25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5 ŞUBAT 1995PAZAR CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Uluslararası Rotterdam Film Festivali'nde Onat Kutlar anıldı Sinema ve demokrasiMEHMETBASUTÇU ROTTERDAM -1 şubat çar- şamba akşamı, Uluslararası Rot- terdam Film Festivalı etkinlikle- n kapsamında Onat Kutlar adı- na düzenlenen saygı gösterisi, orada bulunan bir avuç Türk'ü ve onlann dostlannı hem duygu- landırdı hem de sevındirdi. Türk düşün ve kûltûr dünyasinın göz- de adlanndan Onat'ı, Rotter- dam 'da bu koşullarda anmak kuijkusuz çok actydı, ama karşı- laştığımız ince duyarlık yürek- lerimize biraz su serpmışti. Onat Kutlar adına seviniyor, Türkiye adına ise üzûlüyorduk. Koskoca bir ülkenin bombalardan koru- yamadığı aydın insanlara, küçük bir Kuzey Avrupa ülkesınin ay- dınlan, içtenlikle, doğallıkla sa- hip çıkıveriyorlardı. Onat Kut- lar, yağmurlu bir şubat gecesi, bu iç karartıcı lıman kentinde saygı ve sevgiyle anılırken, gû- zel bir umut ışığı olabiliyordu. Ne mutlu Hollandalılara! Böylesine duyariı, sanata ve ya- ratıcılığa ve demokrasıye böyle- sine saygılı bir toplumda yaşa- dıklan ıçın.. diye düşündüm. Çünkü, o akşam Rotterdam'da küçük bırdemokrası dersi de al- dık. Öyle ya. bağnazlıklara, ben- cilliklere ve içgüdülere karşı sü- reklı olarak savunulması gereken bir yaşam biçımi değil midir de- mokrasi? Bu nedenledir ki, de- mokrasi kolay kolay yerleşmez bir topluma. Kendimızden fark- li düşünenlerin görüşlenne, dav- ranışlanna saygı ve hoşgörü için- de yaklaşmak, genelde ınsanın içinden gelen "doğaT bir davra- nış olmadığı için. demokrasi bır eğitım ve bir dısiplin meselesidir de; ha deyince gerçekleşmez; bır birikım, bır süreklilik gerektirir; bitmek tükenmek bılmeyen bır çabagerektinr. Haksızlıklarave Onat Kutlar'ın senaryosu'nu yazdığı, Erden Kıral'ın yönettiği 'Hakkari'de Bir Mevsim' Polterdam'da gösterildi. baskılara karşı tepki göstermek, demokrasiye sahip çıkanlann bir tür ikinci doğası olmuştur. Onlar, demokrasinin verilmediğını, ka- zanıldığını çok iyi bilırler. Uluslararası Rotterdam Film Festivalı yöneticılen. ışte bu an- lamda ınce bir demokrası dersi verdiler bize. Demokrasiye kar- şı olan her tür davranışa tepki göstermek, bu toplumun insanla- nnın paylaştığı temel bir erdem- di. Erden Kıral'ın yönettiği "Hakkari'de Bir MevsinTın. Onat Kutlar'ı anmak amacı>la gösterilmesinden önce kısa bir konuşma yapan festıval yönetici- si EmiUe Fallaıu'nun söylediği gibi. "tster Müslüman olsun is- ter Hıristiyan, insan vaşamına saygı göstermeyen köktendinci- lere, her tür terör eylemine ve baskıya karşı tepki göstermek ge- rekmekteydi"... Daha sonra, fes- tivali izlemek için Rotterdam'da bulunan sinema yazan dostumuz Atüla Dorsav salonda bulunanla- ra Onat Kutlar'ın çok yönlü sa- natçı ve aydın kışılıgını kısaca tanıttıktan ve Türk sinema dün- yasına getırdığı katkılardan söz ettikten sonra. festıval yönticıle- rine gösterdıklen duyariı tepki- den dolayı teşekkür ediyor ve "Eminim ki, Onat bir yerkrden bizi izlivor ve bu anı paylaşıyor- dur" sözleriyle heyecanmı ve duygulannı dıle getınyordu. Daha o günün sabahı. Onat Kutlar, kaldığımız otellenn her bınne uğrayıvermışti. Festivalin broşürlennın ve günlük haber bültenlerinın dizildiği masalann üzerinde bulunan bir tomar be- yaz kâğıt, akşam yapılacak olan saygı göstensinı duyuruyordu Giriş serbesttı. Konuşmalardan sonra, Onat Kutlar'ın senaryosu- nu yazdığı "Hakkari'de Bir Mevsim*'göstenlecektı Rotterdam Festivalı, önemli. büvük bır film festıvali olması- na karşın, Türk sinema dünya- sıyla ilişkileri sınırlı kaldrğı için filmlerimize genellikle yer ver- miyordu. Dünyanın dört yanın- dan ellennde senaryolanyla ge- len genç yönetmenlerle, çantala- nndakı projelere uluslararası or- tak yapım olanaklan arayan ya- pımcılann karşılaştığı; değişik vakıflann ödüller ya da yardım- lardağıttığı;erotik Japon filmle- rinden Çek yönetmen Karel Kachyna'nın 12 filminden olu- şan bır pakete dek çok farklı si- nema türlerinden örneklerin programlandığı; yaklaşık 50 fil- min ilk kez dünya ya da Avrupa ızleyicisi önüne geldıği; on gün içinde tıklım tıklım dolan salon- lanna 250 bin izleyicıyi topla- mayı başaran Rotterdam Film Festivali'nde Türk sinemasının sesini duyuramamasının bir ek- siklik olduğunu kabul eden Emi- le Falloux, bueksikliği gıdermek için, nisan ayında fstanbul Film Festıvali'ni izlemeye geleceğını söylüyordu. Böylece, eksik bir halka, iliş- kiler zıncirine eklenecektı. Rot- terdam 'dayaşayan Türkler, sine- mamızın yeni ömeklennı gele- cek yıldan itibaren izleme olana- gına kavuşurken, Türk sinema dünyasına yepyenı olanaklann kapılan aralanacaktı. Hollanda'da Türkçe yayınlar yapan bır radyoda çalışan ve Onat Kutlar'ı anma törenı önce- sınde ve sonrasında yapılan bu konuşmalara tanık olan Güneş Uz, şöyle bir soru yöneltiverdı hepimize: "Bu güzel gelişmeyi göz önüne alınca. Onat Kutlar'ın bir anlamda ölümüv le bile Türk sinemasına \ardım etmeyi sür- dürdüğünü söylevemez miyiz?" Haklıydı. ' Önat Kutlar, ölümünden sonra bile Türk sine- masına katkılarda bulunmayı sürdürüyordu. İsveç'in ıııüzik Nobel'i Polar ödülü Elton Johıı'uıı GÜRHAN UÇKAIS tsveç'in müzik dalında verdığı ve binçoklan ta- rafindan "müziğin Nobeti" olarak adlandınlan ulus- lararası ödüllenn bu >ılki sahıplen Elton John ile viyolonsel ustası Mstislav Rostropoviç. 1 'er mıl- yon kron (6 milyar lira) tutanndaki Polar Ödülle- ri, lsveç Kralı tarafından sahiplerine verilecek. Para miktan bakımından dünyanın en büyük mü- zik ödülü olan Polar Music Prize, bugüne dek hep çok başanlı ve tanmmış sanatçılara verilmişti. Bu yıl da bırçoklan Elton John'un ve vıyolonselci \e orkestra yönetmeni Mstislav Rostropoviç'in adını anmaktaydı. Rostropoviç, sanatçılığı yanında cesa- retıyle de dikkat çekmişti. 1960'ta Nobel sahibı Boris Pasternak'ın mezannın başında konser yö- netmişti. Çekoslovakya'nın işgalı sırasında da Londra'da, Çek besteci Dvorak'ın viyolonsel için yaptığı bestelerden oluşan bır konser yönetmış ve sahneyi ağlayarak terk etmışti. Soljenitsin, Rus Ya- zarlar Birlıği'nden atılmış ve beş parasız kalmış- ken onu evıne alan, yıne Rostropoviç olmuştu... Daha sonra bir yıl yurtdışına çıkması yasaklan- mış, viyolonsel düşkünleri için yokluğu büyük ol- muştu. Daha sonra Rusya dışına yerleşen sanatçı, bir süre önce çıkartıldığı Rus vatandaşlığına geri alındı. 68 yaşındakı sanatçı halen, Rus besteci Schedrin'in Stockholm'de sahnelenen operası "Lo- Bta"nın yöneticıliğını yapıyor. Elton John ise bu- Mstislav Rostropoviç gün pop dünyasmm en ünlüleri arasında. "Your Song", "Song for a guy" \ e "Don't let The sun go down"gibı yapıtlan şimdıden klasıkleşmıştir Sa- natçının son büyük başansı da, Disney filmı "Ars- lan KraT filminin giriş parçasıdır. Polar Musıc Prize'in başkanı Helene Adams, 4 yıldır verilmekte olan ödülün adaylannın. dünya- Elton John nın heryanındakı plak şirketlerince, bestelerin hak sahıplennce ve branştakı kişilercc gösterildiğini açıkladı Jün, Isveç'ın pop müzıği ve klasık müzik dünyasının en ünlü adlanndan oluşuyor. Ödül tö- renı, lsveç Televızyonu'nun ünlü konser salonu Benvalldhallen'de yapılacak ve TV 1 'den canlı olarak yayımlanacak. Yıldızlar Vietnam'da banş konserindeKültür Servisi - Eski bir lngiliz sa- vaş fotografçısı, Vıetnam savaşmın sona erişini kutlamak amacıyla. Bob Dytan, Sting ve Bruce Springsteen gi- bı yıldızlann katılacağı bir konser planlıyor. Anlaşmazlık süresince, Vietnam'da fotoğrafçı olarak çalışan Tim Page, aynı zamanda Sinead O'Connor ve Neil Young'ın da sahneye çıkacağı bır banş konsen düzenlemek için Hue kentine döndü. Kültür Bakanlığı tarafından da onaylanan konser teklıfıne, davet edi- len yıldızlann bırçogunun olumlu yaklaştığı belırtılıyor Bob Dylan, ABD'de savaşa karşı başlatılan hareketın banşçı kahrama- nı olarak 1960'larda ün kazanmış ve şimdi klasik sayılan pek çok şarkı bes- telemişti. Dylan, aynı zamanda, Hindiçini'de 20 yıl önce sona eren savaşa ABD'nin kanşmasına da karşı çıkmıştı Page, dünya televizyonlannda ya- yımlanmasını ıstediğı konser için "Festivalin amacı, 30 Nisan 1975'te, güçlükie elde ediien banşı kutlamak" diyor. "Kılıçtan Daha Keskin" adını taşıyan konserin, 25-26 hazıran tarih- lerinde. imparatorlugun eski başken- ti Hue'da. müzik. şarkı, dans ve şiiri içeren bır takım yerel etkinliklerle bır- lıkte gerçekleşmesi bekleniyor. Page, aynı zamanda, savaş sırasın- da ünlenmiş ABD'lı ve Vietnamlı sa- natçılan ele alan I saatlik bır televiz- yon belgeselı de çekmek istiyor. Ekim aymda hazırolması planlanan filmın malıyeti, Nikon,CocaCola,.Microsoft, Kodakgibi şırketler tarafından karşı- lanacak. Page'in, gelirlerini "Indochina Me- dia MemoriaJ Foundatk>n"na bıraka- cağını söylediği konsere, UNESCO da destek venyor. Vietnam. soul müziğin babası sayı- lan James Brovm, Janet Jackson, Ro- xette ve Richard Marx gıbı uluslara- rası pop yıldızlannı bu yıl konuk et- meyi tasarlıyor. Brovvn'ın nısan, Janet Jackson'ın da temmuz aylannda konser vermesı planlanıyor. Yıne de ülkedeki en büyük konser organizatörü Vlnaconcert konserler hakkında kesin bilgı veremiyor Vıetnam. eski popyıldızlan içınbır cennet halıne dönüşüyor. Geçen yıl. yumuşak ve duygusai şarkılardan hoş- lanan Vietnamlı müzıkseverler. John Denver ve Leo Sayer'ın konserlenni ızlemişlerdı. Kitap-hk, yeni kknliğiyle satışa sunuldu Kültür Servisi - "Kitap-luTdergı- si 13.sayısıylabirlikteyenı birkımlı- ğe büründü. Önceleri, Yapı Kredi Ya- yınlan'nın ücretsiz dağıttığı derginın boyutu küçüldü ve 20 bin liradan sa- tışasunulmayabaşlandı. Derginın Ge- nel Yayın Yönetmeni Enis Barur. su- nuş yazısında hedeflennı şu sözlerle belirlemiş: "Kitap-ukbirtanıtınider- gisi öncettkk. Ama gizliden gizhye ya da açık açık, bir yazın - kültür yayını da. Şüriyle, denemesiyle, eleştirisiyle, incelemesivle, haberiyle. soruşturma- sıvla. fotoğraflarn la kendi çizgisini arayBcak, bulacak. Biryandan da gün- ceüiği, bilgi iletişimini, ke\if unsurunu hesaba katmayı umursayacak, umur- samayı sürdürecek" diyor. Derginın yeni kimligiyle satışa su- nulan 13. sayısında Mehmet H. Do- ğan'ın "Şimdi l'zaklardasm". Jorge Luis Borges'ın "Kitap Kültü Üstüne", Eugenio Montale'nın "EntelektüeP, Cem Akaş'ın "Sahne Sanatlarından Bin Olarak Şiir". Doğan Hızlan'ın " Yahya Kemal ve İstanbul". Sevin Ok- yay m "O Asluıda Alice!", Hülya Tu- fan'ın "Edebi - Rap", Enis Batur'un "Şiir \e Konvertibiüte", Doğan Ku- ban'ın "Ankara» Ankara", Turhan Ilgaz'ın "Başka Türlü Düşünmenin Filozofu ya da Şeytan Aynntıda Gizli- dir" başlıklı yazılan yer alıyor. Edip Cansever, Mehmet Doğan'a yazdığı bir mekrupta "-Elmas Yüklü bir gemi gibi geçmeli dünyadan-" diyor. Dergıde aynca İsmail Aksoy 'un çe- vırdığı SamuelBeckett'ın şiirlen, Lüt- fü Özkök'ün fotoğraflanyla bırlıkte sunuluyor. Mehmet Rifat'ın "Balzac Kitabr, Oğuz Demiralp ın "Kutup N'oktası"adlı.yayınevının kıtaplan ıle "Komşunun Tavuğu" bölümünde dı- ğeryayınevlennın yeni kıtaplan tanı- tılıyor. Özlem Solok'un "Zanıan İçinde Müzik" adlı kıtabı üzenne Evin İrya- soğlu ıle Jean - François Dortier'nın James Miller ıle Odile Quirot'nun Nathalie Sarraute ıle yaptığı soyleşi- ler de derginın son sayısında okunabi- lır Derginın "Work In Progress" bö- lümünde Murathan Mungan 1995 yı- lında gerçekleştirmek ıstedıgi tasanlannı aanlatıyor. Cemal Reşit Rey yann anılıyorÇoksesli müzığımızın öncüsii besteci, eğıtımcı, pıya- no pedagogu. pıyanıst. orkestra yöneticısı ve istanbul Şehir Orkestrasf nın kurucusu Cemal Reşit Rey'ı ölü- münün 10. yılında anmak amacıyla yann 19.30'da Ce- mal Reşit Rey Konser Salonu'nda bir program düzenle- niyor. Sanatçının yaşamı. eserlen ve çeşıtli dönemlerde kendısıyle yapılan söyleşilen içeren tanıtım fılmı \e dıa gösterisıyle başlayacak olan geceye HaMun Dormen, Evin tlyasoglu, Faruk Yenerve Hikmet Şimşek konuşma- cı olarak katılacaklar. Dia gostensının ardından venle- cek konserde, kemancı Şafak Mula ve Ülkü Koper, vi- volonıst TubaÖzkan, vivolonselıst Suzan Altıner. pıya- nıst Seher Tannyar ve soprano Ece tdil sanatçının Sex- tuor (Altılı) adlı yapıtını ilk kez seslendirecekler. Nik- sar'ın Fidanlan. Süpürgesi Yoncadan ve Halay adındakı üç halk türkusü, San Zeybek Dansı ve Emprovizasyon ise piyanıst Aydın Kaıiıbel tarafından yorumlanacak. İs- tanbul Dev let Senfonı OrkestraM ise şef Erol Erdinç yö- netımınde sanatçının TürkSahneleri ve lO.VıiMarşıad- lı yapıtlannı seslendırecek 'Siyasi terör'ün• • "I 1 •• •• •• guldurusu Kültür Servisi - Mask-Kara Sanat Atölyesi bünyesinde çahşmalannı sürdüren Mask-Kara Tiyatrosu geçen aralıkta Muammer Karaca Tiyatrosu'nda Dario Fo'nun "Bir Anarşistin Kaza Sonucu ÖKimü" adlı oyunuyla perdelerini açtı. Alışılagelen tiyatro anlayışına farklı bır boyut kazandırmaya çalışan, herşeyin belli kalıplarda kabul edildiğini, söylem biçimiyle uygulamanın farklı olduğunu ve düşünme mantığının yetersiz kaldığını belirten Mask-Kara Tıyatrosu oyunculan, kendilerine özgü bir reji anlayışı ve oyunculuk biçimiyle sergiliyorlar oyunlannı. Mask-Kara Tiyatrosu, toplumu deşarj etme mantığı içerisınde "gühnece'' tanımının basite indirgendiği, seyircının düşünme yetısınin hıçe sayıldığı mm^m^^mmm^mmm depolitize • Mask-Kara Tiyatrosu tarafından sahnelenen, Dario Fo'nun "Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü" adlı oyunu siyasal terör ve resmi işkenceyi grotesk halk güldürüsü biçiminde seyirciye yansıtıyor. tiyatro anlayışını "ölümcül tiyatro" parantezine alıyor. Dario Fo'nun 1970 yılında kaleme aldığı "Bir Anarsistin Kaza Sonucu Ölümü" adlı oyun içenk olarak butjuva- kapıtalist düzenin toplum üzerindeki baskısmı. skandallann gerçek yüzünü, siyasal terör ve resmı işkenceyi grotesk halk ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ güldürüsü ^ ^ ^ ^ " ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ™ biçiminde seyirciye yansıtıyor. Oyun, bir "filozof deti"nın dolandıncılık suçlamasıyla göz altına alındığı bır polis merkezinde başlıyor. Daha sonra, bir anarşistin "kaza sonucu" ölümüyle ilgilı kovuşturma dosyalannı eline geçiren filozof deli. önce yargıç. sonra Parmak lzi Şubesı Müdürü ve Pıskopos kimliğine bürünerek. hem kimhğine büründüğü bu kişilenn toplum ıçindeki konumunu hem de anarşistin ölümünün perde arkasını, yer yer kara güldürü. yer yer de söylem bıçimı> le sorguluyor. Yönetmenliğini Cökhan Bulut'un yaptığı oyunda Tugay Erverdi, Cökhan Bulut, Kemal Kahraman. Emrah Elçiboğa, Nazif l'slu, Gülşah Kıra> Bulut ve Özcan Alma rol alıyor. Oyunun dekor, kostüm ve sahne tasanmı ise Mask-Kara Sanat Atölyesi Genel Sanat Yönetmeni Cengiz Çalucı tarafından gerçekleştirildi. Mask-Kara Tiyatrosu Fo'nun Italya gerçeğınden yola çıkarak yazdığı bu oyunda yer alan devlet ve kurumlannın sergiledıği komplolann, entrikalann sadece Italya'ya özgü değil, evrensel birgerçeklık oldugundan hareketle bütün bu anti- demokratik uygulamalan protesto etmek ıçın tiyatro alanında kendilerine özgü bır eylcmi dc harrekete geçinyor. PENALTI MEMET BAYDUR Gecenin Fesleğeni Melih Cevdet Anday, Cumhurıyet yazılarından birinde, her zamanki gibi olağanüstü irtcelikleri, soruları, yanıtlan içeren "Gün ve Gece" başlıklı yazısında, düşünceleri in- sanı iyımserliğe de ıtebilecek bır suzgeçten geçirdikten sonra, enfes bir saptamayla noktalıyor yazısını. "Bir türlü devrimcı olamayan, çağın gerisınde kalmış burjuvazimi- zin yapamadığt işi, gericiliğı yenme ışini, biravuç aydın da olsak, başarmak zonındayız." Gerçekten. Türkiye'nın başmdakı bınbır beladan biri de, belki en önemlilerinden birı de, burjuvazimizin bir türlü 'devrimci' olamayışıdır. Bence bunun temel nedeni bizim burjuvazinin bir türlü 'burjuva' olmayı becerememesidir. Ideolojileri hep dekorun bır parçası olarak düşünmeye alış- mış kişilerden mürekkep bir toplumda belirli giyim tarzla- n, bıyık bıçimleri, bir iki jest, kimi sözcüklerin olur olmaz yerdesıksıkkullanılması, bırşapka, bırkaşkol, vesaire, in- sanı devrimci, burjuva, gericı, ılerici, aydın, yobaz etiketiy- le süslü bir dosyaya hapsedebılır kolaylıkla. "Burjuvazimiz burjuvalığı yüzüne gözüne bulaştırır dur- madan. Birçok devrimcimız de devrimciliğı yüzüne gözü- ne bulaştırmıştır yakın zamana kadar. Bir örnek: Haftalık bir derginın edıtörü, dergısının iki ay önce yayımlanan sa- yısına yazdığı önsözde korkutucu bir anısını aktarıyor okur- lanna. Satırına dokunmadan alıyorum yazının o bölümü- nü: "1979yılındaydık, o zamanlarmensubu olduğum sos- yalist partinin başkanıyla günlerce süren tartışmalanmızj hatırtıyorum: Konu, iktidar olduğumuzda Adalet Ağaoğ- lu'nun romanlannın yayımlanmasına izin verilip verilme- yeceğiydi. (Ağaoğlu'nun nasıl bir 'halt' edip de bizim baş- kanın hışmını çektiğini şimdi hatırlamıyorum. Belki de 'Adalet Ağaoğlu gibi küçük burjuvaların kitaplanydı' tar- ttşmanın konusu.) Neyse, sonunda başkan, 'proletaryayı bu nevi zehirterden korumak gerektığinı' söyledı ve kesti- rip attı." Editörden alıntımız bu kadar sevgıli okur! " Başkan da başkanmış hanı' Bızım ülkemizdekı baş- kanlar ayn bır âlemdır zaten Partı başkanı olsun, beledi- ye başkanı olsun, kulup başkanı olsun, çakmaklara ben- zin ve gaz doldurma birlığı başkanı olsun, bizim ülkenin başkanları bır başkadır doğrusu! Ama bız konumuza dö- nelım. Melih Cevdet Anday'ın o enfes Gün ve Gece ya- zısına. Sayın Anday, yıllarca önce yazdığı bır şiırinden bir dize- yı kaldıracağını bildirmişti. Yann kı mutlu insanın dizesi. lyimser bir dize. Aydınlık bır dıze. Sayın şair kötümser bir kişi olduğunu söylüyor. Küplere binmış bazı aydınlanmız o zamanlar. Böyle iyimser bir dize kalkmasın diye. Sayın Anday'ı karamsarlığından öturu ağır bıçimde eleştirmişler. (Ne haklan vardı?) Zaman, Anday'ı her zamanki gibi hak- lı çıkardı. Gelecek, mutlu ınsanın mı bılemıyoruz. Tam bu noktada şairimız gelecekten çok, mutlu ınsanı koruyan bir şey yapıyor. Şimdi, buyurun efendıler. o dızeyi gerı koyu- yorum kendi emeğim olan şıire diyor Sayın Anday. Ama dizenin anlamı, anlamı önemseyen ınsanlar ıçın tümüyle değişmiştir artık. Yann mutlu bır ınsanındır ama, bunu mut- suz, kötümser bir büyük şaır söyler. O şıir, tek bir dizenin alınıp gerı koyulmasıyla, yeni bir şiır olmuştur. "Uzatmış ay aydın karanlığıma Nerden uzatmışsa tenha boynunu." Cemal Süreya'nın iki dizesi. "Buram buram tüter gecenin fesleğeni." Saba- hattin Kudret Aksal'ın bır dizesi. "Ne geceden günü, ne günden geceyı çıkarabildim." Melih Cevdet Anday'ın bir dizesi. "Onu sabahlan ormana satanz, .-.. Tavşan gibi seke seke bûyûsün..." Metin Eloğfu'nun iki dizesi Şimdi bu dızelerin hangisı iyimser, hangisi kötümser siz- ce? Hangılen gune, hangilerı geceye ait? Böyle bir soru İzel RozentaNn karikatiirii VVitty VVorld yıllığında H Kültür Servisi - Dünyanın önde gelen kankarur dergılen arasında bulunan ve Amenka'da yayımlanan Witty V\'orld'ün, tüm dünya kankatürcülennın o yıl yayımlanmış sıvasal kankatürlennden seçılmış çalışmalardan oluşan 1994 yıllığında. Izel Rozental'in Somalı konulu kankatürü yer aldı. Wıtty World 1992'de'n beri. "The Fınest lnternatıonal Polıtıcel Cartoons of Our Tıme" başlıgı altmda yıllıklar yayımlıyor. 1992'de yayımlanan yıllıkta, Türkıye'den Tan Oral, Turhan Selçuk ve Alper Susuzlu'nun, 1993 yıllığında ise Tan Oral'ın karikatürleri yeralmıştı. Haftalık Şalom gazetesınde "Tünelin Ucu" başlığı altında siyasal karikarürler çizen İzel Rozental. bugüne dek, "1991" \e "Herşeve Rağmen" adlannı taşıyan ıkı karikatür albümü yayımladı. PBVin açrtdaması •Kültür Servisi - PEN Yazarlar Derneği Başkanı Şükran Kurdakul ve Gennel Sekreter Alpay Kabacalı. yaptıklan ortak açıklamada, 24 yazann yazılanndan oluşan "Düşünce Özgürlügü ve Türkiye" adlı kitabın toplatılmasını kınadılar Bunu, 'Ulkemızi küçük düşüren olaylar zıncirinin yeni bir halkası olarak görûyoruz' diyen Kurdakul \e Kabacalı, 'DGM'nin hukuk mantığının. yargı. parlamento ve öteki anayasal kuruluşlann ıtıbannı zedeledığını' belirttiler. Bu demokrası ayıbından kurtulmanın tek yolunun. Terörle Mücadele Yasası'nı düşünce suçlanndan anndırmak olduğunu belirten Kurdakul ve Kabacalı, PEN Yazarlar Demeğı olarak TBMM'dekı parri yönetıcılerini ve millervekıllerini bir kez daha uyardıklannı sövledıler. "Evren ve Doğa Takılan" • Kültür Servisi - Olcay Sezen'ın "Evren ve Doğa Takılan" adını verdiğı sergısı. yann Ayşe Takı Galerisi'nde açılıyor. Olcay Sezen. takılannın tasanmlannı ve bütün ışlemlerini kendısı yapıyor. Sanatçı, özellıkle, tasarlama ve uygulama surecindekı mutluluğunu hıçbirşeyedeğışmeyeceginı söylüyor. "Evren ve Doga Takılan" adını verdığı yapıtlannda gökyüzü. yıldızlar. aylar. bulutlar. göktaşlan. kar tanelerı. kutlar. balıklar ve bocekler stılıze edılmış. Sezen'ın sergı.sı IS şubata kadar gezılebılır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear