Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
IVYFA CUMHURİYET 14KASIM1995SALI
OIAYLAR VE GORUŞLER
DünyaDiyabet Günü'nde Sorunlann Boyutları
Prof. Dr. M. TEMEL Y1LMAZ lstanbul Tıp Faküttesi lç
Hastahkları Anabilim Dalı Diyabet Bilim Dalı Başkanı
B
ugün. 132 ülkede yüz
milyondan fazla seker
hastasımn sağlık. sosyal
\e ekonomık sorunları
konusunda halkı bilgi-
lendırmek. toplumsal
platformda çözümler aramak \e merke-
zi yönetımkrin dikkatkrıni bu konuya
çekmek amacıyla çeşıtlı etkinlikkr dü-
zenlenıyor.
Diyabet ya da halk arasmdaki deyi-
mtyle s,eker hastalığı. vücuua insülin
hormonunun olmaması ya da kullanıla-
mamasına bağlı olarak. kan şekerinde
yükselme. ağız kurulugu. çok :>u içme.
çok idrara çıkma. halsizlik, bitkinhkle
karaktenze bir hastalıkur. lyı tedavi
edılmeyen ha*talarda damar sbtemınde
bozukluk yapar. arteroskkrozu htzlan-
dınr.
Bu nedenle hemen her organda bo-
zukluk oluşturabılır. Özelhkle erken
ya^ta göz bozukluğu. böbrek ve simr
sistemkrinde bozukluk. hipertansiyon.
enfarktüs gelt^mesine neden olabılir. tyı
tedavi ık bu organ bozuklukları önkne-
bihr olmasına kars,ın. sadece yeterli te-
da%ı olanağı bulunamadığı için gözünü
kaybetmıs, ya da böbrekkri bozulmuş vu
da ayaklan kangren nedenıyk kesilmiş
bınkrce insan toplunı açısından çok
önemli sosyal yaralar oluşturur. Diya-
bet. toplumda en sık görükn ve sıkîığı
gıderek artan bir hastalıktır. Yeryüzünde
110 milyondan fazla s.ekerli yas,amakta-
dır. 1988 yıhndan bu yana hastalık 3
kat artmıştır. 2010 yılmda 240 milyon-
dan fazla kişinın şeker hastası olaeağı
tahmtn edilmektedir. Bu nedenle Düny a
Sağlık Örgütü (WH0). bu hastalığı \a-
yılma özellikli (epidemık) hastahk'lar
grubuna almıştır. Diyabet Amerika'da
ölüm nedenleri arasmda 3. sırada yer al-
makta. halen akciğer kansen. meme
kan>.eri \ e AlDS'ten daha fazla ölümk-
re yol açmaktadır.
Yapılan çalışmalar. ülkemizde diyabet
sıklığmın yüzde ikı cıvannda olduğunu
göstermektedır. Bu hesaba göre. Türki-
ye'de 1.4 milyon kadar s,eker hastası ve
4.5-5 milyon kadar da gızh s,eker has-
tası olduğu tahmin edilmektedir. Seker
hastahğının kalıtsal bir ha>tahk olması
nedeniyle ülkemizde en az 10 milyon
insan doğrudan ya da dolaylı olarak bu
hastahkla tlıs.kiîidır. Böylesıne büyük
bir kitleyt ılgıkndiren diyabet. yas,am
boyu süren dikkatli bir takip \e tedaviyı
gerektiren bir hastalıktır.
Bu nedenle diyabet pahalı bır hasta-
hktır. Amenka'd'a diyabet içın yapılan
harcama total sağhk bütçesinin yüzde
15'ıni kapsamaktadır. 1988 yılında 24
mılyar dolar harcanırken. 1992 yıhnda
bu miktar 91.8 milyar dolara çikmtştır.
Amenkah bır hastanın yıllık harcaması
3.600 dolar eıvarındadır. tngiltere'de ıse
diyabet içın yapılan harcama total sağ-
lık bütçcsinın yüzde 5'ıdır.
Yaptığımız çahs,mada. ülkemizde bir
hastanın aylık tedavı \e itjlem gıderkri 5
milyon lirayı atjtığı »>aptanmı$tır. Türkı-
ye'de diyabet için yılda "700 - 800 mil-
yon dolarltk doğrudan ya da dolaylı har-
cama yapıldığı tahmin edıliyor. Bu ne-
denle tüm ülkekr son y ıllarda diyabctk
ıHşkıh sağlık harcamalannı azaltmak
için yoğun araştırmalar yapmaktadır.
Diyabet harcamalannı azaltmak ıçin tek
yöntem, hastayı iyı tedavı etmektır.çün-
kü s^eker hastalığı içın yapılan harcama-
ların çok büyük kısmı komphkasyonla-
nn tedavisi için yapılmakıadır. Avru-
pa'da diyabet. körlüğe neden olan hasta-
lıklar ıçinde birınci sıradadır. Yine ba-
cak amputasyonlannın yüzde 5U'sinden
fazlası diyabete bağlıdır. Böbrek bozuk-
luğuna neden olan en önemli etken di-
yabete bağlıdır. Bir dıyabetlıde böbrek
bozukluğunu bir yıl geeiktirmekle diya-
lız masraftnın engelknmesi. ülke açısın-
dan 500 milyon liralık bir kazanç sağla-
maktadır. Bu para bır ^eker hastasınm
15-20 yıl iıisülin giderıdir. Diyabetın iyi
tedavisi ile komplikasyonlan yüzde 80
oranmda azaltmak. msanlara nıtelikli ve
normal sürekre yakın bir yaşam >un-
mak mümkündür. Bu nedenle dıyabetk
mücadekde hastaya iyi tedavı hizmeti-
nin sunulması. temel hedef olarak alm-
maktadır. Seker hastalıamda basanlı te-
dav i için 3 önemli koşul vardır.
Binncibi. diyabet konusunda uzman-
las.mı> ünitekrin \e merkezlerin olu^tu-
rulması. İkincisi. hastanm ekonomık du-
rumuna baglı olmaksızın gereksmim
duyduğu ilaçlara kolayhkla ula^abılme-
si. sonuncusu ise hastanın diyabet konu-
sunda eğitımı ve kendı kendıne ev takip-
lerıni yapabilecek konuma getirilmesi.
Clkemizde diyabet konusunda uzman-
la^mış merkezler çok azdır. Hastalık bır-
den fazla organ ve sıstemi ılgılendirdiğı
için diyabet uzmanının yanı>tra. diyet
uzmanı. göz uzmanı. nörolog. pedıatnst
gıbı uzmanların bulunacağı merkezler
olu^turulmah \e bunlann sayısı arttınl-
malıdır. Sağlık Bakanlığı, özelhkle Dev-
kt Ha^taneleri bazında son y ıllarda bu
konuda çalı^malar yapmaktadır.
Clkemızde. dıyabetli hastanın gerek-
sinım duyduğu ılaca ulas.ma>ı. ekono-
mık durumuna bağlıdır. 1988 yılında
Dünya Sağlık Örgütü (\VHO) \e Ulusla-
rarası Diyabet Federasyonu (IDF)'nun
öncülüğünde toplanan St. Vıncent top-
lantısinda. AET ülkeleri ık birlikte ülke-
miz gereksinımi olan her hastaya ücret-
sız takip \e tedavi hızmetinin saölanaca-
ğı yönünde ımza atmı^tır.
Sağlık Bakanlığı ve Malıye Bakanlığı
bu konuda en kisa zamanda çahs.malan-
nı tamamlamah.gereksinımı olan her
hastaya parasız ılaç ve teda\i olanaklan
sağlamalıdır. Diyabet tedavisinde ba^an-
nın anahtan. hastanın eğıtimı ile müm-
kün olur. Yapılan çalışmalar hastalığı
hakkmda bthnçlendiriîen dıyabetlinin
yüzde 15 oranmda daha az ilaç kullandı-
ğı. ha^taneye yatma süresinın 3 kat.
komphkasyonlann 4-5 kat azaldığını
göstermektedır. Amerika'da dıyabetli
hastanın eğıtimi ile yıllık 3 milyar dolar
kazanç sağlanmaktadır. Llkemizde has-
ta eğitimi ık beklenen harcama kumtısı-
nın 300 milyon dolar civannda olacağı
tahmin edilmektedir. Bu nedenle Sağhk
Bakanlığı \e 10 üniversitenın ışbirlığı ile
bas.latılan L'lusal Diyabet Programı'nı
devlet. sadece proıe düzeyinde ve moral
de^teâi seklinde değil. bütçe ayırarak.
kurumlarını seferber ederek destekleme-
lıdır.
Sonuç oîarak diyabet her yav her
meskk grubundan vaklaşık 1 5 milyon
ki^inın hastahğ.ıdır. iyi tedavi ıle yüzbın-
krce insanı diyabetın korkutueu etkık-
rinden koruma. topluma kazandırma
olanağı vardır. Bu hastahkla savaşım
(mücadele) içın de\let. L'ınıversueler.
sağlık kurulusları. dıyabethler. bu hasta-
lığm sorunlannı yakından tanıyan \e üst
basamaklardakı ülke yönetıcıleri. en bü-
yük ^anayıciler. sanatçılar ve sivil top-
İum örgütkri el ele vernıelıdir. Lnutul-
mamalıdır kı. diyabette ihmalin bedeli.
tedav inin maliyetmden çok daha ağırdır.
PENCERE
ARADABIR
EROL BİLBİLİK
Banş ve Savaşçıları
Geçen hafta ıçınde lzak Rabin'e haince kurşun sıkıl-
dı. Sıkılan kurşun. bir banş savaşçısınaydı. Savaşlardan
geçerek gelen bu banş savaşçısı. dünyanın en duyarlı
(hassas) bölgesınde savaşımını sürdürüyor. bu neden-
le de dünya banşına önemli katkıda bulunuyordu.
Dünyada banşa her zamankinden daha fazla gerek-
sinım duyulduğu bu tarihsel donüm noktasında. savaş-
çılıktan gelen bır barışçının yitirilmış otmasj, banş içın dı-
rençle savaşanların yollanndaki engelleri daha büyük
bir kararlılıkla aşmalanna enget olmayacaktır.
Biliyoruz kı. dunya var olduğundan bu yana insanlık,
sürekh olarak banşı aramıştır. Ama tarihin hiçbır done-
minde banş, savaşsız elde edtlememiştir. İnsanlık tari-
hi, bir anlamda savaş ve banş dönemleri tarihıdir. Ge-
lışmışlık ve kültür düzeyteri hızla yükselen sosyal kate-
gonlerden önde olanlan, bu konumlarını koruyamaya-
caklarına ya da kaybedeceklerine karar verdiklennde
savaş çığlıklan atmaya başlamışlar ve banş yanlılannı ez-
mek için olagandışı çaba harcamışlardır.
Buna karşın, halklan yönlendırenlerin banşa yönelik
düşünce ve eylemleri, halklann gerçek banş özlemleriy-
le her zaman aynı doğrultuda olmamıştır. Banşın gerçek
yüz ve yönü; yer, zaman ve banşçıl görunümlü savaşçıl
olgular ıle her zaman aynı boyut ve özgünlükte olma-
mıştır. Halklar. bu boyut ve özgünluk farklıtıklannı her za-
man sorgulama olanagına sahip olamamışlardır. Sorgu-
layabilme olanaklanna sahip olduklan durumlarda ban-
şa sımsıkı sanlamamışlar ve savaşçıların karşısında di-
rençle yer alamamışlardır. Çogu kez kuşku, korku, ka-
rarsızlık ve ümitsızlige kapılıp tepkisizliği seçmişlerdir.
Duşünselye ıçgüdüsel ters tepkıleriebanş karşısında bi-
le olabılmişlerdir. A.ncak her şeye karşın, banş öncü ba-
nş savaşçılannca karmaşık boyutlanndan gerçek boyut-
lanna ındirgenmekte ve ana ekserune oturtulmaktadır.
Bu nedenlerle Izak Rabin'in yitirilmesi, bizlere banşın
öneminin bir kez daha yeniden vurgulanmastna neden
olmalıdır. Anlaşılan odur kı, insanlık 21. yüzyıla girerken
kendi gelecegi ile bir kez daha yeniden hesaplaşmalt-
dır. Bu hesapSaşma, bugünekadarkı hesaplaşmalardan
çok daha farklı ve genış boyutlarda olmalıdır.
Sahte ve örtülü banşlaria yüzyıllarını yıtiren insanlık;
gerçek barışı 21. yüzyılda yaşama geçırebilmek için da-
ha özgün ve yoğun çabalar gerektiğini bılmelidir.
Savaşlardayıtirilen milyonlann mezarları başındatop-
lananlar. buradan somut gerçeğı görmeye çalışmaltdır.
Banş içın tapınak ve sunaklar inşa etme yerine, tapı-
naksız ve sunaksız banş inşa etmenin çarelerini kesın-
kes bulmalıdır.
Demokratik SolParti 10 yaşmda
DSP'mn kuruluşu ılgıyle karşılandı. Uğur Mumcu, 17 kasım günlii yazısına.
"DSP'nin çoğunluğu emekçi olan yurttaşlanmızla kurulması başlıbaşına
sevindirici bir olaydır" tümcesiyle başhyordu da arkadan kımi kaygılarvnı
dile getirmeden edemiyordu.
RAHMİKUMAŞ
H
ep ivedı davranmakla ek^tirilen
Bülent Ecevh,bu kez ısj ağtrdan
alıyordu. Yangından mal kaçvnr-
casınapartı kurmak istemiyordu.
Ne 6 Kasım 1983 milktvekılı ne
de 25 Mart 19R4 yerel genel se-
çımkrine yetı^tirmek üzere partı kuruyordu
Açıkçası "seçimve partamentot;e%residtşındado-
ğan" bir partı doğuyordu. >akla>ık 2 yıllık bır ça-
lışmanın ardından DSP'yı kurduklarında Bülent
Ecev it cuntayasası gereğı. Rahşan Ere>it ıse ken-
di isteği sonucu kurucu olmuyordu
612 kis.inin 14 Kasım 1985 günü kurduğu
DSP'de. kurucuların u
o42'sı işçi ve köylü.
O
'o28.7si esnaf.u
«18.2-
sı de CHP üyesıydi. 28 y ıl-
dan bu yana kesintısiz olarak miUetvekilliğini.
bakanlığını başbakanlığını. genel sekreterliğıni
\e geneî başkanltgmı yaptığı partınin bir aymaz-
lık ve sapkınlık sonucu kapatılması karşısında.
karşı koyan Büknt Ecevit yeni bir parti olu^turu-
yordu.
Amabu parti CHP'nin uzantısı gösterilmiyor-
du. Belki de Bülent Ecev ıt 22 Mart 1%1 gİinü
flus gazetesinde yazdığı "'Veni PartUer"bas.hklı
yazısıyla çelişmek istemiyordu. Çünkü burada
" ...Gönülisterki bütünpariik-r yurtta^tan ölü
partilerin degil; kendi değerlerinin kar^ılığı olan
oylan istesinler" dıye yazarak Demokrat Parti'nin
devamı olma haykınşlannı eleştıriyordu.
DSP'nin kurulugu ilgiyk karşılandı. Iğur
Mumcu. 17 kasım günlü yazısına. "DSP'nin co-
ğunluğu emekçi olan yurttaşlarımızla kurulması
başlıbaşına se%indiriei bir olaydır" tümcesiyle
ba^lıyordu da arkadan kımi kaygılannı dık getir-
meden edemiyordu.
Nitekim DSP'nınkurucuları açıklanıraçıklan-
maz özellikk ekonomık güçkrinın çok sınırlı ol-
ma duyarhğından yola çıkan kimi çevrekr bun-
tan partiden koparmaya başladılar. Partınin ku-
rulus.unun üzerinden iki hafta geçmedı ki ikı ku-
rucu üye partiden ayrıldı. Kurucular üzennde oy-
nanan oyunların bir romanı ilerde yazilır >anıyo-
rum. Daha geçen yıl partinin kuruculanndan ve
Ecevitkr'ın yakınlarından Murteza Çelikel. "Bu
partininfı/ibilitesi iki ki^iyegöre \apılmı^tır. Için-
deörgüt yoktur" (Nokta 6-12 Mart 1994. s. 45)
dıye ağırbıreleştinde bulunarak DSPde eski söz-
cükkrk "kaht-ı rkal" olduğunu anlatıyordu.
\ma partı bugünlerde yapılan kamuoy u yoklama-
larında bır ya da ıkınci parti görünerek yapılan
eles.tırıkrı büyük oranda bos.a çıkarıyordu.
Eks,tırikrin en yoğun olarak yöneltildiği kişi-
lerden bıri olan Rahşan Ecev ıt ıse kararlı tutumuy-
la siyasette bir örnek olmaktadır. O partınin ku-
rulus,unda kurucu bık olmadı. kentlı bir kışı ol-
duğu halde Türk halkına başta köylüsü olmak
üzere ters düşmedi.
28 Eylül 1986 ara seçiminde lzmir"den aday o\-
du. Zonguldak'tan aday olsa kesinlikle kazanır-
dı. 1987 ve 1991 seçimkrinde milktvekili adayı
olmadığına göre amacı siyasal çıkar elde etmek
degildir. Gerçek amacı DSP'ye ve eşine katkısı-
nı sürdürmektir.
PKK o güne kadarkı en büyük saldırısını Mar-
din ili Ömerli ilçesi Pmarcık köyüne düzenkye-
rek 16'sı çocuk 30 kis.iyi alçakça öldürdüğünde.
Pınarcık"a ilk giden Rahşan Ecev if ti (20 Haziran
19871.0sırada ba$,bakan olanTurgutÖzal ise da-
ha önce 15 Ağustos 19X4 günü PK.K.'nin o za-
mana kadar en büyük saldınstnı \aptığı Semdın-
li ve Eruhbaskınına aldırmayarak Bodrum'a din-
knceye gitmi^ti. Halkınaböyksine ilgilı Rahşan
Ecevit"\n en önemli eksiğı halkınt v e paıtisini çok
sevmesidır herhalde.
Türk sıyasetinesoyluluk getiren Bülent Ecevit
ıse gerçek önderlerin acımasizca ekştirisi gerçe-
ğınden hıç kurtulmu^ değiîdır. Bir ara Ecev ıt'e da-
m^manhk yapan Prof. A.N.Yücekök'ün Yeni
Y'üzyıl gazetesındeki yazıdızisınde. Ecevit'ı Bay-
kal'ı petrol bunalımının ortasına atmakla eleştir-
mcsı (14 Eylül 1985. s.&l.buhakMZ ekştirikrin
en sonuncusudur ne yazık ki dıyemiyoruz.
Ecevit'i Türkes,kşmış dıye eles,tirenlere nıçin
Türkes Ecevıt'lesjnis, olamadı demek gerekmez
mi?
Sıyasette ve özellikk CHP'de kendilerini çok
önemli görenkre göre Büknt Ecevit bütün ünü-
nü CHP'li olmasına borçludur. Bu. belkı de bü-
yük oranda doğrudur.
Ama bana göre Ecevit. Atınalı devlet adamı
Themistokles gibisidır. Hani Themıstokles'e Se-
rıphoslu bırı. "Sen ka/andıgın ünükendinedegil.
Atinalıolmanaborçlusun" demi^tı < Eflatun. Dev -
let. 198S-ktanbul. s.19) O zaman Seriphoslu.
"*Doğrudur. Ama sen Atinah da olsan bir şe> ola-
ma2dın" yanıtını a!mı>tı Themistokles'ten. Ece-
vit CHP'yı kendıni Atınalı gören Serıphoslulara
bıraktı: ama. yıne ünü ve inandıncılığı arttı.
Ute DSP'nin ve önderi Büknt Ecevıt'in yalin
halk kestmlennde ilgi görmesinin nedenkrini
yansızlıkla saptamak gerekiyor. Elbette bunda ka-
n-koca Ecevitkr'in y a^am biçımlennin halka ters
gelmeyıs.len yanında DSP'nin de gerek genel
merkeziyle gerekse taşra yerkrivle bir Anadolu
kahvesi yalınlığmda olmasının etkileri vardır.
Çünkü öbür partikr bir saray ya\rusu genel
merkez göstermektcdir halka. 19. yü/yılda 64 yıl
kral«;eUkyapan Mctoria, İngiliz halkından özve-
ri isterken kendisi pamuklu giyiyordu. Şimdiki
partilerin çoğu halktan özveri isterken kendikri
aşin bir lüksün ıçindeler. Halk bu getçeği gördü-
ğünü seçim sandığında anlatacaktır sanınm.
Acımasız eleştirilerden sonra. *Ecevithalkıal-
datmadı. Ece\it hakh çıktı" dıyenkrin çoğalma-
sı. DSP'nin bir bas,kael\eris,liliğidir. Amabu par-
ti önümüzdeki seçımden en büyük çıkmak için
yalnız sağda sıkı\,mi!; sol özlemîi seçmenkn de-
ğih Mustafa Kemal Atatürk. Mustafa İsmet İno-
nü ıle Mustafa Bülent Ece\it"in gene! bas.kanl ığı-
ru yaptığı CHP'likri de kucaklayan bır yaklaşı-
mı en ıleri boyuta vardımıalıdır. Çünkü Büknt
Ecevit, hem kendisi için hem de kendisi gibı
inançlapohttkayapanlarmözendırılmesıiçinba-
şanyı elde etmek zorundadır. DSP'ye daha nice
lOvıllar!
Kadîr Çelîk'ten
iki şok dosyal
akşam
21:50
YIF
olsuzluk: Binlerce dolarlık
komisyonlar, gasp edı(«ıS R B S m P ^ duzmece sınavktr ve tezler!...
Dünya Eşcinseller Derneğl Başkanı Selman Artkboğa
kimierin marka|ında? Eşcinsel milletvekillerinin
isimterinin açıklanması ve a^ıklanmaması
karşıiığı itgtnç
teklifter!
ılın eğlenceye..*
nt Erim,
yine gecenize renk katocok! flcr3n88fflPfi»ri oimayan
canlı yayın "Kel Katkryıf'ta program boyunca bir untu
konuk ediliyor... Espriter, hoş sohbetter, dış çekîmtede
D I I |}f^oç|raffiı ıcooGvyiı
kadar taHı! I
. Y
Sağa Doğru
Seçim Yarışı•••
İş dünyası, 12 Eylül döneminde büyük bir fırsat ka-
çırdı. Generaller cuntası. iç ve dış sermaye hesabı-
na yönetime el koymuş, ortalığı dümdüz etmiş, di-
kensız gül bahçesine çevırmiş, 'vahşi kapitalizm'
yarı resmi devlet düzenine dönüşmüştü; 'ekonomi-
de militanzasyon' uygulanıyordu.
Sermaye birikimınin, sanayi atılımının, ekonomi-
de istikran saglayacak altyapıyı oluşturmanın tam
zamanıydı. Ne sendıkal eylem vardı, ne sol muha-
lefet!..
'Dört eğilimi birleştiren' bır •merkez partisi 'yle, si-
yasal ıktıdar. 2000 yılına kadar belirlenmişti. Bu prog-
ram, 12 Eylül asken hükümetinin 'ekonomideki ça-
ri Turgut Özal'ın düşlemıydi.
Düşlem gerçekteşemedı.
Portekız, ispanya, Güney Kore, vb. gizli ya da açık
faşizmle özel sektörün yatınmiarına süreklilik kazan-
dırmışlardı: ama, Türkiye'de iş dünyası fırsatı yitirdi;
hızlanan sermaye birikımi dışarıya kaçtı, dış borçlan-
ma bize daha tatlı geldi.
'Merkez partisi' tasarımı tutmadı.
Dağıldı..
Ülkenin sermaye gücü, bir merkez partisini topar-
layıp yaşatabılecek. ülkede 'istikran' saglayacak
çaptadeğildi.
•
1990'1I yıllara ulaştığımız zaman, sağdaki partile-
rin bölük pörçüklüğü bir gerçeğı vurgutar: Türki-
ye'nin büyük sermayesi ülkenin siyasal coğrafyası-
nı belirieyecek güçte değil. DYP ile ANAP ikilemi, iş
dünyasmın iki cami arasında kalması anlamını taşı-
yor. Büyük sermaye seçim sandığında sonucun ne
olacağını bılernediği için ikirciktidir; 'her iki tarafı ida-
re ediyor', Odalar ve Borsalar Bırliği ıse, ağırlığını
açıkça ÇiHer'den yana koyuyor, Çiller, MHP'ye ve
Türkeş'e bel bağlıyor; DYP aşırı sağa savruluyor.
ANAP bu durumda ne yapabilır"?..
Sayın Yılmaz da MHP dışında kalan aşın ya da
marjinal sağda ıttıfaklar arıyor.
Tehlikeli bır yarış başladı.
Dünya görüşlerı bakımından zaten demokrat ol-
mayan ikı merkez sağ parti, aşırı sağ kanatlann çe-
kım gücüne kapılmışlardır.
Peki, DYP ile ANAP arasındaki fark ne?..
DYP Genel Başkanı Çiller'in sıcili, yolsuzluklarla
şişkin; Başbakan. malvarlığının hesabını veremiyor.
Buna karşın ANAP Genel Başkanı içın kimse bir şey
söyleyemıyor; önümüzdeki seçimde bu olgu, bir
ağırlıkyaratacak!..
Çiller'in sırtındakı yük kirii...
•
Türkiye'nin iş dünyası, ülke ekonomisinin loko-
motifı olamadı: 12 Eylü! fırsatı kaçtı...
Ancak iş dünyasmın tutukluğuna karşın, gemi azı-
ya alan kimı genci kurumlar, beş generalın yönetı-
minde güçlenni pekiştırdiler, ağıriıklarını arttırdılar,
örgütlerini geliştirdiler; Evren lidertiğindeki cunta,
solculara, aydmlara, sendikacılara savaş açarlarken
neoldu?..
Tarikatlara yol açıldı.
Nitekim 1995'te yürütülen seçim hazırlıklannda
tarikatlarla ve cemaatlerle pazaıiıklar açık yapılıyor;
Türkiye'de çok partili rejim, Avrupa'daki gibi sağ ile
solun hesaplaşmasında belirlenmıyor, emekçi kitle-
leri yerlerinı mezheplere ve tarikatlara bırakmış du-
rumdalar. Ortaçağ kurumlan hortlamış, çağdaş de-
mokrasıde değil, çağdışı çok partili rejimde söz sa-
hibi olmuşlar.
Bızim sözde demokrasi; sendika, dernek, partiden
çok tarikat ve cemaat üzerine...
•
iki merkez sağ parti, kendileftnden daha sağdaki
aşın sağın çekimine, ıkiyanlı kapılarak birbirlerınden
bıraz daha uzaklaşıyorlar. Bunun bir anlamı var: Re-
fah' ı da sayarsak, ülkemizde siyasal ıktıdar yanşı, sa-
ğa doğru yanşa dönüştü.
KIRM1Z1BALIK
ÇOCLKEVİ N'E KULÜBÜ
AıleToplantılan (111)
-TOPIAMDAKİ CİNSELLİKTEN
ÇOCIKLARIM1ZA \E Y\NS1N'OR?"
Konu Nunu^u Dr. Erdal Atabek
Kırmızı Bahk Ailoı vljvctUdir.
Duandan Watılacaklann tdcfon ctmelen nca olunur
Tarih: 19 Ka«ım 1WS Pa/ar gûnü.saat: 12.00
» r : Fenerbahçe. Aırnııa Balık Çocukeri ve Kulübii
t\'urettİH Teknun tlkiiğretiın Okutu kurşı\ı)
Halamii Fener Cad. Ouzi Mehmetçik Sok. Vo: "
Telefoııiar: 0216-414 t>2 92-414 62 61 </«fo/, Fenerbahçe
0216-41' 16 36-366 14 31 (Jak>), Bmtana
t)212-2~5 55 94-2~2 96 0". Meciıliyekiiy
Odamız üyelerinden
Maden Yüksek Miihendbi
ÇELtK TEKİN'İ
10.11.1995 günü kaybettık. Acımız sonsuzdur.
Kederlı aiksine. dostlanna. arkadaşlarına % e maden
mühendıskri toplubğuna bas,sağlığı dikriz.
TMMOB >L\DE> MlHENDİ^LERt ODVSL
TMMOB MADEN MÜHENDtSLERt ODASI
ZONGl LDAK şi'BESt.
TMMOB MADEN Mİ HENDİSLERİ ODASI
ÎSTANBl L şlBESt.
TMMOB MADEN Mİ HENDtSLERt ODASI
İZMİR SIBESİ
VEFAT
Baromuzun 2102 MCII sayısında kayıtlı
Av ukat
MÜKRİMİN SERDARvefatetmıs,tır.
Azız meslekta^ımızın cenazesı 14.11.1995 Sah günü
(bugün» Bebek Camn'nde kılınacak öğle namazını
müteakıp ebedı ıstırahatgâhına defnedılecektir.
Merhuma Tann'dan rahmet. kederlı ailesine ve
meslekta^larımıza ba^sağhfiı diknz.
İSTANBUL BAROSU
BAŞKANLIĞI
"a
Kanal 'ürkiye Ekranı"
Sürekli san basın kartımi kaybettim. Geçersizd
FİKRET DAĞÜOĞLL