25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 6 OCAK 1995 CUMA 12 DtZİYAZI Mustafa Kemal, 'hayırh tesadüflerle' Ankara'ya kadar ulaşan Hintliden kuşkulanıyor Mustafa Sagirsahnede...9 ngiliz casuslannın kol I gezdiğı işgal Istanbu- lu'nda bir Hintli casus: Mustafa Sagir. Hint M üs- Iümanlannın topladığı milyonlarca altınlık yar- dımı Anadolu'ya ulaştıracagını söylüyor... Ankara'ya gidip Mustafa Kemal'e bir u kutsal emanet" ile bir mektup sunaca- ğinı söylüyor... llişki kurduğu kimi Türklere güven vermeyi başanyor. Hatta. Türk-Hint Mu- hadenet (Yardımlaşma) Cemi- yeti'nin kurulmasına önayak oluyor... Bütün bunlardan sonra Mus- tafa Sagir, İttihatçilartarafindan kurulmuş olan ve Anadolu ile ilişkileri gizlice sürdüren Kara- kol Cemiyeti'nden güven mek- tubu almayı başardı. Inebolu'ya geçtı. Orada kendisini Erkân-ı Harb Mıralayı (Kurmay Albay) Kemaleddin Sami Bey (sonra Berlın Elçisi Kemaleddin Paşa) karşıladı. Çankırı'ya gelişınde de törenler düzenlendi. Anka- ra'ya vardığında, Türkçe bilme- sine karşın, Bahriye Mülazım-ı Sanisi (Deniz Teğmeni) Meh- met Aii Bey, tercümanlığını yap- mak ve özel hizmetlerini yerine getirmekle görevlendirildi. Ankara'da da törenle karşıla- nan Mustafa Sagir, Hürriyet Oteli'nin üst katında konukedil- di. Bakanlarla, mebuslarla, ga- zetecilerle, hemen her kesimden insanla ilişki kuruyor; Hindis- tan 'da Ankara hareketine yardım için toplanan altınlan yakında Ankara'ya getirtece|ini söyle- yerek güven ve saygı uyandın- yordu Mustafa Kemarbı kufkulan Mustafa Sagir, Mustafa Ke- mal Paşa'yı da zıyaret ederek Hintli Benâm-ı Âlem EbiiifazJ Abdülmennan Efendi'nın gön- derdiğını öne sürdüğü bir san- cak ile birmektup verdikten son- ra milyonlarca altın tutanndaki Hindistan yardımı öyküsünü an- lattı; durumu ve gereksinimleri yerinde görüp bunlann hepsinin Müslüman dünyasından karşı- lanmasına aracılık edeceğini söyledı.' Mustafa Kemal, bu adamdan kuşkulanmıştı Kısa süre sonra onu yargılayacak olan Istiklal Mahkemesi'nin Başkanı Topçu Ihsan Bey (Eryavuz), şu sözlen- ni aktanyor: "Kendileri, evvela lstanbul'a geliyorlar. İngilizJer bu seyahat- ten haber aJamıyorlar. Sonra, ha- yırlı bir tesadiif eseri, İstan- bul'daki gizli teşkilatımıza men- sup zabitlerimizle temas ediyor- lar; vine ha> ırlı bir tesadüf, ken- disini bizim teşkilatımızın mer- kezierinden birisinin karşısında- ki eve misafir ediyor. Biz kendi- sinin tstanbul'a teşrifini bu yol- dan öğrenivoruz. Doğrudan doğ- ruya, İnebolu volundan Anka- ra "ya gelmekte tehlike görüyor- iar. Buigaristan 'a geçiyorlar, Var- na'dan ınebolu'va doğru yola çı- kıyoriar, fakat ilk defa aksi bir tesadüfie yolda bir Yunan torpi- dosu kendisini yakalıvor. İstan- bul'a getiriyor, Ingiliz makamlannates- lim ediyor. Yine iyi tesadüfler başlıyor: İngilizler, Hint Hiiafet Komitesi'nin bu 'çokmühim" şahsiyetinitanıyamryorlar ve serbest bırakıvorlar! Kendileri de bu defa doğrudan doğruya İnebolu'va ge- çiyoriar. Kemaleddin Sami Bey de bu mühim şahsivetin yol arkadaşbğuıı ya- parak Ankara'ya getiriyor. Şimdi, bü- tün bu güzel tesadüflerin neticesi olarak aramızdaduiar. Bu kadar çok ve birbi- rini rakip eden güzel tesadüflere sen ne dersin? - thsan Beyefendi, bu zat 'suspect'tir (şüpheli kişi). Zannediyorum ki netice- de mahkemenizin önüne çıkacaktır.". Mustafa Sagip'm gizf mürekkeple yanfcğı mektııpiap Alınan bir ıhbar mektubu uzenne, Mustafa Sagir'in yazışmalan gizlice inceleniyordu. tstanbul'daki RamizBey adına. 1leri gazetesi yazarlanndan Fe- rid Cavid eliyle mektuplar gönderen Mustafa Sagir. bunlarda havadan su- datı söz ediyordu. Bir kimyagerin yap- tığı işlemler sonucu, mektuplarda giz- li mürekkeple yazılmış bölümler bu- •—n ustafa Sagir, Mustafa Kemal Paşa'yı da ziyaret ederek Hintli Benâm-ı Âlem Ebülfazl Abdülmennan Efendi'nin gönderdiğini öne sürdüğü bir sancak ile bir mektup verdikten sonra milyonlarca altın tutanndaki Hindistan yardımı öyküsünü anlattı; durumu ve gereksinimleri yerinde görüp bunlann karşılanmasına aracılık edeceğini söyledi. Mustafa Kemal, bu adamdan kuşkulanmıştı... IBRETALINACAK BİR YARDIM OYKUSU Arastırma: AIPAY KABACAll tşgal altındaki İstanbul'da, Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı engelleme>e çalışan İngiliz casuslan kol geziyordu. İngiliz parasıyla' hiiafet ordusu' İngilizler, Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın başansızlıkla sonuçlanması için işbirlikçilerinden de yararlanarak ellerinden geleni yaptılar. Bütünsel açıdan bakıldığında. bir iç savaş çıkarmaya çalıştıklan söylenebilir. Padişah halife ve Istanbul hükümetleri de bu oyuna gelerek tngilizlerden para alıp 'ordu' kurmava kalkıştılar. Ulusçulann üstüne 'Kuvayı Tedibiye' (yola getırme güçleri) gönderilecektı... Kuvayi Milliye'yı ortadan kaldırmak üzere eyleme geçen Anzavur kuvvetleri 'Kuvayı Muhammediye" diye anılıyordu... Türkıye Büyük Mıllet Meclısı'ni dağıtmak üzere Anadolu üzerine Hiiafet Ordusu' gönderilmeye kalkışılıyordu... İngiliz belgelenne dayanarak ("tngiliz Belgelerinde Atatürk". I-II) Ingilizlerin kimi eylemlerinden söz edelim: # İngiliz Askeri Istihbarat Müdürü'nden Dışişleri Bakan Yardımcısı'na gönderilen yazının ekinde, u Mustafa Kemal'le temas aramak isteyen Sovyet ajanı rolünde Balıkesir'e (Balıkhisar?) gönderilen İngiliz ajanının topladığı istihbarat" yer almaktadır. # 3 Mart 1920 günlü belgede, propaganda amacıyla Şeyhülislam'ın buyruğuna 40 bin lira verildiği belirtilmektedir. # İngiliz Yüksek Komıseri Amiral J. Robeck,lngiltere Dişişleri Bakanı Lord Curzon'a23 Eylül 1920 günlü telgrafında, sadrazamın yüksek komiserlerden ulusal hareketi bastırmak için şunlan istediğini açıklamaktadır: a)15 bin kişilık asker ile 25 bin kişilik jandarma kuvveti kurma izni: b)ltilaf devletlerinin el koyduklan silahlann geri verilmesi; c) Asker taşımak için gemi; d) Yabancı subaylar; e) 25 milyon lira borç. 0 Yine Robeck'ten Lord Curzon'a gönderilen 14Ekim 1920 günlü yazida, yüksek komiserlerin padişahla görüşmeleri üzerine şu bilgi verilmektedir: "1- Padisahın Anadolu'ya bir kuruJ gönderilmesine ra/ı olduğu, ancak kurulla birlikte millivetçikre karşı kuvvet kullanılmasını ister göründüğü; 2- Padişahın aynca mali yardım istediği; 3- Padişahın İngiliz dostluğundan söz açtığı, milliyetçilerin iktidara gelmelerinden ve kendi kişisel güvenliğinden kaygı duyduğu..." lunduğu saptandı ve bunlarokundu. Ve casus olduğu anlaşılan Mustafa Sagir tutuklandı. İstıklal Mahkemesı Başkanı Ihsan Bey (Eryavuz) şunlan anlatıyor (Tarih Konuşuvor. Mart 1964) "İlk tahkikatı PolLs Müdürlüğü Siya- si Şube Müdürü Mehmetçe Be> yaptı. Mustafa Sagir Efendi. bu kesin ve inkâr kabul etmez kanıtlar karşısında suçunu, güç inanılır bir soğukkanülıkla itiraf et- mişri. Fakat hemen anladım kL bu iri- rafta da özel amaç varmış. Çünkü dos- ya bize ulaştığı gün, İstıklal Mahkeme- si Başkanlıgı'nı vürüten benimle özel birgörüşme' istedi. Önümde, mektuplann gizli satırlan ve soruşturma dos\astnın suçu gün ışı- ğma çıkaran irirafİannı sıralayan dos- ya, kendisini kabul ettim. Aldığı son mektupta İngilizler kendisine şunlan soruyorlardı: - Şeyh Sünusı, Ankara'da mıdır? Kendisinin orada $e\hülis!am!ık katt- na getirileceğini haber aldık. Doğru mu- dur? Bağdatlı İzzet'ten haber alama- dık. Kendisi nerededir? Mustafa Kemal Paşa'nın oturduğu >erle muhafızlan- nın bulunduğu yer arasındaki uzaklık ne kadardır? Mustafa Kemal Paşa'nın şoförü hangi millettendir? Irkı nedir? Nerelidir? Ara sıra gezmeje çıktığı za- man hangi volu izler? Geçeceğj jerleri kendisi mi belirler, şoförüne mi bırakır. Bindiği otomobilin markası ve modeli, projektörlerinin giicü nedir? Sorular ö\kde\am ediyordu ki, bun- lar ancak bir suikast için gerekebilirdi. Mustafa Sagir. kendisinesorulan bir so- ru üzerine de Afgan Emiri'ne uygula- nan ve başanyla sonuçlanmış bir öldür- me planını da bizzat haarladığını sö>- lemişti. Bu deneyimini Ankara'da tekraıia- mak için gelmişti. Mektuplar, bu sonu- ca doğru nasıl gü\enii adımlarla gittiği- ni, hiçbir tartışmaya gerek bırakmaya- cak kadar açıklıkla kamtiıyordu." Hntf casusun gcçmşi Mustafa Sagir'ı vargılayan Istiklal Mahkemesi'nin üyelerinden Kılıç Ali de (Ali Kılıç) anılannda (İstiklai Mah- kemesi Hatıralan, s. 84-86) Hintli ca- susun geçmişi üzerine şu bilgileri veri- yor: -1910 yılında Mısır'a gönderilerek orada Mısır milliyetçilerinin durum ve eylemlerini incelemekle görevlendiril- miş. Kcndine. oraya Arapça öğrenimi- ne geuniş bir Hintli sıfatı vererek birta- kım yapay ve safça ta\ırlartakınarak İs- tanbul'da yaptığı gibi, Mısır'da da mil- liyetçilerin arasına girmeyi başarmış ve hatta reisleri Ali Fehmı Kâmıl ile de dostluk kurarak bunlann bütün içyiiz- lerini ve amaçlannı anlayıp raporla İn- giliz hükümetine bildirmiş. (_.) Genel savaşta Hindistan'ın durumu önem kazandığı zanıan. oraya gönderi- len bu melun adanı genel valinin maiye- tinde bir süre çalrçtıktan sonra Hindis- tan Bakanlığı Mali İşler Genel Müdü- rü Lord Radstock'un tavsiyesiyle Ge- nelkurmay İstihbarat Şubesi'nde gö- revlendiriliyor ve Londra'ya geliyor. Bu adamın sorgusunda, genel sa\aş içinde çok önemli roller oynamış ve çeşitli ül- kelerin casusluk ve propaganda örgüt- leri\le uğraşmış olduğu görüldü. Ö/.el- likle İsviçre'de gorevlendirildiği zaman orada bütün sa>aş süresince (kendisi- ne) Hint bağımsızuğı için (çalışan) Hint- li bir vatandaş süsü verdiğini, birçok Türk ve Almanı aMatmayı başararak onlann felaketine yol açtığını anlamış- nk." Mustafa Sagir'i yargılayan Is- tiklal Mahkemesı, Cebelibereket Mebusu Ihsan Bey'in (Eryavuz) başkanlığında, Antep Mebusu Kılıç Ali, Kütahya Mebusu Ce\- det (İzrap), Elaziz Mebusu Hü- seyin Bey'lerden kurulmuştu. Beş altı oturum sonra, 23 Mayıs 1921 günü şu karara vardı: "İngilizlerden aldığı talimat üzerine kendisine Hint Hiiafet Komitesi'nin temsilcisi süsünü vererek casusluk >apmak üzere Ankara'yageldiğive.\jıkara'dan İstanbul'a Ferid Cavid adresine kimyasal bir bileşimle gizli ola- rak yazmış bulunduğu mektup- larla Anadolu Hükümeti ve Mus- tafa Kemal Pasa hakkında sürek- li olarak bilgi gönderdiği iddiasıy- la mahkememize verilen İngiliz uyruğundan Hindistan'ın Peşa- ver şehrinde doğma, 34 yaşlann- da, Zekema oğlu Mustafa Sagir ile Mustafa Sagir'in İstanbul'da İngiliz gizli örgütü merkezine gönderdiği anlaşılan \c gizli mü- rekkeple > a/ılı rapoıiannı verine ulaştırarak adı geçenin e> lemine katılmak suçuyla keza mahke- memize verilen, İstanbul'da doğ- ma, 42 vaşında, İlerı gazetesi ya- zı ailesinden Mehmed oğlu Ferid Cavid ile keza İngiliz casus örgü- tünden olduğu ve Anadolu'da özellikle Şe>h Sünusi Hazretle- ri'nin durumunu ve eytemlerini yakından ızlemek üzere göre\- lendirikliği anlaşılan 25 >aşlann- da, deniz teğmenlerinden İirgüp- lü Arif Paşazade Mehmed Alı'nin açıkyargılanmalannda: lOyaşındabaşlayan serüven Hintü Mustafa Sagir'in ger- çekten de 10 yasından beri İngi- lizler hesabına casusluk \apmak üzere özel olarak \ctiştirildiği ve birçok yeıierde İngilizler adına ve çıkanna casusluk >aptığı \e sonra İngiliz Dışişleri Bakanlı- gı'nın ona\ı ve İngilizlerin İstan- bul'da casus örgütündegörev len- dirildikleriAlbav Nelson'unem- riyle İstanbul'a gelip Anado- lu'nun güvenini kazanmış bazı kimseleıie ortaklaşa Türk-Hint Muhadenet Cemiveti adı.vla bir cemiyet kurduğu ve daha sonra karakol merkez kurulundan al- dığı güven mektubu ve belgeyi taşıyarak kendisine Hint Hiiafet Komitesiolaganüstü delegesi sü- sünü vererek Ankara'ya geldiği ve Ankara'da kinnasal bir bile- şimle ve eczalı mürekkeple yazıl- mış mekruplarla İngüizlere gizli hususlan bildirdiği ve bövtece casusluk vaptığı, gerek ele geçen kanıtlarla ve gerek kendi ifiraf- lan veyapılan yargüama sırasın- da tanıklann sözleriy le kesinlik- le anlaşılan Hintli casus Musta- fa Sagir'in asılarak idamına»" Sanıklardan Ferid Cavid, Hintlinin gerçek görevini eski Istihbarat Komisyonu Reisi Bin- başı Rıza Bey ile TBMM Reisi Mustafa Kemal Paşa'ya bir mektupla bildirdiği için yaşam boyu kürek cezasına çarptınldı. Mustafa Sagir, eski Bağdat Be- lediye Başkanı İzzet'in de İngi- lizler tarafından casusluk ama- cıyla Ankara'ya gönderildiğini söylemişti. Onunla ilgili kanıt bulun- madığından aklanmasına, ancak dav- ranışlan kuşku verici bulunduğundan ulusal savaşın sonuna kadar hükümet- çe uygun görülecek biryere sürgün (ka- lebend)edilmesinekararverildi. Deniz Teğmeni Mehmet Ali, casusluk suçun- dan aklandıysa da "kendisinin millida- vanın izlenmesi için dirençli bir karak- tere sahip olmadıgı anlaşıklığından''i.s- tanbul'a geri göndenlmesı kararlaştınl- dı. istiklai Mahkemesi'nin karannda, yalnızca "casusluk"suçlaması yer alı- yordu ve bu, o dönem için, idam ceza- sını gerektiren bir suçtu. Yayımlanan bütün anılarda. Hintli casusun Musta- fa Kemal'e suikasta hazıriandığı, bu- nun için yaşayışıyla ve parayla elde et- meyi düşündüğü yakın çevresiyle (ya- verleri vb.) ilgili bilgiler topladığı be- lirtilmektedir. Mustafa Sagir, karann ertesi günü, 24 Mayıs 1921 sabahı Karaoğlan Çar- şısı'nda idam edildi... Yarın: Hindistan *dan gelen paralar ESKİŞEHİR ASLİYE 3. HUKLK MAHKEMESI 1993'3 E. 1994 883 K. Da\acı Mehmet Çelık vekılı tarafından davalılar Güla> Çelık vs alevhine mahkememize açılan tespit davası sebebı\le; Viahkememız dosyasının yapılan açık yargılamasi sonunda; dava nın kabulü ile, Eskişehir Merkez Karacahöyük Kövü. paf- ta 4, par sel: 2826. 2827. 2828, 2857. 3856. 3861. 2862. 2858. 2S59. 2860. 2863, 2864 ve 2867 parsel no'lu taşmmazlar uze- rırde bulunan bınalann da vacı Mehmet Çelık tarafından >apıl- dığının tespıtıne \e 3. Sulh Hu kuk Mahkemesi'nın 1992 420 esas savılı dosvasındaki satış neticesın de bina bedelı olarak tes- pi: edılıp tedbiren bloke edılen paranın davacı Mehmet Çelık'e öcenmesıne \e ihtıvati tedbirın hüküm kesın le^mcc\c kadar dcamına. kesınle$tikten sonra kendıligınden kalk nıasına dair ı^bu \erilen hüküm özetı davalılar Gülay Çelık. A>>el Özkefe. Giltekın Gündem. Mesut Gündenı. Atilla Gündem. Bıhte rın Gindem'e ılan tarihınden ıtıbaren 7 günlük bekleme süresı so ntnda başlayacak 15 günlük temyız müddetı içcrısınde temyiz edl medıgı takdirde kesınleşeceğı husııtunun ılanen teblıgi. ka- ra- teblıSi verine kaım olmak üzere ılanen teblıû olunur 2^.I2JW Basın: 558 ÇAYIRLI KADASTRO MAHKEMESI \\DEN l988'60Esas 1992 57.58.59.60 Esaslar Davacı Hazıne tarafından davalılar Şadi Akagündüz ve arkadaşları aleyhine açılmış bulunan tespitin iptali ve tescil davasının \apilan açık duruşması sonunda. Davalılar Müslüm Doğan ve Yücel Doğan'ın tüm araştırma- lara rağmen açık adresleri tespit edılıp. dava dilekçesı \e duruş- ma günü teblığ edılememıştır. 7201 sayılı Teblıgat Kanunu'nun hükümlerine göre adresleri tespit edilemeyen davalılar Müslüm Doğan ve Yücel Doğan'ın duruşma günü olan 1.3.1995 günü saat 09.0O'da duruşnıada ha- zır bulunmalan, aksı takdirde duruşmava yokluklarında dcvam edileceğı hususu ılanen teblığ olunur. Basın 2X1 Süreyya Plajı'nda sahibinden kiralık daire Tel.: (0216) 371 39 02 1995 CUMHIRİYET AJ \\D\SI umhurıyLüks ciltli, büyük boy ajandayı Cağa/oğlu, Taksim ve Caddebostan sergi salonlarımızdan bulabilirsiniz. Fivatı: 150.000 TL. ( ıımlıurirel Kitap Kulübii Çağ Pazarlama.S.Ş. Tiirkocağı (ad. 39/41 Cağaloğlu.lsianbul . Posta Çeii llesap \o:666.122 ANKARA ANKA MÜŞERREF HEKİMOĞLU Yaşam Biçimi O konser, sanatseverlere bir armağan kuşkusuz. CSO'nun geleneğini sürdüren bir müzik olayı, ama belli bir olguyu da sergiliyor ayrıca, bir tepkiyi, bellı çevrelere, tekseslilikte direnenlere, sanata soğuk bakanlara, sanat- çıyı dışlayanlara da bir uyarı. Baştan sona güzel bir olay. Ankara Kapaiı Spor Salonu dört bin beş yüz kişi alıyor. Aşağıdaki bölümle birlikte beş bin kişi, böylece iki gece on bin kişi izliyor CSO'nun yılbaşı konserini. Kaç kuşak bir arada, analar, babalar, çocuklar ve torunlar. Yanımda Güler Tanyolaç var, eski CHP'li, sonra SODEP'li, şımdi politikadan uzak kamu görevinde çalışıyor. Mutlu görü- nüyor. Onunla bu salonda izlediğımiz CHP kurultaylannı anımsadık. Bir gün aynı yerde, bir çatıda buluşacağımızı düşünemezdik o zaman. Başkentte çağdaş bir salon yaptıramayanlar da geldi, gördü mü acaba? Peki, bütçe görüşmelerinde, Opera Bale bütçesinde kesıntiler yapanlar? Kalabalıkta ANAP'lı- larda gördüm, DYP'lilerde ama Refah Partısi'nden kim- seyi görmedim elbet. Refahlı başkan böyle yerlerde gö- rünmüyor hiç. Bakanlar da milletvekilleri de Anayasa Mah- kemesi Başkanı, konuğu Kıbns Anayasa Mahkemesi Baş- kanı da orkestrayı, solistlen ayakta alkışladı. Kesintili büt- çe olayının ezikliğinı de duydular mı acaba? Gürer Aykal'ın oluşturduğu bir gelenek var, kimi şarkı- lar birlikte söyleniyor, orkestraya alkışlanyla katılıyor izle- yiciler. Biriıkte şarkı söylemek güzel bir olay. Kaç kuşak bir arada; ıçten, yürekten soluk verıyor, bu şarkılara. Söy- lerken, dinlerken bir başka coşku duyuyor insan, bir baş- ka özlem duyuyor. Dev boyutlu bir orkestra düşlüyor, mil- yonlarla oluşan, milyonlann sesinı, şarkısını duyuran bir konserin özlemiyle çarpıyor yüreği. O konseri de dınleyeceğiz bir gün. Yılbaşı konserieri, bu umudu da ışıldatıyor. Teksesliliğe tepkiyle oluşuyor bu kalabalık. Tekseslilik eğilimlerine kar- şı bir direnişi kanıtlıyor. Gürer Aykal'ın değneği de başka tür ışıldıyor o akşam, sanatseverlere seslenmekten, sa- natseverlere sarılmaktan mutluluk ve onur duyuyor. Der- ken bir sürprizden söz ediyor: " Şimdi size en genç sanatımızı sunuyoruz. Bir bale sahnesi. Biz balemizle onur duyuyoruz." Sahnede mavi bir dans, yazarken de ürperiyorum şu anda, beş bin kişi soluğu kesilmiş gibi hayran izliyor dan- sı.coşkuyladakikalarcaalkışlıyor, dans tekrarianıyor son- ra. Vyuyan Güzel'balesinden 'Mavı Kuşun Dans/' bu. Özden Aktürk ile Ayşe Fidanlık kuşlar gibi uçuyor, ba- le sanatının güzelliğini sergiliyor. ••• Yılbaşı nedeniyle Bilkent Müzik Fakültesi Dekanı Ersin Onay da bir armağan verdi bana. BASO'nun aylık müzik bülteninin ilk baskılarından bin. Yenı yılda yeni bir diziyi müjdeliyor. Ocak ayında dünyada ilk kez seslenecek iki yapıt var. Bin 'Doğum Günü Senfonisı'. Azerbaycanlı sa- natçı Arif Melikov BASO için besteledi. Orkestranın 1. kuruluş yılında çalınacak. Ötekı Yalçın Tura'nın keman konçertosu. Solıst CihatAşkın, orkestrayı Cem Mansur yönetiyor. İlk kez seslendirilen yapıtlardan başka dünya- ca ünlü yorumcular da var yeni yıl dizisinde. Kemancı Igor Oistrakh geliyor, orkestra yöneticisı Akoka geliyor, piyanist Gülsin Onay geliyor, bir de Bilkent'te parlayan yıldızlardan Emre Şen çaiıyor. Sevgiyle, doğru eller, doğru politikalarla üreyen güzel- likleri belirtmek için yazıyorum bunlan. Müzik bülteninin arka kapağında güzel bir fotoğraf var. Bir genç kız, saç- ları dökülmüş yüzü görünmüyor, ama kemanını kucakla- masından, gülüşünü de görüyorum, bakışını da. Mutlu bir genç kız bu. Fotoğrafın altında bir yazı: "Istiyoruz ki, müzik herkes için bir yaşam biçimi olsun." Bu söz, konser salonuna giden merdıvenlerin fotoğra- fıyla tamamlanıyor kapakta ve bırkaç da sözcük: "Ona ulaşmak, bazen sadece birkaç basamak..." O yaşam biçimi oluşunca teksesli tırmanışlar da yavaş- lar, durur değil mi? Bence tüm tırmanışlar yavaşlayacak sonunda. Çoksesliliği yaşam biçimine dönüştüren ey- lemleryaşayacağız her dalda. Toplumdaki duyarlılığın gü- zel ürünlerini göreceğiz. Bunca acı, bunca kan, gözyaşı, yitik umutlar, dostlar, sevgililer, düş kırıklığı, karanlık biri- kimi ürünsüz olabilir mı? Onat Kutlar, bacaklannı yitirşe de yürüyüşünü sürdürecek elbet, Server Tanilli yürümü- yor, ama karanlığı delmek yolunda yanşıyor hâlâ. Yolu- muzu aydınlatıyor. Ölenler, daha çok yaşıyor kimi zaman, daha diri, daha güçlü. Soluklarını bize aktarır, yarım şarkılan söylemeye çağı- nrgibi. Bu çağnya katılmaktan geri kalanlan tarih affeder mi? BULMACA 1 2 3 4 5 6 7 8 SOLDAN SAGA: 1/ Bir operanın sözleri- nin yazılı bulunduğu ki- tap. 2/ Bir peygamber... Meyveli ya da kakaolu bir pasta çeşidi. 3/ Bir ta- hılölçeği... Moiibdenele mentinin simgesi. 47 Vi- layet... Düz veyassı biçi- me konmuş yenecek ya da yutulacak madde. 5/ Üç katlı bir balık ağı... Eski Mısır'da güneş tan- rısı. 6/ Ortodokslarda tahtapano üzerine yapıl- mış her türlü dinsel resme verilen ad..." çekme güzel n'olsa ba- harın sonu yazdır" (Faruk Nafiz Çamlıbel). II Askeri havacılıkta "çıkış" anlamında kullanılan söz- cük. 8/Çevrebilim. 9/Gelenek... Su. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Para ve ticaretle ilgili işlemlerde kullanılabilen kısa sürelı anamal. 2/ Teriemekte ya da sıcaktan vücutta görüJen küçük pembe kabartılar... Akım şiddeti birimi kiloamperin simgesi. 3/ "Haddeden geçmiş nezaket yâl ü (Nedim)... Boşlukta 300.000 km/'sn'lik bir hızla yayılan ışık ta- neciği.4/Renksizvekokusuzbirgaz... Birnota. 5/Birgıdamad- desi... Kokulu tohumu hamur işlerinde ve rakıcılıkta kullanılan bitki. 6/Tek yüzeyi deriyle kaplı davul... Tırnak boyası. 7/Nor- veç'ten tüm dünyaya yayılmış, alev biçiminde saçlan olan oyun- cak bebek... Bir renk. 8/Argoda esrar... Erden çavuşa kadar olan askerlere verilen ad. 9/ Ispanya'da, tarih öncesi dönemlere ait du- var resimleriyle ünlü mağara. oimuş sana" RİZE KADASTRO MAHKEMESİ Sayı: 1990213 Davacı Camıdağı Kö>ü'nden Şevkıye Toptan ve arkadaşları tarafından davalılar avnı köyden Fatma Şafak ve arkadaşları aleyhine ıkame olunan tespitin ıptalı davasının yargılanması sı- rasında: Davalılardan Keşıf kızı Emine Toptan ile Hüseyin oğlu Ke- mal Toptan'ın tüm araştırmalara rağmen tebligata sarih açık ad- resının tespit edılemedıği anlaşıldığından adı geçenlere davayı teblığ amacı ile duruşmamn 31.1.1995 tarıhıne bırakıldığı dave- tıye yenne kaım olmak üzere ılanen teblığ olunur. 2.12.1994 Basın: 276
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear