22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
18EYLÜL1994PAZAR CUMHURİYET SAYFA 13 KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇ AK Turirîye'den Iibya'ya bitki kaçakçılığı C uma günü saat 17.20 sularında Yakın Doğu Denizcilik Acen- tesi'nden Birsan Hanım telefo- nun öteki ucundaydı ve nere- deyse soluk almadan konuşuyordu: -Şirketimiz, Libya'ya ENKA adına canlı yeşil bitki gönderecekti. Ihracat için gerekli tüm işlemler yapıldı ve bit- kiler konteynıra yerteştiriIdikten son- ra Muzaffer Şenkaya gemisine yük- lenmek üzere Haydarpaşa Limanı'na getirildi. Saat 15.00'te bir gümrük memuru, karantina bejgesi istedi. Saat 16.00'da bu belge gümrüğe verildi fakat bu kez Müdür Yardımcısı Mehmet Bey, Tarım ve Tarımsal Üretim ve Geliştir- me Genel Müdürlüğü'nden bu bitkile- rin yurtdışına ihracında bir sakınca ol- madığını bildiren yazı getirmemizi is- tedi. Bütün bunlar saat 17.00'ye kadar yapılacaktı ve yazıyı verecek makam Moda iskelesi Ankara'daydı. Birsan Hanım, derin bir nefes alıp konuşmasını sürdürdü: -Telefonla Ankara'yı aradım. Sıra- sıyla Gümrükler Genel Müdürü Ra- mazan Uludağ'ı, gümrüklerden s o rumlu Devlet Bakanı Ali Şevki Erek'i, Müsteşar Haluk Meral Gökmen'i, Gümrükler Daire Başkanı Asım Ak- kaya'yı, yardımcısı Necati Durmuş'u aradım ve hiçbirine ulaşamadım. Çünkü sekreterleri Ankara dışında ol- duklarını söylediler. Ankara'da birtek yetkili yoktu. Yeni bir nefes arasında soru sorma fırsatını yakaladım -Bu durumda gemtyi kaçırdınız herhakte? -Hayır. Gemi şirketimizin kiraladığı bir gemi. Yükü bekliyor. -O hakte... -Bitkiler dört gün dayanacak şekil- de sulandı ve konteynıra yüklendi. Gemi, kalktıktan dört gün sonra Tri- poli'de olacaktı. Fakat şimdi araya cu- martesi ve pazar girdiği için bitkilerin yolda bozulması söz konusu. -Ne işe yarar bu bitkiler? -Bunlar ENKA'nın Libya'da inşa ettiği villaların bahçesine ekilecek... -Fakat siz de biliyorsunuz ki bazı bHkilerin yurtdışına çıkanlması ya- sak. -Evet yasak. -Ubya'ya göndeıilecek bHkiterin arasında da bu tür yasak bitkiler ola- bilir. Bu bakımdan izin beigesl iste- meleri doğal... -Hollanda'dan ithal edilen bitkilerin mi? -Nasıl? -Bu bitkiler daha önce Hollanda'- dan getirilmiş. Libya'daki inşaatlarbi- tinceye kadar Türkiye'de tutulmuş... line geçen herşeyi satmaya kalkışmaktan başka bir işi ol- mayan Kamu Ortaklığı idaresi, tarihi Moda vapur iskelesinde karaya oturacağa benzer. Moda iskelesini satışa çtkaran KOl'nin karşısına bu kez 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yasası çıktı. Yasanın 13. maddesi, "Ha- zineye ve diğer kamu kurum ve kuru- luşlarına ait olup, usulüne göre tescil ve ilan olunan, her çeşit korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlığı ile bunlara ait koruma sınırları dahilindeki taşınmazlar, Kültür Ba- kanlığı'nınizniolmadan.gerçekvetü- zel kişileresatılamaz, hibe edilemez" hükmünü getiriyor. Anıtlar Yüksek Kurulu'nun 11 Şubat 1978 gün ve 10275sayılı kararı ile "ay- nen korunması gerekli eski eser" kapsamına giren Moda iskelesınin satılması yolunda Kültür Bakanlığı'- ndan verilmiş bir izin bulunmuyor. Ancak yine de dikkatli olmak gerek. KOİ bu... Herşey beklenir! Esimle şöyleblr kütüphaneye bakbk, sadece ikl kttap okumuşum. Doğan Güreş Bahçelievler Lisesi Müdürü ve... B u yıl ortaokulu bitiren Kahra- man Karaman, büyük ab- lasının mezun olduğu, küçük ablasının okuduğu Bahçeliev- ler Lisesi'nde eğitimine devam ede- cekti. Annesi Nurhayat Karaman, süresi içinde tam dört kez okula gitmesine karşın, müdür Mehmet Dilsiz'in öne sürdüğü türlü-çeşitli bahaneler yü- zünden kayıtyaptıramamıştı. Sonunda Kahraman'ın dayısı Nuri Kaya geçen perşembe gunü Bahçeli- evler Milli Eğitim Şube Müdürlüğü'ne giderek müdür yardımcısı ihsan Küçük'le görüştü. -Maaşına haciz gekJi diye üzülme Muratçtğım... Ben sana başka maaş alınm... (Bltgtoayar Monta|: Ha»an llhan) Okullar açılırken, istanbul'un caddeleri sürücülerin trafik ku- rallarına uymasını isteyen pankartlarla donatıldı: "Şoför amca, dikkat okula gidiyorum" Vaziyet okuru Iskender Uzun, Istanbul Valiliği'nce hazırlanan "şoför amca'iı pankartlar üzerine şu soruyu sormadan edemedi: -Istanbul'da bayanlar otomobil kullanmıyor mu, şoför teyzeler yok mu? Amca! Issız bir ada: Truva feribotu ruva feribotu ile Izmir'den Istanbul'a gelen Mustafa Dav- ran'ın canı Türkiye Denizcilik işletmeleri'nin saptadığı saat- te salona girip öğle yemeği yemek is- tememişti. llerleyen saatlerde büfe- den bir tost ya da sandviç almak iste- di. Fakat büfede sadece rakı ve leblebi satılıyordu. Meze olarak beyaz peynir bile yok- tu. Büfedeki görevliye ne zaman bir- şeyler yiyebileceğini sordu. Aldığı yanıt karşısında kendisini ıssız bir adada mahsur kalmış gibi hissetti: -Akşam 8'de, yemek salonunda! Soda Bu yaz memlekete giden Erşen Önsel, Trabzon'daki kardeşinin yaşadığı bir "fıkra"yı anlattı... Akrabalardan biri kardeşine ziyarete gelmiş. O da sormuş: -Birer viski içelim mi? -Tabii. -Nasıl alırdın? Soda, buz, su? Sodavarmı? Soda yok ama şimdi çocuklara aldırınm... 15 dakika sonra sodalar gelmiş: Sodayı ne kadar koyayım? -Ben viskiyi sodayla içmem. -Az önce soda istememiş miydin? -Yoo, sadece soda olup olmadığını sormuştum. Izmir Pamuk Mensucat Sendikası • zmir Pamuk Mensucat A.Ş.'de işe başlamak için üç gün uğ- raşıp sedimantasyon ve lokosit sayımından sabıka kaydına ka- dar 20 belge toplayan ve fakat 10 gün çalıştıktan sonra kapının önüne konan işçi konusunda bir "açıklama" geldi... Açıklamayı işveren değil, işverenin tutumunu bilen Cenan Şlşman gön- dermiş: "insanlık onuru, işşizlik zaafı baş- lıklı yazınızda çıkan kişinin işten çıkış nedenini, Izmir Pamuk Mensucat A.Ş. 'nin personel politikasını bilen bir kişi olarak açıklamak istedim. Fabrika yeni işçiyi iki yıl asgari üc- retten çalıştırır. Tam yeni toplu söz- leşme görüşmeleri başlayacağı za- man, yeni zam ve haklardan yararlan- maması için eski işçilerin birçoğunu işten çıkarır. O arkadaş ağustos ayında işe gir- miş. Eylül ayında başlayacak yeni toplu sözleşmedeki zam ve haklardan yararlanmaması için işten çıkarılmış- tır. Fabrika yeniden asgari ücretten işçi alacaktır. İşten çıkarılan arkadaşın ve kamuo- yunun merakını giderdiğimi sanıyo- rum." Bu açıklama üzerine insan ister is- temez, Izmir Pamuk Mensucat A.Ş.'- de toplu sözleşme yapan sendikayı merak ediyor. Aldığı yanıt çok açıktı: "Bir dilekçe ile okula başyurun, kaydınızı yapma- ları gerekir." Fakat, okul müdürü Dilsiz hiç de öy- ledüşünmüyordu: "Kayıtsüresini ge- çirdiniz. Zamanında gelseydiniz." Nuri Kaya'nın yapabileceği tek şey vardı o da, dilekçesinin işleme konu- larak olumlu ya da olumsuz bir yanıt verilmesi... Oilekçe vermenin anayasal bir hak olduğunu da belirtmişti kı, müdür Dil- siz'in bir andanevridöndü, tehditedil- diğini öne sürerek bir polis arkadaşı- natelefonetti. Bu arada odacıya da kapıyı içeriden kilitleterek, "sanık Nuri Kaya'yı gö- zaltına aldı. Neyse ki polis arkadaşı gelmekte gecikince, müdür Dilsiz, sanığı bir da- ha gözüne gözükmemek üzere ser- best bıraktı. Nuri Kaya da soluğu Istanbul Mitli Eğitim Müdürlüğü'nde aldı. Müdüre olmasa bile özel Kalem'e ulaştı. Hak, hukuk, yasa, anayasal dilekçe hakkı filan deyince ûzel Kalem'deki görevli "bırakın bunlan" dedi ve Nuri Kaya fazla ısrar ederse yeğeninin lise eğitimine devam edemeyeceğini anlamakta gecikmedi... Bu arada gö- revli, Bahçelievler Milli Eğitim Şube Müdürü Nail Kılıç'la görüşmesini önerdi... Yeğeninin istikbali ile oynamamak için Nuri Kaya devreden çıktı. Şube Müdürü ile Kahraman'ın annesi Nur- hayat Karaman görüştü ve tekrar Bahçelievler Lisesi'nin yolunu tuttu. Müdür Dilsiz, öğrencinin kaydını ker- hen kabul etti ve şöyle dedi: "En ufak bir şeyde ben size göstereceğim." Dilsiz müdür neyi göstereceğini ise söylemedi... Nurhayat Karaman, sakin olmaya çalışarak odadan çıkmıştı ki yolunu müdürün fedaisi rolündeki odacı kes- ti: "Kayıtyaptırdınız ama..." Karaman ailesi şimdi kara kara dü- şünüyor... Çocuklarının başına bir kö- tülükgelir midiye... Siz ne dersiniz Milli Eğitim Bakanı Sayın Nevzat Ayaz? Velinin parası ursa'dan bir grup veli, Vaziyet aracılığıyla Milli Eğitim Bakanı Nevzat Ayaz'a bir mektup gön- dermiş: "Devlet okullarından zorunlu bağış adı altında toplanan paraların eğitime katkı payı olarak özel okul velilerine aktarılacağmı basından öğrenmiş bu- lunuyoruz. Laik, demokratik Türkiye Cumhuri- yeti'nde, daha önce varolan eğitimde- ki fırsat eşitsizliği, başlatacağınız bu uygulamayla kangrene dönüşecektir. Çocuklarımızı ekonomik sıkıntılar ne- deni ile devlet okullarında bile zar-zor okuttuğumuz düşünülürse, kaynak aktarımının hangi okul velisine yapıl- ması gerektiği daha kolay anlaşıla- caktır. Bu yanlış karar 15 milyon öğrenci ailesinde, çocuğunu okutmak zorun- da oldugu için dişinden tırnağından arttırarak bir kenara ayırdığı parayı özel okul velisiyle de paylaşmak zo- runda olduğu gibi haksız, yanlış, yer- siz bir inancı doğurmaktadır. Sizlerin, zaten varolan ekonomik sı- kıntılar nedeniyle bunalan insanları, bu yanlış kararla daha da yalnızlığa it- meyeceğiniz inancını taşıyarak, en kısa zamanda açıklama yapacağınız beklentisi içindeyiz." B MEKTEP Refah iktidarında tüm okullar, imam hatip olacakmış... -Kanlı mı olacak, kansız mı! ÇİZGİLtK KÂMtL MASARACJ KARGACA KEMAL GÖKHANGÜRSES HARBİ SEMtHPOROY TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAH 18EyWI RM GENEL SEKRETERI 1961 'De BUGÜN, BİtLEŞMİŞ MİLLETUEM GSNEL SEKRETERİ, rSUEÇLİ PİPLOMAT DAG HAMMAH. SKJÖLD (_MEMlRfUO-X^C>N60'M Sl/Z UÇAK KA2ASINDA ÖLPÜ. 1353'TEN Su YAA1A BM GE- NEL SEKRETERI OLAN HAMMARSIOÖU), HUKÛUBİ LBRİN ETKlS-l DIŞlNM KALABlLECEK BAĞIUSIZ BİR SİVIL O/SSÜrÜA/ GEJgÇEIOJE^TlRİLaBtLECE- ĞİHE İÇTEHLİiaE /MAIMtŞTr. OfJUN "SESSİZ DİPLOMASı" DEP/SI TEKE TEK GÖRÜfME Vö/V 7EMİ,8ıRÇOK SORUNUNÇÖZUMÜHOe rAHARU ' OLUYORDU. ÖZEU.IKLE, ORTAOOĞU VE KOM6O'. DAKİ KARIŞIKLIKLARlN 6İDERILMESİ /Ç/N UĞ- RAÇ VERSN HAMUARSKJÖLD, GERE&İhiDE KUL- LAhllLMAK ÜZERE ILKASKEIİÎ SM. GÜCÜKIÜ DE OLUŞTURAN KISlYDI.. Ankara Büromuzun sevgili MEHMETALÎ'sme ve SEHER kardeşimize mutluluklar dileriz. CUMHURİYET ÇALIŞANLARI 18Eylull994, Tarsus/Gulek Nişanlandık, mutluyuz HARİKAALPÖZEN ŞEVKETSARAL 17 Eylül 1994 Süifke SAT1LIKYALIDAİRESİ Kuzguncuk'ta sahibinden satıhk yalı dairesi Tetefon:2723132 VEFAT Yiğit, demokrat insan. değerli eğitimci Emekli öğretmen MEHMET ENGİN'İ ENGİN HOCA'mızı 1929-15.9.1994 k a y b e t t l k Merhuma Tann'dan rahmet diler; gerek hastalığı sırasmda ziyaret eden; gerekse vefatmdan sonra bizzat gelerck taziyelerini sunan; telefon, telgrafla aamızı paylaşan, cenazesine çiçek gönderen değerli dostlanna ve öğrencilerine şükranlanmızı sunanz. AİLESİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear