23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 6 ŞUBAT 1995 PAZARTESİ HABERLER Rum Ortodoks Patrflrtıanesi'ne siyah çelenk • İSTANBUL(AA)- Yunanistan'da Larisa tstinaf Mahkemesı tarafından 10 ay hapse mahkûm edilen Iskeçe'nin seçilmiş müftüsü Mehmet Emin Aga'nın scrbest bırakılmasıni isteyen bir grup, Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi'nin önüne siyah çelenk biraktı. Patrikhane öniinde dün öğle saatlerine doğru toplanan yaklaşık 70 kişilik bir grup, çeşıtli sloganlar atarak. "Mehmet Emin Aga Serbest Bırakılsm" ve "Çeçenya'da Süren Savaşımız Zafere Kadar Devam Edecek" yazılı pankart açtı. Göstericiler, daha sonra poiisin uyansı üzerine dağıldılar. Aksaray'da trafik kazası • ÎSTANBUL (AA>- Aksaray'da meydana gelen trafik kazasında yolun karşısına geçmek isteyen 2 kişi öldü. Vatan Caddesi üzerinde. önceki gece saat 22.00 sıralannda meydana gelen kazada, yoldan karşiya geçmek isteyen Nurhan Elveren ile Fatma Dinçer'e, lngıliz uyruklu Gary Curtis'in kullandığı 34 USU 19 plakalı otomobil çarpti. Kazadan sonra Aksaray Özel Vatan Hastanesi'ne kaldınlan Fatma Dinçer (29) ıle tÜ Tıp Fakültesi'nde tedavi altma alınan Nurhan Elveren (27), yapılan tüm çabara karştn kurtanlamayarak hayatlannı kaybetti. SBP davası yarm • ANKARA(ANKA)- Anayasa ve Sıyası Partiler Yasası'nda yer alan kısıtlamalar bir siyasi partiyi daha kapatılmanın eşiğine getirdı. Anayasa Mahkemesı, Sosyalist Birlik Partisi'nin (SBP) kapatılması istemiyle Yargıtay Cumhunyet Başsavcılığı'nm istemiyle açılan davayı esastan görûşerek karara bağlayacak. Son yıllarda Türkıye Birleşik Komünist Partisi (TBKP). Sosyalist Parti (SP), Sosyalist Türkıye Partısi (STP). jDethokrasi Partisi (DEP), Halkm Emek Partisi (HEP) program \e faaliyetlenni birbınne yakın gerekçelerle anayasa \ e yasalarla belirlenen "devletin ülkesi ve •milletiyle bölünmez bütünlüğü aleyhine faaliyette bulunma yasağı"na aykın bularak kapatan Anayasa Mahkemesı, davayı 7 Şubat Salı günü görüşecek Prof. Sander'den diplomasi dersi • ADANA (AA) - Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgıler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Oral Sander. "Dı§ politikayı ilgilendiren konularda, 30 kez yutkunduktan sonra, bir laf etmeli" dedi. Prof. Dr. Sander, yaptığı açıklamada. dış politıkada. çok daha akılcı bir yaklaşım içinde olunması gerektiğinı söyledi. Karadeniz kipliükten kurtulacak' • ZONGILDAK(AA)- Sanayi ve Tıcaret Bakanı Mehmet Dönen. Karadeniz'in kirlilikten kurtanlacağını söyledi. Bakan Dönen. Zonguldak'ın Çaycuma ilçesinde. 240 bın metrekarelik alana kunılu olan ve yaklaşık 66 milyar liraya mal olan SEKA Çaycuma Atık-Su Antma Tesisi'nın açılışını yapti. Dönen. burada yaptığı konuşmada. SEKA'nın sadece Filvos Çayı ve Çaycuma'yı değil, Karadeniz'i de kirlettiğini belirterek. antma tesisinin kurulmasıyla. bu kirlilığin de tamamen önüne geçileceğıni bildirdi. 'Beyin Fırtınası 95' ödünepi • tSTANBUL(AA)- Reklam Yazarlan Derneği'nce düzenlenen "Beyın Fırtınası 95" yanşmasının ödülleri President Otel'de düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Reklamcılık alanında ekip çalışması ile başanyı teşvik etme amacını güden ve bu yılki konusu "hoşgörü" olarak belirlenen yanşmada birinciliği Ebru Ataman, Ahmet Naci Fırat ve Nejdet Yılmaz'dan oluşan ekip kazandı. Ikincıliği Okan SÖnmez, Şehsuvar Matman ve Ali Ongun'dan oluşan ekip alırken, üçüncülük de Oğuzhan Akay ile Suat Demirel ekibinin oldu. Turizm Bakanlığı, Cezayirli turistlerin, turizm sezonu dışında giriş yaptıklannı saptadı Cezayir'den irtica îhracı• Cezayirli turistler ilk araştırmada aklanmadılar. Turizm Bakanlığı'nın kuşkulan güçlendi. tçişleri Bakanı'nın, konunun gündeme getirildiği Bakanlar Kurulu toplantısmda gelişmelerden habersiz olduğu ortaya çıkarken, emniyetin de hazırlıksız yakalandığı savlandi. • Turizm Bakanlığı'nın, 'şeriatçı örgüt bağlantısı olabilir' yaklaşımıyla açtığı 'kuşkulu Cezayirli' dosyasında düğüm, 'konaklama'da çözülecek. Bakanlık incelenmesine göre aklanamayan Cezayirli turistlerin. turizm sezonu dışında Türkiye'ye giriş yaptıklan saptandı. HÜLYA KARABAĞLI ANKARA - Turizm Bakanlı- ğı, 1994 yılında geçmiş yıllara göre sayılan yüzde 248 oranında artan Cezayirli turistlerin. turizm sezonu dışında Türkiye'ye giriş yaptıklannı saptadı. tçişleri Ba- kanlığı'nın hazırlıksız olması üzerine soruşturmayı yalnız yü- riiten Turizm Bakanlığı yetkilı- leri, Cezayirli turistlerin büyük bölütnünün "turistikveyatkari" amaçla giriş yapmadıklannı v ur- gulayarak "irtkra ihracından" kuşkulanıldığını belirttiler. Turizm Bakanlığı'nın, "turis- tik veya ticari amaçh artış gözle- nebilir" olasılığıyla yaptıkları araştırmanm ilk aşamasında Ce- zayirli turistler aklanamadı. Ba- kanlık, Cezayirlilenn tunzm se- zonu dışında geldığını belırledı. Cezayirli turistlerle ılgili soru ışaretlen çoğalırken, lçişlen Bakanlığı'nın bu ko- nuda hazırlıksız yakalandığı öğrenıldi. Turizm Bakanlığı. 1994 yılında Türki- ye'ye 21 bin 956 Cezayirlinın tunst kim- liği adı altında geldiğini belırledi Aynı dönemde 20 bin Cezayirlinin Türkıye'den çıkış yaptığı belirlenirken, giriş ve çıkış arasındaki çelişki ortaya çıktı. Bakanlık. çıkış yapmadıklan kesinleşen 1063 kışı hakkında yeterli bilgiyi toplav amazken, Cezayir'den gelen turistlerin 14 bininın lstanbul Atatürk Havalimanı'ndan giriş yaptığı, bu sayının toplam turist ginşinin yüzde 70"i olduğu kaydedıldi. Bakanlık, içişleri Bakanlığı, valiliklerden önlem istedi ı ÖZCANÖZGÜR MUĞLA - İçişleri Bakanhğt tarafından vaîiliklere birer genelge gönderilerek, PKK terör örgütünün eleman sıkmtısma düştüğü, bu nedenle öğrencilere yöneldiği ve öğrencileri kandırarak örgüte militan yapıîdıgı bıldirildi. Bu yönde valiliklerden önlem alınması istendi. içişleri Bakanlığı tarafından tüm vaîiliklere birer genelge gönderildi. Genelgede, PKK terör örgütünün eleman sıkmüsı içine düştüğü ve işsiz gençleri iş bulma vaadiy le kandırarak kırsal alanlara taşıdığı bıldirildi. Aynca öğrencüerin de kaçınlma yoluyla örgüte katıldığı kaydedıldi. İçişleri Bakanlığı geneîgesinde. PKK terör örgütünün yeni başlattığı faaliyet ile ilgili olarak da," Yakatanan ve tesfim olan bazı örgüt menstıplannm ifadclcrine göre, örgütün özeüikle kırsal alandaki eleman ihtiyacuu karşılamak amacıyla işsiz gençleri yüksek ücretle iş bulma vâadh le kırsal alana götürdüğü, yan yıl tatili nedeniyle evierine dönmekte olan öğrencileri yoDarda kandırarak veya zor kuilanarak örgüte kattığı, işsiz gençleri ve öğrencileri örgüt kadrolarmda tehditle eğitüne tabi tuttuğu. bunlan kabnl etmeyenler ile uyum sağlayamayanlan ise katkttigt betirlenmiştir" denilerek valilikler, uyanldı. önlemler alınması istendi. Atatürk Havalımanı'na gelen Cezayırlıle- nn yüzde 65'ının de Istanbul'da konakla- dıklannı belirledi. Kilit konaklamada Turizm Bakanlığı. resmi kayıtlara gö- re çıkış yapmadıklan kesinleşen 1063 Ce- zayirli "nın durumunu, istanbul'da "nere- lerde kaklıklan ve kahş sürelerTni öğre- nerek açıklığa kavuşturmayı planlıyor. Araştırmanın bu bölümü için lstanbul Tu- rizm ll Müdürlüğü devreye sokuldu. Ba- kanlık üst düzey yetkılilen. konaklama sonuçlannı, kuşkulan açıklığa kavuştura- cak son nokta olarak görüyorlar. Turizm Bakanlığı'nın. son on > ılı kap^ayacak şe- kılde. Cezayır'den hareketle Ortadoğu ve Arap ülkeleri ıçin başlattığı envanter ça- lışması sonuçlandı Buna göre Arap ülke- lerinden gelen tun.st sayısının körfez kri- zinden sonra giderek düştüğü, iranlılann da "rejimlerinin tavnna göre" Türkiye'ye geldikleri anlaşıldı. Bakanlık yetkilileri, îran'da çanak antenle başlayan rejim ser- bestısınin turist sayisında birartışı sağla- dığını vurgularken, tersi bir tutumun tu- rist azalışına >ol açtığını beiirtiyorlar. 1994 yılında tsrail'den gelen turist sa- yısında yüzde 202'lik bir artış yaşandı. Turizm Bakanlığı, lsraillı turist artışını ülkelerarası ıyi ılişkilere bağla- yarak Israil, Suudi Arabıstan ve Bağımsız Devletler Toplulu- ğu'ndan (BDT) gelen turistlen kuşku kapsamından çıkardı. Bakanlık, bu ülkelerden gelen turistlerin tunzm sezonuna da- ğıldıklannı kaydederek, sezon dışı girişlerin "bavul tkare- ti"nden kaynaklandığını söyle- diler. Bakanlık. bu tunstlenn alışveriş ve konaklama yerlen- nın bilinmesinin önemlı faktör olduğunu belirttiler. Emniyet hazırhksız Cezayırlı tunstlerle ılgılı son gelışmeler Tunzm Bakanlığı ile Tçişleri Bakanlığı'nın görev \e sorumluluk yönünden yerdeğış- tırdığı yolunda değerlendirildı. Cezayirlılılenn Türkıye'de radi- kal ıslamcı gruplarla ışbırliği ıçınde olabileceğı kuşkusu. Turizm Ba- kanlıği'nı özel bırCezayırdosyası açma- ya yöneltirken, İçişleri Bakanlığı'nın bu alanda hazırlıksız yakalandığı ıddia edil- di. Elınde bilgı bulunmayan lçişlen Ba- kanlığı'nın tunst artışı konusunda Dışiş- leri Bakanlığı'ndan da bılgi istemediği kaydedıldi. Turizm Bakanı Sahin Ulusoy'un buko- nudaki kuşkulannı ilk dile getirdiği Ba- kanlar Kurulu toplantısı sırasında. Tçişie- ri Bakanı'nın konudan habersiz olduğu- nun gözlendiği ve sonraki gelişmelerin Turizm Bakanlığı'nın araştırmasından iz- lendiği ifade ediliyor. Atatürkçü Düşünce Dernegi İstanbul Şubesi'ne üye çok sayıda genç son olarak, Uğıır MumcıTnun katillerinin bu- lunması için başJaülan kampamada topladıklan imzâian Vazıişleri Müdürümüz İbrahim V ıldı/'a teslim etmişlerdi. Atatürkçügençlik laiMğin sigortası AYKUT KtÇÜKKAYA Atatürkçü gençlik, Türkiye'dekı şeriat tehlikesinin vo- ğunlaştığı son günlerde. Atatürk'ün ilke ve devrimlerine "dahasıkı" sanlmak gerektiği mesajını verdi. Gençler ay- nca, Türkiye Cumhuriyetı devletinin "sonsuza kadar" ya- şatılması amacıyla Atatürk'ün ortaya koyduğu ilke ve dev- rimleri kendilerine "aydınlanma rehberi" kabul ettiklerini dile getirdiler. 1989 yılında kurulan Atatürkçü Düşünce Derneği'ne üye üniversiteli gençler. "Atatürk'ün aydınlık yolu"nu izlediklerini anımsatarak nüfusunun yansından ço- ğu genç olan Türkiye'de insanlann Atatürk'ü yeterince ta- nımadıklanndan üzüntü duyduklannı söylediler. Laikliğin ve Atatürkçülüğün bir "yaşama biçjmi" olduğu görüşünde birleşen gençlerden Devrim Melek, "Gençlerin derneğe olan ilgisizliğinden ve ülkenin içinde bulunduğu duru- ma karşı duvarsızlıklarından rahatsızlık duyuvorum. Şu an Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi'ndeki tüm şartlar mevcut ve ben tüm arkadaşları Atatürkçü Düşünce Der- neği'nde toplanmaya çağırıyorum" diyor. Derneğin ak- rif üyelerinden. BülentKöse'nin görüşlen ıse şöyle: "Gençlik komisyonumuz Atatürk gençliğinin birbi- riyle buluşup kaynaştınlması, Atatürkçü düşüncenin in- sanlara aktarılabilmesi \e geliştirilmesi için Atatürkçü Düşünce Derneği çatısı altında bir yıl önce kuruldu. Baş- lıca amacımız, kendi çıkarları uğruna Atatürk'ü ve Atatürkçü düşünceyi sömürenleri dışlamak ve Atatürk- çü düşüncenin hak ettiği yere kavuşmasını sağlamak." Laiklik îlkesinin 58'inci yıh Haber Merkezi- "Laiklik ilke- a"nin anayasada yer almasının 58. yıldönümü çeşitli etkinlikler- le kutlanıyor. Anayasanın 24. maddesinı değiştirmek için RP ve ANAP'm hazirladığı yasa ta- sansına karşı imza kampanyası başlatıldı. 5 Şubat 1937'de "laiklik" il- kesinin ilk kez anayasanın ıkın- ci maddesi içinde yer almasının 58. yıldönümü nedenivle Cum- hurbaşkanı Süleyman Demirel. bir mesaj yayımladı. Demirel, "Laiklik dinsizlik olmadığı gibi. din >e vicdan hürriyetinin de şemsiyesidir" dedi. Başbakan- Tansu ÇUIer de yayımladığı me- sajda, "tnküaplanmız içinde en değerulerinden biri olan laiklik ilkesi sayesinde,Türkiye Cumhu- riyetiyeni temeller üzerinde vük- selmiş \e çağdaşlaşma yolunda çoğulcu demokrasivle bütünleş- mjştir" dedi. CHP Genel Sekreter Yardım- cısı Hasan Akvol da düzenlediğu basın toplantısmda hâlâ laıklıği dinsizlik ve dine karşı olmak gi- bi kabul edenler bulunduğunu, oysa laikliğin din ve vicdan hür- riyetinin garantisi olduğunu be- lirttı. Aynca anayasanın 24. maddesini değiştirmek için RP ve ANAP'm hazırladıgı yasa ta- sansına karşı imza kampanyası başlatıldı. Atatürkçü Düşünce Derneği Adana Şubesi'nin ya- yımladığı mesajda da TCK'nin 163. maddesinin kaldınlmasıyla başlatılan ve anayasanın 24. maddesinin değiştirilmesiyle sürdürülmek istenen yasal dü- zenlemelerin amacının, ülkeyi ortaçağ karanlığına sürüklemek olduğu vurgulandı. BIZ BIZE ERDAL ATABEK Avrupa Bize Karışsın mı? Şu Avrupa'nın ulusal kompleksımiz olduğunu söyleme- ye bilmem gerek var mı? Kendimizi bildik bileli Avaıpa'yla bozmuş durumdayız. Avrupa Topluluğu'na girmeye can atarız, ama bize tepeden bakıyorlar diye de kızmaktan ken- dimizi alamayız. İçin için onlar gibi olmaya çalışmak, ama olamadığı için de kendine kızıp durmak bir tür "kimlik bu- nalımı" olmalıdır. 200 yıldır içınden çıkamadığımız bu soru- nu gene pek sıkıntılı yaşıyoruz. Şımdi bu Avrupa bizim ne- yimize kanşsın, neyimize karışmasın, önce buna karar ve- relim, sonra da oturup onlarta bunu konuşalım, belki rahat ederiz. * • • Avrupa bizim ekonomik sıkıntımıza kanşsın değil mi? Doğrusu kanşırsa iyi eder. Almanyası var, Fransası var.ln- gilteresi var. Isveç, Norveç, Hollandası var. Otursunlar, bi- zim ekonomik sıkıntımıza kanşsınlar. Aralarında bir fon kur- sunlar; bize düşük faızli, uzun vadeli krediler açsınlar. Bir bölümünü de hibe edecekleri yüklü bir ekonomik yardım yapsınlar. Sonra bizden mal alsınlar. Tekstildi, makineydi, kuru üzümdü, incırdi alsınlar. Bunlara da yüksek fiyatlar versınler. Bize sattıkları malları da krediyle ucuza versinler. Böyle kanşmalanna canımız hiç sıkılmaz. Sonra bize bol tu- rist göndersinler. Her Almanın, her Fransızın, her Avrupalı- nın yılda bir kere, en az ıki yılda bir kere buralara gelmesi- ni mecburı kılsınlar. Buna uymayanlar hakkında soruştur- ma falan açsınlar ya da yüklü bir para cezası koysunlar. Bi- zim işlerimızeturistık olarak kanşsınlar canım. Dönerterimi- ze yayılsınlar, rakımıza bayılsınlar, kahvemizle ayılsınlar, çı- tımız bile çıkmaz. Gelsinler müzelerimize kanşsınlar. Tarihi yerlerimizi iyice gezip el işlerimize kanşsınlar. Halılanmız var, den eşyalanmız var, altın gümüş mücevherlerimiz var. Bun- lara iyice kanşsınlar. Otellerimize bolca kanşsınlar, gelsin kumarhanelerimizle içli dışlı olsunlar, cennet gibi yerlerimi- zi gezdirelim. Her yere adım adım kanşsınlar. Pek tenha- larda falan gezinmesinler de dönüşlerinde de "Aman bir yertere gittik, cennet gibi canım, mutlaka siz de gidin" di- ye reklamımızı yapsınlar. Işte böyle nelerimize kanşmalannı ıstiyorsak onlara bir bir anlatalım. Bir de katma protokol yapalım kı anlaşmazlık çık- masın. Bizim misafırperverliğimizi görsünler, ikramlamızı anlasınlar, nasıl sıcakkanlı insanlar olduğumuzu anlasınlar. Gelsinler içimize karışsınlar, öyle soğuk nevale gibi uzak- tan bakmasınlar. Bir de futbol takımlarının bıraz kulağını büksünler. Bura- ya gelince öyle azgın boga gibi saldırmasınlar da bız de on- ları yenelim. Buraya gelen hakemlerine de bir şeyler söy- lesinler. Şunca yıl huKukumuz var, hakemlere de ufaktan tembih etseler de fauldü, kornerdı bıraz idare etsinler. Gel- sinler bize kanşsınlar canım, öyle aykırı durmasınlar. "Kanşsınlar" faslını böyle tatlı tarafından çözelim. • • • "Kanşmasınlar" meselesine gelince, bakın bu çok önem- lidır. Avrupalılara öyle doğrudan söylemek ayıp kaçryor, ama onlar da kendiliklerınden anlamıyor ki.. Bizim töremiz- de başkasının ailesinde olup bitenlere kanşmak ayıptır. İn- sanlar kendi içinde ne yaparsa yapar, buna karışılmaz. In- san evinde canı sıkılır, ne bıleyim kansını döver, buna kan- şılmaz. Çocuklannı sıra dayağına çeker, kimseye laf düş- mez. Herevin kendi adeti vardır. Kansı yemeği vaktinde ha- zırlamamıştır, çocuklan ders çalışmamıştır, nerden bilecek- sin. Adamcağız döver kı terbiye etsın de bir daha yapma- sınlar. Şimdi buna kanşınca çok ayıp bir şey olur. Bunu Av- rupalılara söylemek lazımdır. Belki onlar da bunu bılmiyor- dur, amasöylenınceanlariar: "Sızde işkence varmıyokmu" diye sormuyoriar mı insanın cinı başına çıkıyor. "Sana ne be adam?" diyeceksin. diyemiyorsun. Neymiş, Avrupa Top- luluğu'na girecekmişsin de sorarlarmış. "Eksik olsun top- luluğu" diyeceksin, yutkunuyorsun. Malum, para pul, tica- ret falan meselesi. "Insan haklan" diye tutturuyorlar, kan beynine sıçnyor, tavana bakıyorsun. "Sen kendine baksa- na arkadaş, ben sana sonjyormuyum?" diyesin geliyor. Ha- di gene uymuyoruz da "efendilik bizde kalsın" diye bir şey- ler anlatıyoruz. Ne zorumuz var yahu? Sen müfettiş misin efendi? Ben sana, "hapıshane/erinde ne olup bitiyor" di- ye bir şey soruyor muyum? Sen de artık anlasana. Hayır, bunlar anlamaz, sorar durur. Işte bu "kanşırsm kanşmazsın" konusuna bir açıklık ge- tirelim, onlar da ışi bilsin, biz de rahat edelim. Tamam değil mi, biz şimdi ışimize bakalım, sıradakini ge- tirin. Buca'daki açlık grevi 48. gününde bitti tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Buca Cezaevi'nde bas- kılan protesto amacıyla 300 tutuldu ve hükümlünün 48 gün ön- ce başlattığı açlık grevi dün gece bitirildi. Aydın Cezaevi'nde ise açlık grevi 38. gününe girdi Buca Cezaevi'nde Dev-Sol dışındaki siyasi davalardan yargı- lanan 169 kişi, 20 Aralık 1994'te süresiz açlık grevine başlamış- lardı. Eyleme destek olarak 131 kişi de 27 aralıkta açlık grevi baş- lattı. Sorunun çözümü ve eylemin sona erdirilmesi için tutuklu avukatlan, ÇHD, lzmir Barosu devreye girerek tutuklu ve ceza- ve yöneticileriyle görüşmeler yaptılar. Eylemciler 50 maddelik istemleri kabul edilinceye dek eylemlerini sürdürmede direttiler. Konuk yazar Ecevit'in 'Demokratik sol'u ve 'öteki soP SEVGİ ÖZEL (Yayıncı-yazar) 1 şubat akşamı Sayın Bülent Ecevit, Kanal D'de "Soru Yagmuruw ndan kaçarken, doluya tutuldu. Kamuoyu araştırmalannda DSP'ye ilginin yüzde yirmileri aştığı söyleniyor. Kimileri de bunu DSP'nin "oy oranı yükseüyor" diye belirtiyor. DSP'ye ilginin, "oy oranı yükseBşi"ne dönüşmesi için, bir seçim yaşanması gerekiyor. Bu ilginin, "qy"a dönüşmesini de yürekten isteyenlerden biriyiz. Evet, Sayın Ecevit bir kez daha yağmurdan kaçarken doluya tutuldu. Adı geçen izlencede Prof. Dr. Sayın Toktamış Ateş, "Sosyal demokrasi ile demokratik sol arasındaki aynmı" sordu Ecevit'e. DSP önderinin yanıtı. başta Prof. Dr. Erdoğan Alkin olmak üzere. hem oradakileri hem de ekran karşısındaki bızleri dovTirmadı. Prof. Alkin incelik gösterdi. "Anlayamadım" deyiverdı. Dilbilimcilenn bir saptaması vardır. "Anadilini iyi bilen herkes, kendine aktanlan iletivi alır. Dolavısıyla bir iletiyi anlayıp algılayamayanlar çoğunluktaysa, aktancı (yani konuşan >a da yazan) iletisini açık, dovurucu vermiyordur." Sayın Ecevit'i dınlerken. bunlan düşündük. Şu anda toplumun büyük kesimince "adil düzen". ne ölçüde doğru algılanabilıyorsa, "demokratik sol" kavramı da aynı ölçüde doğru algılanabiliyor. Yanlış anlaşılnıasın. kesinlikle "adildüzen"cilerle. Ecevit'i aynı kefeye koymuyoruz. Kavramlan yüksek sesle düşünüyoruz yalnızca. Sayın Ecevit, Türkçeyi en ıyi konuşan, yazan politikacılann başında gelirtdı). Dıl devriminin kazanımı olan pek çok sözcüğün. kısacık iktidan sırasında yaygınlaşmasında öncü olmuştur. Hiç kimse Sayın Ecevit'e "düşünme, okuma, yazma" özürlü diyemez. (Oysa Meclisimizde bu özellikleri ağır basan temsilcilerimiz çoğunluktadır.) Gelgelelim dili bu denli ustaca kullanan bir önderin, kendi siyasal savlan arasında "sol" kavramının böyle boşlukta kalmasmı anlamakta, Prof. Alkin gibi hepimiz zorlanıyoruz. Sayın Ecevit, "demokratik sol'' tanımlamasını 1960'lardan bu yana kullandığını, savunduğunu ve anlatmaya çabaladığını söylüyor. Geçmişte önden olduğu CHP'nin de 6O'lı yıllardan başlayarak hızla aşınmaya başladığını düşünürsek. CHP'nin bugünkü durumuna "neyin, nelerin" yol açtığı. bir açıdan aydınlanıyor. Aradan yaklaşık 40 yıl geçmiş ve Sayın Ecevit hâlâ "demokratik sol"u okuryazarlara bile anlatamamışsa, bunu anlayamadığımız için bizler kendimizi hırpalamayız, "Üzülmeyin Sayın Alkin, yalnız değilsiniz" diyebilıriz gönüi rahathğıyla. Dahası, 1980öncesi CHP önderi olan Ecevit'in, hem örgütsel açıdan hem düşünsel açıdan hem de eylemde o günlere ilışkın doğrulara ya da yanlışlara ilişkin tüm sorumluluklardan sıynlmaya çalışması da düşundürücüdür. CHP'nin oylannın sağ partilere gıtmesine getirdiği açıklama şaşırtıcıdır. Inananları ve inançlannı küçük görmüşüz. Sayın Ece\ıt MSP ile ortaklık yaptı, ama yıne de o yıllar halkın "ha}irdua"< ;ını alamadı Ben yolun yansını çoktan geçmiş bir kadınım, ışim gereği yazan-çizen, düşünen, üreten insanlarla çalıştım hep. Ceyrek yüzyıldır yakın çevremde başkalannın inançlanyla alay eden, namaz kılıp oruç tutanı aşağılayan, dışlayan tek insan tanımadım. Ama kendi inancım ve dünya görüşüm nedeniyle çok kovalandım. Yatılı okullarda neler olup bittiğini, ramazanda devlet kurumlannın boşaldığını, cuma günleri erkek çocuklann okuldan camiye gönderildiğini saptayan "medya", bunca tanık yalancı mı. abartıyor mu Sayın Ecevit diye sorabiliriz. Siz sağdan aferin almaya çalışırken Müslümanlar eziliyor diyen köktendincilere hak veriyor duruma düşmüyor musunuz? Görüşlerini, savlannı tümüyle yadsımak zor Sayın Ecevıfin. Laik Türkiye için ödün vermeyeceğını de bilıyoruz: hatta bu konuda "kale" sayıldığını da. Şimdilerde CHP'nin altı okunun eskıdığıni söyleyenlerçoğaldı. Sayın Ecevit'in yıllar önce yazdığı "Ortanın Solu" adlı birkitabı vardır. Elbette kuramsal, bilimsel, hatta yazınsal kimi kitaplardaki bilgıler. aktanmlar zamanla eskiyebilır. Ancak bir kıtabın \azan, kendi kitabındaki bilgileri yadsıyamaz Değişmeleri.yenilikleri izlemek, kanıtlannı açıklayabılmek zorundadır. Halkçılık, ulusçuluk, devnmcilik geriye dönüşü reddeden kavramlardır. Dcvlctçilik yüzyıllardır tartışılıyor CHP'nin altı oku. birbakıma Türkiye'ye çağdaşlaşma yolunda ivme kazandıran. Atatürk devrimlerinin başlıklandır. Türkiye'de hem bu başlıklar, hem de içenkleri eğitımin, yaşamın özüne inemediği için, bu başlıklar salt CHP'nin tekelindeymiş gibi, halk bunlara yabancılaştınldı. Sağ partiler, resmi bayramlarda Anıtkabir'den eksik kalmaz, içtenliksiz *mesaj"lar yayımlarken, ulusal eğitim ve kültür başta olmak üzere. tüm devlet kurumlannda bu ilkeler adeta yasaklandı. "Ecevit Türkçesiyle konuşma" diye aşağılanan, sonışturma geçiren devlet memurlan olduğunu. kuşkusuz Sayın Ecevit de duymuştur. Kendisinin 1970'lerde değil de şimdi cenaze namazı kılması, geçmişte inananlan suçlayanlann yerine, gönül almak için midir? Türkiye'deki politikacılann en önemli özelliği, bir yerlere ulaştiklannda halktan ayn düşmeleridir. lletişim kopukluğu süreci de böyle başlar. "Halkçı Ecevtt" diye dağlara taşlara yazılan savsözler boşuna değildi. Ama düşünce özgürlüğü, inanç özgürlüğü, örgütlülük gibi kavramlan da toplumun gündemine. yaşamına. Sayın Ecevit'in "demokratik sol" anlayışının hep dışında olan, kendi deyışiyle "ötekisoT getirmişti. Şimdi sağ partiler tereciye tere satıyorlar. Aynca Savın Ecevit'in de. SHP ve CHP birleştiğinde ortaya çıkacak oluşumun da. kimsenin, dün "ötekisordan olan kişileri dışlamaya hakkı yoktur. Kaldı kı kendi deyişıyle Sayın Ecevıt'in kapısı herkese ya da "öteki sol"dan olanlara da açık değıldir. O zaman kendisıne saygımızı koruduğumuz Sayın Ecevit'e bir önerimiz olacak. Madem kı DSP. kökeni Marksızme dayalı sosyal demokrasıyı reddediyor. "ulusal" özellikleri ağır basan, salt ulusalcı bir "ideoloji*< yi yerleştirmek istiyor. adındaki "sol" sözcüğünü atabilir. Böylece "Ulusal Demokratik Parti"yle aydınlann, solculann küstürdüğü. sağ partilere giden "oy"lannı toplar. Bu artiye "öteki so)"dan sızmalan da önler. Çünkü bu dağmıklığı, bölünmüşlüğü, acınası haliyle bile "sol" diye bilinen sosyal demokratlardan. halk hâlâ çekiniyor. Bunun nedenini de şu eski Başbakan Sayın Ecevit. deneyimleriyle gözlemleriyle bizden daha iyi bilir, Türkiye'de "sol, solcu, toplumcu, özgürlükçüyüm" diyen, "örgüüenmek"ten söz edenlerin ensesinde yıllarca boza pişirildi. Halk deli mi, solu solcuyu savunsun da DGM'lerde sürünsün, coplansın, işinden, zaten olmayan ekmeğinden olsun? Halk unuttu mu 12 Eylül'den sonra yaşananlan? Sol yanında sızısı olanlar doktora bile gidemedi. Solunu göstermemek için. Yalnız seçım mevsimlerinde anımsanan "halkm sagduyusu"nu kim köreltti? Bu sağduyu niye "sol^a arka çıksın? "Ulusal Demokratik Parti". tüm kamuoyu yoklamalannda dürüstlüğünde oybırliğine vanlan Sayın Ecevit'le iktidar olur dıleriz. Bizler de kuramsal olarak algılayamadığımız "demokratik sol"un "öteki sol"dan aynmını. uygulamada görürüz. Cünkü laiklikten ödün vermezken, ımam-hatip liselerinden, çağdaş görünümlü dınci kolejlerden hiç söz etmeyen DSP'nin hem ulusal. hem demokratik. hem de "sol"unda yetişecek genç kuşaklann, 2000"lı yıllarda nasıl bir Türkiye'de yaşayacaklannı. DSP iktidar olmadan gözümüzde canlandıramayacağımız ortada. Bunca yılın profesörleri anlamadığına göre bizler hiç boşuna uğraşmayalım.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear