Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
24ŞUBAT1995CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
îşçi ve memurlardan oluşan Demokrasi Platformu, 'eylem programı'nı martta açıklayacak
Çahsaıılanıı sıeak baharı•Hükümet, kamu işçilerinin ücretlerine ilk altı ay
için ortalama yüzde 27 zam önerirken, Türk-İş aynı
dönemde ücretlerin yüzde 40 artı refah payından
oluşan oranda yükseltilmesini istemeye
hazırlanıyor. Türk-lş, yaklaşık 600 bin işçinin
güciinü arttırmak için, tüm toplusözleşme görüşme
süreçlerini mart ayı sonuna değin eşleştirecek.
IŞfK KANSU
ANKARA - Yükselen enflas-
yona karşı ücret ve maaşlan ge-
rileyen çahşanlar, sıcak bahara
hazırlanıyor. tşçi. memur ve di-
ğer çalışan kesimlerin örgütle-
rinden oluşan "Demokrasi Plat-
formu". mart ayının ilk yansın-
da "eylem progranu"nı açıkla-
yacak.
Hükümet. kamu işçilerinin üc-
retlerine ilk altı ay için ortalama
yüzde 27 zam önerirken. Türk-lş
aynı dönemde ücretlenn yüzde
40 artı refah payından oluşan
oranda yükseltilmesine yönelik
çalışma yapıyor. Türk-lş, yakla-
şık 600 bin işçinin gücünü arttır-
mak için, tüm toplusözleşme gö-
rüşme süreçlerini mart ayı sonu-
na değin eşleştirecek DISK Ge-
nel Başkanı Rıdvan Budak, çalı-
şanlann, reel ücretlerinin korun-
ması için mücadeleye girecekle-
rini bildirdi.
Memur maaşlannın düşük tu-
rulması. ışçılere sıfırzamöneril-
mesı, ardından da THY grevinin
Bakanlar Kurulu'nca ertelenme-
si, çalışan tabanda büyük huzur-
suzluk yarattı.
Geçen hafta bir araya gelen,
17 işçi ve memur sendikası. de-
mokratik kıtle örgütü tarafından
oluşan "Demokrasi Platformu"
bır ilkeler bütününü kabul ede-
rek, sekretarya oluşturdu. "Çab-
şanlann ortak sesi" olarak adlan-
dınlan Demokrasi Platfor-
mu'nun kabul ettiği ılkelerin ya-
şama geçirilmesi için, "ortak de-
mokratik ve meşru mücadelede-
ki öncelikleri, önerileri ve ortak
eylem programını belirleme">
ka-
rarı aldı.
Platform içinde yer alan ör-
gütlerden DlSK'in Genel Baş-
kanı Rıdvan Budak. "Sekretar-
yaıun hazırlayacağı bir dizi eylem
programı mart ayının ilkyansın-
da açıklanacak ve daha sonra
devTeye gu*ecek"dedi.
Budak, 1995 yılının sıcak ge-
çeceğinin 1994 yılından belli ol-
duğunu belirterek "Hükümet,
IMF reçetelerine uygun davra-
nırsa çalışanlar, yüzde 150'lik
enflasyon karşısında reel ücretle-
rinin korunması için bir mücade-
leyegirecekler. Busıcak bir ortam
yaratacak.
Düşük ücretlerin olduğu işkol-
lannda da grevler kaçuulmaz ha-
le gelecek"dedi.
Platformun bir diğer üyesi
Türk-lş de mart ayında. tabanını
harekete geçirmeyi hedefliyor.
Türk-lş yetkılilen. aralannda
Türkiye Taş Kömürü Kurumu,
Türkiye Kömür lşletmelen, Tı-
gem, Petkim, TPAO, Tüpraş.
Çay-Kur, Tekel, Şeker Fabrikala-
n, Sümer Holding. Seka, MKE,
Köy Hizmetleri, Karayollan,
TEK, DSİ. Demiryollan, Deniz-
cilik Işletmesi. SSK, Milli Sa-
vunma Bakanhğı ve 440 beledi-
ye gibi büyük kuruluşlarda çalı-
şan yaklaşık 700 bin kamu işçı-
sinin toplusözleşme sürelerinin
bittiğine dikkat çektiler.
Tüm bu sözleşmelerin toplu-
sözleşme yetkı prosedürlerinin
mart ayı ortasına değin tamam-
lanacağını kaydeden Türk-tş yet-
kilileri. hükümetin karşısında
güçlü bır bütünlükle çıkacaklan-
nı ifade ettiler.
Başkanlar kurulunu 17-18
mart tarihleri arasında Gelibo-
lu'da toplayacak olan Türk-tş,
"sıfır" oranından vazgeçerek
Hava-lş'e, 1995 yılının ilk altı
ayı için ortalama yüzde 27 dolay-
lannda zam öneren hükümete, şu
talepleri gündeme getirmeye ha-
zırlanıyor:
" 1994 yılının ikinci yanyılında
enflasyon aylar itibanyla 1.7, 2,
12,9.5,8.1.63 oranında artmış-
ür.
Bu,yüzde 40'lık bir artış öngö-
rüyor. Sendikalanmız. 700 bine
yakın işçi için, bu altı aylık enflas-
yon artışı olan yüzde40 artı refah
payı oranında zam önerecekler-
dir. Refah payına ilişkin oran da
başkanlar kurulu öncesi toplana-
cak, Türk-tş kamu sözleşmeleri
eşgüdüm toplantısında karara
bağknacak."
Hükümetin, Uluslararası Para
Fonu'nun (IMF) istekleri doğrul-
tusunda hareket etmesi duru-
munda. yalnızca 1995 yılı için
hedeflenen enflasyon oranı dü-
zeyinde bir zam önerisi ile gele-
ceğinin açık olduğunu kaydeden
Türk-tş yetkilileri. toplusözleş-
mesi biten ışçilerin 500 bine ya-
kınının grev hakkı olduğuna işa-
ret ederek şöyle dediler:
"Yahuz,hükümetin,özelleştir-
meyle satamadığı ya da kapata-
madığı bazı işletmeleri grevleri
bahane ederek gözden çıkarnıa-
sından korkuyoruz.
Bunun için, daha çok grev dışı
eylemlere başvurma gündeme
gelebilir."
Memur sendikalannın da 1
Mayıs 1995"tebirkonfederasyon
çatısı altında bırleşme amacında
olduğunu vurgulayan Demokra-
si Platformu kaynaklan. kamu
çalışanlannın da işçi eylemlerine
destek vereceklerini belirttiler.
j Tekstilde
jgrev
\ başlıyorADANA/ANKARA (Cum-
huriyet) - DlSK'e bağlı Teksil
Işçileri Sendikası ile Hak tş'e
bağlı Öz lplik-tş Sendikası'nın
örgütlü olduğu tekstil sanayii iş-
yerlerinde bugün greve başlana-
cağı kaydedildi. Bu arada Türk-
lş"e bağlı Teksif Sendikası. teks-
til işkolunda imzaladıklan söz-
leşmeyi savundu.
Sendikanın Adana Bölge
Temsilciliği'nde DtSK Bölge
Temsilcisı YusufYürekIi,Öz lp-
lik-tş Sendikası yetkilileri, yöne-
ticiler ve işçilerin de katıldığı bir
basın toplantısı düzenleyen Sü-
leyman Çelebi, üç sendika tara-
fından daha önce alınan ortak
mücadele ve birlikte hareket ka-
rannı uygulamayıp işveren sen-
dikası ile uzlaşan Türk-tş'e bağ-
lı Teksif Sendikası"nı eleştirdi.
Çelebi. bugun sabah 08.00'de
£ BüüsaFabrikası'ndagrevjbasja-
»--taeaftnı belirterek, "Türk-tş,
t-BrSÎC, Hak-İş üyesi sendikalı,
\
sendikasız tüm işçileri emektea
yana tüm örgütleri; aşı, işi, ekme-
ği, geleceği için mücadele eden
tüm insanlan. ülke sevgisini in-
sanların mutluluğunda arayan
emekten yana güçleri. haklu meş-
ru ve demokratik mücadelemize
omuz vermeye çağuTyonız" dedi.
Ankara zamdan
memnun
Teksif Sendikası tarafından
dün Ankara "da yapılan açıklama-
da, elde edilen zam oranlan ko-
nusunda diğer sendikaların da
daha önceden olumlu göriiş bil-
dirdikleri kaydedildi. Açıklama-
da "Hükümetin sıfir zam laflan
ettiği bir ortamda 1 Mart 1995
günü yüzde 102'leri bulan bir
zamnıı bulmamıza rağmen şov
olsun diye grev mi yaptık? Diğer
işkolları ile kıyaslandığında ger-
çekten tatminkâr bulunan bir
noktada, üyelerimizi maceraya
mı atmalıydık?" denildi.
Açıklamada, sözleşme gere-
ğince bu hafta üyelerinın 10"ar
milyon lira fark alacağı. önü-
müzdeki hafta zamlı maaş ve bir
ikramiyelerinin ödeneceğı. arife
günü de bayram harçlığı verile-
ceği kaydedildi.
Üniversitelerdegeritim
MÜ'de polis dün geniş güvenlik
önlemJeri aldı. LnNersite dışında
bekleyen ülkücüler elleriy le kurt
işaretİeri yaparken yaralı öğren-
cilerden biri polisi. ülkücülerle iş-
birliği yapmakla suçladı.
(Fotoğraflar: AHMET ŞIK.)
İSTANBUL/ANKARA
(Cumhuriyet) - Marmara Üni-
versitesi Göztepe Kampusu'nda
önceki gün yaşanan ülkücü sal-
dın dün de yinelendi. Önceki
gün satır ve bıçaklarla saldın
düzenleyerek sekiz öğrencinin
yaralanmasına yol açan ülkücü-
lerle sol görüşlü öğrenciler ara-
sında dün de kısa süreli taşlı bir
çatışma yaşandı. Çatışma sonu-
cu bazı öğrenciler hafif şekilde
yaralanırken park halindeki oto-
mobıller de hasar gördü.
tstanbul Üniversıtesi kanti-
ninde de oruç tutmayan bir öğ-
renci. ülkücülerin bıçaklı saldı-
nsıylayaralandı.
MÜ'deki saldın, CHP tarafın-
dan takibe alındı. CHP tstanbul
Mılletvekilı Algan Hacaloglu.
saldın olayının peşini bırakma-
yacaklannı belirtirken saldır-
ganlann bir hafta önce de ünı-
versıteye geldiklerinin saptan-
dığını ve olay ın "planlı bir sağ
terör" olduğunu söyledi. Eğıt-
Der Genel Başkanı MustafaGa-
zakı da olaym laiklige sald-rı ol-
duğunu ifade etti.
MÜ'nün Göztepe"deki Ata-
türk Eğitım Fakültesi "nde geçen
cuma günü bazı ülkücü öğren-
cılerin iki demokrat öğrenciyı
dövmesi ve pazartesi günü de
ülkücü grubun sol görüşlü öğ-
renciler tarafından dövülmesiy-
le başlayan olaylar, dün İstan-
bul Üniversitesi'ne de sıçradi.
İC kantinıne saat 17.00 sırala-
nnda gıren ülkücü öğrenciler
"Allahuekber1
" diye bağırarak
soyadı belirlenemeyen Savaş
adlı tÜ Ikrisat Fakültesi öğren-
cisinebıçaklarla saldırdılar. Sal-
dında bacaklanndan yaralanan
öğrenci. Cerrahpaşa Tıp Fakül-
tesi Hastanesi'nde tedaviye alı-
nırken saldırganlar polisin hıç-
bır müdahalesiyle karşılaşma-
dan kaçtılar.
MÜ'de önceki günkü saldın-
ya kanştığı ileri sürülen Sezai
Üysal adlı ülkücü öğrenci. dün
diğer öğrenciler tarafından ya-
kalandı Sezai Uysal'dan. saldı-
nnın özeleştırisini vermesini is-
teyen sol görüşlü öğrenciler,
Uysal'ı, bunu yenne getirmesi
üzerine serbest bıraktıîar.
Daha sonra dışarıdan gelen
40 kişilik bir ülkücü grup. tek-
bır getirerek sol görüşlü öğren-
cilere saldırdı. Karşıt görüşlü-
ler arasında çıkan kısa süreli bir
taşlı çatışma sonucu bazı öğren-
ciler hafif şekilde yaralanırken
bazı otomobiller de hasar gördü.
Bu sırada üniversite içerisine
polisin girmesi üzerine gruplar
dağıldı. Polisin ıçeride bulun-
masını kınayan sloganlar atan
sol görüşlü öğrenciler. yaptık-
lan fonımda. ülkücülenn polis-
le birlikte hareket ettiğini öne
sürerek "Kendi fikirlerinden
başka hiç kimsenin fikrine ta-
hammül edemeyen bu güruha
gereken dersi verdik, her zaman
da yereceğiz"' dediler.
Öğleden sonra okuldan çık-
mak isteyen sol görüşlüler, üni-
versite kapısında polıs tarafın-
dan engellenirken okulun kar-
şısında bekleyen ülkücüler de
tekbir getirerek toplandılar. Ül-
kücüler, kendilerini dağıtmak
isteyen polislerle tartışırken
"Okulun içindeki bölücü komü-
nistler, arkadaşlarımızın öğre-
nim hakkını engelliyor. Bi/i de-
ğil onlan dağrtuı" diye konuştu-
lar. Basın mensuplannın çalış-
ma yapmasını da engellemek is-
teyen ülkücüler, ara sokaklarda
dâğınık olarak beklediler.
Gökçek, su kesintisinde geri adım attı, ancak tepkiler sürüyor. Eski Diyanet Işleri Başkanı Lütfi Doğan:
Su kesmek din ve törelerimize aykırı
YUSUFÖZKAN
ANKARA - RP'li Ankara Büyükşe-
hir Belediye Başkanı Melih Gökçek, ka-
mu kuruluşlan ve hastanelerin sulannı
kesme uygulamasında, valiliğin soruş-
turma açması üzerine geri adım attı.
Gökçek, dün sulan vermeye başlarken
resmi dairelere 1 Nisan 1995 tarihıne
kadar zaman tanındığını. borçlannı öde-
meyenlerin sulannın yeniden kesilece-
ğini açıkladı. Ankara Valiliği de bir ge-
nelge yayımlayarak kamu kuruluşlannı.
belediyeye olan su borçlannı ödemele-
ri konusuda uyardı. Sağlık Bakanı Do-
ğan Baran da Gökçekie görüşerek has-
tanelere su verilmesini sağladığını bil-
dirdi.
Su kesintisi uygulamasına son veril-
meden önce Cumhuriyet"in sorulannı
yanıtlayan eski Diyanet tşlen Başkanı
ve eski CHP Malafya Milletvekili Lüt-
fi Doğan, sürekli din konuşan Gök-
çek'in yaptığı uygulamanın dine de tö-
relere de aykın olduğunu söyledi. Türk
Tabipleri Birlıği (TTB) ile Ankara Ta-
bip Odası (ATO) da RP'li belediyenin,
sulan keserek insan ve kent sağlığını
tehdit ettiğini öne sürdüler.
Lütfi Doğan. suyun tslam uygarlığı
ve tüm tslam ibadetlerinin temel mad-
desi olduğunu söyledi. Kuran-ı Ke-
rim'de her şeyin sudan yaratıldığının
vurgulandığını söyleyen Doğan şöyle
konuştu: "Su hayru çağlar boyu Müshl-
manlann yaptığı en önemli hayırdır. Her
dönemde çeşitli biçimde olmuş. özellik-
le son çağda Osmanlı döneminde Türk
kentlerini, özeUikle İstanbul'u süsleven
en güzel hayır sebil hayrı, su dağıtnıa işi
olmuştur. Bu bakımdan. bu kadar
önemli Kuran-ı KeriırTin nazü olduğu,
orucun farz olduğu. turulduğu ve oru-
cun bir ibadet olarak sosyal hayatta et-
kinliğini gösterdiği bu huzurtu günde,
bu hayatın sürmesi için suyun ne denli
önemii olduğu ortadadır. Ramazan Bay-
ramı öncesi suyun kesihnesi hakikaten
çok kötü bir durum göstermektedir."
Özellikle hastanelerin suyunun kesil-
mesinin son derece yanlış bir davranış
olduğunu vurgulayarak hastanelerdeki
tüm ışlerin suya bağlı olduğunu, suyun
kesilmesinin de şifa bekleyen insanla-
nn sağlığınm tehlikeye atılmasına ne-
den olacağını söyleyen Doğan, sözleri-
ni şöyle sürdürdü: "Ne olursa olsun, su
yaşam konusudur. Suyıı engellemek, ya-
şamı engellemekrjr. Bu hem dinimize,
hem törelerimize aykındır. Ama bu me-
seleyi bir alışveriş meselesi, belki siyasi
bir konu olarak kullanmak istiyor.*
1
Melih Gökçek başkanhğında dün
toplanan Ankara Büyükşehir Belediye-
si Meclisi"nde de su kesintisi tartışıldı.
'Yasaklarla düşünce özgürlüğünü koruyamazsınız'
AdaletBakanıMehmetMoğultay, 93 savcıylayaptığı toplantıda 'adaletsistemi'nin sorunlarını tartıştı
İstanbul Haber Servisi - Adalet
Bakanı Mehmet Moğultay. savcılara
"Yasaklamalarla, sınırlamalarla,
prangalaria ve cezaevleriyle düşünce
özgürlüğünü koruyamazsınız" dedi.
Laiklik ilkesinden sapmak ısteyenleri.
"LaikJik. ulusal biriik ve banşm
güvencesidir" dıyerek uyaran
Moğultay. hâkim ve savcılardan
laiklik ilkesine duyarlı olmalannı
istedi. Mehmet Moğultay, 76 il, 8
DGM ve terör tipi cezaevi bulunan 9
ılçe cumhuriyet başsavcısıyla İstanbul
Hâkimevı'nde dün gerçekleştirdıği
toplantıda yargının sorunlannı anlattı.
Çağnlı olduğu halde Ankara DGM
Cumhuriyet Başsavcısı Nıısret
Demiral' ın katılmadığı toplantıda
Moğultay, köklü bir adalet
reformunun gerekli olduğunu anlattı.
Yargının önündeki sorunlann en
önemlisinin anayasa olduğuna
değinen Moğultay, Hâkimler ve
Savcılar Yüksek Kurulu'nun yapısının
sakıncalâr içerdiğini dile getirdi.
Hâkım ve savcılann "hukukçu, hukuk
adamı" olmalan gerektiğıni,
hukukçuluğun ön koşulunun da
"çağdaş insanlık için mücadele etmek"
olduğunu belırten Moğultay.
konuşmasında Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirerin önceki gün TYS
yöneticilerinı kabulü sırasında
söylediğı sözleriyle çatışacak biçimde
"düşünce suçu"na ilişkin görüşlerini
açıkladı. Ceza yargılama hukuku
alanında demokratik düzenleme
önerilerine ve özlemlenne karşın
düşünce suçlannın cezalannın
yükseltildiğine dikkat çeken Moğultay
şöyle dedi: "Bir ülkede demokrasiye
inanan insanlann sayısını arrtınrsanız
demokrasiyi korursunuz. Yoksa
yasaklamalarla. sınırlamalarta,
prangalaria ve cezaevleriyle düşünce
özgürlüğünü koruyamazsınız.
Düşünceyi açıklama ve yayma
özgürlüğü, iyi veya zararsız fUdrler
kadar devlet veya halkın bir kısmını
sarsan, rahatsız eden veya uyandıran
bilgi ve düşünceleri de kapsar."
Konuşmasında temiz toplum
özlemini' de dıle getıren Moğultay.
"Temiz topluma ulaşma sürecinde
İtalya'dan ya da başka yeıierden ithal
sa% cılar getirmek, onlarla avunmak
doğru değildir. Önemli olan bunu
feisefe haline gedrmektir" dedi. Bu tür
operasyonlann Türkiye"de
yapılamamasını. savcılann elinde
yeterli yetki olmamasına ve adli
kolluk örgütlenmesinin
gerçeldeşmemesine bağlayan
Moğultay. "Ban soruşturmalarda bsaa
emniyet nıüdürleri, nıedya tarafından
ön plana çıkartılmaktadır. Bu öne
çıkma gayretleri, savcılanmızm
görevlerini yeterince yapmadığı
izlenimi uyandırmaktadır" dedi. Bazı
gazete ve televızyonlan da "Basuı
özgürlüğünü kendi çıkarlan
doğnıltusunda kullannıak^la suçlayan
Moğultay. bunun basının
inandıncılığını olumsuz
etkileyecefiine dikkat çekti.
HAFTAYA BAK1Ş
AHMET TANER KIŞLALI
Malatya'daki
KaraıUık ve Aydınlık
Şarkıdaki gibi "heryer karanlık" değil.
Ama karanlığı yenmenin ön koşulu, karanlıkları göster-
mektir. Göstermeli ki, insanlar birer mum da oralara yak-
sınlar...
Birkaç gün önce Malatya'daydım. Bir zamanlar Inö-
nü'nün, şimdilerde ise Özal'ın "memleketi" olarak anılan
kentte...
Ismet Paşa'nın yaktığı ışıklann bir kısmını Özal söndür-
müş. Ama Malatya -her şeye karşın- hâiâ karanltkta değil!
• • •
Malatya "Inönü Üniversitesi"r\de, Atatürk-lnönü çizgi-
sine düşman bir kafa yapısı egemen.
Tıp Fakültesi'nin hastanesi yıllardır bitirilemiyor. Ama
üniversite <
7campus"unda "ikinci" bir cami yükselmekte.
Hem de Ankara'daki Kocatepe Camii'nin heybetinde bir
cami.
Üstelik de, her fakültenin hemen her katında bir de "mes-
cid" bulunduğu halde...
Tıp Fakültesı'nde altı doçent kadro bekliyor. Verilen do-
çentlik kadrosu tek.
Yeni açılmış olan llahiyat Fakültesi'ne ise, tam 16 doçent
ve 8 profesör kadrosu "tahsıs edildiği" daha iki hafta ön-
ce gazetelerde ilan edildi. Hem de sadece iki sınıfı olduğu
halde...
Yönetim ve denetimin, beyinlerinin üzerinde sank taşı-
yanlann elinde olduğu anlaşılıyor. Kendileri gibi düşünen-
lere bütün olanaklar açık, Kemalizmin aydınlığına inanan-
lara tüm kapılar kapalı.
Tıpkı, son birkaç aydatam 12 profesörün aynldığı Sıvas
"Cumhuriyet Ünh/ersitesi" gibi... Rahmetli özal, "Inönü'yü
de "Cumhuriyef'i de şeriatçılara "emanet" etmiş.
Onlar da "gereğini" yapıyorlar!
• • •
insanlann "düşünceierinden ve inançlanndan dolayt"
çıra gibi yakıldıkları Sıvas'taki durumu bilemiyorum... Ama
Malatya "henüz" karanlığa teslim olmamış.
Daha birkaç ay önce kurulan Malatya Atatürkçü Düşün-
ce Derneği'nin ulaştığı nokta, Malatyalı'nın karanlıktan
hoşlanmadığmı gösteriyor.
Birtatil sabahı, Sabancı KültürSitesi'nin salonundanta-
şan coşkulu bir kalabalık... Kitap imzalatmak için bir saat
kuyrukta bekleyen insanlar... Ve birkaç ayda birkaç yüzle-
re ulaşan, her geçen gün çığ gibi çoğalan "üye" sayısı...
Göstermelik değil, ödentisini veren, hertüriü katkıyı yap-
mayahazırüye...
Karanlığı isteyenlerin "para"sı bol... Ama "bilinç'para-
dan her zaman üstündür.
Bilincin yaktığı yüzlerce, binlerce küçük mum, paranın
sağladığı ışıldaktan çok daha etkileyicidir.
• • •
Malatya'daki diğer konuşmacı, Prof. Şerafettin Tu-
ran'dı.
Atatürk'ün kurduğu Türk Dil Kurumu'nun başkanı, ta-
rihçi, Kültür Bakanhğı eski Müsteşan.
Cenap Şehabeddin'in "Tarihe yaian söyletmek müm-
kündür, çünkü ölüler konuşamaz!" sözünü anımsatırken
salondan alkışlar ve gülüşler yükseliyordu. Benim gibi her-
kes de, bazı numaracı cumhuriyetçilerin ekranlardaki "gaf-
let" ya da "ihanet"\ri\ anımsamış olmalıydı...
Sayın Juran, "Peygamberzamanında minare yoktu'âC-
ye, Hz. Ömer'in yaptırdığı ilk minarenin nasıl yıkılmakis-
tendiğini dile getirdi... Atatürk'ün; istediği yetkilerin Mec-
lis'te reddedilmesinde başrolü oynayan M. Esat Bozkurt
ile Şükrü Saracoğlu'nu daha sonra bakan yapışını anlat-
tı.
Atatürk'e yönelik olarak son günlerde gündeme soku-
lan "/ş Bankası hisseieri" suçlamasının iç yüzünü sergile-
di. Ölünceye kadar o paylardan tek kuruş çekilmemiş ol-
duğunun altını çizdi.
Sayın Turan sorulan yanıtladıkça, tarih de yalanlardan
arındı. Ve Malatyalılar o salonu, başlan biraz daha dik ola-
rak terk ettiler.
• • •
Son 40 yılın "gaflet"\ ya da "ihanet"\en yüzünden bu
Cumhuriyet'in "Atatürk'ün Cumhuriyeti" olduğunu söyle-
mek artık çok zor.
Ama "Atatürk düşüncesi"n\n, "Atatürk insanı'run, her
şeye ve özellikle de devlete karşın, dimdik ayakta olduğu
da bir gerçek.
Ne denli gür olursa olsun, tek bir ışıldağı söndürmek ko-
laydır. Çevirirsiniz düğmeyi, kesersinizteli, atarsınıztaşı...
Ve göz kamaştırıcı ışık gider, zifiri karanlık gelir.
Biranda...
Oysa binlerce, onbinlerce, yüzbinlercemumutekertek-
er söndürebilir misiniz?!..
Rıısya ile istihbaratta
işbirliği dönemi
İk yİİkSek temaS Cumhurbaşkanı Demirel'le
'gizli' bir görüşme yapan Rusya Federasyonu Dış
Istihbarat Şefı Evgeni Primakof un ziyareti,
Türkiye ile Rus istihbaratı arasında bugüne kadar
gerçekleştirilen 'ilk yüksek düzeyli temas' oldu.
KEM.\LYLRTERİ
ANKARA - Milli Istihbarat
Teşkilatı (MtT) ile eski SSCB
ıstihbarat örgütü Komitet Go-
sudarstvennoy Bezopasnost-
n'nin (KGB) yerine kurulan
Rusya Federasyonu Karşı Istih-
barat Servisi arasında "balayı"
yaşanıyor. Rus karşı istihbarat
örgütünün şefi Sergei V'adi-
moç' un ziyaretinden iki gün ön-
ce Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel ile "gizli" bir görüşme
yapan Rus Dış Istihbarat Şefi
Evgeni Primakorun ziyaretı.
Türkiye ile Rusya arasında is-
tihbarat alanındaki "ilk yüksek
düzeyli" temas oldu.
Dışişleri Bakanhğı Müsteşar
Vekili Volkan Vural'ın Mosko-
va Büyükelçiliği döneminde
KGB'yi ziyaret ederek, büyü-
kelçi düzeyinde ilk teması sağ-
ladığı ve bugünkü işbirliğinin
temelini attığı öğrenildi.
MlT ile KGB, Türkiye Cum-
huriyeti'nin kuruluşundan bu
yana sürekli iki hasım örgüt ola-
rak faaliyet gösterdiler.
KGB'nin Türkiye'deki çalışma-
lan MtT'in başlıca araştırma
alanını oluştururken, KGB de
MlT'in özellikle Kafkaslar'da-
ki çalışmalannı denetlemeye
çalıştı. Emekli olmasının ardın-
dan yeniden aktif göreve çağn-
lan MlT Daire Başkanı Meh-
met Eymür, "Anaüz" adlı kita-
bında, uğradığı silahlı saldın so-
nucu yaşamını yitiren MlT
Müsteşar Yardımcısı Hiram
Abbas'ı anlatırken, eski SSCB
sınırlan içinde kalan Batum'un
öneminden söz ediyor. Eymür,
anılannda "Slavik" adını verdi-
ği bir operasyonda AdotfSlavi-
kadında bir Rus ajanının yaka-
lanışını anlatırken. Rus istihba-
ratımn Türkiye'deki ilgi alanla-
nna ilişkin önemli ipuçlan da
veriyor. Bir şirket kuran Sla-
vik'in kendini "maskelediği-
ni"anlatan Eymür, Slavik'in as-
lında MlT elemanı olan bir ha-
vacı subayla temasa geçtiğini ve
NATO belgelerine ulaşmaya ça-
lıştığını dile getiriyor.
Istihbarat çevrelerinden edi-
nilen bilgiye göre, KGB ile da-
ha önce büyükelçi düzeyinde
ilişki sağlandı. Dışişleri Bakan-
hğı Müsteşar Vekili Volkan Vu-
ral'ın, Moskova Büyükelçiliği
döneminde KGB'ye yaptığı zi-
yaretle bugünkü işbirliğinin ilk
adımını attığı öğrenildi. Kaf-
kaslar'daki gelişmelerin yanı sı-
ra, PKK'nin Rusya'daki çalış-
malan iki ülke istihbarat kuru-
luşlan arasında işbirlığini zo-
runlu kılarken, ilgili çevreler
•'İstihbaratta sürekli işbirliği
yoktur, karşılıklı çıkarlar vardır.
Yaşanan sıcak dönem bir tür ba-
layi" görüşünü dile getirdiler.