23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 10 NİSAN 1995 PAZARTESİ 12 DIZIYAZI Gazi'nin fîtili ateşleniyorABDbasınmdaki kehanet- lerle. öğrenci olaylanyla ve çıkması beklenen demokra- tikleşmepaketleriyle 12 mart gününe yaklaşılıyordu. Ga- zetelerdüşünce suçlulan için af çıkması gerektiğini vurgu- luyordu. Olağanüstü halin uzatıl- ması tartişılıyordu. 12 mart tarihınden birkaç gün önce de, Başbakan Tansu Çiller karakollara "işkence yapü- mamasr konusunda bır ge- nelge gönderiyordu. 12 Mart. 1971 yılmdan bu yana Türkiye tarihinde kara bir sayfa ve bır protesto gü- nü olarak anılıyordu.... Bir şeyler olacaktı mutla- ka: ya bombalı pankart ası- lacak ya korsan gösteri yapı- lacak ya da forumlar düzen- lenecekti... Ama bizi sofralanmızdan kaldınp, uykusuz günlere- gecelere götürecek bir olay yaşanacak mıydı? Kimse bu sorunun yanıtını 12 Mart 1995 tarihinin 20.45'ine ka- dar bilmiyordu... Cerginllk nasıl aıttı? 20.45 'te neler olmuştu? Alevi yurttaşlanmızın yo- gun olarak yaşadığı Gazi Mahallesi'nde dört kahve- hane ve bir pastane taranmış bir Alevi yurttaşımız yaşa- mını yitirmişti. Her toplumsal olayda ol- duğu gibi fisıltı gazetesi ya- yınma başlamış ve kahveha- ne taranma olayı, bir büyük tirajlı gazetede "cemevi ta- randı" şeklinde yer almıştı. Tüm Istanbul'a kısa sürede yayılan bu haber, kızgınlığin artmasinda önemli bir rol oynamıştı. Saat 22.00'ye doğru Gazi Karakolu'nun önüne geldi- ğımizde olayın bûyüklüğüy- le ilgili yeterli ipuçlannı aîı- yorduk. Yüzlerce komando ve onlann bir ıki misli kadar kalkanlı, coplu polis ve za- man zaman ortaya çıkan Ka- laşnikoflu, G-3'lü sivil gö- revliler... Karakoldan, kahvehane- lerin tarandığı bölgeye doğ- ru yola çıktiğımızda, saat gece yansını geçmişti. Ce- mevinin önü ana-baba gü- nüydü. Kazmalı, küreklı, tır- panlı, taşlı, sopah kimi in- sanlar, otomobıllen deviri- yor ve yakıyordu. Topluluk öylesıne kontrolsüzdü kı olaylann varacağı boyutu düşünmek bile istemiyor- duk. Uzun bir tartışmadan sonra topluluk karakola doğru yürüyüşe geçiyordu. Ate$e benzinle gftmek Zafer Aknar, A^şe Yıldınm, Ahmet Şık • Gazi'nin sosyo-ekonomik yapısı, patlamaya hazır bir bomba görüntüsü veriyordu. Çoğunluğu Sıvas kökenli Alevi yurttaşların oturduğu semtte Sıvas olaylarından ötürü polise bir güvensizlik vardı. Buna bir de karakolda bir simitçinin öldürüldüğü iddiası eklenince, güvensizlik iyice artmıştı. Fitil 12 martta ateşlendi. Gazi Mahallesi'nde dört kahveha- ne ve bir pas- tane taranmış, olayda bir yurt- taş ölmüş on- larcası yara- lanmıştı. Bin- lerce insan Ga- zi Mahallesi'- nde toplanma- ya başladı. Ka- rakola 500 metre kadar yaklaşan in- sanların öfkesi taşma nokta- sındaydı. Tam da bu sırada polislerin hare- kete geçme- siyle, ateşin üzerine benzin dökülmüş olu- yordu. Artık Gazi mahalle- sinde yangın başlamıştı. Pazartesi günûnün ilk sa- fctlerine girmiştik. Karakola 500 metre kadar yaklaşan insanlann öfkesi taşma nok- tasındaydı. Tam da bu sıra- da polislerin harekete geç- mesiyle, ateşin üzenne ben- zin dökülmüş oluyordu. Or- talık savaş alanına dönmüş- , tü; yaralı polisler, insanlar çevredeki sağhk merkezine taşınıyordu. Yanan otomobillenn ateşiyle gece aydın- lanıyor, patlayan benzin depolan silah seslerine kanşıyordu. Sokak aralanndan gelen çığhklar gecenin içinde telaşlı göl- gelere dönüşüyordu. Olaylar, topluluğun cemevine çekil- mesiyle saat 03.30'a doğru duruluyordu. Polis ve panzerlerden oluşan güvenlik bankatı ise cemevinin 200-300 metre ya- kınına kadar taşınıyordu. Karakolla ce- mevi arasında kalan Fev zi Çakmak Cad- desi savaştan çıkmış gibiydi. Ölü ve ya- ralılarla ilgili kimsenin bilgisi yoktu. Bu sorulann yanıtlan. tepkinin büyu- mesini açıklayacak nitelikteydi. Gazi Ka- rakolu'nda aylar öncesi Bayram Duran isimli Alevi bir simitçinin dövülerek öl- dürülmesi iddialan, karakola tepki du- yulmasına yol açmıştı. Ancak bu, tepki- yi açıklamak ıçin yeterli bir neden değıl- di. Doç. Dr. Nur Alkış'ın "SiyaseteGece- kondu Damgası" başlıklı araştııması. Gazi Mahallesi'yle ilgili önemli ipuçla- n veriyordu Alkış'ın araştırmasındaki bazı veriler şöyle: "Gazi Mahallesi sakinlerinin yüzde 83.5'i kendini kondulu görüyor. Bu ora- nın yüzde 51.9'u ise kentli olmak istiyor. Temmuz 1994 verilerine göre gecekondu- lunun Türkiye'nin sorunJannın çözümü- ne ilişkin yargdannda güvensizlik, kent- lilerde olduğu kadar büyük değiL Ancak gecekondunun hemen tümünde, gece- konduya ait sorunlarda partilere güven- sizlik büyük boyutta. Hatta bu güvensiz- lik 1988İ 1991 araştırmalannda açıkça ifade edilen bir durumdu, aynı durumla 1994 araştırmasında da karşüaşıkü. Ga- zililerden, Gecekondu sorunlannı hangi partı halleder' sorusuna. yüzde 48.1 ora- nında bir kcsim. partikre güvenmcdiği yanıtını vermiştir. çoğunluk Sıvaslı Aleviler Gazi Mahallesi'nde oturanlann büyük bir çoğunluğunu Sıvas'tan gelenler oluş- ruruyor. Burada yaşayan yurttaşlarumzın yüzde 44J'ü Alevi ve cğitim düzeyi buna paralel olarak yüksek Diğer dini tercih- İer ise şöyle belirlenmiş: Yüzde 35.4 Ha- nefi, Yüzde 5.1 SünnL Geri kalan kesim yüzde 5.1 oranında tarikat adı anmış ve yüzde 1 J'lük kesim de ateist olduğunu söylemiştir. Gazi Mahallesi sakinlerinin siyasi tercihi, 27 Mart yerel secimleri so- nuçlanna bakıkuğında ortaya şöyle bir taMo çıkanyordu: Yüzde 40İ SHP, yüz- de 23.5 RP, yiizde 6J ANAP, yüzde 2.5 D\ P, yüzde 5.1 DSP, yüzde 1J tP. İlginç bir sonuç da seçimde oy kullanmayanla- nn 1989 seçimlerinde yüzde 7.6 olan ora- nu 27 Mart 1994 yılında y apılan seçimler- de yüzde 19 gibi yüksek bir rakama çık- ması. Bunun sosyokojik yorumu ise yurt- taşlann siyasal ve ekonomik sistemi pro- testo etmeleri anlamını taşıyor— Sıra ülke sorunlanna geldiğinde Ga- zililerin yüzde 64.6'sı ekonomiyi, yüz- de 17.7'si terörü en önemli sorun ola- rak görmüştür. Gazililerin yüzde 87J'ü Türkiye'nin gelmiş gecmiş en büyük devlet adamı olarak Atatürk'ü gördüklerini söylemiştir. Konduda komşulararası yardımlaş- manın öteki semtlcre göre daha yük- sek -yüzde 65.8- olduğu saptanmıştır. Yardımlaşamayanların yüzde 26.6'sı geçim derdine düşüp komşusuyla yar- dımlaşamadığını söylerken, sadece 6.3'ü mcmleketin. örfve adetlerin ay- rılığından yardımlaşamadıklarını be- lirtmiştir. Oteki gecekondularda hem- şeriliğe bağlı bir yardımlaşmadan söz edilirken burada bu faktörün önemli olmadığı, araya mezhep faktörünün girdiği görülmüştür. Işsizlik oranı di- ğer kondulara göre oldukça yüksek. Yoksullaşmanın ise 1991 yılına göre dört kat arttığı görülmüştür." Fltil neden ateşlendl? Araştırma sonuçlanna bakıldığında, polise tepkinin üç ana başlıkta toplandı- ğını görüyoruz: Birincisı, Gazi'de yaşa- yan Alevi yurttaşların çoğunluğunun Sı- vas kökenli olması. Buna bağlı olarak da Sıvas'ta 37 aydı- nın yakılarak öldürülmesinden polisin sorumlu tutulması. tkincisi, yoksullaş- manın gün geçtikçe artması. Üçüncüsü ise işssızlik ve mevcut partilere olan gü- vensizlik. Gazi'nin sosyo-ekonomik yapısı, pat- lamaya hazır bir bomba görüntüsü veri- yordu. Peki bu bombanın fitilini kim ateşledi? Polise, cemevine ateş etmesi ıçin kım emir verdi? Evet. ateşi benzinle söndürmek kimin düşüncesiydi. 03.30 sıralannda sakinle- şen ve cemev i önüne giden topluluğa sa- bahın 04.30'unda polis panzerlennden ateş açarak iki kişiyi öldürmenin kıme ne yaran vardı? Bu sorunun yanıtı almak ıçin çok beklemeyecektık. YARIN: Cemevinin önünde neler oldu? 'Aleviler Ne İstiyor?'la ilgili iki açıklama Gazetemizin 10. sayfasında 7 gün süreyle yayımlanan ve önceki gün tamamlanan "Aleviler Ne Istiyor" başlıklı dizi yazıya ilışkın Karacaahmet Sultan Derneği ve Pir Sultan Abdal Kültür ve Tanıtma Derneği birer açıklama gönderdi. Karacaahmet Sultan Derneği açıklamasında. dizınin ikincı gün çıkan bölümünde "Dergâhlara Alevi çevreierinde Şahkulu dernekleri deniyor"şeklınde yer alan tanımlamanın yanlış olduğunu, her dergâhın kendi adıyla anıldığını belirterek şöyle deniyor: "Dizmin özeDikle ikinci bölümünde açıklamayı zonuılu kıbcı bazı yanlış saptamalar yer almıştır. Avrupa Alevi Biriikleri Federasyonu, Pir Sultan Abdal Kültür ve Tanıtma Dernekleri, Hacı Bektaş Veü Kültür Dernekleri ile dergâhlar çok ayn bir kolmuş gibi gösteriliyor. Derneklerin hem kendi arasında hem de inanç bovutunun ve yol kurallannın ön plana çıköğı dergâhlarla adı gecen örgüttülükler arasuıda önemli bir aynm söz konusu degildir. O nedenledir ki, Alevi Temsilciler Meclisi'nin çatısı altuıda bir araya gelmişlerdir. Aynm, kurumlar ile bu kurunüan tanımayan, örgürJüIük yerine bireyselliği ön plana çıkaran, devlet ve sermaye ile girift ilişkilcri bulunan bireyler, sizin tanımlamaruzla söy lersek 'Alevi burjuvalarf arasındadır. Aynca hiçbir kurum, sosyal demokrat partilerin ya da sosyalisrlerin korkulu rüyası ya da yandaşı gibi bir örgütlenıe içinde değildir. Bu örgütlerin üyeieri arasında her sosyal demokrat partiye olduğu kadar sosyalist örgütlenmelere sıcak bakanlann olduğunu unutmamak gerekir. Çok nadiren de olsa merkez partilere gönül vermiş üyelerimiz de bulunmaktadır. İkinci yanlış, aynı gün 'Şahkulu dernekleri' başhğıy la v ayımlanan bölümde ver alıvor. Birinci paragrafta, 'ÇoğunlukJa yerel bır cemevi ya da dergâha bağlı olarak kurulan bu derneklere Alevi çevreierinde Şahkulu dernekleri deniyor' şeklindeki açıklamanın yanlış bir bilgüendirmeden kaynaklandtğını sanıyoruz. Alevilikte dergâh ve cemev lerinin ortak bir adı yoktur. Hiçbir dergâh diğerinin adıyla anıimaz. Şahkulu Dergâhı merkezi İstanbul Göztepe'de bulunan, iki yiiz yıllık bir Bektaşi Dcrgâhı'dır. Ancak derncğin kurulması 1987 yılında gerçekleşmiştir. Karacaahmet Dergâhı'nın kuruluş tarihi 1600'lü yıllara. derneğin kuruluş tarihi ise 1967 yılına dayanmaktadır. Sözün kısası her dergâh ya da cemevi kendi adıyla anılır. Yine aynı günkü bölümde Bektaşiler' Kent Alevisf olarak nitelendiriliyor. Bektaşilik böyle yüzeysel ve basit bir şekilde nitelendirilemez. KaO vol kurallan olan ve kendi içinde bir hiyerarşisi bulunan Bektaşilik, yıllar süren öğretisi ve disiplini ile başlı başına bir araştırma konusudur." Pir Sultan Abdal Kültür ve Tanıtma Derneği Genel Sekreteri Metin Kuzugüdenlioğlu da gazetemize bir açıklama göndererek üyelennden Ali Balkız'ın derneğin önde gelen birisi olarak tanıtılmasını ve Balkız'ın görüşlerine yer verilmesini eleştiriyor. Ali Balkız'dan görüş alınması onun Pir Sultan Derneği üyesi olmasından kaynaklanmıyor. Kaldı kj Ali Balkız yıllarca Pir Sultan Derneği'nin yayın organı 'Pir Sultan Dergisi'nin Genel Yayın Yönetmenliğı görevinı yapmış, derneğin genel kurulunda aday olarak seçimi 8 oyla kaybetmiş, dolayısıyla derneğin aktif bir üyesidir. Dernek üyelerinin kendi aralanndaki ilişkiler ve kopukluklar gazetemizi bağlamaz. Balkız. Alevi bir yazar olarak görüşlerini açıklamıştır. İLAN KONYA 3. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİNDEN 199316Esas 1994/348 Karar Davacı Sefer Şahin vekili Av. Hasip Şenalp ile tevhit olunan davacı Iskender Ka- lın vekili Av. Ümit Olgun tarafından davalı Seyfi Şahin ve Sefer Şahin aleyhine açı- lan alacak davasınm yapılan yargılaması sonunda, mahkememızce verilen 13.6.1994 tarih, 1993/16 esas, 1994/348 karar sayılı ılamı ile davacı tarafından davalılar aley- hine açılan, sübut bulmayan davanın reddıne karar verilmiş, venlen karar temyiz edilmekle, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığı'nın 20.12.1994 tarih, 10600 esas, 11513 karar sayılı ilamı ile onanmasına karar venlmıştır. Işbu Yargıtay onama ilamının yayıMlanmasını müteakip 15 gün içinde davalı Sey- fi Şahin'e teblığ edilmiş sayılacağı ilanen tebliğ olunur. Davalı: Seyfı Şahin. Hastahane Cad. Toros Galeri. KAYSERİ Basın: 15980 ILAN FATİH 3. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİNDEN 1994/688 Davacı Özer Kızıltaş tarafından. davalı Songül Kızıl- taş aleyhine açılan boşanma davasında: Fatih. Şehremını, Uzunyusuf Mah. Evlıyaata Sok. 63 D.3 Ok Apt.'da mukım Songül Kızıltaş'a teblıgat yapı- lamadığı, zabıta manfetıyle adresının tahkikı mumkün olmadığından adına ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiş olup, duruşmanın bırakıldığı 8.6.1995 günü, sa- at 10.00'da ıbraz etmek ıstedığı vesıkalarla bırlıkte mah- kemeye gelmesı, veya vekıl göndermesı aksı takdırde gı- yap karan tebliğ edi Imeyerek duruşmaya gıyapta de\ am edileceğı HUMK.'nın 509. ve 510. maddelen gereğınce davetıye yenne kaım olmak üzere ılan olunur. 6 4 1W5. Basın: 16103 ILAN HATAY 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ 1994/11 Es. 1995/112 K. Davacı Tanyel Yılmaz (Çalı) vekili Av. Edip Ediboğ- lu tarafından davalı Hikmet Yılmaz aleyhine açılan bo- şanma davasının yapılan duruşması sonunda: Antakya Odabaşı Köyü Cılt: 110/03. Sahıfe: 97, ha- ne: 164'te nüfusa kayıtlı Taciddin ve Yemami oğlu, 1964 doğumlu Hikmet Yılmaz ile Nedim ve Hazıne kızı, 1975 doğumlu Tanyel Yılmaz'm MK.'nın 134. maddesı gere- ğinceboşanmalannadair verilen 8.3.1995 tanh, 1994/11- 1! 2 sayılı karann Antakya Odabaşı köyü adresinde otu- ran Hikmet Yılmaz'a ilanen teblığıne, ılanın neşır tan- hınden ıtibaren 15 gün sonra da\alı Hikmet Yılmaz'ateb- lıg edılmış sayılacağı ılan olunur. 14.3.1995. Basın: 15630 POLİTİKAVEÖTESİ MEHMED KEMAL Bankadan Al Haberi... Sovyet sosyalizmi, meydan savaşlan, sokak çe- kişmeleriyle değil, birdenbire, Bertin Duvan nasıl çökmüşse öyle çöktü. Bir gün baktık ki Bay Gor- baçov Sovyet komünizmini elleriyle teslim ediver- di. Sovyet sosyalizmi yıkıldı da, öteki sosyalizmler de çöktü mü? Hayır, öteki sosyalizmlerden çoğu duruyor (Çin, Küba), çoğu da yeniden canlanıyor; girdikleri secimleri kazanıyor. Belki ilerde bu atılım- lar seçimli sosyalizme yol açacak... Manc'ın sosyalizminin pek üstüne varmıyoriar; sırası geldiğinde düşmanlan bile onu övüyor. Bizim Meclis'te bile sırası geldiğinde, "O başka.." diye onun yerini ayınyorlar. Sovyet sosyalizmi ve dayanaklan paldır kültür yı- kılmaya başladığında, yaşamını sosyalizme adamış bır dostum: "Sosyalizmin böyle dövüşsüz, çekişmesiz, bir- denbire teslim oluşuna şaşanm." demişti. "Sosya- lizmin getişi nasılkavgalıysa, çöküşü de öyle olma- lıydı. Olmadı, hepimizi şaşırttı doğnısu..." Bertrand Russell'ın bundan 30 yıl önce "Dün- ya Görüşüm" diye yazdığı bir kitap var. Koca ihti- yar birçok şeyleri 30 yıl önce yakalamış. "Doğan rejimin istenecek bır yönü yok. Çünkû hiçbir özgühük tanımıyor. Açık tartışmaya izin ver- miyor. Bilimsel araştırma olanağı tanımıyor. Dog- matizme özendiriyor." Lenin'i tanıyan, sağlığında onunla görüşen Rus- sell, genç yaşta ölen, rejimi yanm oturtan lider için şöyle diyor: "Gerçeği söylemek gerekirse hayalkınklığına uğ- radım. Lenin'ın büyük nitelikleri olduğunu kabul ediyorum, bükülmez bırirade gücü vardı. Marksizm yörüngesinin dışında başka şey düşünmeyen bir dar görüşlüydü." Italyan Ceza Yasası'ndan alınan 141-142 polisi- ye bir olguydu. Sol üstüne varsa bu maddelerie cezalandınlırdı. Bu, uzun yıllar sürdü. Özal, bu maddeleri bizim ceza yasasından çıka- nnca yasaklanması bitti sanılırken bu kez bu mad- deler Terörle Mücadele Yasası'na girdı, karşımıza bir daha çıktı. Bu gün sol adına ne varsa Terörle Mü- cadele Yasası'yia ceza gömleğini giyiyor. Özal ve ceza uzmanlan bunu yaparken girdisini çıktısını bi • liyorlardı. Hapisanelerde terör yasasından yatan yüzlerce kişi var. Bunlar düşünce suçlamasından yatıyoriar. Düşünce bizde suçtur. Hepimiz biliyoruz. Düşünceyi suçlayan zıhniyet bunu terör yasasın- dan birtürlü dışarıya çıkarmıyor. Gümrük birliğine girmek istıyoruz değil mi? Dü- şünce suçlaması, karşımızda en büyük engeldir. Bu engeli aşmadan gümrük birliğine girmek yasak! Biz solun inceliklerini hesaplarken karşımıza sür- git düşünce suçlaması çıkıyor. Düşünce suçlama- sının da türlü incelikleri var. Gümrük birliğine girmek isterken karşımıza bunu çıkanyorlar. "Efendim sola yasak yok." "Sola yasak yok da düşünceye yasak var, hem de öyle katı, öyle kaba bir yasak. Terör yasasının kıyısına etli, canlı bir tahtakurusu gibiyapışmış, bir türlü bırakmıyor." (Sahi eskiden tahtakurusu vardı, şımdi nerelere gitti?) Koalisyon çıkarlar düzeyinde kımıldıyor. Iş Ban- kası'ndaki yönetim kurulu üyelikleri ne kadar sal- lanırsa, o kadar sağlam gidecek! Not: Kanunî için Muhibbî diyeceğime Avnî demişim, Adanalı okurumun uyansryia düzel- tirim. B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 SOLDAIN SAĞA: 1/ Duvar kapla- malannda kulla- nılan bır tür ınce tahta. 2/ Mübala- ğa... Samaryum elementinin sim- gesı. 3/ "Ve yal- nız kalmada bır yaza — olan sa- hil/Uçuşmada gökyüzünde bır sürü ebabil" (Or- han Velı)... Ka- rakter. 4/ Nişan... Sırma ya da gümüş işlemelı bir tür ıpeklı kumaş. 5/ Ho- sa gitmeyen, kötü çirkın.... Fazıl Hiisnü Dağlarca'nın bırşıır kıtabı. 6/ Türk köken- li bir halk. II Katar'ın baş- kenti... Adlan sıfat yapmak- ta kullanılan bır yapım ekı. 8/ II. Abdülhamıt'ın sürgüne göndenldığı Selanık'te ika- met ettıği köşkün adı. 9/ Ev- lere çeşmeden su taşımayı ış edinmış olan kimse... Duyu organlannın dıştan algıladığı bir nesnenın bilınce yansıyan benzen. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Öldürûcü bır savaş gazi... Osmanlı toprak düzenınde yıl- lık gelin yüz bın akçeden fazla olan dirlik. 2/ Uzun süre cin- sel ılişkıden uzak kaldığı ıçin aşın istek duyan kimse... Bir nota. 3/ Şöhret... Sığır çobanı. 4/ Bir akademik unvanın kı- sa yazılışı... Koiombıya'nin başkentı. 5/ Hoşkokulu vegü- zel çiçeklen ıçin yaygın olarak yetiştırilen tırmanıcı birbit- kı. 6/ Argoda kaba saba ve görgüsüz kimse... "Şu demek ki" anlamında kullanılan bır bağlaç. 7/ Daha az, en az... tşa- ret. 8/ Sahip.... Temel nitelığinde olan. 9/ Bır yerden geçer- ken ödenen para. BİTLİS ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Davacı TEK Genel Müdürlüğü tarafından davalı Yu- sufkızı Azize Çetik aleyhine mahkememızde açılmış bu- lunan kamulaştınlan taşınmazın tapuya tescili davasının yapılan açık yargılaması sırasmda 23.3.1995 tarihinde verilen ara karan gereğınce, Adresien tespıt edılemeyen dava'.ının dava dilekçesı- nın özetinin ilanen tebliğıne karar verildiğınden; Aşağıda bulunduğu yer yazılı taşınmaz hakkında da- vacı TEK Gen. Müdürlüğü tarafından dava açılmış bu- lunmaktadır. Yine aşağıda kımlıkleri belırtılen davalının mahkememizın 1993/307 esas sayılı dosyasınm duruş- masının yapılacağı 04/05/1995 günü saat 09.35'teki otu- ruma bızzat katılması, ya da kendisinı vekil ile temsil et- tırmesı, bunlar olmadığı takdırde delıl ve belgelenni mahkemeye göndermesı aksı takdtrde yokluğunda ka- rar venleceğı. işbu ılanın yayımlanış tanhınden itibaren 15 gün sonra tebliğ edılmış sayılacağı hususu ilanen teb- liğ olunur. Dava konusu taşınmazın bulunduğu yer: Bıtlıs ılı Merkez Sürüm köyü, 265. sahife, 2 cılt ve 270 parselde kayıtlı bulunan 2250 mN'lik ta- şınmaz. Davalı: Yusuf kızı Azize Çetik Basın: 16084
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear