25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
27 EKİM 1995 CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI ÇukobiPlik'e grev kararı asıldı • ADANA (Cumhuriyet Günev İlleri Bürosu) - Çukobirlik Yağ Fabrikası'nda çalışan 250 işçı adına yürütülen toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine, Türk-tş'e bağlı Tekgıda-lş Sendikası tarafından. işyeri girişine grev kararı asıldı. Çukobirlik Merkez Entegre Tesisleri'ndeki fabrika girişinde işçılere açıklama yapan Tekgıda-lş Güne> Anadolu Bölge Şube Başkanı Hüseyin Işık. l ağustostan geçerli olacak sözleşme içın 20 temmuzdan bu yana yürütülen görüşmelerin. arabulucu aşamasının ardından da anlaşmayla sonuçlandınlamadıgını, yenı biryaklaşım gelmediği takdirde 15 kasımda greve çıkacaklannı bildirdi. Işık. işyerinde ortalama ücretin 18.5 mılyon Iira olduğunu, seyyanen 20 milyon ücet artışı istediklerini. işverenin ise yüzde 15 artış önerdiğini belirtti. Ekim enflasyonu yüzde 5.1 • ANKARA (ANKA) - Türk-lş. ekim ayının gıda artışıru yüzde 5.1 olarak belirledi. Türk-lş'e göre özellikle meyve ve sebzeden kaynaklanan artışınayhk gıda harcamasına getirdiği yük, 577 bin Iira olarak hesaplandı. Böylece4 kişili bır aılenin a> lık gıda harcaması 11 milyon 984 bin liraya yükseldi. Türk- lş. gıda harcamalannda yılın ılk 10 ayındaki artışı yüzde 64.6. ekim itibanyla son 1 yıldaki artışı da yüzde 87.8 olarak hesapladı. Yapı tasarruf sistemi 1996da • ANKARA (AA) -Toplu Konut ldaresi (TOKİ). dar ve düşük gelirlileri kira öder gibi konut sahibi yapmak amacıyla hazırlanan ve uygulama yönetmeliği bu yıl 11 temmuzda yayımlanan yapı tasarruf sistemini 1996 başından beri uygulamayı planlıyor. TOKİ Başkanı Yiğit Gülöksüz. sistemin tıkanmadan işleyebilmesi. para darlığı çekilmemesi. hak sahiplerinin beklemeden kredilerini kullanabilmesi için sistem hakkında TÜBİTAK ile uygulama modeli üzerinde matematıksel bir çalışma başlattıklannı açıkladı. DYP azınlık hükümeti, seçim yatırımlan için kesenin ağzını açtı... Stokçuya da seçim rüşvetiANKARA (CumhuriyetBürosu) - DYP azınlık hükümeti. geçici sü- reyle görevli olmasına karşın. 5 Nisan Kararlan'nın ardından. kay- nak aktarmamaya özen gösterdiğı memur. esnaf ve çiftçiler için erken genel seçim öncesinde kesenin ağ- zını açtı. Tekel ürünlerinin fiyatla- nndakideğişmelerekarşılık. bayi- lerdeki stok mallar için fiyat farkı alınmasına ilişkin kararnameyi ip- tal eden hükümet, tekel ürünleri- nin stoklanmasını çekici hale getir- di. Memur maaşlannda. 15 kasım- dan geçerli olmak üzere yüzde 53 e varan oranda artış yapan hükümet. tohum üreticilerine verdiği deste- gin ardından. gübrede uyguladığı sübvansıyon oranını da yüzde 30'dan yüzde 50'ye yükseltti. Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) karşı çıkması nedeniyle 3 aydır bekJetilen fındıkta destekle- me alımı yapılmasına ilişkin karar- DYP azınlık hükümeti, geçici süreyle görevli olmasına karşın. 5 Nisan Kararlan'nın ardından. hiçbir kaynak aktarmadığı, memur, esnaf ve çiftçiler için erken genel seçim öncesinde kesenin ağzını açtı. Bayilerdeki stok mallar için fiyat farkı alınmasına ilişkin kararnameyi iptal eden hükümet. tekel ürünlerinin stoklanmasını çekici hale getirdi. name de dün yayımlandı. 1 katrilyon 194 trilyon lira iç borç yükümlülüğü olan Hazine'nin seçim yatınmian için kaynağa ge- reksinim duyması, bankal'ara da fır- sat yarartı. Bankalar. iç borç ihale- lerinde borç vermek için istedikle- ri faizoranlannı 10 ile 15puanar- tınrken, Hazine önceki gün açtığı ihalede kabul ettiği faiz düzeyini 10.48 puan arttırmasına karşın. yı I- lık ortalama 99.47 faizle 2 tnlyon 57 milyar Iira borçlanabildi. Seçim kararları peş peşe Yenı hükümet kurulana kadar. sadece Tutin devlet işlerini" yürüt- mek için geçici bir süre görev de tu- tulan DYP azınlık hükümeti. erken seçim sürecine girilmesi nedeniy- le. uzun süredir ihmal edilen top- lumsal kesımlere. Resmi Gaze- te'de peş peşe yayımlanan kararna- melerle kaynak aktarmayı sürdü- rüyor. Tohum alımlan için verilen desteğın yüzde 100 oranında arttı- nldığına ilişkin önceki gün yayım- lanan tebliğin ardından Resmi Ga- zete'nin dünkü sayısında da. fın- dık ve gübre için desrekleme ka- rarlan yayımlandı. Bakanlar Kurulu Karan'yla gübrede uygulanan destekleme oranı yiizde 30'dan yüzde 50'ye yükseltildi. Çiftçi aldığı gübrenin parasının yarısını •'destekleme" kapsamında devletten alacak. Yine dün yayımlanan diğer bir Bakanlar Kurulu Karan'yla da. Başbakan Tansu Çüler'in ağustos ayı başında açıkladığı. ancak IMF'nin tepki göstermesi üzerine iptal edilen fındığın destekleme kapsamına alınmasına ilişkin dü- zenleme uygulamaya sokuldu. Karara göre. Destekleme ve Fi- yat Istikrar Fonu'ndan Ziraat Ban- kası'na fındık ihracatının destek- lenmesi için 2 5 trilyon liralık öde- nekaktanlacak. Aktanlan kaynak. Ziraat Bankası'nca. 3 ay içinde ih- raç kaydıyla. 1995 y ılı ürününden alım yapılacak fındık bedellerinın ödenmesinde kulljnılmak üzere Fiskobirlik'e yıllık yüzde 50 faiz- le kredi olarak kullandırılacak. Bir- liâe teslim edilecek fındısın bede- li Fiskobırlik tarafından peşin ola- rak ödenecek. Hükümet ayrıca. geçen hafta, Doğu \e Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ne hayvancılık kredisi ola- rak aktanlan 2 trilyon lıralık öde- negi 18 trilyon liraya yükseltti. Içişleri Bakanlığı da muhtarların maaşlannın yüzde 200 oranında arttırılması içın Bakanlar Kuru- lu'na bir teklif sundu. Resmi Gazetede yayımlanan di- ğer bir Bakanlar Kurulu Karan'yla da esnafın Tekel ürünlerini stokla- ması çekici hale getirildi. Kararla. 27 mart genel yerel seçimlerinden hemen sonra 1 nısanda yürürlüğe giren. Tekel Genel Müdürlüğü'nce pazarlanan ürünlerin bayilerde bu- lunan stoklanna karşılık. fiyatlara gelen zamlar doğrultusunda. fiyat farkı tahsil edilmesine ilişkin ka- rar da erken genel seçim öncesin- de iptal edildi.me alımı yapılmasına ilişkin karar- tulan DYP azınlık hükümeti. erken Yine dün yayımlanan diğer bir liğe teslim edilecek fındığın bede- de iptal edıldı. Yazeks'e, özelleştirme taksitlerini ödememek için gerekçe sonradan yaratıldı THY'den Havaş'a taksit kolayhğı YORUM OZTKN AKGUÇ BÜLENTKIZANLIK Türkiye'deki kötü özelleştirme tecrübele- rine, öncekileri de aratacak yeni bir halka daha eklendi. Özelleştirme ldaresi. Havaş'ı satın alıp taksidini ödemeyen Yazeks'le mah- kemelik olurken Türk Hava Yollan'nın da (THY) başrolde olduğu gelişmeler, "danışık- u dövüş'" kuşkusunu gündeme getirdi. Havaş'ın yeni sahibi Yazeks. Özelleştirme ldaresi ileyaptıgı sözleşmedeyeralan. ''Her- hangi bir kamu kunıluşunun (THY kastedi- üyor) 2 yıl boyunca yer hizmeti vermeyeceği'" taahhüdünün yerine getirilmemesini. taksi- dini ödememeye gerekçe gösteriyor. THY'nin. sözleşmeye uyarak yer hizmetle- ri ile ilgili lisansını kullanmadığım açıkladı- ğı halde. lisansın iptaline yanaşmaması. bü- yük bir çelişki olarak gözüküyor. Özelleştir- me Idaresi Başkanı Ifuk Söylemez ise Cum- huriyet'e yaptığı açıklamada. taksidini öde- meyen Yazeks'in temınat mektubunu tahsil edebilmek için mahkemeye başy urduklannı açıkladı. Yazeks. daha önce Özelleştirme Idaresinin Havaş'ın satış sözleşmesine ay- kın davrandığını ileri sürerek teminat mek- tubunun tahsilini engellemek üzere mahke- meden tedbir karan aldırmıştı. Türk Hava Yollan'na ait yer hizmetleri li- sansının veriliş zamanlaması da ilginç bır tablo ortaya koyuyor. Özelleştirme Idare- si'nden verilen bılgiye göre Türk Hava Yol- lan. yer hizmetieri geçici ruhsatını Ulaştır- ma Bakanlıği'ndan 16 Mart 1995 tarihinde aldı. Havaş'ın vüzde 60 hissesinin satışı için Özelleştirme ldaresi ile Yazeks arasındaki satış sözleşmesi ise 17 Nisan 1995 tarihinde imzalandı. Bu sözleşmenin 15'ınci madde- si, imza tarihinden itibaren 2 yıl boyunca ka- mu kuruluşlannın, yabancı havayolu şirket- lerine yer hizmetleri veremeyeceğı taahhü- dü içerdıği halde. Ulaştırma Bakanlığı 25 Mayıs 1995 tarihinde THY'nin geçici ruh- satını lisansa dönüşrürüp süreklilik kazandır- dı. Yani, bile bile Özelleştirme Idaresı'nin Havaş'ın satış sözleşmesiy le verdiği taahhü- dün dışına çıkılarak Yazeks'e gerekçe yara- tıldı. 800 üt nnn ~i 3D.D D[ DDÖ 00000. • Özelleştirme Idaresi'nin Havaş'ın satış sözleşmesiyle verdiği "Hiçbir kamu kuruluşu 2 yıl yer hizmeti vermeyecek" taahhüdünden 1 ay sonra THY'nin yer hizmeti geçici ruhsatının lisansa dönüştürülmesi, Yazeks'in yaklaşık 6 milyon dolarhk ilk taksidi ödemeyip 36 milyon dolarlık satış tutannda üçte birlik indirim talebine gerekçe yarattı. THY, 2 yıl kullanmamayı taahhüt ettiği lisansın iptaline yanaşmıyor. Yazeks de 14 milyon dolan peşın. kalanı 4 taksirte toplam 36 milyon dolara satın al- dığı Havaş'ın. 5 milyon dolan ana para, 880 bin dolan da vade farkı olmak üzere 5 mil- yon 880 bin dolarlık ilk taksidini, 17 Ekim 1995'teki vade tarihinde ödemedi. Ostelik Havaş. 19 Haziran 1995 tarihinde 1011 sa- yılı yazı ile Özelleştirme idaresi'nı sözleş- meye aykın durumun giderilmesi konusun- da da uyardı. Yazeks. borç taksitleri için ver- diği banka teminatlan üzerine ihtıyadi ted- bir karan aldınrken. lisansın ıptali \e Ha- vaş'ın satış bedelinin üçte bır oranında dü- şürülmesi için de iki ayn dava açtı. Ha\aş'ta örgütlü Hava-lş Senditfası'nın Genei Başkanvekili Mustafa Yağcı, Havaş Havaş gre\ini zavıflatmak için THV'ye yer hizmederini yerine getirmesi konusunda geçici ruhsat verilmişti. ile özelleştirmeden önce bu kuruluşun yüz- de 49 hissesine sahıp olan THY'nin başın- dan beri birlikte hareket ettiklerini savundu. THY'ye ait yer hizmetleri ruhsatının da bu işbırliginin bir ürünü olduğunu kaydeden Mustafa Yağcı. bu lisansın özelleştirmeden önce Hava> grevini kırmak için \erildiğinı belirtti. Hava-iş Genel Başkan\ekılı. "Ha- vaş'ın özelleştinne kapsamına alınması da Tezcan ^'aramancı. ÖzeUeştirme İdaresi Baş- kanlığına «etirildikten sonra oldu. Havaş'ı özelleştirdikten sonra THY'nin özelleştiril- raesi de daha kolay gündeme gelecekti. Zaten bu da oldu" cJcdı Ha\a-iş Sendikası Başkanı. Havaş"ın 1994 gelirinden THY'ye düşen 3 milyon dolarlık payın da satıştan sonra Yazeks'e bırakıldığı- nı hatırlattı. Özelleştirme ldaresi de ilk geçici ruhsatın, 24 $ubat 1995 tarihinde Havaş"ta başlayan gre\ nedeniyle hizmetlerin aksamaması amacıyla THY'ye \erildiğini doğruladı. Y- er hizmetlen ile ilgili lisans verilmesi i^le- minın kendilerinin dışında Ulaştırma Bakan- lığı ile THY arasında gerçekleştiğini. ancak THY'nin Ha\aş'ın satış sözleşmesine uya- rak bu lısansı 2 yıl kullanmayacagını açıkla- dığını vurgulayan Özelleştinne idaresi Baş- kanı Ufuk Söy lemez. Yazeks'in mazeretinın seçerli olmayacağını savundu. Ufuk Söyle- mez. 12 Ekim 1995'te6695 sayılı yazı ile Ya- zeks'i uyardıklannı ve ödeme yapılmaması halinde sözleşme gereği borcun tamamının tahsil edileceği uyansında bulunduklannı söyledi. Söylemez. vade tarihinde taksidin ödenmemeşi üzerine, teminat mektubunun tahsili için rîukuki işlemlere başlandığını bil- dirdi. THY YazeksM suçluyor THY'den yapılan açıklamada ise Özelleş- tirme ldaresi ile Yazeks arasındaki Havaş'ın satış sözleşmesine uyularak bu lisansın 2 yıl kullanılmayacağı. bunun da yazılı olarak ta- raflara bildırildıği tekrarlandı. THY yöneti- mi. lisansın iptaline yanaşmazken Yazeks'i şöyle suçladı: •'Hal böyle iken, Havaş şirketi. bunun- la yetinmeyerek ortaklığımızın alnıış ol- duğu lisansın da iptali gerektiği tarzında haksız. mesnetsiz ve hatta mantıksız bir talebi ısrarla ileri sürmekte ve kamuoyun- da da bu yolda > anlış bir oluşum yaratma- ya çalışmaktadır. Diğer taraftan yukanda arzolunan olaylann gelişiminde ortaklığımız ile Havaş arasında herhangi bir sözleşme iliş- kisJ bahis konusu olmadığı gibi, bu konuda herhangi birihtilaf\edavada kesinlikle mev- cut değüdir. Ülay sadece Havaş'ın 2 yıl son- raki faaliyederine de bir nevi ipotek küydur- mak suretivle satış sözleşmesi hükümlerini aşarak. haksız rekabate day ah haksız kazanç ve usulsüz bir tekelleşme özleminden kay- naklanmaktadır." Vergi Gelirlerinin Yapısı Açıklanan 1996 yılı bütçe gelirleri tarıminıne göre, gelecek yıl bütçe gelirleri 1.800 trilyon TL'lik bir boyu- ta ulaşacaktır. Vergi sistemimizde vergıler, (i) gelirden alınan vergi- ler, (ii) servetten alınan vergiler, (iii) mal ve hizmetler- den alınan vergiler (ıv) dış ticaretten alınan vergiler ola- rak dört ana grupta toplanmaktadır. 1996 yılı tahmin- lerine göre, vergi gelirlerinin dağılımı, yüzde 41.05 ge- lirden alınan vergiler. yakiaşık yüzde 1.0 servetten alı- nan vergiler. yüzde 42.0 mal ve hizmetlerden alınan vergiler ve yüzde 16.0 da dış ticaretten alınan vergiler şeklindedir. Gelirden alınan vergiler, gerçek kişi ve şahıs şirket- lerinden alınan gelir vergisı ile KİT'ler ve yerli-yabancı sermaye şirketlerinden alınan kurumlar vergisinden oluşmaktadır. 1996 tahmınlerine göre, gelir vergisınin toplam vergi gelirleri ıçindekı payının yüzde 31.5 ol- masına karşılık kurumlar vergisinin payı yüzde 9.5 do- layındadır. Servetten alınan vergiler, vergi sisteminde önemli bir yer tutmamaktadır.' Emlak vergisi. yerel yönetimlere devredildikten sonra, söz konusu vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payı yüzde 1.0'ın da altına düş- müştür. Bu grupta yer alan başlıca vergi motorlu ta- şıtlar vergisidir. Veraset ve intikal vergisi. sembolik ol- ma niteliğini dahi yıtirmiştir: vergi gelirleri içindeki pa- yı binde bir gibi bir düzeye inmiştir. Mal ve hizmetlerden alınan vergiler, dahilde alınan KDV ve ek vergi, taşıt alım vergisi, akaryakıt tüketim vergisi, banka ve sıgorta muameleieri vergisi. damga vergisi ve harçlardan oluşur. Bu grup vergiler içinde dahilde alınan KDV ek vergi ile birlikte ve akaryakıt tü- ketim vergisi onemli yertutar. 1996 gelir tahminine gö- re, dahilde alınan KDV ek vergi ile birlikte tolam vergi gelirlerinin yaklaşık 23.0'ını sağlarken akaryakıt tüke- tim vergisinin payı yüzde 10.3 olacaktır. Dış ticaretten alınan vergiler, temelde iki vergiye da- yanmaktadır. Gümrük vergisi ve ithaide alınan KDV gümrük vergisinin, vergi gelirleri içindeki payı giderek gerilemektedir. 1996 gelir tahminine göre, gümrük ver- gisinin toplam vergi gelirleri içindeki payı yüzde 3.0'a degin gerilemıştir. Kaldı ki gümrük vergisinin büyük bö- lümünü akaryakıttan alınan vergi oluşturmaktadır. Akaryakıt dışı maddelerden alınan gümrük vergisinin toplam vergi gelirleri içindeki payının 1996 yılında yüz- de 1.4'e değin gerileyeceği öngörülmektedır. Dış tica- retten alınan vergiler, esas itibanyla ithaide alınan KDV'den kaynaklanmaktadır. Vergi sisteminin yapısı yıllardır eleştirilmekle bera- ber, önlemler alınmadığından, vergi yasalarında yapı- lan değışiklikler yüzeysel kaldığından ve/veya varsıl- lar kollanarak değişiklik yapıldığından, yapı giderek bozulmaktadır. Nitekim bu yapı 1996 gelir tahminleri- ne göre önceki yıllardan daha çarpık, daha bozuktur. Vergi gelirleri başlıca iki kaynağa oturmuş durumun- dadır. Bunlar KDV ve ücretlerden alınan gelir vergisi- dir. Dahilde ve ithaide alınan KDV, ek vergi ile birlikte yüzde 35.0'a yaklaşmaktadır. Beklentiye göre gelir vergisinin toplam vergi gelirleri içindeki payı yüzde 31.5 düzeyindedir. Ancak gelir vergisinin çok önemli bir bölümünü ücret ödemelerinden kesilen gelir ver- gisi oluşturmaktadır. Yıllık beyannameli vergi yüküm- lülerinin (tacirler, serbest meslek sahiplerı, rantiye vb.) ödedikleri vergiler, artık sembolik, göstermelik olma ni- teliğini dahi yıtirmiştir. Bazı işadamları, vergi beyanlan açıklandığında ken- dılerini şöyle savunurlar: "Biz vergi ödemiyoruz, ama şirketlerimiz ödüyor." Türkiye'de yerli-yabancı tüm sermaye şirketlerinin, kârlı KİT'ler dahil. ödedikleri tüm kurumlar vergisi, vergi gelirlerinin yüzde 9.0'ı düzeyin- dedir. Rakamlar, ''Biz gelir vergisi ödemiyoruz, ama şir- ketlerimiz ödüyor" savının geçerli crfmadığını ortaya koymaktadır. Son yıllarda. akaryakıta yapılan sürekli zamlar ne- deniyle akaryakıt tüketim vergisinin, toplam vergi ge- lirleri içindeki payı yüzde 10'u. açıkçası Türkiye'nin özel ve kamu büyük kuruluşlannın ödediği tutan aş- mıştır. Türkiye, bu vergi sistemi ile bu vergi yapısı ile baş- ka bir yazımızda irdelemeye çalışacağımız kamu har- camaları yapısı ile ne fiyat istikrarı sağlayabilir ne dü- zenli bir büyümeye ulaşabilir ne de coğrafi bölgeler da- hil gelir dağılımını düzeltebilir. ÇİFTÇİ DOSTU /SADULLAH USLTMJ Tüccar kazanırken, kaybeden sadece üretici değil... B atılı ülkelerde tarım büyük bir gelişme içinde... Tarlalarda adeta mucizeleryara- tılıyor... Sıkıntılaraşılmış.. Ünün- lerde verim ve kalite yüksel- rniş... Maliyetler düşürülmüş... Ürünler gerçek değerinin üze- rinden satılabilir hale gelmiş... Geçimini topraktan ve hayvan- cılıktan sağlayan insanların hepsi mutlu vezengin... Tam bir cennet!... Tarımda gelişen bütün ülke- lerde, üreticiler kooperatif ve bırliklerin koruyucu şemsiyesi altındadır. Üreticilerin tarladan pazarlamaya kadar gerekli olan tüm ıhtiyaçları kooperatifler ta- rafından karşılanır. Özel banka- lan vardır. Kooperatifleri çok dü- şük faizleıie kredi verir. Piyasa- daki ürün fiyatlarını devlet veya özel sektör değil, kooperatifler oluşturur... Özel sektör de piyasada et- kilidir. istediği kadar mal alabi- lir. Hatta, alımlara ne kadar hız- lı girerse o kadar sevinç yaratır. Ancak fiyatları kırmaya gücü yetmez. Mal alabilmesi için, ko- operatiflerin ilan ettiği fiyatların üstüne çıkması gerekir. Bu alış- verişten de gene üretici kârlı çı- kar!.. Bu sistem o ülkelerde kendi- liğinden oluşmamıştır. Siyasal iktidarlar, zamanla tarım kesi- minin devlet desteği olmadan ve ekonomik örgütlenmesi ta- mamlanmadan gelişemeyece- ğini anlamış ve sistem arayışla- rına girişmiştir. Sonuçta, üreti- ciye hem devlet desteği, hem de ekonomik örgütlenme sağ- lanmış ve böylece ozel şektö- rün tarım kesimini sömürmesi önlenmiştir... Tanm kesiminin kendi hakia- rını koruyacak güce ulaşması hem üreticilere, hem de ülke ekonomisine zenginlik getir- miştir!... Türkiye'de ise tam tersi bir uygulama vardır. Tıpkı gelişme- miş Afrika ve Asya ülkelerinde olduğu gibi... Her şeyden qn- ce, devletimizin bir tarım politi- kası yoktur. Oturmuş bir sistem olmadığı için uygulamalar her yıl, hatta her ay değişir. En önemlisi ise devlet yetkililerı üreticiden yana görünüp tücca- n desteklemeyi alışkanlık haline getirmişlerdir... Başbakanlar, ilgili bakanlar, devletin çeşitli kademelerinde- ki yetkililer her yıl parlak sözler- le üreticiyi koruyacaklannı vaat ettikleri halde, sonuç hiç değiş- memiştir. Devletin bütün çark- ları gene "Bildiğini okuyan i- mam" gibi üreticilerin hakkını tüccann kasalanna aktarmaya devam etmiştir. Zira, tarım ürünlerinin ekimin- den pazarlamasına kadar etkin olan sistemler, üreticilerin sö- mürülmesine ve tüccann bol kazanç sağlamasına göre ku- rulmuştur. vardır. Ya ürününü fiyatların ar- tışına kadar bekletecek banka- cıları ve tefecileri sevindirecek. ya da bekletmeden ucuza sa- tarak tüccan sevindirecektir. Sömürü çarkının rahat işle- yebilmesi için başka uygulama- lar da vardır. Örneğin, devlet ürün taban fiyatlarını dünya pi- yasalarının çok altında ilan ed- er veya ettirir... Ayrıca fiyatlar hasat rnevsimi başladıktan çok sonra açıklanır... Alımlara geç başlanır. Daha da kötüsü. des- tekleme alımlan yapan kuruluş- lar ürün bedellerini peşin öde- mezler. Üstelik ödeyemeyecek- leri de üreticilere çeşitli yöntem- lerle duyurulur. Böylece destekleme kuruluş- lan cazibesini kaybeder ve ha- sat mevsiminin ilk haftalarında la borçlandınlarak etkisiz hale getirilmiştir. „ Kenan Evren ve Turgut Özal dönemlerinde başlatılan köylü-çiftçi düşmanlığına, Tan- su Çiller başbakan olduktan sonra daha da hız kazandırıl- mıştır. Devlet desteğinin Hollan- da'da 320, Almanya'da 420. Fransa'da 460, Ispanyada 220, Yunanistan'da 210 trilyon liraya ulaştığı bir dönemde bi- zim destekleri kısmamız. çiftçi- mizin sömürülmesine karşı ön- lem alrriaktan kaçınmamız, Türk halkına ve ekonomisine çok pahalıya mal olmuştur. Ürünlerimizde verim ve kali- te süratledüşmüş... Üretimimiz, iç tüketimimizi karşılayamaz hale gelmiş ve ülkemizde açlık alındığı zaman aç olduğunu ka- bul etmek gerekecektir. Türkiye'yi daha kötü günler bekliyor Aslında 1980 yılından önce tarımda ve hayvancılıkta başa- rılı bir gelişme içindeydik. Eğer bu gelişme devam edebilseydi, şu anda tarım ürünleri ve hay- vancılıkta dünya pıyasalarına hükmediyor olacaktık... Kırsal alana fakirlik yerine zenginlik gelecek, Türk ekono- misı de bu zengınlikten payını alacaktı. 1970 yılında 69 milyon olan hayvan sayımız, 1980'li yılların başında 87 rtiilyona kadar çık- mıştı. Ancak desteklerin kaldı- rılması.bilinçsizihracatveıtha- Örneğin, çiftçinin aldığı ban- ka kredileri bile tüccarın daha rahat para kazanmasım sağla- yacak biçimde düzenlenmiştir. Üreticilerin binbir güçlükle ala- bildikleri kredilerin ödeme tarih- leri hep hasat mevsimine denk getirilir... Uçan kuşa bile borcu olan çiftçi, daha ürününü toplamaya başladığı anda bankacısı. tefe- cisi. mazotçusu, esnafı tepesi- ne dikilir. Hele banka ve tefecilerle ba- şa çıkması mümkün değildir. Aldığı kredileri zamanındaöde- yemediği takdirde zaten yük- sek olan faizler hemen ikiye kat- lanır. Bu durumda üretici için iki şık özel sektör piyasalarda tek alı- cı olarak kalır. Onlar da bu or- tamdan yararlanarak ürün fiyat- lannı yarı yarıya düşürür. Para- sızlık içinde kıvranan üreticinin de ürününü tüccara ucuz fiyat- la satmaktan başka çaresi kal- maz... Açlık yaygınlaşıyor Bir yandan çiftçinin alın teri- nin hakkı çeşitli oyunlarla elin- denalınırken, öte yandan "büt- çeye yük oluyor"gerekçesi ile tanma yapılan devlet desteği- nin birçoğu kaldırılmıştır. Daha doğrusu kuşa çevrilmiştir. Çift- çinin ekonomik örgütlenmesi engellenmiştir. Tarımsal KİT'ler ve tarım satış kooperatifleri zor- başlamıştır. Devlet Planlama Teşkilatı'nın ülke çapında yaptığı bir araştır- maya göre, kırsal alanlarda ya- şayan insan sayısı 27 milyon 822 bin 058'dir. Bunun 15 mil- yon 748 bıni asgari ücretin çok altında bir gelirle geçinmektedir. 3 milyon 819 bin insanımız da "fakirlik sınırı"nın altında ya- şam savaşı vermektedir. Daha açık bir deyişle 4 mılyona yakın insanımız açtır!.. Asgari ucretın altında bir ge- lirle geçinmeye çalışan 25 mil- yon 748 bin kışinın de en azın- dan 10 milyonu fakirlik sının ka- bul edilen çizgiye çok yakındır. Uzmanlara göre bu insanlanmı- zın da dünya koşulları dikkate lat. hayvancılığımızı perişan et- ti. 1995 yılına geldiğimizde hay- van sayımız 45 milyonun altına düştü... Pancar üreticilerimize hakkı- nı vermedığimiz için ekim alan- lan daraldı ve geçmiş yıllarda 17 ay içinde 950 bin ton şeker ihraç edebilen Türkiye, 1995 yı- lında 250 bin ton şeker ithal et- mek zorunda kaldı. Kendi üre- ticimizden esırgedığimiz para- lann belki de 10 ka<!nı yabancı ülke üreticilerine verdik. 1996 yılında da ayrıca 650 bin ton şe- ker ithal etmek zorundayız. Eğer çiftçinin hakkını verme- mekte ısrar edersek, yıllık şe- ker açığımız 2 milyon tona ka- dar çıkabilir... Buğday üreticisi para kaza- namadığı için bu yıl da tarlası- na bakamadı, gübresinı atama- dı... DevH de tarlalarda oluşan süne, kımıl, sarıpas gibi hasta- lıklarla yeterli mücadele yapa- madı. Sonuçta, kalitelı buğday açığımız 3 milyon tona ulaştı... Ithalat yapmazsak halkımız bir dilim ekmeğe muhtaç kala- cak!... Ayçiçeği üreticisi yeterli fiyat bulamadığı içın ekim alanlarını azalttı. Sıvı yağ açığımız 700 ile 800 bin tona ulaşacak... Tabii bu açık da ithalatla karşılana- cak. Eğer. hayvancılığımızı tekrar canlandıramazsak, et ve süt ih- tiyacımızı karşılayabilmek için yabancı ülkelere her yıl 4 ile 5 milyar dolar vermek zorunda kalacağız... Bu paraları vere- mezsek eti ve sütü ancak ecza- ne vitrinlerinde seyredebilece- ğg- Amerika'nın tütün pazarı olduk!... Geçmiş yıllarda tütün ihraca- tından her yıl 500 milyon dolar- dan fazla gelirimiz vardı. Ame- rıka en büyük pazarımızdı. An- cak son yıllarda biz Amerika'nın tütün pazan haline geldik... Sat- tığımız kadar aldığımız için, her yıl gelen 500 milyon dolardan da mahrum kaldık. Şeker, sıvı yağ, buğday, mısır ve diğer ba- zı ürünlerin ithalatı için en azın- dan 3 milyar dolara yakın bir pa- rayı gözden çıkarmamız gere- kecek... Et ve süt ile birlikte bu miktar 7 milyar dolara yaklaşa- cak!.. Turgut Özal rahmetli oldu... Ancak Türkiye'yi bu hale geti- ren Kenan Evren ile Tansu Çil- ler'e sormak gerekir. Türkiye bu paralan nereden bulacak?.. Bu paraları bulamazsak aç kalacağız!.. 12 Eylül'den sonra. tanma sadece çiftçinin sorunu olarak bakmanın faturasını milletçe çok ağır ödüyoruz. Buna rağ- men aklımızı başımıza almaz- sak, daha da ağır faturalar öde- mek zorunda kalacağız!.. TZOB'de sürpriz gelişme Erol Baraz görevden ahndı ANKARA (AA) - Tür- kiye Ziraat Odaları Bırliği (TZOB) Yönetim Kurulu Başkanı Erol Baraz, Yö- netım Kurulu karan ile gö- rev inden ahndı. Erol Baraz'ın yerine T- ZOB Başkanlığına. Sam- sun Ziraat Odası Başkanı Faruk Yücel getinldi. Es- ki TZOB Başkanı Erol Ba- raz. konuya ilişkin yaptığı açıklamada. dün toplanan TZOB Yönetim Kuru- lu'nda yapılan oylamayla. kendısirun yönetim kurulu başkanlığından alındığını söyledi. % Kendisinin görevden alınma yolunda bir talebi olmadığını belirten Baraz. "Bu olay ı kabul edemem. Ben, çiftçi sorunlarını ve çözümlerini bilen biri- y im. Bunu da ispatladım. Benim bu vasıflarımı Türk çiftçisinin yararına kullanmamı engellemek, çiftçinin yanında olma- mak demektir. Bu çiftçi- ye karşı yapılmış bir dav- ranıştır" dedı. Baraz. ka- rara karşı kayıtsız kalma- yacaöını da kaydetti. Erol Baraz. 1991'deOs- man Özbek'in milletvekili seçilmesinden sonra. veka- leten TZOB Yönetim Ku- rulu Başkanlığı'na getinl- miş. 1992'de yapılan genel kurulda ise listesiyle birlik- te seçimi kazanmıştı. Ba- raz. geçen yıl mayısta yapı- lan TZOB Genel Kuru- lu'nda yenıden yönetime i i i Paranızı Zincire vurmayın 7 GUN İHBARU HESAP Diğer Yatırım Araçlanna Tek Alternatif Mevduat Sıgorta Fonu kapsamındadır. T Kısa sureler içın bınkımlernnize kazanç sağlar. • Faız zıgzaglarından kurtulur, faiz değışıkliklerınden anında yararlanırsınız. 23.10.1995 tarih ıtıbariyle 7 gun ihbarlı hesaplar ıçın Faz Oranı %66 olup, yıllık bıleşık getirıa %92.68'dır. Ş<şli Merkez Şubesi: Ai>de-ı Hurrıyet Cd K- 12*1 ŞısJ /Istanbui Te 231 4" 6' Fa> 231 47 59 Sırtecı Şubesi: D«r.ışi>3lu Sk DetvışHanNo 14Srkecı.lstanbu Tef 513 98 06Fax:513 90S7 ErenkSy Şubesi: BağdatCd Kanta-ct Rıza Sk Se^TanApt No:1 '5 ErenKoy»lsl. Tei 363 18 26 Fax: 355 3112 Ankara Şubesi: CT.rah Cd No. 24'A Çankaya;AnKara Teı 0312 468 61 62 Fax :312 458 61 66 DERBANK YenilmezGucunEseri'
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear