Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 27 KASIM 1995 PAZARTESİ
12 DKIYAZI
BabaTonguç'unmimsı
O
zaman, her öğretmen adayının atan-
mak üzere üç ili isteme hakkı vardı.
Ancak bakanlık. buna uymak zo-
runda değildi. Ben, üç il yerine.
•Hakkâri, Hakkâri, Hakkâ-
ri "vazdını Hakkâri"yi niçin iste-
niştim°Birkez. Köy Enstitülülükruhu vardı: "Gi-
dilecek köyler kalkındırılacak. en zor koşullar
altında da çalışılacak. Çünkii. biz köyliiyüz.
Oradan çıktık geldik." Ortak tema buydu.
Bir başka neden daha vardı. Oyıllardâ izlediğim
Varlık dergisinde. Hakkâri llköğretim Müfettişi Se-
lıhattin Şimşek. Vayla Notları başlığı ile göz-
Ifmlerini yazıvordu. Bir gün öğretmenimız Hacı
Kiiçükkaracaağlayarak. Selahattin Şimşek'in Zap
Suyu'nadüşereköldüğünü. cesedinin bulunamadı-
ğmı söyledi. Bu olay. beni çok etkiledi. Şimşek'in
yazılan. daha sonra "Hakkâri Dedikleri"adıyla
kıtapiaştınldı. Kitapta. yazann ölümü iizerine do-
kunaklıdüşünceleryazilmıştı. Selahattin Şimşek'in
ö.ümü iizerine çok söylentiler çıktı. Ancak bugüne
değin tam aydınlatılamadı. cesedi bile buiunama-
dı. Kimine göre Şımşek'i. tarlasına okul yaptıran
ağalar öldürtmüştü. Kimine göre. ailevi sorunlar
nedeniyle intiharetmiş ya da ülkeyi terk etmişti. Ki-
mine göre ise. olağan bir kaza sonucu öimüştü.
Hakkâri yollarında
Serde idealistlik vardı. Hakkâri 'yi seçtim. Buna
kimi öğretmenler övgüyle kimi de kaygıyla tepki
gösterdi. Kimbilir. belki maceracı oldugumu düşii-
nenlerde olmuştur. O yıl. Gönen İlköğretmen Oku-
lu'ndan 101 kişi mezunolmuştuk. İstediğiyereata-
nabilen tek kişiydim. Atandığım yeri ögrenenler
genellikle kaygı ifade ederken. babam tek destek-
çimdi. Van'da askerlik yapmıştı ve ona göre.
"Adam olan, her yerde sevilmesini bilirdi."
Ancak. bir soru aklımı fena halde kurcalıyordu.
Hakkâri'ye nasıl gidecektim? Param yoktu. Me-
zunlara. 1926 yılında verilmeye başlanan 80 lira do-
natım bedeli. hiç değişiklige uğramadan 1962 yı-
lında da aynı düzeyde veriliyordu. Hakkâri'ye git-
memi destekleyen babam. öğrenciligimde oldugu
gibi yine yaşlı bir inek satıp bana harçlık verdi. A-
ma bu para beni Hakkâri'ye götüremezdi. Babam-
dan büyük bir halam vardı. Kocası vurulup öldü-
rülmüştü. Çoluğu çocuğu da yoktu. Ara sıra kimi
işlerini görürdüm. O bana harçlık verdi de Hakkâ-
ri'ye gidip göreve başladım.
Hakkâri'ye dört günde ulaşabildim. Okullann
açılışına iki ay vardı. Geri dönüp babamın yanm ka-
lan harman işlerini hallettim. llkaylığım geldi. Yiiz-
de 25'i Emekli Sandıgı'na kesildiği için. kalan pa-
ra beni Hakkâri'ye zor iletecekti. Öyle de oldu.
Neyse ki, yeni aybaşı gelmişti.
Öğrencisiz okul
Atandığım köy. Hakkâri'ye yaya olarak 13 saat-
lik uzaklıktaydı. Eski adı "Kotranis". yeni adı
"Ördekli" olan bu köyde, biröğretimyılı kaldım.
Okul açılalı 15 yıl olmuş. ancak bu sürenin yarısı
kadar bile öğretim yapılmamıştı. Bina y ıpranmış-
tı. hiç sıra. masa yoktu. Köylüler henüz yayladan
inmemişlerdi. Bir ay gecikmeyle okulu açabildim.
Köy muhtannın çadırında konuknım. Muhtarköye
gelince. okula taşındım. Yanıma yatak yorgan al-
mıştım. ama iş bununla bitmiyordu.
Muhtann üvey anası. "Suİtan Ana". her gün
yemek ve çay gönderiyordu. Sultan Ana. çat pat
Türkçe biliyordu. Türkçeyi. zaman zaman gelip gi-
den öğretmenlerin ve karakol komutanının ailesin-
den öğrenmişti. Törelere göre bana bakmak zorun-
daydı. Evde. 29 nüfus vardı. Yeryüzündeki oda ise
misafirodasıydı. Kış yaklaşinca okulda kalamaya-
cağımı anladım. Sultan Ana'nın önerisini kabul et-
miş. ben de aileden biri olmuştum. Muhtann konuk
odası. aynı zamanda cami görevi görüvordu. Her
gün cemaatten az çok Türkçe bilenlerle konuştuk-
tan sonra kitap okuyor. ders planlan yapıyor. bol bol
mektupyazıvordum. Okula çocukgelmiyordu. Hiç
sıra olmayan okula Hakkâri "den 12 tane kullanılmış
sıra saglamıştım. Ara sıra avare kalmış üç beş ço-
cuk geliyor. sonra kayboluyordu. Muhtar, ''Gelir-
ler, gelirler" diyor. ama gelen olmuyordu. Türkçe
bilinmediöi için söylenecek güzel söylerde para et-
miyordu.
Tongtıç'un öğtitleri
Köy Enstitüleri geleneğinden bize az çok bula-
şan yaklaşımlar. çok işime yaradı. Köyde hiç keser.
testere. ege. rende yoktu. Köye. bunları ve birkaç
ilkyardım malzemesini alıp gitmiştim. Köyün ya-
pı ve onanm işlenni, yazın Siirt tarafından gelen
seyyar ustalar yapıyordu. Ben onlara göre daha iyi
araç kullanıyordum. Siirtli usta. sepet ve küfe gibi
gereçler de örüyordu. O günierde büyük eğitimci-
miz İsmail Hakkı Tonguç'un "Köyde Eğitim" ve
"Canlanlandırılacak Köy'"kıtaplannı okuyor-
dum. Tonguç'un ünlü bir sözü aklıma takıldı:
"Köyliiye bir şey öğretebilmek için, ondan bir-
çok şey öğrenmek gerekir.'" Siirtli usta gıttikten
sonra sepet örüp köylülere parasız dağıttım. Ardın-
Isparta Halk Sinemasrnda öğretmen okullarının 114. kuruluş yıldönümü töreni
öncesi arkadaşlarla birlikte (16 Mart 1962).
• Öğretmen olmak için üç ilı isteme
hakkımız vardı. Ben, "Hakkâri,
Hakkâri, Hakkâri" diye yazdım, Gönen
ilköğretmen Okulu'ndan 101 kişi
mezun olmuştuk. Istediği yere
atanabilen tek kişiydim. Atandığım
yeri ögrenenler kaygılarını belirtirken,
babam tek destekçimdi. Van'da
askerlik yapmıştı, ona göre, "Adam
olan, her yerde sevilmesini bilirdi."
Köy Enstitüleri geleneğinden bize az
çok bulaşan yaklaşımlar, çok işime
yaradı.
• Köye keser, testere, eğe, rende ve
birkaç ilkyardım malzemesi alıp
gitmiştim. Köyün yapı ve onanm
işlerini, yazın Siirt tarafından gelen
seyyar ustalar yapıyordu. Siirtli usta,
sepet ve küfe de örüyordu. Büyük
eğitimci İsmail Hakkı Tonguç'un,
"Köylüye bir şey öğretebilmek için,
ondan birçok şey öğrenmek gerekir!"
sözü aklıma geldi. Usta gittikten sonra
sepet örüp köylülere dağıttım, kapı
onardım, duvarördüm. Bu içli dışlı
ilişkilerle 40 kadar öğrenci buldum.
dan kapısı kopanın kapısını onarmaya. duvarı yıkı-
lanın duvannı örrneye başladım. Ara sıra hastala-
nanlara aspirin veriyor. yarası beresi olanlara ten-
türdiyot sürüyordum. Genç köy imamının kışın ço-
cuğu olmuştu. aneak eşinin sütü kesikti. Ona sütto-
zu yardımı yaptım. Bu içli dışlı ilişkilerle 40 kadar
öğrenci buldum. 4-5 tane kız öğrencim bile oldu.
Türkçe bilmemelerine karşın birçoğu okuma yaz-
maöğrendi. Ancak geçgeldikleri için zaman yeter-
li olmadı. Yıl sonu geldi. 23 Nisan Bayramı'nı kut-
layıp. okulu kapattık. Köylüler, bayramı çok sevdi-
ler. Yaklaşık beş aydır kente inmemiştim. Üç saat
yürüdükten sonra Hakkâri yoluna ulaştım. Biryük
kamyonu, içinde yolcular ve hayvanlarla geliyordu.
Sürücü. "Beyim" dedi. "Kamyonun içi berbat,
arkadan karayollarının kamyoneti geliyor. Ona
bin." Acelem olduğunu, kamyona bınecegimi söy-
ledim.
Hakkâri'ye geldikten sonra duyduk ki, arkadan
gelen kamyonet Zap Suyu'na uçmuş. içindekiler
de kaybolmuş. Mayıs ayı. Zap'ın en azgın dönemi-
dir. Kente gelince. ne göreyim? Asker olmuşum.
Yetkililere. "Etmeyin.yapmayın"dedimsedeç.a-
re yoktu.
İ960'tan sonra lise ve densri okul mefunlannın
yedeksubaylık hakkı kaldınlmıştı. 1960'a kadarki
mezunlar. 27 Mayısçılar tarafından formasyonuna
bakılmaksızın "yedek subay öğretmen"yapılmış-
tı. Biz de "*er öğretmen" olduk. 24 aylığına kıta-
ya gönderildik. 21 Mayı.s 1963 olaylarına karışıp.
erken kıtaya gönderilen kafatasçı birteğmen komu-
tasındayız. Bizlere. Köy Enstitüsükalıntısıolduğu-
muz için daha çok eziyet ediyor. Derken. öğretmen
kökenli Tunceli Milletvekili Âlehmet Ali Demir'in
bir önergesi yasalaştı da. dört ay eğitimden sonra
askerliğimizi kıtada ya da köylerde öğretmen ola-
rak yapmamız sağlandı. Kıtada. erlere okuma yaz-
ma öğretmek üzere bırakıldık. Bazılan kövleregön-
derildi. 12 ay köylü gençlere okuma yazma öğret-
tim. 1964 Eylül ayında. kendi ilçemin (Ispartanın
Sütçüler ilçesi) Sağrak köyüne atanıp iki yıl öğret-
menlik yaptım. Okulda hiç işc yarayaıı sıra yoktu.
Köy. ustalar köyüydü. Ancak o mevsimde başka
yerİerde çalışıyorlardı. Çaresiz 20-25 sıra yaptım.
70öörencimiçin.Çocuklannmorali veyazıları dü-
zeldL
Çok uzak köylerden öğrencilerim vardı. Karlı
günlerde, selde. yağmurda gelmemelerini söyler-
dim. dinlenıezlerdi. O günkü öğrencilerimden biri
Hasan Ali Göksov. okudu. öâretmen oldu.
Gazi Eğitim Enstitüsü öğrencileri Niyazi Altunya, Kaya İnan ve Göksel Ersin.
Gazi Eğitim Enstiıüsü Eğitim Bölümü'negirme
koşullannı tamanılamıştım. Sınavlara girdim. an-
cak yedeğe kaldım. O yıl bölüme 40 öğrenci alına-
caktı. Kırkıncı için 9 adayın puanları eşitti. Diplo-
ma derecelerine bakıldı. akrabam olan Ahmet Ali
Kök ile bitırme derecemiz "Pekiyi"ydi. Böylece
öteki arkadaşlar elendi. Ahmet'in babası öldüğü
için yönetmeliğe göre o seçildi. Bizler istersek
"gündüzlü" öğrenci olabilecektik. Ancak benim
hem okuyup hem babama ve kardeşlenme bakmam
gerekiyordu.
Sözlü sınavlar. her zaman öznelliğe ve keyfiliğe
açıktır. Komisyondaki rahmetli hocamız Örhan
Çaplışöyle bir soru sordır "Boş/amanlarında ne
yaparsın?*" Ben. "B05 zamanım yok" dedim.
"Yazın ne yapı>orsun"diye üsteleyiııce. "Baba-
ma ev yaptırdım. orada çalıştım" vanıtını ver-
dim. Orhan Bey'in istediğı yanıt. bu değildi. "Boş
zaman değerlendirme" Âmerikancadan çevril-
mişbirkavramdı
Yanıt. "Spor yaparım, balık tutarım. kitap
okurum" gibi şeylerolmaiıydı. Orhan Bey, "John-
son'u tannor musun?" diye sordu bu kez. "Tür-
kiye'nin işlerine burnunu sokan Amerikan
C umhurbaşkanı" deyinee. Çaplı gerildi. Doğan
Ergun hocamız. bu yanıttan pek hoşlandı. İsmet
Sayın hoca da. "İşlerimize burnunu sokmaması
için ne yapmak gerekir?" diye sordu. Ben de.
ABD Başkanı Johnson'a. ogünîerde Başbakan ts-
ııet Paşa'nın. "Veni bir dünya kurulur. Türkiye
de onun üzerindeki yerini alır" vanıtını aktardım.
Sonuçta. asil yatılı öğrenci olamadım. Köye. göre-
v ime döndüm.
TÖS Başkanı Fakir Baykurt'a durumumu an-
latmıştım. Enstitüniin Türkçe öğretmeni. Emin Öz-
demir. benimle görüşüp nasıl yardım edebileceği-
ni sordu. Okulda yatabilirsem. öteki sorunlan çö-
zebileceğimi söyledim. Bir gün sonra bölüm baş-
kanımız Hazım Ayatar. beni çağınp yatak işinin
tamam olduğunu belirterek. "Sana sosyal yardım
fonundan da yardım edilecek. Liitfen onur me-
selesi yapma"dedi. Çok duvgulanmıştım. "Başka
yardım kabul edemem. \oksul çocukların hak-
kını alamam. ben öğretmenlikten geldinı" de-
dim. Okulda yatmay a başlamıştım. Yemeğegitmi-
yordum. Zil çalınca yatılılar yemekhaneye. biz de
Gazi Mahallesi'nekurufasulyeyemeğegidiyorduk.
Sınıfımızdaki dört kız arkadaştan Göksel Ergin.bi-
zi yemekhaneye sürükledi. Bugün bile unutamadı-
ğımızbirkardeşlikyaptı. Oyıl başanlı olduğumuz
için ertesi yıl yatılıya geçirildik.
Yarın. llköğretim müfettişliği
POLITIKA VE OTESI
MEHV1ED KEVL4L
Paris'i Bilmeden...
Edgar Allen Poe'yu. (1809-1847) Melih Cevdet
Anday'ın çevirdiği 'Anna Bell Lee'öen tanımıştık.
Şiir, Milli Eğitim Bakanlığı'nın Tercume'dergisinde
çıkmıştı.Derginin bir sayısı baştan sona şiire aynl-
mıştı. Şiiri sevince. şairini de merak etmiştik. Edgar
Allen Poe. Amerikalı bir şairdi. Daha çok cinayet ve
polis öyküleri yazmakla ünlüydü.
Şiirlerini de, öykülerini de Fransızcaya Charles
Baudelaire tanıtmıştı. Şiirlerinin ve öykülerinin çe-
virisi yayımlanır yayımlanmaz hemen büyük bir ilgiy-
le karşılanmıştı. Baudelaire (1821-1867) Poe için
şöyle diyordu:
"Çağımızın en güçlü yazarı... Sarhoş, yoksul, ezik,
dışlanmış Edgar Allen Poe. dingin ve erdemli bir
Goethe'den ya da VValter Scott'dan çok daha ho-
şuma gidiyor. O ve onun gibi özel yapıdaki adamlar
için şöyle diyeceğim: Bizler adına acı çektiler."
O dönemin şairlerine bohem, sarhoş ve yoksul di-
yorlardı. Yaşları elliyi aşmıyordu. Edgar Allen Poe,
kırkı aşmamıştı. Baudelaire kırk, Rimbaud otuz ye-
di yaşında ölmüşlerdi. Paul Verlaine de öyle..
Divan şairleri hep içkicidir. Daha sonra gelen şa-
irler hep içkici olmuşlardır. içkicilik şairler için oldu-.
ğu kadar ressamlar için de vardır. Bizim kuşak sa-
nat çevresine girdiği zaman hep sarhoş şair ve res-
samlarlakarşılaştı. Cahit Srtkı bir dizesinde, "Cüm-
le eş, dost, ressam, şair, serseri" der. Bu dizedeki
eş, dost sanatçılar anlamına gelir, içinde yazar, mü-'
zisyen. her türlü sanatçı vardır. :
Modigliani nın yaşamöyküsünü anlatan bir kitap
(Düşün Yayınlan'ndan) okuyorum, içkicilerle dolu.
Edgar Allen Poe'yu anıyor. şöyle:
"Sarhoş olmak için içerim, içkinin hatın için değil.
Öyle mi söylemiş Poe? Çok iyi demiş. O da ıçerdi
değil mi? Bir akşam Montmatre'da birlikteydik.
Amerikalı ozan, yazarın yapıtlannı oldukça biliyordu.
Sarhoş olmasına sarhoştu ama dengeyi sağlıyordu.
Onun duvardaki kara kedi, katil maymun öyküsü,
Paris 'te varolmayan birsokakta, Morgue Sokağı 'nda
geçiyordu. Poe, Paris'i hiç görmemişti. Parisli bir
öykü yazmıştı. Morgue Sokağı.., morg... ölüm...
Önemlibir şey değildi. Dante 'nin dolaştığı lanetlice-
hennem bölgesi..."
Paris'i bilmeden, tanımadan Paris için kısa öykü-
ler yazabilen bir kalem cehennem için neler yazmaz!
Bir de iblisin atlı karıncası var!
Gençliğimizde Edgar Allen Poe'ya hemen hemen
hepimiz hayrandık. Ama biri vardı ki kendini kafayı
her çektikçe Edgar Allen Poe sanırdı.
Bir gece kafayı iyice bulmuş, şair Fethi Giray'ın
kapısına yüklenmiş. Çat çat:
"Ktmo?" ' ':
"Edgar Allen Poe!.."
"Anlamadım."
"Şair Edgar Poe!.."
"Kim dediniz?"
"Şair EdgarAllen Poe..." ;
Bir dakika hemen geliyorum."
Pencereden kaybolmuş. Aşağıda şair bektiyor.
Kapmın ardında bir temizlik kovası var. Temizlikten
artan öteberiyle dolu.
"Duyamadım kimsiniz!.."
Kavramış pislik dolu kovayı. ;
"Buyurun" diye boca etmiş.
Kış günü. kirli sular başından aşağı inmiş. Sahte
Edgar Poe. ne olduğunu anlamadan stvışmış, kaç-
mış..
Seçim geçim kavgası arasında bir Edgar Poe öy-
küsü...
B Ü L M A C 4 SEDİTYİŞAUS
1 2 3 4 5 6 7 8
S< >fDAN SAGA:
V Yurdumuzun
batısında bir kör- 1
fez. 2/ Bir kenara _
atılmış, uzaklaştı- ^
nlmış... Berilyum 3
elementinın sim-
gesi. 3/ Bir nota...
Kiraz rakısı. 4/
Genellikle seve-
cen ve hüzünlü bir
konu işleyen kü-
çük lirik şiir... Is-
kambilde bir kâ-
ğıt. 5/ Karagöz
oyununda kullanı-
lan kamış düdük... Kuzu se-
si. 6/ Marmara Denizi "nde tu-
ristik bir ada. 7/ Nâzım Hik-
met'ın bir tiyatro yapıtı...
Güzel ötüşlü bir kuş. 8/ Bir
sorunun çözümünü bulmaya
yönelik felsefe yöntemi. 9/
Savaş ve taşıma gereçlenyle
donatılmış kıta ya da birlik.
YLKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Iç Anadoiu'da bir dağ ve
akarsu. II Bir pamuk cinsı...
Havadaki su buhan. 3/ Olum-
suzluk belırten bir önek... Argoda yasadışı bir işin yapıldı-
ğı yerde geleni haber v erme işi. 4/ Lstü şekerli. renkli v e par-
lak bırmadde ılekaplanmışhap... Tatlı birçörek. 5/Satranç-
ta birtaş... Yapma. etme... Tantal elementinin sımgesı. 6/ Ar-
nav utluk'un para binmı... Av lanırken avcılann hayvanlardan
gizlendigi yer. 7/ llkel benlik... Haydut. 8/ Denız taşıtlannı
yönetmek. 9/ Uşak'ın bir ilçesi... fanrıtanımaz.
ÇAUŞANLARIN SORULARI / SORUNLARI \TL>I4Z ŞIPAL
1991Me memurlara 1 derece verîldi mi?SORU: Halen bir kamu kurumundan ve Emekli Sandığı'ndan 2) Bu kararname ile 657 sayılı Devlet Memurlan Yasasına Ek Ge- vatuvarveOrkestrasr'sanatçıIannındayararlanmalansağlanmış-
emekli olan bir memurum. 1991 yılında memurlara bir çici Madde eklenerek memurlann "Öğrenim durumlarına bakıl- tır.
derece verildiğini sanıvorum. Bu 1 dereeeden ben yarar- maksızın ve kadro aranmaksızın bir iist derecenin aynı kademe- Kararnamede öngörülen tek koşul. 2182 ve 2260 sayılı yasalarla
lanamadım ve sebebini de öğrenemedim. Yaptığım araş- sine" getirilmelen sağlanmıştır. 1979 yılında verilen~birderece yükseltilmesinden yararlanmamışol-
tırmalarda, memurlara verilen 1 derece yükseltilmesmi- Maddenin birinci fılcrasında şöyle denilmektedir: maktır.
nin hangi tarihte ve hangi yasa ya da kararname ile ve- "Bu kanun ve ek geçici maddelerine göre ayhk almakta olan 3) Kararname emekli dul ve yetimleri de ilgilendirmektedir.
rildiğini de bulamadım. Sormak istediğim: personelden (2802 sayılı Hpkimler ve Savcılar kanunu ile 2914 "Emekli keseneklerine esas aylıkları kazanılmış hak aylıkla-
1) 1991 de memurlara 1 derece verildi mi? \erildiyse. sayılı \ üksek Öğretim Personel Kanunu'na tabi olanlar dahil) rının üzerinde bulunanlar. birinci fıkra esaslarına göre verile-
bir yasa ya da kararname var mı? Varsa hangi tarihli 20.2. 1979 îarihli ve 2182 sayılı. 19.2.1980 tarihli ve 2260 sayılı cek derece ka/anılmıs hak aylıkları ile emekli keseneklerine e-
Resmi Gazete'de yayımlanmıştır? kanunların hiikümlerinden yararlanmamış olanların kazanılmış sas a> lık derece ve kademelerine ayrı ayrı uygulanır."
2) Bu derece yükselmesinden yararlanmanın koşulları hak aylıkları bir defaya mahsus olmak üzere öğrenim durumla- Derece yükseltilmesinden daha önce 2182 ve 2260 sayılı yasalar-
nedir? rına bakılmaksızın ve kadro aranmaksızın bir iist derecenin a>- dan yararlanmamış. emekli. dul ve yetimlerin de yararlanmalan sağ-
3) Emekli olanlara da bu derece yükseltilmesi uygulana- nı kademesine getirilir ve alt derecede bulunulan kademede ge- lanmıştır.
cak mıdır? (S.O.) çirilen siire iist derecedeki kademede geçmiş sayılır." 45S sayılı Yasa Hükmünde Kararname'nin getirdiği haklar. "Ka-
V'AıMT: 11 Sözünü ettiğiniz. memurlara bir derece verilmesine Bu kararname ile sağlanan bir derece yükseltilmesinden. ayrıca rarnamenin yürürlüğe girdiği tarihten önce bağlanmış olan
ilişkin. 22.9.1991 gün ve 458 sayılı Yasa Hükmünde Kararname. 3 "Tiyalro. opera, bale sanatkârları ve orkestra teknik persone- emekli. adi malııllük. vazife malullüğü aylıkları ile dul ve yetim
Ekim 1991 günlü Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. li" ile "Belediye Opera ve Tiyatroları. Şehir ve Belediye Konser- aylıkları alanlar hakkında da uygulanır."
T.C.
19 MAYIS KADASTRO
MAHKEMESİ'NDEN
1995 38 Esas
Davacılar Hav\a Usta. Asiye Erusta. Miyase Erusta ve Ay şe Erusta tarafından davah Necati Usta aleyhine açılan ka-
dastro tespitine itiraz davasının duruşmasında venlen ara kararı gereaince: davacılar dava dilekçelerinde 19 Mayıs ilçesi
Düzköy'de kain 146 ada 17 parsel numaralı taşınmazla ilgılı olarak davah Necati L'sta adına yapılan kadastro tespitinin
iptali için dava açmışlardır Davalı Necati Lsta'nın adresi tespıt edilemedığinden duruşma gününün ve dava dilekçesinin
ilanen tebliğine karar venlmiş bulunmakla adı geçen davalı Necati Usta'nın durusmanın yapılacağı 28.12.1995 günü sa-
at 9.00'da 19 Mayıs Kadastro Mahkemesi'nde bulunması veya kendisini bir vekille lenisıl ettirmesi aksi takdirde duruş-
manın gıyabmda vapılıp karar venlecegi hususu teblig yerine kaim olmak üzere ılan olunur 2.11.1995
Basın: 54366
MALATYA ASLİYE 2. HUKUK MAHKEMESPNDEN
Esas No: 1995 510
Davacı Elıf Dogan tarafından hasımsız olarak mahkememize açılan aaıplık kararı ver-
ılmesi davasında. Malatya ili. Yeşilyurt ilçesi. Atalar Köyü. eılt: 005 01. sayfa: 34. hane:
6da niifusa kayıtlı Bayram ve Haney'den olma 1932 doğumlu Hasan Doğan dan bugüne
kadar haberalınamadığı. ölüm tehlikesi içerisinde kaybolduğundan bahıslegaiplik karan
verilmesı talep edilmiştir.
Mahkememizce MY'nin 32. maddesi gereğince duyuru yapılmasına karar verılmiştir.
Yukarıda açık kimliği yazılı aaip hakkında bilgisi olanların duyuru tarihinden ıtibaren
üç ay içerisinde mahkememizin ) 995 510 esas sayılı dava dosvasına başv urmaları ilanen
dııvurulur.
Basın: 56394
T.C.
MARMARA ÜNİV ERSİTESİ
ATATÜRK EĞİTİM FAKÜLTESİ
DÖNER SERMAYE
MÜD ÜRL ÜĞÜ'NDE.N
OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİ PROGRAMI
Fakültemiz Okuf Öncesi Eğitimı Öğretmenliği Bölü-
mü'nde 2-30 Aralık 1995 tanhleri arasında Okul Önce-
si Eğitimi Programı ile ilgıli "Tanıtım Kursu" düzen-
lenecektir. Programa katılmak ısteyenler aşağıdakı ad-
res ve telefonlardan aynntılı bilgi alabilirler.
ADRES: Marmara Üniv.ersitesi
Atatürk Eğitim Fakültesi
Göztepe Kampusu
Kuvubaşı-İSTANBUL
Tel:0216 345 90 90'dan(3Hat) 161-164
0216 345 47 05"ten(3Hat) 161-164
0216 336 36 88
Basın: 54858
AFŞİN ASLİYE HLKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Davacı Hazıne tarafından davalı Mehmet Gedik aley-
hine açılan tapu iptali ve tescil davasının yapılan açık
yargılaması sırasında venlen ara kararı gereğince:
Davalı Mehmet Gedik. Bursa ili Soğanlı Sağlık Ocağı
adresinde otururken buradan ay niclığını, ancak davalının
tüm aramalara rağmen adresi tespıt edilemediğinden ila-
nen tebligat yapılmasına karar verılmiştir.
Davalı Mehmet Gedik. mahkememizin 1994 642 esas
sayılı dava dosyasının duruşmasının 25.1.1996 tarıh ve
saat 09.00'da mahkememizde hazır bulunması ve delil-
lerini bildirmesi veya kendisini bir vekılle temsıl ettirme-
si. aksi takdirde yargılamanın yokluğunda yüpılacağı ve
karar verileceği. davetiye ve dava dilekçesi yerine kaim
olmak üzere ilanen tebliğolunur. 11.7.1995 B'asın: 34389