23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
10 EYLÜL1994CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER DIE rakamlanna güvemlmez' • İSTANBUL(AA)- Anavatan Partisi Genel Başkan Yardıması Cem Kozlu, Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) Başkanı Orhan Güvenen'in, Kahire'de uluslararası bir toplantıda iken görevden aünmasını eleştirerek,"Artık DÎE rakamlanna güvenemeyiz" dedi. Kozlu, bugün yapüğı yazüı açıklamada, DİE rakamlanna uluslararası bir güvenilirlik kazandıran Güvenen'in, "Çiller hükümetinin halkı kandırmasına kurumu alet etmediği için" görevden ahndığını öne sürdü. Gökçek'ten hodri meydan • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Ankara Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek, SHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın'ı Keçiören bölgesinden milletvekili adayı olmaya çağırdı. Gökçek, "Benim mıİletvekilhğimdiiştü. Şimdi sıra Karayalçın'da. Yüreği yetiyorsa, benden boşalan Keçiören bölgesinden aday olsun" dedı. Gökçek, Ankara Hurdacılar Sitesi'nin asfaltlama çalışmalannın tamamlanması nedeniyle düzenlenen törene katıldı. Matkap'ın destek arayıştumı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Çabşma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Nihad Matkap.dünTürk-İş,TÎSK veHak-İş konfederasyonlannı ziyaret ederek yöneticileriyle görüştü. Ziyaret etliği işçi ve işveren örgütlerine, "Bu hükümetin Türkiye'de daha çok vereceği şeyler var" mesajını vererek üstü kapalı destek isteyen Matkap, hükümete yapılan eleştirilerin yapıa olması ve katkmın sadece parlamentodan beklenmemesi gerektiğini vurguladı. Çillep Universitesi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Devlet Bakanı Bekir Sami Dace, Başbakan Çiller'in Amerika'daki üniversitesine lisans ve yükseklisans burs kontenjanı aynlmadığını bildirdi. Daçe, ANAP Afyon Milletvekili İbrahim Özsoy'un, "200 lisans ve 800 yükseklisans bursu için Başbakan Tansu Çiller'in üniversitesine kontenjan aynlıp aynlmadığı"na ilişkin soru önergesini yanıtladı. Daçe, herhangi bir üniversiteye kontenjan aynlmasının sözkonusu olmadığını, uygulamanın, üniversitelerde öğretim elemanı gereksinimini karşüamak amaayla tasarruf genelgeleri çerçevesinde sürdürüldüğünü belirtti. Seryetaraştrma komisyonu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-TBMM'de, 1983 sonrası kurulan ve Meclis'te temsil edilen siyasi parti liderleri ile eşleri, çocuklan, kardeşlerinin servetini incelemek üzere oluşturulan araşürma komisyonu çalışmalanna gelecek hafta başlayacak. Komisyon üyeleri önümüzdeki çarşamba günü toplanarak başkan seçimi yapacaklar. LİDYA-CANAY- ÖZLEM'LE ÇİGAN VE TÜRKMÜZIĞÎ. KALÎTE GELENEĞÎMÎZDlR. 4 SHP'li daha DSP yolunda. İstifalarla hükümet salt çoğunluğu kaybedecek AzuıhklıükümetikapıdaTÜREYKÖSE ANKARA - SHP'den bu ay içinde aynlabilecekleri bildirilen 4 milletvekilinin istifa etmesi durumunda, hükümet siyaseten "azınlık hükümeti" durumunadüşecek. Kulislerde, buay içerisinde sosyal demokrat partiler arasındaki transferler ve yeni ısıifalann hükümeti sarsacağı dile getiriliyor. SHP Hatay Milletvekili AB Uyar ve Istanbul Milletvekili Nami Çağan'ın istifalanyla SHP'nin milletvekili sayısı 53'e indi. Uyar bir hülle partisi kurarak CHP'ye geçmeye hazırlanırken, Çağan da bir başka hülle partisi kurarak DSP'ye geçmeye hazırlaruyor. Hülle partilerinin kurulması için SHP'den yeni istifalar • SHP Kırşehir Milletvekili Hilmi Yükselen, Uşak Milletvekili Ender Karagül ve Çorum Milletvekili Cemal Şahin'in partilerinden istifa ederek DSP'ye geçmeleri, Batman Milletvekili Adnan Ekmen'in de istifa edip bağımsız kalması bekleniyor. Bu milletvekillerinin istifası durumunda, hükümet siyaseten 'azınlık hükümeti' durumuna düşecek. bekleniyor. Kulislerde, SHP Kırşehir Milletvekili Hilmi Yükselen, Uşak Milletvekili Ender Karagül. Çorum Milletvekili Cemal Şahin ile Batman Milletvekili Adnan Ekmen'in de önümüzdeki günlerde partilerinden istifa edecekleri belirtiliyor. Yükselen. Karagül ve Şahin'in DSP'ye geçmeleri bekleniyor. 2 ekimde yapılacak DSP Kurultayı öncesinde bu istifalann gerçekleşeceği belirtiliyor. DSP kulislerinde, SHP'den istifa edecek milletvekili sayısının 8'e ulaşabileceği belirtibyor. Batman Milletvekili Adnan Ekmen'in ise istifa ederek bağımsız kalabileceği bildiriliyor. SHP-CHP bütünleşmesi arayışlanndan sonuççıkmaması durumunda. SHP'den başka istifalar da olabileceği kulislerde konuşuluyor. SHP'den dört istifa durumunda, hükümet TBMM'de salt çoğunluk olan 226 sınınnın altına inerek 225 sandalyeye düşecek ve "çoğunluk ikrJdan" yerine. siyaseten "azınlık hükümeti" durumuna düşecek. Bu durum. hükümetin devamını sayısal olaraketkilemiyor. Anayasa ve TBMM İçtüzüğü'ne göre, hükümetin düşürülebilmesi için 226 güvensizlik oyu gerekiyor. Muhalefet partilerinin toplam gücü ise 22 üyelik boş olduğundan 226'ya ulaşamıyor. Ancak siyaseten desteğini yitirmiş bir hükümetin ömrünün uzun olmayacağı belirtibyor. Sabuncu'nun istifası için uzlaşmaya vanldı. Çiller, 'Seçim, ekim 1996'da yapılacak' dedi DYP, seçimiengellemeyecek • Başbakan Çillervekurmaylan, anayasada 'Genel seçimler 4 yılda bir yapılır' şeklinde değişikliğe gitmek ya da 1995 için erken seçim karan almak gibi ara seçimden kaçış formülleri üzerinde dururken, parti içi muhalefet, erken seçimin, merkez sağda birliğin sağlanması için referanduma dönüştürülmesini istiyor. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Ara seçim kapısıru ara- layarak erken seçim olasıbğını gündeme getiren DYP Denızli Milletvekili Nabi Sabuncu'nun istifası, DYP'de. yönetim ile parti içi muhalefet arasmda ilk iSKlsuçlaması ANAP'tan Moğukay içingensonı ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - ANAP grup yönetimi, "İSKİ olayına kanştığı" iddia- sıyla Adalet Bakanı Mehmet Moğultay hakkında gensoru açılmasını istemiyle TBMM Başkanhğı'na önerge verdi. ANAP Grup Başkanvekili Eyüp Aşık ve 32 arkadaşı tara- fından haarlanan önergenin gerekçesinde. "TBMM'ce oluş- tundan İSKİ İnceleme Komis- yonu çalışmalan süresince sayuı bakaıun ismi gecen çeşitli bağ- lannlar ortaya çıkmaktadır" de- nildi. Türk hukuk sisteminin, her bakanın ^öreve başlarken gü- venoyu almasını ya da bakan değişikbklerinde hükümetin ye- niden güvenoyu istemesini mümkün kıldığı öne sürülen önergede, bu durumda TBMM'nin güvene layık gör- mediği bir bakan ataması ol- ması habnde, tepkisini göster- mesi, ancak gensoru mekaniz- masının çalıştınlabildiğine dik- katçekildi. Adalet Bakanı Oktay hakkı- nda İSKİ olayıyla ilgüi soruş- turma açılması istemiyle doku- nubnazlığının kaldınlması için yapılan başvurunun reddedildi- ği ânımsaüldı. kez uzlaşma zemininin doğma- sına yol açtı. Başbakan Tansu Çîlkr ve kurmaylannın Sabuncu'yu ik- na cabalannın sonuç vermeme- si üzerine, DYP yönetimi, parti içi muhalefetle birbkte istifanın kabulü yönünde oy kullanma karan alırken DYP Genel Sek- reteri Şinasi Altıner, "İstifaya hayır demek, TBMM'yi ipotek altına alır" dedi. Alüner, dün düzenlediği ba- sın toplantısında, DYP olarak seçimden hiçbir zaman kork- madıklannı, TBMM'de Sa- buncu'nun istifasının kabulü yönünde oy kullanarak göste- receklerini söyledi. "Meclis gündemine gelecek herhangi bir istifaya 'hayır' demek, TBMM'yi ipotek altına alır" görüşünü dile getiren Altıner. anayasal zorunluluk doğduğu takdirde ara seçimin olacağını, genel seçimlerin de 1996 Eki- mi'nde yapılacağını söyledi. 1995 yılı için erken seçim karan alarak ara seçimle genel seçim- lerin birleştirilmesi yoluna da gidilebileceğini kaydeden Altı- ner, "DYP her an ve hangi ko- şulda olursa olsun, seçime hazır- dır. İster erken olsun, ister nor- mal süresinde olsun, biz seçime hazınz" diye konuştu. Çok sık yinelenen seçimlerin, Türkiye ekonomisinde ve siyasi partiler- de yıpranmaya neden oldu- ğunu vurgulayan Altıner, eko- nomik sorunlar çözülmeden ve ÇİZMEDEN YUKARI/MUSA KART Mezarcı: Çiller'i şeriatçarpacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Şeriat yanbsı İstanbul Milietvekilı Hasan Mezarcı, kendi üslubu ile hedef gösterdiği Başbakan Tansu Çiller'in çarpılacağından sözetti. Mezara. "Tansu Çiller'i şeriat ya çarpacak, ya çarpacak" dedi. Mezarcı, dün TBMM'de yaptığı açıklamada Alevileri rejime karşı mücadeleyeçağırdı. Alevilerin bir kısım haklannın verihnemesinin sorumlusunun şeriat ve Sünniler obnadığını iddia eden Mezara, "Bunun sorumlusu Alevilerin payandası oiduğu Kemalist, laik, ulusdevlettir" görüşünüsavundu. Türkıye'dekiAlevilerinbüyük çoğunluğunun en az Sünniler kadar Allah, peygamber ve kitaba inandıklannı anlatan Mezarcı şunlan söyledi: "Kocgiri Isyanı gerekçesiyle Alevikre jenosit uygulayanlar da Sünniler ve şeriatçılar değil. destekledikleri rejimin sadık bekçileridir. Halk Fırkası devrimlerine destek veren ve Aleviliği Halk Fırkası ile özelleştiren bir k«sım Alevi sözcüleri yalıuz Sünniliğe değil Aleviliğe de Alevilere de en büyük kötülüğü yapnuşlardır. Gerçekten Alevi olan samüni vatandaşlanmızı öne çıkmaya ve haklanmızı gasp eden rejimi birlikte değiştirmeye davet ediyorum." Mezarcı, Başbakan Çiller'i de "Daha önce Demirel'in kullandığı şeriat düşmanı üslubu kullanmakla" suçladı ve şeriat kavramının millete kötü gösteribnek istenmesini eleştirdi. "Demirel gibi Çillerde batağa saplanmıştır" dıyen Mezarcı. şu görüşü savundu: "İki de bir de milletin kutsaüarma saldıran ve milleti aptal yerine koyarak, 'İslama karşı değiliz. ama şenata karşıyız' diyenleri millet siyaset sahnesinden silecektir. Karayalçın'ı çarpan şeriat, Tansu Çiller'i de ilk seçünde ya çarpacak, ya çarpacaktır. Sağ ve sol partilerde bu bölücü ve dtşlayıcı siyasi literatür devam ettiği sürece MHP ve RP'nin çahşmasına bile gerek yoktur." önem verdikleri yerel yönetim- lere yetki devri ile özelleştirme gerçekleştirilmeden seçime gi- dilmesini doğru bulmadıklannı da söyledi. Altıner, bir soru üzerine, DYP'nin yapılacak bir ara se- çimde. boş 23 milletvekilliğin- den en az 8'ini kazanacağını savlarken de, "Biz iddialıyız. DYP ara seçimden de birinci parti olarak çıkacaktır. Güney- doğu ve Doğu Anadolu'da 27 Mart seçimlerine oranla daha güçlüyüz" diye konuştu. 'Centilmenlik anlaşması' Altıner. ANAP'ın, Sabun- cu'nun istifasının kabul edilme- mesi durumunda Anayasa Mahkemesi'ne başvurma ka- ran aldığının anımsatılması üzerine de, şunlan söyledi: "Bir millervekilinin istifasuun kabulünün evet ya da ret şekli, o milletvekilinin hür iradesine bağlıdır. Eğer Eyüp Aşık. Ana- yasa Mahkemesi'ni özelleştir- mede oiduğu gibi su yolu yaptıy- sa bu onun bileceği iştir. 27 mart seçimleri öncesinde, Işın Çelebi İzmir Belediye Başkaıthğı için istifa etti, seçimi kaybetti. Çe- lebi'nin millervekiuiğinin düşü- riibnemesi için ANAPlılar DYP içinde, istifayı kabul etme- yelim diye kulis yaptdar. Biz de kabul etmedik. 'Bu arkadaşımız bize lazım olur" dedik. Bu bir centilmenlik anlaşmasıydı. O zaman biz anayasaya aykırı bir is mi yapmış olduk?" DYP kurmaylan, Başbakan Çiller'in özelleştırmeyi gerçek- leştirip 1995 bütçesini kullana- rak seçime gitme hesaplan çer- çevesinde ara seçimden kaçış formülleri üzerinde çabşırken, parti içi muhalefet, erken seçi- mi, merkez sağda birbk için 're- ferandum' nitebğine dönüştür- menin hesaplannı yapıyor. Çil- ler karşıtlan. bir yandan grup içinde muhalefetin dozunu yükseltme karan alırken diğer yandan da ANAP'la dirsek te- masını sürdürüyorlar. DYP içi muhalefetin önde gelen isimlerinden, Sinop Mil- letvekili Yaşar Topcu. "Artık ufalanmış hale gelen mevcut si- yasi yapıda, yapılacak hiçbir se- çimin ülkeye hayrı ounaz" dedi. Türkiye'de seçime, devletin ye- niden yapılandınlması konu- sunda net ve açık programlar ortaya konulduktan sonra gi- dilmesi gerektiği görüşünü sa- vunan Topçu, "Devletin, kamu düzeni ve kamu hizmeti olarak adlandınlan en önemli iki fonk- siyonu yeniden tartışmaya açü- malı ve öneriler halka sunulmalı. Türkiye'nin değişim ihriyacı, an- cak devletin yeniden organize edihnesiyle mümkün olabilir" diye konuştu. Türkiye'deki mevcut siyasi tablonun artık 'parçalanmış' değil, 'ufalanmış' olarak nitele- nebileceğini kaydeden Topçu, "Merkez sağ mutlak tek bir çatı altında toplanmalı ve Türkiye, toparlanmış bir siyasetle seçime götüriilmeli." dedi. 2510000 PBX2515105 ANAP lideri Mesut Yılmaz, terörü önleme politikasının iflas ettiğini söyledi: Hükümet, adam öldümıekle övünüyor OSMANAYDOĞAN İBRAHİM KÜÇÜK ADIYAMAN -ANAP Genel Baş- kanı Mesut Ydmaz, hükümetin, terörle mücadelenin ekonomik yönünü gö- zardı ettiğini savunarak "Terörle müca- dele, sadece askerle ounaz. Sadece adam öldünnekle övünen bir hükümet, terörü hiçbir zaman önleyemez" dedı. Yılmaz, Türkiye'nin seçim havasına girdiğıni bebrterek "Artık bu hükümet yanm hü- kümettir" dedi. Hükümeti erken seçime zorlamak amaayla sürdürdüğü mitinglere Adıya- man'da devam eden ANAP lideri Ydmaz, bölgeye çok sayıda milletveki- liyle birlikte gitti. ANAP'ın muhafaza- •Koalisyonu erken seçime zorlamak için mitinglerini sürdüren Yılmaz, hükümetin bir taraftan terörist öldürürken diğer taraftan terörist yarattığını söyledi.Yılmaz, "Bu hükümet yanm hükümettir" dedi. karlanndan Cemil Çiçek ve Abdülkadir Aksu gibi isimleri de yanına alan Yıhnaz, hükümetin, terörle mücadelede uyguladığı yöntemleri eleştirdi. Hükü- metin, tütüne ilişkin yanbş pobtikalar uyguladığını ve adeta tütün üreticilerini PKK'nin kucağma ittiğini öne süren Yılmaz. "10 yüdır PKK Adıyaman'a gi- remedi. Hükümet, aptaica tütün politi- kasıyla PKK'yi Adıyaman'a davet edi- yor" dedi. Başbakan Tansu Çiller'in, "Terörle mücadelede başanlıyız" sözle- rini, "masal" olarak niteleyen Yıhnaz, "Terörle mücadele sadece askerle ohnaz, terörle mücadele ekonomiyle olur. Sa- dece adam öldünnekle övünen hükümet, terörü hiçbir zaman önleyemez. Boşaltı- lan köyierden kentlere gelen insanlar, iş- siz kalan insanlar ne yapacak? Bu hükü- met bir taraftan terörist yaratıp öbür ta- raftan terörist öldüren bir hükümettir. Bu hükümet, bu kafayla terörü önleyemez" diye konuştu. Yurttaşlara, "Bu hükü- met gitsin mi? Erken seçime hazır mısnuz? Erken seçünde bu yalancı hükü- meti süpürecek misjniz" sorulannı yö- nelten Yıbnaz, Türkiye'nin seçim ha- vasına girdiğini ve hükümetin artık, "yanm bir hükümet okhığumT söyledi. Türkiye'nin, tarihindeki en ağır ekono- mik krizi, en yüksek enflasyonu ve işsiz- üği yaşadığını kaydeden Yılmaz, 80 tril- yon lira olarak bıraküklan borçlann, 3 yılda 400 trilyon braya çıküğını, sadece bu yıbn ilk 6 ayında ekonominin yüzde 5 küçültüldüğünü söyledi. Yıhnaz, ya- şanan sorunlann suçlusu olarak ANAP döneminin gösterildiğini bebrterek şun- lan söyledi: "Gelin devletin televizyo- nunda milletin önüne çıkalım. tartışalım. Bu sıkuıtüar, ANAP'ın yüzünden mi yoksa bu hükümetin yüzünden mi? Tele- vizyona çıkıp milletin önünde bu besap- laşmayı yapmaktan kaçınıyorlar." ÜĞÜPOLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Gülelim mi, Ağlayalım mı?.. Anlatacağımız olay komik, komik oiduğu kadar acı; Türkiye'nin genel fotoğrafını yansıttığı için de önemli. Kültür Bakanı Timurçin Savaş'ın ûzel Kalem Müdürü önceki gün saat 16.00'da gazetemizi arıyor. Yazarlar bö- lümünün sekreteri Nermin Hanım'a şöyle diyor: "Cumhuriyet gazetesinin ve Toktamış Ateş 'in adresi- ni verir misiniz? Bakanımız bir telgrafçekmemizi istedi. Galiba Toktamış Bey'in başından bir kaza geçmiş. Bir de kazanın mahiyetini öğrenebilir miyiz?.." Nermin Hanım gülsün mü, yoksa ağlasın mı? Şu yanıtı veriyor: "Siz televizyonlan iziemediniz mi, bugünkü gazetele- ri okumadınız mı?" Aynı saatlerde Emniyet Müdürlüğü yetkilileri bir açık- lama yapıyor. Özeti şu: "Bombanın tahrip gücü zayıftı. Eğer patlasaydı öldü- rücü etkisi olmazdı..." 'Şeriatçı güçler' adım adım yol alırken Başbakan Tan- su Çiller Izmir'de şöyle konuşuyor: "Şeriata geçit vermeyeceğiz..." Oysa bir DYP'li bakan aynı saatlerde bir tarikat şeyhi- nin elini öpmeye gitmiştir. O tarikat şeyhinin 'devlet için- de' nasıl örgütlendiğini 'sağır sultan' bile bilmektedir. Laik Türkiye Cumhuriyeti'nin temeline dinamit koyan- lar, bugün protokollerde yer alırken Istanbul'da Tokta- mış Ateş'in imza gününde 'bombalı tuzak' kuranların kim oldukları elbet sorulmaz. Önemli olan nokta şudur Toplumun tepkisizliği ve duyarsızlığı. Ne diyor polıs yetkilileri: "Bombanın etki gücü olmadığı anlaşıldı. Üstelik kita- bevine üç-dörtgün öncekonulmuş..." Şimdi de tıpkı Uğur Mumcu'nun alçakça öldürülme- sinden sonra ortaya konulan senaryolar yineleniyor: 1- Kitabevi reklamını yapmak için boyle bir eylemi or- taya attı. 2- Olayı Cumhuriyet gazetesi büyütüyor. Ortada bir olay yok. • • • Bugün 'takkeli' ve 'takkesiz liboşlar' bir başka deyişle 'Allahları dolar, peygamberleri mark' olan köşe dönücü 'sahtekarlar çetesi' tüm bu olaylara kılıf ararlar. Bu zibidilere göre özelleştirme demek demokrasi de- mektir. Bu zibidilere göre Dışişleri Bakanı Prof. Dr. Mümtaz Soysal, Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör özden özelleştirmeye karşı çıktıkları için de- mokrat olmayıp, DGM Başkanı Nusret Demiral'la, Coş- kun Kırca'yla 'aynı siyasalçizgide' bulunmaktadır. Üstelik Yekta Güngör özden eskiden 'siyah-beyaz te- levizyon' alışkanlığı olduğundan hâlâ 'Cumhuriyetgaze- tesi'•' okumaktadır. önceki gün bir özel televizyonda izledik. Haberi hazır- layan kişiyi çok iyi tanırız. Uzun yıllar Cumhuriyet'te ça- lıştı ve Amerika'da gazetecilik yaptı. Sevimli bir çocuk- tur. Biliriz ki 'kimi ilişkileri'öe bir hayli karışıktır. Şimdi bu 'aslanlar aslanı' kendini kanıtlamaya çalışı- yor. Hiçbir zaman solcu olmadı, olamazdı. Ama yaptığı bugünkü işi ciddidir. Televizyonculuk da 'zor zenaat'br. ören plajlarında 'kadın giysisi' giyerek dolaşmaya, fo- toğraf çektirmeye benzemez. ••• Toktamış Ateş'in yaşadığı olaya kimileri 'bir provo- kasyon' diyebilir; kimileri "Karanlık güçler bundan ya- rarlanmak istiyor" görüşünü ortaya atabilir, bomba pat- lamadığı için de 'öldürücü değildi' açıklaması yapılabi- lir. Çünkü, kimsenin burnu kanamadı, kimse ölmedi. Ama Türkiye nereye götürülmek isteniyor söyleyebilir misiniz? Türkiye Barolar Birliği Başkanı Avukat önder Sav'ın 1994-1995 yargı yılının açılış toplantısında yaptığı konuş- maya lütfen kulak verin: "Kimi TBMM üyeleri, açıkça şeriatövücülüğü yapmış, cumhuriyet tarihinde ilk kez İstanbul'un göbeğinde, Tak- sim 'de Atatürk Anıtı 'nın etrafında üzerinde Arap harfleri yazılı yeşil bayraklar dalgalandınlmıştır. Sıvas 'ta 'Şeriat isteriz, kahrolsun laik düzen' diyerek sokaklara dökü- lenler, 35 insanı yakmışlardır. Bütün bu yapılanlar, kimi çevrelerden destek görünce sıra Iaikliğıkaldırmaya gelmiştir. Laikliğikaldırmak iste- yenler, bindikleri dalı kesmeye çalışmaktadırlar. Laiklik, kendisini kaldırmak isteyenleh parlamentoya getiren demokrasinin dayanaklarının başında gelmektedir. Cumhuriyetin değiştirilmesi teklif bile edilmeyecek te- mel ilkesi ve özüdür. Laikliği kaldırarak demokratik hukuk devleti yerine te- okratik devleti getirmek, kendi çarpık hukuk düzenlerini kurmak, yeni Sıvas olayı tezgahlamak isteyenlere Türk ulusu 'olur' vermeyecektir. Atatürk un sözleriyle 'Gaflet dalalet ve hatta hıyanet' içindekiler, şeriat ve kanlı ikti- dar provaları ile Türk ulusunu yıldıramayacaklardır. Ulusu ümmetyapmaya, 'ortaçağ karanlığı'na çekmeye, demokratik, laik hukuk devletini, teokratik devlet yap- maya güçleri ve nefesleri yetmeyecektir." Yuhalanan Çiller, sert çıktı: Sadece 600 bîn işçinin hakkını koruyamayız MERtHAK İZMİR - 63. Uluslararası İzmir Fuan'run açıbşı sırası- nda işçi ve memurlar tarafı- ndan "yuhalanan" Başbakan Tansu Çiller işçilere "sert çıktT. Çiller, üniversite mezu- nu yüksek memura, askere, polise ve öğretmene işçinin dörtte biri düzeyinde ücret verdiklerini savunarak "Sade- ce 600 bin işçinin hakkını ko- rayamayız" diye konuştu. Başbakan Çiller'in önceki günkü Izmir gezisi "hüzünlü" bitti. 63. Uluslararası İzmir Fuan'run açıbşında işçi ve me- murlann hükümetin istifasını istemesi, gün boyu "erken se- çim yok" mesajını vermeye ça- bşan Çiller'e zor anlar yaşattı. Yuh sesleri ve ısbklar arasında fuar açıhşındaki konuşmasını kısa tutan Çiller, Romanya pavyonunu açtı ve ardından kendisini onuruna İzmir'deki 10 odanın ortaklaşa düzen- lediği yemeğe katıldı. Soğuk bir ortamda geçen yemekte Çiller. 5 nisandan önceki ekonomik yapıyı orta- ya koydu ve hedefleri anlatü. Çiller şöyle konuştu: "özeUeştirmenin önünü tı- kamak isteyenleri 'bu iktidar başanlı ohnasın da ziyan yok Türkiye batsın' anlayışım or- taya koyanlan şiddetle kımyo- rum... Bugünkü gibi bazı sektör- lerden özelleştirme engellen- sin, biz bu işten karlı çıkalm, 60 milyon insan ne olursa ol- sun, çiftçi ne olursa olsun, işçi ne olursa olsun, işsiz insan ne olursa olsun, emekli ne olursa olsun. Ama 500-600 bin insan hiç bir biçimde zarar görme- sin. Memurun 4 mislini 5 nüslini alsın, sadece 4'te 1 ücretlerin- den fedakarlık yapacak olsa- lar, 4 mislini alıyorlar memur- lann, bütçe açıİdannın kapa- nacağı bir ortamda yine de gö- rüyoruz ki, bazı çıkar gruplan hiç bir şekilde bu tür fedakaru- klara, dengelere eğüımli gö- rünmeden ve hiç bir biçimde adalet kavramı içersinde dü- şünülmeyecek bir ortamda hak savunuyoruz diye ortaya çıkabüiyorlar."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear