23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 21 MART1995SALI HABERLER 'Demokrasi ve terör' konferansı • ANKARA (UBA) - Çeşitli üniversitelerin Atatürkçü dûşünce topluluklan, Atatürkeü Düşünee Dcrncgi— Başkanı Suphi Gürsoytoprak'ın katıldığı "Demokrasi ve Terör" konulu bir konferans düzenleyecek. Ankara Üniversitesi Toplantı Salonu'nda yapılacak konferansa Ankara Üniversitesi lletişm Fakültesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Korkmaz Alemdar'ın yanı sıra. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Günday. Cumhuriyet Gazetesi yazan Mustafa Ekmekçi ile Atatürkçü Düşünce Derneği üyesi gazeteci Nurzen Amuran konuşmacı olarak katılacak. Beşyeni belediye kuruldu • ANKARA (AA) - Antalya Trabzon, Adana ve Ordu'da toplam 5 yeni belediye kuruldu. Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanan üçlü karamamelere göre, Antalya'nın Alanya ılçesine bağlı Okurcalar köyünde "Okurcalar", Trabzon'un merkez ilçesine bağlı Pelitli köyünde "Pelitli" adıyla, Akçaabat ilçesine bağlı Erikli, Karacakaya. Pazarcık ve Tepegören köylerinin birleştirilerek "Dörtyol" adıyla. Adana'hın Ceyhan ilçesine bağlı Yenikent ve Eskikent köylerinin birleştirilerek "Birkent" adıyla. Ordu'nun Fatsa lçesine bağlı Hacıköy ve Aslancami köyleri ile Çamaş ilçesine bağlı Saitler köyünün birleştirilerek "Aslancami" adıyla belediye olmasına karar verildi taiklikten taviz vermeyii' • ANKARA (ANKA)- TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk. Yaşlılar Haftası nedeniyle Devlet Bakanı Önay Alpago ve Yaşlılara Yardım Derneği üyelerini kabul etti. Yaşlılar I Cindoruk'a "LaikHkteıv I tatfiz vermeyin" uyârîSırida " I batanurlarken.TBMM Başkanı Cindoruk da curnhuriyetin temel ilkelerinden vazgeçilemeyeceğini yanıtmı verdi ve "Kimliğımiz, içeriğimiz demokrasi olacaktır, Meclise güvenin" dedi. CHP'li başkanın açıklaması • tZMİR(AA)-CHP Izmir tl Başkanı Ali Rıza Bodur. seçilmesinin tartışılır bir yanı bulunmadığını söyledi. Bodur yaptığı açıklamada. önceki gece CHP Genel Başkan Yardjmcısı Mustafa Timisi ve CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin'in de bulunduğu oturuma 66 kişilik CHP-SHP tl Yönetim Kurulu'ndan 62 kişinin katıldığinı. ancak daha sonra 20 SHP'linin oturumu terkettiğini bildirdi. Bodur şunlan kaydetti: "Aynca. sayın Hikmet Çetin. II Başkanlığı'na seçilmem nedeniyle beni arayarak kutlamıştır. Kendisinin iyi dileklenni aldık. Bundan sonra da partimizin başansı için çalışacağız. Yetki belgemizi alınca da bir toplantı düzenleyeceğiz." Ugur Kılıç davası • BURSA(AA)-Uğur Kılıçın öldürülmesi suçundan tutuklu bulunan ve "tetikçi" olduğu öne sürülen sanık Abdurrahman Keskin ile cinayete azmettirmek suçundan hakkında gıyabi tutuklama karan bulunan Alaattin Çakıcı'nın ' yargılanmalanna devam edildi. Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın dünkü duruşmasında sanık avukatının olay yerinde keşif talebi mahkeme heyeti tarafından mevcut delillerle durumun değerlendirileceği belirtilerek oybirliğiyle reddedildı Adana'da patlama • ADANA(Cumhuriyet)- Adana'da Hacıbayram Polis Karakolu yakınına bırakılan bomba dün sabah saat 10.30'dapatladı. Karakola yüz metre uzaklıktaki bir el arabası içine yerleştirilmiş zaman ayarh bombanın patlaması sonucu çevredeki binalarda hasar meydana geldi. Patlama sırasında yoldan geçmekte olan Hüseyin Çapartaş (41) başından yaralandı. Yargıtay. 4. Ceza Dairesi Başkanı Doç. Selçuk: Laik devlette din dersi zonuıhı olamazANKARA (ANKA) - Yargıtay Dör- düncü Ceza Dairesi Başkanı Doç. Dr. Sa- mi Selçuk, anayasanın başlangıç kısmın- da yer verilen "kutsal devletr teriminin Italyan faşizminin bir uzantısı olduğunu bildirdi. Selçuk, yansız devlet ve bireyi ön plana çıkaran özgürlükçü, çoğulcu de- mokrasi ilkeleri gözetilerek bu terimin anayasa meminden çıkanlmasını öner- di. Doç. Dr. Selçuk, laiklik ilkesini be- nimseyen demokrat bir devletin bütün görüş ve inançlarkarşısında eşit uzaklık- ta olduğunu belirterek "Bunun doğal so- nucu olarak devlet, ne din ögrenimi ya- par/yaptınr ne de başkalannın topJuluk- lann din ögrenimi yapmalanna karışır. Bu kanşma, kamu düzeni ve genel ahlak • Anayasa değişikliği tartışmalannı değerlendiren Selçuk, "Devlet ne din öğrenimi yapar ne de topluluklann din ögrenimi yapmalanna kanşır" dedi. Anayasadaki 'Kutsal devlet" terimi Selçuk'a göre ttalyan faşizminin uzantısı. gibi durumlarda söz konusu olabilir" de- di. Anayasanın çok tartışmalı 24'üncü maddesinin bu anlayışla yenıden kaleme alınmasını öneren Selçuk. 44 Laik bir dev- lette din bilgisi dersi zorunlu kılınamaz. Zorunlu kılındığı takdirde bu durum. la- iklikk sürtüşmenin de ötesinde çatışır" görüşünü savundu. Yargıtay Dördüncü Ceza Dairesi Başkanı Selçuk. güncelli- ğini koruyan anayasa değışiklikleri çalış- malan kapsamında görüş ve önerilerini açıklarken bu önerilerini kendisinedanı- şan bazı siyasi parti yöneticilerine de ilet- tiğini bildirdi. Selçuk, anayasanın en tar- tışmalı bölümleri arasında yer alan "Baş- langıç" kısmının şu şekilde yazılmasını önerdr "KayıtsızkoşuDarTürkulusuna ait egemenliğe, hukukun üstünlüğüne, in- san haklannın ve özgürlükJerinin önceli- ğine, uygarca iş bölümüne ve işbirliğini yansıtan erkler aynlığı ilkesine dayah, ka- tılımcı, özgürlükçü ve çoğulcu demokra- Demokrasi Platformu'nun karanyla işçiler ve kamu çalışanlan iş bıraktı lstanbııloktykmnapmtesto• On bir meslek ve kitle örgütü üyeleri yurt çapında iki saat süreyle iş bırakırken dünü "yas günü" ilan ettiler. Haber Merkezi - tstanbul'da- ki olaylarda iktidarı "yetersiz" bulan. aralarında Türk-Iş, DİSK ile 11 demokratik kitle ögütü ve meslek örgütünün yer aldığı De- mokrasi Platformu'nun karany- la işçiler ve kamu çalışanlan dün yurt çapında iki saat süreyle iş bıraktı ve dünü "yas günü" ilan etti. DtSK Genel Başkanı Rıd- van Budak. "Endişemiz, vatan- daşımızın hezeyanı değiL esas bunlar karşısında tedbiıü olnıa- « gereken gıivenlik güçlerinin fazlaca hevecanı ve gereksiz sal- dırganlığıdır" dedi. Türk-Iş de bir an önce değişikliklerin ya- pılması ve ülke sorunlannın çö- ziimüne "öncelik verilmesi" ko- nusunda hükümeti uyardı. Türk-tş Başkanlar Kurulu, te- rör eylemlerini lanetleyerek. "Halkımız ve Türk-tş öncülü- gündeki işçi sınmmız, 12 Eylül öncesinin oyunlanna gelmeye- cektir" açıklamasını yaptı. "• rstartbul'da yaşanan olaylann •^JJO ve nefret yaratnğının"vur- gulandığı bildiride, şöyiedenil- di: "Başkanlar Kurulumuz, kab- ve katiiamını gerçekleştiren sal- dırganlan olduğu kadar, hallo- mızın haklı tcpkisini başka amaçlaria kuUanmaya çahşan U- legal örgütleri de laneriemekte- dir. Güvenlik güçlerimiz, tçişle- ri BakanlığTmız ve hükümeti- mİ7 ise, gelişmeleri olaylar büyü- meden önlemede yetersiz kal- ş Bıldiride. hükümet içindeki değişikliklerin biran önce so- nuçlandınlması ve sorunlara el atılmasının önemine dikkat çe- kildi. Türk Mühendis ve Mimar Odalan Birliği (TMMOB) Ge- nel Sekreteri Alpaslan Ertürk, tstanbul'da yaşanan katliamla- nn hedefinin. bu topraklar üze- rindeki "kardeşcevaşamaumu- du"nun yokedilmesi olduğunu vurguladı. Ertürk, olaylann bi- rinci elden sorumlusu olan Içiş- leri Bakanı, vali ve emniyet mü- dürünün görevden alınmasını is- tedi. Gaziosmanpaşa Gazi Mahal- lesi ile Ümraniye Kemal Atatürk mahallelerinde meydana gelen olay lar tstanbul'da kınandı. DlSK'te örgütlü işçilerle Kamu Çalışanlan, Demokrasi Platfor- mu karan uyannca, dün sabah 09.00'dan itibaren iki saat iş bı- DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak. Türkiye'de barışın biriiğjn \e bütünlüğün sağianması için uyan görevi yapükiannı söyledi. rakarak ve işyerlerindebildıriler okuyarak "Gaziosmanpaşa ve Ümraniye katliamlanm" lanet- lediler ve dünü "yas günü" ka- bul ettiler. Gazi Mahallesı'nde ise dün esnaf "Demokrasi Plat- formu n nun ilan ettiğı genel yas kararını desteklemek amacıyla kepenk kapattı. Gaziosmanpaşa ve Ümrani- ye'de yaşanan olaylan protesto etmek üzere alınan karara DİSK, örgütlü olduğu fabnka- larda bildiriler okuyarak katıldı. Kamu çalışanlan ise ağırlıkla belediyeler ve hastanelerde saat 09.00 ile 11.00 arasında iş bı- raktılar. DlSK Genel Merkezi önünde dün sabah bir basın açıklaması yapan Rıdvan Budak. Türki- ye'de banşın birliğin ve bütün- lüğün sağlanması için uyan gö- revi yaptıklannı söyledi. İki sa- atlik iş bırakma kararı ise yo- ğunlukla belediye ve hastaneler- de uygulanabildi. Demokrasi Platformu'nca hazırlanan ortak bildiriyi okudular. Bildiride sal- dınnın bir gerekçesinin de "de- mokratikleşme önlemlerinin ha- yata geçmesini engeUemek" ol- duğu savunuldu. Gazi Mahallesi'nde de dün esnaf "Demokrasi Platfbr- mu"nun ilan ettiği genel yas ka- rannı desteklemek amacıyla ke- penk kapattı. dükkânlara siyah kumaşlar asıldı. Bu arada ölen ve yaralananlann ailelerıne yar- dım toplamak amacıyla Iş Ban- kası Küçükköy Şubesi'nde 10863440295575 numaralı he- sap açıldı. Geçen perşembe günü olay- lan yerinde incelemek amacıy- la gittikleri Ümraniye'de gözal- tına alınan SlP Genel Başkanı Aydemir Güler ile bir grup par- tiİi, dün sorumlular hakkında Üsküdar Cumhuriyet Savcılı- ğı'na suç duyurusunda bulun- dular. Gaziosmanpaşa'daki olaylann ardından dün Şener Özer ve Yılmaz Çav'ın gözaltı- na alındıklan bildirildi. Gaziosmanpaşa olaylan dün Adana'da ise grevde olan tekstil işçileri tarafından protesto edil- dı. siyi amaçlayan bu anayasa. Uluslarara- sı çıkarlarını koruma ve 'yurtta banş ve dünyada banş' ilkelerine bağlı, diinya ııluslar ailesinin eşit ve onurlu bir üyesi olan Türkiye Cumhuriyeti devletin, ül- kenin ve ulusun bölünmezliğine, ta- rihsel, manevi ve ulusal dayanışmaya ve degerlere, Türk yurdunun kurtan- cısı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuru- cusu. büyük önder ve eşsiz kahraman Atatürk'ün ölürasüz anısına, bu bi- linçten esinlenen milliyetçiliğe, sonsu- za dek yaşayacak olan Türkiye Cum- huriyeti'ne, Türk ulusunun gönenç ve mutluluğunu gerçekleştirme ve çağcıl uygarlık düzeyini yakalama ve onu aş- ma ülküsüne gönülden bağlı, kaderde, kıvançta. tasada \e yukarıda- ki ulusal ülkülerde ortak erde- me ve özgürlüğe inanmış Türk çocuklarının duyarlı bekçiliği- ne emanet edilmiştir." Selçuk, bu değişiklik önerisi- ni, "Anayasa meminden sayılao 'başlangıç' kaleme aiınırken maddelerde yer alan kesimler çı- kanlmış, yansız devlet ve bireyi ön plana çıkaran özgürlükçü, ço- ğulcu, demokrasi ilkeleri gözeti- lerek, ttalyan faşizminin bir uzantısı olan (kutsal devlet) teri- mi dışlanmıştır" şeklinde gerek- çelendırdi. Din dersi sorunu Selçuk, anayasa değışiklikleri çalışmalannda siyasi partiler arasında en önde gelen uzlaş- mazlık konusu olan 24'üncü maddeyle ilgili önerisinde ise la- ık devlette din derslerinin zorun- lu olamayacağına dikkati çekti. Doç. Dr. Selçuk. bu konuya iliş- kin açıklamasında da şöyle de- vam etti: "Laikiik ilkesini benim- seyen demokrat bir devlet Bütün görüş ve inançlar karşısında eşit uzaklıktadır \e yansızdır. Bunun doğal sonucu olarak devlet. ne din öğrenimi yaparA aptırır ne de başkalannın, topluluklann din öğrenimi yapmalanna kanşır. Bu kanşma. kamu dü/eni. genel ah- lak gibi durumlarda söz konusu olabilir. Eğer devlet okullannda din bilgisi derslcrinde direnilrvor- sa, bu laiklik ilkesiyle en az sür- tüşecek biçimde olmaudır. Bu takdirdedevletin din bilgisi öğre- nimini denetlemesi doğaldır. An- cak laik bir devlette din bilgisi dersi zorunlu kıhnamaz zo- runlu kılındığı takdirde bu du- rum, laiklikle sürtüşmenin de ötesinde, çatışır." 24'üncü madde önerisi Yargıtay Daire Başkanı Sel- çuk'un 24'üncü maddeye ilişkin değişiklik önerisi şöyle: "Her- kes, vicdanı, dini inanç ve kani özgüriüklerine sahiptir. Kamu düzenine ve genel ahlaka aykın düşmemek koşuluyla herkes, inandığı gibi yaşamakta ve dini ibadet vetöreıilere katılmakta öz- gürdür. Hiç kimse ibadete ve di- ni törenlere kaülmaya görüş ve inançlannı açıklamaya zorlana- maz. Bu görüş ve inançlanndan dolayı kınanamaz ve suçlana- maz. Din bilgisi ve ahlak öğre- nimleri, küçükler adına yasal temsilcilerinin ve kendi adla- rına erginlerin yasada öngörü- len süre içinde yazılı başvuru- lan bulunmak ve devletin de- netimi altında yapılmak koşu- luyla ilk ve orta öğrenim ku- rumlarında okutulan dersler arasında yer alırlar. Bu dersle- rin içerikleri laikiik ilkesi göze- tilerek >asa ve yönetmelikler- ce belirlenir." GUTVDUZ GOZUyLE MELİH CEVDET ANDAY Açıklamalar Osmanlı tarihçileri, her yenilgiyi, her başkaldınyı, her ka- nşıklığı açıklamaya kalktıklannda şu beylik nedenlen sıra- layıverirler: Yukarı katın eğlenceye düşkünlüğü, pahalılık, rüşvet, vurgun, adam kayırma... Ama bunlar hiçbir zaman eksik olmamıştı ki, belli bir ye- nilgi, belli birkanştklıkyadabaşkaldın için inandıncı birge- rekçe olarak kullanılabilsin! Alevi yurttaşlanmızın saldınya uğramaları sonucu ortaya çıkan olaylar dolayısıyla yetkililerce yapılan açıklamalar da Osmanlı tarihçilerinin beylik gerekçelerini anımsatıyor. Şunlara bir göz atalım: Deniyor ki, "/ç ve dış odaklann kışkırtmasıyla karşı kar- şıyayız. Aman dikkatli olun!" Ne yüzeysel, dahası ne boş bir açıklamadır bu! Iç ve dış odaklann neler olduğunu, kimler olduğunu bilemedikten sonra nasıl rahat edebiliriz! Iktidariarın her ülkede haber al- ma kuruluşlan vardır ve bundan ötürü yöneticiler olaylan önceden bilip önlem alırlar, bunu yapamadıktan sonra, Os- manlı tarihçisi gibi, ezbere nedenler söylemek ne saçma- dır! Şu da var; bir olayın, bir kışkırtmanın her zaman ya iç, ya dış bir nedeni vardır ya da bunların ikisi bir aradadır; ayn- ca iç ve dış bölümlemesı, nedeni göstermez, nedenin çe- şitliliğini belirler. Demek bunu bir açıklama sayamayız. Ayrıca Türkiye, tarihi boyunca "Alevi kıyımı" diye bir ola- yı yaşamıştır. Sünni iktidar Alevilere kıymıştır. Bugüne gel- diğimizde, Diyanet işleri Bakanlığı'nın bir Sünni mezhep başkanlığı olduğunu ve din dersleri adı altında Sünni mez- hebınin inançlannın öğretildiğini biliyoruz. Budurumda Ale- vi yurttaşlara, "Kışkırtmalara kapılmayın!" demenin bir an- lamı var mıdır? Türkiye'de dınsel politika, Sünni mezhebinın iktidar ol- ma hırsını gösteriyor. Konuyu "ıç ve dış odaklar" diye kar- maşıklaştırmaktansa bu gerçeği değerlendirmek daha doğ- ru olur. Son zamanlarda oldukça sık kullanılan açıklamal^rdan bi- ri de, kıskanıldığımız. Kalkındığımız için düşmanlar bizi kıs- kanıyorlar ve anarşik olaylar çıkararak bizi yolumuzdan alı- koymak istiyortar! Bu da boş bir açıklama. ; • Çünkü kalkındığımız filan yok, aynca hiç kıskanılacak du- rumda değiliz. Kalkınan bir ülkeyi kıskanma diye adlandı- nlabilecek birolaydan sözeden hiçbir tarih kitabı yoktur. Hü- kümet demokratikleşme paketıni gerçekleştiremedi daha, hep hazırlık içinde. Bu durumda dış odaklann demokrasi- mizi kıskandıklannı nasıl söyleyebiliriz! Cumhurbaşkanımız Gazi mahallesi, Ümraniye olaylan dolayısiyle Hindistan'dan yolladığı demeçte, "Korktuğum başıma geldi" diyor. Bir baba, "Bızim çocuk derslerine ça- lışmıyordu, sınıfta kalacak diye korkuyordum, korktuğum başıma geldi" diyebılır, ama bir devlet başkanı diyemez. Onun korktuğu an önlemlerini alması gerekir. Son olaylann gerçekten bir Sünnı-Alevi çatışması ol- duğunu mu söylemek ıstiyorum? Hayır. Ali ile Muaviye arasındaki kanlı çatışmalan, bugün burada, Türkiye'de çözmeye kalkma şaşkınlığını yurttaş- larımıza yakıştırmak ayıp olur. Elbette kışkırtma var, böyie olduğuna göre kışkırtıcılar da vardır, ama bu gerçeği "iç ve dış odaklar" diye süsleyerek örtbas etmeye gerek yok. Çaresizliğin anlatımıdır bu. Bugün tanık olduğumuz üzücü olaylar geçecektir, unutulacaktır elbet; ama, devlet bunlardan ders almalı ve devlete yakışanı öğrenmeye bakmalıdır. Kaymakamlık izin vermedi îzmir'de Kitap Şenliği yasaklandı LATtFSANSÜR KUŞADASI - Ceşitli kitle ör- gütü. oda ve kuruluşun ortakla- şa düzenlediği Kuşadası 1. Ki- tap Şenliği ve Pul Sergisi Kay- makamlıkça yasaklandı. Arala- nnda Aziz Nesin \ e Muzaffer İz- gü'nün de bulunduğu 15 yaza- nn katılacağı kitap şenliğinin "güvenlik" nedeniyle iptal edil- mesine tepki gösteren düzenle- me komitesi üyeleri karan sert bir dille kınadılar. 27 mart günü başlayarak üç gün sürmesi planlanan Kitap Şenliği. Kuşadası Kaymakamı Ekrem Ozsoy tarafından iptal edildi. Kaymakam Özsoy. lstan- bul'daki olaylardan sonra şenli- ğin sabote edileceği y önünde duyumlar aldıklannı bildirdi. Şenlik Düzenleme Komitesi Başkanı HalukTosunlarise şen- liğin. çocuklan ve gençleri ki- tapla tanıştırma amacı taşıdığı- nı belirterek şunlan söyledi: "Şenlik çerçevesinde, ilk ve orta- okullarda >azariann öğrencüer- le tanıştınimasını. > azariann eserlerinden marianan ovunb- nn sahnelenmesini planhyor- duk. Çevre bekle ve köyiere şen- lik etkinlikkrinin taşınmasına önem verdik. Vazarlarla söyleşi ve imzalar ile tiyatro oyunlan, köy ve beldeokullannda gerçek- leştirOecekti. Yazar Muzaffer tz- gü'nün yaşamını konu alan "Zıkkımın Kökü" filminigöste- rime sunacak. >azariann geniş kitlelere ulaşmasına çalışacak- tık. Kuşadası'nın salt dolar ve markla anılan ticarethane ol- maktan çıkıp, kitapla anılan bir üçeolmasına basamak oluşrura- cağı düşüncesindeydik. Ancak kay makamlığımı/ şenliğeçokkt- sa bir süre kala iptal karan aldı. Bu karan güvenlik nedeniyle al- dıklannı biküren üç saOrhk ya- zıdan başka bilgi verilmedi". KONUK Y/^Z/İR/SAÎMAÇSKGÖZMiUiEgitimBakanhğıBaşmü^ttişi D iyanet Işleri Başkanlığı Kuran Kurslan Yönetmelıği'nin (R.G. 16.11.1990-20697) kimi maddelerinde değişikler yapıldı (R.G.29.01.1995-22186). Böylece güncellik kazanması nedeniyle hem asıi yönet- meliğin ve hem de bu yönetmelik üstünde yapı- lan değişikliklerin yasal ve eğitsel boyutlannı ortaya koymakta yarar bulunmaktadır. Yönet- melik, "Kuran kurslannın açıltş, egitim. öğre- tim, yönetim ve denetim işjerini, çahşma usul ve esaslannı"düzenlemek amacıyla çıkanlmıştır (md. 1). Bu maddede eğitim, öğretim sözcükle- rinin geçmesınin yanı sıra öteki maddelerde de öğrenci(md. 4), müfredat programnmd. 21), SH nav (md. 28) gibi eğitim terim ve kavramlannın yer alması, bu kurslarda yürütülen etkinliğin eği- tim olduğunu tartışmasız kılmaktadır. Ortada bir eğitim etkinlığinin bulunması, doğal olarak bu etkinliğin yürürlükteki yasal kurallar ıçındekı konumunun belirlenmesi zorunluluğunu getir- mektedır. I. Yasal konum Sözü edilen yönetmeliğin, 633 sayılı Diyanet Işlen Başkanlığı Kuruluş ve.Görevleri Hakkın- da Yasa'ya dayanılarak çıkanldığı belirtılmekte- dir (md. 3). Diyanet Işleri Başkanlığı'nın kuru- luş ve görevlerini düzenleyen anılan yasada. bu kurumun gerektığinde okul ve kurslar açarak eğitim etkinliği de yürütülebileceğine ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Yönetmelikte. ^aft ya- sanın adından söz edilmekle yetınilip hangı mad- desine dayanıldığmın bildınlmemiş olması da bunu göstermektedır. Adı geçen kurumun çıkar- dığı Din Işleri Yüksek Kurulu Görev ve Çalış- maYönetmelıği'nde(R.G. 15.06.1993-21608). yasal dayanak olarak anılan yasanın 5'inci mad- desi göstenlmiştır. Yönetim hukukuna ve anaya- saya göre yönetmelikler. "kanunlann ve rüzük- lerin uygulanmasını sağlamak üzere" çıkanlan düzenleyici metinlerdir (md. 124). Bu bakım- dan yasada ve tüzükte yer almayan bir konuda Kuran kurslannın denetimi sorunuyönetmelik çıkanlmasının da söz konusu olma- ması gerekir. Öte yandan, 430 sayılı Öğretim Birliği Yasası'nın (Tevhid-ı Tedrisat Kanunu) "Türkiye dahilindeki bütün müessesatnflmiye\e tedrisiye,Maarif\'ekâleti'nemerbuttur''(md. 1) biçimindeki hükmüne göre, yükseköğrerım ku- rumlan ile asken okullarda bu bakrmdan, uygu- lanması gereken bir yasa ya da tüzük hükmünün bulunmadığı bir durumda yönetmelik çıkanlma- sının da söz konusu olamayacağı açıktır. 430 sa- yılı Öğretım Birliği Yasası'nın (Tevhıd-ı Tedn- sat Kanunu) "Türkiye dahilindeki bütün mües- sesat-ı ilmiye vetedrisiye.MaarifVekâleti'ne tner- buttur" (md. 1) bıçımındekı hükmüne göre, yük- seköğretım kurumlan ile asken okullar dışında kalan tüm eğitim kurumlannın Millı Eğitim Ba- kanlığı'na bağlı olması zorunludur. Kuran kurs- lan Diyanet Işleri Başkanlığı 'ncaaçılmakta, yö- netilmekte ve denetlenmektedir. Yasanın deyi- şiyle Millı Eğitim Bakanlıği'na bağlı (merbut) değildirler. Bugün başka bakanlık ve kurumlara bağlı ilk ve ortaöğretım düzeyınde okulların bu- lunduğunun örnek göstenlmesinın de yasaya ay- kınlık gerçeğını etkılemeyeceğı ve değiştireme- yeceği açıktır. Bu noktada. gerek 1961 Anaya- sası'nın 153"üncü ve gerekse 1982 Anavasa- sı "nın 174'üncü maddelenyle sözel olarak koru- ma altında tutulan bu yasanın uygulamadakı ta- lihsizliğini vurgulamadan geçmek de olanaksız- dır. Bir başka aykınlık, Kuran kursu programlan- nın hazırlanmasında hangi kurumun yetkilı ol- duğu noktasmda odaklanmaktadır. Yönetmeli- ğin "Kurslarda Başkanlıkça hazırlanan müfre- dat programlan uygulanır" (md. 21) kuralına göre Diyanet Işlen Başkanlığı yetkilıdır. 3797 sa- yılı Millı Eğitim Bakanlığı Teşkilat \e Görev le- ri Hakkında Yasa ise başka bakanlık. kurum ve kuruluşlarca açılan eğitim kurumlanrun prog- ramlannın ılgilı kurumla bırlikte Millı Eğitim Bakanlığı'nı yetkili kılmakta: hazırlanan bu programlan onama yetkısıni de yine Millı Eği- tim Bakanlığf na vermektedir (md. 3'd). Ders kıtaplan konusunda da benzer bir çatışma var- dır. Anılan yasa, ders kıtaplannı ınceleme. ge- lıştırme ve uygunluk karannı vermede Talim ve Terbıye Kurulu'nu görevli ve yetkili saymasına (md. 8, e) karşın yönetmehğe göre bu yetki, Di- yanet Işleri Başkanlığı'ndadır (md. 21). 1739 sayılı Mılli Eğitim Temel Yasası, eğıti- mın düzenlenmesınde temel alınacak amaç ve il- kelen, eğitim sistemınin genel yapısı, öğretmen- lik mesleğı, okul bina ve eklentileri, eğitim araç ve gereçlen konulannda genel yaklaşımlan ku- rallara bağlamak amacıyla çıkanlmıştır. Devle- tin eğitim ve öğretim alanındaki görev ve so- rumluluğunun ne olduğu yasada belırlenmiştır. Bu görev ve sorumluluğun içine gozetim ve de- netim yetkisi de giımektedir (md. 1). Yasa. de- netım konusuna iki maddesinde değinmiştir. Il- kınde "Resmi,özelvegönüllü her kuruluşun eği- timle ilgili faaliycderi. rnilli eğitimin amaçlanna uygunluğu bakımından Milli Eğitim Bakanh- ğı'nın denetimine tabidir"(md. 17) denilmekte- dır. Ötekı madde ise "Eğitim ve öğretim hizme- tinin. bu kanun hükümlerine göre devlet adına v üriitülmesinden, gözetim ve denetiminden Mil- li Eğitim Bakanlığı sorumludur" (md. 56) biçi- mındedir. Maddelertartışmayaveyorumugerek- tirmevecek ölçüde açıktır. Buna göre özel ya da tiizelkişilerce ya da kamu kurum ve kuruluşla- nnca herhangı bir eğitim etkinliği yapılmakta ve yürütülmekte ise bunun denetimi yetkisi Milli Eğitim Bakanlığf ndadır. Ne var ki yönetmelik, bu konuda yasal bir hüküm yokmuşçasına "Kurslann denetimi, Diyanet İşleri Başkanİığı'na atttir" (md. 12) kurahnı taşımaktadır. Diyanet Iş- leri Başkanlığı bu yetkısıni müdürler, müftüler ve müfettişleri eliyle kullanacaktır. Yönetmelik- le üstlenılmiş olan bu görevın tam ve doğru ola- rak yapılabıleceğine inanmak güçrür. Çünkü eği- tim, özel uzmanlık isteyen bir alandır; eğitim de- netimi de onunla bağlantılı olmakla birlikte yi- ne ayn bir alandır. Bunu görmezden gelmek, bir anlamda bilimi yadstmaktır. Mılli Eğitim Ba- kanlığı Teftiş Kurulu Tüzüğü gereğmce müfet- tış yardımcılığı smavına girecek adaylarda en az on yıl öğretmenlik yapmış olma ya da beş yıl öğ- retmenlik yaptıktan sonra en az üç yıl yönetici- lik görevinde bulunma koşulunun aranması bo- şuna değıldir (md. 12). Sanınm bu yanlış düzen- leme, eğitimin ne olduğunun ya da ne olmadığı- nın bılınmemesınden kaynakJanmıştır. II. Değişikliğin kapsamı Başta değındiğım üzere yönetmeliğin kımi maddelennde değişikliğe gıdilmiştır. Değişik- likle önerilen bınanın kursa elverişliliğıni ve o yerde kurs açılmasına gerek olup olmadığını sap- tamaya yetkili başkanlık müfettişleri ve Din Eği- tim Dairesf mn yaruna müftülük de eklenmiş; kurs açılması için koşul olan 20 öğrenci sayısı 15'e ındınlmıştir. Bu değişikliğin önemlı olan yanı, seçmeli ders uygulamasının getirilmiş olmasıdır. Yüzünde okuma çahşması yapılan kurslar haftalık 30 sa- at üzennden planlanacak: bunun 18 saati Kuran- ı Kerim'e, 1 saatı ltıkat'a, 3 saatı lbadet'e. 1 sa- ati Siyer'e ve yine 1 saati Ahlak'a aynlacaktır. Kalan 6 saatınde ise çevre koşulları. gereksınim v e öğretıci durumuna göre. verilen lısteden müf- tülükçe seçılen seçmeli ders ya da dersler oku- tulacaktır (md. 27/a). Sayılan seçmeli derslenn bu kurslarda verilip verilmeyeceğine gecmeden önce Kuran kurslannın ne yapmak, neyi öğret- mek için açıld'klannı ortaya koymak gerekmek- tedır. Yönetmehğe göre bu kurslarda; "a) Kuran- ı Kerim'i... yüzünden okumavı öğretmek, b) Ku- ran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumavı sağlayı- cı biljzileri uygulamah olarak öğretmek,c)tbadet- ler için gerekli sure. âyet ve dualan... ezbenetmek, d) Hanzlık vaptırmak. e) tslam dininin inanç, iba- det ve ahlak esaslan... hakkında özlü bilgiler ver- mek" (md. 10) amaçlanmaktadır. Çizilen bu çer- çevenin içinde kalan etkinliklerin tümü dinsel özellıktedır. Işte bu noktada seçmeli derslerin niteliği önem taşımaktadır. Seçmeli dersler lis- tesi. bugün ilk ve ortaöğretimde genel kültür der- si sayılan Türkçe, Tarih, Coğrafya. Matematik, Fen Bilgisi, Resim, Müzik, Beden Eğitimi, Ya- bancı Dil olarak başlamakta, Yüzme, Güreş, Te- nis, Model Uçak-Gemı Yapımı, TV Sesçilıği, TV Resim Seçıciliğı gibi meslek edindinneye yönelik derslerle sürerek 55 rakamında sona er- mektedır. Özellikle genel kültür derslerinin öğ- retimı, özel uzmanlık bilgi ve yeterliğine sahip olmayı gerektirmektedır. Her dersin bir özel öğ- retim yöntemı vardır. Bunlar bu gün öğretmen yetiştıren kurumlarda ders olarak okutulmakta- dır. Bu yeterliği kazanmamış birisinin, Türkçe dersi okutmaya kalkmasının zarannı kestinnek güçtür. Kaldı ki bu derslerin öğretimi, öğretmen- lik mesleğı içine giren işlevdir. Oysa yönetme- likte bir kez bile öğretmen sözcüğü geçmemek- tedir. Doğrusu budur; çünkü Kuran kursunda öğ- retmen yok. öğretid vardır. Oğretici de öğretmen demek değildir. Kuran kursunda Bilgısayar ya da Süs Bıtkilen dersi vermenin hiçbir anlamı yok- tur. Zaten bugünkü bina ve oğretici kadrosu ile bunun gerçekleştinlmesi de olanak dışıdır. Üs- telık bu yaklaşım. yönetmelikte öngörülen ama- cı ile de bağdaşmamaktadır. Bu yönüyle yasal metin düzenleme teknığıne de aykındır. Bu kül- tür ve becerıler. ısteyenlere halk eğitim merkez- lerindC verılmektedir. Kuran kurslannın. alanı dışına çıkarak ilgili olmadığı konulara girmesi yersiz veyanhştır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear