Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4 ARALIK 1995 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR
Kültür Bakanı Fikri Sağlar ve Sanat Konseyi Başkanı Hüsamettin Koçan 'Ulusal Sanat Kurumu' protokolünü imzaladılar
Sanatta demokratîk ve özerk bîr yapı
Kültür Ser\isi - Sanat ortamını özerk-
leştirecek Ulusal Sanat Kurumu"nu oluş-
turacak protokol. Kültür Bakanı Fikri
Sağlar \e 38 örgutûn oluşturduğu Kuru-
cu Sanat Konseyi Dönem Başkanı Hü-
samettin Koçan tarafından öncekı gün,
sanat kuruluşlan temsilcilennın de bu-
lunduğu Topkapı Sara>ı Mecıdiye Köş-
kü'ndeki toplantıda imzalandı.
Sanat ortamının özerkleşmesi açısın-
dan önem taşıyan toplantıda konuşan
Kültür Bakanı Fikri Sağlar. kültür-de\ -
let ili$kısınin bugüne dek müdahaleci bır
yaklaşım çerçevesinde süregeldiğinı.
devletin yalnızca altyapıyı hazırlayan bır
kurum olmaktan çıkanlıp. toplumun kül-
türel üretimını denetieyen, yönlendiren.
yeri geldiğinde de engelleyen bır işlev le
bütünleştığinı vurguladı. Bunun "grfe-
neksel merkeziyetçi devlet raodelinin bir
uzantısı* olduğunu belirten Sağlar: "Oy-
sa içindeyaşadıgımız çağda toplumlar bu
>aklaşımı çoktan aş.mışlardır. İletişim
araçlannın «eliştiği. kültürel sınırlann or-
tadan kalktığı. kişinin bilgi kaynaklarına
dogrudan vezaman yitirmeksizin ulaştı-
ğı bir dönemde,devletin müdahaleci yak-
laşımı gerilemiştir'" diye konuştu.
Demokratikleşmede önemli adım
Dev letın kültürel alanı düzenlerken sa-
nat alanında görev yapan meslek örgüt-
leri ile ışbırlığine gitmesinın kaçınılmaz
olduğunu vurgulayan Sağlar, 1994 y 11ın-
da görevden ayrılmadan önce bu anla> ı-
şın bır uzantısı olarak Plastık Sanatlar
Derneği ile Kültür Bakanlığı arasında
imzalanan protokolü anımsatarak bugün.
1994'teoluşturulan Gırişim Komıtesi ile
Kültür Bakanlığı arasında 'Ulusal Sanat
Kurulu'nun oluşturulmasını öngören
protokolü "•Devletin sanatı ve sanatçı so-
runlannı içeriden izlemesi. onlara daha
etkin katkıda bulunması anlamına gelen
son dervce önemli bir giriş,im' olarak de-
ğerlendırdı.
Sanatsal alanın demokratikleşmesı yo-
lunda en önemli dönemeçlerden binsinın
daha aşıldığını belirten Sağlar. "Sosyal
demokratların öteden beri savunduklan
külltürel alanın özerkleşmesi, demokra-
tik kültürün yaşama geçirilmesi \e de-
mokrasi kültürünün güçlendirilmesi de
böylelikle güçlenecekrir" dedı.
Hüsamettin Koçan îse dev ietın bu pro-
tokolle birlikte otorıter merkezıyetçi ko-
numunu sıvil alana terk ettiğini belirte-
rek bunun sanat ortamının özerkleşmesi
ve demokratik ortanıa ulaşabilmek açı-
sından önemli bir adım olduğunu sö> le-
dı. '"Türkiye'nin gerçek çağdaş demok-
rasive ulaşabilmesi için sivil toplum ör-
gütlerinin yöetenler karşısında eleştirel.
muhalif konumlannı güçlendinmesi gere-
kiyor. Bu sağlanmazsa Türkiye'degerçek
birdemokrasikurulamaz"dı\en Koçan.
örgütlenme sorunun sanat alanında da
yaşandığını belirterek 'Sanatçılann kit-
lesel davranışlan sonınlar doğurmakta-
dır. Türkiye'de her şey olumsuz giderken
böyle bir girişimde bulunabilmek bizim
için büyük birşans" görüşünü dile getir-
dı. Toplantıda Plabtık Sanatlar Derneği
Başkanı Hüsamettin Koçan. dönem baş-
kanlığını TOBAV Genel Başkanı Tamer
Levent'e devretti.
27-28 Mart 1995 tarihınde gerçekleş-
tırılen Sanatta Özerk Yapılanma ve Ya-
ratma Özgürlüğü 'Sanatçı Kurultayının
bugünlere gelınmesınde önemli bır payı
olduğunu anımsatan Levent. 'Türki-
ye'nin bir kimlik arayışında olduğu bir
dönemde. kültür alanında uzun süreler-
dir veriien mücadelede gelinen son adım,
kültür insanlarının yeni bir öncülük mis-
yonu v ükleneceğini gösteriyor. Bu sürecin
daha da gelişeceğini umuyorum" dedı.
Protokolle. sanat ve sanatçı örgütle-
nnce seçileeek oldn her disiplınin temsıl
edileceğı. özerk bır yapıya sahip olacak
Ulusal Sanat Kurumu oluşturuluyor. Ku-
rulda. ayrıca Özerk Sanat Konseyi Gin-
sim Kurulu Genel Sekreteri ve Dönem
Başkanı ile bır Bakanlık temsıleısi yer
alacak. İmzalanan protokolle süre gel-
mekte olan bürokrasi merkezli kültür po-
litıkalanndan ve öreütlenmelerden vaz-
Bakanı Fikri
Sağlar, protokolü
"Devletin sanatı ve
sanatçı sorunlannı içeriden
izlemesi, onlara daha etkin
katkıda bulunması anlamına
gelen son derece önemli bir
girişim" olarak değerlendirdi.
Kurucu Sanat Konseyi Dönem
Başkanı Hüsamettin Koçan ise
devletin bu protokolle birlikte
otoriter merkeziyetçi
konumunu sivil alana terk
ettiğini belirterek bunun sanat
ortamının özerkleşmesi ve
demokratik ortama
ulaşabilmek açısından önemli
bir adım olduğunu söyledi.
geçıliyor. Bunun yennı sanat ve sanatçı
örgütlerinın demokratik katılımı ile oluş-
turacaklan daha dinamik bir yapı alıyor
Buna göre sanat ortamı önce müzik, sı-
nema. sahne sanatlan, plastık sanatlar ve
yazın olmak üzere 6 ana alanda toplana-
eak. her alan demokratik bir yöntemle
kendi alanlanyla ilgıli Sanat Kurulu'nu
oluşturacaklar.
Bu kurullar kendi içlerinden seçecek-
leri bir başkanın başkanlığında çalışa-
caklar. Her alanın başkanlan bir bakan-
lık temsilcisınin katılımıyla üst "Özerk
Sanat Kurumu Kurulu'nu oluşturacak-
lar; sanat ortamı ile bu kurul arasındakı
ilişki. esas olarak örgütler tabanına da-
yanarak çalışan ve denetlenen bir ilişki
olacak.
Güldiken'in 'Komedi
Sineması' özel sayısı
Kültür Servisi - Dort ayda bir. Iris Ya-
yıncılık tarafından TurgutÇeviker'in yö-
netmenliginde yayımlanan Güldiken'in
Güz '95, 8. sayısı yayımlandı.
"Sinemanın Vüzüncü Yılı" anıSına
"Komedi SinemasTna aynlan dergının
özel sayısı, 128 sayfa olarak yayımlan-
dı. Dünya ve Türk sinemasında komedı
olgusunu ele almaya çalışan yazılardan
oluşan özel sayı. sinema meraklılanna.
aydınlara ve özellikle sinema eğıtimı
alangençsinemacı adaylannayararlıbır
bütünlük oluşturmuş. Mızah. komedi ve
sinema gıbi alanlarda incelemelerin az
olduğu ülkemızde. Güldiken'ın özel sa-
yısı. bir boşluğu dolduracak önemli bır
ilkçalışma.
Derginin bu sayısında yer alan yazılar:
"Sinema" VedatTürkali; "Komik Sine-
ma. Komik Seyirci" Mehmet \li Kıbç-
bay: "Lumiere'nin Anımsadıkian" G«-
orges Sadoul; "Marc Sennet"e Sorular"
Thedor Driser; "Charlie Chaplin'e Şar-
kı" Carlos Drummond de Andrade:
"Şarlo'nun POrtresi" Jan Mara; "Char-
lie Chaplin'den Anımsamalar" Ke\\in
Bnwnlow; "Şarlo tstanbuCda" Feridun
Kandemir:" Keaton >e Ögeleri n O> unu "
Robert GofT: "Harold Llo>d: Açıklama-
lar" M. Ciment/R. Borde"; -\lar\ Öldü
Yaşasın Mar\ Biraderler" Sungu Çapan:
"GrouchoPoıtresT Dranson; "TürkSi-
nemasında Güldürü Rlmleri" Agah Öz-
güç; "Şiirler'" Yunus Kora>; "Bülent
Oran'la Komedi İ stüne" Fatma Oran:
"N. Tosun, M. Sim, S. Kaner" Necati
Abacı; "Bir Güldürü l stası Atıf ^ dmaz
ile Söyleşi" \ecdi Sayar; "Küçük Yeşjl-
çam Sözlüğü'nden" Fatih Ozgüyen:
"Münir Özkul ile Güldürü Düması Lze-
rine"* N'ecdi Savar: "Zeki Alasva ik Sö>-
kşi" Ata> Sözer; "80'lerin \"e 90*larin
Kahranıanı" INazlı Ba> ram; "TürkCan-
landırmaSineması" Turgut Çev iker. Sel-
çuk Demirel \e Pericoli'nin karıkatürle-
rı de dergıde yer alıyor
"Komedi Sineması1
" özel sayısında
Charlie Chaplin'a ağırlıklı bıryeraynl-
mış. KevNin Brownlow'un Chaplin fıak-
kındaki anılan. Yedigun.deTgısırtde çı-
kan Charlie Chaplin'ı taklıt eden bır Ma-
car oyuncu hakkında Feridun Kande-
mir'in yszdıgı yazı ve Carlos Drum-
mond de Andrade'ııın "Halk Adamı
Charlie Chaplin'e ŞarkT>ı . büyük ko-
medi oyuncıibu Charlie Chaplin'e aynl-
mış yazılar. Chaplın'ın yanı sıra dünya
komedi sinemastnın önemli isımleri Bus-
ter Keaton, Harold Llo>d. Marx Kardeş-
ler hakkında yazılar da dergide yer alı-
yor. Türk sinemasında komedi ve Türk
komedi sınemasının önemli ısımlenyle
ilgilı yazılar ve söyleşılerin de sunuldu-
ğu Güldiken'de yer alan Turgut Cevi-
ker'ın "\na Çizgileriyle Türk Canlan-
dırma Sineması" ıncelemesi. bu alanda
ülkemizde yayımlanmış ilk kapsamlı
metin olma özellıüı taşıyor
Çocuk
Müzesî açüchKültür Servisi - Istanbul
Arkeolojı Müzelen
Müdürlüğü bünyesinde
oluşturulan "Çocuk
Müzesi" önceki gun
Kullür Bakanı Fikri
Sağlar tarafından
törenle açıldı. Kültür
Bakanlığı'nın çocuklara
okumayı sevdirmek ve
kendilerini
gelıştiımelerine
yardımcı olmak
amacıyla kütüphaneler
açarken, onlara
Türkiye'nin
zenginliklerini. tanhsel
mirasını yansıtan eski
eserlen tanıtmak için
çalışmalar içerisinde
olduğunu belirten
Sağlar, bu çalışmalar
doğrultusunda istanbul
Arkeoloji Müzelen'nde
oluşturulan Çocuk
Müzesi'nın çocuklara
Anadolu'nun görkemli
mirasını tanıtacağı ve
onlarda koruma bılincı
oluşturma yönünde
önemli bir işlev
üstleneceğini belirtti.
Sağlar. konuşmasında
"Geçmişini ivi bilen,
bugününü
degeıiendirebilen ve
geleceği kucaklayacak
kültürlü bir nesil.
ülkemizin onuru ve
umudu olacakbr" diye
konuştu.
Törene katılan Özel
Yıldızlar llkokulu
öğrencilennin konserı
ve halk oyunlan
ekibinin gösterisinden
sonra Fıkn Sağlar,
"Çocuk Müzesi"ni
hizmete açtı. İlk ve
ortaokul çağlarındaki
çocuklara eski
eserlenmizi ve bu
konuda bilimsel
çalışmaların yapıldığı
müzeleri tanıtmak ıçın
kurulan Çocuk
Müzesi'ndeeskiçağ
ınsanlannın günlük
yaşamlanndan
görünümler. değişik
çağlara ait hayvan
heykelcikleri ile çahşma
ve vıdeoodası
bulunuyor.
BU AŞAMADA
ŞÜKRAN KURDAKUL
Elli Yıl Nasıl da
Doğruluyor Tan'ı?
Tan gazetesı, 4 Aralık 1945'te iktidardaki CHP'nin
örgütlediği kaba güçlerle susturuldu.
Düşünme yerine buyrukları uygulamaya, tartış-
ma yerine kara çalmaya, kamu yararı yerine kişi-
sel çıkara. kalem yerine balyoza alıştırılmış genç-
ler basımeviyle yönetim yerini yerle bır ettiler ga-
zetenin.
Elli yıl önce.
Böylesi olayları anarken belleğini kusacak gibi
oluyor insan.
Savaş bitmiş, uzatmalı sıkıyönetim yerli yerinde.
Biıieşmiş Milletler'ealınmışız. sınırlanmız evren-
sel bildirgenin temel ilkelerine bile kapalı.
Acayip bir korku dönemi bu.
iktidar birden fazla parti kurulmasına izin veren
yasal düzenlemeler yapmış, ama korku içinde.
Demokrasiden korkuyor.
Göğüslerinde "Istiklal Madalyası" taşıyan nice
milletvekıli. bakan kurtuluş savaşımızın vazgeçil-
mez ilkelerinden korkuyor.
Başta Adnan Menderes, Emin Sazak gibi sı-
nıfsal çıkarlarını çok iyı bılen toprak ağaları, "Top-
rak Kanunu "ndan korkuyor.
Yeniyetme burjuvazi: ışçi sınıfının öncülerinden,
sendikalardan, Köy Enstıtüleri'nden korkuyor.
Hukuk mantıklan tüzüklerle. yasalaria kelepçeli
yargıç ve savcı, özgürlüğüne golge düşürmeyen
yazardan, çizerden, düşün veedebiyatadamından
korkuyor.
Düşün ve edebiyatın has adamlan ülkenin gele-
ceğinden korkuyor.
En acısı. cumhuriyetın ikinci kuşağı sayabılece-
ğimiz gençlik çoğunluğu gerçekleri aramaktan kor-
kuyor.
Bu acayip korku döneminde korkusuzca yayımı-
nı sürdüren belkı de tek gazete Tan.
Gazeteci satmaktan, kimileri vapurda, halkevin-
de, kahvede okumaktan korkuyor da Sertel'ler,
Boran'lar. Esat Adil'ler, Aziz Nesin'ler, Kemal
Bilbaşar'lar yazmaktan korkmuyorlar.
Kafalannda gerçeğin güzelliği var çünku.
Cumhuriyet. yaşadıkları yarı sömürge döneminin
toplumsal gizlerıni algılayarak "Neyapabiliriz" so-
rusunu korkusuzca yanıtlayabılenlerin kavgaları
sonucu kazanılmıştı.
Tan'da birteşen yazarlar 1923'ten sonraki yapı-
nın özünü belirleyen düğümlerı çözerek yeni bir
savaşıma öncülük ettiler.
Sabiha Sertel'in saldırıdan birkaç gün önceki
yazılanndan birine uygun gördüğü başlık, bu sa-
vaşımın hedefini gösterır sanıyorum:
"Zincirii Hürriyet."
Özgürlüğü zincirlerinden koparma istenci.
Tan gazetesinin susturulmak istenmesinin asıl
nedeni böyle geçmeli basın tarihine.
Son yazılanndan bırinde şöyle diyordu Sabiha
Sertel:
"Demokrasilerde devlet, azınlıktaki güç sahiple-
rıyle bu güçten yoksun olanlararasında uyum sağ-
lamakla yükümlüdür. Bu nedenle yalnız siyasal
partilerin örgütlenmesiniyasaklayan yasatann de-
ğiştinlmesiyle çağdaş demokrasiye geçış koşulla-
nnın hazırtanacağını varsaymakyanhştır. Temethak
ve özgürlüklere devlet güvencesi sağlanmadıkça
demokrasiden söz edilemez." (1 Aralık 1945)
Telaşa neden olacak ne vardı ki bu uyarılarda?
Haksız mıydı, ulusal çıkarlara ters düşen öneriler-
de mi butunuyordu Sabiha Sertel.
"Temel hak ve özgürlüklere yasal güvence sağ-
lanmadıkça demokrasiden söz edilemez."
50 yıl geçmiş aradan.
Biz "canlı tarih"\er bellekterimizi kusacak oluyo-
ruz.
Korku döneminin devletlileri tarihin mezarlığın-
dan çıkmış gibi.
Kimimiz, gene düşünmekten sanık.
Kimimiz, gene izinlı özgür.
Geçen 50 yıl nasıl da doğruluyor "Tan\
Doğıış Otomotiv'descmatının tüm
dönemlehnden ömeklerin sergilendiği
bir retrvspektifaçcm Bubi: Sanatçı olmaktah bıktım!
• 'Yapıtın izleyici tarafından
sanatçınm itirazına rağmen
yorumlanmasına. başka bir
deyişle, yaygın bir yanlış
anlamanm, daha doğrusu
izleyenın haksız bir kazanç
talebine hep karşı çıktım.
Kısaca, yapıtın yorumlanarak
genişletilmesine karşıyım.*
AHU ANTMEN
Kafeslere adını yazdıran ressam. Sek-
senlı yıllardan bu yana özellikle soyut
'görsel nesnelern le' tanınan Bubi, Mas-
lak'takı Doğıış Ötomotiv 'de yer alan ret-
rospektifıyle. yaklaşık 30 yıla yaytlan
sanat yaşamının tüm dönemlerinden or-
nekler sergıliyor.
Onunla geçen yıl içinde yaptığımız bır
söy leşide. 'tfim kafeslere Bubi dedirtene
kadar' vazgeçmeyeceğinı söylemıştı. sa-
natının belkemığini oluşturan bu görsel
nesnelerden. bu retrospektıf sergi. sa-
natçının uzun süredir sergilenmemış ya-
pıtlanyla. son donem yaptıği "kafes dışı*
çalışmalarını biraraya getiriyor Ortaya
çıkan resim. yaşamı boyunca farklı tarz-
larla deneyler yapmış bir ressamın, '\a-
ratümamış olmanın hüznünü içinde ta-
şıyan'resimlere doğru daha çok deney ler
yapacağı..
- Bubi retrospektifi, seksenli y ıllardan
bu yana özellikle 'kafes'leıie tanınan bir
ressamın, bu kavramla hiç örtüşmeyen,
çok çeşitli yapıtlannı bir araya getiriyor.
Figürden soy uta bir çizgiden de söz edi-
lcbilir bu süreçte. Son dönemde ise yine
figüre yöneldiğiniz sö> lenebiür...
Ben hiçbır zaman fıgüratif resım çız-
meyi bırakmadım. Yaygın olarak Bubi
ismiyle çağrışan kafeslerle birlikte sü-
rekli figür çalıştım. Beni yakından tanı-
yanlar, boş vakitlenmde sürekli empres-
yonistpeysajlarçızdiğımibiiırler. Sergi-
lediğım son örneklere gelince, bunlann
özgün olmaları onların yeni bir dönem
olarak (kafeslerden sonra değil. kafesler-
le birlikte) sergilenmesine neden olmuş-
tur.
- Bu ngüratif röhefler. aslında oiduk-
ça farklı duruyor sergide yer alan öteki
işlere bakınca.-
Bu fıgürler. aynı kafes örneğinde ol-
duğu gibi, rolyef bıryapıya sahlp. İçleri
naylon. kâğıt. sunger gibi çeşitli malze-
melerle doldurulmuş bez fıgürler tuva-
lin üstüne dikılerek önce sabitlenmiş
sonra da boyanmış. Bu yönleriy le. hem
heykel hem resim olma özelliğı taşıyor-
lar.
- Mesaj taşımakzorunda kalnıay an bir
sanat y aptığınız iddiasındasınız. Oy leyse
rcsnıinize salt bir mimari öğe olarak mı
baknıalı?
Evet, cn doğru yaklaşım. onlan birer
mimari öğe olarak görmektir Yapıtın ız-
leyıcı tarafından sanatçınm itirazına rağ-
men yorumlanmasına. başka bır deyişle.
yaygın bır yanlış anlamanın. daha doğ-
rusu izleyenın haksız bır kazanç talebi-
ne hep karşı çıktım. Kısaca. yapıtın yo-
rumlanarak genişletilmesine karşıyım.
Bana rağmen dıştan bir göz onu farklı
yorumlamak istiyorsa önce ımzamı sılip
kendi imzasını atmalı. Bu arada izleye-
nin vehimleri. halüsinasyonlan beni hiç
ilgilendirrnıyor Yant ben bir kare çızi-
yorsamo sadecebirkaredir. Onundışın-
da dünyayı kurtaracak gızli ışlen veya
şifreleri yokrur.
- Hadi kafeslerin çağnşımlanndan \az-
geçtik... Ama geometrik şekillerin soyut
sanatta çağnşrırdıgı olgulara bakalını...
Örnegin \Nalt \\ hitman'ın da bir şiirin-
de,Tann'yı bir 'kare' şekliyle betimleyi-
şi... Pek çok soy ut sanatçınm işlerinde g5-
rülebilen bir şeydir bu. Buradan. sizin
İsa. Meryem ö/etle dini içerikli fıgüratif
resimlerinizegeçelim- soyutresimk-riniz-
dede böyle bir içerikten söz edilebilir mi?
Evet. dını ızıbı duran bırçok resımler
yaptım. Bu sergide bulunmayan. "Çar-
mıhını Kuran İsa", "İhbarcı Yahuda'nın
Sponsorluğunda İsa" gıbi daha birçok
örnek izleyenlerde bu tip bir düşünceyi
yaratması doğal.
Sızin soyut diye tanımladığıntz somut
resimlerımde dini bir içerikten söz et-
menıız zor. Buna karşın Bubı'nın Yahu-
di mistisizmi ile çok ilgilı olduğunu söy-
leyebılirim Bunun dolaylı etkıleri de
şüphesiz vardır. Birlikte düşünürsek bir
ara Mk sık telafuz ettiğım "hiçlik" kav-
ramının kaynağı "süprematistler"değil.
bu kavramın asıl kaynağı olan Yahudı
mistisizmi ve Kabala'dır.
Yine sanatçınm yaratıcı olmadığı dü-
şüncesi de aynı temellidir Bu arada ak-
lıma gelmişken 1982 yılında yapmış ol-
duğum fıgüratif bır resimdekı "yaratıl-
mamış olmanın hüznünü hep içimde ta-
şıdım"sözüsanırımsorunuzaçarpıcı bır
örnek teşkil edebilir.
- 1970'lerden bu yana. sanatinızın bü-
tün dönemlerinden örnekler görünce,
hpkı Mondrian gibi sizin de "imza res-
miniz" haline gelen soyut resimleriniz-
den önce romantik, sembolik örneklere
rasthyoruz. Mondrian'a bir yakınık du-
yuyor musunuz? Hatta sergide bir de
üzerinden boyalar akıttiğınız bir 'Bubi
Mondrian'ıvar._
Mondrian'ın
resmine her za-
man büyük bir
saygı duymu-
şumdur. Ama
yakınlık duydu-
ğum söylene-
mez. Tam tersı.
onunpırıllığı ba-
na biraziticigel-
mıştir. Bu .-.ergi-
deki Mondrian
kopyasının bo-
yalannı diğer
renk bölümlerinin üzerineişte bu yüzden
akıttım. Bır yerde onu bence. yaşama ça-
ğırmışoldum...
- Son 20-30 yıtda sanatta soy ut-figüra-
tif arasındaki çizginin kesinligini aslında
yitirdiği görülüyor. Yaşadığımız dönem
içinde soyut sanatçıların 'yenilik' anla-
mında yapabilecekleri bir şey kaklı mı
sizce?
Bu ıki yönelişin de sonunun geleceği-
ne inanmıyorum. Yapılacak yeni bir şey
var mı sorusuna gelince. benim resimle-
rim bu sorunuza yeterince yanıt vermi-
yor mu?
- Böyle bir retrospektif bir araya geti-
rirken baktığınızda. yok etmek istediği-
nizya da bilerek sergiye koymadıgınız bir
dönem ya da resimler oldu mu?
Doğrusunu istersenız, bır dönem de-
ğil. tümünü yok etmek isterim. Sanatçı
olmaktan bıktım! Gecenın geç saatlerin-
de bıtirmiş olduğum bir yapıt bana ulaş-
tığım en yüksek seviye gıbi gelır. Sabah-
leyin uyanınca ise tam tersı. onu tekme-
leyip tahrip etmek istenm. Yine de dü-
şününce, sanatçı olmaktan başka ne işe
yaranm sorusuna hiçbır yanıt bulamıyo-
rum, doğrusu.
Toshiko Yasumoto hat sepgisi
• Kültür servisi -1 urkıye'de \e dünyada tek olan Türk
Vakıf Hat Sanatlan Müzebi'nde. 13. Vakıf Haftası
dolayisiyla yann "Toshıko Yasumoto Hat Sergisi"
açılıyor. Sergi 3apon hat sanatçısının Türkıye'dekı ilk
sergisi. Yasumoto'nun Çin ve Japon hattı ile yazdığı
toplam 50 eserden başka sergıdekı cserler. Japon
üslubunda yazılmış Çin atasözlerı. Japon ve Çin
şııılenndcn oluşuyor. Sergide. ayrıca. yazı yszmakta
kullanılan araçlarda sergılenecek. Çin Edebıyatı \e Tanhi
profesörü olan Yasumoto. Parıs'te \e Tolouse'ta bırçok
sergi açtı
Verimlilik, kalite ve kültür
• Kültür Servisi - Pımapen Kültürevı'nde yann saat
19.00'da xerımlılık ve kalıtenın kültürle ılışkısını ele alan
bırpanel düzenlenecek. Kuruluşlardakı verımlılık ve
kalite anlayışının anlatılacağı panelde. yönetımın yarattığı
kuruluş kültürii ıle kültürün verimlilik ve kalıte üzerindekı
rolü tartışilacak. Ne\ val Çızgenın yöneteceği panele
konuşmacı olarak Doç. Dr. Handan Kepır Sinangil, Meral
Toprak ve Irfan Onay katılacak.
Ulusal Kısa Film ve Öykü
• ANKARA (ANKA) - L lusal sinema ve kısa filmin
tanıtımına öncülük etmek \e bu alanda yapılan çahşmaian
Jesteklemek amacıyla 23-31 Mart 19% tanhlerı arasında
Samsun'da gerçekleştınlecek " 1 Karadenız Kısa Film
Festivalı' kapsamında Llusal Kısa Film Yanşması ve
Ulusal Kısa Film Öykü Yarişnıası düzenlendı. Konulu,
belgesel. canlandırma dallarında kısa \ ıdeo sinema
filmlerını kapsayan "Ulusal Kısa Film Yanşmasına son
katılma tarihi 2 Şubat 1996 olarak belırlendı. 1 Ocak
1994ten sonra yapılan fılmlerın katılabıleceği yarışmada
1 adet VHS (PALı kopya yeterlı olacak Ödüllerı. sinema
ve vıdeo filmlerı ıçın ayn ayn konulu. belgesel ve
canlandırma dallan olarak belırleneceği yarışmanın seçici
kurulunda T\' yapımcılan Bınııur Kılınçkaya. Lütfü
Özalay. senaryo yazarı Hüseyın Kuzıı. Klas TV Genel
'iayın Yönetmenı Kenan Engızlı. Sinema Dergısı Genel
Yayın Yönetmenı Mehmet Acar, Akdenız Sinema Grubu
üyesı Öznur Çav uşoğlu \ e sinema yazan \ecdı Sayar yer
alacak
Paktetan'dan Deminöz'e ödül
• İSTANBLL(UBA)-Fotoğrafsanatçısı Sadık Demiröz
Pakıstan'da düzenlenen uluslararası bir fotoğraf
yanşmasmda "Onur Mansıyonu' kazandı. Türk fotoğraf
sanatının en önemli isımlerındcn olan Sadık Demiröz.
Pakıstan'da bu yıl onbinncısı düzenlenen "Pakıstan
Internatıonal Salon Of Photograph VV'orld C'up 1995"
yarışmasına da katıldı. Sponsorluğunu Photographıc
Socıety Of Ameııka (PSA) \e Natıanol A StKiatıon For
Photographıc Aıt'ın (NAPA) ortaklaşa üstlendıgı
yarışmaya. "Martı ve Aılam' ısınılı çalışmasiy la katılan
Demiröz. "Onur Mansıyonu" ile ödüllendirildı.
. f