23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
30 MAY1S1995 SALI • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 ARADABIR • Baştarafi 2. Sayfada zor duruma sokmak için bu iki konuyu referanduma gö- türmek istediği ıddialarına inanmak ise kolay olmasa gerektir. Devletin en üst kademesinde, anayasal yet- kileri yeterli olmadığı için, fjartili milletvekillerini birer iki- şer etki altında bırakmak yollannı aramak, yürürtükte- kianayasa5yıldabirseçimöngörmüşken, Meclis Baş- kanı'nı da yanına alarak genel seçimi 4 yılda yaptırmak için çeşitli yollara başvurmak, Cumhurbaşkanı'nın tu- tumunu meşrulaştırabilir mi? Öte yandan Başbakan ve hükümete gelince, ülke- nin ekonomisini, yüzde yüz ellileri bulan enflasyonla, eksi yüzde 6'ya varan büyümeye, yani yüzde 6 küçül- meye manjz bıraktıkları nalde, halkın sempatisini sa- dece terörie mücadeledeki başarısında ararsa, Devlet Başkanı'nın hâlâ hükümeti tasvip ve takviye etmesini beklemesi mümkün olmasa gerektir. Ne var ki, Başbakan'ın ve hükümetin tasvip ya da tenkit edilmesi gereken zemin B. Millet Meclisi'dir. Gü- vensizlik ve gensoru talepleri tasvip görmediği sürece hükümet, icraatını kendi politikası istikametinde, Mec- lis'teki oy çoğunluğuna dayanarak devam ettirecektir. Öyleyse, Başbakan hükümetin icraatını, Cumhurbaş- kanı'nın eğilimlerinden çok, parti grubunun eğilimleri- ne göre yürüteceğınin kabulü ile devletin başındaki makam sahıplerinin birbirine. anayasa ve kanunlar çer- çevesinde saygılı davranmaları gerektir. Nihayet Cumhurbaşkanı'nın, seçimlerin yenilenme- si için Meclis'ı fesh etme ya da önemli gördüğü konu- larda Meclis kararlannı referanduma götürme yetkisi- ni alabilmesinin ancak ve sadece anayasayı değiştir- mekle mümkün olacağı gerçeğinin kabulü ile, bunun dışında üst makamlan halk nazarında küçük düşüre- cek yollara başvurulmamasını ümit ve temenni etmek istiyoruz. G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY I Baştarafi 1. Sayfada duğunda ya da karşılıklı resmi bir ziya- ret yapıldığında haber oluyor. Endonezya, nüfusunun yüzde 85'i Müslüman, kalanı Budist, Hıristiyan ve kabile dinlerine inanan, 198 milyon nü- fuslu bir ülke. Islam ülkeleri arasında en kalabalık olanı. Müslümanlar, kendi aralannda ilginç bir gruplaşmaya gitmişler. Dinin bütün gerekleriniyerinegetirenlere 'Santri'de- niyor. Bu kesim, Cakarta'nın da bulun- duğu Cava Adası'nda üçte bir oranın- da. Hindulaşmış Müslümanlara ise 'Pri- yagi' adı takılmış. Bir de 'Müslümantm' diyen, ancak geleneksel, yerel inançla- nna bağlı kalanlar var. Onların adı da 'Abangan'. Endonezya bir adalar ülkesi. Kaç a- da mı var? Mevsimine göre degişiyor. Denizin yükseldiği dönemlerde ada sa- yısı 13 bin dolaylannda, alçalınca ise dört bine yakın ada yıkanıp ortaya çıkı- yor. Sayı 17 bine ulaşıyor. Üzerinde sü- rekli yaşamın olduğu ada sayısı ise 1500kadar. Endonezya için, "Hiçbir şeyden çek- medi, yanardağlardan çektiği kadar" da denebilir. 200 kadar yanardağ ara- da bir homurdanıyor. 1883te Krakatau Yanardağı aşka gelmiş, Selet Sunda Adası'nı yutmuş. Türkiye ile Endonezya ilişkileri ise 16. asra kadar uzanıyor. Yavuz Sultan Se- lim döneminde Endonezya'ya Hollan- dalılar hâkim oluyor. Osmanlı'dan yar- dım istiyorlar. Kurtoğlu Hızır Reis ku- Hollanda'mn Endonezyası. Inönü, Hoüanda'da Bosna'yı konuşacak ClHHa ÎZHİ mandasında bir miktar deniz gücü gön- deriliyor. Bu gücün beraberinde bir grup ulema ve zanaatkâr da götürülüyor. On- ların çoğu Endonezya'da kalıyor. Cum- hurbaşkanı Süleyman Demirel, biraz kökenleri zorlasa Endonezya'da da 7fc>- rahim'\er bulması işten bile değil. Endonezya'da ilk askeri okulu Os- manlılar açmış. Bizim Kurtuluş Savaşı- mızda da onlar maddi yardımda bulun- muşlar. Söz, 16. yüzyıldan açılmışken o gün- lerden bu yana buradaki Portekiz, Is- panya, Hollanda ve Ingiltere egemenli- ğine kısaca bir göz atalım. Sömürgecilik tarihini yazanlar, Endo- nezya ile ilgili bölümü şöyle özetliyorlar "7570 yılında Maluka Adalan'nı ele geçiren Portekizliler, sonra Ispanyollar, ardından da Hollandalılar ve Ingilizler yerel güçleri birbirine karşı kullanarak bölgeyi adım adım denetimleri altına aldılar." Yine sömürgecilik tarihi, kendisine karşı çıkan yerel güçleri, köylüleri en acımasız yöntemlerie etkisiz hale geti- ren uygulamalann altına şu imzayı ko- yuyor: "Hollanda..." Bu ülke Endonezya'da ne yapmış? 16. yüzyılda, yukarıda sözünü ertiğim üç ülkeyle paylaştığı iktidan, 17. yüzyıl- da kendi eline geçirmiş. 1602'de kuru- lan Birleşik Doğu Hindistan kumpanya- sı önce ticareti tekeline almış. Sonra ye- rel yönetimlerin iç çelişkilerinden yarar- lanıp tüm idari yapıya hâkim olmuş. Böylece Hollanda, 20. yüzyılın ortasına dek bölgede etkin olmasını sağlayacak bir sömürgecilik sisteminin temellerini atmış. Yerel güçler biraz homurdanmaya başlayınca özerklik venmişler, ortalık bi- raz durulunca bunu geri almışlar. Iş ayaklanmaya dönüşünce kanla bastır- mışlar. 19. yüzyılın başlannda genel va- liliğe atanan Johannes van den Bosch, 'Cultuurstelsel' adı altında bir takım sistemi getirmiş. Özü şu: "Her köylü toprağm beşte birini ihra- cat ürûnlerine ayıracak ve bunu vergi olarak genel valiliğe (yani Hollanda'ya) verecek." Bu yöntemin en etkin kullanıldığı 1840-1880 arasında Hollanda bütçesi- nin üçte biri Endonezya'dan sağlandı. Bugün Hollanda'mn lale merakında- ki lükste, Amsterdam'ın güzelliğini taç- landıran, 'gelin başı' köprülerde, Endo- nezya köylüsünün kanla kanşmış alın teri var. 'Tarih baba', 20. yüzyılın başına ge- lindiğinde Endonezya'da hâlâ etkin olan Hollanda'mn bu 'başansı' için şu notu düşüyor: "Köylüler giderek yoksullaşınca, Hol- landa yönetimi onlarla muhatap olmak istemedi. Yerel hükümdarlara biraz pa- ra biraz da yetki verdi. Bu hükümdarla- n sistemin aracısı haline getirdi." Endonezyalılar, Hollanda'dan ancak Ikinci Dünya Savaşı'nın karmaşası sa- yesinde kurtulabildi. Ama Hollanda, En- donezya'nın peşıni bırakmadı. 1970'le- rin başına değin bazı adalardaegemen- liğini sürdürmeye çalıştı. Birleşmiş Mil- letler'e de bunun gerekçesini şöyle an- lattı: "O yörenın insanlan kendi kendileri- ni yönetemezler." "Kardeşim bunlar geçmişte kaldı" di- yenler çıkabilir. Onlara da bir başka böl- geden örnek verelim. Hollanda, sömür- geciliği, 'kanının son damlasına kadar' sürdürmeye çalışıyor. Venezuela açıkla- nndaki beş adanın bugünkü adı, 'Hol- landa Antilleri'. Yönetim, Hollanda'mn gönderdiği bir valıyle gerçekleştiriliyor. Endonezya'ya yenıden dönersek Hollanda'mn sömürgeciliği yüzyıllarca devam ettirmesindeki sır, yöredeki in- sanların birbirine düşman olması ve iş- birliği yapabileceği, parayla satın alabi- leceği yerliler bulması... Küçük bir kurum bile alacağı elema- nın özgeçmişini niçin istiyor? Onunla çalışıp çalışamayacağını bilmek için. Türkiye de başta NATO olmak üzere pek çok platformda yan yana olduğu Hollanda'yı her şeyiyle tanımak duru- munda. Endonezya'dan sevgiler Hollanda. Seni daha iyi tanıdık burada. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - NATO Bakanlar Konseyi'nin ilkbahar top- lantılanna katılmak üzere Hollanda'ya giden Dışişleri Bakanı Erdal İnönii. 16 ül- kenin dışişleri bakanlannın katılacağı toplantıda, Bos- na- Hersek"teki durumun da gündeme geleceğini söyle- di. Sırplann giderek saldın- lannı arttırdıklanna dikkat çeken Inönü. "Sırplann bu pervasızlıkları, kendilerine yeterli karariılığın gösteril- memesinden kaynaklanı- yor"dedi. . Hollanda'yahareketinden önce Eseboğa Havaala- nı'nda bir basın toplantısı düzenleyen Inönü. Sırplann önceki günkü saldınlan sı- rasında Bosna- Hersek Dı- şişleri Bakanı trfan Ljfibi- jankiç'i taşıyan helikoptenn Bihaç'tan Zagreb'e gider- ken düşürüldüğünü ve ba- kan dahil 7 kişinin öldüğü- nü anımsatarak. "Bu çok acı bir durum. Kendisi ve Hırvat Dışişleri Bakanı Mete Gra- niç ile birlikte geçen hafta üç- lü bir toplantı gerçekleştir- miştir. Sonra da birlikte Ra- bat'taki İslam Konferansı Örgütü'nün Bosna temas grubu toplantılanna katıL- mıştık. Kendisini çok takdir etmiştim. Genç bir adamdı. Ülkesinin toprak bütünlüğü ve bağımsızlığı için korku- suzca göre\ yapıyordu. Sa- raybosna'ya nasıİ gidip gel- diklerini sormuş \e beni de götiirmelerini istemiştim. Ancak, bunun çok tehlikeli oMuğunu söylemişti" dedı. Inönü. Sırplann tepkisi- nin her zaman olduğu gibı sivıllere yönelik olduğunu, şimdi aynca BM'de görev yapan UNPROFOR asker- lerini NATO'nun hava akını yapabileceği depolann önü- ne zincirle bağladıklannı anımsatarak, "Sırplann bu pervasızlıkları. kendilerine yeterli karariılığın gösteril- memesinden kaynaklanıyor. Yeterli karariılıkta tepki gös- terilmiyor" diye konuştu. Bu son gelişmelerin NA- TO dışındaki çeşitli forum- larda ele alındığını. temas grubunun yeniden toplandı- ğını, nihayet NATO'nun da yarın yapılacak Bakanlar Konseyi toplantısında konu- nun değerlendirileceğini be- lirten Inönü, şunlan söyle- dı: "Son saldınlarda en çok Fransız askerleri zayiat ver- di. Bo yii/den Fransa'da as- kerleri geri çekelim diye bir baskı oluştu. Ancak geri çe- kilme bir aczin ifadesi. Ora- daki Bosnalılar ne yapacak? Savunmasız insanlan orada bırakıp BM'nin, XATO'nun çekilmesine biz karşıy ız." Mevcut talimatlann de- ğiştirilerek, UNPROFOR askerlerine görevlerini ger- çekten >erine getirebilecek- leri yönünde talimat veril- mesini isteyen Dışişleri Bakanı Erdal Inönü. aksi takdirde Sırplann insanlık dışı ve savaşta dahi yapılma- sı kabul edilemeyecek uygu- lamalan karşısında başanlı olunamayacağı görüşünü de kaydetti. I Baştarafi 1. Sayfada rayollan Genel Müdürlügü'nü dava et- ti. Davayı inceleyen Danıştay 8. Daire- si, cuma namazı ibadetinın yerine geti- rilebilmesi amacıyla değıştirilen çalış- ma saatlerinin "açıkça anayasaya ay kı- n" olduğuna ve böylesi bir uygulama yapılamayacağına karar verdi. Danıştaş 8. Dairesi'nin Esas No 1975/1993, Karar No 1976'672 olan karannda 1961 Anayasasfnın2. ve 19. maddesi dikkate alındı. 1961 Anayasa- sı'nın "Türkiye Cumhuriyeti demok- ratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti- dir" hükmünü içeren 2. maddesi, 1982 Anayasası'nda yine 2. madde olarak y- eralıyor. 1961 Anayasası'nın "Herkes, vkdan ve dini inaç >e kanaat hürriyeti- ne sahiptir" hükmünü içeren 19. mad- desi ise günümüz anayasasının 24. maddesinde yer alıyor. lşçi ve memurlann cuma namazı kı- labilmeleri için mesai saatlerinde deği- şiklik yapan uygulamayı inceleyen Da- nıştay 8. Dairesi, 2 Mart 1976 tarihin- de, oy birliğiyle verdiği karannda, saat 12.00 ile 14.00 arasının ögle tatili ya- pılması konusunun "nonnlar hiyerar- anayasayaşfci" içinde en üst yerde bulunan ana- yasa açısından ıncelenmesinin zorunlu olduğu vurguladı. Kararda şu görüşe y- erverildi: "Zira bir devlette hiç bir hukuki ta- sarruf anayasaya aykın olamaz vede>- letin hukuk düzeninin kaynağı ve temel- leri o devletin anayasasında bulunur. Anayasamızın 2. maddesindeki laiklik. devletin day andığı temel ilkelerden biri olarak sayılmış, 19. maddede ise inanç hürriyeti. temel haklar arasında yer al- mıştır. Bu itibaıia din hürriyeti \e eşit- ligini kabul ederek herhangi bir dinin resmi din olduğu yolunda herhangi bir hükme yer vermeyen anayasamız, laik bir anayasadır. Anayasanın sözü edilen bu niteliği dolayısıyladır ki devletimizin tüm organlan ve kuruluşlan laik esas- lara dayanmah, dini kurallann devlet idaresinde etkinliğine yer \erilmemeü- dir. Gerçekten kısa ifade şekliyle 'din ve devlet işlerinin birbırinden bağımsız şekılde yürütülmesr olarak tanımlana- bilen laiklik ilkesi. mevzuatın din kural- lanndan tamamtn bağımsız dünye\iv"e objektif esaslara göre düzenlenmesini aykın gerekli kılmaktadır. Cumhuriyetin hu- kuk devriminin nedenlerinden birini teşkil eden bu Oke yürürlükteki bütün kanun. tüzük ve y önetmelikleıie. huku- ki tasamıflann anayasal dayanağıdır. Laiklik ükesinin doğal sonucu olarak, kanun kudretine dayalı hukuki rasar- ruflarda bulunanlar da bu göre%ini ye- rine getirirken din kurallanndan ba- ğımsız \e laiklik ilkesini önceUkle göz önünde bulundurmakla zorunlu olup dinsel inanç serbestliğini sağiamak ya- nında bireyler üzerinde dinsel nitelikte baskıda bulunmamakla da görevlidir- ler. Bu durumda idarenin dava konusu işlemi Ue yukanda sözü edilen esaslara aykın bir görüş ve da\Tanış içinde bu- lunduğu açıkça beUidir." Karann son bölümünde de idari ta- sarrufların kamu yaranna uygunluk göstermesi gerektiği belirtildi. Tüm bu görüşler doğrultusunda Danıştay 8. Da- iresi "Cuma günlerine ait çalışma saat- lerinin cuma namazı ibadetini yerine oetirebilnıek amacıy la değiştirilmesinde kamu yaran bulunmadığı \e anayasa- ya acık aykınhk saptandjğı" gerekçe- siy le uygulamanın iptalıne karar verdi. Ahmet Ozal'a tutuklama kararıHaber Merkezi - Şışlı 5. Asliye Ceza Mahkemesı dün Ahmet Özal için gıyabi tutukJama karan verdi. Ahmet Özal'ın, bir milyar liralık karşılıksız çek verdi- ği iddasıyla iki aydır yargı- landığı Şişlı 5. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşma- lara gelmediği gerekçesiyle mahkemenin tutuklama ka- ran verdiği öğrenıldi. Karşılıksız çek vermek suçundan hakkında 5 yıla kadar hapıs ıstemıyle dava açılan Ahmet Özal'ın gıya- bı tutuklama karan devam ederse Türkiye'yedönüşün- de gözaltına alınacak. 2 aydır yurtdışında olan Ahmet Özal" ın hangı ülkede olduğu bilinmiyor. Bir süre önce Istanbul Cumhuriyet Başsavcısı Avni Bilgin de, yurtdışında olan Ahmet Özal için "Dönmezsebulun- duğu ülkeden isteyebiliriz'" demişti. Cavit Çağlar'dan Hürriyet'e dava Çekiç Güç'te Öcalan fotoğrafi I Baştarafi 1. Sayfada Kaynaklar, resim tartışma- sının ardından, karargâhta çalışmaya başlayan bir kadın diplomat konusunda da ger- ginlik yaşandığını bildirdi- ler. Edinılen bilgiye göre, Çekiç Güç karargâhında ça- lışmak üzere bölgeye giden kadın diplomat, bir süre son- ra PKK'ye yakınlığıyla bili- nen Kürdistan Yurtsever Bir- liği (KYB) lideri CdalTala- bani'ye danışmanlık yapma- ya başladı. ABD Merkezi Haber Alma Teşkilatı (CIA) çahşanı olarak nitelendirilen kadın diplomahn temaslann- dan rahatsız olan Türk gö- revlileri, ABD'li yetkililere gelişmelerden Türk Dışişle- ri Bakanlığf nın haberdar ol- madığını ilettiler. ABD'li yetkililerin, Talabani ile "ol- dukça sıcak" ilişkiler kuran kadın diplomatın Türk Dışiş- leri'nin bilgisi dahilinde gö- rev yaptığını ileri sürerek iti- razlan dikkate almadıklan bildirildi. Kaynaklar, daha önce çe- şitli çevrelerce dile getirilen. ABD'lilerin Kuzey Irak'taki denetimleri sırasında elde et- tikleri bilgileri Türk subayla- nnın kontrolünden kaçıracak bir yöntem izlediklerine iliş- kin duyumlann da doğru ol- duğunu ifade ettiler. ABD'lilerin denetim uçuşlan sırasında uçaklarda oluşturduklan ayn bölmeler- den haberleşme görüşmesi yaptıklan ve bu bölmelerin Türk subaylannca denetlen- Bugüne kadar cep telefonu almadıysanız ŞANSLISINIZ ! ERICSSON GSM Teknolojisini yaratan Ericsson'dan Dünya'nın en uzun konuşma süreli cep telefonları 59.900.000.-K D V , T u r k c e l l s i m k a r t ı d a h i l • GH - 337 • GF - 337 (KAPAKLI) Ctntl DistrlbKSr TurkcaD GSMkart. cap tolafonunun onaKlon bal G S M C E N T E R Fulya Caddesi No:31/3 Mecidiyeköy Tel: (0212) 212 13 50Pbx Cankurtaran'a • Baştarafi 1. Sayfada Emin Cankurtaran, ameliyattan sonra gazeteci- lerin sorulannı yanıtlarken "Clkesini, vatanını se- ven bir kişiyim. Dostum çok. düşmanım hiç yok. Kimsey le dargınlıgım. parasal bir iş ihhlanm olma- dL Kimseden ne alacağım. ne borcum var. Ömrüm- de mahkemeye, karakola gitmedim, trafık cezası dahil hiçbir ceza yemedim" dedi. Cankurtaran, saldırganlann yakalandığını hatır- latarak niçin yaptıklannın meydana çıkacağını söyledi Öte yandan, yaralanan Emin Cankurtaran'ı bir- çok tanınmış kişi de ziyaret etti. DYP Milletve- kili Mehmet Ali Yılmaz, TOBB Başkanı Yalım Erez, Futbol Federasyonu Başkanı Şenes Erzik. Milli Takımlar Teknık Direktörü Fatih Terim ile Ziya ŞengüL Cevher Ozden ve Ekrem Bora, Can- kurtaran ailesıne geçmiş olsun dileklenni ilettiler. Polis yetkilileri, Cankurtaran'ın sürekli olarak öğle yemeklerini yediği Park Şamdan adlı lokan- tanın önünde 5 tane boş kovan bulundugunu be- lirterek, yakalanan saldırganlann Is- tanbul Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği tarafından sorgulanmasına başlandığını bildir- diler. Edinilen bilgile- re göre saldırganla- nn ülkücü marya babası Alaattin Ça- kıcfnın adamlan olduğu öne sürül- dü. Emin Cankur- taran'ın adı ise son olarak gazetemizde de yayımlanan, "Ahmet Özal'ın Al- manya'daki ticari işlemleri" ile ilgili haberde geçmişti. Cankurtaran'ın, Ahmet Özal'ın Al- manya'da bir süre önce faaliyeti dur- durulan DSB Bank ile 3 milyon dolar tutannda kredi an- laşması yaptığı be- lirlenmişti. mesine fırsat vermedikleri bildirildi. Cumhurbaşkanı Süley- man Demirel'in, "Albndan yılan çıktT dediği Çekiç Güç konusunda rahatsızlıklar sü- rüyor. Bu gücün görev süre- sinin uzatıhp uzatılmayacağı konusu, önümüzdeki ay ya- pılacak olan Milli Güvenlik Kurulu toplantısında ele alı- nacak. 1992 yılından beri Kuzey Irak'ta 36. paralelin kuzeyinde denetimîerde bu- lunan Çekiç Güç'ün, bugüne değin Türkiye'ye PKK'lile- rin bölgedeki varlığı konu- sunda istihbarat ulaştırmadı- ğı bildirildi. Türkiye'nin PKK'lilerin bölgedeki varlığını kendi olanaklanyla izlemeye çalış- tığı belirtiliyor. Konuyla ilgi- li çevreler, Kuzey Irak'ta or- talama 500'ermilitan bann- dıran 10'dan fazla PKK kam- pı bulundugunu belirtirken, PKK'nin Pirbela Kampı'nın Çekiç Güç'ün Zaho'da bulu- nan irtibat bürosuna 20 kilo- metre uzaklıkta olduğuna dikkat çekiyorlar. Yetkililer, bütün eleştirilere karşın ABD'lilenn, Çekiç Güç de- netimindeki bölgede P- KK'nin rahatça kamp kura- rak, Türk topraklannda ey- lem gerçekleştirebilmesini tartışmaya yanaşmadıklanna işaret ediyorlar. BLRSA (Cumhuriyet) - DYP Bursa Milletvekıİi Ca- vit Çaglar ve Nergis Hol- ding, Hürriyet ile Posta gaze- teleri hakkında 7 ayn maddi manevi tazminat dâvası açtı. Çağlar, Hürriyet'ten 265. Posta'dan- da 50 milyar lira tazminat istiyor. Çağlar. taz- minat davasının ardından Hürriyet gazetesinde kendısı ve şirketleriyle ilgili geçen günlerde yer alan yorum ve haberler nedeniyle de sorum- lu müdürlerle haberi yazan muhabir hakkında, "basın yoluyla hakaref" ıddıasıyla suç duyurusunda bulundu. Çağlar'ın avukatlan. Bur- sa Asliye Hukuk Mahkeme- si'ne, dördü Çağlar'a ait "manevi" üçü de Nergis Hol- ding'eait "maddi" tazminat îstekli dilekçelerle birlikte 12 milyar 600 milyon liralık mahkeme harcını yatırdılar. Avukatlar. haber ve yorum- larda davacılann. kişisel çı- karlan için basın hürriyetini alet ettiklerini savundular \e şu iddialara yer verdiler: "Mü\ekkilimize vergi ka- çakçısı denilebilmesi için, Vergi l sul Kanunu hûküm- lerine ve Danıştay kararlan- na göre kasten vergi ziyanına neden olunması gerekir. Da- valılann tek amaa, müvek- kilimizin ismi ile özdeşleşmiş Nergis Şirketleı; Grubu'nun halka açılması sırasında ta- samıf sahiplerinde şüphe ya- rarmak suretiyle hisse alımla- nna engel olmak." Avukatlar. tazminat dava- lanna yönelik dilekçelerden sonra Bursa Cumhuriyet Başsavcılığf na giderek Hür- riyet'ın sorumlu müdürleri Hasan Kılıç. Doğan Satmış ile ekonomi sorumlusu Enis Berberoğlu ve muhabir Çiğ- dem Toker hakkında da "ba- sın yohıyia hakaret" iddiasıy- la suç duyurusunda bulundu- lar. Dilekçelerde. davalılann mesnetsiz iddialarla kamu- oyunu yanılttıklan ve Çağ- lar'a hakaret ettikleri savu- nularak Türk Ceza Yasa- sı'nın ilgili hükümlerincece- zalandırılmaları istendi. Fetih kutlamaları korku yarattı İstanbul Haber Servisi - Istanbul BüvükşehirBeledi- yesi'nce, Istanbul'un fethi- nin 542. yıldönümü nede- niyle dün akşam Inönü Stad- yumu'nda düzenlenen kut- lama törenlerinde atılan top- lar ve havai fışekler Istanbul- lulara korkulu anlar yaşattı. Gazetemizi arayan çok sayıda okuyucumuz, büyük şiddetteki patlamalann ev- lerde büyükTıeyecan ve kor- ku yarattığını. patlamalar nedeniyle sokaklara çıktık- lannı belirttiler. Çocuklan- nın. patlamalardan etkilen- diğini. korkarak ağladıklan- nı vurgulayan veliler, yoğun gürültü ve korku yaratan bu tür kutlamalann engellen- mesini istediler. OLAYLARIN ARDINDAKI GERÇEK B Baştarafi 1. Sayfada yaratıyor. Siyasal iktidar, iktidar- sızlığın göstergelerini ser- giliyor: 1) Güneydoğu ola- yı salt askerlere bırakılmış- tır. 2) Ekonomi IMF'yetes- lim edilmiştir. 3) Demokra- tikleşme askıdadır. Medyanın bugün ulaştı- ğı noktada her şey içeri- ğinden soyutlanarak gör- selliğe dönüştürülüyor. Devlet, hükümet ve mu- halefet temsılcileri ekrana çıkmak için yanş halinde- dirler. Bu kadar konuşma ve karmaşa, kararsızlığı büsbütün arttıyor. Sonuç- ta 4 haziranda yapılacak dar kapsamlı, küçük bo- yutlu seçimler, gereğinden çok daha başka bir biçim- de ele alınıyor. Çünkü 1991 'den bu yana taban- larından kopmuş siyasi partilerin bu seçimi kullan- mak güdüsüne endeks- lendikleri ortaya çıkıyor. Ne var ki bir anlamda seçimlerin eski deyişle "fazilet-i terbiyetkârisi" Türkçesiyle "eğitici er- demlen" böylece ortaya çıkmıyor mu? Türkiye ne olursa olsun gecikmeden erken genel seçıme gitmek zorunda- dır. Bu seçimlerde Refah Partisı'ne karşı önlemler almak için yapay çabala- ra da gerek yoktur. Her şeyden önce, siyasal ikti- darın başını bir parti kong- resinde delegelerin değil, halkın sandıkta belirlediği bir döneme girmenin zo- runluğu gün geçtikçe be- lirginleşiyor. Denebilir ki bugünkü belirsizliğin yarattığı sakın- calar, her tür sakıncadan daha sakıncalıdır. Ekonomiyi IMF'nin de- netimine, terörü Silahlı Kuvvetler'in sorumluluğu- na emanet etmiş bir Tür- kiye'de demokratikleşme- yi kılitlemiş bir koalisyo- nun ve parlamentonun bir gün önce yenilenmesi sağduyunun ve aklın ge- reğidir. • • • AIDS aşısı • Baştarafi I. Sayfada belirtti. Bu virüsün ilk olarak 1976-79 yıllan arasında gö- rüldüğünü söyleyen Dr. Me- rieux. şöyle konuştu: "Odö- nemde Almany a ve ttal>-a'da virüsle ilgili olarak insana en yakın hayvanlar olan şem- panzeler üzerinde bir çalış- ma yapıldı. Şempanzeler Kenya'dan getirüdL Bir rast- lantı eseri şempanzelerie ay- nı kafeste yer alan dişi birgo- rilin \iriisü bulaştırdığı be- lirlendi. 1 kişi yaşamını kay- betti. Şimdi ise Zaire'de tes- pit edildi. Yiriisün insana bu- laşacak irtibat yoilan kesikU- ği anda'Ebola'yine yok ola- caktır." Dr. Charles Merieux, yak- laşık 30 dakika süren konfe- ransında bol bol espri de yaptı. Dr. Charles Merieux. ço- cuklann halen 6 hastalığa karşı olan aşı takvimlerinin 2020 yılında değişıkliğe uğ- rayacağını iddıa ederek, şunlan söyledi: "Benimtah- minime göre bugün grip ve benzerieri için kullanılan modem aşılar da dahil ço- cuklara 17 hastalığa karşı aşı yapılacak. En geç 2020 vıli- na kadar bütün bu hastalık- lara karşı tek dozJuk aşınm bile üretılebilme olasılığının bulundugunu söyleyebili- rim." Kelebek hemen teslim. Kelebek alırken kapora verip, paranızı aylarca bağlamazsınız. Hemen teslim edilir. (Üstelikher zaman taksitledir.) MUKEMMEL MOBİLYA »ıri
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear