Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
' 24 ŞUBAT1995 CUMA • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAM
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
PENCERE
Baştarafı 2. Sayfada
mn burçlarından atlayan, kapıları kırıp geçen, evlere
dukkânlara dalan duşman askerlerı, kan kokusu almış aç
kurtlara benzeriefdı, artık hıç kımse onlan durduramaz,
savaşın ganımetını paylaşacaklar.
Yaşanan olayın ıçenğınde, yağmanın hırsıyla ınsanın
hayvanlaşması doğal değıl mı? .
Yaakıl?..
Akıl uygarlıktır, ozelleştırmeyı uygariığın kurallanna uy-
gun yapabılmek ıçın Turkıye'de demokrasının Batı'dakı
olçutlenyle ışlerlık kazanması gerekır.
Avrupa'da demokrası var..
Enflasyon yok
Turkıye'de demokrası yok..
Enflasyon var
Vahşı kapıtalızmın Anadolu cangılında ozelleştırmenın
yağmaya donuşmesı kaçınılmaz
•
Mafyalaşmış, kırlenmış, çeteleşmış, tekelleşmış
duzende ılk ozelleştırme denemelennde ortaya çıkan reza-
letlenn sergılenmesı yarariı oldu
Ne var kı doğa yasasının ağır basmasından korkmalı!..
Sıyasal ıktıdar 70 yıllık cumhunyetın bırıkımını bır an once
elden çıkarmak ıstıyor; koltuk hırsı yureğıne ışlemış olan-
lann gozlen dumanlanmış, 1996'ya değın satacaklanndan
gelecek dolarlann hesabında Allah'ını şaşırmış olanlar-
dan bır medet yok1
Bu zayıflığı sezen ıç ve dış çıkar
çevrelen ıse kan kokusu almış kopekbalığı gıbı yerel ve
ulusal ortamda fır donuyorlar.
Satın.. Satın... Satın'.
Sat
Sat
Sat
Sattım'.
"Sat" hecesını yıneleyenlerın benlığıne para tannsının
şeytanı tırnaklannı geçırmış, cumhunyet tanhının en buyuk
yağmasına hazırtığın davullan gumburduyor, satın alınacak
olan mallar salt pıyasanın getırdıklenne gore hesaplanıyor,
uretımmış, muretımmış, sermayenın halka dağılmasıymış,
yenı bır ekonomık yapılanmanın engellerıymış, ulusal
çıkarların ve guvenlığın korunmasıymış .
Yok canım
•
Yağmaya hazırlığın kokusu, kan tutması gıbı ıç ve dış
pıyasa mafyasını sardı.
önune geçmek guç1
..
Belkı çeteler arasındakı kavga nedenıyle yağmanın reza-
letı, halkın gozlen onune senlebılır, halkın malları satılırken
bır olçude haklan da korunabılır, ama, bu ış ıçın buyuk bır
savaşım gerekıyor...
Hazırlanın bu savaşıma!..
Keçeliyeyoğun ilgi
DYP'nin iftar yemeğine
3 bin kişi katıldı
Istanbul Haber Servisi - Es-
kı DYP tstanbul ll Başkanı Or-
~han Keçdi ve arkadaşlan tara-
fından dün akşam Atakoy Mav ı
^Marmara Tesıslen'nde venlen
ıftar yemeğı "DYT küskimleri-
_fljn"govdegostensınedonuşnj
Yaklaşık 3 bın kışının katıldığı
ıftar yemeğınde Orhan Keçe-
h'ye yoSun sevgı gosterısınde
bulunuldu DYP Genel Başkanı
Ve Başbakan TansuÇiUer'ın ka-
tılmadığı, ancak kendı yenne
Devlet Bakanı ve Hukumet Soz-
cüsu Yıldınm Aktunayı gon-
derdığı ıftar >emeğıne katılan
ünlü ısımler şunlar
DYP Bartın Mılletvekılı ve
eski Mıllı Eğıtım Bakanı Köksal
Toptan, DYP Trabzon MılleU e-
kılı MehmetAliYılmaz,Kocaelı
Mılletvekılı İsmail \masyalı,
Konya Mılletvekılı Osman Öz-
bek, Fenerbahçe Spor Kulubu
Başkanı AK Şen, TOBB Başka-
nı Yalım Erez, DTO Başkanı
Cengiz Kaptanoglu, gazetecı-
yazarNazlıIlıcak.
lftara katılan kalabalığın sev-
gı gostenlen eşlığmde kursüye
gelen Keçelı. yaptığı konuşma-
da. salondakılen DYP'nın ger-
£ek sahiplen otarak nıtelendrrdı
DYP lstanbul'un şımdıkı yöne-
tıcılennı ustu kapalı bır şekılde
eleştıren Keçelı. ıl yönetımının
eskısı gıbı faalıyet gostermedı-
ğını ve ılçelenn kapandığını
soyledı Keçelı "DYP'yigerçek-
te kuran bu iftar yemegine kaü-
lanlardır. Süleyman DemirePi
CumhurbaşkanlığTna, Tansu
Çiller'i Başbakanlığa (aşıyan bu
insanlardır. Gerçek davanın sa-
hibi bunlardır" dıye konuştu
Aktuna da y aptığı konuşmada
"Türkiye Cumhuriyetfnin çi-
mentosu" olarak nıtelendırdığı
DYP'nın 21 yuzyıla damgasını
vuracagını soyledı
Velidedeoğlu anıhyor
• Baştarafı 1. Sayfada
Kultur Merkezı'nde bugun du-
zenlenecek anma törenıne, Ve-
lıdedeoğlu'nun yaşamının anla-
tıldıgı dıa gostensıyle başlana-
cak Ardından yapılacak açıko-
turuma gazetemız yazarlan
Prof Dr Ahmet Taner Kışlah,
Şfikran Soner ve Meriç Velide-
deoğlu konuşmaci olarak katı-
. lacak Açıkoturumu AntaJ<ya
Barosu Başkanı Nabi Inal yone-
tecek Ord. Prof Hıfzı Veldet
Velidedeoğlu, 1904'te Istan-
bul'dadoğdu I928yılında An-
kara Unıversıtesı Hukuk Fakul-
tesı'nı bıtıren Velidedeoğlu,
1929- 1933yıllanarasındaNe-
uhatel ve Berlın Hukuk Fakulte-
sı'nde okudu 1934 yılmda Is-
tanbul Unıversıtesı'nde doçent
olarak goreve başladı 1942 yı-
lında profesör, 1948'deıseordı-
naryus profesör oldu
1946-1948 ve 1952-1953'te
ıkı kez Hukuk Fakultesı Dekan-
lığı'na seçıldı 1961 Anayasa-
sı'nın hazırhğında başlangıçtan
son redaksıyona kadar gorev al-
dı Temsılcıler Meclısı'nde
Anayasa Komısyonu'nda çalış-
tı MedenıHukuk'unheralanın-
da eser verdı Medenı Kanun
Komısyonu'nda 8 yıllık bır do-
nem çalıştı 'Kat Mulkıyetı Ka-
nun Tasansı'nı hazırladı Ata-
türk'un 'Soylev'ını sıstematık
hale getırdı Belgelennı oz
Türkçeye çevırdı Velidedeoğ-
lu, I992yıiındao!dü
• Baştarafı 1. Sayfada
derek karanlığa karşı bır haykırış
aydınlığa açılan tum pencerelerı
sonuna kadar açış, demokrasının,
bılımın, araştırmanın ışığını Anado-
lu'nun en uç koşelenne kadar saçış
günu olacak
24 ocak bır matem, huzünlu bır
yıldonumu değıl, Turkıye'nın aydın-
lanmasında onemlı bır kılometre ta-
şı, kararfılığın adı Geçen ay yapılan
toplantılar, paneller, dığer etkınlıkler,
bunun kanıtı Uğur Mumcu'nun de-
yışıyle, "ınsanın, sadece yaptıkla-
nndan değıl yapmadıklarından da
sorumlu olduğu" gerçeğını goren-
lerın sayısı az değıl
Ulkemızın herhangı bır yerınde,
gencı bır eylem olsa, aydınlara bır
saldırı duzenlense ılk tepkı, "Ola-
maz, ulke elden gıdıyor Başımıza
daha neler gelecek" yakınmaları
oluyor
Bu yanlış
Aslolan kendı gucumuz Içı çu-
rumuş bır ağacın govdesıne hafrfçe
vursanız, hemen kırılır Ama ağaç
sağlamsa, govdesı de pes etmeye-
cektır Toplumsal yapı sağlam olur-
sa, ılencıler, aydınlar, yuzyılın başın-
da kazanılmış Aydınlanma Devrı-
mı'nı yaşatmaya ve daha ılerı go-
turmeye kararlı olan Anadolu ın-
sanları sağlam durursa, tekme vur-
maya kalkanın ayağı kınlır
Ben, geçen 24 ocağın ınsanlann
kararlılığını tazeledığını, "Yalnız de-
ğılız" duygularını guçlendırdığını
gordum
Çalışmalarına başlayan Uğur
Mumcu Araştırmacı Gazetecılık
Vakfı, gıderek kırlenen ve neredey-
se tıcan bır ış halıne gelen gazete-
Suçsuzu Korkutanlar
cılığın, gerçek kımlığıne kavuşturul-
masına onemlı katkılar sağlayacak
Vakıf, Uğur Mumcu'nun kışılığıyle
butunleşmış "araştırmacı gazetecı-
lık" ıçın ısteklı gençlere onemlı bır
rehber olacak Yenı Uğur Mumcular
yetıştırecek
Bız, Mumcu'nun katledılışının
"toplumsal boyutuna" boyle bakı-
yoruz Turkıye, Mumcu'suz kalma-
yacak
Olayın, "cınayet" boyutu ıse, pe-
şını bırakmayacağımız dığer onemlı
konu Mumcu'nun katıllerının bu-
lunmasını, ılkel bır ıntıkam duygu-
suyla ıstemıyoruz Katıllerın bulun-
ması, hak ettıklerı cezalara çarptınl-
ması, bızım değıl, demokrasının,
hukukun acısını dındırecek
Ne var kı daha once defalarca
vurguladığımız gıbı bu konuda
lyımser şeyler soylemek guç Hatta
olanaksız
31 Ocak 1990 Prof Muammer
Aksoy, 7 Mart 1990 Çetin Emeç,
4 Eylul 1990 Turan Dursun. 6
Ekım 1990 Prof Bahriye Öçok, 24
Ocak 1993 Uğur Mumcu ve 11
Ocak 1995 OnatKutJar
Pek çok ortak ozellıklerınden bın
de katıllerının bulunamaması Son
yıllarda ıkı bıne yaklaşan faılı meç-
hul cınayetler nasıl soruşturuluyor^
Bunlardan kaçının faılı bulunabıldı?
Kaç katıl elden kaçınldı? Kaç delıl
bılerek ya da bılmeyerek yok edıl-
dı? Kaç tanıktan yararlanılmadı9
Sorular uzatılabılır Hepsı bır ya-
na, sadece Uğur Mumcu olayının
soruşturma surecı her şeyı açık
açık gozler onune sermeye yetıyor
Soruşturma bır çalı supurgesı ıle
başlamıştı 24 ocak gunu saat
13 30'dan sonra bır emnıyet gorev-
lısı elınde. supurge, aracın parçalan-
nı buyuk'bır naylon poşete koyup,
Emnıyet Mudurluğu'ne goturdu
Araç da aynı yere kaldırıldı
Aylar sonra araçtan haber geldı,
1993 yılına aıt vergı borcu varmış
Olayla ılışkısı olduğu sanılıp ya-
kalananların değıl verdığı bılgıler,
nasıl ve ne zaman ele geçınidıklen
bıle meçhul Islamı Hareket Orgutu
(İHO) uyesı oldukları one surulen
Mehmet Ali Şeker ve Ayhan
Usta'mn uç ayn gozaltına almış ta-
rıhı var Bın 24 ocaktan hemen on-
ce ıkısı sonra
Tutanak tahnfatının faıllen de bu-
lunamadı Savcılık, tarıhlerı yanlış
yazan polısler ıçın şu gerekçeyı bıl-
dırdı
- Arkadaşlar, uykusuz ve yorgun-
dular
Katıllerden rıca edelım, bundan
sonra polısın yorgun ve uykusuz ol-
madığı saatlerde yakalansınlar'
Hırsızdan ahlak dersi
Buraya kadar anlattıklarımız, çe-
şıtlı tanhlerde gazetemızde yayım-
landı Son olarak ortaya yenı bır
"tahrıfat" daha çıktı TBMM Faılı
Meçhul Cınayetler Komısyonu'nun
raporuna gore 24 ocağın hemen
sonrası duzenlenen operasyonlar-
da yakalanan Surıye uyruklu Mu-
hammed Aiman Abo Attot, Lıb-
yalı Ali Mashat Deeb ve Ali Saem
Aoun'un "muvafakatlı ev arama ve
yakalama" tutanağında. tarıh, 26
ocak olarak geçıyor Ancak 5 raka-
mının sonradan 6 yapıldığı ıddıa
edılıyor
Bu kışılenn evınde bulunan 9 bıl-
gısayar dısketı, Turkıye'de kullanı-
lan standartlara uygun olmadığı,
dısketlerı kontrof edecek makıne
bulunamadığı ıçın hâlâ çozulemedı.
Amacımız devletı yıpratmak, polı-
si kuçuk duşurmek değıl Tam ter-
sıne, gorevını tam olarak yapması-
nı, karanlık bır nokta bırakmamasını
ıstıyoruz Hınt fılozofu Beydaba,
"Kelıle ve Dımne"öe, "Hükumetle-
rın en kotüsu, suçsuzu korkutan-
dır" dıyor
Faılı meçhullerden yola çıkıp Tur-
kıye'nın genel gorunumune baktığı-
mızda şoyle bır tablo ortaya çıkıyor
Cınayetler faılı meçhul, bunu pro-
testo edenler hakkında soruşturma
açılıyor
Sıvas'ta 37 ınsanı katledenlenn
suçu, "tahnk olduklan" ıçın hafıfle-
tılıyor, bu olayları kınayanlar, Turkı-
ye'de bır daha Sıvas'ların olmama-
sı ıçın yazı yazanlar DGM'de yargı-
lanıyor 1984-88 arasında bugunku
değerlerle 200 trılyonu aşkın haksız
kazanç elde eden hayalı ıhracatçı-
lar "zaman aşımına" uğratılıp affe-
dılıyor, 20 aralık bayramında daha
ınsanca yaşam ve daha lyı maaş
ıçın eylem yapan memurlar hakkın-
da soruşturma açılıyor, ıfadelerı alı-
nıyor, maaş kesme cezalan verılı-
yor Artık, "namuslulann en az na-
mussuzlular kadar" değıl, onlardan
daha cesur olması gerekıyor Yoksa
hırsızlar ahlak, yobazlar demokrası
dersı veımeye başlayacak
22
OLAYLARIN
Tahrîfat zinciri büyüyor
GLTVEŞGÜRSON
ANKARA - Evının onunde
24 Ocak 1993"te uğradığı bom-
balı suıkast sonucu yaşamını vı-
tıren yazanmız Uğur Mum-
cu'ya yoneltılen saldınya ılış-
kın soruşturmada, resmı belge-
ler ûzenndekı tahnfatlar surer-
ken, 25 aydırhıçbırcıddı bulgu-
ya ulaşılamadı Soruşturma su-
recınde, Ankara Emnıyet Mu-
durluğü'nun, Mumcu cınayetm-
den sonra yaptığı operasyonlar-
da, şuphelı görulerek gozaltına
alınan 3 yabancı uyruklunun >a-
kalama tutanaklannda, duzen-
leme tanhlen üzennde tahnfat
yapıldığı ortaya çıktı Soruştur-
mada ele geçen bazı kanıtlann.
'teknik olanaksızlıklar' nede-
nıyle değerlendınlemedığı, res-
mı belgelere yansıdı
Mumcu'nun oldurulmesın-
den önce Istanbul'da başlatılan
tslamı Hareket Örgutu (İHÖ)
operasyonlannda ele geçen sa-
nıklann yakalama tutanaklann-
da ortaya çıkan tahnfatlann ar-
dından Ankara'da yapılan ope-
rasyonlarda da yakalama ve ev
arama tutanaklanndakı duzen-
leme tanhlen uzennde tahnfat-
lar yapıldığı belgelendı Mum-
cu suıkastından sonra şuphelı
görulerek evı aranan ve arama
tutanağında tahnfat olduğu be-
lırlenen Sunye uyruklu Mu-
hammed Abo Attot'un evınde
ele geçınlen 9 adet bılgısayar
dısketı ıse Emnıjet Genel Mu-
durluğu'nce
-
Turk standartla-
nna uygun olmadıkları" ve 'dis-
ketteri çalıştıracak makine bu-
lunamadığı' ıçın deşıfre edıle-
medı
DYP Kırıkkale Mılletvekılı
Sadık Avundukluoğlu başkan]ı-
ğmdakı TBMM Faılı Meçhul
Cınayetlen Araştırma Komısyo-
nu tarafından önumuzdekı gun-
lerde Meclıs Başkanlığı'na su-
nulacak olan raporda, yenı tah-
nfat ve çelışkıler belgelendı
Raporun 'Uğur Mumcu Cina-
yeti' başlıklı bölumünde >er
alan yenı bulgulara gore Mum-
cu suıkastından sonra faıllenn
>akalanabılmesı ıçın yapılan
operasyonlar sırasında şupheiı
görulerek gozaltına alınan Su-
nye uyruklu Muhammed Abo
Attot'un evınde 68 adet Arapça
sozlu teyp kasetı, 2 adet vıdeo
kasetı ve 9 adet bılgısayar dıske-
tı ele geçtı Ankara Emnıyet
Müdurluğu tarafından çozüm
ıçın Emnıyet Genel Mudurlu-
ğu'ne göndenlen dısketler. 'tek-
nolojikyetersizlik' gerekçesıyle
deşıfre edılemedı
Sozlu teyp kasetlen ıle vıdeo
kasetlennı ınceleyen Emnıyet
Genel Mudurluğu, bılgısayar
dısketlennın deşıfre edıleme-
mesını, "Tiirk standartlanna
uygun olmadığından, disketieri
çalıştıracak makıne bulunama-
mış olup, bu nedenk- ıçerikkri-
nin incelenmesi mumkun olnıa-
mıştır''sozlenyle açıkladı
Yakalama ve ev arama tuta-
nağında tanh tahnfatı yapıldığı
da belgelenen Attot'un evınde
ele geçınlen teyp ve vıdeo ka-
setlennde, Lfrdun Jslam Merke-
zı'nde yapılan 'Demokrasinin
İslamla uyuşmaması" konulu
konuşmalann yer aldığı oğrenıl-
dı
Polısın, 2 yıldır elınde olan
kanıtlan değerlendırememesı,
TBMM Faılı Meçhul Cınayet-
len Araştırma Komısyonu rapo-
runda. "Emnrvet guçlerinin son
teknoloji>leçalışüğının ve AVTU-
pa standartlarında olduğunun
belirtıldiğı bır donemde, çok
önemli bir operasyon sırasında
ele geçirilen \e halen çozuleme-
^en bılgısayar disketlerini çalış-
tıracak makinenin bulunama-
mış olması, emnhet guçlerinin
operasyon sırasında elde cttikle-
ri delilİeri nasıl değeıiendirdik-
lerine i\i bir örnek teşkil etmek-
tedir" dıye değerlendınldı
Komısyon aynca Ankara Em-
nıyet Müdurluğu'nun, Mumcu
suıkastı sonrasmda yaptığı ope-
rasyonlarda, şuphelı gorerek go-
zaltına alınan 3 yabancı uyruk-
lunun yakalama ve ev arama tu-
tanaklannda, duzenleme tanh-
len uzennde, tahnfat yapıldığı-
nı ortaya çıkardı TBMM Faılı
Meçhul Cınayetlen Araştırma
Komısyonu tarafından belgele-
nen' tahnfatlara gore olaydan
sonra gozaltına alınan Sunye \ e
Lıbya uyruklu 3 kışının evınde
yapılan aramalara ılışkın 'mu-
vafakath ev arama ve yakalama'
rutanaklanrtda tanh çelışkılen
olduğu belgelendı
Sunye uyruklu Muhammed
Aıman Abo Attot. Lıbya vatan-
daşı Ali Mashat Deeb ve Ali Sa-
em Aoun'un evlennın aranma-
sına ılışkın duzenlenen tutanak-
larda tanhler uzennde oynandı
Her 3 arama tutanağında duzen-
leme tanhı '26 Ocak 1993' ola-
rak yer alırken '6' rakamının on-
ceden 5 olduğu, sonradan du-
zeltıldığı goruldu Ancak tuta-
Savcıya suç duyunısuııa yamt yok
ANKARA (Cumhunyet Bürosu) - Mıllı Sa-
vunma Bakanlığı (MSB), Uğur Mumcu suıkas-
tı soruşturmaMnı ıtic aşamada üstlenen De\let
Güvenlık Mahkemesı (DGM) savcısı Bınbaşı
Ulkü Coşkun'un, "cinayeti devlctin işJediğini"
söyledığ! savlannı 3 aydır yanıtlamadı Adaîet
Bakanı Vlehmct Moğuftav Coşkun'un asken
yargıya tabı olması nedenıyle, Uğur Mum-
cu'nun eşı Güldal Mumcu'nun soruştunna sü-
recınde yaşanan eksıkhklen ıçeren ve bır an ön-
ce sonuçlandınlmasınnsteyenbaşvurusunu, 15
Aralık 1994 tanhmde MSB Asken Adalet îşle-
n Başkanlığı'nagöndermıştı 2845 sayıh Dev-
let Güvenlık Mahkemelen'nm Kuruluş ve Yar-
gılama Usullen Hakkındakı Yasa'nm 34 mad-
desı uyannca, Coşkun'un ıfadesımn alınması-
nı ısteyerek. başvuruyu "gereğinin ifas için"
MSB'ye gondercn Moğultay. Coşktın'un "ifa-
desinin ahnarak. bu konuda böyle bir soz sarf
edip etmediği konusunda biigisine başvıırulma-
sı gerektigini'* bıldırmıştı Guldal Mumcu'nun
Kasım 1994'te Adalet Bakanhğı'na verdığı baş-
vuru dılekçesmde. Mumcu suıkastına ilışkın so-
ruşturma dosyasuun "akbrmazlık*' ıçmde uzun
süre sahıpsız kaldığı. sürpnz tanık olarak orta-
ya çıkan Ayhan Aydın haİdanda "terör örgütü-
nü korurgibi'' ıftıradavası açıldığı, Içışlen Ba-
kanı .Nahit Menteşe'nın Mumcu suıkastını "es-
ki bir oby" olarak nıtelendırmesının devletin
olaya önem vermedığimn gostergesı olduğu gö-
ruşlen yer almıştı Mumcu'nun, oldürûlmesin-
den kısa bır sure once telgrafla ölum tehdıdı al-
dığına ılışkın açıklaması konusunda da bır bul-
gu elde edılemedı PTTmufettışîennce gazete-
mızde yer alan "Mumcu telgrafla tehdit edikü"
haben üzenne yapılan arastımıada. ölûm teh-
dıdı ıçeren bırtelgraf bulunamadı
Mumcu suıkastının 23 aymda, Mumcu'nun
ölümünden kısa bır sûreönce HBB 'de, o dönem
RP mensubu olan Istanbul Mılletvekılı Hasan
Mezarcı ıle çıktıgı tartışma programından son-
ra, telgrafla tehdit edıldığı saptanmıştı Mum-
cu, öldûrulmesmden 11 günonce 13 Ocak 1993
tanhmde Harb Akademılen Komutanhğı'nda
verdığı konferansta •'Örnegin, ben hayatımda
tebdit almadığun guniı yadırgıyorum. Iblefon-
la, yazüı ve sözlü. Telgrafla tehdit hiç duydunuz
nıu? Geçenlerde Hasan Mezarcı diye bir miHet-
vekilîyietarhşmaya çıkük,tekvizyonda. Telgraf
getiyor, • Yakında olduruleceksın' diye"demıştı
Soruşturma makamlannın da elınde olmayan
bu belgenın gazetemızde yayımlanmasından
sonra, PTT'de bu konuda bır araştırma yapıldı
Herhangı bır bulgunun elde edılemedığı araş-
tırmanın sonucunun, DGM'ye ulaşıp ulaşmadı-
ğı belırienemedı
naklann uzenne Terörle Muca-
dele Şube Mudürluğu'nun, '25
Ocak 1993' tanhlı "TerörleMfi-
cadele Şube Mudurluğu'nde ili-
şikkaydınarasüanılamadr ıba-
resının yazılı olduğu damga ba-
sıldı
Bu tutanaklann doğru oldu-
ğunun varsayılması durumunda,
gozaltına alınan şahıslann, em-
nıyet guçlen tarafından evlenn-
den alınmadan once Terorle
Mucadele Sube Mudurluğu'ne
goturulmüş olmalan gerektığı
belırtıldı
Sunye uyruklu Muhammed
Aıman Abo Attot'un muvafa-
katlı ev arama ve yakalama tu-
tanağına gore polıs, '25 Ocak
1993' gunu saat 23 00 sıralann-
da, Attot'un evıne arama ıçın
gıttı Evde propaganda ıçeren
dokuman, kaset ve sahte muhur
ele geçıren polısın duzenledığı
muvafakatlı ev arama ve yaka-
lama tutanağında duzenleme
tanhı olarak '26 Ocak 1993, sa-
at 01.30' ıbaresı yazıldı Ancak
tutanağın uzennde, Terorle Mu-
cadele Şube Mudurlüğü'nun,
'25 Ocak 1993' tanhlı 'Terörle
Mucadele Şube Müdurluğu'nde
ilişik kaydına rastlanılamadı'
ıbaresını taşıyan damga yer al-
dı Ali Mashat Deeb'ın evınde
yapılan aramaya ılışkın duzen-
lenen ev arama ve yakalama tu-
tanağında da '26 Ocak 1993'ta-
nhının bulunmasına karşın ön-
ceden 5 olan rakamın uzennde
oynanarak 6 yapıldığı behrlen-
dı Üzennde Terorle Mucadele
Şube Mudurluğu'nce vurulan
"Terörle Mucadele Şube Mfi-
diırluğü'nde ilişik kaydına rast-
lanamadı" ıbaresının yer aldığı
'25 Ocak 1993' tanhlı damganın
bulunduğu tutanakta. duzenle-
me tanhı olarak '26 Ocak 1993,
saat 23J0' kayıtlanna yer venl-
dı
Komısyon, tutanaklardakı bu
tahnfatı, sonuca etkıh olma-
makla bırlıkte "soruşturma}ı
yapan kişilerin soruşturmayı
hangi mantıkla ve yontemleyap-
tıklanna iyi bir örnek" olarak
nıtelendırdı
Din ve Hukuk
Hıfzj Veldet Velidedeoğlu
I.Tehlikeçanlan
Son zamaıîarda ülkemızde dın sorunlan ol-
dukça gen^ ölçude tartışılmağa başladı
Onemlı say labılecek yayınlar var Okullara
dm derslensondu Kuran'ın çevınsı ve okun-
ması uzennae TBMM'de başlayan tartışmalar
gazete suturlanna da geçtı Kısacası bu alan-
da ateşlı bırduşun hareketı goze çarpıyor
Amacımı: bu tartışmalara kanşmak değıl
Yetkılı olmsvan kışıler arasındakı tartışmala-
'nn hıç de ı\ı sonuçlar vermedığıne, ne yazık
kı, sıkça tarık oluyoruz Ben de bu konuda.
kendımı yetolı gormuyorum
Yalnız bı gozlemımı ve buna dayanan bır
kuşkumu acklamaktan da kendımı almay aca-
ğım Son zamanlarda ortada dinin tecime (ti-
caret) ve siytsete bulaşnnlnıası gibi bir tehlike
dolaşıy or. Brgun gelip bazı kişilerin kendi ku-
rallanna uyzun gebneyen duşunce sahıplerini,
eski devirlede olduğu gibi, küfurle (kâfırlik-
le) suçlayaak kertede ileri gitmelerinden kor-
kulur. Şura^ burada ve hatta Meclıs ıçınde
duyulan Anpça ezanlar bana, başlamak uze-
re bulunan hr hastalığın ılk belırtilen gıbı ge-
lıyor Tıpkiıaracığerhastalığındaparmakde-
nlennın so\ulmağa başlaması gıbı bır şey1
1
II. DuyiDcJara baskı yapılamaz
^ Dın bırdsNİet ışı değıl, bırduyunç (vıcdan)
ışıdtr Devlrnerede bıreylenn dın ışlenyle ıl-
gılenır ve hınu dûzenlemeğe kalkarsa orada
hemen bır ennçsızlık baş-
lar Çûnku öyle yerlerde,
zamanla dın sıyasete ve
sonuç olarak da bıreysel
çıkara araç olmuş, tutu-
culuk egemen duruma gelmış, Islam dınının
ana özellıklennden bın olan hoşgörü ortadan
kalkıp yennı acımasızlık ve kötuluk almış
olur
Islam dınınde hoşgorunun esas olduğunu
ve duyunçlara gem vurulamayacağını, ılk ola-
rak rahmeth babamdan oğrenmıştım Sonra-
kı gorduklenm bunu hep doğruladı
"tslamda dinsel bir saltanat (halkın duyunç
ve inancı uzerinde baskı) yoktur: bu esas, tsla-
mın en buyuk ilkelerindcndir. Islam dıni hiç-
bir kimseye başkasının duyuncunu (\ ıcdanını)
denetlemek. inancına kanşmak vetkisini ver-
memiştır. Hatta Hazreti Peygamber büe Al-
lah'ın buyruklannı sadece tebliğe ve gerekti-
ğinde haûrlatmağa memur idi.
III. Dinin hukukla ilişkisi
Bunu boylece belırttıkten sonra kısaca hu-
kukla dın arasındakı ılışkıye değınelım
llkçağın en gelışmış hukuku olan Roma hu-
kukunun ılk donemlennde dın kurallanyla hu-
kuk kurallan, dın adamlanyla hukuk adamla-
n bırbınne kanşmıştı, hukukla yalnız rahıp-
ler uğraşırdı
Onlardan başkası hukuk kurallannı bılmez-
dı Fakat daha sonra Roma'da uzun yüzyıllar
boyunca dın ıle devlet ışlen bırbınnden aynl-
mıştı
Buyuk dınlenn meydana çıkmasıyla gelmış
olan kutsal kıtaplar. toplumu düzenleyen ku-
rallarla doludur Bu kurallann amacı bır yan-
dan ınsanla Tann arasındakı, ote yandan da ın-
sanla msan arasındakı ılışkılen duzenlemek-
tı Böylece o kurallar ıçınde hem yalnızca ın-
sanla Tann arasındakı tınsel ve kutsal bağı ıl-
gılendıren gerçek anlamındakı dın kurallan
hem genel ahlak kurallan hem de hukuk ku-
rallan vardı ve boylece bu kurallar her türlu
toplumsal ılışkılen düzenlemek amacını gu-
duyordu
Ancak bu kurallan, ınsan değıl. Tann koy-
muş olduğu ve Tann tarafından konulan ku-
rallann ıse ınsanlar tarafından değıştınlmesı
olanaksız bulunduğu ıçın, dın kurallan ıçın-
dekı hukuk kurallan, başka bır dey ışle. yalnız-
ca toplumsal ılışkılen düzenleyen dın kural-
lan. ılen devnn hukukı gereksınımlennı kar-
şılayamamak durumuna duştu
IV Her hukuk kuraünın dayanagı "din'de
aranmaz
Her hukuk kuralının dayanağını dınde ara-
mak, dını, amacma aykın bır doğrultuya yo-
neltmek olur Yakın tanhımızden canlı bır or-
nek vereyım
Mecelle hazırlandığı zaman telgraf ıle ıletı-
şım yenı başlamıştı, telefon yoktu Bu neden-
le bır sozleşmenın telgraf veya telefonla ya-
pılıp yapılamay acağı Mecelle'de yer almamış-
tı Fakat sonralan gereksınım kendını goster-
dı Mecelle'dedeğışıklıkyapmak,aslındabaş-
ka nedenler yuzunden de bır gereksınım du-
rumuna gelmıştı 1916 yılında bu amaçla bır
"Mecelle Komisyonu" kuruldu Bu kurulda
Mecelle'ye "lcap ve kabul telgraf ve telefonla
dahi olur" bıçımınde bır maddenın eklenme-
sıne karar venldı
Buraya kadar her şey yolunda ve olağandı
Ne var kı salt bır hukuk kuralı olan bu mad-
deye, dınse' kurallara dayanmak kaygısıyla
eklenen gerekçede şoyle denılıyordu
"Bu maddenin sebebi tahriri ihtiyacı zaman-
dır. Delaili cevaziy esi (dini ve şer'i dayanagı) ıse
amalaruı akdinin \v gaiblerin bilmukâtebe ak-
dinin \e bir duvann arkasında bulunanla be-
ri tarafinda bulunamn akdinin ve bır damın
aşağısında bulunanla yukansında bulunamn
akdinin ve sağırların butakım âlât vasıtasıyla
akdinin ce\azı hakkında Kutubu Hanefıye'de
mevcut olan sarahada Mâlıkıyede v.d." Bu-
nun ardından bırtakım Arapça fetvalar belır-
tılıyordu
Butun bu çabalara ne gerek vardı Tann, Is-
lam dınını bunun ıçın mı koymuştu' Işte dın
kavramı, bınlerce, onbınlerce kez gerçek yo-
lundan başka yerlerde kullanılmıştı
V. Dinsel hukuktan layik hukuka geçiş
Hukukun dın kurallanndan tamamen ayn-
larak başlıbaşına bır varlık kazanması, uzun
oluş ve gelışme surecınm. hatta savaşımlar
zıncınnın bır urünudur Bu gelışme, kımı top-
lumlarda daha erken, kımılennde ıse daha geç
olmuştur
Dının hukuksal yaşam ûzenndekı etkısı.
Turkıye'de daha kesın ve daha uzun oldu Ul-
kemız dinsel hukuktan tam layık ve ussal hu-
kuka ancak cumhunyetten ve ozellıkle Turk
Yurttaşlar Yasası'nın (Medenı Kanun'un) ka-
bulunden sonra geçebıldı
1924 tanhlı Esas Teşkılat Kanunumuzun
(anayasa) ıkıncı maddesınde, "Türkijedevle-
tinin dini din-i İslamdır" kaydı vardı Bu. 10
Nısan 1928 tanhlı yasanın ıkıncı maddesıyle
kaldınlarak dın ve de\ let ışlennın aynlığı ana-
yasa ıle de doğrulandı 5 Şubat 1937 tanhlı y a-
sayla da anayasaya layiklik ılkesı eklendı
Bunun sonucunda devlet, ınsanla Tann ara-
sındakı duyunçsal ve kutsal ılışkıden, eylem-
lı olduğu kadar yasal olarak da elını çekmış
oldu
Bazılan buna, "Din ortadan kalktı" dıyor
Bunlardının, bır yasa maddesıyle ortadan kal-
kacağını sanan zavallılardır Varsayalım kı,
Türk bıreylennın duyuncunda dın duygusu
olmasuı. fakat ote yandan. "Türldyedevietinin
dini Islamdır" dıye yûzlerce yasa maddesı
konsun, bununla halk dındar mı olacak0
Sorun dınde değıl. onun sıyasete kotüluğe,
acımasızlığa araç edılmemesındedır Kubi-
lay'ın genç kafası koyun boğazlanır gıbı, dın
uğrunda boğazlandı Bu cınayetın "cevazi
şer'isi" nerede9
Turkıye'de dın, Tann ıle kul arasında tama-
men duyunçsal bır ılışkı olarak gerçek ve kut-
sal kımlığını bulmuştur Bunun toplumsal ılış-
kılerde duzenleyıcı bır ışlevı kalmamıştır Ul-
kemızde dın kurallan artık bıreyler arasındakı
hukuksal ılışkılen duzenleyıcı bır kavram ol-
maktan çıkmıştır, bunlar yalnızca Tann ıle
bırey arasındakı ılışkılen düzenleyen kutsal
kurallardır Yurttaşlar Yasası'nın 266 mad-
desıne gore, bugun Turkıye'de "Reşit, dinini
intihapta (seçmede) hürdür". Buna. duyunç
ozgurluğu derler
ınsanlan dıne kazanmanın yolu. korkutma
ve "kâfir sayma" değıl, oğretım ve ınandır-
madır
(Cumhuriyet,21 Mart 1949)
ARDENDAKİ
GERÇEK
• Baştarafı 1. Sayfada
çekmezken Çeçenya'da ya-
şananlar gundemın bırıncı
maddesıne oturur
Koşulları bılen deneyımlı
kışıler ıse bu ışe bakıp eski
bır ozdeyışı yınelemekten
kendılerını alamazlar "Ken-
dısı muhtacı hımmet bır de-
de I Nerde kaldı gaynya hız-
met ede '
Rusya'nın Ankara'da şu
veya bu yoldan bızımkılere
aba altından sopa goster-
mesı, nazık ya da kaba bır
bıçımde "Çeçenya, Rus-
ya'nın ıç ışıdır, bu konuyu
kurcalarsan ben de senın
Guneydoğu 'dakı sorununu
köruklerım" dıye uyanda bu-
lunmasını genış halk kıtlelen
değerlendıremezler Çunku
olay, hıçbır zaman bu açık-
lıkla konuşulmaz ve kamu-
oyunun gozunu açacak ka-
dar saydamlaştırılmaz Hele
medyamız evlere şenhktır,
halkın duygularıyla oyna-
maktan hıçbır zaman gerı
kalmaz
Ancak gezegenımızın bu-
yuk bır harıtastnda Turklerın
ve Muslumanların yayıldığı
coğrafyayı renklendıren bır
çalışma yapılmalı O zaman
gorulecektır kı, Turkıye'nın
elı mahkûmdur, başında
bınbır derdı bulunan Ankara,
Batı'nın karşısında eğılıp bu-
kulurken, dış dunyada soy-
daşlarına ve dındaşlarına
nasıl yardım elını uzatabıle-
cektır^
Sorulması gereken daha
onemlı bır soru var Yeryu-
zunde bır mılyar Musluman
yaşarken, dunya enerjısının
deposunu Musluman Arap-
lar ellerınde tutarlarken,
ağırlıklarını neden uluslara-
rası dengelerın terazısıne
koyamıyorlar da Boşnaklann
kırımını seyredıyorlar?
Orta Asya'dan Kafkas-
ya'ya değın uzanan Turkluk
coğrafyası, Azerılere nıçın
doğru durust bır destek ya-
ratamıyor da Ermenı ışgalı
Dağlık Karabağ'da surup gı-
dıyor?
Çeçenya'da olan bıtenlerı
ofkeyîe ızleyenlenn, bu soru-
lann yanıtlannı aramalan ge-
rekıyor
Turkıye Cumhunyetı kuru-
lurken Mustafa Kemal Ata-
türk, Mıllı Mısak sınıriarıyla
çerçevelenen bır mantığın
sıyasetını boşuna oluştur-
madı
Ancak Turkıye, Mıllı Mısak
sınırları ıçınde guçlendıkçe
sınır otesınde ve uzak ufuk-
lardakı sorunlarda uluslara-
rası yelpazeye ağırlığını ko-
yabılecek olanaklara kavu-
şabılecektır
Bu da gerçekçı polıtıkalan
unutmamayı gerektırır
Ne yazık kı dışarıda olup
bıtenlerı ıç polıtıkada malze-
me olarak kullanmayı mar-
ıfet sayanlar, bu gerçeklerı
halkımızdan gızlemeyı de
sıyaset sanıyorlar idr-k
RP'ye
yardım
M Baştarafı 1. Sayfada
manya Temsılcılığı tarafından
gerçekleştınldığı oğrenıldı Ko-
nuya ılışkın olarak göruştuğu-
muz Bonn'dakı kaynaklar "Al-
man yasalan açısından Sülev-
man Mercümek tarafindan fs-
tanbul'daki AN Ajans'a gönde-
rilen 600 bin dolarlık paranın
hangi yollardan elde edildiğini
a raştınyoruz. Karapara veyaba-
ğış makbuzu kesilmeden toplan-
mış paralar olabUeceğıni duşu-
niıyoruz. Turkiye'deki bir siyasi
partiye para yardımı vapılması
konusu. Türk meslektaşlanmt-
zın yetki alanına gınyor. Bize res-
mi yoldan baş> urulduğu takdir-
de gereklı belgelen uluslararası
anlasmaiardoğnıitusunda Tiırk
makamlanna vermeye hazınz"
dedı
Bosna
M Baştarafı 1. Sayfada
Akyüzlü. Ekrem Sama ve Hüs-
nü Özcan adlı vatandaşlann
toplam 4 bın 500 mark yardım-
da bulunduklan ıfade edıldı
Konya'da toplanan yardım para-
lannın gondenldığı Alman-
ya'dakı Uluslararası Insanı Yar-
dım Teşkılatı (IHH), mahkeme-
ye daha once gonderdığı yazıda.
RP'nın tuzelkışılığınde kendıle-
nne yardım ıletılmedığını bıl-
dırmıştı Mahkemeye Cumhur-
başkanı Devlet Denetleme Ku-
rulu tarafından göndenlen bır
başka yazıda ıse kurul olarak
soz konusu yardımla ılgılı dene-
tımlenn bulunmadığı, sadece
yardım toplamaya ılışkın yasa-
lann yeterlı olup olmadığına
ılışkın bır çalışmanın yapıidığı
ıfade edıldı.