25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 5ŞUBAT1995 PAZAR 14 KULTUR Fotoğrafçı August Sander'in çalışmalan Kültür Servisi- Alman Kültür Merkezı, bu ay da başkentli sanat- severlere çeşitli kültür ve sanat et- kınliklen sunacak. tlk olarak AF- SAD'ın hazırladığı "Memleke- timden İnsan Manzaralan" sergı- sıne ve İsaÇelik'ın fotoğraf sergı- sıne ev sahıplığı yapan Alman Kültür Merkezı 'nde, 14 şubatta da Alman fotoğraf sanatçısı .August Sander'ın çalışmalan sergılene- cek. AFSAD tarafından düzenlenen sergıde, 1964 yılında yaşama ve- da eden Sander'ın daha önce "20. Yûzyıbn tnsanlan" adı altında ser- gilenen, 1. ve 2. Dünya savaşlan arasındakı zaman dıliminde yaşa- yan insanlann sosyolojık yapısını ele alan çalışmalan yer alıyor 16 şubatta Ankara'ya geliyor Bu sezon 30. kuruluş yıldönü- münü kutlayan Alman Melos Dörtlüsü. 16 şubatta Ankara'ya konuk olacak. Günümüzde oda müziğı alanında en önemlı toplu- luklardan bin olan Melos Dörtlü- sü, yaptıklan sayısız plak ve CD çalışmalanyla da bırçok uluslara- rası ödül kazandı. Dörtlü. konser- lerinde Haydn, Sibelius ve Dvo- rak'tanyapıtlarseslendırecek Ke- manlarda VVHhelm Mekher, Ide Bieter, viyolada Hermann Voss ve vıyolonselde Peter Buck'tan olu- şan dörtlü, 16 şubatta Hacettepe Ünıversıtesı M Salonu'nda vere- cekleri konserden önce, 14 şubat- ta da Cemal Reşit Rey Konser Sa- lonu'nda Istanbullu müzıksever- lerle bırlıke olacak. Alman Kültür Merkezı bu ay Alman sınemasından ıkı güzel ör- nek sunacak Ankaralı ızleyicile- re. Bunlardan ilkı, bır kara mızah örneğı olan "Im Kreise der Li- eben". Hermine Huntgeburh'un yönettıği fîlm, lngilizce alt yazılı olarak göstenlecek. Barbra Aeuer, Karin Boal ve Ruttı Hellberg'in rol aldıği fılm, 15 şubatta ızlene- bilir. 22 şubatta gösterilecek film ise " Wîr Können Auch Anders". Yö- netmenlığmı Detfcy Buck'ın üst- lendıği fılm, Baltık Denızi yakın- lannda kendılenne miras kalan çıfthkte yenı bır hayata başlama- ya karar veren iki kardeşin yolda asker kaçağı bir Rusla karşılaşma- lanyla gelışen yolculuklannı konu alıyor. Fılmde Joachim KroL, Horst Krause ve Sophie Rois rol alıyor. 1994'ün bol ödüllü yönetmeni Yavuz Özkan, 'Bir Kadının Anatomisi' adlı yeni filmine başlıyor 4 Nefes kesen film yapmahyınr 1 CUMHUR CANBAZOĞLU '94'ün bol ödüllü yönetmeni Yavuz Ozkan, yenı yılın ılk çeyreğinde 'Bir Kadının Anatomisi' adlı fîlmı içın "motor" demeye hazırlaruyor. Setı bu ayın sonunda kuracak olan Özkan, bir yandan yeni fılmı yönetırken dığer yandan Ankara Fılm Festıvali'nde 'Yengeç Sepeti'yle yenı bır ödül serüvenıne atılacak. Özkan'ın '95'te yapacak çok işi var. Bir Kadının Anatomisi'nden sonra yapımcılığını yükleneceğı, üç yönetmenli bir film yer alıyor programında. Senaryo kitaplan, film müziklen derken yeni yılı hareketli geçireceğe benziyor Özkan... - Sinema çevrelerinin ağzından düşmeyen bir konu> la başlayaüm; yeni yıJda "Ne olacak bu yerlı sınemanın halı" sorusuna yönetmenlerden umutlu vanrtiar gelecek mi? Ben '95 ıçın umutluyum. '80'li yıllardan başla>arak bır geçış dönemi yaşadıİc Ondan sonra birtakım savrulmalar oldu. Ama o günler gende kaldı Arayış ve geçış döneminın gelgıtleri büyük ölçüde çözümlendı. lcenk. bıçim, estetık, ntm sorunlan genellıkle aşıldı. Senaryo ve dıyalog konusundaki temel eksıklerin yine önemli ölçüde giderilmiş olduğuna ınanıyorum Yonetmenler de kendi dillerinı yaratabilmek içın yoğun çaba ıçınde - Yerii sinemayı ayakta tutmaya çauşan, bir avuç insan. Bu anlattığınız ilertemeleri kimler gerçekleştiriyor? Sinema yapmaya çahşan on tane adam yok zaten Bu saptamadan yola çıkarak o bırkaç yönetmenın yoğun çaba ıçıne girdiğinı söylüyorum - Fransızlarla ortak fflm çekeceğiniz basına yansıdı. Hazuiıklar hangj aşamada? Bu ayın sonuna doğru Bir Kadının Anatomisi adlı projenın çekımlenne başlayacağım Fılm bır Türk-Fransız ortak yapımı olacak. Türk sponsor Efes Pılsen; Kanal D de televizyon yayın haklannı satın aldı. Post-prodüksiyon Fransa'da yapılacak Virtüözite oyunculuk gerektıren bır öykü. tzleyenlerin, "Vay anasuu, pes doğnısu. nefesim kesiidr, gibı sözlerle anacaklan bir fılm yapmak istiyonim. Bu sefer de bunu başaramazsam her şeyı bır kez daha gözden geçıreceğım. Çünkü bu ülkede herkes her şeyden şikâyetçı, ben de her şeyden şikâyetçıyim. Bu durumda herkes işini çok ıyi yapmak zorunda. Eğer insana yaraşan bir yaşam biçiminin Yavuz Ozkan, "Bu sefer de istediğimi başaramazsam, herşeyi bir kez daha gözden geçireceğim'' diyor. ayaklanmızın altından kayıp gıttığinı görüyorsak, ki öyle, o zaman özürü yok bu işin, en iyisinı yaratacaksın. ' ' - Fflmde virtüöz düzeyinde oyuncu bulabilmek için uzun süredir araşürmalar yaptığınta biliyoruz. Başroller için kafaruzda isimler belirdimi? Araştırma halen sürüyor, isimleri bu nedenle açıklayacak durumda değilim. Başroller bizim oyunculann olacak. Filmin on dakikalık bölumü Fransa'da geçiyor. Fransa'dan yan roller için oyuncular bulacağız. - Film olarak 1995'te başka projeleriniz var mı? Kuşaklar arası iletişimsızliğın acısını çeken ve kendı maceralannı kendı başlanna yaşamaya terk edilmiş genç sinemacılarla yetişkin sinemacılar arasında bir köprü kurmayı deneyeceğim Üç genç ısım Oğuzhan Tarcan, Ümit Ünal ve Semih Kaplanoğlu'na bır uzun metrajlı fılm ıçınde üç hıkâye çektireceğım. Şıddet, sevgı ve iletişimsizlık üç hikâyenın temalannı oluşturacak Hıkâyeler birbirinin içınden geçecek. Bu çalışma, Ünal ve Kaplanoğlu'nun ilk yönetmenlık denemesı olacak. - Baü'da sinema, gişe hasılaünın yanında diğer ürünlerie de destekleniyor. Türkiye'de yaptığı tüm filmleri gösterilme şansı yakalayan bir yönetmen ve yapımcı olarak yan kurvarian da denemeyi düşünüyor musunuz? Bunlar hesap kitap işi tabii, üzerinde çalışıyoruz. Son fılm Bir Kadının Anatomisi'nden geriye gıderek filmlenmın senaryolannı kıtap olarak yayımlayacağım Bır de fılmlenn müzıklerini aynı anda çıkartacağız. Kompozıtörlerden bütçe ıstedık Bızi çok zorlamazsa ünlü kompozitörlerle genç yönetenlerin filmi ve Bir Kadının Anatomisi'nde çalışacağız ve kasetlerinı yapacağız fılm müzıklennın - Son dönemde Ban'da, sinema fılmJerinin jenerikierinin önemi tartışılryor, filmin kaderinin jenerikte çizildiği öne sürülüyor. Siz bu konuda neter düşflnüyorsunuz? AJdımda kaldığı kadanyla bır Amenkan fılminın jenenğıne 1 milyon 200 bın dolar bütçe ayırmışlardı Çünkü bır filmin gırişinde seyircıyi yakalamak çok önemli. Her şey ilk karelerde başlıyor Adamlar da bunu çok ıyı bıldığınden paraya kıyıyorlar. Biz de olanakJar ölçusünde aynı önemı \ermeye çalışıyoruz. - Geçen vüın sonunda de\ letin verdigi 1.5 milyarük \ardımı kabul etmemenizin nedeni neydi? Devletın kültür-sanatla ılgılı gerçekçı ve kalıcı polıtıkası olmadığı ıçın reddettım. 1 5 milyar önemli para aslında, ancak sorun az ya da çok para değil, ılke meselesi. Bır yıl önce yardım için başvurmuştum, o sırada de\ letm kültür-sanata destek vermesı gerektığıni düşünüyordum. hâlâ da böyle düşünüyorum. Ancak devletın, siyasal iktıdann ve sıyaset adamlannın bu konuda hiçbır programlannın olmadığına, bu ilişkinin bir iane ilişkisi halıne geldiğine, sinema sanatına hiçbır katkısı olmadığına, kültür-sanatın entelektüel birikımlerinin aşağılandığı bir siyaset anlayışımn geliştiğine, sanatın ve sanatçılann düzeysiz tanımlamalarla yerin dibine batınldığına ınanıyorum. Bu düzende savruk ve göstermelık desteklerle çelişkilı ve yararsız bir ahşveriş ortamının yaratıldığını düşünüyorum. Reddedişimın nedeni bunlar Fransız kadın oyuncular 'sonsuza dek çekici' Kültür Servisi - Eğer Fransız ak- törlerini bir çırpıda saymak gerekir- se, akla önce Gerard Depardieu, belki elli-altmış yaşlanndakı Deloru Bebnondo, Trintignant ve Noiret gelır. Aynı durum, Fransız aktnslen içmsözkonusudeğildıroysa Fran- sız hükümeti Hollywood'un ege- menliğinı yıkmak içın boşuna uğra- şıyor. Ama Fransız aktrisİere gelin- ce, iş tersine dönüyor. Fransız kadın oyuncular, Amerikalı meslektaşla- nnı geride bırakmış durumdalar. Küçük bir liste, konuyu açıkla- mak için yeterli olabılır. Isabefle Adjani'dcn IsabeDe Huppert'e, Ju- Hette Binoche'dan Carole Bouqu- et'ye ve Catherine Deneuve'e ka- dar uzanan bir liste çıkıvenyor or- taya. Teşhircilik söz konusu oldu- ğunda, Sharon Stone herkesın aklı- nı başmdan alabılır. Ama güzellık, zarafet ve çekicilik, yalnızca Fran- sız aktrislerine ait özel- likler olarak görülüyor Yukanda sayılan bü- tün isimler, kırklı, elli- li, hatta Deneuve düşü- nülürse altmışh yaşlar- dalar. Adjani, bu yıl kırk yaşına basıyor Huppert kırk iki yaşın- da, Bouquet otuz sekız. Bınoche da henüz be- bek sayılabilir. otuz bir. Liste uzatılabılir: Fanny Ardent kırk beş yaşında olmasına karşın hâlâ erkeİderin rüyalannı süslüyor. Anouk Aimee, altmış iki; Jeanne Moreau altmış altı yaşında olmala- nna karşın, çekıciliklerinden hıçbir şey yitirmediler Yalnızca yaşamım hayvanlara adayan Brigitte Bardot, gerçekten altmış yaşında gözükü- yor. Fransız aktrislerinm ilerleyen yaşlanna karşın çekicilik ve popü- lerîikkrini yitirmemeleri, Hollywo- od'un kendi yarattığı aktrisİere ne kadar acımasız davrandığının gös- tergesi olabilir. Newman,Nicholson ve Beattygibı aktörlenn kızlan ya- şmdakı oyuncularla film çevirmele- n yadırganmıyor, ama Sissy Spacek (45), Jül Clayburgh (49) ve Jesska Lange(45) gibı aktrisİere olan ilgı gıtgıde azalıyor. Kırk beş yaşında- ki Meryl Streep, gençlığini yitırmış ve bu yüzden bunalıma girmiş akt- risleri canlandırdığı karakter rolle- nnı oynayabilıyor. SaDy FleM (48), "Mrs Doubtfîre" gibı, anne rolünü oynadiğı fılmlerçeviriyor. Kırkya- şmdakı Kathleen Turner, komik vamplan oynuyor. Susan Sarandon a "The Client" filminde, seksi bır avukat rolü ve- nlmesı, medyanm menopoz, tehli- ke ve tutku üzennde yoğunlaşması- na yol açtı. Üstelık Isabella Rosse- Uni'nin, yaşlıhk saplantısı olan Amerikan pazan yüzünden, Lanco- me modellıgınden atılması da unu- tulmayacak. Fransız aktrislerin, ileriemiş yaş- lanna karşın başanlannı sürdürme- leri, büyülü ya da gizemli bir şey de- ğil. Onlar yalnızca, kadmlık sanatı- nı özümsüyor; kuzeydeki ve okya- nusun diğer yakasmdakı meslektaş- lannı etkileyen kültürel etkenleri umursamıyorlar. Ünlü femınistler- den Elisabeth Badinter'a göre Ang- losaksonlar kadınlan yalnızca an- ne olarak gören püriten kültürün etkisınde ka- lıyorlar "Fransa'da ka- dınlığı anlatmak için, başka sıfatlar da kuüa- ndiyor. Sanınm Fransız erkekleri, kadmlardan daha az korkuyoriar.'" Fransa'da ve Latin ülkelerinde, yaş ve de- neyim, gızemi ve çeki- cilığı arttıran bir öğe olarak görülüyor. "Indochine" filminde, Catherine Deneuve'le çahşan yönetmen Regb VVargnier, elli-altmış yaşındaki ka- dınlara "Sen 45-50 yaşındasmvear- ük kimseleri baştan çıkaramazsın" demediklerini ve yaşîı kadınlann da aşk maceralan yaşayabıleceklerini kabullendıklennı söylüyor. Bu, doğal olarak Fransız aktrisle- rin, yüzlerindeki kınşıklıklardan ra- hatsız olmadıklan anlamına gelmi- yor Deneuve de geçtiğimiz günler- de. bir konuşmasında, yaşlanmaya aldırmadığını söyleyen bir kadının kesınlıkle yalan söylediğini belirt- mişti. Fransız erkekleri kadınlığa değer veriyorlar. 78 yaşındaki has- ta Mitterrand bile, başbakanlıkla görevlendırdığı 61 yaşındaki Edith Cresson'un yalnızca meslekı başa- nsının değil, aynı zamanda "güzel- liğinin" de önemli olduğunu söy- lemişti. Kırk yıllık bir dostluğun anatomisi Musee Picasso'da'Max Jacob-Picasso' sergisinde 200'denfazlaeser sergileniyor NEGVÖSÖNMEZ Pans, Pabto Ruiz Pkasso, 1901 yı- lında Pans'e Galeri Ambroise Vol- lard'da bır sergı açmak amacıyla ıkinci kez geliyordu. 20 yaşına henüz basmış bu genç sanatçının sergısı, o dönem pek fazla ilgi görmese de re- sim eleştirmeni olarak son derece parlak bir kariyeri olan Max Ja- cob'un ilgisini çekiyor. Boulevardde Clichy üzenndeki 130 numarah ev- de genç bır ressamla eleştirmen, ilk kez karşılaşıyorlar Genç Ispanyol çok az, hatta hiç Fransızca bilmıyor, ama eleştirmen, onun resımlerinde- kı "giiçlü kişiligi. hevvcan ve dinamiz- mi" (bu sozler Jacob'a aıt) gördüğü için aralannda sözcukJere değil, şe- kıllere bağlı görsel bir dostluğun te- mellen atıhyor. 'Evrak-ı metrukiye' sergüeniyor Pans'tekı Musee Picasso, "Max Jacob ve Pfcasso^aşlığı altında mo- dern sanatın gehşmesmde öncü rol- leri üstlenmiş iki sanatçının kırk yılı aşan dostluğunu belgeleyen 200'den fazla resım, desen, fotoğraf, mektup ve 'e\Tak-ı metruidye'yı sergilıyor. Sergilenen sanat eserleri ve özel ya- zışmalar bilınen anlamıyla bır sergi- nin ıçeriğını aşan "özel" ve "öznel" nesnelerden, karalamalardan, günlük defterlennden oluşuyor. Fİesmi ve özel koleksiyonlardan derlenen re- sim ve nesnelerin büyük bir bölümü ilk kez ızleyici karşısma bu sergi ne- deniyle çıkanlıyor. Sergide yer alan eserlerin sahip ol- duğu kapalı, öznel karakter, bu ser- gilemeyı bılinen u bövük"(!) Picasso sergilerinden ayırarak. modern sa- natla, çağdaş edebiyatla ılgılenenle- rin akıllanna dahi getırmedikleri kü- çük detaylan görebilecekleri bir "ke- şif gezisine" dönüştürüyor Sergi, 1916 yılında Jean Cocteau'nun bir öğle yemeği öncesınde çektıgi 19 si- yah-beyaz fotoğrafla başlıyor Jacop, Picasso. Modigliani, yazar Andre Salmon, Kisling'ı değışık pozlarda gösteren bu fotoğraflar, serginin omurgasını oluşturan önerrüı yazış- malann tarihi atmosfen hakkında ol- dukça önemli ipuçlan vermeyı başa- nyorlar. Çamaşır teknesi Picasso, 1904 yılında Pans'e kesın olarak yerleşme karan alarak Mont- marte yakınlanndaki Bateau-Lavoir PabJo Picasso 'lpcanbazlan ve Köpek' (1905) Moma koUeksiyonu. atölyesine taşınıp bir yıl sonra da 'Mavi Dönemi'ne ait en önemli re- sımlerinın yer aldığı bır sergıyi Ga- len Serruner'de açıyor. Jacop bu ser- gi hakkında olumlu eleştınler yaza- rak Picasso "nun daha geniş kıtlelere tanıtılmasında Andre Salmon ve Apollina Ire'le birlikte büyük bir ça- ba harcıyor. Bu üç yazar kendilerine "Picasso Çetesi" ısmıni takıyor, çün- kü tüm uğraşlan, genç Ispanyol sa- natçısını tanıtabilmek. Serginin bu bölümünde Picasso'nun 'Mavi Dö- nemi'ne aıt ünlü "Margot" ve "Su- zanne BJoch"portrelerinin yanı sıra, yan Fransızca yan lspanyolca olarak yazdığı desenlı mektuplar, adres def- terleri ve Jacob'un çizdiği resimleri ve Picasso üzerine tuttuğu notlan yer alıyor. 1907'de Picasso "Les De- moiseUes d'Avignon" ısimli resminin ön çalışmalanna başlıyor; daha son- ra 'kübizm'ın doğuşunu müjdeleye- cek olan bukompozisyonun ilk ısmı oldukça ılginç: "LeBordelPhilosop- hkjue." Sergi, sanatçının bu dönemine ait son derece ilginç kübist desenlerinin yanı sıra Jacob'un kitaplan için ger- çekleştirdiği gravür ve desenleri de tematik olarak içine alarak kübizmin nasıl bir atmosferde doğduğu hak- kında kapsamlı bılgi veriyor. Pıcas- so'nun akıl hocalanndan biri duna- munda olan Jacob, sanatçı ıle sürek- li olarak ilişkide kalarak, bir yazarla ressamın kurabileceğı yakmlığı, or- tak duyumlan da aşarak "sıradışı eleştirmen" kımhğıni ortaya çıkan- yor. Nasıl bir kimlik bu? Sergide yer alan özel yazışmalardan daha açık bır şekılde ortaya çıktığı gibı, Jacob, kübizmi sıradan bir tarihçı gı- bi değil, yaşanılan zamanın yegâne anlatım biçimi olarak görüyor. Form- lann, çızgılenn ve renklenn kübist mantıkta edindığı rolü kavrayabil- mek için bizzat eline firça alan, resım yapan ender eleştirmenlerden bın Ja- cob. O yüzden bu sergide yer alan tüm özel yazışmalar. mektup merak- lılanna sınırsız düş kurma olanağı veren nefıs şeyler Bir ressam olarak Max Jacob Birincı Dünya Savaşı'nın baskı dolu ortamında Picasso, venmli bır döneme gırerek kübist araştırmalan- nı sürdürürken, Max Jacob hem bır izleyıcı hem de bir ressam olarak sa- natçının gelişmesine eşlik ederek bır tür "tanık" olarak bu zaman dilimi- nin portresini çizmekJe meşgul. Ya- zar Jacob ile ressam Jacob arasında pek bır farklılık yok. Çünkü yazıla- nyla kübizme arka çıkarken, resim- leriyle de kübizmin arka sokaklannı "bizzat" keşfetmeye kalkan bır tavır onun çızgılerini önemhleştıriyor. 1920'de resımlennı Paris'te sergi- leyen Jacob, önemli bır başan elde etmesıne rağmen 1921-28 yıllannda bir krize gırerek Saınt-Benoıt-sur- Loıre Manastın'na kapanır. Bu kn- zın tek yararh tarafı şaınn kübızm ve Picasso üzenne arka arkaya önemli kıtaplar yayımlayacak gücü toplama- sında yatmaktadır. Bu zorlu dönemde de iki eski dost birbınyle haberleşmeyı hiç ihmal et- miyor. Serginin sojn bölümünde Pi- casso'nun ünlü "Üç Müzisyenler" (1921) tablosu ve ünlü "Violin" (1915) heykelı Jacob'un çızgilen, mektuplanyla birlikte sergileniyor. 1930'larda Jacob, profesyonel bır ressam gibi sergıler açmaya devam ederek bir yandan da Picasso' ya kar- şı ıroni dolu dızelerle sıtem eder. Dostluklannın parlak dönemlerinin yanı sıra elbette karanlık, küskün dö- nemleri de vardır. II Dünya Savaşı'nın patlayıp Na- zılerin Fransa'yı işgali tüm ailesi gi- bi Max Jacob'un da sonu olur ve 1944'te bir toplama kampında yaşa- ma veda eder Ama satır aralannda, tuvallerin yüzeyinde Pıcasso-Jacob dostluğu günümüzde de devam eden güçlülüktedir. Çemal Süreya Şiir Ödülleri yarın veriliyor • KUltür Servisi - Cemal Süreya 5. Yıl Şıır Ödüllen'ni yayımlanmış kıtap dalında kazanan Hulki Aktunç ve yayımlanmamış dosya dalında kazanan Hakan Savlı, ödüllenni bu akşam Gazanfer Özcan Tiyatrosu'nda düzenlenen torenle alacaklar. Füsun Akath, Cevat Çapan, Ahmet Oktay, Tuğrul Tanyol ve Can Yücel'den oluşan seçicı kurul, yanşmaya aday olmayan Hulkı Aktunç'un Oğlak Yayınlan'ndan çıkan "Istıraplar Ansiklopedısı" adlı kıtabını ve Hakan Savh'nın •'Unutulmuş ÇocukJuk Eskızlen" adlı dosyasını ödüle değer görmüştü. Kora Yayıntepı f mn yeni şiir kitaplan • Kültür Seoisi - Kora Yayınlan, Yılmaz Yeşıldağ'ın "Yaşamın Hakkarisi'ndeki Militan" ve Sabn Kuşkonmaz'ın "Sorular ve Yanlışlıklar" adlı şiir kitaplannı yayımladı. Yılmaz Yeşildağ'ın "Sevgimi Sunuyorum Sana"_, "Hüzün Yağmurlan" ve "Öksüz Ülkenin Söylencesı" adlı şiir kitaplan yayımlanmıştı. Yazmaya öykü ıle başlayan Yeşıldağ'ın şiirleri; Öğretmen Dünyası. Yamaç, Karşı, Kıyı, Parantez. Yenı Şiir, Yazıt ve Varhk dergilennde yer aldı. UTESCO TÜPkiye Miffi Komisyonundan duyıru • Kültür Servisi - UNESCO Türkıye Mıllı Komısyonu Yönetım Kurulu. sanata yapılan saldınlara karşı, bır duyuru yayımladı. Komısyon duyuruda; son günlerde ortaya çıkan sanata yönelik yanlış ve olumsuz değerlendırmelerin, sanatın toplumsal ışlevının ve önemınin yetennce ka\Tanmadığı ızlenımını uyandırdığını belırtıyor Sanatın bır ulusun varhğını kanıtlayan temel değer olduğunu vurgulayan komısyon; duyurusunda, sanatın, bır ulusun gelişmesinin \e çağdaşlaşmasının vazgeçılmez bır unsuru,olduğunu duyuruyor ve tüm kurum ve kuruluşlan bu konuda daha duyarlı olmaya davet edıyor. Erol Deneç'ln resimlepi Exclusive Sanat Merkezi'nde • Kültür Servisi - Sürrealıst fantastık çalışmalar yapan Erol Deneç'ın yapıtlan Exclusive Sanat Mefkezi'ndeki karma resım sergısınde yer alıyor. 1964'te fantastık realizmin en önemli sanatçılanndan Emst Fuchs'un davetı üzenne Viyana'ya yerleşti. 26 yıl boyunca Avusturya'da kalan sanatçının Viyana Albertina Müzesi'nde, Avusturya Bakanlık koleksiyonlannda, Viyana Şehır koleksıyonunda ve çeşitli Avrupa koleksiyonlannda yapıtlan bulunuyor. Sergide Erol Deneç'in yanı sıra; Burhan Doğançay, Ergin lnan, Hayatı Misman. Sadi Diren. S. Saim Tekcan ve Şenol Yorozlu'nun özgün baskı ve gravür yapıtlan şubat ayı ortasına dek görülebılır. Liberation'dafl yazar Orhan Pamuk'a övgü • STRASBOURG (AA> Fransa'da yayımlanan Liberation gazetesınm kitap ekınde, tam sayfa olarak çıkan bır haberde, romancı Orhan Pamuk'un Fransızcaya çevrilen "Kara Kıtap" (Le LıvTe Noire) adlı kitabına yer verildi. Orhan Pamuk'tan büyük övgü ile bahsedilen, "fstanbul'un Gizemleri'" baslıklı haberde, "Pamuk, ünlü Italyan yazar Umberto Eco'nun gelişmiş stilini aratmayacak kadar ıyi bır romancı" denıyor. Haberde Pamuk'un. "Ben doğduğumda Istanbul bir milyon nüfusa sahiptı. şimdı ıse 12 milyona ulaştı, kıtabımda bu süre içindeki gelişmeleri anlatıyorum" şeklındekı görüşlerine yer venldi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear