23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
13 ŞUSAT1995 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Doğalgaz tüketimi artacak • A\kARA(AA)- Türkı>; nın halen yıllık 6 mılyaraetreküp dolayırcakı doâalgaz tûketımnın 2000 yılında 20 mılyaraekteküpe ulaşması bekletr.or. Enerji ve Tabii Kaynaiiar Bakanlıgı 'nın araştımasında. Türkiye'de doğalgi; tûketiminin hızla arttığı mrgulanırken. çeşitli sektörle: ve büyük yerleşim bölgekrnin dogalgaza olan talebınır. yüksek olduğu kaydedldi. Araştırmaya göre. Torkiye'de 2010 yılı sonuna kadar toplam birincil enerji a."zı içinde doğalgazın payının yaklaşık üç kat artması (>ekleniyor. Serbest bölge döviz kapısı • ANT\LYA(AA)- Antalya Serbest Bölgesınden. Avrupa Birlığı (ABlülkelerine geçen yıi, toplam 22 milyon 669 bın dolarlık tekstil ve sanayi ürünleri ihracatı gerçekleştınldı. Antalya Serbest Bölge Müdürü Mustafa Karakuzey, yaptığı açıkiamada. "Serbest bölgemiz. döviz kapısı olma yolunda kendini göstermeye başladı" dedi. Karakuzey, toplam 553 bın 321 metrekare alana sahıp olan serbest bölgede. 31 yatınmcı ve kıracı firmanın faahyette bulunduğunu kaydetti 87 organize sanayi bölgesi kuruhıyor • ÇANAKKALE (AA) - Sanayi ve Tıcaret Bakanlıgı Sanayi Bölgeleri Etüt Proje Dairesi Başkanı Erdoğan Özbay, Türkiye'de mevcut 32 organize sanayi bölgesine ek olarak 87 yeni sanayi bölgesi daha kurulacağını bildirdi. Makine Mühendisleri Odası Çanakkale ll Temsilciliği'nce düzenlenen "Organize Sanayi Bölgeleri ve Çanakkale" konulu panelde bölgesinin sanayi planlı gelişmesinde önemli katkıda bulunduğunu söyledı. Etibank, Moğolistan'da • ANKARA (AA)- Madencılik alanında büyük deneyimı bulunan Etıbank. Moğolistan'daki gümüş yataklannm üretimi ve işletilmesi konusunda. bu ülkeye teknık yardımda bulunacak. Moğolistan Jeoloji ve Maden Bakanlıgı ile Etibank yetkilıleri arasında Ankara'da bir süre önce yapılan görüşmelerde, Moğolistan'daki gümüş yataklannın üretilmesi ve işletilmesi konusunda işbırliği yapılması kararlaştınldı Etibank Madencilık Genel Müdürü I. Hakkı Aslan, konuya ilişkin yaptığı açıklamada Moğolistan'ın. büyük miktarlarda zengin gümüş rezervine sahip olduğunu. bu yataklardakı üretım ve işletme konulannda Moğolistan ile ışbırliğine gidiTeceğini biidirdi. Sebze fîyadarı ede yarışıyor HÜLVAGENÇ Turfanda sebze fiyatlan etle yanşıyor. Etin kılosu ortalama 210 bin lira civannda seyreder- ken, dolmalık biber 200 bin lı- radan. taze fasulye 180 bin lira- dan alıcı bekliyor. Öncekı ay fı- yat artış rekoru kıran salatalı- ğın, önümüzdeki ay düşmesı bekleniyor. Turfanda sebze fi- yatlan 200 bin sınınna dayandı. 10 gün içinde yüzde 40 ila 10 oranında artan turfanda sebze fiyatlannın kısa vadede ucuzla- ması beklenmiyor. Turfanda sebze fiyat artışını üretım azlığına bağlayan tstan- bul Meyve Sebze ve Komisyon- cularDemeği Başkan Yardımcı- sı Sedat Toktürk. üreticinin ge- tirisi olma> an ürünlerden kaçın- •Turfanda sebze fiyatlan 200 bin sınınna dayandı. Etin kilosu ortalama 210 bin lira civannda seyrederken, dolmalık biber 200 bin liradan, taze fasulye 180 bin liradan alıcı bekliyor. Sebze fiyatlannda 10 gün içinde yüzde 40 ile 70 oranında artış gözlendi. dığını vurguladı. Seralarda do- yeşü, bir siyah" olarak nitelendı- mates yetiştirmenin üretici açı- rilen dolmalık biber, sı\Tİ biber. sından daha verimli ve kolay ol- çarliston, taze fasulye ve patlı- duğunu anlatan Toktürk. "Dört canın düşük verimli ürünler ol- Sebze fiyatlannda yangın (\ 31 Ocak lOŞubat A 4 Doimatik biber Taze fasulye Sivri biber Çarlison PatJjcan Kabak Saiatalık 120.000 110.000 90.000 75.000 90.000 36.000 65.000 200,000 180.000 110.000 85.000 105.00^1 50.000""" 80.000 \ duğuna dikkat çekti. Domates ile diğer turfanda sebze ürünle- nnin üreticiye getirisini karşı- laştıran Toktürk, domates eki- mimn dığerlenne göre 4 kat da- ha venmlı olduğunu kaydetti. Domatesin her gün ürün verdı- ğini hatırlatan Toktürk, "4 yeşil olarak nitelendirilen sebzeler her gün ürün vennez. Fiyat ne kadar yüksek olursa olsun, ba- kımınm zor, verimliliğinin dü- şük olması ürcticiyi korkutur. l rerici bu sebzeleri ekmekten kaçınır" diye konuştu. Ramazan ayı nedenıyle tur- fanda sebzeye olan talebin art- tığına da dikkat çeken Toktürk, bu durumun fiyatlan tırmandır- dığını kaydetti. Turfanda sebze fiyatlannın uzun bir süre düşe- ceğini tahmin etmediklerini bil- diren Toktürk. Bayrampaşa Merkez Halı'ne giren toplam turfanda sebze miktannın 5-6 tonu geçmedığini açıkJadı. Aktaş, asılsız açıklamalar yaptığı gerekçesiyle EMO üyesi Celepsoy'u mahkemeye verdi Aktaş, şiıiKİi de masıım rolünde AHMETÇELİK "Aktasa Hayır" kampanyası mahkeme yolunda. Aktaş, şırketi zarara sokmak amacıyla izinsiz toplantılar düzenlediğı. asılsız beyanlar verdığı gerekçesiyle Elektrik Mühendisleri Odası Istanbul Şu- besı Yönetün Kurulu Üyesi Erol Celep- soy hakkında suç duyurusunda bulundu. Aktaş tarafından Celepsoy hakkında Ka- dıköy Cumhuriyet Savcılığı'naverilenşi- kâyet dilekçesinde yapılan suçlamalar şöyle sıralandı: "Kamu alacağı olan elektrik tüketim borçlanmn görevü şirket olan Türkiye Elektrik L retim lletim A.Ş. tarafından tahsilini engeüemek. şirketin idari ve ma- li haklanna zarar vermek, kamu düzent- ni bozmak. şirketin ticari faaliyetlerini en- geilemek, şirketi zarara sokmak için izin- siz toplantılar düzenlemek ve pankartlar açmak. gazetelere asılsız beyanlarda bu- lunmak ve halkı şirket aleyhine tahrik et- mek." 25 Aralık 1994'te yapılan suç duyuru- su ile ilgili olarak ifade veren Erol Ce- lepsoy ıse, suçlamalan kabul etmediğini beyan etti. lfadesinde kamu kurumu nite- liğindeki odanın yönetim kurulu üyesi olduğunu belırten Ceiepsoy. kendini şöy- le savundu: "Kamunun ve üyelerinin çıkarlannı sa- vunmakla görevü olan odanınyönetim ku- rulundaki bir üyesi olarak sektörümüzün enerji dalınıflgiiendirenAktaş Elektrik'in uyguiamalannı, yapbğı haksız kazançla- n kamuoyuna büdirmek görevlerim ara- sındadır. Bu nedenle konuyla ilgili basın mensuplannın sorduklan sorulara tara- fimdan cevap verilmiştir. Asılsız be>an ver- mek, açık yerlerde toplantı yapmak, pan- kart asmak, şirkete zarar vermek. kamu düzenini bozmak, şirketin ticari faaliyet- lerini engeilemek gibi şevler söz konusu değüdir." Celepsoy, Aktaş'ın halen Danıştay'ın kesinleşen hükmüne göre sözleşmesi ip- tal edildiğinden hukuku çiğneyerek göre- ve devam ettiğinı de hatırlattı. Aktaş/tan savnnma Aktaş Elekmk Genel Müdür Yardım- cısı Fanık Acuner. ise "Neden dava aç- tinız" sorusunu, u Yetti arük"dıye yanıt- ladı.Şimdiye kadar yapılan açıklamalar konusunda ağızlannı açmadıklannı belir- ten Acuner, Erol Celepsoy'un Aktaş'ın TEAŞ'a yaptığı ödemeleri nasıl engelle- diğını "Biz \*atandaştan para alamavınca TEAŞ'ın parasını vereme>iz- Erol Bey, açtırdığı da\ alaıia \atandaşlann Aktaş'a yapacağı ödemeleri engellemeye çalışmıs- nr" şeklınde açıkladı. DUNYA EKONOMtSİNE BAKIŞ /ERGÎN YILDIZOĞLU LONDRA Gayrimenkul Bayat, Tahvil Kalmadı, Kahve Verelim... G ayrimenkul piyasa- larında sıkışan, tah- vil ve hisse senedi piyasalanndan elle- ri yanan fon yöneticilerı, 1994 içinde, meta piyasalarına yö- nelmeye başladı. Böylece bir taraftan meta piyasalarında fiyatlar hızla artarken, mali pi- yasalar ile meta piyasaları arasındaki duvarlar daha da saydamlaşmaya ve dalga- lanmalarşiddetlenmeye baş- ladı. The Economist meta fi- yatlan dolar indeksi, ocak ayı sonunda (11.02.95), bir yıl öncesine göre % 36.8'lik bir artış sergiliyordu. Sanayide kullanılan temel mallann ve bunlar içinde metallerin fiyat- lan ise aynı dönemde sırasıy- la % 49.6 ve % 74.7 artmış- tı. Aynı şekilde bakınn ftyatı % 75, kauçuk % 90 ve alümin- yumunki de % 120 yüksel- mişti. İndeksi oluşturan bir- çok mal (besin mallarının fi- yatları hariç) dört-beş yıllık zirvelerdeydiler (The Econo- mist 21.01.94). Petrol ise 1993 Ekimi ile 1994 Ekimı arasında %20 değer kazan- mıştı. Yatırım şirketi Gold- man Sachs BaşkanYardım- cısı Steven Strongin "Şu sı- ralarda bu piyasalara yatırım yapmanın altyapısını oluştu- ruyoruz. Piyasalar, 3 ila 5 yıl- lık biryükselişe hazııianıyor" diyerek toplam olarak nere- deyse 7-10 yıllık bir "bull market"ten bahsediyordu (Financial Times. 06.02.95).' ilginçtir ki, bu yazının çıktığı pazartesi günü, hafta tatilin- den dönen portföy yönetici- leri ellerindeki metaları sat- maya karar vermişlerdi bile, meta piyasalarında fiyatlar düşmeye başladı. Bir gün içinde bakır %8.7, alümin- yum % 6.87, kurşun % 9.7, nikel % 8.3 değer kaybettiler. Hafta sonunda The Econo- mist (11.02.95) "Meta Piya- salarında Balo Bittimi?" baş- lıklı bir makale yayımladı. Meta fiyatlannda artış Ekonomik toparlanma başladığında temel mallann, talep arttığı için fiyatlan yük- selmeye başlar. Bu olgu, 1994'teki fiyat artışlarına iliş- kin bir neden olarak ileri sü- rülebilir, ama artışın şiddetini açıklayamaz. Çünkü, birçok gözlemcinin de işaret ettiği gibi, özellikleana metallerde, fiyatların artmaya başladığı dönemde piyasalarda bir arz sıkıntısından bahsetmek söz konusu değildi. Zaten nikel, alüminyum, kauçuk, pamuk ve deride arz'ın uzun bir za- mandır talebin % 15 ila % 20'si üzerinde seyrettiği gö- rülüyordu. Bir yılda fiyatı % 300 artan kahvede ise don- dan dolayı ürün kaybı sade- ce % 10 kadardı. Bu kayıp da zaten piyasayı en erken bir sene sonra etkileyebilirdi. (Le Monde Diplomatique Eylül 1994). Kısacası fiyat artışla- rında gerçek ekonomiden kaynaklanan bir arz talep dengesi değil, bir başka ba- sınç, spekülatif sermaye ha- reketleri rol oynadı. Iki temel eğilim Burada iki temel eğilimi bir- birinden ayırmak gerekir sa- nınm. Biri. portföyleri enflas- yona karşı heç etme çabası. ıkincisi ise gayrimenkul piya- salarındaki hareketsizlikten ve tahvil piyasalanndakı çö- küşten sonra, fiyatların ytik- seldiğini görerek trene atla- maya kalkan spekülatif yatı- rımlar. Ekonomik to- parlanmanın basıncı ile artacak talebin enflasyonist bir ge- lişme yaratacağı beklentisiyle bir kar- şı denge oluşturmak için portföyde temel mallardan bir miktar bulundurmak akılcı bir yaklaşım. Ancak mali piyasalarda sermayenin hacmi- nin ulaştığı dev bo- yutlar da bir gerçek. Bu olağan eğilim, büyük boyutlu ser- maye hareketleriyle karşılaşınca da fıyat- larda bir dalgalanma kaçınıl- maz oluyor. Orneğin ABD ve Avrupa'da emeklilik fonları- nın yöneticilerinin portföyleri- nin çok değil sadece % 2'si- ni temel mallara ayınmaya kalkması halinde, bu mallann indeksinde %100'lük bir ar- tış olacağı hesaplanıyor. Bu heç etme işlemlerine bir de tahvil ve gayrimenkulden spekülatif kaçış eklenince, geçen sene portföylerde me- taların payının %10, işlemle- rin hacmının ise %30 arttığı görülüyor. Işte meta piyasa- lanndaki bu hızlı fiyat artışla- nnın arkasında yatan bunlar. Temel madenlerin, enerji ürünlerinin ve tanm malları- nın ağırlıklı olarak gelişmekte olan ülkelerde üretildiği dü- Yeni bir yaşam kültürüne çağrı... E M L A K B A N K A S I ' n ı n A n k a r a B i l k e n t I I K o n u t l a r ı ve B i l k e n t Plaza, sizi yeni ve düzeyli bir yaşam kültürüne çağırıyor. Bilkent II Konutları, Ankara Beytepe mevkiinde bahçeli ev ve dairelerden oluşuyor... Komşusu Bilkent Plaza, alışveriş merkezleri, ofisler, mağazalar, kültür ve spor tesisleri ile Bilkent yaşamına saygın bir yaşam kültürü armağan ediyor. Şimdi, yeni etap satışlar için uygulanan özel indirimlerden yararlanın. Bilkent ll'de eviniz|i ve Bilkent Plaza'da işyerinizi alın. Yeni bir yaşama başlaym. S a t ı ş l a r ı m ı z b a ş l a m ı ş t ı r . EMLAK B A N K A S I P A Z A R L A M A D A I R E B A Ş K A N L l C l Uranbul Pazarlama Mudurluju: Tel 0(2121 276 58 34 - 285 19 90 ı Ankara Pazarlama Mudurluğu Tel 0(3121426 04 0 6 - 4 2 7 52 22 l ı m i r P a z a r l a m a M u d u r l u ğ u T e O ( 2 3 2 l 4 4 1 9 0 6 6 - 3 3 6 0 7 5 4 - 2 5 1 3 6 6 4 - 2 5 1 ' ve tum Erofak Baakası Şubelerı hırmceinızdedır 36 04 EMLAK BANKASID a h a \J y g a Y j şünülürse, ilk anda bu fiyat artışlanndan memnun olmak gerekir diye düşünülebilir. Oyle ya 1970'lerde ve özellik- le de 1980'lerde bu pıyasa- lardaki fiyat düşüşleri geliş- mekte olan ülkelerin ıhracat gelirlerini azaltmış ve yoksul- luğu arttırmıştı. Ancak, tabiri caizse kazın ayağı biraz da- ha farklı... Fiyatlar düşerken gelişmekte olan ülkelerin borçlan arttı. Sonra da eko- nomilerini IMF "Yapısal Uyum Programlan" altında dışa aç- maya ve kontrolleri kaldırma- ya zorlandılar. Şu sırada önemli bir değişiklik daha ol- du. Alıctlar ve satıcılar Gelişmiş ülkeler, hem kre- di kaynaklannı kontrol ediyor- lardı, hem de temel alıcı ko- numundaydılar. Bu söz konu- su dönemde alıcılar ile satıcı- lar arasındaki ilişkileryeniden şekillendi. Sonuçta, geliş- mekte olan ülkeler tarafından kurulmuş olan fiyat ve üretim denetleme kuruluşları etkile- rinı kaybettiler, bir kısmı da yok oldu. Böylece, üreticiyı bir ölçüde koruyan 18 aylık kontratlann denetimini vega- rantısini sağlama mekaniz- ması ortadan kalktı, alıcının yükümlülükleri azaldı ve kontrat süreleri birkaç hafta- ya kadar indi (Le Monde Dip- lomatıque age), GATT çerçe- vesinde, liberalizmin etkisi ve IMF'nin baskısı ile gelişmek- te olan ülkelerin üreticilerinin tüm korunma mekanizmala- n ortadan kalktı. Spot piyasa- lan, ürün miktarı üzerıne ma- nüplatif dedikodular fiyatlan belirlemeye başladı. Fiyat dalgalanmaları arttı. Bu ara- da birçok gelişmekte olan ül- kenin tanm üretimini ihraca- ta yönelik olarak yeniden şe- killendirdiğini ve sınırlı sayıda ihracat ürünü üzerinde uz- manlaştığını hatırlarsak üre- ticilerin global mali sermaye hareketlerine ve fiyat dalga- lanmalanna nasıl bağımlı na- le geldiğini de görebiliriz. Yoksulluk sınırında ve tanm- sal topluluklarda yaşayan in- sanlann ürün fiyatındaki şid- detli dalgalanmalardan fay- dalanmalarının ve zararlara karşı da korunmalannın tek- nik olarak mümkün olmadığı- nı ise burada vurgulamaya gerek yok sanırım. Mali sermayenin genişle- mesi, meta piyasalannı da et- kisi altına alıyor. Bu etki yatı- nm için "uygun altyapının" yani türevlerin işleme sokul- maya başlaması ile daha da artacak. Böylece mali serma- yenin dalgalanmaları sadece "sıcak para" yolu ile değil dış ticaret gelirlerinin dalgalan- malarını şiddetlendirerek de istikrar bozucu etkisini arttıra- cak. Bu sarsıntılardan, en fazla, gelir dağılımının alt di- limlerinde olan üreticiler, ken- dilerini koruyabilecek kurum- ların son kalıntılanndan da GATT Uruguay Raundu ile yoksun bırakıldıkları için, za- rar görecekler. ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK Yaşap Kemal Yargısı Ekonomi sayfasında "Bu da ne oluyor" demeyin; ol- mak zorunda. Ülkenin en büyük yazarlanndan biri, belki birincisi yargılanıyor. O zaman akan sular durmalı, Yaşar Kemal yazılmalı. Yaşar Kemal'i ilk kez 1950'lerin başlannda, yıkılmakta olan Köy Enstitüleri'ne ucu ucuna yetiştiğim günlerde Cumhuriyet'te yayımlanan röportajlarıyla tanıdım. Dü- şüncelerimin oluşmasında Cumhuriyet ile Yaşar Kemal özdeştir; elmayarısıdırlar. Sonra 196O'lı yıllarda, doktora öğrenimim sırasında Nevv York'un yalnız Büyük Halk Ki- taplığı'nda değil ilçe kitaplıklarında da (nce Memet'i görünce sevinçten havalara uçmuştum. Ülkemin bir ya- zarı, bu ölçüde uluslararası üne ulaşmıştı. Gerçek mut- luluk buydu. O anda Türkiye Yaşar Kemal'di. Onun gibi uluslararası üne kavuşan gerçekten çok az sayıdaki sa- natçı ve bilim adamıydı. Kısa süreli demokrasi umudunun yerini 1970'lerden sonra acılar, baskılar, zulümler aldı. Evet, çeyrek yüzyıl boyunca toplum banş görmedi. Öldürmeler, işkenceler, tutuklamalar sürdü gitti. Sanatçılar yakıldı, beyinler yen- di. Onlarca insan düşünce suçlusu olarak hapisleri dol- duruyor. Bunlar yetmiyor, dağlar devrilmek isteniyor v l Yaşar Kemal yargılanıyor. Ey ülkeyi yönetenler; yasamanın, yürütmenin ve yargı- nın önde gelenleri, bu yüz karası, bu ayıp, yıllar boyu si- ze yeter. Tarihe geçtiniz. Kuyucu Murat gibi öbür "kar- deşi kardeşe kırdıranlar" gibi geçtiniz tarihe... Aydınlığın, gelişmenin, düşüncenin ve üretimin düşmanı olarak ge- çiyorsunuz tarihe; bebeleri darağacına gönderen, or- manları ınsanlarıyla yakan, yüz bınleri işkenceden geçi- renler gibi tarihteki yerinizi alıyorsunuz. Pir Suttan'ı ipe gönderen Hızır Paşa'dan ne farkınız kalıyor? Yaşar Kemal'in yargılanmasına konu olan yazılannın da yer aldığı, toplatılan "Düşünce Ûzgüriüğü ve Türki- ye" adlı derlemenin Sunuş'unda yer alan "Basın Bildiri- s/"ni okuyunuz. 4 Ekim 1994 tarihlı Bildiri şöyle: "Hükümetin 'Terörle Mücadele Yasası'nc/a yapmak is- tediğı iyileştirme, yetersiz de olsa umut verici bir geliş- medir. Hükümet, battığı borç batağından çıkmasına yardım- cı olacağı düşüncesiyle bir an önce özelleştirme yasası çıkarmak istemekte, ama 'Terörle Mücadele Yasası'ncfâ yapılması istenen değişiklikleri yokuşa sünnektedir. Ne yazık kı sosyal demokrat olduklannı söyleyen bakanlann çoğunluğu da bu oyuna boyun eğmektedir. Düşünce açıklama özgürtüğü olmadan hiçbir ülkede ekonomik kalkınmanın gerçekleşmediği, yalnız Türkiye örneği ile değil, yüzyılımızda daha birçok ülkenin yaşa- dıklarıyia da neredeyse matematik bir kesinlikle kanıt- lanmıştır. Düşünce açıklama özgürlüğü olmadan; 'temiz eller' ya da 'temiz toplum' sözlerinin gerçekleşmesi olanaksız önlemler olarak kalacağı açıktır. Düşünce açıklama özgürlüğü olmadan; bilimin, sana- tın, edebiyatın gelişmesinın olanaksız olduğu kesindir. Düşünce açıklama özgürlüğü olmadan; Türkiye'nin çözüm bekleyen ekonomik, toplumsal sorunlarının çö- zülemeyeceği, halkın işe ve aşa kavuşamayacağı açıktır. Düşünce açıklama özgürlüğü olmadan; iç banşın ger- çekleşmesi olanaksızdır. Düşünce açıklama özgürlüğü olmadan; halkın, halk tarafından, halk için yönetilmesi olanaksızdır. Terörle Mücadele Yasası -en azından- değiştirilme- den Türkiye'nin bu bataktan çıkmayacağını, bunun için bütün milletvekillerinin -ister sağ, ister sol olsunlar- de- mokrasiye inanıyoharsa, düşünce özgürlüğüne getiril- miş olan ağır sınıriamaları bir ölçüde kaldıran bu yasa- nın çıkanlmasına olumlu oy vermeleh gerekir. Bu yasanın çıkması, Türkiye'nin hayat-memat mese- lesidir." ••• 12 Eylül faşizmi bir yıkımdır. Öldürmeleri, işleyeni bu- lunmayan cinayetleri, işkenceleri, tutuklamaları ve sor- gusuz sualsiz işten çıkarmalanyla tam bir karanlık düze- nidır. Bu rejimi yaşayanlar olarak çektiğimiz acılara ko- şut belli kızgınlık noktalarımız vardır. Yargılarımız bulu- nur. Oysa, yazılarından birinde Yaşar Kemal ne diyor bili- yor musunuz? "Kenan Paşa'ya en büyük kızgınlığım da Türk Dil Kurumu'nu kapatmasıdır"'. Alın size yargı. Şaşırtıcı değil mi? Yaşar Kemal'in bilgeliği buradadır; kimi konularda "yargısı" değişik olabilir, doğrusu, olma- lıdır. Düşün ve sanatta büyüklük budur. Geçerli olanın ötesinde yorumlarla toplumun ufkunu açmak, yolunu aydınlatmaktır. "Alnımızdaki kara lekelerin silinmesine öncülük etmek. Kürt sorunu gibi toplumu derinden sar- san sorunlara yeni açılımlar, çözüm önerileri geliştirmek- tır. Yaşar Kemal susturulursa toplum nefes alamaz, boğulur. Tıırban ve KBI özefleştirfliyor • İhalelerin, teklif almak ve görüşmeler yapmak suretiyle, pazarlık usulü ile gerçekleştirileceği belirtildi. ANKARA (AA) -Özel Ieştir- me İdaresı Başkanlığı (ÖİB). yapacağı ıhale duyurulanyla. Turban'ın üç tesısı ile Karade- nız Bakır Işletmeleri'nin (KB l) ikı tesısinı satışa çıkara- cak. Ihaleler. teklif almak ve gö- ruşmeler > apmak suretiy le. pa- zarlık usulü ile gerçekleştirile- cek. Edinilen bilgiye göre. Turban Turizm AŞ 'ye aıt Çeş- me Oteli ve Aneksi, Çeşme Otelı lojmanlan \e ICerner Ma- rina Oteli "saOş", K.Bİ"ye ait Samsun İşletmesi ile Trabzon Kutlular Tesisi "varlık satışı" yöntemiyle özelleştirilecek. Turban tesisleri Turban tesislen için ayn ay- n teklif verilebileceği gibi, bir- den fazla tesis için de talepte bulunabilecek. Teklif verecek- lenn Çeşme ve Kemer Marina otelleri için 10 milyar lira, Ioj- manlar için ise 500 milyon li- ra tutannda geçici teminat ya- tırmalan gerekıyor. Tesisler, satış tarihindeki mevcut durumlan ve 1475 sa- >ılı kanuna tabi personelı ile alıcıya devredilecek. Tesislerin borç. alacak ve stoklan satışa konu olmaya- cak. Ancak devredilecek per- sonelın kıdem tazminatı yii- kümlülüklen pazarlık konusu yapılacak. KBI ihakni kendi yiirütecek Bu arada Karadeniz Bakır Işletmeleri AŞ'ye ait Samsun İşletmesi ile Trabzon Kutlular Tesisi'nin varlık satışı yönte- miyle satılmasına yönelik iha- le duyurulan ve işlemlerini, KBİ Genel Müdürlügü yürü- tecek. Satışa konu tesislerden Samsun îşletmesi'nde blister bakır ve sülfırik asit, Trabzon Kutlular Işletmesf nde ise ba- kır konsantresi üretimi yapılı- yor. Kutlular İşletmesi'nin satı- şıyla birlikte, işletmenin bu- lunduğu maden sahası ile aynı bölgede yer alan Kotarakdere maden sahası da alıcıya devre- dilecek. thaleye katılabilmek için ge- nel müdürlükten her bir tesise ait 5 milyon lira bedelli şartna- me ve tanıtım dokümanı aldık- tan sonra ilgilılerin 20 Mart 1995 günü saat 15.00'e kadar tekliflerini vermeleri gereki- yor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear