25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 5 ŞUBAT 1995 PAZAR HABERLERİN DEVAMI Ralaıı bankaların dış borcu ödenîyor • Baştarafı 1. Sayfada lann dış borçlannın ödenmesi için bankalardan me\ duatlannın bir bölümü üzerinden alınacak karşılıklarla bir fon oluşturulma- sının düşünüldüğünü söyledı. Doğan. ilgili mevzuatın hazır- landığını belırtırken "Bu Mev- duat Sigorta Fonu gibi dış borç- lann sigorta fonu olacak" dedi. Mudilere 150 milyon lira Tasfiye sürecine alınan ban- kalann dış borçlannın ödenme- sinin gündeme gelmesi üzerine, bu bankalarda para kaybeden ve 150 milyon liranın üzerinde ala- cağı olan tasarrufçulara da 150'şer milyon lira ek ödeme ya- pılmasına karar verildi. Doğan, mudilere 150'şer milyon lira ek ödeme yapılmasını öngören ka- rarnamenin Bakanlar Kurulu'na sunulduğunu belirterek şu açık- lamayı yaptı: "58 bin mudi vardı. Buniann 49 binin üzerindeki lasmının mevduatı 150 milyon liranın al- Ondaydı. Bu kişilerin alacaklan- nı Tasarruf Sigorta Fonu'ndan ödedik. Şimdi yaklaşık 8 bin ki- şiye 150 milyon lira daha verme- yi düşünüyoruz. Bu meblag. 150 müyonun altında alacağı kalan- larla biriikte sanıjorum 600 mil- yar lirayı bulacak. Mudilerin ge- ri kalan 5 trihon Uralık alacak- lan da TEFE'nin (Toptan Eşya Fiyatlan Endeksi) 6 puan üze- rindeki faiz oranıyla nemalandı- nlarak ödenecek." ANAP Merkez Bankası'nda tutulan Tasarruf Sigorta Fonu'nda 10 tnlyon liraya yakın bir birikim bulunduğunu belirten Doğan. ~Bu biriken miktann nemalan- dınlmasıyla birlikte sigorta fo- nunda 16 trihon liraya yakın fon oluştıT dedı. Tasfiye sürecine alınan ban- kalarda paralan batan yabancı finans kuruluslanyla, geçen haf- ta sonu Ingiltere'de dış kredi için toplantı yapan Hazine yetkilile- rinin. "Aİacaklannuzm ödenme- si durumunda dış kredi veririz" vanıtıyla karşılaştıklan öğrenil- di. Üst düzey bir Hazine yetkili si, bankaların 250 milyon dolar tutanndaki alacaklanna karşılık 700 milyon dolarlık dış kredi aç- mayı kabul ettiklerini belirterek "Bu miktar kabul edüecek dü- zeyde. Dıs kredilerin açılması için bu borçları ödememiz şart" de- öerlendırmesini yaptilar. Yaünm ve ihracat teşvik borçlan Doğan, 1994 yılında \erilen yatınm \e ihracat teşviklerinden doğan 30.5 trilyon liralık borçla- nnın yüzde 3 5 'ini nakit, geri ka- lanını da TEFE'nin 6 puan üze- rinde faizli 1 ve 2 yıllık devlet kâğıdı olarak ödeyeceklerini bil- dirdi. Ödemelerin ilk bölümü- nün 7-10 şubat tarihleri arasın- da yapılacagını belirten Doğan. geri kalanının mart ayı başında tamamlanacağını söyledi. Çîller'în çocuklarına yardım kampanyası • ANAP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Okuyan, Özer Çiller'in. "çocuklannın geleceğini düşünmek zorunda olduğu için ABD'ye yatınm yaptıklan" yolundaki sözlerini anımsatarak "Bosnâ"ya, Çeçenya'ya. Azerbaycan'a değil Çiller ailesinin çocuklannın geleceği için yardım kampanyası başlatıyonız" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bfiro- oluyor da Özer Çiller'in dediği gi- su) - ANAP Genel Başkan Yar- dımcısı Yasar Okuyan, Başbakan Tansu Çiller" \n eşı Özer Lçuran Çuler'in. ABD'deki malvarlıkla- nyla ilgili olarak önceki gün yap- tığı açıklamanın. "gerçekleri ka- buletmek" anlamına geldığını öne sûrdü. Okuyan, dün düzenledıği basın toplantısında, özer Uçuran Çil- ler'in önceki gün ABD'deki mal- varlıklanyla ilgili olarak yaptığı açıklamaya değinerek "Özer Çil- ler'in >aptığı açıklama. aslında gerçekleri kabulden başka bir an- lam taşımıyor" dedı. Çiller aılesı- nın resmı kanallardan ABD'ye götürüldüğünü söylediklen. ABD'deki malvarlığının temelini oluşturan 925 bin dolann, hangı banka aracılıgıyla ve hangı resmı makam yoluyla ABD'ye transfer edildiğinı soran Okuyan, sözleri- ni şöyle sürdürdü: "ÇUler ailesi hesabını vermek zonındadır. Marsan Holding 1987-1990 jıllan arasmda 1 lira kazanç göstermediği halde. 1 ku- nış vergi ödemediği halde, 1992- 1993 yıllan arasında toplam 29 milyon vergi ödediği halde, nasıl bi 500 bin dolarlık bir kaynak ora- daki gayrimenkullerin alımsına esas teşkil edhor?" Başbakan Çiller'in, Türk ulusu ve TBMM önünde mallannın he- sabını veremedığını ve kendıni ak- layamadığını söyleyen Okuyan. Cumhurbaşkanı Sülevman Demi- rel'e atfen, "Malvarügı gibi bir olay, Başbakan'ı götürür" yolun- da haberler bulunduğunu da kay- dederek "Ashnda Başbakan Çil- ler'in istifa crmesi için bir değil bin sebep vardır" diye konuştu. Konuşmasında Özer Çiller'in. "çocuklannın geleceğini düşün- mek zorunda olduğu için ABD'ye yaunm yapüklan" yolundaki söz- İennı de anımsatan Okuyan, "Bos- na'ya, Çeçenva'ya. Azerba\can"a değil Çiller ailesinin çocuklannın geleceği için yardım kampanyası başladyoruz" diyerek 500 bin li- rayla kampanyayı açtı. Okuyan. kampanyanın tüm ANAP örgütlerinde pazartesı gü- nünden itibaren yürütülmeye baş- lanacağmı ve toplanan paranın. posta çekı yoluyla Özer Uçuran Çıller'e vollanacagını sözlerine ekledı. Yılmaz'a îlişkin eski savlar yîne gündemde • DYP Genel Başkan Yardımcısı Ismaıl Karakuyu, Başbakan Çiller'in ABD ve Türkiye'deki kuşkulu servetine ilişkin iddialan yanıtlarken Mesut Yılmaz'ın Finansbank'a ortaklrğının suç unsuru olduğunu savundu. ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Başbakan Tansu Çiller' in ABD ve Türkiye'deki kuşkulu servetine ilişkin iddialan yanıtla- yamayan DYP, ANAP lideri Me- sut Yılmaz'a ilişkin daha önce öne sürdüğü savlan tekrar günde- me getirdi. ANAP yöneticileri- nin Türkiye'nin hiçbir sorununa çözüm getirmediğıni savunan DYP Genel Başkan Yardımcısı tsmail Karakuyu. "Zavallı Me- sut Yılmaz'ın zavallı politikalan, Türk siyasi hayatına kara bir le- keolarakgeçecektir" dedı. Kara- kuyu, ANAP'ın Başbakan Tansu ÇüTer'in malvarlığma ilişkin sav- lannı yalanlarken Yılmaz'ın Fi- nansbank'a ortaklığmm suç un- suru olduğunu savundu. Partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında ANAP Genel Başkanı Yılmaz'ın değişen dünya ve ülke koşullan- na göre düşünce üretemediğıni ileri süren Karakuyu. "Yılmaz. akıl almavan basit bir muhalefet anlayışına sahiptir. ANAP Genel Sekreteri, sov yapayım derken vatandaşın karşısında zor duru- ma düşmüştür. Bir başka ANAP'U, hal müdürüne küfür et- miştir. Yılmaz da darbeden söz ederek gündemde kalmayı dene- miştir" dıye konuştu. ANAP Grup Başkanvekıli Eyüp Aşık'ın "Kunilniuş bir ptak gibi. yalanlan ortaya çıkük- ça seviyesini düşürdüğünü" ileri süren Karakuyu, Aşık'ın. Başba- kan Tansu Çiller'in ABD'deki malvarlığıyla ilgili olarak yalan söyledığini ve iftirada bulundu- ğunu savundu. ANAP liden Yıl- maz'ın Finansbank'a ortak oldu- ğunu mal beyanında göstermedi- ğini ifade eden Karakuyu, "Sayın Yılmaz, kardeşinin Almanya'da- ki 800 bin markmın hesabını ne- den soramamaktadır?" diye ko- nuştu. Ortada bir 'Beyaz Saray hadi- sesi'nin bulunduğunu anlatan Ka- rakuyu. "Bilmece niteliğinde, ka- muoy undan gizledikleri. defalar- ca sorduğumuz halde cevap ala- madığımız. Beyazıt'taki Beyaz Sarav hadisesi var" dedi. Şirketimiz eski ortaklanndan CENGtZ PALA Istanbul 6. Noterliği'nin 22.6.1993 tarih ve 10784 yevmiye no'lu AZlLNAMESl ile vekâletimizden azledilmiş ve verilen tûm yetkileri kaldınlmıştır. Adı geçenin bazı olumsuz gi- rişimlerini istihbar ettiğimizden üçüncü şahıslara önemle duyuruluT. ULUSAL TEMİZLEME SERVİS ORGANtL\SYON LTD. Ş. ve GTT GÜV'ENLİK SERV İS HtZMETLERİ TİCARET LTD. Ş. adlanna temsikn, kendi adına a&aleten KEMALAYDOĞAN * • G U N D E M MUSTAFA BALBAY I Baştarafı 1. Sayfada sonrasında, demek üyeleriyle birlik- te olduk. Kendimi Anadolu'daki ka- dar rahat hissettim. Köln'deki ünlü Dom Kilisesi'ne gitmek için Ziraat Bankası'nın önünden yürüyüp, kar- şıda Yapı Kredi Bankası'nı görünce sağa sapıyorsunuz ve kiliseyi karşı- nızda buluyorsunuz. Çöpçülerden birine Türkçe, "Hemşerim, gazete bayii nerede?" diye sordum, yine Türkçe, "Karşıda tren istasyonu var. Içeri gir, görür- sün" karşılığını aldım. lyidirii ile birlikte kilisenin kulesine tırmandık. Dar merdivenleri, duvar- larında, "Ayşe Tuncay'ı seviyor" "Yaşasın devrimci mücadelemiz" yazılannı okuya okuya çıktık. Türkiye hapşmnca, Amanya'daki yurttaşlarımız nezle oluyor. Her şey- den, fazlasıyla etkileniyorlar. Türki- ye'deki günlük gazetelerin yanı sıra televizyon kanallan da izlendiği için her şeyden haberleri var. Frankfurt'taki toplantı sonrasında bir Türk lokantasına gittik. Lokanta- yı bir Arjantinliden devralmışlar. Çevredeki müşterinin alışkanlığı bo- zulmasın diye Arjantin Lokantası olarak devam ediyorlar. Amblemin- de iri bir Arjantin sığın var. Türkçe öğretmeni Hasan Aslan, eşi ve Frankfurt'ta doğan üniversi- teli oğlu Mehmet'le geldi. Meh- met'in yüzü asıktı. Sordum, kız ar- kadaşıyla programını bozup yeme- ğe gelmiş. Kendi masada, aklı ar- kadaşında. Kız arkadaşı Alman. Mehmet'e sordum: - Türkiye deyince, aklına gelen ilk Almanya'daki Vatan... üç şeyi söyler misin? - Babaannem, anneannem ve deniz. Hasan Aslan yaşadıkları bir olayı anlattı: "Bizim apartmanda değişik ülke- lerden insanlar var. Alt komşumuz Yunanlı. Birkaç ay öncesine kadar hiç konuşmamıştık. Sadece, karşı- laşınca selamlaşıyorduk. Geçenler- de annesi gelmiş. Bir cumartesi günü ailece alışveriş yapmışlar. Her şeyi almışlar ama, tuzu unutmuşlar. Kadın, 'Anne eyvah.. tuzu unuttuk. Bu saatten sonra her yer kapalıdır' demiş. Anne, 'Kızım telaşlanma, bu apartmanda hiç Yunanlı ya da Türk oturmuyor mu?' diye sormuş. Ka- dın, üst komşumuz Türk deyince anne, 'Al bir tabak eline, git tuz iste' demiş. Geldi. Verdik. Şimdi arada bir sohbet ediyoruz." Aslan'dan bir anı daha: "Türkiye'den dönüyoruz. Korint Boğazı'nda bekliyoruz. Hava sıcak mı sıcak. Bir kahveye oturduk. Ara- mızda Türkçe konuşuyoruz. Yaşlı bir kadın, attımtza kocaman bir ko- va su döküp, kahveyi serinlettikten sonra Türkçe, 'Buyrun oturun' dedi. Türkçeyi nerede öğrendiğini sor- duk. Kûçük yaşta Istanbul'dan gel- mişler. Çat-pat Türkçe biliyormuş ama, unutmuş. Yıllar sonra, evinin yanındaki bir inşaatta Türklenn ça- lıştığını duymuş. Onlara yemek, çay götürüp Türkçeyi yeniden öğren- miş." Adını anımsayamadığım bir Türk işçisi de annesine ilişkin bir anısını anlattı: "Annem 90 yaşında. Geçen yıl buraya getirdik. Gelsin, buralan da görsün dedik. Bir ay kaldı, başladı, 'memleketim' demeye. Tüm ısrarla- rımıza karşın dinletemedik. Sor- dum, 'Anne niye bu kadar çabuk dönmek istiyorsun?'. 'Ölürsem bu- ralara gömülmek istemiyorum' de- di. Ben de şakayla karışık, 'Anne merak etme. Seni buralara gömsek bile yalnız bırakmayız. Hem Alman çocuklan sık sık mezar ziyareti ya- parlar. Arada sana da çiçek getirir- ler' dedim. Annem çıkıştı, 'iyi ama oğlum, ben Almanca bilmem ki'. Gülmekten kınldık." Erkek melekler Berlin'de ise HDF'liler bizi, daha önce Uğur Mumcu'yu ağıriadıkları şık bir restorana götürdüler. öğret- men Mustafa Mamay okulda ya- şadıklan bir olayı anlattı: "Yüzme dersi biraz sorunlu olu- yor. Bazı aileler kızlannın mayo giy- mesine izin vermiyor. Okul yöneti- mi çareyi kız ve erkek çocukların ayn ders yapmasında buldu. Aile- lerden biri buna rağmen, kızını yüz- me dersine sokmak istemediğini söyledi. Bir gün okula çağırdık. Gösterdik, bakın kız ve erkek ço- cuklar ayn havuzlarda yüzüyor. Bir- birini görmüyorlar. Kızın babası, yi- ne de hayır deyip şu karşılığı verdi, 'Siz bu salona hiç erkek çocuk al- mıyorsunuz ama, erkek melekler var. Onlar görür.' Hayretimizi gizle- yemedik." Bizim Türk işçilerinden biri ilk geldiği yıllarda Almanya'ya uyum sağlamakta güçlük çekmiş. Bir hastanenin psikiyatri kliniğine gö- türmüşler. Doktor, "Bize göre sen normal bir insan değilsin" deyince kızmış, sormuş, "Diyelim eve gel- diğinde karını bir başka erkekle ya- takta buldun, ne yaparsın?" Dok- tor, "Karımı boşarım" karşılığını vermiş. Bizimki çıkışmış, "Ben ol- sam, en yakındaki kesici aleti alır, üzerlehne yürürüm. Bana göre de siz normal değilsiniz" demiş. Almanya'daki yurttaşlanmızın en büyük derdi, Türkiye'de adam yeri- ne konmamak. "Herkes bize mark gözüyle bakı- yor. Resmi görevliler kötü davranı- yor" diyorlar. Bir işçi Türkiye'de ya- şadığı bir olayı anlattı: "Balıkesir yolunda polis durdur- du. Eyvah dedim. Yine olmadık ek- sik bulacaklar. Sigara vereceğiz, eşantiyon vereceğiz. Polis yaklaştı. İyi günler dedi. Nazik bir şekilde evraklan sordu. Tamamdı, verdim. Inceiedi, yol- culuk nereye diye sordu. Gülüm- seyip, iyi yolculuklar dedi. Sevinçle camı kapattım." Biraz duralayınca, sordum: - Sonra ne yaptın? - Türkiye'de ilk defa bir polisten bu kadar iyi davranış görüyordum. Birkaç kilometre sonra aracı sağa çektim. Hüngür hüngür ağladım... Başbakan Tansu Çifler'in enflasyon bozgunu • Baştarafı 1. Sayfada yüksek artış, yüzde 9.7 ile Zonguldak'ta gerçekleşti. Tüketicı fiyatlanndaki aröş- ta Zonguldak'ı yüzde 9.5 ile Trabzon, yüzde 8.8 ile Diyarbakır izledi. Tüketici fiyatlan ocak ayında. bir önceki aya gö- re lstanbul'da 6.7, Ankara'da yüzde 4.6. İzmir'de de yüzde 7.6 oranlannda yük- seldi. Tüketici fiyatlanndaki en yüksek oranlı artış. yüzde 16.8 ile sağlık ve ki- şisel bakım grubunda gerçekleşti. Ocak ayında, gıda fiyatlan yüzde 6.8, giyim fi- yatlan yüzde 1.4, ulaştırma-haberleşme fiyatlan yüzde 8.9, konut fiyatlan da yüzde 10.1 oranında arttı. DlE verilerine göre 1994 yılı Ocak ayında, 1993 yılına göre toptan eşya fi- yat artışlan, yüzde 60.6 oranında ger- çekleşmişti. 1994 Ocak ayı artışı da yüz- de 5.5 düzeyinde olmuştu. Tüketici fıyat- lannda da aynı dönemde aylık yüzde 4.4, yıllık yüzde 69.6 oranında artış kaydedil- mişti. Doğan: Şok dûşüş haziranda Devlet Bakanı Aykon Doğan, dün dü- zenlediği basın toplantısında. ocak ayı enflasyonunun yüksek olduğunu, ancak haziran ayında fiyatlarda "şok düşüş" gerçekleşeceğini savundu. Yüzde 150 oranlanna ulaşan enflasyonun savunula- mayacağını vurgulayan Doğan, fıyatlar- daki yüksek artışlann 1980 yılından bu yana süregelen kronik enflasyondan kay- o •IOtofc %*> a* o 7 j51 w> i» Aflık • ' 1 €X) gs ol«=î - \ > % ^ ^ ^ Neon Moyıs Hnzirın Tamu îûâfVî » «e •» » Bum Kasun AroHt Ocok naklandığını öne sürdü.Tüketıcı fıyatla- nndakı artışın, toptan eşya fiyatlanna göre daha düşük oranlı olduğunu belır- ten Doğan, "Buradan da anlaşıbnakta- dır ki bu enflasyon, maliyet enflasyonu- dur. Bizim de iiretûn mahyetlerini düşü- rücfi önJemler ahnamız gerekmektedir" dedi. tstanbul Üniversitesi tktisat Fakültesı öğretim üyesi Prof. Dr. Izzettin Önder, açıklanan enflasyon rakamını değerlen- dirirken "Bir kez geçen yıl sonu itibany- la yüzde 149 olan enflasyon yıllık ortala- mayı göstermiyor. Başbakan'ın nisan- mayıs ay lannda düşecek dediği enflas- yon düşmeyecek" dedi. Prof. Dr. Önder, şu görüşleri dile getirdi: "Halen geçen nisan ayındaki yüzde 130'luk enflasyonun etkisi alönday ız. Bu açıdan bakıldığında enflasyon düşecek gibi görünecek. Ancak artik aylık enflas- yon oranlan etkili olmaya başladı. Aylık enflasyonda Türkiye arök yüzde 4-5'le- rin üzerine çıkarak yüzde 7-8'lere otur- du. Yıllık bazda bakıldığında ise 1988 yıl- lannda başlayan yüzde 60'lık ortalama- ya oturma eğUimi, arök yüzde 90'larda gerçekleşecek. Bu da enflasyonun yıl so- nunda yüzde 180'lere ulaşması demek. Bütçe tahminlerinde hükümetin enflas- yon rakamlannı yapay olarak düşük gös- terme eğilimi ise mümkün olduğu kadar denk bütçe yapma eğiliminden kay nak- lanıyor. Bu açıdan bakıldığında 1995 yılı için yapılan bütçe içerisindeki, ne döviz, ne de maaş tahminieri doğru çıkacak. K> sacası 1995 yılında da ücretler erimeye devam edecek." Sabit geiiriinin alım gücü giderek düşüyor İTO Hububat Bakliyat Meslek Komi- tesi Başkanı Mehmet Reis de şöyle dedi: "Açıklanan ocak ayı enflasyon rakam- lannda toptan eşy a fî>T»t endeksi ile tüke- tki fıyat endeksi arasındaki fark, sabit ge- iiriinin alım gücünün giderek düştüğünü gösteriyor. Biz sabit geiiriinin alım gücü- nü artürabilmek için en azmdan ramazan ayı boyunca fiyatlanmızı sabit tutma ka- ran aldık. Giderek bu karara katılan es- naf sayısı artıyor. Artık enflasyon hakkın- da yorum yapmaktan bıkükl Çünkü so- run belli, rakamlar ortada, fakat sorunu çözümlemek için hiçbir şey yapılmryor. Ama artık bir şeyler yapmâk lazun." Türkiye Yazarlar Sendikası'nın 9. Olağan Genel Kurulu başladı u Edebiyatı insan yaşannna sokmalıyız' Kültür Servisi - Türkiye Yazar- lar Sendikası'nın, ikı gün sürecek 9. Olağan Genel Kurulu dün Ga- zetecıler Cemıyetı Burhan Felek Salonu'nda başladı. Ataol Behra- moğju ve Öner Yagcı önderliğın- de ikı grubun yönetıme aday oldu- ğu kurula katılım. son yıllardakı kurullar dikkate alındığında ol- dukça yogundu. Genel kurul. ra- hatsızlığı nedenıyle salona gele- meyen Genel Başkan Oktay Ak- bal'ın mesajı okunarak başladı. Akbal, mesajında son beş yıl bo- yunca TYS'yi kişiliğıne yakışır bıçımde temsil ettıklennı, üzenne aldıklan sorumluluğu yerine ge- tirdıklennı belırttı. Sendıkayı der- nek niteliğıne ka\Tişturmak gerek- tiğine değınen Akbal, mesajında. bu görevi severek, vaktini vererek yenne getırecek kışılerin yönetı- me seçılmelen gerektığini vurgu- ladı. 21 yıl önce AzizNesin'le birlik- te çalışmaya başlayan ve 18 yıl yönetımde görev alan Demirtaş Ceyhun, emekli olmamak için ay- nlmaya karar verdiğinı açıkladı. Yönetım kurulunun göre\' aldığı süre ıçınde başanlı olmadığını be- lirten Ceyhun, bunu Türkiye'nin son yıllarda karanlık günler geçir- mesme bağladı. Divan başkanlığına NaU Güre- li, di\an başkan yardımcılığına Necati Güngör ve Sulhi Dölek. yazman üyeliğe ise Emin Karaca TYS'nin yeni yönetim kurulu, bugün yapdacak oylamada behrleııecek. (Fotoğraf: DEVRtM BARAN) ve ÖnerCiravoğhı'nun seçilmesi- nın ardmdan Tansu ÇiDer, Yekta Güngör Özden, Murat Karayal- çın, Mahmut Tali Öngören, Mus- tafa Şerif Onaran. Haymana Ka- pah Cezaevı'nden, oyunu Ataol Behramoğlu'nun grubuna verdi- gini bildiren Yılmaz Odabaşı. Kültür Bakanı Timurçin Savaş, Kültür Bakanlığı Müsteşan Prof. Dr. Emre Kongar,, Mümtaz Soy- sal, Haüt Çelenk ve Gülten Akm'ın mesajlan okunarak saygı duruşunda bulunuldu. Tüzük de- ğişikliklerinin. üyehklerinin ka- bulünün tartışılacagı SeyyitNezir ve Aslan Yiizgün' ün üyeliklerinın iade edilmesinın tartışılması da kurul gündemine oybirliğiyle alındı. Aziz Nesin de öneri üzerine bir konuşma yaptı ve yeni seçilecek yönetimin çalışmalan üzerine dı- leklerde bulundu. Kurultaya gös- terilen yoğun ılginın kendisinı coşkulandırdığını belirten Nesin, DtNİZİ Sl V LNLl Rt İLGİNC ÖYKÜLtK,Thk\İK KONLLAR. 1 Dt:vterl\l\ y \ •• iki grubun aday olmasından dola- yı memnun olduğunu belirtti. Sendikanın süreklı almaya alışık olduğunu vurgulayan Nesin. "Bu sendika Ay dınlar Düekçesi'ne.sos- yal gelişimlere. atilımlara öncü ol- muş bir sendikadır, ancak son iki yönetim kurulu etkin olamamıştır. Etkisi yoksa yapoğınız işin bir ya- ran yoktur" dedı. Nesin, sendikanın dinsel gerici- lığe karşı savaşımın yanında yer alması gerektiğini, ancak bu sa- GALERI • ATÖLYE vaşımın değil yanında yer almak en gensinde kaldığına değındı ve lstanbul'da yabancı konukların da katılımıyla bir "anti-fiındamenta- fist" konferans yapılmasını öner- di ve sendikanın da bu konferan- sa yardım ve destek vermesini is- tedı. Yönetimin 9. genel kurula sun- duğu çalışma ve denetim raporla- nnın okunmasının ardından sen- dika üyeleri, bu rapora ilişkin gö- rüşlerini ve eleştirilerin belirtildi- ği konuşmalar yaptılar. "Sendikanın bir ivmeye ihtiya- a olduğunu" belirten Öner Yağcı, bunun için kişilerden çok sıyase- te, ideolojiye, bakışa ıhtıyaç oldu- ğunu vurguladı: "Sendikanın şu anki yönetimi bu anlamda bir bakışa. bu anlam- da bir ideolojiye sahip olamadığı için kör politikalar üretmek zo- runda kalmışbr. Elbette yadsunı- yorum. uluslararası iliskikr ola- bildiği kadar olsun. ten'f haklany- la ilgili çabalanmızı olabildigi ka- dar yapahm. ama esas olan, poli- tik yaklaşım. halktan yana. işçi- den. emekçiden, aydmlıktan yana bir yaklaşımdır." Feyza Hepcüingirler ise tüm ko- nuşmacılann, Demirtaş Ceyhun'u suçlamasının, Oktay Akbal'a ve diğer üyelere eleştiri yöneltilme- mesınin yanlışlığı üzerinde du- rarak ekip çalışmasının önemini dile getirdi. OLAYLARIN ARDINDAKİ GERÇEK • Baştarafı 1. Sayfada Sorunun çözümünün özünde, Türkiye'de enflasyo- nun denetim altına alınması ve vergi gelirlerinin arttınlma- sı yatmaktadır. Ekonomide enflasyon - devalüasyon sar- malı sürdükçe, vergi gelirleri düşük düzeylerde kaldıkça, iç borç sorununun sağlıklı çözümüne olanak yoktur. İç borç koşullannın vadele- rinin uzatılarak, orta ve uzun vadeye yayılması ve bu yapı- lırken faiz oranlannın da dü- şürülmesi yolu ile iyileştiril- mesi (konsolidasyon) girişim- leri de kuşkusuz, sorunun çözümüne katkıda bulunur. Devlet iç borçlanma senet- lerinin önemli bir bölümünün bankalann elinde bulunması, bankalann mevduat yüküm- lülükieri nedenıyle portföyle- rinde bağlı değer olarak dev- let tahvili, hazine bonosu bu- lundurma zorunluluklan, çö- zümü kolaylaştırıcı bir etken olabilir. Hazine, Merkez Bankası ve bankalann temsilcilerin- den oluşturulacak bir komite, yapılacak bir borç iyileştir- mesinin (konsolidasyonun) koşullarını esnek bir şekilde belirleyerek, bu konuda ge- rekli ortamı yaratabilirler. Bankaların kısa süreli yü kümlülüklerini dikkate alma- dan yapılacak bir konsoli- dasyon, bankalarda ödeme sorunlan yaratabilir. Türkiye'de iç borç tutarın- dan çok, borçların kısa süreli oluşu ve faizlerin yüksek oranlan, sorunu ağırlaştır- maktadır. Enflasyonun denetim altı- na alınmasının, normal vergi gelirlerinin arttınlmasının yanı sıra, borç yapısını iyileştirme çabalarının da önlem paketi içinde yer alması uygun olur. Doğurabileceği etkiler iyice hesaplanmadan, tek başına, tek yanlı borç konsolidasyo- nu ya da iç borçların TC Merkez Bankası yükümlülü- ğüne dönüştürülmesi, daha açık bir deyişle para basarak iç borçların ödenmesi, ekonomide olumsuz kar- maşalara yol açar. ••• Karayalçııi: Herkes 51. hükümeti kurmaya çalışıyor Haber Merkezi -Dışışleri Ba- kanı ve Başbakan Yardımcısı Mu- rat Karayaİçın, 50. hükümetin, ta- nhe Türkıye'nm en ağır, en ciddi önlemlennı alan bir hükümet ola- rak geçecegıni belirterek "50. hü- kümet görev başındadır. 50. hükü- metin kurulduğu günden bu yana 51. hükümetin kurulması için her- kes çaba sarfetmektedir" dedi. Türkiye, Ingıltere, Almanya, Fransa ve Italya dışişlen bakanla- nnın katıldığı Londra Danışma Kurulu toplantısına katılan Kara- yaİçın, dün Türkiye'ye hareketın- den önce Londra'da bir basın top- lantısı düzenledı. Beşlı zırvede Kıbns konusuna deginıldığini bil- diren Karayaİçın. "Bizim en bü- yük kaygımız, Güney Kıbns'ın Avnıpa Birliği'ne girme sürecinin başladığının açıklanmasıyla Kıb- ns sorununun çözümünün kolay- laşmayacağıdır. Avnıpa Büüğiko- lay lığından yararlanan Rum tara- n çözüme yanasmayacaknr" diye konuştu. Murat Karayalçın, "milli muta- bakat hükümeti" girişimlen ko- nusunda bir soruyu şaşırtıcı bul- duğunu ıfade ederek "50. hükü- met şu anda görev başındadır" de- dı. Cumhurbaşkanı Süleyman De- mirel'in "51. hükümet istasyon- da" sözleriyle ilgili yorum yap- mak istemediğini kaydeden Kara- yaİçın şöyle devam etti: "50. hü- kümet, neredeyse kurulduğu gün- den bu yana, 51. hükümetin ku- rulması için herkes çaba sarfet- mektedir. Herhalde 50. hükümet, günün birinde tarihe Türkiye'nin en ağır, en ciddi önlemlerini alan ve her gün "acaba bugün yıkıldı mı'diye sorgulanan bir hükümet olarak geçecek". ŞUBAT'95 SAYI:130 ANAYELKEN ISKOTA SİSTEMLERİ î SÖRF'TE 1995 YILI YENİLİKLERİ î KISMET'İN KUZEY EGE GEZİSİ Demralef Sdes, 8 Cadde No 71 Zeytmburnu iSTANBUL Tel 664 16 94 • 510 28 71 Faks 558 67 85 lstanbul Üniversitesi kimliğimi kaybettim. Hükümsüzdür. NALAN GÜNEŞ Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. RIZA YETÎŞOĞLU Ehlıyetımi, deniz yollan pasomu, sigorta kartımı ve banka kartlanmı kaybettim. Hükümsüzdür. FİKRETÇORLU MÜRECCEL KÜÇÜKAKSOY Resım Sergı5ı 10Ocak- 10 Şubat 1995 Is gunlen soal 11 00-18 00 otası «ıktıı Abdı Ipekçı Cad 75 Maçka Tel 0-212-231 28 32-36 293 89 78 (3HAT) ÜMİT YAŞAR SANATGALERİSİ KADIKÖY ŞUBESI YÜKSEL AYDIN Resim Sergısı 5 Şubat -24 Şubat '95 DoâdolCod SMxfSk No 293/3 Caocpc Td |0 2161 411 3501 KARMA SEROt I Şubat'95 - I Mart '95 Galeri Lebriz Eyiam Cjd Açık Hava Apt. No. 14/2 NjanUji Tel (0-212) 240 22 82 SERVER DEMİRTAŞResim Sergisi ^ 4 Şubat - 20 Mart '95 GALERİB HusrevGetedcCad FmnSok No 2 ITesvikıye Islanhul Tel 0-/212)2270363 - faar-faz»«ıfıanctogwıijan9li0OTsuç*ı»
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear