14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet tmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı. Orhan Erinç # Genel Yayın Koordınatörü Hikmet ÇetinkavaO Yazıışlerı Mudurlerr fbrahim Yddız (Sonımlu). DinçTayanç 9 Haber Merkezi Müdürü Hakan Kara • Görsel Yönetmen. Fikret Eser Yayın Kurulu tlban Selçuk (Başkan). Orhan Erinç, Oktay Dış Haberler Ergun Bakı 0 lstihbarat \ alçın Çakır Ekonomı BûlentKızanhk• Rad\o-TV lygarEremektar • KûJtûr HandanŞenkökeD«Spor Abdölkadir Y ücelman Kurtböke. Özgen Acsr, Hikmet • Yurt Haberlen Mehmet Saraç • Makaleler Sami Çeünkava. Şfikran Soner. Ergun Karaören • Çevın Seyfettin Turhan • Düzeltme Bala, Diirç Taymnç, İbrahim Yıkhz, Abdullah Yazıcı • Fotoğraf Erdoğan Köseoğiu Orhan Bursaİı, Mustafa Balba>. Ankara Temsücısı. Muslaia Balbay 9 Haber Mûdurû. Doğan AJanAatüıkBuJvanNo 125.KiU:4.Bakanlıklar-AnkaraTel. 4195020 (7 hal), Faks 4195027 • lzmır Temsılcısı Serdar Kıak, H. Zıya Bl\ 1352 S 2/3 Tel 4411220. Faks 4419117 •AdanaTemsılcisıÇetinYiğenoğlu,lnönüCd. 119 S No 1 Kat l,Tel-3522550, Faks 3522570 Mûessese Müdürü. Erol Erkut • MEDYA C: • Yönetım Kunılu Koordınatör Ahmet Korulsan 0 Başkam-Genel Mûdur Gölbin Muhasebe BülentYener#tdare Erduran • Koordınatör Reha HüseyinGürer#İ5İetme Önder Işıtman • Genel Mudür Yardım- Çefik • Bilgı-lşlem Nafl In«l • cısı Mine Akdağ • Halkla Ilış- Bügısayar Sıstem. Mûrüvet Çiler kıler Müdunı .Norten Berksoy Yayimlayan ve Basan: Yenı Gün HabCT Ajansı, Basın \ç Yayıncılık A Ş TüÂocağı cad. 39,41 Cağalofciu J4334 Is PK 246 lstanhul Tel (0/212) 512 05 05 (20 hat) Faks (O>212)513 »5 95 1 3 N I S A N 1 9 9 5 İmsak:4.51 Güneş: 6.22 Öğle: 13.12 Ikindi: 16.51 Akşam 19.48 Yatsı: 21.12 MEDYACTei 5140753-5139580-513 846O-«ı,Faks 511S466 Habitat konferansı, olimpiyata ölçü • İSTANBUL (AA)- Toplu Konut Idaresi Başkanı Yiğit Gülöksüz, Türkıye'nm Habitat 2 Insan Yerleşımlen Konferansı'nı başanli şekilde gerçekleştirmesi halinde olimpıyatlan alma şansının artacağmı söyledi. 3-14 Haziran 1996 tanhinde Istanbul'da düzenlenecek konferans içın 10 milyon dolarhk bütçe hazırladığmı belırten Gülöksüz. konferans başanyla gerçekleştirildiği takdirde Türkiye'nin olimpiyatlan alma şansının da artacağını söyledi. Kaçak çalışan çocuklar • İSTANBUL (AA)-- Türk-lş'e bağlı Deri-lş sendikası Genel Başkanı Yener Kaya, tstanbul başta olmak üzere Türkiye'nin birçok yennde kundura, den ve konfeksıyon atölyelennde, on bınlerce çocuğun kaçak çalıştınldığım ileri sürerken, hükümetin, çalışan çocuklann sorunlanyla yeterince ilgilenmediğini savundu. THYİstanöul- Çanakkale seferleri • İstanbul Haber Servisi - Türk Hava Yollan'nm Istanbul-Çanakkale- Istanbul seferleri 17 nisan pazartesı günü başlayacak. THY'den yapılan açıklamaya göre Çanakkale Havaalanı'nın uçuşa elvenşli hale getirilmesi sonucu seferler pazartesi ve perşembe günleri yapılacak. Uçaklann İstanbul'dan kalkış saati 8.30, Çanakkale'den kalkışı ise saat 10.20 olarak belırlendı. Başkonsolostan DHKD'ye bagış • İstanbul Haber Servisi - Ingıltere'nin İstanbul Başkonsolosu Michael Cook, Doğal Hayatı Koruma Demeği'ne, İstanbul Cnıversitesi Botanik Bılimler Fakültesi ile bilgısayar bağlantısının kurulması ıçin gerekli ekipman ahnmasma katkıda bulunmak üzere 4.300 sterlin tutannda bağışta bulundu. Polonezköy Koşusu • Haber Merkezi - Doğal Hayatı Koruma Demeği ve Polonezköy Doğasını Koruma Derneği (PDKD) tarafindan düzenlenen 2. Polonezköy Orman Koşusu, 22 msan günü gerçekleştirilecek. Yanşmacılar; yürüyuş ve 11-20 yaş arası bayanlar koşusu, 20 yaş ve üstü bayanlar koşusu, 11 -20 yaş arası erkekler koşusu ve 20 yaş ve üstü erkekler koşusu kategorilerinde yanşacaklar. Her kategoride ilk beşe gırenlerin ödüllendirileceği yanşmada koşu saat 11 .OO'de, yürüyüş ise 11.15 "te Polonezköy Meydanı'nda başlayacak. Dünya sinemasının yaşayan en büyük ustalanndan Nagisa Oshima: Sansürle mücadeleın sürüyor• Aydınlar tümüyle yok oldu. Eskiden aydınlar genış kitlenin değerlerine karşı sayaşırlardı. Bugünse onlardan biri olmaya çalışıyorlar. VECDİ SAYAR 14. Uluslararası istanbul Fılm Festiva- H'nde uluslararası jürinin başkanlığını üstlenen ünlü Japon yönetmen Nagisa Os- hima, özgün temalan ve kışkırtıcı anlatı- mı ile dünya sinemasının yaşayan en bü- yük ustalanndan biri. Uzun süredir Japon Yönetmenler Birliği'nin başkanhğını da yapan Oshima ile dünya sinemasının so- runlan ve kendi sıneması üstüne söyleş- tık. Ustaya önce meslek yaşamınm i!k dönemlerinde yoğun olarak politıka ile il- gilenmesine karşın sonraki yıllarda bireye yönelmesınin nedenlennı sordum - Politikayla ilgimi tümü ile koparmış değilim. Televizyonda sık sık Japon poli- tıkasını eleştıren konuşmalar yapıyonım. Ama yapabileceğım fazla bir şey yok. Öğrencilik yıllanmda aktif olarak politı- ka yaptım. Öğrenci hareketlenne katıl- dım. Ama parti üyesi değildim. O günler- de hepimizin Japon toplumunun değışi- mıne ilişkin düşleri vardı. Kimimızin bü- yük kimimizin küçük düşleri. Değışım ıs- teğimiz çok doğaldı. Savaş öncesi ınsan haklan alanında büyük sonınlar vardı. Savaş sonrasında ise Amenkan kültürü- nün etkisi altına girdik. Muhafazakâr Par- ti, Amerikan yanlısı bır politika izliyordu. Bu ortamda değişıme ilışkın umutlanmızı yıtirmeye başladık. Benım ilk filmlenm- de Japon toplumunun degışımine ilişkin umudu görebilirsiniz. Sonralan bu umu- du yitirdiysek de bazı düşlerimizi koru- duk. "Tören"i yaptığım yıllarda ise sa- vaştan yaklaşık 25 yıl sonra, düşlerimizi de yitirmiştik. O yıllarda yaptığım film- lerde bu duyguyu anlatmaya çalıştım. "Tören", bir anlamda savaş sonrası Japon siyasetinin bir özeri sayılabilir Bu filmim oldukça karamsar hiç kuşkusuz, ama ka- ramsar olmam gerektiğini düşünüyor- dum. Sonraki yıllarda siyasete olan ilgimi yıtirdim. Çünkü Japonya'da hiçbır şey de- Nagisa Oshima: Bütün partiler aynı şeyi söylüyor, ama değiseıı bir şey yok. tnsanlar siyasete ilişkin bütün düşlerini yitirdi. (Fotoğraf: KAAN SAĞANAK) ğışmiyordu. Ben de bireye, insan içgüdü- lerıne yöneldım. Artık politik filmler yapmıyorum. 1970'lerde Japoya'daki öğrenci grupla- n bırbırlenyle ve polisle girdikleri çatış- malar sonucu yok olma> 1 başardılar. "Tö- ren"dekı öngörümde haklı çıkmıştım. Bugün Japonya'da herkes bir değişim ge- reksinmesi duyuyor. Bütün partiler aynı şeyı söylüyor. ama değışen bir şey yok. Insanlar siyasete ilişkin bütün düşlerini yıtırdı. Bu hafta ıçinde sonuçlanan Tokyo ve Osaka'daki beledıye başkanlığı seçim- lerinde hiçbir sıyası parti başan sağlaya- madı. Iki kentte de bağımsız olarak aday- lığını koyan medya yıldızlan başkan se- çildi. Dünden bugüne Japon sansüründe de- gtşen bir şeyler var mı? - Sansür büyük ölçüde hafıfledi. Cınsel organlardakı tüylenn göstenlmeme yasa- ğı sürüyor. Otontelerin cınselltğe ilişkin sınırlamalan korumak yönündeki eğılimi sürüyor. Erotik fılmle pornografı arasın- da bir aynm yapılmamalı Japonya'da sa- vaş sonrasında sanat yapıtlannın müsteh- cenlıkle suçlanması çok olağandı. "Lad> r Chatterley" romanı çevrildiğinde büyük bir dava açıldı. Yayıncı ve çevirmen ro- manı savundular ve "Bu bir sanat yapıdır, pornografi değJkUr" dediler. Sonralan bu savunmanın tümüyle yanlış oldugunu dü- şündüm. Bence böyle bır aynm yapan ki- şi, sanatçı olamaz. Benim yapıtlanmla il- gili davalarda "Müstehcenlik, pornografi niçin kötüdür" diye sordum. Mahketne buna cevap veremedi. Sansüre karşı mü- cadelem bugün de sürüyor. Sanatta ulusal-eMrnsel ayTunına inanı- yor musunuz? Evrensel olmaya çalışıyorum. Çünkü Japon toplumunun pek çok öğesinden nefret ediyorum. Eski Japon filmlerinden farklı bir sinema yapmak ıstedim. Doğal olarak hem Japon hem de dünya seyırcı- sine seslenmeyi hedefledim. Bugün ülke- min gençleri kendiliğinden evrensel kül- türe daha yakınlar Bu da onlar içın bir şans. Se>irci olarak aydınlan mı, geniş khiele- ri mi seçiyorsunuz? - Bence artık böyle bir aynm kalmadı. Aydınlar tümüyle yok oldu. Eskiden ay- dınlar genış kitlenin değerlerine karşı sa- vaşırlardı. Bugünse onlardan biri olmaya çalışıyorlar. Ilginç olan, Amerika'da kitle kültürü çok yaygın ve güçlü olmastna karşın orada aydınlar, sayılan az da olsa bu egemen kültüre karşı savaşıyorlar. Gerek sinemanın gerekse toplumun so- runları açısından bizim toplumumuzla bfijiik benzerlikler tasıyor anlattıklannız. Pıeki, sinema sanatınm geleceği var mı siz- ce? - Bence sinema sanah yok olmayacak ve gençler fılm yapmayı sürdürdükçe var olmaya devam edecek. Sadece gösterim biçimi değişiyor. Eskiden stüdyolarda >a- pılan, büyük sinema salonlannda seyredi- len fılmler, artık stüdyolar dışında bağım- sız olarak üretiliyor ve evlerde tüketiliyor. Ama sinema, sanat olarak, bir anlatım aracı olarak önümüzdeki dönemde de varhğını koruvacak. Japon sinemasında yılda kaç film >apı- byor? Kadın vönetmenJerin, bağımsız ya- pımlaruı oranı ne? - Yılda yaklaşık 200 film yapılıyor. Bunlann 20 kadan büyük stüdyolann ya- pımı, bır o kadar bağımsız yapım da bü- yük dağıtımcılar tarafindan satın alınarak dağıtılıyor. Ama bu dağıtım zincirine gı- remeyen yaklaşık 50 bağımsız yapım da- ha var. Aynca 100 kadar da porno film yapılıyor. Sinemanızda belgesel yaklaşım çok be- lirgin. Bunun nedenleri? - Meslek yaşamım boyunca 23 film yaptım. Ve ilk filmlerim belgesel yapım- lar. Çocukken Japonya savaştaydı. Sonra savaş sonrası kanşıklıklannı yaşadım O yıllarda topltımsal değişim benı çok ilgı- lendiriyordu. Daha sonraki filmlerimde de gerçek yaşamla bağımı koparmadım. "DuvTilar İmparatorluğu" ve "Tutku tm- paratoriugu" gıbı filmlenmde bıle ger- çek öykülerden yola çıktım Japonya'da devletin sinemaya katkısı varmı? - Hayır, hiç yok. Tümüyle özel serma- yeye dayanıyor. Her yıl 50 genç ilk fılmı- nı yapıyor. Bu da gösteriyor ki sinema yapmak isteyen gençler ne yapıp edıp fılmlenni gerçekleştırmenın yolunu bulu- yor. Atatürk filıııi 7 yıldan beri kömürlükte ÜMtTOTAN İZMtR - Atatürk'ün 1933yılmdan 1938"de ya- şamını yitirmesine kadar olan bölümü içeren 10 bo- bın film, yedi yıldır ilgi- sızlik yüzünden çürümeye terkedildi. Fılmı 1988 yı- lında rastlantı sonucu kö- mürlükte bulan Özalp LebJebici, tüm ginşımleri- ne karşın konuya ilgı gös- terecek bır yetkılıye ulaşa- madığıru söyledi. Bulunduğu günlerde büyük heyecan yaratan, başta Kültür Bakanlığı ve TRT olmak üzere birçok kurumun ilgı gösterdığı Atatürk fılmi, somut gıri- şımler yapılamaması yü- zünden ortada kaldı. 35 mm'lık reversal. yanı dı- rekt pozitif olan film, nit- rat tabanlı ve optik sesli. Atatürk'ün, "Meclis'in ikinci çalışmasını açıyo- rum" sözleriyle başlayan fılm, Türkiye'nin çeşitli yörelennde açılışlar ve et- kınliklerle sürüyor. Ata- türk'ün yanında Celal Ba- yar ve lsmet İnönü de yer alıyor. Nitrat tabanlı filmlerin kolay yanıcı olması nede- nıyle 194O'lı yıllardan sonra selüloz nitrat tabanlı fihnlere, 1950'lerden son- ra da polyester tabanlı fılmlere geçildi. On bo- binlik Atatürk filminde görüntü ve seslerin büyük bölümünün iyı durumda olduğu gözlenirken yal- nızca dış deliklennde bazı yıpranmalar oluşmuş. Fil- min rastlantı sonucu uzun yıllar kömürlükte kalması, doğal bir ortamda bugüne değin korunmasına olanak sağlamış. Yedi yıl önce film bulunduğu günlerde Kültür Bakanlığı yetkilıle- n fılmin kurtanlması içın ne gerekıyorsa yapılacağı- nı, ilk aşamada polyester taban filme çekilerek u gt- rantiye alınacağmı" belır- tırken, TRT yetkılilen de bu tür fılmlere ıhtıyaçlan oldugunu söylemişlerdı. Yıllarca nitrat tabanlı filmlenn kurtanlması ça- lışmalannda çalışan Do- kuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim üyesı Oktay Kut- luğ da u Bu filmi kömürlû- ğe borçluyuz. Çünkü nem ve sıcakuğın fazlaca değiş- mediği bir ortam. Fibni iyi izleyip elde bu tür bir kop- ya var mı yok mu iyi araş- brmak lazun" demiştı. llgilıler ve yetkilıler o günlerde filmi ızlediler. Ancak daha sonra ne bir ses çıktı ne "seda." Elde bu fılmin kopyasının olup olmadığı hâlâ bilinmiyor. Özalp Leblebıcı ve özel bir dershanede edebiyat öğrermenlığı yapan arka- daşı Rıdvan Sütçüoğlu- filmlen korumak içın el- lennden gelen çabayı gös- teriyor. Ozalp Leblebıcı, aradan geçen onca za- manda Atatürk fılmıne hiç ilgı göstenlmemesini üzüntülü bir durum olarak nıteledı. Sigaralann katranı fazla • Prof Dinçer Fırat, sigaralann daha az zararlı hale getirilebilmeleri için. katran ve nikotin miktorlannın yasalarla sınırlandınlması, sigara paketlerine içerdikleri katran ye nikotin miktarlannın yazılmasmı önerdi. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)- Sigara üre- tıcilerinin, gelişmiş ülke- lerde katran oranı düşük sıgara üretirlerken, azge- lişmış ülkelere daha fazla katran içeren sigara ithal ettikleri belirrildi. Hacettepe Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Türk Kanser Araştırma ve Sa- vaş Kurumu Genel Baş- kanı Prof.Dr.Dincer Fırat, sigaranın. içerdiği katran bileşikleri nedeniyle başta akciğer ve gırtlak kanseri olmak üzere çeşith kan- serlerin oluşmasında en önemli etken oldugunu vurguladı. Gelişmiş ülkelerde alı- nan bu önlemlerin sigara tüketimini önemli ölçüde azaltmasının, sigara üre- ten firmalan, gelişmekte olan veya gelişmemiş ül- kelerde sigara tüketimini arttıncı yöntemlere yö- nelttiğinı belırten Prof.Dr. Fırat, sözlerini şöyle sür- dürdü: "Maalesef daha fazla kâr amacı ile bu ülkelere ihraç edilen veya oralarda üretilen sigaralar, bu fir- malann kendi ülkeleri ve- ya gelişmiş ülkelerde pha- saya sûrdükleri sigaralara göre daha düşük kalitede. yani daha çok katran ve nikotin içeren, daha za- rarlı sigaralar olmaktadır. Bu maksatia, başta Avru- pa Topiuluğu ülkeleri ol- mak üzere pek çok ülke- de, satılan sigaralarda katran ürünlerinin üst SH nırı yasalarda belirlenmiş olup, sigara paketlerinde de her sigaranın içerdiği katran ve nikotin miktan- mn yazıbna koşulu getiriJ- miştir." Ulkemizde gerek yerlı gerek ıthal sigaralann içerdiği katran ve nikotin miktarlannın bılinmediğı- ni kaydeden Prof. Fırat. Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu olarak bu yönde bir çalışma yapük- lannı söyledi. 14 yerli, 8 ithal sigara türünün içer- diği katran ve nikotin oranlannın belirlendiğini belirten Prof. Fırat, şu bilgileri verdi: "Türkiye'de Tekel'in ürettiği sigaralardan sade- ce üçü Tekel 2000, Kansas 100 ve Yeni Harman, Av- rupa standartlarına uy- gundur. Buna karşın, Te- kel ortakhğı ile İs\içre'de üretilen Hanımeli, stan- dartların sınırında iken, Samsun 216 önemli mik- tarda fazla katran içer- mektedir. Analizi yapılan ithal sigaralann çoğunlu- ğunun Avrupa standartla- nna uygun olduğu anlaşü- nuştır. Ancak, ithal sigara- lardan da ikisi, Marlboro 100's ve PallMall stan- dartlara uymadığı gibi, İngfltere'de saülan aynı si- garalara göre daha fazla katran içermektedir." Fu^t şöyle dedi: "Kurumumuz; ülke- mizde sigara ile ilgili pro- pogandalann ve sigara içi- İebilecek \erlerin suurlan- dınlmasmın ele alındığı şu günlerde, gerek yerli siga- ralann, gerek ithal sigara- lann hiç olmazsa daha az zararlı hale getirilebilme- leri için, katran ve nikotin miktarlannın yasalarla sı- nırlandınhnası, yerli ve it- hal sigara paketlerine mutlaka içerdikleri kat- ran ve nikotin miktarlan- nın yazümasını yetkililere önermeyi bir görev bilir. " Erzurum'dakış turizmine hareketgeldi İstanbul Haber Servisi - Dört tarafı denizlerle çevrilı ülkemızde yaz turizmi her yıl döviz girdisi için umut olurken, doğal güzelliklenyle kış turizmi de ilgi görmeye başladı. Bursa- Uludağ ve Bolu- Kartalkaya'dakı kış turizmi tesislerinin yanı su-a Erzurum Palandöken Dağlan da yapılan yenı düzenlemelerie kış turizminın hizmetine gırdı. Erzurum'da yaşayan çocuklann da yenı umudu doğal olarak "kayak" oluverdı bir anda. Türkıye Kayak Vakfi'nın bu yıl üçüncüsünü düzenlediği kayak ve snovvboard yanşmalan Erzurum Palandöken Dağlan'ndaki kayak tesislerinde yapıldı. Çok sayıda davetlinin hazır bulunduğu yanşmalara en büyük ilgiyi Erzurumlu çocuklar gösterdıler. Ekonomik yönden son yıllarda gıderek zayıflayan Erzurum'da yaşlan 6 ıla 15 arasmda değişin çocuklar ağabeylerine taş çıkartırcasına beyaz güzelliklerin üzerinde uçtular adeta. 250'nin üzerinde yanşmacının katıldığı yanşlardakı en büyük amaç ise devlet yetkilıleri ile kayağa meraklı olanlann ılgisini Erzurum'a çekmektı. Uludağ'ın Palandöken'den çok daha küçük olmasına karşın tanınmışlığı ve ulaşım kolaylığı nedeniyle daha çok tercih edildiğine dikkat çeken Kayak Vakfi yetkilılen, Erzurum'da kayak sezonunun kasım ayından mayıs ayı sonuna kadar sürdüğünü belırttiler. Erzurum Havaalanı sayesınde ulaşımın da kolay olduğuna dikkat çekılırken, mekanik tesislerin arttınlması gerektiğı de vurgulandı. Erzurum'da halen biri Beden Terbiyesi, diğeri de Dedeman Otelleri'ne ait iki ayn tesis bulunuyor. Dedeman grubunun önümüzdeki yıl devreye sokacağı çıftlı telesiyej ile pıstlere ulaşım da kolaylaşacak. Tüm bunlann sonucunda amaç Palandöken'i hem Türkiye hem de Avrupa'nın bir numarası halıne getirmek. (Fotoğraflar: ZAFER AKNAR) UNESCO'dan Bergama ve Edremit Körfezi'ne koruma İBRAHÎMGÜNEL Bergama ve Edremit Körfezi'nde "Siyanürle Aynştmna"yöntemiyle yapılmak ıstenen altm madenciliğine karşı UNESCO, bölgeyı koruma altına alıyor. UNESCO'nun uluslararası anlaşmalar çerçevesinde çevreye, yaşayan canlılara ve tanhi degerlere zarar verecek hiçbır yatınmın, Kuzey Ege'de uygulamaya konulmaması için harekete geçtiği öğrenıldi. UNESCO'nun "Adam ve Biyosfer" (Man and Biosphere) (MAB) adlı 1 projesinin direktörü Prof. Michael Succow, Bergama ve Edremit Körfezi yörelerinde ıncelemeler yapmak üzere bugün Türkiye'ye geliyor. Alman Çevre ve Insan Haklan Vakfı (FIAN) yöneticilen ve UNESCO çevre koruma uzmanı Stephan Dömke ile birlikte ülkemize gelecek olan Succovv, "Siyanürte AynstHTna" yöntemı ile altın madenıcıliği yapılmak ıstenen Bergama ve Edremit yörelerinde ıncelemeler yaparak, çevrede yaşayan canlı ve tarihı değerleri saptayacak UNESCO nunMAP Planı Bilim çevrelerinde "Biosphere". 6 bin metre deniz altı. 5 bin metre yer üstündeki dağlarda canlı yaşamını banndıran bölge olarak adlandınlıyor. Yeryüzündeki dar alanlardakı canlı yaşama bölgelenyle ılgilenen UNESCO'nun MAP programı, buralan koruma altına alıyor. Bu çerçevede bıosphere alanı içinde değerlendirilmesı düşünülen Edremit Körfezi'nın koruma altına alınması içın Prof. Succovv ve yöre belediye başkanlannuı 16 nisan pazar günü bir toplantı yapacağı öğrenildı. Michael Succow'un yann, siyanür aynştırma yöntemi ile altın çıkartılması düşünülen Bergama'da Beledıye Başkanı Sefa TaşkııTla görüşeceğı ve yöreyi inceleyeceğı UNESCO yetkilıleri tarafindan bıldinldi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear