ise Eminö-
nü Belediyesi'nin denetımınde bulu-
nan otopark. çalışmaya devam edi-
yor. Otoparkın neden olduğu tehlike
ve çirkinlık ortadan kaldınlabilecek
mi?
ya'nın her şeyden önce
şına ve yorgunluğuna^özen
gösterilecek bir saygı ve dik-
kat içensınde kullanılması
gerektığıni, Ercan Karakaş
şöyle özetliyor- "Daha önce
burada Yunus Emre Orator-
yosu'nun sahnelenmesini,
AhmetÖzhan'ın bir konser
vermiş olmasını da doğru
bulmuvorum. Avasofya
Müzesi koruma altindadır.
Günde 6-7 bin kişi ziyaret
ediyor. Bazı müzelerde sa-
natsal etkinlikler \apılabi-
lir. ancak A\asofya'nın \ıp-
ratılmaması gerekir..."
(23.5.1995. gazeteler)
lkıncisi ise, yani bu tartış-
manın genelde "kent kültü-
riimüzu" açığa çıkanan yö-
nü ise doğrusu kaygı verici
bir durumda olduğumuzu
gösteriyor.
Başta Îstanbul olmak üze-
re. dünya mimarlık tarihinin
merkezi sayılabilecek bu ül-
kenin hemen her yerine. üs-
telık özellikle camı mimari-
sinde yine tüm dünyanın ve
tüm "Islam âleminin" en gü-
zel ve en görkemlı örnekle-
rinin yaratıldığı bu toprakla-
ra, yeryüzünün belki de ta-
nık olduğu en geri ve en ilkel
görünümlü. yoz ve arabesk
cami binalannı olur olmaz
yerlere ve kaçak olarak ınşa
edenler; dahası bu camılen
sadece ıbadet evı olarak de-
ğil, altını, üstünü. avlusunu
ve çevresini yine kaçak ola-
rak dükkânlarla doldurup,
dinsel hizmet kılıfı altında
yasadışı yoldan yüksek rant
tesisleri elde edenler, elbette
ki Ayasofya'nın kullanımı
konusundakı tartışmalarda
"kent ve uygaruk kûltürü'*
bakımından yararlı katkılar-
da bulunma yeteneğine ve
birikimine de sahıp değiller.
Öyle görünüyor ki Ayasof-
ya. tarih boyunca uygarlığm
simgesi olma misyonunda
doruğa ulaştığı dönemlerinı
işte şimdi yaşıyor...
Ayasofya
Müze
önünde
protesto
tstanbul Haber Servisi -
Ayasofya Müzesi 'run camiye
dönüştürülmest amacıyla
birkaç gündür çeşıtlı grupla-
nn yaptığı çağn. fıyaskoyla
sonuçlandı. Gösterının yo-
ğun katılımh olması için ya-
pılan çağnya Nızam-ı Alem
Ocakları ve Mıllı Gençlık
Vakfı üyelerinden oluşan 30
kışılıkbır grupkatıldı.
Polisin çok sıkı güvenlik
önlemlerine karşın saat
11.00'de Avasofya Müzesi
önünde kalabalığın toplan-
masından sonra müzede ya-
pılması için ızın verilen kül-
tür etkinliklerinın 'dinesaygı-
sıziık' olarak nıtelendiği bil-
dırı okundu. Ocağın Îstanbul
Şube Başkanı Hasan Basri
Ann tarafından okunan bıldi-
nde halk. kültür etkinlikleri-
ne ızin verenlerden hesap
sormaya çağnlırken 20 kişi-
lik grup slogan attı. Milli
Gençlik Vakfı bayraklanyla
Ayasofya önüne 10 kişılik
ıkincı grubun gelmesinden
sonra kalabalık dağıldı.
RP bayrağı taşıyan çarşaf-
lı bir grup kadının polislerce
müze kapısından uzaklaş-
tınldığı sırada direnen bir
kışi gözaltına alındı.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Sorumluluk Duygusu...
Siz değerli okurlarım bu satırları okurken bugün
ben Izmir Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediği
"Gümrük Biıiıği ve Türkiye" konuiu bir panelde ko-
nuşuyor olacaktım. "Hazır Izmir'e gelmişken..." di-
yerek sabahleyin de Altay Kıtabevi'nde kitap imza-
lamak için söz vermiştim. Ancak olmadı, olamadı.
Şimdi size bunun neden "olamadığını" anlatmak
istiyorum. Zira 22 nisanda Izmir'de Atatürkçü Laik-
ler Derneği'nin düzenlemiş olduğu bir toplantıya
da benzer nedenlerle katılamamıştım ve daha son-
ra (katılmayacağımı üç gün önceden haber verme-
me karşın) münasebetsiz bir yöneticinin beni so-
rumsuzlukla suçladığını öğrenmiştim. (Aynı gün
Ayrıntı Kıtabevi'nde de kitap imzalayacaktım. Ve
imzaya gidemeyince beni bekleyenler duygulannı
kaleme almışlar ve göndermişlerdi. En kısa za-
manda telafi etmemi istiyorlardı. 20 mayısta Aynntı
Kitabevi'nde imza günü yaparak bu dileklerini yeri-
ne getirdim.)
30 mayısta katılmayı düşündüğüm paneli düzen-
leyenler, benden "olur"u aldıktan sonra bir daha
aramaz oldular. Ne "nasıl gideceğimi" sorartar, ne
"nerede kalacağımı" söylerler...
Onlann beni araması gerek, ben onlan anyorum,
ben onlann peşine düşmüşüm... Neyse sonunda
uygun otobüs bulup biletlerimi ayırttım. Gene ara-
dım ve biletlerimi aldırmalannı rica ettim. "Olur al-
dınnz" dediler. Aynı gün Izmir'de nerede yer ayırt-
tıklarını sordum. "Daha toplanmadık biz size bildi-
ririz" dediler. Artık kim toplanacaksa ve nasıl topla-
nacaksa...
Benım salı günü toplantıya katılabilmem için pa-.
zartesi sabahı yola çıkmam gerek. Cuma öğle ol-
du, ses-seda yok. Zaten cumartesi ve pazar gün-
leri beni bulmaları mümkün değil. Gerçekten bir Iz-
mir efendısi olduğunu duyduğum Altay Kitabe-
vi'nin sahibı olmasa arada, çoktan "lanet olsun
panellerine" diyeceğim, ama diyemiyorum.
Gene çöktüm telefonun başına. Verdikleri numa-
rada yanıt yok. "Hini hacette" diye bir başka nu-
mara vermişlerdi. Orayı aradım. Bir sekreter açtı.
Kendimi tanıttım ve Istanbul'dan aradığımı söyle-
dım. "Bir dakika" dedi. Başladım beklemeye. Biri-
leri birileriyle telsizle konuşuyor, ben de duyuyo-
rum. Küçük hanım bir dakika dedi, ama ben her-
halde beş altı dakika bekledim.
Sonunda lütfettiler, gene telefona geldiler ve
"buyrun" dediler. "ne istemiştiniz?"
Gel de deli olma. "Evladım" dedim, "Size söyle-
dim, Istanbul'dan anyorum. Telsiz muhabbetinizi
sonra da yapabilirdiniz." "Başkanla görüşüyor-
dum" dedi. "Peki" dedim. Ne yapalım, herhalde
bu da bizim çilemiz...
Durumu sekreter hanıma özetledim ve "öğleden
sonraya kadar bıletim gelmez ve otelim bildiril-
mezse Izmir'e gelmiyorum" dedim. "Telefon nu-
maranızı alabilir miyim" diye sordular. Onlarda ol-
duğunu söyleyerek telefonu kapadım.
Birkaç saat daha bekledim. Baktım ki arayan so-
ran yok. tzmir'e gitmemeye karar verdim. Nilgün
llgaz a da telefon ederek Altay'dan özür dilemesi-
nı rica ettim.
Şimdi sizler karar verin. Sorumsuzluk bende mi,
beni oraya çağıranlarda mı? Ben hem canım bur-
numda, yorgun ve uykusuz her tarafa yetişmeye
çalışacağım, hem bu sorumsuz insanların suçla-
malarını dinleyeceğim. Hem de hiçbir maddi çıkar
beklemeksizin ve tek bir delikli kuruş almaksızın ve
beklemeksizin.
Daha önceki Izmir fiyaskosunda da aynı şey ol-
muştu. Değerli dostum Ergun Aybars'a söz konu-
su toplantıya katılabileceğımi söylediğim zaman,
Ayla Tamar adında avukat bir hanımın telefonunu
vermiş ve ayrıntılan kendisiyle konuşabileceğimi
söylemişti.
Aynı tarihlerde Akşehir, Konya. Iskenderun, Ada-
na ve Mersin'i kapsayan bir güney turundan sonra
Ankara'ya TÜYAP Kitap Fuan'na gelecek ve Iz-
mir'den Ankara'dan geçecektim. Sevgi Özel'e te-
lefon ederek Ankara-lzmir yataklı treninin saatini
öğrendim ve 21 nisan gecesi için biletleri TÜYAP'a
aldırdım. Sonra Ayla Hanım'ı arayarak Izmir'de ne-
rede yer ayırttıklannı sordum.
"Daha toplanmadık" yanıtını verdiler. (Zaten bu
Izmirliler çok toplanıyor!..) Durumumu anlatarak
yeri gazeteye bildirmelerini rica ettim. Ve her gitti-
ğim yerden gazeteyi arayarak bir haber olup olma-
dığını sordum. Ses seda yok. Ve nihayet ayın
20'sinde Ankara'ya geldiğımde de bir haber olma-
dığını öğrenince, "Telefon edin, gıtmiyorum" me-
sajını bıraktım.
Benim bildiğim Egeliler konuksever ve özenli
olurlar. Ama gerek Tamar ve gerek Özfatura, bek-
lediğim inceliği göstermediler. Hele Tamar'ın bir de
beni "sorumsuzlukla" suçlamasını fevkalade ayıp-
ladım.
Bu yazım daha çok Egeli okurlanmı ilgilendiriyor.
Ama tüm okurlarım okusunlar istedim. Okusunlar
ve zaman zaman gittikleri toplantıların ardında ne
sorunlar yaşandığını bilsinler...
a -fian
ba - na
Pen-ce-re-den
I k a r g e - l i - y o r ,
an -nem gur-bet
zor g e - l i - y o r .