23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 23 MART 1995 PERŞEMBE 14 KULTUR TEB ktanbul Odülleff Kültiir Servisi- Tiyatro Eleştırmenleri Birliği'nin 1993"-94 tstanbul ödülleri Küçük Sahne'de Tiyatro Stüdyosunun "Çöplük" adlı oyunun gala gecesinde sahıplerini buldu. Bu yılın ödülleri "Çöplük" oyununun yönetmeni Işıl Kasapoğluv e Zeliha Berksoy'a venldi. Türkiye Eletırmenler Birliği, her yıl tiyatroya herhangi bir dalda hizmet etmiş birine, bir oyuncuya, bir yönetmene. bir ışık tasanmcısına, bazen de bir prodüksiyon ya da topluluğun tümünü ödüle layık buluyor. Sanatçılara ödüllerini vermek üzere sahneye çıkan TEB Başkanı Zeynep OraL tek ölçütlerinin ülkedeki tiyatro sanatını bir yerden alıp bir ıleri yere götürmüş olmak olduğunu belırttı. Oral, Zeliha Berksoy'u 'birsemt tiyatrosunu bir metropol tiyatrosuna dönüştürmesi, tutariı repertuvar seçimi, genç kadrolara olanak tanıması ve tüm bunlann sürekliliğini sağlamak adına verdiği onuıiu savaşım', Işıl Kasapoğlu'nu da 'böige tiyatrolan yaklaşunına özellikie Dharbakır ve Trabzon tiyatrolannda sahnelediği oyunlarla kurumsal bir kişilik kazandırarak gerçekleştiren, evrensel ve çağdaş tiyatro coşkusunu Anadolu'ya taşıyan çalışmalanndan' dolayı ödüllendırdıklerini söyledı Zeliha Berksoy 'kadirbüirtiğinden ötürü' TEB'e. Işıl Kasapoğlu da 'onlar sayesinde tiyatro yapabiliyoruz' dediği izleyicılere teşekkür etti. Oldukça renkli geçen gecede. Ahmet Levendoğlu ve Zutıal Olcay. aralannda Halil Ergün, Füsun DemireL, Gülrâ Sururi, Necef Uğurtu, Cüneyt Türei, Aliye Uzunatağan, Osman Şengezer, Hami Çağdaş, Fıüz Ali, Dikmen Gürün Uçarer, Turhan Ilgaz, Candan Sabuncu gibı isımlerin de bulunduğu kalabalık davetli toplulugunu kapıda karşıladı. Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü'nü kazanan Ali Cengizkan'a göre şiir; Yaşamm her alamyla ilgileıımektir Ali Cengizkan YUSUFOZKAN ANKARA-Koca bırdünya... Kocadünyanın Tür- kiye derlerbir ülkesı.. Türkıye'de, bir "düşler ken- ti" Ankara. Ankara'da bir şaır; Ali Cengizkan. "Mektuplan yakmalı, se\güerden yoruldum" de- se de. ınanmay ın sız.y üreğı hâlâ sımsıcak. hâlâ sev - melerle dolu bir ozan. bir sevme ustası Ali Cengiz- kan. "Küçük şeyleri sevmekle" başlamış, Ceyhun Ahıf dedesı öğütlemış. "simitvemeyi.y üriirkensev- digini sokakta öpmeyi, bir çiçek dunışunda dimdik. kavgada ön safta gitmeyi"hep sevmış. Gün gelmış, gönül düşürmüş. düşlerın ve umut- lann yenı yetme kızı şııre. sevgıvle karmış şiirınin hamurunu "Düşler, umutlar, sevgiler ve aşk delileri, mal delileri, göz delileri,yorgun yüzler, melekler. kör- ler, sağırlar. dilsizler. sıkmabaslar. açık bacaklar. şa- şılar, uy gun adımlar. bey inse>erler. topatanlar, ay ran kanlılar. koltukçular. yanm papuçlar. zenneler, kınk boyunlular, boksör köpekleri. telli bardaklar, yavlı saziar.dost ölülcri vediğerleriadına veonlariçin yaz- mış"Ali Cengizkan. şıınnı... \'e kendisıne sevgıyı öğütleyen "Anadolu gerce- ğinin ozanı" Ceyhun Atuf Kansu anısına bu y ı! 10.'su verılen şıırödülünün sahıbı olmuş. Künyesınde *An- karalı bir ozan' diye yazıyor. ODTÜ Mımarlık Bö- lümü Başkanı. 1954'dedoğmuş Ali Cengizkan. 'Susarak belirlerim söyiediğimi* " lyi birozansan,yaşamın ozanı/Şiiryazmaya vak- tin kalmamair dıyor bir ikılıgınde. Ve şıinnı doğ- rularcasına bir yoğunluk ıçınde koşuşturuyor, mı- marlık. şaırlık, çevirı, dernek yönetımı. bir de büyük kent yaşamının temposunun yarattıgı tepkı... "Za- man yaratamıyorum doğrusu, şiire" diyor ve tüm bunlara karşın çok az çalıştığından vakımyor. Ali Cengizkan'la, şıırleri, sevdalan. hüzünleri, umutları. düşleri yatınyoruz masaya ve doludızgın bir söyleşı başlıyor. "Kekeme bir şiir" Ali Cengizkan'ınki; "Söyledi- 'Kocaman yüreği var Mengü'nünKühür Servisi- "Çizgiııin şiiri peşinde koşan" af ıs sanatının büyük ustası Mengü Ertel ıçın öncekı ge- ce Taksım Sahnesı'nde bir "Saygı Gecesi" düzen- lendı. Istanbul Devlet Tıyatrosu sanatçıları'nın Mengü Ertel'ın yaşamınından kesıtler sunduğu ge- ceye. sanatcının dostian katıldı. Senaryosunu Gök- han Akçura'nın yazdığı geceye "Zen" grubu da müzıklenyle eşlik ettı. Mımar Sınan Ünıversıtesı Grafik Tasanm Bölümü öğjencılen de hocaları Sa- dık Karamustafa öncülüğünde bir sürpnz hazırla- mıştı Mengü Ertel'e. Bu sürpnz; "Mengü Ertel İçin Yelek Projesirl ydı. Genç grafıker adayları ustayla bütünleşen bu giysı aracılığıyla ona beyazperdeden saygılannı sundular. Ve ardından bu projeyi ustala- nna hediye ettıler. Afiş tarihinin temel taşlanndan Ardından dostian anlattı Mengü Enel'ı. Seramık sanatçısı FüreyaKoraL "40 yıUıkdoshı" Mengü Er- tel'ı anlatırken. öncelıkle onun gıbı bir dosta sahip olmanın mutluluğunu dile getirdi: "40yılbkdostna- stl olur? tşte ancak bu yaşa gelince olur. Bu zaman- da Mengü gibi bir dosit bulmak gerçekten çok zor. Onun en güzel tarafı dostluğu. Kocaman bir yüreği var Mengü'nün. Mengü. inşallah kırk yıl daha ya- şarsın" tlhan Selçuk ise "sanada derinliğe ulaşabilmiş ender sanatçdardan biri" olarak tanımladı Mengü Ertel'ı. Afış sanatımnın gızemını keşfettiğınde Mengü'nün Mengü'leştığıne değınen Selçuk, onun afişlennde düşüncenın önemını vurguladı. Ertel"ın Akademı yıllarından arkadaşı seramik sanatçısı Sadi Diren, "aTış tarihinin temel taşlann- dan" Mengü Ertel'ın, Türkıye'de 1969 yılında ılk afîş sergısi açan sanatçı olarak çok önemlı bir rolü olduğunu vurguladı. Ertel'ın gençlik yıllanndaki yürüyüş arkadaşı gazetecı- yazar Çedn Ozlanm ıse o günleri anlattı. Sınema, tiyatro, müzık. resım gı- bi tüm sanat dallanna aynı derecede tutkuyla bağlı olan bu gençler zaman zaman Aksaray'dan Mas- lak'a, hatta Emirgan'a uzanan yürüyûşler yaparlar- mış. Bu yürûyöşler boyunca hızlı tarttşmalara gı- rer, türküter söylerlermış. Özkınm şu sözlerie an- lattı Mengü Ertel'ı: "Mengüdünyatatiısı.dünyaşe- •Çizginin şiiri peşinde koşan' Mengü Ertel için savgı gecesi düzenlendi.(K.\AN SAĞANAK) keri bir insandır. Mengü çok iyi bir aktördür. Onun en önemli özelliklerinden biri de dostiuğudur. Dost- lannı birbirineyaklaşbran insanlardandır Mengü". t Bevaz düşlerin OtheUo'su' Mengü Ertel bir yandan akademıye devam eder- ken bir yandan da Muhsin Ernığnıl'un yanında, ti- yatro marangozuna asıstanlık yapar. O yıllarda en büyük rutkulanndan bırı de tıyatrodur. Mücap Ofluoğlu'ndan kendılenne yardım etme- sıni nca eder. Birlıkte "Köşebaşı' < nı sahnelemeye başlarlar. ancak provalaryarım kalır. Ertel'in Lam- bo'dan arkadaşı Mücap Ofluoğlu 18 yaşındakı genç Mengü'yü şu sözlerle anlatıyor: "Hoş, kumral, ya- kışıklu kirmızı yanakh Mengü Çiçek Pasajı'na 18 ya- şında girdi. Ona. 'Bu yanaklar solar. dıkkat et' de- dik" Mücap Ofluoğlu konuşmasının yanısıra Men- gü Ertel'e hoşbir sürpriz de yapti. Elinde büyük bir tablo ıle sahneye çıkan sanatçı. 25 yıl önce Mengü Ertel'in yaptığı bir afiş tasanmını ustaya hediye et- ti. Tablnnun anısını şöyle anlattı Ofluoğlu: "25 yıl önce sanatçjlann çoksevdigi bir doktor arkadaşımız ölmüşrü. Onun anısına bir sergi düzenlendi. Mengü'nün de bir yapıtı o sergide yer aiıyordu. Biz eşimle biıiikte onun yaptığı tasanmı çok beğendik ve satın aldık. Mengü'nün içi gitti tabii. Ionesco'nun "Sandalye- ler" adlı oyunu için hazırianan bu afiş tasanmını Mengü'ye geri vtriyorum." Program sona erdığinde Mengü Ertel herkese te- şekkür edıyor. özellikie gençlenn gülerek bakabıl- melennm kendısıni çok sevındirdıgını vurguluyor- du. Yapıtlanyla genç kuşaklara da sanat sevgısını aşılayan. Ülkü Tamer'in şıinnde de söyledığı gıbı "Beyazdüşlerin Othello'su" Mengü Ertel'e. De\let Tiyatrolan adına Handan Ertuğrul bir plaket ver- dr. Enlaltnönü ıse göndcrdiği telgrafla saygılannı sundu büvük ustava. Sanatçılar Kurultayı 27-28 martta Kültür Servisi - "Sanatta Özerk Yapılanma ve Yarat- ma Ozgüriüğü" başlıklı Sanatçılar Kurultayı, Türkiye"de ilk kez otuz üç örgürün katılımıyla 27-28 mart tarihlenn- de tstanbul'da, Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleşıyor. Özellikie son yıllarda, sanat ortamını ve sanatçılann ya- ratma özgürlüğünü tehdit eden olumsuz gelişmeler. tüm sanat örgütlerini harekete geçirdi. Türkiye'de ilk kez si- nema, tiyatro, müzik, fotoğraf, edebiyat. karikatür. plas- tik sanatlar. mimarlık gibi sanatın çeşitli dallanndan otuz üç örgüt "Sanatta Özerk Yapılanma ve Yaratma Ozgür- lüğü" başlıklı kurultayda bir araya gelerek. sorunlannı tartışacaklar ve ortak çözüm yollan önerecekler. Kurul- tay 27-28 mart tarihlerinde 10.00-18.00 saatleri arasmda gerçekleşecek. Sanatçılar Kurultayı "run organizasyon so- rumluluğunu ve sekreteryasını Uluslararası Plastik Sa- natlar Derneği. mali sorumluluğAınu ise TOBAV üstlen- di. UPSD Başkanı Hüsamertin Koçan. Türkıye'de sanat alanında ilk kez yaygın bir dısıplinlerarası etkinlik sag- landığını belirterek. "Kurultay, sanatçılann daha sağlıkfa bir sanat ortamı oiuşturma yönündeki kararlılığının sonu- cudur, sanatta özerk yapılanma ve yaratma özgüriüğü ko- nulannda 'çözümler kurultayı' olacaktır" dedi. Aydınlık bir gelecek için ayncalığı. 1995 -1996 ÖGRETİM YILINDA 5. VE 6. DÖNEMİ OKUYACAK LİSE ÖĞRENCİLERİ, • 8 Nisan 1995'ten önce MEF (Modern Eğitim Fen) Dershanesi şubelerine başvurarak kaydınızı yaptırabilirsiniz. • Dershanemizde, belirtilen tarihe kadar kaydını yaptırmış olan öğrencilere, 8 Nisan 1995 tarihinde MYT (MEF YETENEK TESTİ) ve DÜZEY BELİRLEME SINAVI uygulanacaktır. MODERN E.GİTİM FEN DERSHANESİ GENEL MÜDÛRLÜK (Beçlkta?) Serencebey Yokuşu No : 4 Tel: 259 74 26 (4 Hat) ŞUBE I (Beşiktaş) Barbaros Bulvarı S. Bağcı işhanı No:56-58 Tel: 258 43 46 - 258 43 47 - 260 72 00 (4 Hat) ŞUBE II (Kadıköy) Kuşdili Caddesi Sevımli işhanı B Blok Tel: 346 27 58 - 346 27 62 - 349 32 82 - 349 63 88 ŞUBE III (Bakırköy) İstanbul Caddesi Kirmızı Şebboy Sokak Gürdamar iş Merkezi Tel: 542 33 80 - 542 37 77 Görünmez ışılda yolculuk Kültür Servisi - Fotoğraf sa- natçısı Reha Akçakaya'nın si- yah-beyaz çalışmalannı bir araya toplayan "Görünmez Işıkla Yokuluk" adlı albüm, Hil Yayınlan tarafından ya- yımlandı. Türkçe ve lngilızce olarak hazırianan albümde. Akçakaya'nın son dört yılda kızılötesi teknikle gerçekleş- tirdiği 73 peyzaj fotoğrafı yer alıyor. Kitapta. sanatcının 1991-93 yıllan arasında açtıgı sergiler- de yer alan bazı fotoğraflann yanı sıra Türkiye, ABD ve İn- giltere'de çekilmiş ve hiç ser- gilenmemiş yapıtlan da bulu- nuyor. Fotoğrafla 1981 yılında ilgılenmeye başlayan Reha Akçakaya, 1983'ten itibaren çeşitli ulusal ve uluslararası yarışmalarda ödül aldı; ABD, Arjantin. Kanada, Singapur, Belçika gibı ülkelerde sergıle- re katıldı 1989'da cam bilimi eğitimi için ABD'ye giden sa- natçı, Istanbul'da Türkiye'nın ilk kızılötesi sanat fotoğrafı sergisi olma niteliğini taşıyan ilkkışısel sergisinı 1991 yılın- da açtı. Roland Barthes ın "Came- ra Lucida" ve Susan Sontag'ın "On Photography" kitaplannı Türkçeye çeviren Akçakaya. fotoğraflannda insan gözünün duyarlı olmadığı kızılötesi ışı- ğı kullanıp sanat fotoğraflann- da sıkçakullanılanözel bir fil- me kaydederek tanıdık nesne- lenn gerçeküstü betimlemele- rini. alışılmış siyah-beyaz fo- toğrafta bulunmayan gri ton- lan ve masalsı bir anlatımı el- de ediyor. Türkiye'nın kızılötesi fotoğ- raf tekniğıne aynlmış ilk port- folyosu olan albüm, 23x30 cm boyutlannda ve 104sayfa. ği yerini bulsun ister." Kekeme bir ınsan, sözcük se- çımınde nasıl tıtızse ve o titızliğın karşılığmda söz bir kere seçildığinde. yanlış anlamalara yol açmadan doğrudan bir anlam hedefliyorsa, onun şiiri de aynı şeyi hedeflıyor. Şıınn, "biryogunlaşmışduyguvedii- şünce birikimini aktarması gerektiğini'" düşünüyor ozan ve şiinn çok önemlı bir sanat dalı olduğu- nu...Ama yine de en önemli sanat dalı, ona göre, "Ya- samasanaü" Bunun içindirkı, "Susarakbelirlerim söylediğinii/ En büyük sözümsöylenmemistirn dıye- bılıyor. En büyük sözün ınsan yaşamının tamam- lanması olduğunu söylüyor, yaşama sanatının çok önemli olduğunu: "Çevremizde belki azalarak da otsa. süren insan tipleri var. Onlar sadece sanatolarak üriin vermiyor- lar belki, şiir yazmıyoriar, hey kel yapmıyorlar ama, yasamlan ile -kendi yaşamlannı scrgikyerek- sanat- çılıklannı kanıttıyorlar." Cengızkan'ın şıır serüvenı 1970'lere dayanıyor. İlk yapıtı olan "Senlere" de, dönemin izleri olduk- ça belırgin. ama bir farkı da var. Ali Cengızkan'ın şiirı "delilergibiâşıkolan" yanını korumuş sürekli, bıreysellığı katmış şıınne ve politık ortamda yer alan kavgacı bir kışilığın âşık olmasını da...Çünkü, ya- şamın bir bütün olduğunu düşünüyor Cengizkan, "Dolayısıyla, herhangi bir şey gibi politikanın da, günlük yaşamın da, özel ilişkilerin deşüre girmesi ge- rektiğini düşünüyorum hâlâ" dıyor. Son şiırlennde daha oturmuş kendı yolunu bulmuş, ve söyleyeceğı sözü belırlemış bir görünüm çızıyor Ali Cengizkan. Şiir ve mimartık birbirini tamamlıyor Genişbırkaynaktan besleniyor Ali Cengizkan'ın şıın. Nâzım'dan başlayıp, Ceyhun Atuf Kansu'ya, oradan Cemal Süreya ve İlhan Berk'e. halk şıınn- den. Batı şıınne kadar uzanan bir kaynak Bu kay- naktan aldığı "vitaminleri", biraz kavga, bıraz umut, bıraz sevgi. bıraz doğa, bıraz mıman katıp, yüreğı- nm imbığmden süzerek, okura sunuvor. Sözcükler- le sevışıyor durmadan. sözcüklerle oynuyor. Anası. dedesı Nığdelı Alusta, tenekecı Etem usta, elti, am- coğlu, bacanak, baldız. ak percemlı. genış omuzlu sevgililer. Bebçet ve Vletin Abi, tümünün bir sesle- nışi var şiırinde. Behçet ve Metın Abı dedık de. sevgıvle. özlemle anmadan geçmek olur mu hıç, Behçet Aysan ile Me- dn Altıok u 1 Ikisı de dostu, arkadaşı İlk kez 1993 Nısanı'nda görmüş Sıvas'ı Ali Cengizkan. çok da sev mış. Mimar gözüyle, şaır gözüy le baktığı Selçuk- lu yapıtlanna doyamamış, yaz tatilinden sonra ye- nıden gıtmeyi koymus kafasına. Gel gör kı, 2 Tem- muz I993"te,ateşlerdüşmüşcığenne. Behçet'ı. Me- tın Abi'yı bir bir sürü güzel dostu yıtırmenın acısıy- la, küsmüş Sıvas'a, "Artık görmek istemiyorum. Belki çok duygusal bir tavır bu ama, insan kendini alamıyor" dıyerek, şıırlere döküyor acısını. Şıinnde mımarlığın ızlenne sıkça rastlamak ola- sı Ali Cengızkan'ın, özellikie de Ceyhun Atuf Kan- su Şiir Ödülü'nü kazandıran "Sürek Avında Dünya" adlı kitabının ılk bölümündekı "Ostia Antica" şıır- lerinde bu çok güçlü bıçimde görülüyor. Şıir ve mi- marlık birbinni tamamlayan ıkı sanat dalı ona göre. yaşanılan ikı sanat dalı. "Yaşamın tanıklığı" ve ıde- olojik bir ürün olarak görüyor hem mımarlığı hem şıin: "Doktriner vçdoğrudan politikanlamdadegil ama, yaşadığımız yani yaşamın aslında ideolojik bir süreç olduğunu düşünüyonım. Mimanm biliyorsu- nuz. mimarlık için de aynı şeyi düşünüyonım. Yani dotaylı olarak, sonuç da yaşamın tanıklığı oluyor. Dü- şündüğümüz bir şeyi eğer duygulanmızla bagdaşd- ramıyorsak, ya da bir süreküMk ve tutarlılık kuranı»- yorsak, gidip bir duvara tosluyoruz. Bazen bir kişi olarak yapıyoruz bunu, bazen toplum olarak.. Ama ondan kaçınmanın yolu. ideolojik olarak. hem ken- dimize, hem topluma bakabilmek gibi geliyor. Son çö- zümde yaşama bir anlam yüklemiyorsa, yazdıklan- mıza bir anlam yüklemiyorsa. her şeyin boş olduğu- nu düşünüyonım. Yazdıklanmızdald anlamı. yasan- tımızdaki anlamla bütünleştiremiyorsak, çaba gös- termeye gerek olmadıgını düşünüyonım. Tutarlılık çok önemli. Yazarken kişinin kendi benine karşı da dürüst olnıası gerekir. Şiirin ideolojik olmasının ikin- ci önemli yanı da bu." "Ali Cengizkan'a göre nedir şiir. neyi anlattronun şiiri?"Gülümsüyor. "\'aşamın her alamyla ilgilen- mektir şiir"dıyor ve sürdürüyor sözlennı "Şiir aslında paylaşmak için yazılıyor. kişi kendi- sini sergilemek için y azıyor. savlannı kanıüamakiçin yazıyor, aklındakileri gerçekleştirmek için yazıyor. Pay laşılmasa bile, kendisini ifade etmek için yazıyor yine de. Ben. öy le düşünüyonım. Yani dışandan bir takım görevler yüklenmemesi gereldr diye düşünü- yonım. Çünkü şiire. belli öncelikler de konmaması gerektiğini düşünüyonım. HanL,önce şiir olmau. on- dan sonra bir amacı olmalı ya da konusu, misyonu olmah gibi, öyle de düşünmüyorum." Yaşamın kendisi başlı başma şiir Inanç düzeyındekı düşünce sistemlerının çözül- mesınden sonra toplumlardaki savrulmalardan, bu savrulmalarla başka ınançlann. düşüncenın yerini tutmasından söz edilıyor."Çok acı bir tabk)"diyor Ali Cengizkan. "Hele sanat kcsimini doğrudan ilgi- lendirmesi nedeniyle, Sıvas'ta yaşananlan. Örneğin Behçet pek çok arkadaş gibi, bir inanç sisteminin dünyaya hâkim olma çabasının kurbanı Mu. Düsün- me ve düşünme bilinci çok önemli. Düşüncenin ya- şamımızda çok önemli yeri olması gerekirken, biz çok hafıfe ahyoruz." Gençlığın çok az okuduğuna getinyoruz sözü, çe- vıriden konuşuyoruz Ali Cengizkan'la ve noktayı klasik bir soruyla noktalıyoruz: "Bundan sonrası?" "9.ve 14.yüzyılarası Anadolu'dakiuygarhğuıçok önemli bir uy garlık olduğunu düşünüyonım. Ye onu şür yoluy la daha yoğun olarak, dah doğru olarak, elj- mizdeki görece az verüere dayanarak, nasıl ortaya çı- kannz diye düşünüyonım. Bu konuda çahşmalara devam ediyorum, ama nasıl bir şey çıkar bilemiyo- rum. Daha tema ağıriıkh konulara doğru kayıyo- rum. Bunun yanında Ostia Antica ya da 'Ötağ- lar..Odalar..Odlar' gibi uzun soluklu şiirier devam edecek gah'ba." KÜSAV'dan 'Özel Mobilya Müzayedesi' Kültür Servisi-Kültür ve Sanat Varlıklannı Ko- ruma ve Tanıtma Vakfı tarafından düzenlenen özel konulu müzayedeler, bu pazar yapılacak "Özel Mobilya Müzayedesi" ile devam edıyor. Beşiktaş KÜSAV Müzayede Salonu'nda ger- çekleştirilecek olan müzayede saat 14.00'te baş- layacak. Yaklaşık 60 parçanın satışa bunulacağı müza- yedede 19 yüzyıl sonundan başlayan orijinal ya- zıhane. tuvalet masası. dolap. virrin. koltuk, ha- zeran iskemle. büfe, sehpa gibi mobilyalarile hat yazı, mangal. şamdan, aplik. ibrik ve yağlıboya tablolar yer alıyor. Müzayedede aynca Fransız ressam Jean Arp'a ait orijinal iki adet ipek baskı bulunuyor. Müzayedenin diğer önemli parçalanndan biri ise İstanbul işi sedefli oda takımı. 19.yüzyıl sonu Osmanlı sedef ışçiliğınin nadir örneklerinden birını oluşturan takım bir kanape. ıki koltuk ve altı sandalyeden oluşuyor. GütePken Düşünmek' konuhı mizah söyleşisi • Kültür Servisi-Özel Rng3?içi 1 düzenlediği 4. Kültür ve Kitap Günleri, okulun Maslak'taki konferans salonunda 31 marta dek sürecek. Bu kapsamda yann saat 13.30'da mizah yazan Cihan Demirci ile Mert Ali Başanr "Gülerken Düşünmek" konulu mizah söyleşisine katılıp daha sonra da kitaplannı imzalayacaklar. Aksanarta 'Salome' • Kühür Servisi - Richard Strauss'un "Salome" adlı tek perdelık operası yann saat 12.30'da Aksanat'ta lazerdiskten büyük ekranda sunulacak. Cumartesi günü saat 15.00'tedeyine lazerdiskten, büyük ekranda Tına Turner konsen izlenebilir. Bılsak Tiyatro Atölyesı ise Sevım Burak'ın yazdığı 'lşte Baş Işte Gövde tşte Kanatlar" adlı oyun yann ve cumartesi günü 19.00'dasahneliyor. 'Zaman İçmde Müzikli Bir Yolculuk' • ANKARA(AA)- Müzikolog ve yazar Evin llyasoğlu, cumartesi günü Atlantis Müzikevi'nde "Zaman Içinde Müzikli Bir Yolculuk" başlıklı söyleşide okurlanyla bir araya gelecek. llyasoğlu, Atlantis Müzikevı tarafından sürdürülen kültürel etkınlıkler çerçevesinde düzenlenen söyleşiden sonra kitaplannı ımzalayacak. Triada Art Cafe'de üç söyleşi • Kültür Servisi -Kadıköy Tnada Art Cafe'de cuma günü Aydın Hatipoğlu, bir söyleşı verecek. Hatıpoğlu'nun kendı şiirinin kökenlennı anlatacağı "Çoğul Tekil" başlığını taşıyan şıir akşamı, saat 19.00'da başlayacak. Gürkal Aylan'ın "Bu, bu, nedir bu? Pardon yani..." başlığını taşıyan "RekJamcılık Dünyasında Gezintıler" konulu söyleşisi. cumartesi günü saat 16.00'da, Esra Kazancıbaşı'nın "Günümüzün Gözde Mesleği: Gazetecilik" konulu söyleşisi de pazar günü saat 15.OO'te gerçekleştirilecek. (Caferağa Mah. KadifeSok.No:18 Kadıköy-418 02 77) Talat Enlil'in resim sergisi • Kühür Servisi -Talat Enlil'in resim sergisi. TEM Sanat Galerisı'nde açıldı. 1956 yılında Ankara'da doğan Enlıl, TED Ankara Kolejf nden mezun olduktan sonra, üniversite eğitimine çeşitli üniversıtelerde devam etti. Fotoğraf ve resim çalışmalan yapan Enlil, 1986-87^ıllan arasında Oregon Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde Kenneth O'Connel atölyesinde litografi ve gravür çalıştı. 1985 yılından beri kişisel ve karma sergi lerle çalışmalannı sergileyen Talat Enlil'in resim sergisi, 15 nisana kadar açık kalacak.(247 08 99) Yeni bir edebiyat Çakıltaşı' • Kühür Servisi - Yaym hayatma yeni başlayan aylık edebiyat dergisi Çakıltas,ı'nın ilk sayısı çıktı. Siyasal Bilgiler Fakültesi bazında yayımlanan tek edebiyat dergisi olan Çakıltaşı'nın ilk sayısına Ozdemir Süleyman, Izzet Ulvi Yönter, Serdar Akpınar, Kayhan Yüzbaşıoğlu, Ali Erhan, Zakkum. Fatih Zengın. tsmail Mercan, Aytaç Karasu, Çağatay Aydın, Selenge, Ersoy Hür, Kemal Yaman. Samiye Abitağaoğlu, Özlem Kanarya, Deniz Sönmez, Müge Sezgin, Cemil Pekmezci, Metın Keçeci, Erdal Karakuşoğullan, Murat Engizek, Ali Eylem, Ömer Gökhan, Özdemir Süleyman, Ercan Çavuşoğlu, Hakkı Şenol. Mehmet Kerem, A. Hamit Güneş, Erden Or, Nihat Özden, Mehtap Aydemir, Emel Özdemir ve Şencay Yenerrürk yazı ve ürünleriyle katkıda bulunuvorlar.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear