Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
30 MAY1S1995 SALI • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 17
ARADABIR
• Baştarafi 2. Sayfada
zor duruma sokmak için bu iki konuyu referanduma gö-
türmek istediği ıddialarına inanmak ise kolay olmasa
gerektir. Devletin en üst kademesinde, anayasal yet-
kileri yeterli olmadığı için, fjartili milletvekillerini birer iki-
şer etki altında bırakmak yollannı aramak, yürürtükte-
kianayasa5yıldabirseçimöngörmüşken, Meclis Baş-
kanı'nı da yanına alarak genel seçimi 4 yılda yaptırmak
için çeşitli yollara başvurmak, Cumhurbaşkanı'nın tu-
tumunu meşrulaştırabilir mi?
Öte yandan Başbakan ve hükümete gelince, ülke-
nin ekonomisini, yüzde yüz ellileri bulan enflasyonla,
eksi yüzde 6'ya varan büyümeye, yani yüzde 6 küçül-
meye manjz bıraktıkları nalde, halkın sempatisini sa-
dece terörie mücadeledeki başarısında ararsa, Devlet
Başkanı'nın hâlâ hükümeti tasvip ve takviye etmesini
beklemesi mümkün olmasa gerektir.
Ne var ki, Başbakan'ın ve hükümetin tasvip ya da
tenkit edilmesi gereken zemin B. Millet Meclisi'dir. Gü-
vensizlik ve gensoru talepleri tasvip görmediği sürece
hükümet, icraatını kendi politikası istikametinde, Mec-
lis'teki oy çoğunluğuna dayanarak devam ettirecektir.
Öyleyse, Başbakan hükümetin icraatını, Cumhurbaş-
kanı'nın eğilimlerinden çok, parti grubunun eğilimleri-
ne göre yürüteceğınin kabulü ile devletin başındaki
makam sahıplerinin birbirine. anayasa ve kanunlar çer-
çevesinde saygılı davranmaları gerektir.
Nihayet Cumhurbaşkanı'nın, seçimlerin yenilenme-
si için Meclis'ı fesh etme ya da önemli gördüğü konu-
larda Meclis kararlannı referanduma götürme yetkisi-
ni alabilmesinin ancak ve sadece anayasayı değiştir-
mekle mümkün olacağı gerçeğinin kabulü ile, bunun
dışında üst makamlan halk nazarında küçük düşüre-
cek yollara başvurulmamasını ümit ve temenni etmek
istiyoruz.
G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY
I Baştarafi 1. Sayfada
duğunda ya da karşılıklı resmi bir ziya-
ret yapıldığında haber oluyor.
Endonezya, nüfusunun yüzde 85'i
Müslüman, kalanı Budist, Hıristiyan ve
kabile dinlerine inanan, 198 milyon nü-
fuslu bir ülke. Islam ülkeleri arasında en
kalabalık olanı.
Müslümanlar, kendi aralannda ilginç
bir gruplaşmaya gitmişler. Dinin bütün
gerekleriniyerinegetirenlere 'Santri'de-
niyor. Bu kesim, Cakarta'nın da bulun-
duğu Cava Adası'nda üçte bir oranın-
da. Hindulaşmış Müslümanlara ise 'Pri-
yagi' adı takılmış. Bir de 'Müslümantm'
diyen, ancak geleneksel, yerel inançla-
nna bağlı kalanlar var. Onların adı da
'Abangan'.
Endonezya bir adalar ülkesi. Kaç a-
da mı var? Mevsimine göre degişiyor.
Denizin yükseldiği dönemlerde ada sa-
yısı 13 bin dolaylannda, alçalınca ise
dört bine yakın ada yıkanıp ortaya çıkı-
yor. Sayı 17 bine ulaşıyor. Üzerinde sü-
rekli yaşamın olduğu ada sayısı ise
1500kadar.
Endonezya için, "Hiçbir şeyden çek-
medi, yanardağlardan çektiği kadar"
da denebilir. 200 kadar yanardağ ara-
da bir homurdanıyor. 1883te Krakatau
Yanardağı aşka gelmiş, Selet Sunda
Adası'nı yutmuş.
Türkiye ile Endonezya ilişkileri ise 16.
asra kadar uzanıyor. Yavuz Sultan Se-
lim döneminde Endonezya'ya Hollan-
dalılar hâkim oluyor. Osmanlı'dan yar-
dım istiyorlar. Kurtoğlu Hızır Reis ku-
Hollanda'mn Endonezyası.
Inönü, Hoüanda'da
Bosna'yı konuşacak ClHHa ÎZHİ
mandasında bir miktar deniz gücü gön-
deriliyor. Bu gücün beraberinde bir grup
ulema ve zanaatkâr da götürülüyor. On-
ların çoğu Endonezya'da kalıyor. Cum-
hurbaşkanı Süleyman Demirel, biraz
kökenleri zorlasa Endonezya'da da 7fc>-
rahim'\er bulması işten bile değil.
Endonezya'da ilk askeri okulu Os-
manlılar açmış. Bizim Kurtuluş Savaşı-
mızda da onlar maddi yardımda bulun-
muşlar.
Söz, 16. yüzyıldan açılmışken o gün-
lerden bu yana buradaki Portekiz, Is-
panya, Hollanda ve Ingiltere egemenli-
ğine kısaca bir göz atalım.
Sömürgecilik tarihini yazanlar, Endo-
nezya ile ilgili bölümü şöyle özetliyorlar
"7570 yılında Maluka Adalan'nı ele
geçiren Portekizliler, sonra Ispanyollar,
ardından da Hollandalılar ve Ingilizler
yerel güçleri birbirine karşı kullanarak
bölgeyi adım adım denetimleri altına
aldılar."
Yine sömürgecilik tarihi, kendisine
karşı çıkan yerel güçleri, köylüleri en
acımasız yöntemlerie etkisiz hale geti-
ren uygulamalann altına şu imzayı ko-
yuyor:
"Hollanda..."
Bu ülke Endonezya'da ne yapmış?
16. yüzyılda, yukarıda sözünü ertiğim
üç ülkeyle paylaştığı iktidan, 17. yüzyıl-
da kendi eline geçirmiş. 1602'de kuru-
lan Birleşik Doğu Hindistan kumpanya-
sı önce ticareti tekeline almış. Sonra ye-
rel yönetimlerin iç çelişkilerinden yarar-
lanıp tüm idari yapıya hâkim olmuş.
Böylece Hollanda, 20. yüzyılın ortasına
dek bölgede etkin olmasını sağlayacak
bir sömürgecilik sisteminin temellerini
atmış.
Yerel güçler biraz homurdanmaya
başlayınca özerklik venmişler, ortalık bi-
raz durulunca bunu geri almışlar. Iş
ayaklanmaya dönüşünce kanla bastır-
mışlar. 19. yüzyılın başlannda genel va-
liliğe atanan Johannes van den
Bosch, 'Cultuurstelsel' adı altında bir
takım sistemi getirmiş.
Özü şu:
"Her köylü toprağm beşte birini ihra-
cat ürûnlerine ayıracak ve bunu vergi
olarak genel valiliğe (yani Hollanda'ya)
verecek."
Bu yöntemin en etkin kullanıldığı
1840-1880 arasında Hollanda bütçesi-
nin üçte biri Endonezya'dan sağlandı.
Bugün Hollanda'mn lale merakında-
ki lükste, Amsterdam'ın güzelliğini taç-
landıran, 'gelin başı' köprülerde, Endo-
nezya köylüsünün kanla kanşmış alın
teri var.
'Tarih baba', 20. yüzyılın başına ge-
lindiğinde Endonezya'da hâlâ etkin olan
Hollanda'mn bu 'başansı' için şu notu
düşüyor:
"Köylüler giderek yoksullaşınca, Hol-
landa yönetimi onlarla muhatap olmak
istemedi. Yerel hükümdarlara biraz pa-
ra biraz da yetki verdi. Bu hükümdarla-
n sistemin aracısı haline getirdi."
Endonezyalılar, Hollanda'dan ancak
Ikinci Dünya Savaşı'nın karmaşası sa-
yesinde kurtulabildi. Ama Hollanda, En-
donezya'nın peşıni bırakmadı. 1970'le-
rin başına değin bazı adalardaegemen-
liğini sürdürmeye çalıştı. Birleşmiş Mil-
letler'e de bunun gerekçesini şöyle an-
lattı:
"O yörenın insanlan kendi kendileri-
ni yönetemezler."
"Kardeşim bunlar geçmişte kaldı" di-
yenler çıkabilir. Onlara da bir başka böl-
geden örnek verelim. Hollanda, sömür-
geciliği, 'kanının son damlasına kadar'
sürdürmeye çalışıyor. Venezuela açıkla-
nndaki beş adanın bugünkü adı, 'Hol-
landa Antilleri'. Yönetim, Hollanda'mn
gönderdiği bir valıyle gerçekleştiriliyor.
Endonezya'ya yenıden dönersek
Hollanda'mn sömürgeciliği yüzyıllarca
devam ettirmesindeki sır, yöredeki in-
sanların birbirine düşman olması ve iş-
birliği yapabileceği, parayla satın alabi-
leceği yerliler bulması...
Küçük bir kurum bile alacağı elema-
nın özgeçmişini niçin istiyor? Onunla
çalışıp çalışamayacağını bilmek için.
Türkiye de başta NATO olmak üzere
pek çok platformda yan yana olduğu
Hollanda'yı her şeyiyle tanımak duru-
munda.
Endonezya'dan sevgiler Hollanda.
Seni daha iyi tanıdık burada.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - NATO Bakanlar
Konseyi'nin ilkbahar top-
lantılanna katılmak üzere
Hollanda'ya giden Dışişleri
Bakanı Erdal İnönii. 16 ül-
kenin dışişleri bakanlannın
katılacağı toplantıda, Bos-
na- Hersek"teki durumun da
gündeme geleceğini söyle-
di. Sırplann giderek saldın-
lannı arttırdıklanna dikkat
çeken Inönü. "Sırplann bu
pervasızlıkları, kendilerine
yeterli karariılığın gösteril-
memesinden kaynaklanı-
yor"dedi.
. Hollanda'yahareketinden
önce Eseboğa Havaala-
nı'nda bir basın toplantısı
düzenleyen Inönü. Sırplann
önceki günkü saldınlan sı-
rasında Bosna- Hersek Dı-
şişleri Bakanı trfan Ljfibi-
jankiç'i taşıyan helikoptenn
Bihaç'tan Zagreb'e gider-
ken düşürüldüğünü ve ba-
kan dahil 7 kişinin öldüğü-
nü anımsatarak. "Bu çok acı
bir durum. Kendisi ve Hırvat
Dışişleri Bakanı Mete Gra-
niç ile birlikte geçen hafta üç-
lü bir toplantı gerçekleştir-
miştir. Sonra da birlikte Ra-
bat'taki İslam Konferansı
Örgütü'nün Bosna temas
grubu toplantılanna katıL-
mıştık. Kendisini çok takdir
etmiştim. Genç bir adamdı.
Ülkesinin toprak bütünlüğü
ve bağımsızlığı için korku-
suzca göre\ yapıyordu. Sa-
raybosna'ya nasıİ gidip gel-
diklerini sormuş \e beni de
götiirmelerini istemiştim.
Ancak, bunun çok tehlikeli
oMuğunu söylemişti" dedı.
Inönü. Sırplann tepkisi-
nin her zaman olduğu gibı
sivıllere yönelik olduğunu,
şimdi aynca BM'de görev
yapan UNPROFOR asker-
lerini NATO'nun hava akını
yapabileceği depolann önü-
ne zincirle bağladıklannı
anımsatarak, "Sırplann bu
pervasızlıkları. kendilerine
yeterli karariılığın gösteril-
memesinden kaynaklanıyor.
Yeterli karariılıkta tepki gös-
terilmiyor" diye konuştu.
Bu son gelişmelerin NA-
TO dışındaki çeşitli forum-
larda ele alındığını. temas
grubunun yeniden toplandı-
ğını, nihayet NATO'nun da
yarın yapılacak Bakanlar
Konseyi toplantısında konu-
nun değerlendirileceğini be-
lirten Inönü, şunlan söyle-
dı:
"Son saldınlarda en çok
Fransız askerleri zayiat ver-
di. Bo yii/den Fransa'da as-
kerleri geri çekelim diye bir
baskı oluştu. Ancak geri çe-
kilme bir aczin ifadesi. Ora-
daki Bosnalılar ne yapacak?
Savunmasız insanlan orada
bırakıp BM'nin, XATO'nun
çekilmesine biz karşıy ız."
Mevcut talimatlann de-
ğiştirilerek, UNPROFOR
askerlerine görevlerini ger-
çekten >erine getirebilecek-
leri yönünde talimat veril-
mesini isteyen Dışişleri
Bakanı Erdal Inönü. aksi
takdirde Sırplann insanlık
dışı ve savaşta dahi yapılma-
sı kabul edilemeyecek uygu-
lamalan karşısında başanlı
olunamayacağı görüşünü de
kaydetti.
I Baştarafi 1. Sayfada
rayollan Genel Müdürlügü'nü dava et-
ti. Davayı inceleyen Danıştay 8. Daire-
si, cuma namazı ibadetinın yerine geti-
rilebilmesi amacıyla değıştirilen çalış-
ma saatlerinin "açıkça anayasaya ay kı-
n" olduğuna ve böylesi bir uygulama
yapılamayacağına karar verdi.
Danıştaş 8. Dairesi'nin Esas No
1975/1993, Karar No 1976'672 olan
karannda 1961 Anayasasfnın2. ve 19.
maddesi dikkate alındı. 1961 Anayasa-
sı'nın "Türkiye Cumhuriyeti demok-
ratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti-
dir" hükmünü içeren 2. maddesi, 1982
Anayasası'nda yine 2. madde olarak y-
eralıyor. 1961 Anayasası'nın "Herkes,
vkdan ve dini inaç >e kanaat hürriyeti-
ne sahiptir" hükmünü içeren 19. mad-
desi ise günümüz anayasasının 24.
maddesinde yer alıyor.
lşçi ve memurlann cuma namazı kı-
labilmeleri için mesai saatlerinde deği-
şiklik yapan uygulamayı inceleyen Da-
nıştay 8. Dairesi, 2 Mart 1976 tarihin-
de, oy birliğiyle verdiği karannda, saat
12.00 ile 14.00 arasının ögle tatili ya-
pılması konusunun "nonnlar hiyerar-
anayasayaşfci" içinde en üst yerde bulunan ana-
yasa açısından ıncelenmesinin zorunlu
olduğu vurguladı. Kararda şu görüşe y-
erverildi:
"Zira bir devlette hiç bir hukuki ta-
sarruf anayasaya aykın olamaz vede>-
letin hukuk düzeninin kaynağı ve temel-
leri o devletin anayasasında bulunur.
Anayasamızın 2. maddesindeki laiklik.
devletin day andığı temel ilkelerden biri
olarak sayılmış, 19. maddede ise inanç
hürriyeti. temel haklar arasında yer al-
mıştır. Bu itibaıia din hürriyeti \e eşit-
ligini kabul ederek herhangi bir dinin
resmi din olduğu yolunda herhangi bir
hükme yer vermeyen anayasamız, laik
bir anayasadır. Anayasanın sözü edilen
bu niteliği dolayısıyladır ki devletimizin
tüm organlan ve kuruluşlan laik esas-
lara dayanmah, dini kurallann devlet
idaresinde etkinliğine yer \erilmemeü-
dir.
Gerçekten kısa ifade şekliyle 'din
ve devlet işlerinin birbırinden bağımsız
şekılde yürütülmesr olarak tanımlana-
bilen laiklik ilkesi. mevzuatın din kural-
lanndan tamamtn bağımsız dünye\iv"e
objektif esaslara göre düzenlenmesini
aykın
gerekli kılmaktadır. Cumhuriyetin hu-
kuk devriminin nedenlerinden birini
teşkil eden bu Oke yürürlükteki bütün
kanun. tüzük ve y önetmelikleıie. huku-
ki tasamıflann anayasal dayanağıdır.
Laiklik ükesinin doğal sonucu olarak,
kanun kudretine dayalı hukuki rasar-
ruflarda bulunanlar da bu göre%ini ye-
rine getirirken din kurallanndan ba-
ğımsız \e laiklik ilkesini önceUkle göz
önünde bulundurmakla zorunlu olup
dinsel inanç serbestliğini sağiamak ya-
nında bireyler üzerinde dinsel nitelikte
baskıda bulunmamakla da görevlidir-
ler. Bu durumda idarenin dava konusu
işlemi Ue yukanda sözü edilen esaslara
aykın bir görüş ve da\Tanış içinde bu-
lunduğu açıkça beUidir."
Karann son bölümünde de idari ta-
sarrufların kamu yaranna uygunluk
göstermesi gerektiği belirtildi. Tüm bu
görüşler doğrultusunda Danıştay 8. Da-
iresi "Cuma günlerine ait çalışma saat-
lerinin cuma namazı ibadetini yerine
oetirebilnıek amacıy la değiştirilmesinde
kamu yaran bulunmadığı \e anayasa-
ya acık aykınhk saptandjğı" gerekçe-
siy le uygulamanın iptalıne karar verdi.
Ahmet Ozal'a
tutuklama kararıHaber Merkezi - Şışlı 5.
Asliye Ceza Mahkemesı
dün Ahmet Özal için gıyabi
tutukJama karan verdi.
Ahmet Özal'ın, bir milyar
liralık karşılıksız çek verdi-
ği iddasıyla iki aydır yargı-
landığı Şişlı 5. Asliye Ceza
Mahkemesi'ndeki duruşma-
lara gelmediği gerekçesiyle
mahkemenin tutuklama ka-
ran verdiği öğrenıldi.
Karşılıksız çek vermek
suçundan hakkında 5 yıla
kadar hapıs ıstemıyle dava
açılan Ahmet Özal'ın gıya-
bı tutuklama karan devam
ederse Türkiye'yedönüşün-
de gözaltına alınacak.
2 aydır yurtdışında olan
Ahmet Özal" ın hangı ülkede
olduğu bilinmiyor. Bir süre
önce Istanbul Cumhuriyet
Başsavcısı Avni Bilgin de,
yurtdışında olan Ahmet
Özal için "Dönmezsebulun-
duğu ülkeden isteyebiliriz'"
demişti.
Cavit Çağlar'dan
Hürriyet'e dava
Çekiç Güç'te Öcalan fotoğrafi
I Baştarafi 1. Sayfada
Kaynaklar, resim tartışma-
sının ardından, karargâhta
çalışmaya başlayan bir kadın
diplomat konusunda da ger-
ginlik yaşandığını bildirdi-
ler. Edinılen bilgiye göre,
Çekiç Güç karargâhında ça-
lışmak üzere bölgeye giden
kadın diplomat, bir süre son-
ra PKK'ye yakınlığıyla bili-
nen Kürdistan Yurtsever Bir-
liği (KYB) lideri CdalTala-
bani'ye danışmanlık yapma-
ya başladı. ABD Merkezi
Haber Alma Teşkilatı (CIA)
çahşanı olarak nitelendirilen
kadın diplomahn temaslann-
dan rahatsız olan Türk gö-
revlileri, ABD'li yetkililere
gelişmelerden Türk Dışişle-
ri Bakanlığf nın haberdar ol-
madığını ilettiler. ABD'li
yetkililerin, Talabani ile "ol-
dukça sıcak" ilişkiler kuran
kadın diplomatın Türk Dışiş-
leri'nin bilgisi dahilinde gö-
rev yaptığını ileri sürerek iti-
razlan dikkate almadıklan
bildirildi.
Kaynaklar, daha önce çe-
şitli çevrelerce dile getirilen.
ABD'lilerin Kuzey Irak'taki
denetimleri sırasında elde et-
tikleri bilgileri Türk subayla-
nnın kontrolünden kaçıracak
bir yöntem izlediklerine iliş-
kin duyumlann da doğru ol-
duğunu ifade ettiler.
ABD'lilerin denetim
uçuşlan sırasında uçaklarda
oluşturduklan ayn bölmeler-
den haberleşme görüşmesi
yaptıklan ve bu bölmelerin
Türk subaylannca denetlen-
Bugüne kadar cep telefonu almadıysanız
ŞANSLISINIZ !
ERICSSON
GSM Teknolojisini yaratan
Ericsson'dan
Dünya'nın en uzun konuşma süreli
cep telefonları
59.900.000.-K D V , T u r k c e l l s i m k a r t ı d a h i l
• GH - 337
• GF - 337 (KAPAKLI)
Ctntl DistrlbKSr TurkcaD
GSMkart.
cap tolafonunun
onaKlon
bal
G S M C E N T E R
Fulya Caddesi No:31/3 Mecidiyeköy
Tel: (0212) 212 13 50Pbx
Cankurtaran'a
• Baştarafi 1. Sayfada
Emin Cankurtaran, ameliyattan sonra gazeteci-
lerin sorulannı yanıtlarken "Clkesini, vatanını se-
ven bir kişiyim. Dostum çok. düşmanım hiç yok.
Kimsey le dargınlıgım. parasal bir iş ihhlanm olma-
dL Kimseden ne alacağım. ne borcum var. Ömrüm-
de mahkemeye, karakola gitmedim, trafık cezası
dahil hiçbir ceza yemedim" dedi.
Cankurtaran, saldırganlann yakalandığını hatır-
latarak niçin yaptıklannın meydana çıkacağını
söyledi
Öte yandan, yaralanan Emin Cankurtaran'ı bir-
çok tanınmış kişi de ziyaret etti. DYP Milletve-
kili Mehmet Ali Yılmaz, TOBB Başkanı Yalım
Erez, Futbol Federasyonu Başkanı Şenes Erzik.
Milli Takımlar Teknık Direktörü Fatih Terim ile
Ziya ŞengüL Cevher Ozden ve Ekrem Bora, Can-
kurtaran ailesıne geçmiş olsun dileklenni ilettiler.
Polis yetkilileri, Cankurtaran'ın sürekli olarak
öğle yemeklerini yediği Park Şamdan adlı lokan-
tanın önünde 5 tane boş kovan bulundugunu be-
lirterek, yakalanan
saldırganlann Is-
tanbul Emniyet
Müdürlüğü Asayiş
Şube Müdürlüğü
Cinayet Büro
Amirliği tarafından
sorgulanmasına
başlandığını bildir-
diler.
Edinilen bilgile-
re göre saldırganla-
nn ülkücü marya
babası Alaattin Ça-
kıcfnın adamlan
olduğu öne sürül-
dü. Emin Cankur-
taran'ın adı ise son
olarak gazetemizde
de yayımlanan,
"Ahmet Özal'ın Al-
manya'daki ticari
işlemleri" ile ilgili
haberde geçmişti.
Cankurtaran'ın,
Ahmet Özal'ın Al-
manya'da bir süre
önce faaliyeti dur-
durulan DSB Bank
ile 3 milyon dolar
tutannda kredi an-
laşması yaptığı be-
lirlenmişti.
mesine fırsat vermedikleri
bildirildi.
Cumhurbaşkanı Süley-
man Demirel'in, "Albndan
yılan çıktT dediği Çekiç Güç
konusunda rahatsızlıklar sü-
rüyor. Bu gücün görev süre-
sinin uzatıhp uzatılmayacağı
konusu, önümüzdeki ay ya-
pılacak olan Milli Güvenlik
Kurulu toplantısında ele alı-
nacak. 1992 yılından beri
Kuzey Irak'ta 36. paralelin
kuzeyinde denetimîerde bu-
lunan Çekiç Güç'ün, bugüne
değin Türkiye'ye PKK'lile-
rin bölgedeki varlığı konu-
sunda istihbarat ulaştırmadı-
ğı bildirildi.
Türkiye'nin PKK'lilerin
bölgedeki varlığını kendi
olanaklanyla izlemeye çalış-
tığı belirtiliyor. Konuyla ilgi-
li çevreler, Kuzey Irak'ta or-
talama 500'ermilitan bann-
dıran 10'dan fazla PKK kam-
pı bulundugunu belirtirken,
PKK'nin Pirbela Kampı'nın
Çekiç Güç'ün Zaho'da bulu-
nan irtibat bürosuna 20 kilo-
metre uzaklıkta olduğuna
dikkat çekiyorlar. Yetkililer,
bütün eleştirilere karşın
ABD'lilenn, Çekiç Güç de-
netimindeki bölgede P-
KK'nin rahatça kamp kura-
rak, Türk topraklannda ey-
lem gerçekleştirebilmesini
tartışmaya yanaşmadıklanna
işaret ediyorlar.
BLRSA (Cumhuriyet) -
DYP Bursa Milletvekıİi Ca-
vit Çaglar ve Nergis Hol-
ding, Hürriyet ile Posta gaze-
teleri hakkında 7 ayn maddi
manevi tazminat dâvası açtı.
Çağlar, Hürriyet'ten 265.
Posta'dan- da 50 milyar lira
tazminat istiyor. Çağlar. taz-
minat davasının ardından
Hürriyet gazetesinde kendısı
ve şirketleriyle ilgili geçen
günlerde yer alan yorum ve
haberler nedeniyle de sorum-
lu müdürlerle haberi yazan
muhabir hakkında, "basın
yoluyla hakaref" ıddıasıyla
suç duyurusunda bulundu.
Çağlar'ın avukatlan. Bur-
sa Asliye Hukuk Mahkeme-
si'ne, dördü Çağlar'a ait
"manevi" üçü de Nergis Hol-
ding'eait "maddi" tazminat
îstekli dilekçelerle birlikte 12
milyar 600 milyon liralık
mahkeme harcını yatırdılar.
Avukatlar. haber ve yorum-
larda davacılann. kişisel çı-
karlan için basın hürriyetini
alet ettiklerini savundular \e
şu iddialara yer verdiler:
"Mü\ekkilimize vergi ka-
çakçısı denilebilmesi için,
Vergi l sul Kanunu hûküm-
lerine ve Danıştay kararlan-
na göre kasten vergi ziyanına
neden olunması gerekir. Da-
valılann tek amaa, müvek-
kilimizin ismi ile özdeşleşmiş
Nergis Şirketleı; Grubu'nun
halka açılması sırasında ta-
samıf sahiplerinde şüphe ya-
rarmak suretiyle hisse alımla-
nna engel olmak."
Avukatlar. tazminat dava-
lanna yönelik dilekçelerden
sonra Bursa Cumhuriyet
Başsavcılığf na giderek Hür-
riyet'ın sorumlu müdürleri
Hasan Kılıç. Doğan Satmış
ile ekonomi sorumlusu Enis
Berberoğlu ve muhabir Çiğ-
dem Toker hakkında da "ba-
sın yohıyia hakaret" iddiasıy-
la suç duyurusunda bulundu-
lar. Dilekçelerde. davalılann
mesnetsiz iddialarla kamu-
oyunu yanılttıklan ve Çağ-
lar'a hakaret ettikleri savu-
nularak Türk Ceza Yasa-
sı'nın ilgili hükümlerincece-
zalandırılmaları istendi.
Fetih kutlamaları
korku yarattı
İstanbul Haber Servisi -
Istanbul BüvükşehirBeledi-
yesi'nce, Istanbul'un fethi-
nin 542. yıldönümü nede-
niyle dün akşam Inönü Stad-
yumu'nda düzenlenen kut-
lama törenlerinde atılan top-
lar ve havai fışekler Istanbul-
lulara korkulu anlar yaşattı.
Gazetemizi arayan çok
sayıda okuyucumuz, büyük
şiddetteki patlamalann ev-
lerde büyükTıeyecan ve kor-
ku yarattığını. patlamalar
nedeniyle sokaklara çıktık-
lannı belirttiler. Çocuklan-
nın. patlamalardan etkilen-
diğini. korkarak ağladıklan-
nı vurgulayan veliler, yoğun
gürültü ve korku yaratan bu
tür kutlamalann engellen-
mesini istediler.
OLAYLARIN
ARDINDAKI
GERÇEK
B Baştarafi 1. Sayfada
yaratıyor.
Siyasal iktidar, iktidar-
sızlığın göstergelerini ser-
giliyor: 1) Güneydoğu ola-
yı salt askerlere bırakılmış-
tır. 2) Ekonomi IMF'yetes-
lim edilmiştir. 3) Demokra-
tikleşme askıdadır.
Medyanın bugün ulaştı-
ğı noktada her şey içeri-
ğinden soyutlanarak gör-
selliğe dönüştürülüyor.
Devlet, hükümet ve mu-
halefet temsılcileri ekrana
çıkmak için yanş halinde-
dirler. Bu kadar konuşma
ve karmaşa, kararsızlığı
büsbütün arttıyor. Sonuç-
ta 4 haziranda yapılacak
dar kapsamlı, küçük bo-
yutlu seçimler, gereğinden
çok daha başka bir biçim-
de ele alınıyor. Çünkü
1991 'den bu yana taban-
larından kopmuş siyasi
partilerin bu seçimi kullan-
mak güdüsüne endeks-
lendikleri ortaya çıkıyor.
Ne var ki bir anlamda
seçimlerin eski deyişle
"fazilet-i terbiyetkârisi"
Türkçesiyle "eğitici er-
demlen" böylece ortaya
çıkmıyor mu?
Türkiye ne olursa olsun
gecikmeden erken genel
seçıme gitmek zorunda-
dır. Bu seçimlerde Refah
Partisı'ne karşı önlemler
almak için yapay çabala-
ra da gerek yoktur. Her
şeyden önce, siyasal ikti-
darın başını bir parti kong-
resinde delegelerin değil,
halkın sandıkta belirlediği
bir döneme girmenin zo-
runluğu gün geçtikçe be-
lirginleşiyor.
Denebilir ki bugünkü
belirsizliğin yarattığı sakın-
calar, her tür sakıncadan
daha sakıncalıdır.
Ekonomiyi IMF'nin de-
netimine, terörü Silahlı
Kuvvetler'in sorumluluğu-
na emanet etmiş bir Tür-
kiye'de demokratikleşme-
yi kılitlemiş bir koalisyo-
nun ve parlamentonun bir
gün önce yenilenmesi
sağduyunun ve aklın ge-
reğidir.
• • •
AIDS aşısı
• Baştarafi I. Sayfada
belirtti.
Bu virüsün ilk olarak
1976-79 yıllan arasında gö-
rüldüğünü söyleyen Dr. Me-
rieux. şöyle konuştu: "Odö-
nemde Almany a ve ttal>-a'da
virüsle ilgili olarak insana en
yakın hayvanlar olan şem-
panzeler üzerinde bir çalış-
ma yapıldı. Şempanzeler
Kenya'dan getirüdL Bir rast-
lantı eseri şempanzelerie ay-
nı kafeste yer alan dişi birgo-
rilin \iriisü bulaştırdığı be-
lirlendi. 1 kişi yaşamını kay-
betti. Şimdi ise Zaire'de tes-
pit edildi. Yiriisün insana bu-
laşacak irtibat yoilan kesikU-
ği anda'Ebola'yine yok ola-
caktır."
Dr. Charles Merieux, yak-
laşık 30 dakika süren konfe-
ransında bol bol espri de
yaptı.
Dr. Charles Merieux. ço-
cuklann halen 6 hastalığa
karşı olan aşı takvimlerinin
2020 yılında değişıkliğe uğ-
rayacağını iddıa ederek,
şunlan söyledi: "Benimtah-
minime göre bugün grip ve
benzerieri için kullanılan
modem aşılar da dahil ço-
cuklara 17 hastalığa karşı aşı
yapılacak. En geç 2020 vıli-
na kadar bütün bu hastalık-
lara karşı tek dozJuk aşınm
bile üretılebilme olasılığının
bulundugunu söyleyebili-
rim."
Kelebek
hemen
teslim.
Kelebek alırken kapora verip,
paranızı aylarca bağlamazsınız.
Hemen teslim edilir. (Üstelikher
zaman taksitledir.)
MUKEMMEL MOBİLYA »ıri