22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 23MAY1S1995SALI 10 DİZİYAZI Kuvayı Milliye'ye Kafkas kalpağı HALIL \EB1LER Anadolu insanıyla Kafkas halklan, Os- manlı topraklan üzerinde büyük Çerkez göçü üzerine tanışıyorlar. Ancak, Os- manlı sarayı, Çerkezleri çok önceden bi- liyor. Sultan Abdülaziz'in ve II. Abdül- hamid'ın anneleri Çerkez. Istanbul'un fethedildiği 1453'ten son- raki 200 yıllık yükselme dönemindeki Osmanlı sadrazamlan arasında dört Çer- kez yer alıyor. Osmanlı saravı, 1864 göçünden sonra da Çerkezlerden yararlanmayı ihmal et- miyor. 1877-1878'deki Osmanlı-Rus sa- vaşına Çerkezler gerilla birlikleriyle ka- tılıyorlar Doğuda 1890'dan itibaren Mü- şir (Berzeg) Mehmet Zeki Paşa tarafın- dan kurulan Hamidiye Alaylan da dikka- te değer. ' Balkan Savaşı'nda Istanbul'un işgali olasılığınakarşı "EmirbarÇeteteri"ad)y- la kurulan 'fedailcr birtiği'nin başına ge- tirilen Kuşçnbaşı Eşref ve kardeşi Hacı Selim Sami ıle birlik mensuplannın önemli bir bölümü de Çerkezlerden olu- şuyor. Osmanirnın ilgisi iki yönlü oluyor. Çerkezler, 1880'li yıllarda Çerkez tarihi- ni yazmak için girişimde bulunuyorlar ve karşılannda II. Abdûlhamit'in ağırpo- lis denetimini buluyorlar. Ahmet MHhat (Hagur) Efendi'nin yazdığı üç perdelik "Çerkez Özdenleri" adlı oyun Gedikpa- şa Giillü Agop Tiyatrosu'nda sahneleni- yor ve jurnalciler bunu saraya "Çerkez- ler özgürlük ve bağunsızlık istryor" diye yetiştinyorlar. Oyun yasaklanıyor ve kı- sa bir süre sonra tiyatro bınası yanıyor. Kurtuluş Savaşı'nda önemli rol Çerkezleri, Kurtuluş Savaşı'nda gö- nüllü ve önemli işlerde görüyoruz. Yu- nanlılann Izmir'e çıkışının 44. günü olan 30 Haziran 1919'da Yunan komutanla- nndan Zafirepulos, komutanlığa şu ra- poru veriyor: "Her an güçlenen bir Türk direnmesi karşısındayı/. Direnme İstanbul hükii- mefine bağlı makamlardan değil, doğnı- dan doğnıya halktan gelmektedir. Dik- kati çeken husus. direnmenin aralannda düşmanlık bulunan halktan gelmesidir. Ze>'beklerin karşı koymalan mevzüdir. Balkan Savaşı'nda Hamidiye korsan ge- nıisivle tanıdığımız ve Mondros Silah Bı- rakışması'nı Osmanlı Devleti adına imza- layan eski Bahriye Nazın Rauf un ken- disi gibi Çerkez ve maiyetinde yetiş- miş olan Ethem'in başında bulunduğu Anadolu'nun dört bir yanından gel- miş ve sayılan beş bini bulduğu tahmin edilen Çerkezier. Akhisar-Salihii ara- sında kuvyetli bir savunma hattı kur- muşlardır." Anadolu ihtılalinin politik örgütlen- mesinde de Kafkas kökenli askerlerin ve aydınlann önemli rolü olduğuna ilışkin veriler az değil. Örneğin, Sıvas Kongre- si'nde Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hu- kuk Cemiyeti'nin temsil kuruluna seçi- len 12 kişiden beşi Kuzey Kafkasyalıdır. Rauf Orbay, Bekir Sami Kundukh. tbra- him Sürejya V'iğit, Ömer Mümtaz Tan- biy ve Hakkı Behk; Bayıç. Amasya Tamimi'ndeki Imzalar Anadolu ihtılalinin en kritik noktasın- da yapılan Amasya toplantısmdan sonra yayımlanan Amasya Tamimi'nde bulu- nan dört imzadan üçü, Çerkez kökenli imzalardır. Mustafa Kemal Paşa dışında Amasya Tamimi'ne imza atan Karzeg Salih Paşa. Rauf Orbay ve Bekir Sami Kundukh, Çerkezdir. Üstelik, Amasya toplantılan yine bir Kafkasyalının, 5. Kafkas Tümen KomutanıCemil Cahh Bey'in (Tbydemir)evindeyapılıyor. Önemli Çerkez ailelerinden Berzegle- rin torunu avukat Kazım Berzeg, u Kuva- yı MiHiye'nin üniforması olarak Çerkez kalpağı kullanılmasının, bugünkü Tür- kiye Cumhuriyeti (Misak-ı Milli) hudut- lannı belirle\en Amasya protokoUerinin altındaki dört imzadan iiçiinün (Rauf Bey, Bekir Sami Bey, İstanbul hükümeti- ni temsil eden Bahriye Nazın Karzek Sa- lih Paşa) Çerkez olmasının, Çerkez nüve- li gerilla teşkilatlanmasıyla ilişkili olup ol- madığı araştmlmaya değer" diyor. çerkez Ethem çelişkisl Bu sav Çerkezler arasında çok yaygın. "Kurtuluş savaşını başlatan dört komu- tandan üçü Çerkez. Teşkilat-ı Mahsusa'yı kuranlar Çerkez, Beşiktaş Jimnasrik Ku- lübü'nü kuranlann tümü Çerkez" diye övünüyorlar. Çerkez Ethem konusu on- • Anadolu * ihtilalinin politik örgütlenmesinde Kafkas kökenli askerlerin ve aydınlann önemli rolü olduğuna ilişkin veriler az değil. Örneğin, Sıvas Kongresi'nde Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti'nin temsil kuruluna seçilen 12 kişiden beşi Kuzey Kafkasyalıdır. • Anadolu ihtilalinin en kritik noktasında yapılan Amasya toplantısmdan sonra yayımlanan Amasya Tamimi'nde bulunan dört imzadan üçü, Çerke 7 kökenli imzalardır. Tamime imza atan Karzeg Salih Paşa, Rauf Orbay ve Bekir Sami Kundukh, Çerkezdir. • Çerkez toplumu içinde Çerkez Ethem'in sevildiği pek söylenemez. Özellikle de Adapazarı, Düzce, Manyas bölgelerinde oturan Çerkezler, Ethem'e oldukça soğuktur. 1923'te, Manyas çevresindeki 16 Çerkez köyünün doğuya sürgününün nedenini, Çerkez Ethem'e bağlıyorlar. 2. Dünya Savasından Çerkez öyküleri Bırak şimdi 6 Heil Hîtler'i!.. lkinci Dünya Savaşı'nda Çerkezlerin bir bölümü, SSCB yurttaşı olarak Kızı- lordu saflannda. Nazi ordusuna karşı savaşırken, bir bölümü de Nazi ordu- sunda yeralıyordu. Kafkaslann, 300 yıl- lık düşman Ruslann işgali altında oldu- ğunu savunan bu kışiler, Almanlann Kafkaslan Ruslardan gen alacağını. da- ha sonra kendilerinin Almanlardan na- sıl olsa bu topraklan alacaklannı düşü- nüyorlardı. Bu düşünceleri taşıyan Çerkezlerden biri, Nazi ordusunda Kızılordu'ya ve kendi kardeşleri olan Çerkezlere karşı uzun zaman savaştıktan sonra canı sıkıl- mış. Bakmış savaşın biteceği yok, bir kaçış planı hazırlamış. Bir gece Alman generalini öldürüp üniformasını giye- rek, doğduğu yer olan Çeçenya'nın Grozni kentine doğru yürümeye başla- mış. Günlerce dağlarda yürüyüp dur- duktan sonra, ana yola çıkıp durumu öğ- renmek istemiş. Aksilik bu ya, bizim Çerkez yola in- miş inmemiş, karşıdan her haliyle tık- lım tıklım Alman askerinin dolu oldu- ğu belli olan bir kamyon görünmüş. Çer- kez. üstünde Alman generali üniforma- sıyla kaçsa garip olacak, kaçmasa kelle gidecek. Karannı vermiş, yolun ortası- na çıkıp Nazi selamıyla bağırmış: - Heü HMerL Kamyonu kullanan Alman generali üniformalı biri başını camdan uzatarak seslenmiş: -Bana bak, başlatma Heü HMer'ine. Grozni'ye gidiyorsan atla arkaya... Ve aleykümselamL Bizım Alman cephesinde çarpışan Çerkez yine klasik numarasını yapmış; savaştan sıkılmış. bir Alman generalini öldürüp üniformasını üstüne giydikten sonra düşmüş yola. Memleketine gide- cek. Bırkaç gün dağ bayır yürûmüş. ts- tenmeyen bir durumla karşılaşmamak için gündüzleri saklanıp geceleri yol alı- yormuş yine. Torbasındaki erzak da tü- kenince aç bîilaç yoluna devam etmiş. Bir gün, iki gün derken açlık canına tak etmiş. Gecenin karanlığında ileride bir ışık görünce hiç düşünmeden ışığa yö- nelmiş. Işığa iyice yaklaştığında bunun büyükçe bir ev olduğunu anlamış. Yak- laşmış. tçeriden kahkahalar, şarkılar, mızıka sesleri geliyormuş. Gizlenerek pencereden bakmış. Ohooo... tçeride 30-40 Alman aske- ri, votka su gibi akıyor. Yiyecek desen masalann üstüne dağlar gibi yıgılmış. Içeri girmesine girecek ama ya Çer- kez olduğu ve generali öldürüp askerden kaçtığı anlaşıhrsa? Girmese!.. Girmese midesine nasıl söz geçirecek? Dayanamamış, girmiş. Kapı açıldığı için bütün gözler ona çevrilmiş. Bizim Çerkez şöyle bir dikleşip sag eliyle Na- zi selamı verdikten sonra bagırmış. - Heü Hitter! Alman üniformalı askerlerden yanıt gelmiş. - Ve ateykümselam kardeş. Gebene!.. lar için bir çelişki yumağı. Hasan tzzet- tin Dinamo'nun, 'kendi ulusunun katili' diye nitelediği Çerkez Ethem'in hain ol- duğunu kabul etmiyorlar. Çerkez aydın- lanndan tzzet Aydemir, Ethem'in hain olduğuna şu sözlerle karşı çıkıyor: U O iki ateş arasında kalan bir insanın yapOğı şeyi yapmış, askerlerinL silahlan- nı, ordusuna ait malzemeleri ve hatta pa- ralan bırakarak. Türk ordusuna teslimi- ni sağlayarak Yunanlılardan işgalleri aJ- tmdaki topraklardan geçiş hakkı istemek- ten başka bir şey yapmamıştır... Çerkez Ethem. hizmet ettiği miUetçe ihanetle suç- lanmamalı. hele günahları da karuna gir- diği Çerkez toplumuna >Tİklenmemeöy- dL" Şu veya bu nedenle, Çerkez toplumu içinde Çerkez Ethem'in sevildiği pek söylenemez. Özellikle de Adapazan. Düzce, Manyas bölgelerinde oturan Çer- kezler, Ethem'e oldukça soğuktur. 1923 yılında, Manyas çevresindeki 16 Çerkez köyünün doğuya sürgününün nedenini, Çerkez Ethem'e bağlıyorlar. Kimi Çerkez aydınlan. Ethem olayının Türkiye Cumhuriyeti elitinin tüm Çer- kez kökenli yurttaşlanna ve Kuzey Kaf- kasya davasına en azından birkaç on yıl soğuk bakmasına neden olduğunu söy- lerler. Bir başka görüş. Kurtuluş Savaşı'na yardımlan nedeniyle Türkiye Cumhuri- yeti yönetimınin Leninyönetimiyle ılım- lı ilişkiler yaşadığı yıllann, Türkiye'de yaşayan Çerkezlerin Kuzey Kafkasya da- vasını engellediği yönündedir. Buna ka- nıt olarak da şu söylenir: Cumhuriyetin ilkdöneminde, Türkiye dışında örgütlenen aristokratik Kafkas grubu ve sosyal demokrat yönelimlı Pro- mete grubu, iki dergi çıkanyorlardı. Her iki grup da Kafkas birliğı, Rus ve Bolşe- vik karşıtlığı görüşlerinde birleşiyorlar- dı. Birleştikleri bir başka nokta, Türki- ye'nin bir bölgesel güç olduğu, Kuzey Kafkasyalılann en çok Türkiye'de bann- dığı idi. Bu nedenlerden dolayı Türkiye, Kafkas davasına destek vermeliydi. Böy- le olmadı. Genç cumhuriyeti yönetenler, Promete ve Kafkas dergilerinin Sovyet karşıtı içeriklerinden rahatsız oldu ve ül- keye girişlerini yasakladı. 1939 yılında Hitier'in Polonya'yı işgali, burada kü- melenen Çerkez milliyetçilerini dağıttı ve Kafkas politikasının tek merkezi Ber- lin haline geldi. Savaş sırasında Çerkezleri ilgılendiren iki önemli gelişme oldu. Birincisi, Nazi propagandasmın da etkisiyle, Türkiye, Sovyet karşıtı çalışmalar için Kuzey Kaf- kasyalılar açısından uygun bir ortam ha- line geldi. Turancı, çerkez yakınlaşması Bu ortam. Kuzey Kafkasyalılarla Türk ırkçı-Turancı kesimleri birbirine yakın- laştırdı. Alman ordusunun Kızılordu kar- şısında düşmeye başlamasıyla birlikte, Türkiye Sovyet karşıtı çabalan önemli ölçüde engelledi, ama Türkiye de yaşa- yan Kuzey Kafkasyalılann hatın sayılır kesimiyle onlann anti-Rus duygulannı olabildiğince sömüren Türk faşistlen arasındaki ilişki surdü. Nazilerle işbirliği yaptıkları için 1943'te Karaçay-Balkarlann. 1944'te Çeçen- Inguşlann.Stalin tarafından top- raklanndan Orta Asya içlerine sürülme- leri gibi olaylar, bu ilişkiyi daha da güç- lendirdi ve Çerkezlerin Türkiye'dekı mil- liyetçi-faşist partilere (denize düşen yı- lana sanlır misali) daha çok sanlmasına neden oldu. MHP ve ülkü ocaklan gibi ırkçı-faşist kuruluşlann her türlü sosya- lizm ve ilericilik düşmanı toplantılan, "Esir Türkler Gecesi" gibi adlar altında yapıldı. Birçok ilericinin canını alan eylemle- ri gerçekleştiren faşist illegal örgütlen- melere "Esir Türkleri Kurtarma Ordu- su" gibi adlar verildı. Bu nedenle de için- de büyük oranda ilerici unsurlan bann- dıran Çerkezler ile Türkiye solu arasın- da derin bir soğukluk bugüne kadar gel- di. Çerkez aydınlarının yeni tavrı Oysa bugün Çerkezler arasında en önemli örgütlenmeyi gerçekleştirebilen Kafkas Derneği'nin tüzüğünde, insan haklannın. demokrasi taleplerinin, ırkçı- hğa karşı duruşun önemli işaretleri rahat- lıkla görülebiliyor. İlerici Çerkez aydın- lannın, ırkçı-faşist-şenatçı örgütlerin te- kelindeki Kuzey Kafkasya halklannın özgürlük taleplenni ilerici-devrimci-laik çevrelerle birlikte sahiplenebilmek için gösterdikleri çabalann gıttikçe arttığı da görülüyor. ilerici Çerkez aydınlan ve dernekleri bugün Kafkaslarda yaşanan boğazlaşma- nın, Amerikan empery alizminin yürürlü- ğe soktuğu 'Yeni Dünya Düzeni'nin bir eseri olduğunu, sosyalist sistemin çökü- şüyle ortaya çıkan Rusya Federasyo- nu'nun gittiği yönün yayılmacı bir impa- ratorluk yapısı olduğunu Türkiye'deki Çerkezlere anlatmaya çalışıyorlar. Sov- yetler Birliği'nde sosyalizmin çöküşü, Kuzey Kafkasya halklanıun bağımsızlık ve özgürlük savaşımıyla Rus yayılmacı- lığına karşı direniş ruhunu birleştirebil- me şansını ortaya koyduğu için, ilerici Çerkezlerin Türkiye'nin sosyal demok- rat ve sosyalist unsurlanyla daha rahat iletişim kurabilmesine kapı açabiliyor. Anadil sorunundan kültürel kimliğin geliştirilmesine kadar birçok noktada ırk- çı-faşist-şeriatçı örgütlerle ne kadar çe- HştikJeri, Türk sol çevrelerinin bu sorun- lan aşmada kendilerine ne kadar yakın ve kendileriyle ne kadarbirlikte olabilecek- lerine ilişkin önemli yargılara vanyorlar. Bunu yaşama geçirebilmenin. solla bu- luşup bütünleşmenin yollannı anyorlar. Yarın: çerkezlerde kimlik arayışı ve demokratiklesme tLAN ŞEBİNKARAHİSAR KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN Davacı Şakir Meletli vekili Av. Bülent Aydın tarafından davalılar Mehmet Kocal, Seyyide Tüzehra Gargun, Alkan Gar- gun. Köksal Gargurı. Ender Tulunoğlu, Leman Aylcut, Haşim Kenan Gargun, Feyyaz Gargun, Aslı Gargun, Mukadder Gargun- aleyhme açılan kadastro tespitine itiraz davasmın mahkememizde yapılan duruşması sırasında verilen ara ka- ran gereğince; davacılar vekili tarafından mahkememize verilen 20.01.1995 tarihli dava dilekçesiyle Şebinkarahisar il- çesi. Bülbül Mahallesi, 271 ada, 12 parsel no.lu taşınmazm davacı adına, 271 ada. 1 no.luparselinde davalılar adına tes- pi^edilmiş olduğunu, davacı taşınmazımn tespitinde esas alınan 2.12.1977 tarih. cilt: 182. sayfa: 98, no: 3 sayılı tapu kaydı sınırlan sabit olması ve 1837 m2 olmasına karşın 12 parsel no.lu taşınmazın 721 m2 olarak tespit edildiğini, dava ettiği 1 no.lu parselin tespitinde esas alınan 12.8.1981 tarih, cilt: 188, sayfa: 13. no: 1 sayılı tapunun yüzölçümünün de 459 m2 olmasına karşm, 1 nolu parselin 2388 m2 olarak tespit edildiğini. Bülbül Mahallesi 271 ada, 1 no.lu taşınmazın tespitte saptanan yüzölçümünün ve tespitinin iptali ile tapu kaydında belirtılen vüzölçüm dıkkate almarak saptanacak bölümünün adına tespit ve tescihne karar verilmesini, başkaca talep ve dava haklannın saklı tutulmasını, dava masrafi ve ilerde vekil tuttuğu takdirde ücreti vekaaletin davalılardan tahsilini arz ve talep etmıştir. llgili dava dilekçesi davalılardan Şebinkarahisar ilçesi. Bülbül mahallesınden Mehmet ve Seyyidetüz Zehra çocukla- n Köksal Gargun. Ender Gargun (Tulunoğlu), Leman Gargun (Aykut), Haşım Kenan Gargun, Feyyaz Gargun, Zekı Yıl- maz kızı Aslı Gargun, Dursun oğlu Mehmet Koçal, Zeki Yılmaz kızı Mukadder Gargun adlanna da\a dilekçesi ile bir- likte duruşma gününü bildirir davetiyenin teblig edilemediğı, yapılan adres araştırmasmda da açık adresleri tespit edile- mediğinden, mahkememizin 1995/9 esas sayılı dava dosyasının duruşması 7.6.1995 günü saat 9.30'a bırakılmış olup, yukanda ısimleri yazılı davalılann bizzat kendilerinin hazır bulunmalan veya kendilerini bir vekil ile temsil ettirmeleri, temsil ettirmedikleri veya dunışmada da hazır bulunmadıklan takdirde duruşmalann yokluklannda yapılacağı ve karar verileceği hususu HUMK.'nun 313/2. md.si uyannca tebligat yerine kaım olmak üzere ilan olunur. Basın: 21877 TARİŞ OLUKLU MUKAVVA KUTU SATIN ALINACAKTIR. 1. Tariş Zeytinyağı Kombinası Müdürlüğü- müzün ihtiyacı olan; — 25.000 adet 3 TİP OLUKLU MU- KAVVA KUTU, (1 'lik, 500 gr.'hk, 250 gr.'lık.) kapalı zarf teklif almak suretiyle satın alı- nacaktır. 2. Bu işe ait ihale 30 Mayıs 1995 günü, saat 14.00'te yapılacak olup, şartnamesi; Tariş Genel Müdürlüğü, Satınalma Müdür- lüğü, Alsancak/lzmir (Tel: 4210056 Fax: 4210066) adresinden temin edilebilir. 3. Birliğimiz 2886 sayılı kanuna tabi değil- dir. Ihaleyi yapıp yapmamakta, kısmen yapmakta veya kısmen dilediğine vermekte serbesttir. Postadaki gecikmeler kabul edil- mez. DUYURULUR. AYMA AJANS KIRŞEHİR2.ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞl'NDEN DosyaNo: 1994/574 Davacı Mehmet Karahan tarafından davalı Hikmet Karahan aleyhine açılan boşanma davasınm yapılan açık yargı- laması sırasında davalının adresı meç- hul olduğundan ilanen tebliğıne karar verilmiş olmakla; Davalı Gemlik Demirsubaşı Mahal- lesi 366 haneden Kırşehir Merkez Öz- baş Helvacılar Köyû cilt no: 060/03, sayfa 69, kütük sırano. 66'yaevlenerek gelen Ramız ve Elimşah'dan olma 1930 dogumlu Hikmet Karahan'ın (Kalande- len) duruşma günü olan 13.6.1995 gü- nü saat 9'da duruşmaya bizzat gelmesi veya kendisini bir vekille temsil ettirme- si aksi takdirde davanın yokluğunda görülüp bitirileceği dava dilekçesi yer- ine kaim olmak üzere ilanen teblig ol- unur. 21.3.1995 Basın 15877 ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇt Politika, At Yanşı Gibi... Yakup Kadri Karaosmanoğlu, emekli Albay Sabahattin Erai'ye bir gün şöyle demiş: - Türkiye, Inönü ayarmda bir sivil aydın yetiştirmedi. Haldun Derin "Çankaya özel Kalemini Anımsarken" adlı yapıtında, Yakup Kadri'nin bu yargıyı, CHP yayın organı Ulus gazetesmin başyazarlıâından yeni aynldığı, bu yüzden muhale- fet önderi îsmet Inönü ile arasının belki biraz şeker- renk sayılabileceği günlerde söylediğini belirtir. Sabahattin Ergi de, Haldun Derin'in kayınbabası Vecih Bereketoğlu'nun yakın dostudur, güzel sanatlara düşkün, bir aydın kişidir. Süleyman Bey için, Yakup Kadri iyi şeyler söyle- mez, ona "faşist" mi ne derdi? Sonra eklerdi: - Sakın benden yazma ha! Süleyman Bey'in "Demokratlığım tartışılmaz!" manşetini Cumhuriyet'te okuyunca, gülüp geçtim. Neyse geçelim bunları... Kişinin "demokrat" sayılabilmesi için önce, elin- deki 27 yıllık iktidan, "Milli ŞeHken, içinden gelerek, karşısındaki partiye kansız, kavgasız devredebilme- Ifcjir. Süleyman Bey nerede, böyle bir özveri nerede? Türkiye'de -belki- en yaşlı sosyalistlerden Mehmet Bozışık (94), 1945'teki Tan'ın yıkılışı olaylarında Süleyman Bey'in de bulunduğunu ileri sürüyor. Süleyman Bey'in, o yıllarla ilgili olayı gösteren bir fotoğrafının bir dergide çıktığını anımsıyor! Bir açıklama yapmalı Süleyman Bey... Bugün konumuz Ismet Paşa! Ona, "Milli Şefliği ilk yakıştırıp yazanın, DP'nin yayın organı Zafer'in başyazarı olacak, Mümtaz Faik Fenik'ten başkası olmadığını bilmiyordum. Adnan Menderes'in Inönü'ye çaktığı "A)u/ûs"(dostluk)lan da! Bunları, Haldun Derin'in yapıtında okudum. Ismet Paşa, iktidan devrettikten sonra, 21 Mayıs 1950'de, eşyalan daha önce, "Pembe Köşk'e yol- landığından, Köşk'teki hizmetlilere dek, "Allahaısmarladık" demek ister. Paşa, herkesle el sıkışır, gözleri dolu dolu. Taraçadan aşağı merdiven- leri inerken, arkasına döner, özel Kalem Müdürü Haldun Derin'e: - Senin bir işin yoksa beraber gidelim, der. Haldun Derin, siyah Cadillac otomobile girip yanına oturur. Başyaver: - Paşam, Fikret aşağı köşkte nöbet beklese... deyince, Inönü: - Istemez. 'Yaverlerinden ayrılamıyor' derler sonra...yanıtını verir. (Otomobilde) Veda ederken arkadaşlara bir şeyler söylemek istiyordum, olmadı. Böyle bir neticeye hiçbirinizi inandıramadım. Bunu karıma bile kabul ettiremedim! Haldun Derin, sözü 'Şarkta demokrasi olmaya- cağı' kanısını besleyen Ingiliz tarihçisi Toynbee'ye getirerek: - Toynbee artık numarasını verecektir! der. Inönü, gülümser: - Evet, acaba iktidan bırakabilirler mi, diye tered- düt ediyordu... diye ekler. Bir anı, Haldun Derin'in kulaklannda çınlar. Ismet Paşa, Senatör Pepper'e, 1945 Ekimi'nde şöyle demişti: - Kendimi, Millet Meclisimizde bir muhalefet par- tisi başkanı olarak gördüğüm gün, hayatımın vaz- ifesini yerine getirmiş sayacağım... 1950 seçimleri yaklaşmaktadır. Ismet Inönü, gittiği yerlerde yurttaşların birbirlerine düşmanlık besle- memelerini öğütler. Bir konuşmasını şöyle bitirir: - Seçimi kaybetsem de, kazansam da 'Gordünuz mü'diyeceğim; bir daha benim kadar sabırlısını bulamazsınız. Bu şeref benim. Bir daha elinize fırsat geçmez!.. 2 mayısta, seçimden 12 gün önce geziye çıkar, gazetecilerle şakalaş.ı^ken, Izmir'de özetle şpyle der: - Dolaştığım bütün yerlerde herkesi sükûn içinde seçim gününü bekliyor gördüm. Bütün dünyada politika at yanşlanna benzer. At meraklısı bir Macar asilzadesi, hayvanının koşusunu sonuna kadar takip etmiş, birinciliği kazandığını görünce heyecanından ölmüş. Bizim geçirdiğimiz seçim yanşında da geçenlerde böyle bir vaka olmuş. At yarışınm hususiyeti budur. İnsan bazen kaybeder. Şimdiden, bundan bir hafta sonrakı seçimlerin sonucu ne olursa olsun, kadere boyun eğmek lazım gelecektir. Sandık başlanna emniyetle gideceğiz. Her tarafta bu emniyeti müşahade ediyorum. Şansımız olur da kazanırsak, yeni bir hamle yapacağız... Iktıdarda iken bütün tenkitlerinize tahammûl ediyorum. Hele bir karşımza geçeyim de görün bakayım. Ben bu mevkiye yumuşak koltuktan gelmedim. Hep mücadele ede ede, uğraşa uğraşa geldim. Bu davada tutacağım yol şudur: Hesapsız sabır, hiçbir güçlük karşısında eğilmeyen sebat... Izmir'de gazetecilerle konuşurken, seçimin yitir- Hmesi şıkkı üzerinde durur, şöyle der özetle: - Ben şimdi muharebe meydanında bulunan bir kumandan gibiyim. O vazifenin icaplannı yerine getirmek ve bunu vatandaşlanma anlatmak için canla başla çalışacağım. Bir gün milletim "Artık senin zamanın bitti" dediğinde, ona minnettar olacağım. Ben muharebe meydanında dolaşırken, bir arkadaşımı hasta görürsem, canım sıkılırdı. Çünkü vazifesini yapamıyordu. Böyle halde dahi vazifesini yapmayanları ben affetmem. O gün vaz- ifesini yapmazsa ne zaman yapacak? Bütün ömrümüz muharebeyi kazanmak için vazife başında bulunmakla geçmiştir. Bu sebeple ihtiyanmla (kendi isteğimle) memleketimi türlü ihtimaller karşısında bırakıp gitmem. Çekilirim amma, bu defa karşıya geçer, mücadele eder, uğraşınm... BULMACA SEDAT YAŞAYAÎV 1 2 3 4 5 6 7 8SOLDAN SAĞA: 1/ Ozeri ot ya da kumla örtüimüş 1 tuzak amaçlı çu- p kur. 2/ Uçurum... Utanması. sıkıl- 3 ması olmayan. 3/ . Kat kat çakıl ve 4 kumdan oluşmuş 5 yer kıvnmı... Bir nota. 4/Konya"nın 6 bir ilçesi... Temiz. j 5/Akımşiddetibı- rimi kiloamperin 8 simgesı...Tazeso- g ğan ve marulla pi- şırilmiş kuzu eti yemeği. 6/ Kayak... "Fena değil" örne- ğinde olduğu gibi, bilinçlı hafifsemeye dayanan söz sa- natı. 7/ "Büyük 'ye eskı- ler derler ' Bizim öz musikı- mizinpıri" (Yahya Kemal)... Yeryüzü. 8/ II. Osman döne- minde bastınlan gümüş sik- ke.9/Sulakyer... Hıcap... Ya- ğı alınmış sütten ya da yo- ğurttan yapılan peynir. VTJKAMDAN AŞAĞIYA: 1/ Alışılagelmış töre ve davranışlara aykın olan. 2/Bir no- ta... Süt şekeri. 3/ Ilaç olarak kullanılan madde... Soyaçe- kim. 4/Aralıksız... Üstü kapalı olarak anlahna. 5/Olumsuz- luk belirten bir önek... Kimileri uğur sayar... Biz yüzey öl- çüsü birimi. 6/ Bir renk... Tropikal ülkelerde görülen ve be- lirtileri bakımından frengiye benzeyen hastalık. II Sahip... Ortodoks ve Doğu kiliselerinin başkanlanna verilen ad. 81 Balıkçılann, atesbalığı avlarken üzerinde çıra ve funda yak- tıklan ızgara. 9/tslamınbeşşartmdanbiri... Hayat arkadaşı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear