29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
»YFA CUMHURİYET 14 MART1995 SALI HABERLER öşan, senbest bırakıldı • KOlNTA(Cumhuriyet) - Bayram namazı öncesı \;rdiği vaazda TBMM'yi. Türk adaletini ve Seydişehir Adlıyesi'ni çifte standart tr.gulamakla suçladığı ve küçük düşürücü sözler söylediği ıddiasıyla Seydışehır Savcılığı'nca tutuklanan Müftû Abdülkadir Taşan dün 30 milyon lira kefaletle serbest bırakıldı. Bu arada ilçede dün de gergin saatleryaşandı. İlçede genış gûvenlik önlemleri alındı ve duruşma sırasında adliye önünde toplanan 2 bin kadar kişi karann açıklanmasından sonra sessizce dağıldılar. ANAP'ta teyp • DENİZLİ (Cumhuriyet)- ANAP Genel Başkanı Mesut -"Yılmaz'ın olağanüsrü hal konusundakı tavırlannı belirlemek ıçin mıllervekillenyle yaptığı toplantıda unutulan ses kâyıt cıhazlan paniğe neden oldu. Mesut Yılmaz, önceki gün Pamukkale'de 3 gün süren toplantılann sonuç bildırgesını bır toplantıyla açıkladı. Toplantının ardından Yılmaz. mılletvekilleri ve Merkez Karar \e Yönetım Kurulu (MKYK) üyelenyle olağanüstü hal konusunda tavır belirlemek üzere toplanırken 2 gazetecinın, teyplenni masada unuttuklan anlaşıldı. Toplantının ardından gazeteciler 'ajanlıkla" suçlanırken ANAP Basın ve Propaganda Başkan Yardımcısı Yaşar Okuyan, 2 cihazdaki kasetlere el koydu. Kanada'daki işçilene müjde • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Çalı^ma ve Sosyal Gûvenlik Bakanı Nihad Matkap, Kanada'daki Türk işçilenn, sosyal gûvenlik sıstemlerinin düzenlenmesi amacıyla eylül ayında Kanada hükümetiyle bir anlaşma ımzalanacağını bildırdı. Matkap, anlaşmayla. Kanada'daki Türk ışçiİerinin sosyal gûvenlik hızmet sürelerine, Türkiye'de çalıştıklan dönemlenn de ekleneceğini söyledı. Alevilere hakaret davası • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Süper Turnike adlı yansma programında Alevilere hakaret ettiği gerekçesiyle, bazı Alevi vatandaşlarca Güner Ümit hakkında açılan 3'er milyon liralık 103 ayn tazminat davasmdan 8'inın daha görüşülmesine başlandı Ankara 9 ve 13. Asliye Hukuk mahkemelenndeki dünkü duruşmalar Ümıt'ın adresinin saptanması amacıyla ilgıli cumhunyet savcılığına yazı yazılması amacıyla başka bir güne bırakıldı. Prof. Lök: İşkence resmi • MUĞLA (Cumhuriyet- Türkiye tnsan Haklan Vakfı İzmir Temsilcisi Prof. Dr. Veli Lök. Insan Haklan Derneği Muğla Şubesi Genel Kurulu'nda ışkencenin tanı ve tedavi yöntemlerini anlattı. Prof. Lök, yetkililenn açıklamalanna karşın Türkiye'de işkencenin sistematik olarak ve resmı makamlann bilgisi içinde sürdüğünü söyledi. Tabip odalannın işkcnceyle ilgili verdiği raporlann mahkemelerce kabul edilmesinin sevindıricı olduğunu vurgulayan Veli Lök, "Işkenceye maruz kalanlar bıze başvursunlar" dedi. 10-15 yıl önce yapılan işkencenin büe tespit edıldiğmı anımsatarak Insan Haklan Vakfı'nın 1980 yılından beri sürdürdüğü çalışmalann işkencede caydıncı rol oynamaya başladığını söyledi. Bosna parası samkları • SI\AS (AA>- Türkıyette toplanarak Almanya'daki Mıllı Görüş Teşkilatı tarafından tekrar Türkıye'>e göndenlen Bosna yardımlannı aldıklan tespit edilen Sedef Kaya ve Safiye Gök, Sıvas Cumhunyet Savcılığı'nın tüm çağnlanna rağmen. ifade vermeye gelmedıler. Soruştuşturmayı yürüten Seydişehir Cumhuriyet Savcılığı, Brüksel'den göndenlen Bosna yardım paralannı Türkiye"de değişık ıllerden 55 kişinin aldıgını tespit ederek soruşturmayı genişletti. Hoşgörünün taıilısel düşmaıılan • Bosna-Hersek'teki Müslüman Boşnaklara saldıran Sırp milliyetçileriyle Gaziosmanpaşa'da Alevilere saldıran yobaz teröristler arasmda, biz kurmasak bile tarih gereken bağlantıyı kuracaktır. OKTAY EKİINCt Bosna-Hersek'teki etnik ça- tışmalara ve özellikie Müslü- man Boşnaklar üzerindeki soy- lanma seyirci kaldıklan ıçin Ba- tı'yı ve AvTupa'yı haklı olarak eleştıren Türkiye, kendi sınırla- n içindeki benzersaldınlara en- gel olamıyor. "Benzer" dıyorum, çünkü ge- rek geçenlerde üniversıtede ger- çekleşen olaylar. gerekse önce- ki akşam Gaziosmanpaşa "da sergilenen kanlı saldın. tıpkı Sırplarm yaptığı gıbi bazı ınsan- lıkdışı şo\en çevrelerin "kendi- leri>Je farkJı diişünen ve farklı kültürleri olan" topluluklara ya- şama şansı tanımama çabalann- dan kaynaklanan 'Zamanlamaya dikkat' Ramazanda oruç turmajan öğrencıleri "düşman" gören bu çevreler, geleneksel yaşam bi- çımlen ve dünya görüşlenyle \a- iklikten ve ınsan sevgisinden yana olan Alevileri de kendı çağ- dışı beklentılen önünde en cıd- di engel sayıyorlar... Gümrük bırlığı süreciyle bır- likte yeni bir ivme kazanan de- mokratikleşme çabalanyla Ale- vilere yöneİik bu son saldınnın '"zamanlaması" arasmda acaba bir ılişki varmıdır? Ömeğin, Avrupa ülkeleri ile daha 1990 yılında ımzaladığı- mız AGİK Deklarasyonu'ndakı (Paris Şartı) "Toplumdaki bü- tün siyasi, dinsel ve küitiirel inançlar güvence altına alına- caktır" şeklındekı temel de- MHP rahatsız Alevilere sıkılan kurşunlann ardından ister istemez gelişen sosyal tepkileri "terörie" aynı kefeye ko>Tnak, sonuç olarak demokra- siye ve Türkiye'nin onuruna saldıranlan bir anlamda "koUamak" ve "yüreklendirmek" anlamına gelmiyor mu? mokratikleşme kuralının, şimdı artık mutlaka yaşama geçirilme- si gerektığınden belli çevreler kaygı mı duymaktadır? Ya da yine. örneğın UNES- CO'nun -Külrürel Getişmenin Dünya On YdT( 1989-11997) ey- lem programındaki "Bütün kül- türler eş saygınlıktadır" ilkesı, ülkedeki bu kaosun ve gerilimin sürmesınden yana olan şu veya bu yöndekı çıkar çevrelerini ra- hatsız mı etmektedir? 'Akıl almaz aymazlık' Gaziosmanpaşa'da Alevı yurttaşlanmızın toplandığı me- kânlara yapılan son saldın da açıkça gösteriyor ki, bu sorula- nn vanıtı ne yazık kı "evet" şek- lindedır. Türkiye'nin demokra- sıye. ınsan haklanna ve çağdaş uygarhğın tüm erdemlenne say- gılı ve bu değerlere sahip bır ül- ke olabilmesinın önündekı en büyük engel, yine Türkiye'nın bunun tersı akımlann yaygınlaş- ması karşısında gösterdiği akıl almaz aymazlık olsa gerek. Çünkü örneğin, yine üniversite- deki öğrencilere yönelen "tek taraflı" ve niyeti belli olan sal- dınyı hâlâ "sağ-sol çatışması" diye tanımlamak. aynı şekilde Alevilere sıkılan kurşunlann ar- dından ister istemezgelişen sos- yal tepkileri "terörle" aynı kefe- ye koymak, sonuç olarak de- mokrasiye ve Türkiye'nin onu- runa saldıranlan bir anlamda "koUamak" ve "yüreklendir- mek" anlamına gelmiyor mu? Türkiye. Bırleşmiş Millet- ler'in 1995'i "Hoşgörü Yıh"ilan etmesinde öncü rol oynadığı için haklı olarak övünüyor. Ne var ki yine Türkiye, eger bır hoş- görü geleneğine sahipse, bu ta- rihsel kımlığini ağırlıklı olarak "hangi kültürlere'" borçlu oldu- ğunu da anımsamak ve bu kül- tür zengınliğini koruyarak ya- şatmak zorundadır. Hoşgörünün mimarlan Fatih, lstanbul'u aldığında. Hıristiyanlara din ve inanç öz- gürlüğünü "özerklik" düzeyin- de tanıyarak hoşgörü kültürü- nün insaniık tarihindeki eşsiz örneğini sergiledi. Anadolu'daki hoşgörü zen- ginliğinin yine tarih içindeki mi- marlan da hiç kuşkusuz Alevı- lerdir ve ınsan sevgısini haksız- lıklara karşı çıkma erdemiyle yoğurarak uygarlık tarihine ge- çen bir halk edebıyatı ve külrü- rünü yaratmışlardır. Eğer bu son saldınnın yarat- tığı "gerilimi" de daha büyük çatışmalar ve acılar yaşanma- dan aşabilirsek, hiç kuşkusuz bunda da yine Alevilerin engin "Anadolu sagduyusunun" ve ül- ke sevgısinin payı büyük ola- caktır. Ulus olarak tarihsel bir sınav- dan geçiyoruz. Geçmiş değerle- rimize ve sevgiye dayalı uygar- lık binkimlerirruze. geleceğimız için de "esin kajiıağı'' olarak sa- hip çıkmanın belki de şımdi tam zamanı... (Jlkü Ocaklam'nın kapatılması giindemde • Genel Başkan Yardımcısı Rıza Müftüoğlu'nun önderliğindeki bir grup yönetici. Alpaslan Türkeş ile konuşarak son öğrencı oiaylanna kanştıklan gerekçesiyle partiye yönelik eleştirilere kaynak oluşturan Ülkü Ocaklan'nın kapatılması gerektiğini söyledi. KEMAL YURTERİ ANKARA-Başta Marmara Üniversitesı Göz- tepe Kampusu'nda olmak üzere. son günlerde çeşitliyerlerdeyaşanan öğrencı olaylannda, Ül- kü Ocaklan'nın adının geçmesi MHP Genel Merkezi'nı rahatsız etti. Bazı genel merkez yö- neticilerinin. Ülkü Ocaklan'nın kapatılmasmı istediği ögrenıldi. Ülkü Ocaklan'nın kapatılma- sını isteyen MHP'liler. "Son olav larda olduğu gi- bi birkaç kişi yü/Ünden partinin tünıüne eleşti- ri getiriliyor" görüşünü dıle getınrken, ocakla- nn kapatılmasına karşı çıkan MHP'liler de, di- ğer grubu •'Amaç liderlik vanşı. Partiv i, DYP'nin dümen suyuna sokanlar, liberal görüntü>ü bo- zuyor diye İlkücü Ocaklan'nı kapatmâk isti- yor"dıye suçluvorlar. Edinilen bilgiye göre. MHP Genel Başkan Yardımcısı Rıza Müftüoğlu'nun önderliğinde bır grup. MHP lıden Alpaslan Türkeş'e. Ülkü Ocaklan'nın sorun olmaya başladığını anlata- rak, bu kuruluşlann gelecekte de partiye sıkın- h vermesınden endişe duyduklannı ilertiler Tür- keş'in kararsız oldugu belirtılıyor. Ülkü Ocâklan 'nın kapatılması düşüncesi üze- rine harekete geçen ve çoğu Ülkü Ocaklan es- ki üyesi olan bir grup MHP'lınin, ocaklann ka- patılmaması için çalışma başlaftıklan öğrenildı. MHP kaynaklanndan edinilen bilgiye göre. Ül- kü Ocaklan'nın kapatılmasmı istemeyenlerin oluşturduğu grup, kapatılmasmı isteyen grubu, liberal olmak ve DYP'nin dümen suyuna gir- mekie' suçluyor. Müftüoğlu'nun yanı sıra Ge- nel Sekreter Yardımcısı Naci Memiş. Genel Baş- kan Yardımcısı Servet Turgut ve Keçiören Be- lediye Başkanı TurgutAltınok"un da aralanndan bulunduğu 'Ülkü Ocaklan karşıb' gruba muha- lıfolan 'Ulkü Ocaklanyanlısı' grubun özetle şu görüşlen dıle getırdığı belirtilıyor: "Başta Müftüoğlu olmak üzere, partiv i daha liberal bir çizgiye çekmek için Ülkü Ocaklan'nı kapatmâk istiyorlar. Son öğrencı olaylanna Ül- kü Ocaklan'nın adının kanşmasını ileri süre- rek, ocaklann partiye sorun yaratacağını savu- nuyoıiar. Ülkü Ocaîdan'nı. partiji DVT've pa- zarlama amaçlannın önünde engel olarak görü- yorlar. Bunun ardında vatan asıl gerçek, Tfir- keş'ten sonra partinin başına kimin geçeceğidir. Ülkü Ocaklan'nın kendi yanlarında olmadığını görenler, kapatılmasmı istemekte de sakınca gör- müyorlar. Ülkü Ocaklan kapatılırsa, bu gençler 'Nizamı Alem" ülkücülerine gider, RP'ye gider, birer militan olup çıkarlar. Son olavlarda başı çe- kenler Nizamı Alem ülkücülcridir. Bu olavlan Ülkü Ocaklan'na mal etmemelidirier. çünkü biz Marmara Ünhersitesi'nde etkili bile değiüz. Par- trvi liberal yapmak isterken, göriintüv ü bo/uvor diye Ülkü Ocaklan'nı kapatmâk istiyorlar." Ülkü Ocaklan "nın kapatılmasmı isteyen grup ise öğrencı olaylannı örnek göstererek, Ulkü Ocaklan üyesı olduğu belırtilen bazı kışılerden yola çıkılarak, partinin tümüne yönelik eleştiri- ler getirilmesinden şikâyet edıy or. ANADOLU ANONİM TÜRK SÎGORTA ŞİRKETİ YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞI'NDANi( •!;•) - • • . : , , - ' n . ; r Sıcıl Mo 4593/557 SıHtetHnım 1994 fooliyet yjlıylo ılgılı Oıtoktef Otejrnı 6ene( Kundu, w%ûk jömtemde lıeMen konoton görOşmet ûzere, V Morf 1995 Çorşomto gömJ soot 10 30'do, Istonbul'dc, Karoköy Rıhtım Coddesı, No 57 dekı Genel MOdûritt bmasındo mplonocgktK Bu topiannda Sırter Ano Sczleşmesı'nde yapJocol de^tsıklik mûzokere edJip karorc bağlanacaktir Bu konudo, Sırketımızın I. Teıtıp A Grubu ımtiyaztı hısse senedı sohıpıen gettel iuruk tk aynı gün, aynı yerde ve saol 1) 30'do, gundemın 10 moddejım gdrflsmek û;ere oynco toplcnocoktıı 1994 foaiıyet yılmo oıl Yönetım Kuruiu ve denetprapoftarı,bogımsız deneHeme kuruluşu ıopo'lon ile btlanço, kOr ve zorof hesdn, toplontıdon önceki ıkı hoftu sûresınce Sırket mericezınde ortoklofın ımelemesme hozir bulundurukıcaktir Toplontıloıo kotıiotnk ortüMofifnızın, ellennde bulunon hısse seneHennı veya bunlarc sohıp oJduklonnı gostenr belgelen, toplontı günûnded en aı bır hofta ön<e Ştrket meıkezıne revdı edeıek gırıs kartlarmı olmolcn ve yukcrKİo yazılı gün ve sootte toplonndo hozır bulunmalon nca olunur Toplonoteo vekikten kflfıtecak ortcrkionrmz farafındon Şırlehmıze vefilmesı geteten veköletnonıe ömeg'ı osoğıdo gösferilmışJit. OUĞAN GENEL KURUL GÜNOEMİ !- Boşionlık DMm'nın secımı m Ologun Senel üunsl fofrfonîı tumnoğının Soşkanlık Dnom'rKO tnuohmması ı(in yetkı venlmesı. 2- 1994 yıjmc aıt Yönehm Kurulu ve denetrjleı rapoclannın okunmosı. 3- 1994 yılı bıionçusu ile kflı ye zorar hesabmn ıncelenefek onoylorması v« Yönetım Kurulu öyelerı üe denetçılenn ıbralon. 4- 1994 yılı ktam doÇıtilnmt kt&kınia korar venlmesı ve dojrfım fonnmın tespıtınrje Vönefım Kuruhj'nun yettilı kılınmosı 5- Yıl ıcınde boşalon Yönetım Kurulu ûyeiiklenne Türk Tıcaret Kanunu nun 315 ve Ano Sözleşme'nın 18 moddesı gefeğı seçıkn ûyelenn, ûyebklennın oncylorancsı 6- Yıl ıcınde yapıian denerçı degısıkligınııı Genel Kurul'un Ulgısıne sunulmosı 7- Yönetım turulu ûyelennm secıffli 8- Oenetçılenn seçımı 9- Yönetım Kurulu üyelennın ve denelalerin Ocretlennın soptcnmcsı 10- Ano Sözleşrne'm, sermoyeye ılıskm 6 rnaddesmın değtsfınlmesı VEKÂLETNAME ÖRNEĞİ Aoodolv Anonira Tirfc Sigorla Şirketi f i t e l ' m X»r»l» ltskanJı$ı'M, Anodolu inonim TOrk Sıgortn Sırkerı'nın, 29 Mart 1995 tarihmde yapılacok Oloğon Genel Kunjl toplontısındo, Şırket Ano Sözleşmesı'ne ve Tûrk Ticaret Kanunu'm göre sohıp oldujum bûtön yetkılerle bem temsil etmek üzere Boy/Boyon vekil tnyın eftıın ANADOLU ANONİM TÜRK SİGORTA ŞİRKETİ ANA SÖZLESME TASLAĞI ESKİ SEKİL Seraoye Madde 6 - Sırketın sermoyesı 375 000 000 000 (Ücyüzyetmışbesmırym) Tûrk ürası'dır Bunun 1 500 000 (Bırmılyonbesyüzbın) Türk Lırası, her bın 50 Tûrk ürosı nomınol değe'de 30 000 (Otuzbın) poyo bölunmüs I Tertıp A Grubu, 124 998 500 000 (YOzyırmKİörtmılyordokuzyüzdoksonsekızmıiyonbesyûzbın) Tûrk lırası her bırı 500 Türk Lırası nommol degerde 249 997 000 (ikı- yûzkırkdokuzmıryondokuzyüzdoksanyedıbın) poyo bölunmüs I Tertıp B Grubu olup famamı ödenmtşfır Bu kere ortmlon II Tertıp B Grubu 250 000 000 000 (ikryüzeiimılyor) Tütk brosı, her bın 500 Türk lırcsı nomınol degerde 500.000 000 (Beşyüzmılyon) poyo böiünmüs olup bunun' 88 077 804 765 (Seksensekızmılyaryetmısyedımılyonsekızyüzdörtbınyedryüz- altmışbes; Türk lırosı Vergı Usul Konunu'nun mükerrer 298 moddesı uyonna dejet orfıs fonundan, 8 810.991 594 (Seluzmılyorsekızyûzonmılyondokuzyûzdoksonbırbınlıesyûzdak' sonddrt) Türk brası ısfırokler dejer orr»s fomındon, 61 513 373 405 (AltmısbırmılyotbesyüzonikmıtyonSçyûzyemıısüçbındöriyüîbes) M Lırası (828 944 699 TDrk ürosı Goynmenkul Sotıs Wrmdon) Kurumto Ver- gisı (onunu'nun 8/18 moddesı uyomıco ıştırok bsseleri ve goynmenkul stm- şındo" doQan kozonclardon, 29 097 830 236 (Yırmıookuzmılyordoksonyedımılyonsekızyûzotuzbmıkıyûz- oruzorh) Türk Lıfosj oloğonistü yedek okçelerden, korsılonınştır Bu ktsımloro ısobet eden hısse senerlen ortokJaro paylon oronmdo bedelsız olorok dGjıtılocoktır Gerı kolon 62 500 000 000 (Altmısıkımılyorbeşyûzmılyon) Tütk lirası tamonıen toohhût edılmıs olup tomomı nokden ve defrjten ödenmıstır Hısse senctlen Sermoye Pıyoscsı Konunu ve teblıg hukûmlerı terçevesınde, 500 Türk Lırolık bırer, 5 000 Türk Lııolık onar veyo dcha büyûk kupürlet bolınde çıkankıbjlıı. YENİ ŞEKİL Seraoye Sırket 2499 soyık Konun hütûmlenne göre koyıtlı sermiye sstennni kobul elmıs ye Seraıoye Piynsosı Kurvlu'nun 9 31995 teJı ve 272 soyılı ıznı ife bu sısrane geonstı Sırketm koyttk sermoyesı 3 000 000 000 000 (Öçtr8yon) Türk ürosı olup, ber bın 50 Tûrk lırası nomınol degerde 30 000 (Otuzt») poy ve het bın 500 Türk ürosı lomno! degerde 5 999 997 000 (Besniı^rtUuzyü/rJcJaûnookuzmJyonöokuzyOz- doksonyeoibin) poy olmok üzere, topkan 6 000.027 000 (Aftmlyoryrmyedihn) poyo bölüıvnüşiOr Sırketın (ıkoıılmış setmoyesı 375 000 000 000 ((Öçyüzyermışbeşmılyar; Tû(k lırosı'dır Bunun } 500.000 (Bımıılyonbesyüzbm) Tûrk Lırosı, her bırı 50 Türk lirosı nomınol degerde 30 000 (Otuzbın) poyo bölünmûs I Tertıp A Gıubu, 124 998 500 000 (YüzyırmıdörtmilyıırdcıkuzyüzdoksonsekızmılyonbeS' yûzbın) Türk ürosı. her bm 500 Türk brası nomro! degerde 249 997.000 (fcyuz kırkdokımnlyondokuzyüzdoksanyedibin) poyo böünmûş I Temp B Grubu olup tomomı ödenmşlir. Bu kere ortmlo/ı II Terfıp 8 6rabu 250 000 000 000 /Ikıyûzellimıryor) Tftk Lırası, her bırı 500 Türk ürosı nomınol degerde 500 000 000 (Beşyüzmılyon) poyo bölûnmûş olup bunun 88 077 804 765 (Seisensekızmılyoryetmısyedımılyonsekızyüzdörtbınyedıyüz- oltmısbes) Türk Lirosı Vergı Usul Konunu'nun müketrer 298 moddesı uyonnco deger ortıs fonundon, 8 810.991 594 (SekızmıryorsekızyûzonmılyondokuzyüzdoksonfaırbıribesYOzdok- sondört) Türk brast ıstırnkler deÇer ortış fonundon. 61 513.373 405 (AltmısbırmıryorbeşTûzonfemılyonücyüzyelıııışûçbındö'Tyûzbes) Türk ürosı (828 944 699 Türk brosı Goyrımenkul Sotıs KOnndon) Kurumlor Vergısı Konunu'nun 8/18 moddesı uyorınca ıştırok hısselerı ve goyrımenkul satışındon dogon kozonclardon, 29 097 830 236 (TırmıdokuziTisıranteksanvedimı^ofiselozvözohızbınAryözoluzdtı) Türk ürosı ologonûsrö yedek okcelerden, karsılonmışnr Bu kısımloro ısobet eden hısse senerierı ortokloro poylon oronmdo bedelsız olorok doğıtilocoktır Gerı kolon 62 500 000 000 (Altmısıkımılyor- besyüzmılyon) Tûrk ürosı tomomen toohhüt edılmı; olup tomomı nokden ve defoîen ödenmışfır Yönetim Kurulu Sermoye Pıyososı Konunu hükûmlerıne uygun olorok gereklı göıdûgü zamonlordo koyıtlı sermoye tovonıno kodor rtomo yozılı hısse seneftef ıhra< ederek, cıkonlrms sermoyeyı ortırmoyo ve hısse senetlennı bırden (ozlo payı temsil eden kupürler holınde bırlejtırmeye yetkılıdır GUNDUZ GOZUYLE MELIH CEVDET ANDAY Akıllı Uslu Olalım Gümrük Biriiği'ne katılmamızın yol açtığı tartışmalar, bu katılmanın doğal sonucu olan Avrupa Birliğı konusunu da ister istemez gündeme getiriyor. Gümrük Biriiği'ne girme- nin sakıncalarını ve dokuncalannı dile getirenlerin temel kaygısı, öyle anlaşılıyor ki, Türkiye'nin giderek Batı ile kay- naşması olasılığından kaynaklanmaktadır. Bu kaygıyı taşı- yanlann başında Refah Partisi'nı görüyonjz. Onlar, yeni seçimde çoğunlukla iktidara geldiklerinde bu anlaşmalan yok sayacaklannı, ya da ortadan kaldıracaklannı söylüyor- lar. Amaç bellidir, Türfciye'yi Hıristıyan uygarlığının pençesin- den kurtanp, Islâm Birliği'ne katmak. Belirtmek gerekiyor ki, bu yaklaşım, Türkiye'nin gelişmiş sanayi ülkelerince sömürüleceğı kaygısından degil, gâvur- laşma korkusundan doğmaktadır. Çünkü bugün sömürü- den arınmış bir Islâm ülkesi olmadığı gibi, Batı'daki geliş- miş sanayi ülkeleriyle ekonomik ilişkiyi günah sayan bir Is- lâm ülkesi de gösterilemez. Tam tersine, bugün petrolce zengin duaımda bulunan Islâm ülkeleri, kapitalist sömürünün aracıdırlar. Demek, açıkça ya da üstü kapalt olarak savunulmak is- tenen çağdaş bir Islâm uygarlığı, aldatmacadan başka bir şey değildir. Onemli olan, köktendıncilerin, aldatmacalar ya da boş avunular ardında koşarken, yakın tarıhimizi görmezden gelmeleri. Çünkü Batılılaşma dilek ve çabalan, toplumu- muzu gâvurlaştıran (çünkü onlar laikliği böyle yorumluyor- lar) Atatürk'ten çok önce başlamıştır. Batı karşısında sü- rekli yenilgiye uğrayan, sömürülmekten zayıf düşen, Is- lâm'da bir seçenek bulamayan halifeli Osmanlı'da başla- mıştır. Çağımız toplumuna damgasını vuran sanayidir; feodal ekonomik ilişkiler içinde kalmakta direnen hiçbir toplum, bu güç karşısında varlığını koruyamaz, koruyamamıştır. Nitekım, feodal ilişkilerin çemberi içinde gerı kalmış olan ortaçağ Avrupası da Fatih Mehmet'in topları karşısında çaresiz ve perişan kalmıştı. Bu toplar yalnızca surlan, ka- leleri değil, feodalizmı de yıktı, yeni bir ekonomik ve top- lumsal yaşamın yolunu açtı, Yazık ki, açtığı yolda geri kalan yine Osmanlı olmuştur. Büyük topiarın dökümcüsü Urban'ın ya Macar, ya Slo- vak ya da italyan olduğunu söyleyerek II. Mehmet'in çağ açıcılığını, yadsımaya kalkmak yanlış olur. Çünkü bu top- lar Macaristan'da, Slovakya'da, Italya'da dökülmedi. Da- hası var, Urban, \l Mehmet'in yanına gelmeden Bızans Imparatoru'nun buyruğunda çalışıyordu, kimseondan bü- yük toplar dökmesini istememişti. Bu buluş, Fatih'in de- hasından çıkmadır. Nereyegeleceğim; sanayi, çağımızın en büyük toplann- dan biridir, dünyamızı değiştiriyor. Birlik'in Avrupa merkez- li olması bundan. Gocunacak bır yanı yok. Peki, bu yolda gıdersek sömürülmeyecek miyiz? Evet, sömürüleceğiz. Sosyalist merkezli bir birlik artık söz konu- su olmadığına göre, bütün sorun bizim becerimize bağlı kalmış görünüyor. Alış-veriş kurnazlığını bir yana bıraka- rak, bilimlerde, fenlerde ileri gitmemiz, öne çıkmamız ge- rekmektedir. Söz buraya geldiğinde, pek de iyımser olmadığımı söy- lemek zorundayım: G.B'ye ve A.B.'ye katılma girişiminin temeli otuz iki yıl önce atılmıştı; gönül ısterdi ki, konu bu uzun sürem içinde enine boyuna incelensin ve kamuoyu- nun malı olsun! Nerdeeee..! Ne imiş, ne olacakmış yeni ye- ni öğrenmeğe, anlamağa çalışıyoruz. Şunu da belirtmeden geçmeyayim; Gümrük Birliği'ne girdık diye sevinçten çıldırmaya hiç gerek yok. Akıllı uslu olalım. Batılılaşma, bir ticaret sorunu değil, bir kültür atılımıdır. Böyle olduğuna göre, bu işi başkalarından yardım bekle- yerek değil, kendi bilıncimiz ve istencimizle kendimiz başarmalıyız. . Atatürkçü aydınlanmayı sürdürerek. DSP lideri, öğrencilerle tartıştı Ecevît'e önce protesto sonra alkış İstanbul Haber Servisi - DSP Genel Başkanı Biilent Ecevit. bır süre önce Istanbul'dakı bazı ünı- versıtelerde meydana gelen olav- lann ardından dün ünı\ ersıte öğ- rencılenyle bır araya geldı. Söz konusu ola> lan ünı\ersıte gençlı- ğiyle bırlikte değerlendıren Ece- vit bır grup öğrencının tepkısiyle karşılaştı. Ecevit yervertartı şma- lı geçen toplantıda. üniversıteler- dekı sorunlann kavgayla değil, demokrast ve ban$ içinde çöziile- ceğinı belırtti. DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, dün istanbul Ünıversıtesı Siyasal Bılımler Fakültesı Me- zunlan Derneği'nce düzenlenen bir toplantıya katıldı. Konferans salonunda kendisini bekleyen >o- ğun kalabahğın tezahüratlan ile karşılaşan Ecevit konuşmasına, "Kendiın burada, ama aklım Ga- aosmanpaşa'da" diye başladı. Ecevit. seçim sısteminden Gü- neydoğu'ya kadar birçok sorunu ve çözüm yollannı sıralarken sa- londaki bazı öğrencilerin slogan- lı protestosuyla karşılaştı. Öğren- ciîenn "Sustukça sıra sana gele- cek". "Suskun toplum istemiyo- ni2"şekhndekı sloganlannı ko- nuşmasını keserek sakin bır şekil- de dinleyen Ecevit'in, 'Yaşasın halklann kardeşligi' sloganıyla bırlıkte haylı sinırlendığı görül- dü. Ecevıt, sloganı atan öğrenci- lere doğru sesıni N'ûkselterek "Bö- lücüierin o>ununa gelmeyin. Kar- deşseniz neden çoğul kullanıvor- sunuz? Vaşasın halkın birliğj" şek- lınde yanıt verdı. istanbul'dakı ba- zı üniversıtelerde polıs ile öğren- cılerarasmda yaşanan gergınhğın giderilmesı konusunda polısın ters tutumunu eleştıren Ecevit gö- riişlerinı şöyle dıle getırdı: "Kısa bir süre önce gençleri hedef alan, dışandan kaynaklanan baa giiç- lere karşı emnryet güçleri ihmal- kâr bir tutum sergilediler. Halbu- ki bu saldırılara karşı ünhersite öğrencileri tepki gösterdiklerinde ne yazık ki görüJmemiş bir sUrat gösteriMi. Böyle üziicü olavlar meydana geldiğinde toplanan halk galeyana gelebilir. Böyle top- luluklara karşı ilk başvurulacak çare, topluluklar üzerine ateş aç- mak değildir.' Bülent Ecevit bir saati aşan ko- nuşmasında sürekli olarak az sa- yıdakı bir öğrenci grubunun slo- ganlı protestosuyla karşılaştı. llerleyen süre içinde kendısını proteste eden öfrencılere verdiği yanıtlarla büyük alkış toplayan Bülent Ecevit, konuşmasının so- nunda ayakta alkışlanmayı başar- dı. Ecevit, seçımlenn 5 yıl da bir gerçekleştırilmesi nedeniyle ya- pılan kamuoyu oylamalannda en düşük oy >ijzdesıne sahıp partinin ıktıdan elınde tuttuğuna dikkat çekerek "Türkiye 2 a>dır bir tür- lii toplanamayaa, fstifa etmiş ba- kanlar kurulu ile yönetilhor*' de- di. Bülent Ecevit'in konuşması sı- rasında kendisini protesto eden öğrencilere bire bır verdığı yanıt- lar ıse özetle şövle: Öğrencıler: Kurrulus devrim- de. sosyalizm de— Ecevit - Bahsettiğmiz o sosya- lızmse çoktanöldü. Sovyetler Bir- lığı'nde ölen sosyalizmin tabutu- nu sız taşırsınız. Öğrendler: Yalancı Ecevit, Ecevit Türkeş el ele Ecevit: Bana her şeyi söyleye- bılırsinız, ama asla yalancı diye- mezsınız Oğrenciler: Kahrolsun faşizm. \aşasın mücadelemiz. Ecevit: Faşızmı demokrası kah- rettı, bundan böyle de kahrede- cek. Oğrenciler: Suskun toplum, suskun lıder ıstemıyoruz. Ecevit: Demokrasıyı oturtmak ıstıyoruz. Tek çaremız bu. Katı- lımsız demokrası olmaz. O zaman özgürlük de olmaz. Oğrenciler: Kavgayı biz başlat- madık. biz bıtireceğiz. Ece\it: Sorunlar kavga ile de- ğil, demokrasıyle banş içinde çö- zülecek. Oğrenciler: Üniversitede polis ıstemı>oruz. Ecevit: Ben de ıstemiyorum ar- kadaşlar. Sürekli de söylüyorum. Sızler kendı polisıruzı kendı ara- nızdan seçeceksiniz. Emnıyet güçlen sızin adınıza seçmeyecek. Oğrenciler: Özel gûvenlik iste- nujoruz. Ecevit: Gûvenlik olmayan yer- de demokrası de olmaz.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear