23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 27 KASIM 1995 PAZARTESİ 12 DKIYAZI BabaTonguç'unmimsı O zaman, her öğretmen adayının atan- mak üzere üç ili isteme hakkı vardı. Ancak bakanlık. buna uymak zo- runda değildi. Ben, üç il yerine. •Hakkâri, Hakkâri, Hakkâ- ri "vazdını Hakkâri"yi niçin iste- niştim°Birkez. Köy Enstitülülükruhu vardı: "Gi- dilecek köyler kalkındırılacak. en zor koşullar altında da çalışılacak. Çünkii. biz köyliiyüz. Oradan çıktık geldik." Ortak tema buydu. Bir başka neden daha vardı. Oyıllardâ izlediğim Varlık dergisinde. Hakkâri llköğretim Müfettişi Se- lıhattin Şimşek. Vayla Notları başlığı ile göz- Ifmlerini yazıvordu. Bir gün öğretmenimız Hacı Kiiçükkaracaağlayarak. Selahattin Şimşek'in Zap Suyu'nadüşereköldüğünü. cesedinin bulunamadı- ğmı söyledi. Bu olay. beni çok etkiledi. Şimşek'in yazılan. daha sonra "Hakkâri Dedikleri"adıyla kıtapiaştınldı. Kitapta. yazann ölümü iizerine do- kunaklıdüşünceleryazilmıştı. Selahattin Şimşek'in ö.ümü iizerine çok söylentiler çıktı. Ancak bugüne değin tam aydınlatılamadı. cesedi bile buiunama- dı. Kimine göre Şımşek'i. tarlasına okul yaptıran ağalar öldürtmüştü. Kimine göre. ailevi sorunlar nedeniyle intiharetmiş ya da ülkeyi terk etmişti. Ki- mine göre ise. olağan bir kaza sonucu öimüştü. Hakkâri yollarında Serde idealistlik vardı. Hakkâri 'yi seçtim. Buna kimi öğretmenler övgüyle kimi de kaygıyla tepki gösterdi. Kimbilir. belki maceracı oldugumu düşii- nenlerde olmuştur. O yıl. Gönen İlköğretmen Oku- lu'ndan 101 kişi mezunolmuştuk. İstediğiyereata- nabilen tek kişiydim. Atandığım yeri ögrenenler genellikle kaygı ifade ederken. babam tek destek- çimdi. Van'da askerlik yapmıştı ve ona göre. "Adam olan, her yerde sevilmesini bilirdi." Ancak. bir soru aklımı fena halde kurcalıyordu. Hakkâri'ye nasıl gidecektim? Param yoktu. Me- zunlara. 1926 yılında verilmeye başlanan 80 lira do- natım bedeli. hiç değişiklige uğramadan 1962 yı- lında da aynı düzeyde veriliyordu. Hakkâri'ye git- memi destekleyen babam. öğrenciligimde oldugu gibi yine yaşlı bir inek satıp bana harçlık verdi. A- ma bu para beni Hakkâri'ye götüremezdi. Babam- dan büyük bir halam vardı. Kocası vurulup öldü- rülmüştü. Çoluğu çocuğu da yoktu. Ara sıra kimi işlerini görürdüm. O bana harçlık verdi de Hakkâ- ri'ye gidip göreve başladım. Hakkâri'ye dört günde ulaşabildim. Okullann açılışına iki ay vardı. Geri dönüp babamın yanm ka- lan harman işlerini hallettim. llkaylığım geldi. Yiiz- de 25'i Emekli Sandıgı'na kesildiği için. kalan pa- ra beni Hakkâri'ye zor iletecekti. Öyle de oldu. Neyse ki, yeni aybaşı gelmişti. Öğrencisiz okul Atandığım köy. Hakkâri'ye yaya olarak 13 saat- lik uzaklıktaydı. Eski adı "Kotranis". yeni adı "Ördekli" olan bu köyde, biröğretimyılı kaldım. Okul açılalı 15 yıl olmuş. ancak bu sürenin yarısı kadar bile öğretim yapılmamıştı. Bina y ıpranmış- tı. hiç sıra. masa yoktu. Köylüler henüz yayladan inmemişlerdi. Bir ay gecikmeyle okulu açabildim. Köy muhtannın çadırında konuknım. Muhtarköye gelince. okula taşındım. Yanıma yatak yorgan al- mıştım. ama iş bununla bitmiyordu. Muhtann üvey anası. "Suİtan Ana". her gün yemek ve çay gönderiyordu. Sultan Ana. çat pat Türkçe biliyordu. Türkçeyi. zaman zaman gelip gi- den öğretmenlerin ve karakol komutanının ailesin- den öğrenmişti. Törelere göre bana bakmak zorun- daydı. Evde. 29 nüfus vardı. Yeryüzündeki oda ise misafirodasıydı. Kış yaklaşinca okulda kalamaya- cağımı anladım. Sultan Ana'nın önerisini kabul et- miş. ben de aileden biri olmuştum. Muhtann konuk odası. aynı zamanda cami görevi görüvordu. Her gün cemaatten az çok Türkçe bilenlerle konuştuk- tan sonra kitap okuyor. ders planlan yapıyor. bol bol mektupyazıvordum. Okula çocukgelmiyordu. Hiç sıra olmayan okula Hakkâri "den 12 tane kullanılmış sıra saglamıştım. Ara sıra avare kalmış üç beş ço- cuk geliyor. sonra kayboluyordu. Muhtar, ''Gelir- ler, gelirler" diyor. ama gelen olmuyordu. Türkçe bilinmediöi için söylenecek güzel söylerde para et- miyordu. Tongtıç'un öğtitleri Köy Enstitüleri geleneğinden bize az çok bula- şan yaklaşımlar. çok işime yaradı. Köyde hiç keser. testere. ege. rende yoktu. Köye. bunları ve birkaç ilkyardım malzemesini alıp gitmiştim. Köyün ya- pı ve onanm işlenni, yazın Siirt tarafından gelen seyyar ustalar yapıyordu. Ben onlara göre daha iyi araç kullanıyordum. Siirtli usta. sepet ve küfe gibi gereçler de örüyordu. O günierde büyük eğitimci- miz İsmail Hakkı Tonguç'un "Köyde Eğitim" ve "Canlanlandırılacak Köy'"kıtaplannı okuyor- dum. Tonguç'un ünlü bir sözü aklıma takıldı: "Köyliiye bir şey öğretebilmek için, ondan bir- çok şey öğrenmek gerekir.'" Siirtli usta gıttikten sonra sepet örüp köylülere parasız dağıttım. Ardın- Isparta Halk Sinemasrnda öğretmen okullarının 114. kuruluş yıldönümü töreni öncesi arkadaşlarla birlikte (16 Mart 1962). • Öğretmen olmak için üç ilı isteme hakkımız vardı. Ben, "Hakkâri, Hakkâri, Hakkâri" diye yazdım, Gönen ilköğretmen Okulu'ndan 101 kişi mezun olmuştuk. Istediği yere atanabilen tek kişiydim. Atandığım yeri ögrenenler kaygılarını belirtirken, babam tek destekçimdi. Van'da askerlik yapmıştı, ona göre, "Adam olan, her yerde sevilmesini bilirdi." Köy Enstitüleri geleneğinden bize az çok bulaşan yaklaşımlar, çok işime yaradı. • Köye keser, testere, eğe, rende ve birkaç ilkyardım malzemesi alıp gitmiştim. Köyün yapı ve onanm işlerini, yazın Siirt tarafından gelen seyyar ustalar yapıyordu. Siirtli usta, sepet ve küfe de örüyordu. Büyük eğitimci İsmail Hakkı Tonguç'un, "Köylüye bir şey öğretebilmek için, ondan birçok şey öğrenmek gerekir!" sözü aklıma geldi. Usta gittikten sonra sepet örüp köylülere dağıttım, kapı onardım, duvarördüm. Bu içli dışlı ilişkilerle 40 kadar öğrenci buldum. dan kapısı kopanın kapısını onarmaya. duvarı yıkı- lanın duvannı örrneye başladım. Ara sıra hastala- nanlara aspirin veriyor. yarası beresi olanlara ten- türdiyot sürüyordum. Genç köy imamının kışın ço- cuğu olmuştu. aneak eşinin sütü kesikti. Ona sütto- zu yardımı yaptım. Bu içli dışlı ilişkilerle 40 kadar öğrenci buldum. 4-5 tane kız öğrencim bile oldu. Türkçe bilmemelerine karşın birçoğu okuma yaz- maöğrendi. Ancak geçgeldikleri için zaman yeter- li olmadı. Yıl sonu geldi. 23 Nisan Bayramı'nı kut- layıp. okulu kapattık. Köylüler, bayramı çok sevdi- ler. Yaklaşık beş aydır kente inmemiştim. Üç saat yürüdükten sonra Hakkâri yoluna ulaştım. Biryük kamyonu, içinde yolcular ve hayvanlarla geliyordu. Sürücü. "Beyim" dedi. "Kamyonun içi berbat, arkadan karayollarının kamyoneti geliyor. Ona bin." Acelem olduğunu, kamyona bınecegimi söy- ledim. Hakkâri'ye geldikten sonra duyduk ki, arkadan gelen kamyonet Zap Suyu'na uçmuş. içindekiler de kaybolmuş. Mayıs ayı. Zap'ın en azgın dönemi- dir. Kente gelince. ne göreyim? Asker olmuşum. Yetkililere. "Etmeyin.yapmayın"dedimsedeç.a- re yoktu. İ960'tan sonra lise ve densri okul mefunlannın yedeksubaylık hakkı kaldınlmıştı. 1960'a kadarki mezunlar. 27 Mayısçılar tarafından formasyonuna bakılmaksızın "yedek subay öğretmen"yapılmış- tı. Biz de "*er öğretmen" olduk. 24 aylığına kıta- ya gönderildik. 21 Mayı.s 1963 olaylarına karışıp. erken kıtaya gönderilen kafatasçı birteğmen komu- tasındayız. Bizlere. Köy Enstitüsükalıntısıolduğu- muz için daha çok eziyet ediyor. Derken. öğretmen kökenli Tunceli Milletvekili Âlehmet Ali Demir'in bir önergesi yasalaştı da. dört ay eğitimden sonra askerliğimizi kıtada ya da köylerde öğretmen ola- rak yapmamız sağlandı. Kıtada. erlere okuma yaz- ma öğretmek üzere bırakıldık. Bazılan kövleregön- derildi. 12 ay köylü gençlere okuma yazma öğret- tim. 1964 Eylül ayında. kendi ilçemin (Ispartanın Sütçüler ilçesi) Sağrak köyüne atanıp iki yıl öğret- menlik yaptım. Okulda hiç işc yarayaıı sıra yoktu. Köy. ustalar köyüydü. Ancak o mevsimde başka yerİerde çalışıyorlardı. Çaresiz 20-25 sıra yaptım. 70öörencimiçin.Çocuklannmorali veyazıları dü- zeldL Çok uzak köylerden öğrencilerim vardı. Karlı günlerde, selde. yağmurda gelmemelerini söyler- dim. dinlenıezlerdi. O günkü öğrencilerimden biri Hasan Ali Göksov. okudu. öâretmen oldu. Gazi Eğitim Enstitüsü öğrencileri Niyazi Altunya, Kaya İnan ve Göksel Ersin. Gazi Eğitim Enstiıüsü Eğitim Bölümü'negirme koşullannı tamanılamıştım. Sınavlara girdim. an- cak yedeğe kaldım. O yıl bölüme 40 öğrenci alına- caktı. Kırkıncı için 9 adayın puanları eşitti. Diplo- ma derecelerine bakıldı. akrabam olan Ahmet Ali Kök ile bitırme derecemiz "Pekiyi"ydi. Böylece öteki arkadaşlar elendi. Ahmet'in babası öldüğü için yönetmeliğe göre o seçildi. Bizler istersek "gündüzlü" öğrenci olabilecektik. Ancak benim hem okuyup hem babama ve kardeşlenme bakmam gerekiyordu. Sözlü sınavlar. her zaman öznelliğe ve keyfiliğe açıktır. Komisyondaki rahmetli hocamız Örhan Çaplışöyle bir soru sordır "Boş/amanlarında ne yaparsın?*" Ben. "B05 zamanım yok" dedim. "Yazın ne yapı>orsun"diye üsteleyiııce. "Baba- ma ev yaptırdım. orada çalıştım" vanıtını ver- dim. Orhan Bey'in istediğı yanıt. bu değildi. "Boş zaman değerlendirme" Âmerikancadan çevril- mişbirkavramdı Yanıt. "Spor yaparım, balık tutarım. kitap okurum" gibi şeylerolmaiıydı. Orhan Bey, "John- son'u tannor musun?" diye sordu bu kez. "Tür- kiye'nin işlerine burnunu sokan Amerikan C umhurbaşkanı" deyinee. Çaplı gerildi. Doğan Ergun hocamız. bu yanıttan pek hoşlandı. İsmet Sayın hoca da. "İşlerimize burnunu sokmaması için ne yapmak gerekir?" diye sordu. Ben de. ABD Başkanı Johnson'a. ogünîerde Başbakan ts- ııet Paşa'nın. "Veni bir dünya kurulur. Türkiye de onun üzerindeki yerini alır" vanıtını aktardım. Sonuçta. asil yatılı öğrenci olamadım. Köye. göre- v ime döndüm. TÖS Başkanı Fakir Baykurt'a durumumu an- latmıştım. Enstitüniin Türkçe öğretmeni. Emin Öz- demir. benimle görüşüp nasıl yardım edebileceği- ni sordu. Okulda yatabilirsem. öteki sorunlan çö- zebileceğimi söyledim. Bir gün sonra bölüm baş- kanımız Hazım Ayatar. beni çağınp yatak işinin tamam olduğunu belirterek. "Sana sosyal yardım fonundan da yardım edilecek. Liitfen onur me- selesi yapma"dedi. Çok duvgulanmıştım. "Başka yardım kabul edemem. \oksul çocukların hak- kını alamam. ben öğretmenlikten geldinı" de- dim. Okulda yatmay a başlamıştım. Yemeğegitmi- yordum. Zil çalınca yatılılar yemekhaneye. biz de Gazi Mahallesi'nekurufasulyeyemeğegidiyorduk. Sınıfımızdaki dört kız arkadaştan Göksel Ergin.bi- zi yemekhaneye sürükledi. Bugün bile unutamadı- ğımızbirkardeşlikyaptı. Oyıl başanlı olduğumuz için ertesi yıl yatılıya geçirildik. Yarın. llköğretim müfettişliği POLITIKA VE OTESI MEHV1ED KEVL4L Paris'i Bilmeden... Edgar Allen Poe'yu. (1809-1847) Melih Cevdet Anday'ın çevirdiği 'Anna Bell Lee'öen tanımıştık. Şiir, Milli Eğitim Bakanlığı'nın Tercume'dergisinde çıkmıştı.Derginin bir sayısı baştan sona şiire aynl- mıştı. Şiiri sevince. şairini de merak etmiştik. Edgar Allen Poe. Amerikalı bir şairdi. Daha çok cinayet ve polis öyküleri yazmakla ünlüydü. Şiirlerini de, öykülerini de Fransızcaya Charles Baudelaire tanıtmıştı. Şiirlerinin ve öykülerinin çe- virisi yayımlanır yayımlanmaz hemen büyük bir ilgiy- le karşılanmıştı. Baudelaire (1821-1867) Poe için şöyle diyordu: "Çağımızın en güçlü yazarı... Sarhoş, yoksul, ezik, dışlanmış Edgar Allen Poe. dingin ve erdemli bir Goethe'den ya da VValter Scott'dan çok daha ho- şuma gidiyor. O ve onun gibi özel yapıdaki adamlar için şöyle diyeceğim: Bizler adına acı çektiler." O dönemin şairlerine bohem, sarhoş ve yoksul di- yorlardı. Yaşları elliyi aşmıyordu. Edgar Allen Poe, kırkı aşmamıştı. Baudelaire kırk, Rimbaud otuz ye- di yaşında ölmüşlerdi. Paul Verlaine de öyle.. Divan şairleri hep içkicidir. Daha sonra gelen şa- irler hep içkici olmuşlardır. içkicilik şairler için oldu-. ğu kadar ressamlar için de vardır. Bizim kuşak sa- nat çevresine girdiği zaman hep sarhoş şair ve res- samlarlakarşılaştı. Cahit Srtkı bir dizesinde, "Cüm- le eş, dost, ressam, şair, serseri" der. Bu dizedeki eş, dost sanatçılar anlamına gelir, içinde yazar, mü-' zisyen. her türlü sanatçı vardır. : Modigliani nın yaşamöyküsünü anlatan bir kitap (Düşün Yayınlan'ndan) okuyorum, içkicilerle dolu. Edgar Allen Poe'yu anıyor. şöyle: "Sarhoş olmak için içerim, içkinin hatın için değil. Öyle mi söylemiş Poe? Çok iyi demiş. O da ıçerdi değil mi? Bir akşam Montmatre'da birlikteydik. Amerikalı ozan, yazarın yapıtlannı oldukça biliyordu. Sarhoş olmasına sarhoştu ama dengeyi sağlıyordu. Onun duvardaki kara kedi, katil maymun öyküsü, Paris 'te varolmayan birsokakta, Morgue Sokağı 'nda geçiyordu. Poe, Paris'i hiç görmemişti. Parisli bir öykü yazmıştı. Morgue Sokağı.., morg... ölüm... Önemlibir şey değildi. Dante 'nin dolaştığı lanetlice- hennem bölgesi..." Paris'i bilmeden, tanımadan Paris için kısa öykü- ler yazabilen bir kalem cehennem için neler yazmaz! Bir de iblisin atlı karıncası var! Gençliğimizde Edgar Allen Poe'ya hemen hemen hepimiz hayrandık. Ama biri vardı ki kendini kafayı her çektikçe Edgar Allen Poe sanırdı. Bir gece kafayı iyice bulmuş, şair Fethi Giray'ın kapısına yüklenmiş. Çat çat: "Ktmo?" ' ': "Edgar Allen Poe!.." "Anlamadım." "Şair Edgar Poe!.." "Kim dediniz?" "Şair EdgarAllen Poe..." ; Bir dakika hemen geliyorum." Pencereden kaybolmuş. Aşağıda şair bektiyor. Kapmın ardında bir temizlik kovası var. Temizlikten artan öteberiyle dolu. "Duyamadım kimsiniz!.." Kavramış pislik dolu kovayı. ; "Buyurun" diye boca etmiş. Kış günü. kirli sular başından aşağı inmiş. Sahte Edgar Poe. ne olduğunu anlamadan stvışmış, kaç- mış.. Seçim geçim kavgası arasında bir Edgar Poe öy- küsü... B Ü L M A C 4 SEDİTYİŞAUS 1 2 3 4 5 6 7 8 S< >fDAN SAGA: V Yurdumuzun batısında bir kör- 1 fez. 2/ Bir kenara _ atılmış, uzaklaştı- ^ nlmış... Berilyum 3 elementinın sim- gesi. 3/ Bir nota... Kiraz rakısı. 4/ Genellikle seve- cen ve hüzünlü bir konu işleyen kü- çük lirik şiir... Is- kambilde bir kâ- ğıt. 5/ Karagöz oyununda kullanı- lan kamış düdük... Kuzu se- si. 6/ Marmara Denizi "nde tu- ristik bir ada. 7/ Nâzım Hik- met'ın bir tiyatro yapıtı... Güzel ötüşlü bir kuş. 8/ Bir sorunun çözümünü bulmaya yönelik felsefe yöntemi. 9/ Savaş ve taşıma gereçlenyle donatılmış kıta ya da birlik. YLKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Iç Anadoiu'da bir dağ ve akarsu. II Bir pamuk cinsı... Havadaki su buhan. 3/ Olum- suzluk belırten bir önek... Argoda yasadışı bir işin yapıldı- ğı yerde geleni haber v erme işi. 4/ Lstü şekerli. renkli v e par- lak bırmadde ılekaplanmışhap... Tatlı birçörek. 5/Satranç- ta birtaş... Yapma. etme... Tantal elementinin sımgesı. 6/ Ar- nav utluk'un para binmı... Av lanırken avcılann hayvanlardan gizlendigi yer. 7/ llkel benlik... Haydut. 8/ Denız taşıtlannı yönetmek. 9/ Uşak'ın bir ilçesi... fanrıtanımaz. ÇAUŞANLARIN SORULARI / SORUNLARI \TL>I4Z ŞIPAL 1991Me memurlara 1 derece verîldi mi?SORU: Halen bir kamu kurumundan ve Emekli Sandığı'ndan 2) Bu kararname ile 657 sayılı Devlet Memurlan Yasasına Ek Ge- vatuvarveOrkestrasr'sanatçıIannındayararlanmalansağlanmış- emekli olan bir memurum. 1991 yılında memurlara bir çici Madde eklenerek memurlann "Öğrenim durumlarına bakıl- tır. derece verildiğini sanıvorum. Bu 1 dereeeden ben yarar- maksızın ve kadro aranmaksızın bir iist derecenin aynı kademe- Kararnamede öngörülen tek koşul. 2182 ve 2260 sayılı yasalarla lanamadım ve sebebini de öğrenemedim. Yaptığım araş- sine" getirilmelen sağlanmıştır. 1979 yılında verilen~birderece yükseltilmesinden yararlanmamışol- tırmalarda, memurlara verilen 1 derece yükseltilmesmi- Maddenin birinci fılcrasında şöyle denilmektedir: maktır. nin hangi tarihte ve hangi yasa ya da kararname ile ve- "Bu kanun ve ek geçici maddelerine göre ayhk almakta olan 3) Kararname emekli dul ve yetimleri de ilgilendirmektedir. rildiğini de bulamadım. Sormak istediğim: personelden (2802 sayılı Hpkimler ve Savcılar kanunu ile 2914 "Emekli keseneklerine esas aylıkları kazanılmış hak aylıkla- 1) 1991 de memurlara 1 derece verildi mi? \erildiyse. sayılı \ üksek Öğretim Personel Kanunu'na tabi olanlar dahil) rının üzerinde bulunanlar. birinci fıkra esaslarına göre verile- bir yasa ya da kararname var mı? Varsa hangi tarihli 20.2. 1979 îarihli ve 2182 sayılı. 19.2.1980 tarihli ve 2260 sayılı cek derece ka/anılmıs hak aylıkları ile emekli keseneklerine e- Resmi Gazete'de yayımlanmıştır? kanunların hiikümlerinden yararlanmamış olanların kazanılmış sas a> lık derece ve kademelerine ayrı ayrı uygulanır." 2) Bu derece yükselmesinden yararlanmanın koşulları hak aylıkları bir defaya mahsus olmak üzere öğrenim durumla- Derece yükseltilmesinden daha önce 2182 ve 2260 sayılı yasalar- nedir? rına bakılmaksızın ve kadro aranmaksızın bir iist derecenin a>- dan yararlanmamış. emekli. dul ve yetimlerin de yararlanmalan sağ- 3) Emekli olanlara da bu derece yükseltilmesi uygulana- nı kademesine getirilir ve alt derecede bulunulan kademede ge- lanmıştır. cak mıdır? (S.O.) çirilen siire iist derecedeki kademede geçmiş sayılır." 45S sayılı Yasa Hükmünde Kararname'nin getirdiği haklar. "Ka- V'AıMT: 11 Sözünü ettiğiniz. memurlara bir derece verilmesine Bu kararname ile sağlanan bir derece yükseltilmesinden. ayrıca rarnamenin yürürlüğe girdiği tarihten önce bağlanmış olan ilişkin. 22.9.1991 gün ve 458 sayılı Yasa Hükmünde Kararname. 3 "Tiyalro. opera, bale sanatkârları ve orkestra teknik persone- emekli. adi malııllük. vazife malullüğü aylıkları ile dul ve yetim Ekim 1991 günlü Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. li" ile "Belediye Opera ve Tiyatroları. Şehir ve Belediye Konser- aylıkları alanlar hakkında da uygulanır." T.C. 19 MAYIS KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN 1995 38 Esas Davacılar Hav\a Usta. Asiye Erusta. Miyase Erusta ve Ay şe Erusta tarafından davah Necati Usta aleyhine açılan ka- dastro tespitine itiraz davasının duruşmasında venlen ara kararı gereaince: davacılar dava dilekçelerinde 19 Mayıs ilçesi Düzköy'de kain 146 ada 17 parsel numaralı taşınmazla ilgılı olarak davah Necati L'sta adına yapılan kadastro tespitinin iptali için dava açmışlardır Davalı Necati Lsta'nın adresi tespıt edilemedığinden duruşma gününün ve dava dilekçesinin ilanen tebliğine karar venlmiş bulunmakla adı geçen davalı Necati Usta'nın durusmanın yapılacağı 28.12.1995 günü sa- at 9.00'da 19 Mayıs Kadastro Mahkemesi'nde bulunması veya kendisini bir vekille lenisıl ettirmesi aksi takdirde duruş- manın gıyabmda vapılıp karar venlecegi hususu teblig yerine kaim olmak üzere ılan olunur 2.11.1995 Basın: 54366 MALATYA ASLİYE 2. HUKUK MAHKEMESPNDEN Esas No: 1995 510 Davacı Elıf Dogan tarafından hasımsız olarak mahkememize açılan aaıplık kararı ver- ılmesi davasında. Malatya ili. Yeşilyurt ilçesi. Atalar Köyü. eılt: 005 01. sayfa: 34. hane: 6da niifusa kayıtlı Bayram ve Haney'den olma 1932 doğumlu Hasan Doğan dan bugüne kadar haberalınamadığı. ölüm tehlikesi içerisinde kaybolduğundan bahıslegaiplik karan verilmesı talep edilmiştir. Mahkememizce MY'nin 32. maddesi gereğince duyuru yapılmasına karar verılmiştir. Yukarıda açık kimliği yazılı aaip hakkında bilgisi olanların duyuru tarihinden ıtibaren üç ay içerisinde mahkememizin ) 995 510 esas sayılı dava dosvasına başv urmaları ilanen dııvurulur. Basın: 56394 T.C. MARMARA ÜNİV ERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM FAKÜLTESİ DÖNER SERMAYE MÜD ÜRL ÜĞÜ'NDE.N OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİ PROGRAMI Fakültemiz Okuf Öncesi Eğitimı Öğretmenliği Bölü- mü'nde 2-30 Aralık 1995 tanhleri arasında Okul Önce- si Eğitimi Programı ile ilgıli "Tanıtım Kursu" düzen- lenecektir. Programa katılmak ısteyenler aşağıdakı ad- res ve telefonlardan aynntılı bilgi alabilirler. ADRES: Marmara Üniv.ersitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Göztepe Kampusu Kuvubaşı-İSTANBUL Tel:0216 345 90 90'dan(3Hat) 161-164 0216 345 47 05"ten(3Hat) 161-164 0216 336 36 88 Basın: 54858 AFŞİN ASLİYE HLKUK MAHKEMESİ'NDEN Davacı Hazıne tarafından davalı Mehmet Gedik aley- hine açılan tapu iptali ve tescil davasının yapılan açık yargılaması sırasında venlen ara kararı gereğince: Davalı Mehmet Gedik. Bursa ili Soğanlı Sağlık Ocağı adresinde otururken buradan ay niclığını, ancak davalının tüm aramalara rağmen adresi tespıt edilemediğinden ila- nen tebligat yapılmasına karar verılmiştir. Davalı Mehmet Gedik. mahkememizin 1994 642 esas sayılı dava dosyasının duruşmasının 25.1.1996 tarıh ve saat 09.00'da mahkememizde hazır bulunması ve delil- lerini bildirmesi veya kendisini bir vekılle temsıl ettirme- si. aksi takdirde yargılamanın yokluğunda yüpılacağı ve karar verileceği. davetiye ve dava dilekçesi yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğolunur. 11.7.1995 B'asın: 34389
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear