Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
13 SUBAT 1995 PA2ARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
Hadi Çaman Tiyatrosu, Bora Ayanoğlu'nun 'Çiçekli Saksı Sokağı'nı sahneliyor
Her şeyin başı sevgî olıuıca..•ASUMARO
Bır sokak duşunun Rengâ-
renk boyalı eskı ahşap evler
omuz omuza vermış Pencere-
lerde saksılar, duvarlan örten
sarmaşıklar, kapılann üzerlenn-
de nazar boncuidan, at nallan
Sokağın ınsanlan da evlen gıbı
yan yana, ıç ıçe, sevgıyle kenet-
lenmış Bınnırı derdı olunca
hepsı bırden canla başla koşu-
yor 1995 yılında Istanbul'da
böyle bır sokak var nu°
"Evet, günümüzde böyle bir
sokak. bo> le bir mahalleburada,
bu sahnede var. İsteyenler bura-
ya gelip gorebilirler" dıyor "Çi-
çekii Saksı Sokağı"nın yazan
Bora Ayanoğlu Çıçeklı Saksı
Sokağı, beton yığını arasına sı-
kışmiş, koşede bucakta nasıl ol-
duysa bozulmadan kalmış bır
mahalle Hadı Çaman Tıyatro-
su'nun sahnesınde her akşam ız-
leyıcılerle kucaklasan 17 kışı
yaşıyor bu mahallede Bır de bu
mahalleyı buraya kuran yonet-
menlen Tolga Aşkınervarelbet-
te Aşkıner şu anda rahatsızlığı
nedenıyle Londra'da
Bora Ayanoğlu. böyle bırmü-
zıkal yazmayı on yıldan ben ıs-
tıyormuş Ama çalışmalanna
beş yıl önce başlamış, sureklı
değışıklıkler yapıp yeruden yaz-
mış Bu müzıkalı yazarken şu
an eksıklığı duyulan, yok olma-
ya yuz tutmuş ınsanı değerlen
ortaya çıkarmayı amaçlamış
"Bu muzikal bir guldurü, ama
istedim Id insanlar hem eğlen-
sinler hem duşünsünler ve bu-
radan çıkarken arûk unutmaya
başladıklan insani duygulan,
sevgi yumağjnı iıç beş saatiiğine
de olsa birlikte evlerine taşısuı-
lar."
Oyunun admdakı çıçek, saflı-
ğı sımgelıyor \vanoğlu ıçın
"Çiçekli Saksı Sokağı'nın insan-
lan da sokağın adı gıbi saf \e te-
miz insanlar. Bu kadar ınsanlık
dışı birtakım şev lenn olduğu bu
donemde bizun sokağımızın in-
sanlan birbırterine sıcak sevgrv-
le bagü, dostluk, arkadaşlık ve
kardeşlik kavramlannı bızim
çocukluğumuzda gorduğumüz
Koreografısi Gülen Andak tarafindan gerçekleştirilen Çiçekli Saksı Sokağı'nın dekor ve kostumleri ise Osman Şengezer'e ait
• Oyunun metnını ve muzıklennı yazan
Bora Ayanoğlu, aynca kasap rolunu de
ustlenmış Berben Oğuz Oktay'ın, sevımlı
runst George'u Ozgur Ozgul'ün, evın kızı
Fılız'ı Ebru Ayyıldız'ın, oğlu Ömer'ı Mesut
Akusta'mn, mahallerun çopçatanı
Hüsnıye'yı de Meral Küçükerol'un
canlandırdığı oyunda aynca Volkan
Saraçoğlu, Gulay Tekay, Gungor Varlı, Alper
Erze, Okay Şenol, Melda Katalan ve Evren
Atasoy rol alıyorlar.Goksel Kortay Bora \\anoğlu Hadi Çaman Osman Şengezer
gibi son derece laik, demokrarik
bir çerçevede sergUıvorlar."
Metnı >azdıktan sonra sıra
muzıklenne gelmış Yazdığı
yaklaşık ellı adet muzıkten yır-
mı tanesını seçmış Ayanoğlu ve
boylece Çıçeklı Saksı Sokağı
çıkmış ortaya Oyunda ara ara
"Damdaki Kemancı"yı anımsa-
tan verler var Ozellıkle gırış
şarkısı, ve Adam Be>'in kansı-
na "Beni seviyor musun" dıye
sorduğu sahnede Bora Ayanoğ-
lu, bunu şoyle açıklıyor "Elbet-
te, birçok muzikalin, birçok ti-
yatro eserinin içine girdim,onla-
n araşhrdım, birçok oyundan ve
mu/ıkalden de etkilendim,
Amerika'yı yeniden keşfetmeye
gerekyok."
Olaylar daha çok marangoz
Adam Bey, kansı Zehra Hanun
ve ıkı çocuklannın çevresınde
gelışıyor Ekonomık durumlan
çok ıyı olmamasına karşm ha-
yatlanndan hoşnut, aralannda
son derece demokratık ıhşkıler
olan bu aılenın babasını, Hadi
Çaman canlandınyor "Adam,
tipik bir Tflrk aile babası. Biz
hep şükretmesini bilen bir mil-
letizdir. 'Allah bu gunumuzü
BERLtN'DE HEÎNRtCH ZİLLE FOTOĞRAF SERGÎSt:
Fotoğraflarla geçmiş zamana yolculuk!GÜNERYÜREKLİK
BERLtN - Belgesel turde
sıyah-beyaz fotoğraflar, gnnın
yuzbınlerce nûansıyla ınsanı
kendı ıçıne oylesıne çeker kı,
bır anda kendı mekânınızdan
aynlır, geçen zamanın peşıne
takılırsınız ÜnlüAlman
grafıken ve ressamı
Heinrich Zille de( 1858-1924)
bu yuzyıl başmda çektığı
fotoğraflarla bızı boyle bır
yolculuğa çıkanyor
Zılle'nın sıyah-beyaz 200
kadar fotoğrafını ıçeren
sergısı geçen gunlerde
Almanya'nın tanhı
bınalanndan Marnn Gropıus
Bau'da açıldı Belgesel
fotoğraflarda. Berlın'dekı
lunaparklan, pazarian. bır
ayakkabıcı dûkkânını, kenar
mahallelen, el arabalannı,
oyun oynayan fakır çocuklan,
tombul zengın çocuklannı,
arka avlulan, pazarda
dedıkodu yapan kadmlan
kısacası hayatla bağlantısı
olan her şeyı göruyoruz Zılle
o zaman yaygın olan bır
guzellık anlayışıyla hayata
uzaktan bakmıyor Yanı
natürmort manzara
fotoğraflan çekmıyor
Durağan fotoğraflar değıl,
Zılle'nın fotoğraflan Hareket
eden, bugun hâlâ bıze o
zamanın toplumsal yasamını
anlatan fotoğraflar
Ele geçırdığı, o zaman >enı
olan ve pek tutulmayan
9xl2'lık portatıf kamerasıyla
ınsanlann arasına gırmış Hıç
estetık kaygı duşünmeden
neyı yakaladıysa çekmış
Ama gelışıguzel değıl
kuşkusuz, hayat bulduğu her
şeyı çekmış Deklanşöre
bastığıanda 1897 ıle 1902
arasındakı zamanı durdurmus-
dondurmuş ve bıze, bu
gunümüze taşımış 1929
yılında 71 yaşında ıken
Berlın'de Sophıe Charlotten
Str'dekı evınde öldû Heınncb
Zılle Ama fotoğraflanyla
belgeledığı tanh hâlâ yaşıyor
Tanhle birlikte
Chariottenburg ılçesı de
yaşıyor Çunkü Zılle
Chariottenburg ılçesınde
otururdu ve fotoğraf çekmek
ıçın öyle özel gezılere
çıkmazdı Evının yolunda,
komşu arsada dıkkaünı çeken
her şeyı, hemen 9xl2'hk
portatıf makınesını çıkanr
çekerdı Soylendığıne göre,
ılk gazetecı fotoğrafçılığını
gelıştırenlerden bınymış
Heınnch Zılle Ona
"modemizmin fotoğrafçtsı"
denıyor ve sergı de bu adla
surüyor
aratmasın'deriz. Biraz o tarz bir
adam. Ama şöyle bir aydın yanı
var,çocuklannıçoközgur bırak-
mış, Bir tek şeye, sevgiye inaıu-
yorveevlihktedesevgininherşe-
yin başı olduğunu duşunüvor.
Çocuklanndan gelebılecek,
onun da doğru olduğuna ınan-
dığı her türiü surpnze açık. Ka-
0 değil, baskıcı değü ve sevgî do-
lu. Yani benim karaktenme de
çokuygun."
Adam Bey ve kansı gerçek-
ten de bırtakım sürpnzlerle kar-
şılaşıyorlar Bırguntumparası-
nı Sultanahmet'te çaldırmış bır
Avustralyalı genç 'Tann misafi-
ri' stfatıyla gelıp yerleşıyor ev-
lenne Ve tum aılenın, tüm ma-
hallenm, en çok da evın kızı FV
Kz'uı kalbmı fethedıyor
Gençlenn en buyuk destekçı-
sı ıse evın annesı Zehra, yanı
Göksei Kortay oluyor Oyunun
toplumumuzda artık önemsen-
meyen 'hoşgöni, sevgi, saygı,
dostluk, komşuluk, iyi niyet ko-
nuksevertik" gıbı kav ramlan
anımsatan 'oostaljik, sevunli, şj-
rin, şıkır şıkır* bır oyun olduğu-
nu soyleyen Kortay, üstlendığı
anne rolunu şöyle anlatıyor "6-
tanbul'un Süle>mani>e gibi
Kuzguncuk gibi Eyüp gibi bir
semtinde yaşayan, birbüierine
çok bap, derli toplu bir ailenin
annesini ovııu.vorum. Bu anne
baba kendileri pek okuyama-
mtşlar ama şimdi çocuklannı
okutmak istiyortar, modem dü-
şüncetere uzak kalmıyorlar. \n-
ne de çok hoşgorulû, yumuşak,
çocuklanna, kocasına diışkim,
onlan nıutlu etmck için sürekli
çalışan bir hanun."
Göksei Kortay, oyunda bır de
gıttıkçe bozulan Türkçeyı güzel
bır bıçımde kullanmaya özen
gösterdıklennı belırtıyor Yenı
yetısen gençlenn Tûrkçe)'i 100-
200 sözcük ıçınde konuşmala-
nndan yakınan sanatçı. "Eski-
den bir Istanbul Turkçesi vardı
ve İstanbul'un sandalcısı, mana-
vı, balıkçısı bile boyle konuşur-
du. 'Efendım'siz konuşmazdı,
insanlann birbirine 'efendım'
demeteri avıp günah bir şe> de-
ğü, çok guzel bîr şey" dıyor
Her şeyın hoşgorûyle halle-
dıldığı Çıçeklı Saksı Soka-
ğı'nda bır gun küçük bır tatsız-
hk çıkıyor Mahallenın kasabı-
nın oğluyla berbenn kızı bırbır-
lertne âşık oluyorlar ve kız ba-
bası buna şıddetle karşı çıkıyor
Burada da devreye bır zamanlar
mahalledekı hemen hemen her-
kesı okutmuş olan emekJı oğ-
retmen gınyor
Bu rolu üstlenen tsmail Hak-
kı Şen, öğretmenın mahallenın
'regülatörü' görevını ustlendı-
ğını soyluyor "Kavgalan önle-
meye çalışan, kötüleri i\üiğ€, iyi-
leri mumkün olduğu kadar da-
ha iyrve, daha güzele goturmeye
çalışan bir adam"
Televızyonda pek çok 'ma-
halle' dızısı olduğu ıçın bıraz
zorlandığını, onlardan farklı bır
şey yapmaya çalıştığını söylü-
yor Osman Şengezer "Bir eski
evter. eski mahalleler kolajı ya-
palım ıstedım. \yn ayn evler de-
ğil de bır eskı mahallede ne var-
sa; cumbalar, borular, ziller, ka-
pı tabelalan.saksılar, nazar bon-
cuklan, pencereler çeşit çeşit,
hepsı birbinnın içine geçrvor, ev-
ler ovle, insanlar oyle, Bır de ta-
bii muzikal olduğu ıçın gerçek-
çilikten uzak, biraz fantezive ya-
kın, biraz renkli, çunku neşeli
bir komedi bu. Yerei motifler var
muzıkte, onlan da dekorda uv-
guladık."
Olcay Sezen'in 'Evren ve Doğa Takılan' adlı sergisi cumartesiye dek Ayşe Takı Galerisi'nde
Esın kaynağı doğa olan talkılarKfiltür Senisi - Yakanızda kuçuk bır kuş, bır
balık, ya da kulaklannızda bulutlar taşımak ıster
mısınız9
Okay Sezen sıze bu olanağı tanıyor Se-
zen'in Ayşe Takı Galensf nde açtığı "Evren ve
DoğaTakılan''adlı sergısınde, gökyüzu, yıldızlar,
ay, bulutlar, kuslar, kar tanelen, gok taşlan, bö-
cekler kolvelenn, küpelenn, yüzûklenn, ığnele-
nn uzenne yerleşmış Amatamdoğadabulunduk-
lan gıbı değıl, bıraz naıf, çocuksu çızgıler taşıyor-
lar
Bu. 1989 yılından ben takı yapan Olcay Se-
zen'in ılk sergısı "Bir tema bulmadan bir sergi-
ye hazuianmak istemedim" dıvor Sezen "Buna
'Evren ve Doğa Takılan adını verdım "
Olcay Sezen'in guzel sanatlarla ılgısı ünıversı-
tede lngılız Fılolojısı okurken ek olarak okudu-
ğu Sanat Tanhı ıle sınırlı Ama eskıden ben bır
el becensı olduğunu belırtıyor Takı yapma ıste-
ğını ılk kez 1970 yılında duymuş ıçınde Amen-
kan Basın Ateşelığı'nde çalışırken ış ıçın gıttığı
Amenka'da bır doktorun takı yapan eşı ıle tanış-
mış "Saşırmıstım. içimde takılan sanki hep er-
kek yapar gibi bir his vardı. Çok heveslendim, ben
de takı kursuna gitsem diye duşundum ama bu-
roda çahşıyordum tabii, sabah 8akşam 5. Hiç vak-
tim yoktu."
Bu ısteğını hayata geçırmesı ancak emeklı ol-
duktan sonra mümkün olmuş 88 yılında gazete-
de "Ayşe Takı Galerisi açıkta, ders verilir" dıye
okumuş \e hemen galennın kapısını çalmış
"Yanhşhk olmuş, aslında ders filan vermiyorlar-
mış. 'Lutfen venrsenız habenm olsun ben de ge-
le\ım dedım. \ma benim gibi böyle 40-50 Idşi da-
ha gehnce. \v şe de ders vermeyi kabul etmiş. Böy-
lece bız derse başladık. Hepsi de 25-30 > aşlannda
hanımlar. \yşe ucretsiz vapıyordu bunu çunku 3
ay burada kalıp gidecekti. 'Malzeme ve aletler
eksilmesın, herkes gelıp çalışabılır' diyordu."
1987'den beri takı yapan Olcay Sezen'in ük sergisi. (Fotoğraf KAAN S ^ĞANAK)
Olcay Sezen ve dığer ögrencıler üç ay boyun-
ca haftâda bır gun kursa gıtmışler, ama Ayşe gı-
dınce bmse gelmemeye başlamış Bır tek Sezen
hem oraya gıtmeye, hem de evde çahşmaya de-
vam etmış Boylece Ayşe 6-7 ay sonra geldığın-
de devam eden tek kışı Olcay Sezen'mış
Bugune kadar evdekı atolyesınde çalışmalan-
nı sûrduren sanatçı, geçen yıl bır rahatsızlık ge-
çırdığı ıçın ancak bu yıl sergı açabılmış Gümüş-
ten başka malzeme kullanmayan Olcay Sezen,
bır takıyı nasıl yaptığını şoyle anlatıyor "Önce
ne vapacağıma karar veriyorum. Ö)le alıp eiine
yapmak olmuyor. Sonra çizdyorum ve ozel tıum-
dan model yapıyorum. Bunun çok muntazam ol-
ması lazım, sonra dokumcuve verip çarşıda dok-
rûrüyorum. Mum yerine metaDe de çahşüabüir
ama ben mumu tercih edrvorum çünku onlar tok
oluyor. Metalle çahşıianlar ince oluyor, ben bu*az
ele gelsin istiyorum."
Duzenlı olarak her gûn bellı bır sûre ayırmasa
da oldukça sıkı çalışıyor Olcay Sezen Tabıı ola-
naklannın elverdığı olçude "Bazıgünbeşsaatça-
bşnorum, bazı gun iki saat çahşıyorum, baa gün
hiç çahşmadığun da oluvor. Çunkü ben evüyim,
bir eşim var evde. Ben saatime de hâkim değUinı.
Ama benim için ön planda olan çaltşma tabii, bir
arkadaşımla randevum varsa, randevumu başka
gune erteliyorum çalışmak için. Ciddiye almadan
olmuyor vani. Hobi bile olsa ki hobi degil artık. Uç
senedir »atıvorum, burada bir standun var.''
Kazandığı para ancak malıyetı karşılamaya ye-
öyor Bununla yıne malzeme aldığını soylüjor
Sezen "Özellikle malzemeçok pahalı çünku hem
mum, hem dökümcunun kullandığı alçu hepsi it-
hal. Kuüandığımı/ aletler de öyle. Gümuşün fiva-
tı da son iki yıldır altın gibi sürekli artrvor. Biz de
çarşıdakıler gıbı bir yuzükten bin tane uretmiyo-
ruz, en fazla beş-alti tane yaprvnruz."
Fazla »uslu takılaryapmaktan hoşlanmıyor Ol-
cay Sezen Özellikle Ayşe'nın takılannı gördük-
ten sonra eskı Osmanlı takılannın yenne sade ve
modern olanlan tercih etmeye başlamış Kımse-
den etkılenmemek ıçın takı dûkkânlanna bakma-
dığını belırtıyor "Onun yerineresim.kumaş, mü-
ze, antika, bunlardan esinlenip bir şe> ler yapma-
M duşundum. Yoksa Kapalı Çarşı'da ustalann en
âlâsı var,en gûzelini v'apıyor.Onlann taküdiniyap-
manın anlamı yok. Kendi fonnumu kendim ÇH
karmak istedim. Bir konu buiunca onun muhte-
Kfşekillerini doşûnebutyorsunuz.Bulut,beş alü çe-
şit düşünebihyorsunuz, birkaç çeşit kuş, balık ya-
pabih'yorsunuz.'"
Sanatçı, takı yapmayı öğrenmek ıçın pek fazla
yer olmamasından da y akınıyor Başlangıçta kat-
kı olsun dıye Kapalı Çarşı 'da bır ıkı yere devam
etrruş Ancak orada bır şey öğrenemedığını soy-
lüyor "Orada çok büyük ustalar var. Ama oğret-
meshıi bilmiyoıiar. Çunku onlar çok kuçuk yasta
başlryorlar, yalnız bir tarafuu öğreniyor, bir müd-
det sonra başka tarafinı bu isin. Bir de tabii oğret-
me yonû var bunun, belli bır kultur seviyesi lazım
insanın öğretebilmesi için. Veya on sene devamlı
çarşıya gjdeceksiniz."
Olcay Sezen mart ayında Ayşe Takı Galen-
sı'nde açılacak kursta birkaç başka sanatçı ıle bir-
likte takı kurslan vermeye başlayacak Bır şeyler
uretmekten büyuk zevk alan sanatçı, "Keşke da-
ha genç bir yaşta bu işe baslavabilseydim" dtyor
BUAŞAMADA
ŞUKRAN KURDAKUL
Bu Bizim İlhan Berk
Ikı İlhan Berk kıtabı çıkageidı
Kanatlı At, Inferno
"Bız de vanz! " dıye sıtem eder gıbı gozlennızı arayan
yazılar, soyleşılerle ınsanı şıırın ötesıne goturen krtaplar
Şıınn otesı, llhan'ın meraklan, sabn, delışmenlığı, alış-
kanlıklanyla kurduğu ulke demektır
Çoklanyla birlikte surduaır yasamını bu ulkede, ama
başkentte kendısı vardır
194O'lı yıllarda Ses ve Servet-ı Fünûn-Uyanış dergıle-
nnden tanıdığım şıırtutkununun değışe butunleşe getırdı-
ğı adamı tanımlamaya ıkı sözcuk yeter sanıyorum
İlhan Berk
Sankı, başka şaırler olmasa elı kalem tutmayacakmış ız-
lenımını bırakan adam1
Onlaria birlikte ama onlara karşın
Yetıştiğım yıllar belleğımın kuytulanna yerleşen uç dört
dızesını anımsıyorum llhan'ın
"Sen Pans sokaklannın ressamı Utnllo
Ben kuçük bır asmanın susledığı bu dar sokağı sevıyo-
rum
Gökyüzü dıye el kadar bır bulut parçası uzanır
Hıçbır şey yokken yaşama arzusu venr ınsana "
Galata sabahçı kahvelennın Istanbulu'ndan eskı Cene-
vız mahallelerının soluk kesen sokaklanna -gunlerce ışba-
şı yapar gıbı- gıde gele neyı anyordu İlhan.
Tanhı mı?
Bugunde yaşamakta olanı mı?
Şıırını mı
• • •
Şaınn saklı tuttuğu bınncıl gereksınım ozgurluk
Demokrasının dıllerden duşurulmedığı kapıtalıst ulkeler-
de de ozguriuk savaşımı verdı şa/rier
Vaktıyle demokratık merkezıyetçılığe selam durulduğu
ulkelerde de
Şıınn duşunden uzak kalmışlar kavrayamazlar bu ozgur-
luğun anlamını, vazgeçılmezlığını
Bu gıbı, yaratmanın ınsana yaraşırlığını algılayamayan-
lann sonu yasakçılığa, buyurganlığa donuşur
Yasakçılığın sonu da baskıya, zulme
• • •
1940'lardan bu yana şıır ne verdı İlhan Berk'e
Yasamını
Nelen aldı şıır İlhan Berk'ten
Sıkıntıyı, gorerek bakmanın ustalığını, delışmenlığı, ol-
mazsa olmaz âşık adamlığı
İlhan Berk denızlennı Dargınlığını Kural tanımazlığını.
Başkaldınsını
Memet Fuat çok öncelen "Sankı şıınn kırk turtu yazıla-
cağını kanıtlamak ıçın gelmış " demıştı İlhan ıçın.
Kendısı de dıyor kı
"Şıırde en büyük tehlıke, ıhtıyarşıırdeyatar Şııre en ters
duşen budur çunku Hayata adım uyduramamaktır bu da
Hayatın olmadığını soylemektır Doğal olarak ıhtıyar doğ-
muştur böyle bır şıır Benim bır hastalığım var, genç şıın
görürum " (Kanatlı At, sf 49)
Selam yenne Naili'nın ıkı dızesını gondermek istiyorum
İlhan'a
"Mestâne nükûş-ı suver-ı âleme baktık
Herbınnı bırözge temâşâ ıle geçtık "
Karataş'tan "Sevda Şiirteri"
• Kûltur Servisi- Mıthat Guçlu Karataş'ın Erkan Oğur'ım
muzığı eşlığınde Nâzım Hıkmet'ın şıırlennı okuduğu "Sevda
Şıırlen 1" adlı kasetı çıktı "Sevda Şıırlen 1", on kasetten
oluşacak bır dızının ılk çahşması Karataş, 1970 Kars
doğumlu genç bır seslendırme sanatçısı Shovv Radyo da
bakanların ve sanatçılann konuk edıldığı "Sızın Sesınız"
programını hazırlayıp sunan Karataş, bu arada ılk TV
programı olan "Ister lnan Ister lnanma"vı tasarladı.
programın roportaj sunuculuğunu ve danışmanlığını ûstlendı.
Şu anda radyoda "Şıır Vardıyası" adlı programı hazırlayıp
sunan Mıthat Güçlu Karataş, kaset çalışmasından payına
dusen gelın Çocuk Esırgeme Kurumu'na bırakıyor
Varoş Dergisi'nm gecikmeli sayısı
• Kürtûr Servisi- Varoş Dergısf nın venı sayısı,
"Duduğümûzu Ruzgâra Astık" başlıklı sunuşla açılıyor
Dergıde Hakan Şeocak'ın "Akrebe Yaşama Hakkı", Sarper
Orkun'un "Sanata Evet'e Daır", Gökhan Cengızhan'ın
"Populer Edebıyat Tanhı", Emır Alı Yağan'ın "Ölümün
ldeolojık Okımalan" ve Sonay Yılmaz'ın "Mûslûman
Mahallesınde Salyangoz Satan Bır Dada'cı M Z Taşkın"
başlıklı yazılanyla, Felıx Grande Soyleşısı "Kapımı Şııre
Açık Tutanm, Geldığınde De Kapatınm lçenden"m yanı sıra,
Omer Gencer, An Demırcı. tbrahım Baştuğ, Gunhan Burak,
R Brautıgann, lljas Tunç, Zahrad, tsmail Lutfü, Gökhan
Çengızhan, Sabahattın Yalkın, VV'Stafford, Fernıh Tunç ve
Tahır Abacı'nın şıırlen yer alıvor Dergıde Nılbanu
Engındenız, W Burroughs. Ozcan Karabulut, Yeşım Eyuboğlu
ve Özer Elrugay 'ın da oykulen bulunuyor
Zümrüt Radou'dan 'Kümbetler'
• Kûltur Servisi - Zumrut
Y Radou, altıncı kışısel
sergısını, perşembe günu
Ekol Sanat Galensı'nde
açıyor Sergıde, sanatçuıın
genış bır zaman dılımıne
tanhlenmış pek çok yapıtı
yeralıjor Radou'nun
vazgeçemedığı 'Hoyukler'
temasımn farklı kumaşlar.
saz, gol yosunu gıbı
malzemelerle
zengınleştınlmış
önıeklennın yanı sıra, son
donem çalışmalanndan
olan 'Kümbetler' de
sergılenıyor Sanatçı, tanhı
kumbet formunu asıl
kullanım amacından
uzakJaştırarak onlan,
geçmışın değerlennı
kubbelenn altında
korumakla
gorevlendınyor
"Yapıtlanma yukledığım
bu fantastık rrusyon, gerçekte bu gorev ı tam olarak yenne
getıremeyenlere sonu gelmeyecek hatırlatmalanmdan bındır"
dıyen Radou, uç boyutlu bu vapıtlanna Pır-ı Duhteran,
Radkan, Mama Hatun Kümbetı gıbı- Anadolu ve Önasya'da
bulunan kumbetlenn ısımlennı vermış Sergı, 21 mart tanhıne
kadar açık kalacak
Yapı Kredi Yaymlarr'ndan
yaramaz çocuklara masallar
• Kültıir Servisi - Fransız şaır Jacques Prevert'm "Yaramaz
Çocuklara Masallar". Yapı Kredı Yayınlan'nın Doğan Kardeş
Kıtaplığı'ndan çıktı Sıradan ınsanlarla çocuklann
duygulannın aktanldığı kıtabı Turkçeye Samıh Rıfat
kazandırdı Jacques Prevert, canlılann bırbınnı smırlamasına,
bırbınne hâkım olmasına. hele yok etmesıne doğuştan karşı
olan bın sıfatıyla, çocuksu bır dılle, dıyeceklennı çocuklara
söylüyor Prevert, anlattığı masallarda, aslında ınsanlann
ıkıyüzlülüğumı sergılıyor Hayvanlar kendı hallennde, kendı
alemlennde mutlu yaşarken bütun sorunlar uısanlar ışuı ıçıne
kanşmasıyla başlıyor