Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
2KASIM1995SALI CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
Hâkuniyet-iMiDiyeAşevi
1NERİÇ VELİDEDEOĞLU
jüngörDilmen'in "Hâkimiyet-i Mil-
HyAşevT adlı oyunu. Ahmet Levendoğ-
lu ıun deyimivle "sahnede yaşama ge-
çer tiyatroya tönüştü. 29 kasım çarşam-
bazünü Atatürk Kültür Merkezi'nde ti-
yaroseverlerin beğenısine sunulacak.
iılındiğı gibi Dılmen. konulanni ya-
kııtarihimizdenaldığı bir dizi oyun yaz-
dı.Bunlartarihsel bir sıralamaya konul-
duıunda ılkin I. Meşrutiyet ve Mithat
Paa trajedısinın konu edıldığı "Devlet ve
İnan", hemen ardından II. Meşrutiyet
\e îirınci Dünya Savaşı yenilgisinin yer
aloğı "İttihatveTerakkT, üçüncüsü ise
İstjıbul'da silah bırakışma (mütareke)
yılanndan bir kesiti içeren "Samsun'a
DtçnTdur.
l'lusal Kurtuluş Savaşı yıllannda üç
ke: ısyan çıkartarak iç ayaklanma reko-
ruru elinde tutan "Anzavur". dızinin
dö-düncü oyunu. bundan sonra gelen
**Hikimiyet-i Milliye Aşevi" beşinci oy un
olarak sırada yerinı alır.
Cağdaş Yaşamı Destekleme Derne-
ği'iin öncülüğünde. Tiyatro Stüdyo-
su'nun katkılanyla "okunıa tiyatrosu''
biçminde sergilenecek olan oyun, önce
kıup olarak basılmış( *). yani "kitapsay-
faUrında yaşama geçen" tiyatro olma
şarsını elde etmış. şimdı 29 kasımda da
ılkkez "sahnede yaşama" geçinliyor
v
azannın kısaca "Aşevi" dıye söz et-
tiğ- oyun. yine onun deyışiyle: "Kurtu-
luş Savaşımızın en kaygıh günlerinden
baslayarak Lozan Banşı'na açılan gün-
leri canlandınr."
1920"ninyoksul Ankarası'nınbıraşe-
vınde geçer oyun. Henüz açılan Mec-
lis'ın milletvekillen. memurlan, gazete-
ciler, kimi aydınlar. kentin kimi yöneti-
cileri burada yalnız yemek yemekle kal-
mazlar, güncel tüm konulan tartışırlar,
düşüncelerinı doğal bir biçimde içlenn-
den geldigi gibi ortaya koyarlar, Mec-
Hs'te noktalanan kimi tartışmalar yeni-
den başlatılır. Bir bakıma "son otu-
rum"lar Meclıs'te degıl de bu aşevinde
yapılır.
Aşevinin bu konumunu Güngör Dil-
men, "Niye Aşevi*
1
sorusuna. "Burası
Halkle Edib
miUetvekillerinin kannlarını doy urmaya
çalıştildarı. konukiannı ağırtadıklan, ku-
lis yaptıklan bir yer. Millet Meclisi'nin
küçiik bir kesiti. Ancak daha 'gayrıres-
mi\ daha savruk. belki daha içten. İşler
burada ayarlanır. Meclis kürsüsünden
yapılacak konuşmalar burada prova edi-
İir. İçki yasağı vardır. boğma rakının âlâ-
sı burada yapılır" biçıminde verdigi ya-
nıtla belırtir. Oyundaki kişiler kuşkusuz
gerçek kişilerdir. başta İsmet Bey (Paşa)
Yunus Nadi
olmak üzere Rauf Bey. Çerkez Reşit
Bey, Halide Edip, Dr. Âdnan. \unus Na-
di, Mustafa Kemal'e halıfe olmasını öne-
ren hoca mılletvekillerinden Rasih Efen-
di, en güç dönemlerde Mustafa Kemal'in
yanında olan Kürt aşireti reısi Diyap Ağa.
dönemın Bolşeviklerinden Hakkı Behiç.
Meclis'in Evrak Müdür Yardımcısı Tev-
fik Bey. içki yasağını uygulamakla gö-
revli. ama "boğma rakı" tutkunu emni-
yet müdürü Dilaver ve Meclis'in en genç.
Çağdaş Yaşamı
Destekleme Derheği
öncülüğünde, Tiyatro
Stüdyosu'nun katkısıyla
Güngör Dilmen'in
"Hakimiyet-i Milliye Aşevi"
adlı oyununu okuma tiyatrosu
olarak yann saat 19.00'da
Atatürk Kültür Merkezi Konser
Salonu'nda sunuyor. 1920'nin
yoksul Ankarası'nın bir
aşevinde geçer oyun. Oyundaki
kişiler kuşkusuz gerçek
kişilerdir; başta İsmet Bey
(Paşa) olmak üzere Rauf Bey,
Çerkez Reşit Bey, Halide Edip,
Dr. Adnan, Yunus Nadi,
Mustafa Kemal'e halife
olmasını öneren hoca
milletvekillerinden Rasih
Efendi. en güç dönemlerde
Mustafa Kemal'in yanında olan
Kürt aşireti reisi Diyap Ağa,
dönemin Bolşeviklerinden
Hakkı Behiç, Meclis'in Evrak
Müdür Yardımcısı Tevfik Bey,
içki yasağını uvgulamakla
görevli. ama "boğma rakı"
tutkunu emniyet müdürü
Dilaver ve Meclis'in en genç.
çocuk yaşta memuru Hıfzı...
çocuk yaşta memuru Hıfzı. Evet, Mec-
lis'in yetmişlik Dıyap Ağası'ndan olan.
16 yaşındaki mübey yizı (müs\ettelerı te-
mize çeken) Hıfzı Veldet'e dek pek çok
kişıyi bu aşev inde buluruz.
Meclis'in bir uzantısı olan bu aşevinin
gündemi zaman zaman Millet Mecli-
si'nde ustii örtülü geçen kimi konulann
ya da doyurucu bir sonuca varamamış
kimi tartışmalann veya Meclis dışına
sarkan kimi söylemlerin yeniden ele
Okuma tiyatmsu. bizde. liyatromm uygnluma alanları
içinde yaygmlık karanmış bir etkinh'k tiiıii Jegil.
"Bir oyun metninin sunulması söz konusu ise
neden gerçek formu içinde ('oyun' olarak) değil
de eksik boyutlu birform içinde sunulsun? " bakışı
egemen sanırvn. Pek haksız bir bakış da değil bu.
Ancak okuma tiyatıvsunun kendi başma kimi i$Ie\ler
taşıdığmı da göz ardı elmemeli:
1. Amatör-egitıcı etkınlikler re tiyatıv eğitimi
alanlannda yaıuHı bir uygulama türüdür.
2. Yalıuzca tarihseL'belgesel deger taşıyun, ama bu
önemlı \anıyla yeni kuşaklam sunulmaya deger bir
Okuma Tiyatrosu
oyunu giin ışıgına çıkaıvbilir. (Şehir 77ı atrolan nda.
bu çatı altmda sahnelenen ılk oyun olma özelliği
nedeniyle buyıl okuma tiyatmsu olarak sunulan
Çürük Temel gibi.)
A Oyun kışilennin çoklugu, teknik olanakstzlıklar
(giderek tecimsel şansı olmaması) vb. neadenlerle
'oyun laşamayan metinleri başka voldan
değerlendirmış olıır.
Hâkimiyet-i Milliye Aşeri'nin okuma tivatrosu
olaruk (Tiyatro Stüdyosu nun katkısıyla)
sumılmasımlaki temel anıaç da -mkarıda
sırulananlardan kınıine ek olarak- bence şu:
Oyun metninin "tiyatro yazını" olaruk değeri, önde
gelen özelligi olmayabilirse de onun c umhurivet
tanhimizin çok önemli bir kesitinı ve kifilerini
-çogunu da ilk kez- livatro dünyusmın da malı
vapnıakgibi değerli bir işlevi var (L'lkenin
vasadıgımı: günlerinde bunun önenıinin katlanarak
arttıgını mrgıdamak gerekli mi?)
Ahmet Levendoğlu
alınmasıyla oluşur. Örneğin Reşit Bey'e.
agabeyi Etem'ın "Mustafa kemal'i
Meclis'in kapısında asacağmT deyışı
anımsatılıp kendılerinin gerçek düşün-
celennın ne olduğunu açıklaması istenır
ve Reşit Bey. bütün düşünce \e görüşle-
rinı içinden geldigi gibi anlatır. konuşur.
sustuğunda ismet Bey'in dingın. ama ke-
sin yanıtı gelir: "Yerel kurtuluş saiaşı,
uhısal kurtuluş savaşuıa döniişecektir!"
Onca karşıt görüşün tartışıldığı bu aşe-
vinde yine de elle tutulacak kertede sı-
cak bir ortamın varlığını duyumsanz;
çünkü kişiler ınsanı insan yapan özde
birleşirler; savaş geçicıdir: banş, kardeş-
lik temeldir.
Bu öz. Mustafa Kemal'e annesinden
mektup getirirken ajan diye yakalanan
Rum genci Agapiosun Aşevi'nde aklan-
masıyla somutlaşır.
Hâkimiyet-i Milliye Aşevi'ni, okuma
tiyatrosu biçiminde sahneleyen Tiyatro
Stüdyosu, bilindiği gibi Ahmet Leven-
doğlu, Haluk Bilginer, Zuhal Olcay'ın
kurduğu bir tiyatro: bugünlerde dördün-
cü oyunlan olan "Çöplük" ile çalışma-
larını sürdürüyor. Aşevi'nin sahnelen-
mesinin tüm organizasyonunu Arzu Bi-
gatBarilyüklenmiş: Hamidiyekahrama-
nı Rauf Bey'i (Orbay). Ahmet Leven-
doğlu; Çerkez Etem'in kardeşi Reşit
Bey'i, Haluk Bilginer; Erzurum Kong-
resı'nde "Amerikan güdümii"nün ateş-
li savunucusu, ama şimdı cepheye gıtme-
ye hazırlanan Halide Edib'i. Zuhal Ol-
cay; Meclis'in Evrak Müdür Muavıni
Tevfik Bey'i. Selim Naşit Ozcan; Aşe-
vi'nde gazeteci kimlıği ağırbasan Yunus
Nadi'yi, Cüneyt Uzunlar. halife sorunu
ile kafası iyice kanşmış. ama sonralan
Antalya Millenekili olarak TBMM'de
görev alacak olan Rasih Hoca'yı da Me-
lih Düzenli,aşiret reisi Diyap Ağa'yı Ce-
lal Bdgil. geleceğin çağdaş, laık Türki-
yesı'nin -bir bakıma- gençliğini simge-
leyen Hıfzı Veldet'i de Devrim Nas ses-
lendirecek.Oyunda \er alan dans göste-
risinın koreografısi, Sibel Kasapoğlu ta-
rafından yapıldı. baş balerinlerden Nila>
Yeşiltepe tarafından da sunulacak.
Oyunun dilı ise tarihsel kışıleri yaşa-
dıklan zamanın dilı ile konuşfurmayı iî.-
teyenleretambiryanıt: 1920'lerin İsmet
Paşası. Rasih Hocası, Dıyap Ağası. Ha-
lide Edip'ı günümüzün an Türkçesiyle
öyle rahat. öyle anlaşılır, öyle yakışır bir
biçimde konuşuyorlar ki. Güngör Dil-
men'in bu konudaki ustalığı hertürlü be-
ğenıyi hak ediyor.
Kurtuluş Savaşı Ankarası'nın havası-
nı, ismet. Rauf beylerle Yunus Nadi. Ha-
lide Edip. Rasih Hoca ve Hıfzı Veldet ile
birlikte solumak istersenız, 29 kasım çar-
şamba günü AKM 'de. saat 19.00'da kon-
ser salonunda olun.
<*) Hâkimiyet-i Milliye Aşe\i, Giinğffr
Dilmen. Yapt Kredi Yayınlan Nisan IW2
ALINTILAR
Çağdaş bir alüak oyunu: ÇöpKik
AYŞEGÜL VTJKSEL
Tiyatro Stüdyosu'nun bu yılkı yapınıı
'Çöplük' Türk tiyatrosunda ender olarak
gerçekleşen bir buluşmayı yansıtıyor: Ye-
nı ve farklı bir Türk yazan, yaratıcı bir yö-
netmen, usta oyuncular \e hünerlı bir sah-
ne tasanmcısı. Lstelık özel tiyatro yapım-
lannda yalnız dev letın değil. özel sektörün
de parasal destek sağlamasının ne denli
olumlu sonuçlar verebıldığınin açık bir
göstergesi bu çalışma. 'Çöplük' de\ letın
ve Efes Pılsen'ın katkısıyla gerçekleşmış
üstün düzeyde bir yapım.
Turgay Nar, adını öncehkle şiır türünde
verdıği yapıtlann kazandığı ödüllerle du-
yurmuş genç bir yazar. 'Çöplük' oyunun-
da yansıyan temel erdemi, şair özelliğini
sahnedeki görsel'işıtsel olanaklan değer-
lendırme yönünde kullanırken. sahnedeki
dilsel söylemi alabildığıne yalın ve ekono-
mik kılabılmış olması.
(Kimi ozan-tıyatro yazarlanmız genel-
likle şiırsel söylemi yalnızca "söz'e yükler-
ler oysa.) Dahası. Turgay Nar dınsel mito-
lojik boyutlara dayandınlmış masalsı bir
tiyatro söylemını oluştururken seyırcinın
kavrayamayacagı denli karmaşık çağnşım
zincırlerı kumıaktan kaçmdığı gibi. her im-
genin netlıkle açıklandığı alegonk bir diz-
ge kurma çabasına da girmeyerek mernın
gevezeleşmesini engellemış... Bir mesel
oyun 'Çöplük'; ortaçağ 'ahlakoyunlan'nın
gizemlı so\-utluğuyla bezenmiş olmasına
karşın. seyırciye ahlak dersı vermek yen-
ne soru soran. ama çığlığa dönüşen soru-
larla ınsanlığın bugününü sorguladığı ıçın
de çağdaş bir ahlak oyununa dönüşen bir
metın.
Büyük bir çöplüğü mesken tutmuş sa-
hıpsiz insanlann öyküsünü anlatıyor Nar.
Çöplük. bir yanıyla bızım toplumumuz. bir
yanıyla tüm dünya. Çöplük paylaşılmış.
çöplûğün köşeleri tutulmuş. çöplüğün ka-
badayılan var: pislık. acımasızlık. şiddet
ve ölüm çöplüğün doğal öğeleri. Çöplük
hırsızlara, katıllere, kaçaklara yataklık
eden. 'insanı insan kılan" tüm değerleri
öğütüp enten bir karanlık pıslik denizı. In-
sanlığın sonu...
Nar'ın öyküsü yazgısını bırbinne bağla-
mış üç naylon toplayıcısının ılişkisinde bı-
çımlenıyor. Üç unutulmuş msan Aymelek
(insanhğı kurtarma adına kendini feda
eden tsa'vı doğuracak bakıre Mervem
mi?). ağabeyi Haço ve onun arkadaşı fsra-
fij (Kıyamet borusunu o mu öttürecek?).
'Üstben'ın -çöplük ortamına karşın- temız
görüntülü kıldığı sıradan gündüzler. 'alt-
ben'in kana buladığı geceler ve karabasan-
larla bezelı uyku süreçlen... Tevrat ve In-
cil'ın söylencelerı ınsan ruhunun labirent-
lerinde ıç ıçe. ama Tanrı nerede? İnsan in-
sanakarşne ınsanın yanıbaşında yapayal-
nız. Eylemı ise hem alçakça hem ınsanca.
Saf Haço'nun tüm korkaklığı. tüm aşagı-
lanmışlığı içinde bıle koruyabildigı bir kı-
riTitı 'onur'. tsrafil'in gırtlağına kadar bu-
laştığı suç batağında bıle yok olmayan bir
da:nla 'vicdan azabı'... Tüm tanrısal söy-
lenceler 'iflas' ettığine göre kör kuyunun
kanlı dölyatağında vaşanan hesaplaşmada
Haco'da Ahmet
l ğurlu ve Israfil'de
Haluk Bilginer gerçek
ti> atrocu kimlikierini
yasladıklan yetenek.
eğitim \ç becerilerini
seferber ederek
müthiş bir ikili
oluşturuyorlar. Göz
göze. dirsek dirseğe.
soluklan birbirine
kanşarak
yorumladıklan
rollerinde bellekkrden
çıkmay acak düzey de
başanlılar. Zuhal
Gencer ise Ay melek'in
yaşadığı kâbusu tek
başına oluştururken.
aşın groteske ya da bir
tür şiirsel anlatımın
kolaylığına
sığınmadan.
olabildiğincc doğal bir
vorum sunuvor.
ınsanlığı temıze çıkarmaya yetecek denli
aüçlü mü bu
>
erdem arOklan?' Insana bağ-
îi bu...
Duygu Sağıroğlu'nun kara plastik mal-
zemeden oluşturduğu uçsuz bucaksız çöp
dağını Işıl Kasapoğlu yaman bir ustalıkla
dev indiriyor. Değışen sahnelerin mekân-
lan çöp kümelennın altında saklı sessız ak-
törlerin koreografık hareket düzeni içinde
oluşuyor. Cafer VTğiter'ın aydınlıkkaran-
lık karşıtlığında dengelediği ışık düzeni
içinde 'düş' dumanlı bir söylence uzaklı-
ğında. gerçek düzlemınde y aşanan karaba-
san imgelen de karanlığa düşen ışık örge-
leriyle dıle gelıyor. Yönetmen Kasapoğlu
alabıldiğıne görsel boyutlarda. 'grotesk'ı
doğru dozda kullanan bir sahne anlatımı
gerçekleştırmış. Gelışmiş teknıkler olma-
sa da sahnede vurucu görsel olanaklaroluş-
turulabileceğıni bir kez daha kanıtlıyor.
Görsel düzlemde. sankı ışıtme duyunuza
gerek kalmadan da ızleyebileceğinız. anla-
yabıleceğınız ve tiyatro tadı alabıleceğıniz
bir anlatım düzenıyle. görsel bir anlatım
dizgesiyle karşı karşıyasınız. Kasapoğ-
lu'nun sahnede oluşturduğu doğal plastik
görünümü çarpıtan tek öğe 'kuyu sahne-
si'nde kullanılan ayna belkı de. Çevre ta-
sanmı içinde daha kolay erıtılebılecek bir
yansıtmateknığı düşünülemez mıydı?
Böylesıne görsel bir egemenlık içinde.
oyunda asıl v urgulanan olguyu. 'insan'ı ön
düzeye çıkarmak ise oyuncuya düşüyor.
Her bın farklı bırduyarlık düzey i içinde çe-
şıtli ınışler çıkışlaryaşayan üç ınsanın fark-
lı devınimlerıni uyumlu bir bütün içinde
erıtebılmek ıçin son dereceduyarlı ve den-
geiı yorumlar gerekli. Haço'da Ahmet
Lğurlu v e lsrafıl'de Haluk Bilginer. televız-
yon yoluyla edındiklen 'popüler' kımlık-
lerıyle değil, gerçek tiyatrocu kimlikierini
yasİadıkları yetenek, eğıtım ve becenlerı-
ni seferber ederek müthiş bir ikıli olu^tu-
ruvorlar. (Korkunç olan. yapımda kahka-
hayla gülünebılecek pek az an olmasına
karşın. oyuna "tek'vizyondan sevdikJeri sa-
natçıyı 'yakından görebılmek' için"gelmış
bulunan se>ırcı çoğunluğunun. kahkaha at-
mavı. oyunun güldürüyle hiçbır ilgısınin
olamayacağının artık açık seçık anlaşıldı-
ğı ikincı bölümün ortalarına kadar sürdür-
mesı!) Uğurlu ve Bilginer göz göze. dirsek
dirseğe. soluklan bırbirıne kanşarak yo-
rumladıklan rollennde belleklerden çık-
may acak düzeyde başanlılar. Zuhal Gen-
cer ise ıki oyuncu arasındakı ıletışıme da-
yalı olmayan bir rolde Aymelek'ın yaşa-
dığı kâbusu tek başına oluştururken aşın
groteske ya da bir tür şiırsel anlatımın ko-
laylığına sığınmadan. olabıldığince doğal
bir yorum sunuyor. Dürüst bir oyunculuk
yaklaşımı var; rolünü daha ağırlıklı kılma
çabasında değil. Yalın. dengeli. sevimli.
Tiyatro Stüdyosu'nun nıtelıkli yapımcı-
lık anlayışını sürdürmesıyle. özel tiyatro-
lann 1960'lardakı 'önder'konumunu yine
kazanabıleceğı umudu da yeşenyor. Turgay
Nar'ın. tiyatro yazarlığı serüveni içinde
•Çöplük' bağlamında olduğu denli şanslı
olmasını dıliyorum.
"Çöplük'ü henüz ızlemediysenız kaçır-
mayın. Bence 1995'ın ülkemizdekı en
önemlı tiyatro olayı.
DÜZELT.ME: 19 kasım pazar giinü vcı-
\ımlanan "Yıldız Kenter'c ılıskın \aztmda
\cralanparantez eksıklığı. noktalama ve \ a-
zım ranlışları dışındukı üç önemli dizgı van-
hşından birmi-büti'müy le ters bıranlama \ol
açtığı içın- ılüzellmek zorunda\ ım. flbsen m
•Nora'5(. Strindberg m 'Miss Julie's;. Ale-
xandre Dumas Fils ın 'La Dame au\ Ca-
rnellias'u. Racine ;/; 'Phaedre'ı Bernard
Sha« ıı/ı 'C andida"\; Shakespeare 'ın hiı
dolıı kadın hijisı. Euripides ın 'Medea'sı.
Lorca nın 'Yerma\;. Pirandello nıın
'oyuncu kadın' kişilerı Yıklız Kenter tara-
fımlan vonımlaııımş olabileydi keşke.)
}azıda 'yorumlanmış' sözcüğü nedense
'yorumlanmamış' olarak dizdmişti.
Beatles'ın modası hiç geçmiyor
Kültür Servisi -Beattes'ın, aylardır heyecanla beklenen
ve daha ortaya çıkmadan büyük üne kavuşan şarkısı 'Free
As A Bird". sonunda Ingiltere'nin tüm radvo ıstasyonla-
n ve TV kanallannda çalınmaya başladı. fngılızler. tek-
nolojının tüm olanaklarını seferber ederek John Len-
non'ın sesini Beatles'ın yaşayan üyelenyle birlikte 'Free
Asa Bird' parçasında kullanarak 1960lardan bugüne gö-
rülmedik bir Beatlemanıa kampanyasına imza attılar.
Bugüne dek hiç yayımlanmayan 60 parçadan oluşan
Beatles Antolojısı'nın 1. volümünde yer alan 'Free Asa
Bird'ün daha önce hiç yay ımlanmamasından öte bir baş-
ka özelliği de parçanın kaydının bıle yapılmamış oluşu.
Demo kayıtlardan alınan John Lennon'm sesı, grubun di-
ğer üyelennın seslerıyle bırleştırılerek, şımdının bırlık-
telığinın son örneklerinden bıri çıkmış.
Bılmdiğı gıbı bu yöntemı daha önce Nat KingCole'un
kızı Nathah'eColeda kullanmıştı. Ve yine şu sıralarda pı-
yasaya çıkan son albümleri ile Freddy Mercury-Queen-
birliktelıği de teknolojının son harikalarından bir örne*
ğin sonucu. 'Free .As A Bird'de Beatles hayranlarını bir
sürpnzbeklıyor. John Lennon. kaydın sonunda. "Nesaç-
ma sapan bir şarkı. Neyse ki bizden başka kimse dinle-
meyecek" dıyor.
Müzık eleştırmenlerının albümün çıkışı konusundakı
görü>ü ise. "Müthiş bir zamanlama". "Çünkü onlara
herzamankinden çok ihtiyacımız\ar." Mojo Müzik der-
gisi yazarlarından Jim Inin düşündüğü Beatles'dan da-
ha farklı bir Beatle;. ile karşıla^tıgını söylüyor. "Amaat-
mosfer ay nı. Kendinbi. ellerinizi başınızın arkasında ka-
vuşturmuş gökyüzünü yatarak izler gibi hisscdivorsu-
ııuz." Paul Gambaccini ise ^arkılann herhangı bir Beat-
les parçasından daha ıvı ya da Kötü olmadığmı savunu-
yor. "Arka arkay a üç kez dinledim \e hay ran kaldım. Şar-
kılann güzelliğinden değil, geçmişin bugün de sürekliliği-
ni koruması yüzünden_." Gambaccini aynca. "Herşey-
den önemtisi bu tarihi bir belge"dıyor. u
Ve tam zamanın-
da ortaya çıkanldı. Aksi takdirdc. diğer Beatles üyeleri-
nin John Lennon'a kaülmasını bekleseydik. çok geç ola-
bilirdi."
Beatles Antolojısi'nin tıcarı başarısı "Free As a Bird"
parçasına endekslenmış durumda. Parça. gerçek bir Be-
atles parçasından çok Ly nne, George Harrison, Bob D>-
lan'dan oluşan 'Tra\elling Willburys" havasinı ta^ıvor.
'Money, You Really Got A Hold On'.Me, Roll (her Beet-
ho\en" gıbı 1963 yılında Isveç radyosunda canlı kayıt
edilmiş ve hâlâ dınlenen parçalarla birlikte "Beades Ant-
hology volum I', müzık tarihının sıradışı gruplarından
Beatles'ı geçmışten bugüne taşıyan önemlı bir belge.
TAHSIN YUCEL
Cenaze Töreni
Jean Genet, son yapıtı Un Captif amoureux'öe,
François Mitterrand'ın Enver Sedatın cenazesi-
ne katılışını Alman televizyonundan izledığıni soyler.
Demek ki, "Fransızlar'ın cumhurbaşkanı"n\n imge-
sinı çok kısa bir süre gözlemleyebilmiştir; ben diye-
ytm dört saniye, siz deyin üç çarpı iki saniye. Ama
Jean Genet bu, gördügünü öyle bir anlatır ki, ada-
mı (ve adamlarını) renkli camdan değil de gerçek ye-
rinde ve gerçek zamanında. üstelik hemen yanı ba-
şından izlemiş gibi bir duygu uyanır içimızde.
François Mitterrand'ın korumaları arasında ilerle-
yişıni izlerken, önce ünlü bir müzikhol numarası ge-
lir Genet'in gözlerinin önüne: bir dansöz, hiçbır za-
man dizlerine değmeyen kabarık eteğı yeri süpüre
süpüre, yağlı tabanlar üstünde kayar gibi, usul usul,
sahnenin dibinden öne doğru ilerler. sonra. yüzün-
detatlı birgülümseme, kendısini alkışlayan izleyici-
leri selamlarken. eteğini kaldırarak ayaklanndaki te-
keriekh patenleri gösterir. Genet'ye göre, Mıtterrand
da, Enver Sedat'ın cenazesinde. korumaları arasın-
da böyle ilertemektedir işte: adamlar kendisini öyle
yakından, öyle sıkı bir kıtle oluşturarak koruriar ki
kendısi de zırhmın içinde öyle dik, öyle kaskatı du-
rur ki, korunmaktan çok, taşınır gibi görünür; belki
adamları kendisini sımsıkı tuttuğu , belki ayaklarına
birer paten geçırdiğı, belkı de çocuklann çok sev-
dikleri şu altı tekerleklı tahta oyuncaklardan birinin
üstünde gıttıği için, hiç yürümeden ilerler. Ne var ki,
çocuklar ustalıklarını bu oyuncağın üstünde olabil-
diğince hızlı giderek. ikıde bir hızla yön değiştırerek
gösterırler; Fransızlar'ın cumhurbaşkanıysa, bir ba-
kıma daha üstün bir biçimde oynar oyunu: oyunca-
ğı "görkemli ve alaycı bir ağırtıkla" kullanır.
Genet'de imgetükenmez: bu ımgeden Avrupa'nın
kimi "birinci sınıf cenaze törenlennde". yerlere dek
inen kara kumaşlarla "eteklenmış" olarak. kral so-
yundan gelme cesedin bulunduğu arabayı çeken
atların imgesine gelir. Bu kara eteklı "kamaval im-
gesi" de hemen bir başka ımgeye yöneltır onu: kuk-
lalann bir tür süremini oluşturan şu parlak ipekliden
yapılmış "manşon" imgesine. Kuklacının ellerı ve
kolları bu manşonun içine girerek küçüçük varlıkla-
rı küçüçük bir sahne üstünde, gümbür gümbür bir
sesle oynatır. Fransızlar'ın cumhurbaşkanı dayaza-
nmızın gözlenne alt yanı -cinsellikten arınmış olarak-
uçsuz bucaksız bir ipek manşonun içinde gizlenen,
bÖylece, biraz da oyun gereği. korumalarının ya da
polislerin bir baş yukarısında yer alan, kaskatı. dim-
dik bir kukla gıbı görünür.
Sonra sıra sonuca gelir.
Genet görüntülerden derin sonuçlar çıkarmanın da
ustasıdır: polısin ipek manşonunun ucunda beliren
"orunlu kışi", kendisini koskoca bir ülkenın tepesin-
de tutan erki de gene ondan, yanı polisinden almak-
tadır. Öyle ya, minik tekerlekler üstünde polısin yar-
dımıyla devinen bu başkan imgesi, gücün tüzeden
önde geldiğinin kanrtıdır, hem de herhangi bir kuram-
dan çok daha güzel, çok daha iyi kanıtlamaktadır bu
gerçeği. işte her şey gözlerinin önündedir, televiz-
yonda görmektedir, kuşku duyması için hiçbır neden
yoktur. güç tüzeden önde gelmekte ve tiize, ipek
manşonların desteğinde, güçten kaynaklanmakta-
dır.
Jean Genet, Un Captif amoureux'de sıkıntılı bir ya-
zar izlenimi yaratır genelikle, konudan konuya atlar
durur, François Mitterrand'ı da korumacılannın ara-
sında bırakıp bir başka konuya yönelır. Şu var ki, or-
taya attığj çetrefil sorun, son sonuçlanna dek götü-
rülebilir. Örneğin içinde yaşadığımızı söyledikleri şu
örnek "şeffaflık" döneminde. ipek manşonu bir pa-
çavra gibi fırtatıp atarak taşınanla taşıyıcı arasında-
ki bir kafalık boy farkını sıfıra indirdığimizı düşüne-
lim: işte güç ile tüze arasındaki yapay kopukluk ta-
rihin karanlıklarına gömülmüş, işte "görunme"y\e
"olma" arasındaki karşıtlık bir çırpıda son bulmuş,
işte Sezar'ın üstü kapalı biçimde çoktandır kullan-
makta olduğu hakkı Sezar'a bir de herkesin gözü
önünde "sunmak" kaçınılmaz bir demokrasi koşu-
lu olup çıkmıştır. Korumalannın ortasında, koruma-
lanyla aynı düzlemde, korumalarıyla kol kola, omuz
omuza bir Mitterrand görüntüsü de, ne yalan söyle-
meli, korumalarının avcunda ya da omzunda oturan
bir Mitterrand görüntüsünden çok daha çekicidir.
Var mı bunun başka ızah tarzı?
Zümriit Radau'ya Bulgaristan'dan
resim ödülü
Kültür Servisi - Geçen günlerde. UNESCO'ya bağlı
Bulgar Sanatçılar Birliği'nın düzenlediğı
"Autumn'95" başlıklı sergıye katılan Zümriit Y.
Radau resım dalında ödül kazandı. Bulgar Sanatçılar
Derneğf nın davetlısı olarak sergiye katılan 4 Türk
sanatçının: Zümriit Y. Radau. Z. RücharŞahinoğlu.
Hülya Yıldırım ve Su Yücel'ın yapıtları Sofya'da
sergilendi. Bulgaristan. Yunanistan. Romanyave
Türkiye'den 450 sanatçının toplam 600 yapıtının yer
aldığı sergi kapsamında resım. heykel ve baskıresim
dallannda birer ödül verildı. 13 kasım tarihinde açılan
sergıde Radau'nun yapıtı. Bulgar Sanatçılar Derneği
ve Bulgar Sanatını desteklekme Fonu tarafından ödüle
değer bulundu.
Yapı Kredi Salı Toplantıları
Kültür Senisi - Yapı Kredi Salı Toplantıları Sanat ve
Sosyoloji dizisi bugün saat 18.30'da Yapı Kredi Kültür
Merkezi'nde, Toplumsal Gelişimin Eşiğınde Sanat
konulu toplantıyla devam ediyor. Alı Akay'ın
yöneteceğı toplantıya konuşmacı olarak Semra
Germaner ve Orhan Tekelioğlu katılacak.
İstanbul Quarterden konser
Kültür Servisi - İstanbul Dev let Senfoni
Orkestrası'nın dört değerli elemanından oluşan
'Istanbul Quartet" perşembe günu saat 19.30'da Şişli
Etfal Hastanesı Konferans Salonu'nda. J.Haydn. J. S.
Bach ve W. A. Mozart'ın eserlenni seslendirecek. Şişli
Etfal Müzik Akşamlan çerçevesınde ttüm
sanatseverlere açık olarak düzenlenen konserlerın
1 l.'si olan bu konserin sponsorluğunu Sandoz İlaç A.
Ş. üstleniyor.
Abbado'nun eserine Türkiye
prömiyeri
ANKARA (ANKA) - Prömiyeri Rusya'da
gerçekleştirilen ünlü İtalyan bestecisı Abbado'nun
yazdığı eserın ıkınci dünya prömiyen. İtalyan Kültür
Heyeti'nin gırışimlerı sonucu Türkiye'de yapılacak.
Eser, şeflığını Gürer Aykal'ın yaptığı
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası tarafından.
kemancı Alessandro Farro'nun katılımıyla 1-2 aralık
tarihlerinde Ankara'da seslendırılecek.