23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 18 EYLÜL1994 PAZAR 10 PAZAR YAZILARI Fig^ro'nunDüğünü, sardunyalar vemüzikle yoğrulmuş biryaz akşamı VİYANA MEHMET PALA Viyana'da yaz, bunaltıa sıcaklığını artık sonbahar serinliğine bırakmaya haarlanı- yor. Durgun akan Tuna Nehri'nin hemen kenannda gerilmiş bir yay gibi duran gör- kemli Bırleşmış Milletler binasında bir top- lanüya kaülacağım. Avrupa'da en hoşlandığım şehirlerin başı- nda gelir Viyana. En çok, Belediye SarayT- nın pencereîerini süsleyen sakız sardunya- lannı özlemişim. Belediye Sarayı, daha çok bir katedrali andınyor. Pencerelerini, kırmızı çiçeklenyle el ele tutuşmuş sakız sar- dunyalan güzelleştiriyor. Belediye Sarayı önündekı iki yanı büyük parkla çevrilmış genış alan. yeni bir Viyana akşamına haarlanıyor. Bu alana büyük bir sinema perdesi yerleştirilmiş ve önüne de 1500-2000 kişinin oturabileceği sandalye ve banklar dizilmiş. Karajan-Bernstein-Böem Film Festivali'nde bu akşamki gösten. Mo zart'ın ünlü 'Figaro'nun Düğünü' operası. Hemen arkada, iki yana dizilmiş küçük ku- lübelerde yiyecek ve ıçecek satılıyor. Daha çok da birasını alanlar yer bulurlarsa masa- larda ya da ayakta koyu bir sohbete dalıyor- lar. Hemen her ülkeden yiyecekler satılıyor. Soya soslu, sarmısaklı somon baiığı sunulan Japon köşesine takılıyor gözüm. Japona benzeyen ıkı aşçıdan birinin Türk olduğunu, "Afiyet olsun" sözleriyle anbyorum. Opera binasında başlayıp Stephan Kated- rali'ne kadar uzanan Kartner Caddesi araç trafiğine kapah. İki yanı, mağazalann ve kahvelerin renkli ışıklanyla süslenmiş. Kah- veleriyle ünlü Viyana'nın bu canlı caddesi- nin kendine özgü bir havası var. Her yaştan insan, ama ille gençler dolduruyor caddeyi. Kendine özgü, tarihın her an yaşandığı. sevimli ve hoş bir şehir Viyana. Paris'le Vi- yana'yı hep birlikte düşünürüm. Ortak yan- lan nu? Gtniş park alanlan ve caddeleri, tari- hi binalan, müzeleri ve de kahveleri... Ertesi akşam Viyana HofburgOrkestrası'- nın çaldığı. Johann Strauss'un vals ve opera konserine gitmeyı planlıyorum. Geçen yıl kısmen yanan tarihi Hofburg Sarayı Konser Salonu'nda müziklı bir akşam yaşayacağım içın sevınçliyim. "İrtsanın yaşadiğının farkına varması" duygusunu bilir misiniz? Viyana'- da konsere gitmek böyle bir duygu ışte. YAŞAR HOLDİNCİN KONUT SEKTORUNDE BUYUK ATILIMI Yaşamkent. •• Yaşam m Altın Anahtarı ••$9* Yaşamkent... istanbul'da çağdaş ve sorunsuz bir yaşam için yepyeni bir fırsat. Marmara Denizi ve adalarm pmltılı manzarasını tarifsİz bir coşkuyla seyredeceğiniz Yaşamkent; deniz ve kara ulaşımı ile kentin her böfgesine çok yakın... Modem mimarisi 103 m*' den 210 m*'y e kadar bahçe katlı normal ve dubleks daire seçenekleri, Avrupa malzeme ile oluşturulan titiz işçiliği, alış veriş merkezleri, spor alanlan, dört mevsim yeşilin her tonuyla buluşacağınız eşsiz çevre düzenlemesi ile Yaşamkent, sizi bekliyor. •»II 18 - ' * "« ""! Tf» Yaşamkent... 1. Kısım Konutları Yaşar Holding- Otak İnşaat kalitesi ve güvencesiyle yaşamınıza sunuluyor. "Cerçek bir ev sahibi" olmak, seçkin bir ortamda huzur içinde yaşamak, cazip fiyatlar ve uygun ödeme koşullarıyla Yaşamkentli olabilmek için, hemen bizi arayın, altın anahtarınıza kavuşun. Yaşamkentli olan komşularımıza dairelerinin altın anahtarları hemen verilecek ve 1. kısım konutlar 20 ayda kesin olarak sahiplerine teslim edilecektir. • Cazıp fiyatlar • 48 aya kadar dilediğiniz koşullarda vade • Uygun faizli banka konut kredısı • Peşm odemelerde özel indırim, tauratyonsuz Bahçekat aaırete' taTial ka' daıretef Dubleks daıretef 103- "23- 206 1"7m 127 m 2 1 0m 2 ! 7 l 090- 1 730- 3293- 1210 1950 3 370 14» 2800 30-940 -1640 •2860 Yaşamkent OTAK İNŞAAT A Ş MAITIPE YAŞAMKENT OTAK KONUT PAZARLAMA A Ş Altay Çeşme Mahallesı E-5 Karayolu Ustu Maltepe - İSTANBUL O T A K Bir Yaşar Holding Kuruluşudur TEL (0-216) 305 70 81-82 FAX (0-216) 305 70 65 Küçük Prens'ten bugünedeğişmeyenler Çocuklann bakışlan ne gü- zel! Doğalbk ve dürüstlük yük- lü. İnsana insan olma fırsatı ve- ren korunmasızlıklan ne güzel! Yazgılan ise ne kaJar farklı her binnin! Hangı ülkede, han- gi ailede doğduklarına göre ya- şamlan baştan belırleniyor. Yoksullukian ve zengmlikten paylannı alıyorlar hemen. Işte Rus çocuklan! Çoğu ma- viş, san saçlı, beyaz tenlı ve öy- lesine sevimli! Ve ne yaak kı yoksulluk içinde çoğu İçlenn- den kaçı, 'Şeni Rus" denilen taze burjuvaîann aılesınde doğ- ma şansına enşebiliyor ki? Artık eğıtım para gerekliri- yor; çocuk yuvalan eskısi gibı "sudan ucuz" değil; oyuncaklar el yakıyor. Küçük yaşta aıle bütçesine omuz \erenlenn sayısı artıyor. Aynca "vahşi kapitalizm" dönemınin kültürü en çok ço- cuklan etkiliyor. Geleceğın -hatta bugünün- suçlu ve hasta insanlan yetişıyor. Kitapçılann raflannda ço- cuklar için yazılmış öyküler ve masallar giderek azahyor, toz- lanıyor Ne yazık! İnsanlunn ölüme terk edılmesı gıbi oeğıl mıdir kıtaplann ilgisız bırakıl- ması? Oscar VVilde, "Eğer insan bir kitabı birkaç kez okuma>ı,cjA- sa hiç okumasın daha iyi" ciı v or Bunu. "Antoine de Saint-1 >j- pery'nin 'Küçük Prens'ın r sonra bır kez daha okurK ı da- ha iyi anhyorum. Acele .rnıe- den, ama bir solukta okunabı- MOSKOVA •3 HAKAN AKSAY lecek küçük ve çok güzel bir öy- küdür. "Tembeüere türlü düşler kur- duran şu küçücük san şeyler"- den, yanı yıldızlardan gelen Küçük Prens, bugünün Rus- yası'nı görse ne düşünürdü aca- ba? Hani. şu bir bahçede beş bm gül yetiştırmelerine karşm yine de aradıklannı bulamayan insanlara, onlann sevgiden ve düş gücünden yoksun olmalan- na şaşan Küçük Prens... Kazanma hırsıyla birbirini ezen, aldatan; dostluklannı, inançlannı ve kendını satan bunca ınsanın ıçıne düşünce, "Bir kerecik olsun çiçek kokla- mamış, hiç >ıldız görmemiş, hiç kimsey i sev memiş, ha v atında sa- vıları (sahip oldukları ve olacak- İarı şeylerin sayılarını) saymak- tan başka bir şey yapmamış" kimbilır kaç "önemli adam" bu- lurdu 0 .. "İnsan ancak yüreğiyie baktı- ğı zaman doğnıyu görebilir; ger- çeğin mayası gözle göriilmez" dıyen Küçük Prens, "dost satan dükkanlar olmadığı için dostsuz kalan" ne kadar insan fark ederdı? Belkj bir kez daha, baş- kalan için hrç^ararak ağlardı. Sanayi Devrimi'nin kömür karaa kentleri LONDRA EDİP EMtL ÖYMEN Kuzeybatıda kendı halınde bir kent Preston. Hiçbir güzel- liğı olmayan. Kentte 'L'muf ısimli bir düzine sokak, cadde, yer var. 'Umut Sokağı', 'Lmut Caddesi', 'tmut Meydanı', 'Lmut Tepesi' gıbi. Geçen yiiz- yıldan kaima. Gelıp geçen bele- dıyeler levhalan ve isımleri elle- memış. Her gelen, kentin tarihı- ni sürdürmüş. İyi de Preston neden bu ka- dar takmış hımut'a? Sadece ora- sı mı? Sanayi Devnmi'nın do- ğup büyüdüğü, sermaye bın- kımı yaptırdığı bütün yerlerde de. Leeds, Bradford, Burnley'- de. Sanayi Devnmı. kışısel gin- şimle başlamış. Ne yasa, ne iş hukuku, ne sosyal siyaset. ne si- gorta, ne ışçı hakkı. ne çevreye özen. ne bir şey. İşçinin tek ça- resi, yaşam koşullannın iyileşe- ceği günleri 'umut'la beklemek- miş. İnsanlar neden umutsuz- muş. bunu anlamak için bura- lara kadar çıkıp gelmek gerek. Bu kara kentlere. İngıltere'nın ilk enerjı sıkıntı- sını yaşadığı yıl daha 1619. De- mir döİ:üm atölyeleri için yakıt lazım. Yakıt da yöredeki meşe ormanlan. Kes İces, bakmışlar ki bıtiyor. Dud Dudley, ilk kez kok kömürü kullanarak demir cevherinden demır elde etmeyi denedi. Birkaç yılda parlamen- todan patent de aldı. Ama karşısında demirciler loncasını buldu. Kömürle, çünkü demir üretımı kolaylaşacak, fıyat dü- şecektı. Ama 1709"da Abraham Darby, demır cevherini kok kö- mürü ile üretmek ıçın izin ala- bıldı. Birkaç yıl içinde Thomas Newcomen. buhar makinesmi gelıştırdı Darby de fabrikatör olmuştu. Buhar makınesı sılin- diri dökmeye başlamıştı. Bu arada Sanayi Dev nmi almış yü- rümüştü zaten. Binlerce baca- dan savrulan kömür du- manının kapkara yaptığı yö- renın bugün bıle adı Kara B6I- Türkıye'de hep tartışılan özel ginşim, serbest pıyasa ekono- misi. rekabet, kamu yatınmcıb- ğı gibi kavramlann dünyaya nasıl geldiğını anlamak için Sa- nayi Deyrimı kentlerini görmek gerek. İşçilerin. örgütlenmeyi öğrendiklen yerleri. Marx ve Engels'ın kapitalizme diş bile- dıklen yerlen. Charles Dic- kens'e 'Zor Yıllar'ı yazdıran yerleri. Bronte kardeşlerin var- İıklı-yoksul tabakalan anlattık- lan 'Jane Eyre' ve 'Uğultulu Te- peler'i yazdıklan yerlen. Tüm mevsimlerin engüzelieylül Aylann değil. mevsimlerin en güzelı eylül. Bu ay, hangi aala- nn rastgetirildıği bir ay olsa da, öylesine özgün bir yere sahip kı, ben ona mevsim dıyorum. Hele İsveç gıbi 'ara mevsiınler'in be- belere 'ce-ee1 der gibı geçtiği bir ülkede eylülün tadına doyum olmuyor. Üstelik buradaki ey- lülün. Türkiye'deki eylülle pek ılgısı de yok; pek değıl. hiç yok. Bu yılın eylülü. yaz yorgunla- nnı Strindberg'le karsıladı. Bil- miyorum. diyelim bir Sait Fa- ik'i, Orhan Kemal'i yaşadıklan yerlerde ansak; bugüne dek ne kadar yapı kalmıştı o zaman- dan? Sak'in adası -neyse- duru- yor, evi de -henüz- yerinde. ama uğradığı bir kahve, lokanta var mı bugün? Orhan Kemal'in 'ar- kadaş tslıklarına' çıktığı ev nere- de şimdı? Burada eyiüle, bu kültür mevsimıne. August Strindberg"- lc girilince resmen kıskançlık çektim. Adamın yazdığı, anlat- tığı, bulunduğu yerlenn hemen hepsi duruyordu çünkü! Her şeyden önce evi; sonra, sık ola- STOCKHOLM GÜRHAN LÇKAN rak gittığı ve hatta 'Kırmızı Oda' admı verdiği yapıtının il- ham kaynağı oda, olduğu gibi yennde. August'un yediği ye- meği, içtiğı ıçkiyı isteyebilirsiniz. heran. Ya caddeler? Strindberg'in 'Mavi Kule' adlı evi, kentin merkezinde. Önünden 'Kraliçe! Caddesi' geçıyor. Bu caddenin' önemli bir bölümü araç trafıği-'' ne kapah. 700-800 metrelik caddenin orta çizgisi, Strind- berg'in sözlerinden oluşuyor. Evet, her tümceden sonra çizgi- nin okunuş yönü değişiyor,' ama Strindberg'in dediklerini,. bir sağdan bir soldan okuyarak; bütün caddeyi katedebiliyorsu- • nuz. î
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear