13 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 8 EYLÜL1994 PERŞEMBE HABERLER ANAP genel görüşme istedi •ANKARA (ANKA)- ANAP,dışpolitika konusunda Meclis'te genel görüşme açılmasını istedi. ANAP Istanbul Milletvekili Bülent Akarcalı tarafından hazırlanan genel görüşme önergesinde şu görüşlere yer verildi:"Türkdış politikasında yeni tercihlerin ortaya konmaya çalışıldığmı gözlemlemekteyiz. Ancak, dış politikada temel değışiklikler halk desteğıne sahip bir hükümet bünyesinde ve böyle bir destegi temsil eden Meclis çoğunluğunun kabulüyle mümkündür. Oysa mevcut Başbakan ve Yardıması, parti kongrelerinde, bugün artık o desteği de kalmamış, birkaç yüz delege ile seçilmiş kişilerdir. Başbakan Yardıması milletvekili dahi değıldır. Böyle bir yapıdaki hükümetin uygulamaya çabaladığı dış polıtikanın TBM M'de târtışılması şart hale gelmiştir." bntfp Fuarı'nı ÇOeraçacak • ANKARA(AA)-DYP Genel Başkanı ve Başbakan Tansu Çiller, bugün çeşitli tesislerin ve Izmir Fuan'nın açılışını yapmak üzere Iztrur'egidecek. DYP Genel Merkezi'nden yapılan açıklamaya göre, Başbakan Tansu Çiller, bir günlük Izmir gezisinde ilk olarak Izmir Gaziemir Belediyesi'ni ziyaret edecek. Daha sonra Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nda verilecek brifinge kaülacak olan Başbakan Çiller, burada belediye başkanlan, il genel meclisi üyeleri, metropol belediye meclisi üyeleri, ilçe başkanlan ve il yöneüm kurulu üyeleriyle yapılacak toplanüya başkanhk edecek. 'ANAP'a dönebilirim' • İsUnİNilHaberSenisi- AN AP'tan bir süre önce istifa eden Istanbul Milletvekili Güneş Taner, kendi önerileri doğrultusunda bir icraat gönnesi halinde memnuniyetle partisine döneceğini açıkladı. Taner yapüğı açıklamada, istifa sonrası ANAP ile hiç bir temasırun olmadığmı, Genel Başkan Mesut Yılmaz ile de görüşmediklerini söyledi. TBMMGenel Kurulu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-7.BeşYıllık Kalkınma Planının, TBMM'ye sunulmasınm bir yıl ertelenmesi ve yerine bir geçişprogramı hazırlanmasına ilişkin yasa önerisi, TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmeye başlandı. Hükümetin aldığı 5 Nisan Kararlan çerçevesinde 1994 yıhnda oluşacak dengelenn dikkate alınabilmesi ve 1994 nispi fıyat yapısının tahminlerde kullarulabilmesi amacıyla, planın bir yıl ertelenmesini öngören yasa önerisi görüşmeleri bugüne kaldı. Alpago döndü • İstanbulHaberServisi- Mısır'ın başkenti Kahire'de düzenlenen "Uluslararası Nüfus ve Kalkınma Konferansı'nda Türk heyetine başkanhk eden Devlet Bakanı Önay Alpago dün sabah Istanbul'a döndü. Alpago, Atatürk Havalımaru'nda düzenlediği basın toplantısında, "Kahire'de bulunduğumuz süre içinde çok yoğun güvenlik önlemleri alınmıştı. Kişi başına 6 güvenlik görevlisi görev yapıyordu. Nebiznedediğer arkadaşlanmız böyle bir tehditle karşılaşmadık" dedi. Alposkay İstifa etti •İZMİR (Cumhuriyet Ege Bârosu)- tzmir Barosu Başkanı Volkan Alposkay, görevinden istifa etti. Baro Başkanlığı görevini 2. Başkan Sibel Ünlü üstlendi. İnsan Haklan Komisyonu Başkanı Sabri Yavuz'dan 'düşünce suçu' uyansı 1994yılısonşansımızANKARA - Yasal ve teknik yetersiz- likler nedeniyle "düşünce özgürlüğü" konusunda çahşma yapamayan TBMM İnsan Haklannı İnceleme Ko- misyonu Başkanı ve SHP Kırşehir Mil- letvekili Sabri Yavuz. hükümetin, yıl so- nuna kadar "düşünce suçu"nu kaldır- ması gerektiğini söyledi. Avrupa ve ABD'den gelen heyetlerin bu konuda ciddi mesajlar verdiğine dikkat çeken Yavuz. "Avrupa Konseyi'nde, Türkiye'- nin Gyeliğinin askıya aunması gözardı edüetneyecek bir yaptınm olarak günde- me geliyor" dedi. Sabri Yavuz, Cumhuriyet'in konuya ilişkin sorulannı yarutlarken, Adalet Bakanjığı bünyesinde oluşturulan Dü- şünce Özgürlüğü Komisyonu'nu anım- satarak. "Düşünce suçlan konusunda Türkiye çok sıkıştırüıyor. Gelen heyetle- ri göriiyoruz. Eğer yıl sonuna kadar ciddi bir adım atümazsa Avrupa Konseyi'ne üyeliğiınizin askıya alınması uzak bir olasılık değil" dedi. Komisyonun çalışmalannın en kısa zamanda Bakanlar Kurulu'na gelmesi ve hükümet bünyesinde oluşturulacak • Avrupa ve ABD'li heyetlerle yapılan görüşmelere dikkat çeken TBMM İnsan Haklan Komisyonu Başkanı Sabri Yavuz, Türkiye'nin, Avrupa Konseyi üyeliğinin askıya alınmasının önemli bir olasılık olarak gündeme geldiğini belirterek " 1994 yıh sonuna kadar gerekli düzenlemeler yapılmalf * dedi. bir alt komisyonun bu raporu dikkate alarak yasal düzenlemelere gitmesini is- teyen Yavuz, şunlan söyledi: "Her şeyden önce anayasada gerekli düzenlemeler yapılmalı. Anayasada te- mizlik vapılmadıkça bu sistem oturmaz. Avrupa ile insan hakları ihlallerini önle- me konusunda yaptığımız aniaşmalar, gelip anayasaya takılıyor. Terörle Mü- cadele Yasası'ndaki değişiklikler elbette büyük rahatlık getirir. 8. maddenin kal- dırılması görünümü kurtarır. Ancak hu- kuk sistemini gerçekten Avrupa stan- dartlarına çıkarmak istiyorsak, iç mev- zuattaki hükümlerin gelip anayasaya takılmasını önleraeliyiz." Sabri Yavuz, İnsan Haklan Komis- yonu'nun yasal yetkisizlik ve teknik ye- tersizlikler nedeniyle "elinin kolunun bağlı olduğuna" dikkat çekerek "Av- rupa'v a karşı >erdiğinüz sözleri yerine getiremiyoruz. Ortak bir bilgisayar ağı konusunda söz verdik, ama yapamadık. TBMM Başkanlığı'na götürdüğümüz önerilerde bir gelişme sağlanmadı. Karar alıyoruz, ama sonucunu uygulayamıyo- ruz. Komisyonun kurulnıası iyi bir bas- langıç oldu, ancak böyle kaldı" diye ko- nuştu. Moğultay'a tepki Düşünce Özgürlüğü Komisyonu ça- lışmalannı başlatan Adalet Bakanı Mehmet Moğultay. DYPIı "Şahinler"- in ardından, SHP'lı "muhalifler"den de tepki aldı. Adalet Komisyonu Başkanı ve SHP Çorum Milletvekili Cemal Şa- hin. Moğultay'ı, "artistlik yapmakla" suçlayarak "toplantıya 55 milletvekili çağrıldı, hiçbiri gitmedi. Bu artistlikler- den bir şey çıkmaz. Hükümet konuyu ele almalfdedı. Düşünce özgürlüğü konu- sundaki çahşmalann daha önce de ya- pıldığını ve Terörle Mücadele Yasası konusundaki değişikliklerin TBMM Genel Kurulu'nda bulunduğunu vur- gulayan Şahin, "Bu konular uzaydan gelmedi herhalde" diye konuştu. Düşünce sucuna af yok Bu arada, Çahşma ve Sosyal Güven- lik Bakanı NÛıad Matkap'ın, kabineye girmeden önce TBM M 'yc sunduğu "dii- şünceleri nedenivle mahkum olanların af- fedilmesine" ola'nak tanıvan yasa teklifı- ne hükümet karşı çıkü. Matkap, teklifinde, TMY'nin 8. maddesi ile Türk Ceza Yasasfnın 312. maddesinden ceza alanlann affedilme- sini önerirken, Devlet Bakanı Necmet- tin Cevheri, TBMM'ye gönderdiği hü- kümet görüşünde, teklıfın, bu suçlardan verilen cezalann afTedilmesini önleyen anayasanın 14 ve87. maddelerine aykın olduğunu savundu. Adalet Bakanı, yeni reform tasansı ile yargının hızlandınlacağını söyledi Moğultay: DGM'lerkaldınlmıyor YAHYAKOÇOĞLU Adalet Bakanı Mehmet Moğul- tay, "Yargı Reformu Tasansı'run. TBMM gündemine sunulduğunu ve mahkemelerin yeni örgütlenmesiyle ge- reksinime yanıt vereceğini ve hızlı bir yargı sistemi kurulacağını belirtti. Ha- kim ve savcı açığının 2 bin 567 ölduğu- nu belirten Moğultay, bu açığın gideril- mesi için bu ay içinde adli ve idari yargı- ya toplam 900 hakim adayı alınacağını söyledi. Moğultay, son günlerde "düşün- ce suçu" kavramı nedeniyle gündeme gelen DGM'lerin kapatılmasına yöne- lik bakanlığın herhangi bir çalışması bulunmadığını kaydetti. Adalet Bakanı Mehmet Moğultay. yeni adli yılın başlaması nedeniyle Cum- huriyet'in sorulannı yanıtladı: - Yargıda tıkanıklığa yol açan dava yoğunluğu nasıl giderilecektir? Kurulma- sı dûşilnülen (lstinaf Mahkemesi benzeri) yeni bir yapdanma var mıdır? Moğultay - Adalet dağıtımının isabet- li ve zamanında gerçek- leştirilmesi amacıyla bakanbğımda yapılan ve devamlılık arzeden çahşmalar sırasında. mevzuatta köklü deği- şiklikler öngören ta- sanlar bir 'reform' pa- keti biçiminde hazır- lanmış ve Türkiye Bü- yük Millet Meclisi'nin gündemine girmiş bu- lunmaktadır. Kamuo- yuna da sunulan bu ta- sanlarla getirilen yeni- likler şöyle özetlenebi- lir: "Mahkemeler Teş- kilatı yeniden yapı- landırümaktadır. Bu kapsam dahilinde. mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkile- ri yeniden belirlenmekte, ilk derece adliye mahkemeleri ile Yargıtay arasında üst mahkemeler oluşturulmaktadır. - Yargılama usulü tümüyle yeni baştan düzenlenmektedir. Hukuk Yargılama Usulü, Ceza Yargilama Usulü, İş Yaşa- mı ile ilgili yargılama usulü ve öteki yar- gılama usuİleri, bir bütünlük içinde ele alınarak yeniden düzen- lenmektedir. "Yürürlükteki yasa- lar gözden geçirilmiş, yargıvı tıkavan ve işle- >is,i gereksiz yere vavaş- İatan 500 hüküm ayı- klannıaktadır" -Hukuk mahkemele- rinde asliye hukuk - sulh hukuk aynmı kaldınlarak tek hakim sistemine gecılmekte- dir. "İş mahkemelerinin görev alanı genişletil- mekte ve uyuşmazlı- klann daha gröenli, sü- ratli biçimde çözüme kavuşturulrnası öngöriilmektedir" -İcra ve İflas Kanunu'nda icra takıp- lerinin sürat ve isabetle sonuçlanmasmı hedef alan değişiklikler >apılmaktadır. "Çek ödemelerinin düzenlenmesi hak- kında 3167 sayüı kanunda işlemlerin sağ- lıktı. güvenü ve süratle yüriitühnesine iliş- kin yenilikler getirilmektedir." -Başbakanhk'ta oluşturulması öngö- rülen "Kira Tespit Komisyonu'nun. Yargıyerinemafya devrede istanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan: Baro BaşkanıTurgut Kazan 'TJ. ürkiye'de bir 'yargı yetmezhğT, 'yargı açlığı' yaşamyor. Siyasetin kirliliği, geçinme zoriuğuyia birleşince vatandaş, saçma adalet önerilerine inanmaya başlıyor. Bir 'adil düzen" bu nedenie itibar görüyor. Yargmın 'kadro, imkan' ve 'kalite' sorunlan var. Bu sorunlar birleşince müthiş bir çöküş yaşamyor. Devleti oluşturan üç güçten biri olan yargı. böyiece yok oluyor. Nedemokrasi kahyorne başka kuraJlar. Yargı sistemi kilitleniyor. Yargı sistemi, hak dağıtımım sağlayamıyor, adaleti gerçekleştiremiyor. Dolayısıyia böyle bir sistem içinde avukathğın rolü de kalmıyor. Avukata, hak aramak için gidilir, yargı sistemi hak dağjtımını gerçekleştiremeyince vatandaş avukatagitmeyegerekgörmüyor. Hakkmı aramak için yargı dışı mekanizmalara gidiyor, . mafyaya gidiyor. Çünkü toplumsal yaşam boşluk kaldırmıyor. Boştuk bir biçimde dolduruluyor. Vatandaş, yargı dışı yollara da başvuramıyorsa, işini gördürmek için 'adamını' anyor. Davasını lehine sonuçlandıracak hakimin. savamn 'adamını' anyor. Yargı kilitlendıği için insanlar haklannı ona teslim edemiyor. Türkiye'deki avukatlar, sayı çokluğu yanında geçinme sıkınüsı yaşıyor. Geçim zorluğu çeken avukat, çözüm üretme işini yenne getiremiyor. Zihni, kazanmadığı paranın vergisini ödemekle, bürosunun, evinin kirasını ödemekle meşgul oluyor. Stajını gerektiği gibi yapamayan, geçinme zorluğu çeken avukat, yargıdaki kiütlenme nedeniyle daha bir zorluk içine itiliyor. Stajı ciddiye almak gerekli. Biz bir staj akademisi kurmayı önerdik. Stajyerlere kredi sistemine benzer olanak yaraülmasıru, baronun eğitim verebilecek olanağa kavuşturulmasıru önerdik." DEP davasmdakanıttarbşması •Beş eski DEP milletvekili ile Şırnak Bağımsız Milletvekili Mahmut Almak'ın yargılandığı DEP davasmda, dosyadaki kanıtlann okunmasına başlandı. Sanık milletvekilleri ve avukatlan, belgelerin sahte olduğunu ileri sürerek dosyadan çıkanlmasını istediler. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - "Vatana ihanet" suçla- masıyla haklannda idam cezası istemiyle dava acılan 5 eski DEP milletvekili ile bağımsız Şırnak Milletvekili Mahmut Ahnak'ın yargılandığı DEP da- vasında, samk Orhan Doğan'ın savunmasının izleyiciler tara- fından alkışlanması salonun elektriklenmesine yol açtı. Mahkeme Başkanı Muammer Ünsoy. Doğan'ı alkışlayan izle- yicilere sinirlendi ve "Şerefî, namusu olan salonu terk etsûı" diyerek salonu boşaltmalannı istedi. Ünsoy, "Burası mahke- me salonu, düğün salonu değil" dedi. Sanık avukatlan, Ünsoy'- un sözlerine tepki gösterirken, mahkeme aldığı ara kararla, bundan sonra sanıklan alkışla- yan izleyicilerin hiçbir duruş- maya alınmayacağmı bildirdi. Aynca, Avukat Hasip Kap- lan'a, bir duruşmaya katılma- ma cezası verdi. DGM'deki DEP davasını Yaşar Kemal ve çok sayıda yabancı gözlemci izledi. DEP davasının dünkü du- nışması zaman zaman gergin bir ortamda geçti. 22 klasörden oluşan delillerin okunması sıra- sında, DGM BaşsavcılığYnı, "sahtecilik"le suçlayan ve kimi kamtlann hukuka aykın olarak elde edildiğıni ileri süren sanık eski milletvekilleri ve avukatla- n, Doğan'ın alkışlanması ile başlayan olaylar sırasında da mahkeme heyeti ile tartıştı. Du- ruşmayı izleyen ünlü yazar Ya- şar Kemal, "Türkiye'nin de- mokrasisi mahkeme karşısında. Bu ayıp sadece Türkiye'nin de- ğil, hepûniz suçluyuz" dedi. Fransa Cumhurbaşkanı Fran- çois Mitterrand'ın eşi Danielle Mitterrand, sanık Leyla Zana'- ya gönderdiği mektupta, "yar- gdamanın, giderek rejimin yar- güanmasına dönüşeceğmi" söyledi. Eski DEP milletvekilleri Ha- tip Dicle, Ahmet Türk, Leyla Zana, Sırn Sakık ve Orhan Do- ğan ile bağımsız Şırnak Millet- vekili Mahmut Ahnak'ın yargı- landığı DEP davasının Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi"- nde (DGM) yapılan dünkü duruşması, dosyadaki delillerin elde edilme yöntemleri ve bun- lann gerçek olup olmadığı tar- tışmalan ile başladı. Mahkeme heyeti, bu tartışma üzerine du- ruşmaya kısa bir süre ara verdi ve aldığı ara kararda, "dava dosyasındaki delillerin değerlen- diriİmesi ve bunların hukuka uvgun olup olmadığınuı takdiri- nin tamamen mahkemeye ait olduğunu" bildirdi. mahkemelerin iş yükünü Önemli ölçüde azaltacağı kuşkusuzdur. "Bölge idare mahkemelerinin oluşumu değiştirilmekte; idare ve >ergi mahkeme- lerinde tek hakimle çözümlenecek uyuş- ma/lıkların kapsamı genişletiunekte- dir." -Bireyle idare arasındaki özel hukuk uyuşmazlıklannın uzlaşmayla çözüm- lenmesi amacıyla 'uzlaştırma kurulları'- nın kuruluş. görev ve yetkileri bir tasa- nyla düzenlenmektedir. U Y argı dili sadeleştirilmektedir" - Türkiye'de kaç mahkeme bulunmak- tadır? Bu mahkemelerde kaç hakim ve savcı görev yapmaktadır? Moğultay: "Türkiye genelinde 129 bölgede 19 Ağustos 1994 tarihi ıtibany- la mahkeme sayısı 2 bin 988'dir. Bu rakama, 4 ilde göre\ yapan 5 çocuk mahkemesi, 33 ilde görev yapan idari mahkeme ile 8 ilde görev yapan 17 DGM'nin de eklenmesiyle toplam mah- keme sayısı 3 bin 136'ya ulaşmaktadır. Bu mahkemelerdeki hakim ve savcı kadro sayısı 9 bin 408 olup halen görev yapan hakim ve savcı sayısı 6 bin 481 '- dir. Aynca Danıştay'da bulunan hakim ve savcı sayısı 186'dır" - Hakim ve savcı sayısı yeterli midir? Yeterli değilse bu açığın gjderilmesi için ne tür bir çalı- şma yapılmaktadır? Moğultay: "Adalet hizmetle- rinin yerine getirilmesinde ha- len görevli hakim ve savcı sayısı yeterli değildir. 25 Haziran 1993 tarihli 3825 sayılı Kanun ve 13 Temmuz 1993 tarihli 486 sayıü Kanun Hükmünde Ka- rarname ile hakim ve savcılann özlük haklannda yapılan iyileş- tirmeler, mesleğe olan ilgiyi arttırmıştır. Bakanhğımızca hakim adaylığı için açılan sı- naviara yapılan başvurulann giderek artması bunu göster- mektedir. Nitekım bu ay içinde adli yargıda 600 ve idari yargı- da da 300 hakim adaylığı için sınav açılmış bulunmaktadır. Bu gelişme dikkate alınarak Hakim Adaylan Eğitim Mer- kezfnin kapasitesınin arttın- lmasına çalışümaktadır. Diğer taraftan çeşitli nedenlerle mes- lekten aynîan hakim ve cum- huriyet savcılan ile avukatlar arasında mesleğe kabul için yapılan başvurularda da artış gözlenmektedir." - Hakim ve savcılann, demok- ratik hukuk devletinin üç gücün- den biri olan > argıv ı temsil ettik- leri düşünüldüğünde. eğitim dü- zeyleri yeterli midir? Aksini düşünüyorsanız bu eksiklik nasıl giderilecektir? Moğultay: "Anayasa ve ya- sjlanmızda öngöriilen mahke- melerin bağımsızlığı ve hakim- lık teminatı ilkelerine göre Fürk ulusu adına yargı yetkisi- nı kullanan hakim ve savcı- lanmızın. demokratik toplu- mumuz içerisinde önemli ve an- lamlı bir yeri olduğunda kuşku yoktur. Bu sebepledir ki hakim ve savcılann mesleğe kabulleri ve bu sırada aranacak nitelikle- ri, sınıf ve dereceleri, ilerleme ve yükselmeleri, yer değiştirme- leri. denetimleri ve haklannda >apılacak soruşturma ve ko- ğuşturmalar ile sosyal haklan yasalarla düzenlenmiştir. Ha- kim ve savcılann mesleğe alını- rken, adaylıklan sırasında, staj yaparken ve eğitim merkezinde bulunduklan sürede, meslcğin gerektirdiği onur, tarafsızhk ve adalet duygusuna sahip olarak yetişmeleri için tüm olanaklar kullanılnıakla ve iyi sonuçlar alınmaktadır" - Devlet Güvenlik Mahkeme- leri'nin kapatılması yönünde ba- kanlığınızca vünirülen bir çalı- şma var mıdır? Moğultay: "Kuruluşu anaya- sa ile öngöriilen Devlet Güven- lik Mahkemeleri'nin kapatı- lması yönünde herhangi bir ça- lışma bulunmamaktadır." PERŞEMBE ORHAN BURSALI Çağdaş Köle Ihtiyaa Dünya'da nüfus artışına sınırlama getirilmesi için ül- keler arasında bir anlaşma ve uzlaşma arayışlanna köktendinci örgütler ve bazı şeriatçı ülkeler niçin şiddet- le karşı çıkıyor? Dini gerekçelerine bakılacak olursa, üreme Tanrısal olaydır! Siyasi gerekçeleri ise: Hıristiyanlar, Müslümanların çoğalarak dünyaya egemen olmasına engel olmaya ça- balıyor. Çünkü, dünyada Müslüman ülkelerde nüfus artı- şı, Hıristiyan ülkelere kıyasla daha hızlı. Ancak bu gerek- çelerinin iler tutar yanı yok. Dünyada nüfus artışınm dizginlenmesine karşı çıkma- larının altında yatan temel neden tamamen kendi iktidar kaygılan... ••• Köktendinciler, ülkemizde de, Mısır ve Cezayir'de de iktidarı ele geçirme kavgası içindeler ve bu amaçla şid- det ve terörü ana ilke edinmiş durumdalar. Bu yolda kendilerine, gözlerini kırpmadan ölecek, ikti- dara geldiklerinde de güdecek sürüler gerek... Henüz birey ve yurttaş olamamış, kendi beyni ile dü- şünme ve karar verme yetisi gelişmemiş veya bu yete- neği ve donanımı edinememiş milyonlar... Bu nitelikte kitleler yaratmanın iki yolu, toplumları eği- timsiz ve öğretimsiz bırakmak; bu egitimsiz ve oğretim- siz kitleleri de hızla çoğalmaya teşvik etmek. Türkiye gibi, eğitimsizlik çemberinin kırıldığı, öğre- nime-eğitime önem verildiği ülkelerde de izledikleri yol ise eğitimi yönlendirmek, tekellerine almak ve ideolojik olarak tek boyutlu insanlar yetiştirmek. ••• Şeriat cenderesi içinde olan ve cenderesi içine alın- mak istenen islam ülkelerindeki nüfus artış hıziarına ve eğitim durumlarına bakınca, Müslüman toplum üzerin- de oynanan bu oyun çok daha iyi anlaşılıyor. Gelişmiş, sanayileşmiş, maddi refah içinde bulunan Avrupa ülkelerinde, okuma yazma bilmeyenlerin oranı- nı yüzde 1, nüfus artış oranını sıfıra yakın, ortalama ömrü 77 yıl, bebek ölüm oranını yüzde 10 temel alarak kıyaslayalınr Şeriatçıların iktidarda olduğu veya iktidar olmak için savaştığı bazı Müslüman ülkelerde okuma yazma bil- meyenlerin oranı şöyle: Somali'de yüzde 76; Sudan'da yüzde 73; Afganistan'- da yüzde 71; Pakistan'da yüzde 65; Yemen'de yüzde 62; Mısırdayüzde56; Bangladeş'teyüzde53; Fas'tayüzde 50; Cezayir'de yüzde 48; Iran'da yüzde 46; Suudi Arabis- tan'da yüzde 36; Irak'ta yüzde 32... (Türkiye'de yüzde 19) Yine islam ülkelerinde ortalama yaşam süreleri ise (yıl): Afganistan da 45; Yemen de 50; Somali, Bangladeş ve Pakistan'da 56; Mısırda 60: Irak'ta 63; irdn'da 65; Ceza- yir'de 66; Suudi Arabistan'da 67... (Türkiye'de 70) Nüfus artış hıziarına gelince (Yüzde): Irak 3,8; Su'iye 3,7; Yemen 3,5; iran 3,4; Somali 3,3; Suudi Arabistan 3,1; Pakistan 2,9; Cezayir 2,4; Mısır, Bangladeş ve Afganistan 2,3; Fas 2,2... (Türkiye 2) Bebek ölüm oranlarına da bir bakalım (Canlı doğan bin bebekten ölenler): Afganistan 164; Somali 116; Bangladeş 112; Pakistan 105; Sudan 85; Irak 84; Mısır 80: Suudi Arabistan 69; Iran 66; Cezayir 57; Suriye 45... (Türkiye 54) • • • Göruntü çok açık: islam ülkelerinde halkın yarısından fazlası okumuyor ve yazmıyor. Köktendinciler daha ne ister? Kulaklara akıt akıtabildiğin her istediğini... islam adına ve Tanrı adına. Böyle halkın ne olayın aslını ara- masına olanak var, ne de akıl ve düşünce yürüterek ve üreterek kıyaslamasına, kendince gerçeği aramasına ve bulmasına. Üremeyi de Tanrı işi say (aslında salt erkek işi olarak bırak!) ve doğum kontrolünü de Hristiyanların Müslü- manlara savaşı! Ne de olsa bu uyduruk gerekçelere inanacak milyon- lar hazır... Müslüman nüfus dünyada 100 milyara bile varsa bıra- kın dünya egemenliğini ele geçirmeyi, kendi toprakları- nı dahi koruyamayacağını kavrayamayacak... 3 milyonluk Israil gerçeğini bile yorumlayamayacak... Ve bugünkü dünyadan habersiz... SHP Genel Başkan Yardıması Mehmet Gülcegün: Nasyonal sosyalist Ecevit umut olaıııazANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - SHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Gülcegün. DSP lideri Bülent Ecevit in 'nasyonal sosyalist' olduğunu savunarak. "Sayın Ecevit'in şimdi veniden solun kurtancısı gibi gösterilmesini. veniden umut haline getirilmesini anla- mak mümkün değildir" dedi. Gülcegün. dün düzenlediği basın toplantısında, Ecevit'in solun bütünleşmesi çabalanna sürekli sırtını döndüğünü vur- gulayarak. şunlan söyledi: "Sayın Ecevit, yeniden solun umudu olmak isthorsa, önce- likle örgütsel anlayışını değiş- tirmesi gerekir. Âdında, de- mokratik sözcüğü olmasına karşın. Sayın Ecevit'in partisi de, demokrasinin işlediği bir ör- güt > apısına sahip olamamtştır. Bu vönüyle iki kişinin yöneti- minde olduğu parti göninümü- nü aşamamıştır. Sayın Ecevit'in yeniden solun umudu olması için asıi yapılması gereken, ba- kış açısını değiştirmesidir. Ül- kemizin en önemli sorunu olan doğu-güneydoğu sorununda Sa- vın Ecevit giderek, şoven, u-kçı bir anlayışın temsilcisi ounuş- tur. Bu anlayışı "milliyetçi sol- culuk' gibi bir terimle saklama- ya çalışmak mümkün değildir. Bu siyasi literatürde olsa olsa "nasyonal sosyalizm' terimiyle açıklanır. '• VILLA MATA• • HOTEL •î. J ÇUKURBAĞ YARIMADASI KAp .ANTALYA { 1 GÜN ODA KAHVALTI 250.000.- TL Cumhuriyet Cad. 309 /1 Harbiye 80230 İSTANBUL >-• İS^^rl^L^S^^- 231 59 19 / 230 61 21 / 230 25 05 (S> HAYDARPAŞA GİRİŞ GÜMRÜK MÜDÜRLÜĞÜ 1991 33982 Gümrüğümüzce Erk Lastik Sanayi ve DışTicaret Ltd.Şti. adına tescilli 33982 sayılı 25.09.1991 tarihli ginş beyannamesi muhteviyaü eşyadan kaynaklanan 67.228.286.-TL. gelir eksiğininin tahsili için düzenlenen 11031 sayıb 29.08.1994 tarihli 738 öraek yazıınız adıge- çen fırmaja tebliğ edüememesi nedenj>le söz konusu yazımız yerine kaim olmak üzere 7201 sayılı kanunun 28 ve 29. maddeleri gereğince ilanen tebliğ olunur.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear