25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 20 AĞUSTOS1994 CUMARTESİ HABERLER Demokrasiyiışıtanyazarumhuriyet başya- zarının çok partili geçildikten / / boynnca yazdıkları, demokra- sinin ülkemizdeki tarihine ışık tutar- ken günümüzün demokrasi sorun- larına da çözüm yolları gösteriyor. Bütünsel açıdan baküdığında, cumhuriyet dönemi boyunca toplum- sal ve siyasal yaşamda iki temelsoru- nun gündemin en ön sıralarında bu- lunduğu görülür: Devrim ve demok- rasi. Bunlar bir bakıma, çağdaş Tür- kiye'nin ölüm kalun sorunlarıdır da... Kaynağtnı Aydınlanma harekeün- de bulan cumhuriyet devrimi, önüne çıkan nice engeli aşmak, kendi yo- lunda ilerlemek zorundaydı. Demokrasi ise bu yol iizerindeki bir duraktı. O durağa ulaşmak da güçtü; tam "düzlüğe çıktık"denildi- ği anda akla gelen ve gelmeyen bir- takım etkenler demokrasinin yolurtu tıkıyordu. Oysa, hedeflenen "çağdaş uy- garhk düzeyi"ne ancak devrimin ve demokrasinin işlerlik kazanmasıyla ulaşüabilecekti. Dolayısıyla, devri- me ve demokrasiye inananlaraı ödünsüz, çıkar gözetmeyen, uzun so- tuklu bir savaşım vermeleri, güçlük- ler ve kesintiler karşısında yılmama- ları gerekiyordu. Cumhuriyet dönemi boyunca, kuşkusuz ki, değişik alanlardâ bu sa- vaşıma katılmış ve seçkin yerler edin- miş birçok kişi vardır. Basın alanı söz konusu olunca, ilk akla gelen Nadir SatS'dir. Nadir Nadi, anılarında toplumsal bir olaydan söz ederken "Hepimiz çocuklar gibi sevituük" der. Nedir çocuk sevinçlerinin özelliği? İçtenlik- li, doğalolmasıdır: En küçük biryap- macığa yer yoktur çocuk sevinçlerin- de... Hiç unutamadığım bu sözde, Nadir Nadi'nin inançlarma bağh kisilik yapısı gizlidir. Yoksa, İlhan Selçuk'un belirttiği gibi, kervana ediyordu. Atatürk ilkeleri bir yana bt- rakılmamalı idi. Bu, yurdumuz adına ön- ceden hesaplaıunası imkansız felaketle- re yol açabilirdi. Türkiye'yi geri sürükle- yici datranışlara eümizden geldiği oran- da karşı durmaya çaJışıyorduk. Bu yüz- den, iktidarı da muhalefeti de sinirleıîdir- diğimiz oluyordu. Muhalefct bütün gücü ile daha ziyade hukuk devleti koşui- larının gerçekJeştirilmesi uğruna çalıştığı ve devrim ilkeleri üzerinde teri- len açık tavizlerden sorumlu tutulama- yacağı için tenkidimizin ağırlık merkezi- ni şüphesiz CHP icraatı teşkil ediyordu. O sırada gazetenin sahibi göründüğüm için yakından biliyorum, dört yıl içjnde Cumhuriyet aleyhine çeşitli vesilelerle tam dokuz dava açıldı ve ben datalı sı- fatıyla en azından kırk kere yargıç karşısında boy göstermek zonında kaldım." B.'abasınıyitirenve gazetenin bütün sorumluluğunu üstlenen Nadir Nadi, 1946'da başlayan çok partili demokratik rejime geçiş sürecinde devrimle demokrasinin birlikte yürütülmesi gerektiğini savundu Örneğin, bır başyazısında. CHP mil- letvekili Fahri Kurtuluş'un. Rus klasik- leri arasında çıkan bır kıtabın toplatı- Imasını ve komünizm propagandası yaptığını öne sürerek bır İngiljz filmi- nin yasakJanmasını istemesine karşı çıkrruştı. Bunun üzerine açılan tartış- ma. basına geniş ölçüdeyansıyan dava- lara yol açmıştı... IDemokratParti'ye ilk uyarılar katılarak "hokSngd ekonomi pira- Bir çok yazar değişik bahanelerle zikzaklar çizdi. Nadir Nadi devrim ve demokrasiye inancını hiçbir zaman yitirme- nddinin en üst düzeyinde, başköşe- di; yalıuz kaldığı dönemlerde bile "hak belkdiği yoldan" aynlmadı. de" ağırlanması.isten değildi. '- - • parti ileri gelenlennin "DP tistesinden bağımsız ., . . . . . ~ -— ---- , - . , . - „ j - ^ . -. aday ouna" önerisini olumlu karşıladı; 1950 ve v e t ı l e n s a v a ş ı n u n i ç ı n d e s ı r u z . Z a m a n z a m a n m * • m r i ı n o ) , n t i , j . n ı . ™ ı u , j » u j ~ . . t — * . . . . . . * ğ . s ğ Yinetlhan Selçuk'un vurgulcuhğı birözeüi- ğidaha vardır: i 'Serinkanh,yumuşakgibigö- rûnen, ama uzun soluklu bir savaşınun sert ku- rallanıu yaygın bir zaman süreci içinde inatla izkyen bir kişitik yapısma sahiptir. Kısa süre- de farkına vanlmayan bu çetin kisilik, uzun bir zaman sürecinde betirginleşir." Nadir Nadi 'nin Cumhuriyet''te başyazarhk yaptığı uzun yıllar boyunca Türkiye nice döne- meçlerden geçti; büyük boyutlu toplumsal ve siyasal olaylar yaşadı. Olaylartn etkisiyle bir- çok gazeteci ve yazar -değişik "bahane"\ere sığınarak- zikzaklar ya da eğriler çizdiler, sa- vasımı bırakanlar oldu... Nadir Nadi ise dev- rim ve demokrasiye inancını hiçbir zaman yi- tirmedi; yalnız kaldığı dönemlerde bile "hak belkdiği yoldan" aynlmadı. Sekseninci yaş gününde kendisine sormuş- tum: "Düşünce özgürlûğü, basın özgürlüğü, hu- kuk devleti, demokratik haklar... Yarım Demokrat Parti (DP), kurulduğu sı- ralarda, Nadir Nadı'nin deyişiyle, "hu- kuk devleti koşullarının gerçekleştiril- mesi uğruna*' çalıştığına herkesi ınandırmışu. Bu nedenle Nadir Nadi, ş ç -Sysiphosgibi- aynı noktaya dönüpyeniden sa- vasıma giriyorsunuz. Bu sizde bezguta'k, umut- suzhtk yaratmadı nu?" Sorumu şöyle yanıtlamıstı Nadir Nadi: ' 'Elbette zaman zamanyorgunluk yaratıyor. Ama yine sürdürüyorsunuz, yine sürdürüyor- sunuz— Sürdürmek zorundasımz, başka türlü olmaz; bazen birkaç kusağın birbiri ardınca sa- vasıma katılması gerekiyor. tstediğimiz top- lum düzenine hiçbir zaman ulaşamadık. Ulası- lamaz da. Çünkü her zaman daha iyisine ulas- mayt ister insan. Bu beni zaman zaman ü'züntü- ye, umutsuzluğa sürüklüyor. Ama bunun ası- bnaz bir şey olmadığına inanıyor ve çabanu sürdürüyorum." (Sekseninci Yaşında Nadir Nata,İst.l988,s.51). Buyazı dizisinde, Nadir Nadi'nin demokrasi savaşımma katkılarından söz edecek, yazüarı- ndan ömekler sunacağız. adir Nadi'nin Cumhuriyet'te ya- zarlığa başladığıyıllarda "demok- rasi deneyi"nin (1930 Serbest Fırka olayı) başansızlıkla sonuç- landığına inanılıyordu. Demok- rasiye geçebilmek için devrimin toplumun bütün katmanlanna yaygınlaştın- lması ve kök salmaşı gerektiği görüşü yaygmdı. Çok geçmeden de İkıncı Dünya Savaşı patlak verdi; Avrupa'yı kasıp kavuran savaş Türkiye'- nin sınırlanna gelip dayandı. Artık gündemde yalnızca "savaş" vardı... 1945'te savaş sona erdi. Zafen demokrasiler kazanmışU. Aynı yıl babasını yitiren ve gazete- nin bütün sorumluluğunu üstlenen Nadir Nadi. 1946'da başlayan çok partili demokratik rejıme geçiş sürecinde devrimle demokrasinin birlikte yürütülmesi gerektiğini savundu. Anılannda şöyle yazıyor: "1946-1950 süresi boyunca bizim gazete müm- kün mertebe hem iktidarı, hem de muhalefeti sağ- duyunun ışıklarından yararlandırmaya gayret y ş 1954 seçimlerinde parlamentoya girdi. Ancak, devrime ve demokrasiye aykın her gi- rişim ve icraat karşısında, kendisini milletvekili seçtiren DP iktidannı uyarmaktan, eleştirmek- ten geri durmuyordu. DP'nin iktidara gelişinin üzerinden iki ay geç- meden, 9 Temmuz 1950 günlü başyazısında "de- mokratik mekanizma"vı işletmenin gereğine de- ğiniyordu: "...Muhalefete karşı en geniş bir hoşgörürlük zihniyeti şarttır. Bu yeni zihniyeti teşrii cihazımıza ancak DP aşüayabilecektir. Çünkü muhalefet psikolojLsini unutması için he- nüz yeter derecede zaman geçmemiştir. Daha iki ay önce Demokratlar karşı tarafta idiler. O vakit iktidara karşı yüreklerinde besledikleri duyguian şimdi kendi nefislerinde kendilerine karşı hatırlar- larsa, bundan rejim besabına çok şey kazant- lacağına eminim." SÜRECEK Bir devrim vedemokrasi savaşimcısının öyküsü mundan üç yıl önce, 20 Ağutos 1991 'de yitirdiğimiz Nadir Nadi, altmış yıla yakın bir dönem bo- yunca Cumhuriyet'te yazarhk ve başyazarhk yapmıştı (ilk yaası 1930 sonlannda, ıÛc başyazısı 1 Nisan 1936'daçıktı). Nadir Nadi, Osmanlı Devleti'nin son yıl- lannı, Kurtuluş Savaşı'nın coşkusunu ve cum- huriyet döneminin yaklaşık yetmiş yıllık dilimi- ni yaşadı. 1945'te babasının ölümünden sonra, aşağı yukan yanm yüzyıl boyunca Cumhuriyet gaze- tesinin genel yayın yönetimi onun omuzlan üze- rindeydi. Cumhuriyet nice baskıyı ve saldınyı savuşturmayı başardı; saygın bir gazete olarak 1990'lara geldi. Günümüzdeki 'medya bu- nalmu'njn da dışında kalabilen Cumhuriyet, Nadir Nadi'nin ödün vermeyen kişiliğine çok şey borçludur. 'Cumhuriyet devrimi'- ni ve 'demokrasi'yı ödünsüz savunan, ge- reküğınde 1»ak beUediği yoMa yalıuz yürüyen' Nadir Nadi'nin ya- şamöyküsünü yansıtan bu dizi, Cumhuriyet baş- yazannın anılanndan ve konuşmalanndan yarar- lanılarak hazırlanmıştır. Nadir Nadi, 23 Haziran 1908'de Muğla'ya bağh Fethiye ilçesinin Kaya Köyü'nde doğdu. Aile, köy kökenliydi. Ama babası Yunus Nadi 111e de okumak istemiş' ve ünJü bir gazeteci olmuştu. Nadir Nadi'nin doğumundan tam bir ay son- ra, 23 Temmuz 1908'de tkinci Meşrutiyet ilan edildi. Çok geçmeden de îttihat ve Terakki yö- netimi, gazeteci Yunus Nadi'yi Selanik'te Ru- meK gazetesini çıkarmakJa görevlendirdi. Aile, Selanik'e taşındı. Nadir Nadi, üç buçuk yaşına (Balkan Savaşı öncesine) dek orada yaşadı. O ilk çocukluk yıllanndan kırık dökük birkaç aru kaJmıştır belleğinde: "Babamla ara sıra yakınındaki kahvelerden bi- rine girmiş olacağım finlü Beyaz Kule.. Bir evin bahcesi.. Benden on y aş büyük yaramaz dayunın attığı taşla \arılan başım.. Ağİayarak annemin kucağına atılışım.. Hepsi bu kadar işte." (Sil Baştan,s.21) Yunus Nadi, Balkan Savaşı başlarken İstan- bul'a gelir. Ünlü gazeteci ve yayına Ebüzriya Tevfik, çıkardığı Tasvir-i Efkar gazetesine ken- di oğullanndan ikisiyle birlikte onu da ortak eder. Yunus Nadi, aynı zamanda gazetenin başyazandır. Nadir Nadi, dört yaşlannda... Sonradan, "Dört yaşında gazetelcri koltuğu- mun altma sıkıştırır, odadan odaya koşarak, 'Akşam havadısi, tebecaan!" diye bağırarak, sö- züm ona gazeteleri satmaya çalışırmışını" dıye anımsayacak. (AK Sirmen: "Nadir Nadi Cum- huriyet'i 1981) Anlatıyor", Cumhuriyet, 11 Mayıs iVadir Nadi, 23 Haziran 1908'de Muğla'ya bağh Fethiye ilçesinin Kaya Köyü'nde doğdu. Aile, köy kökenliydi. Ama babası Yunus Nadi 'ille de okumak istemiş' ve ünlü bir gazeteci olmuştu Birkaç yıl sonra... Göztepe'de bahçe için- de bir evde oturuyor- lar. Çocukluk dûnyası- nın en önemli uğraşı, yine gazete: "7-8 yaşla- nnda okula giderken, kendi başuna gazete hazırladım. Defterim- den boş bir kağıdı dörde katlar, gazete ya- pardım. Başyazısını, rö- portajmı yazar, elle re- simler çizerdim. İlkoku- la giderken evde, ba- bamda gördüğûm şeyleri okulda taklit eder- dim..." ("Admı Atatürk'ün Verdiği Gazete", Hürriyet, 19Aralık 1986). İlkokula Nişantaşı'ndaki Yeni Mektep'te başlar. Aynı yıllarda keman girer yaşamına, "ba- basının zoruyla". Sekiz yaşındayken babası Yunus Nadi, elinden tutup o zaman Muaka-i Hümayun denılen orkestranın şefı, kemana Zeki Bey'e götürerek "Buna keman ögret" de- miştir. "Zeki Bey, çapkm ruhlu, neşeli, ama sabırsız bir adamdı. Ben ders yaparken odaya giren kimi komşu hanımlan gözümün önünde mıncıklama- Yunus Nadi, Balkan Savaşı başlarken İştanbuTa gelir. Ünlü gazeteci ve yayıneı Ebüzziya Tevfik, çıkardığı Tas>ir-i Efkar gazetesine kendi oğullanndan ikisiyle birlikte onu da ortak eder. Yunus Nadi, aynı zamanda gazetenin başyazandır. Nadir Nadi, dört yaşlannda... ya kalkmaktan çekinmezdi. Herhalde iyi keman çalıyordu. Öğretmenlik niteliği ise bemen hemen hiç yoktu. Nota bilmeyen, yay tutmasını becere- meyen bana kızdığı zaman elindeki yavı kaptığı gibi parmaklarıma vurur, kimi zaman ağlafı- rcasına canımı yakardı. Oysa bende müziğe heves şöyle dursun, müzik yeteneği bile yoktu." (Dos- tumMozart,s. 11-12) Nadir Nadi. öğrenimini -sonradan Galatasa- ray Lisesi adıyla anılacak- Mekteb-i Sultani'de sürdürecektir. • 1920'lepAnkarası Yunus Nadi, 1918'de İstanbul'da Yeni Gün gazetesini çıkanr. Bırina Dünya Savaşı, Os- manlı Devleti'nin yenilgisıyle sonuçlanmış; ateş- kes (mütakere) dönemi başlamıştır. İngilizler. gazeteyi sık sık kapatmaktadır. Mustafa Ke- mal'in Samsun'a çıkmasının ardından. Anado- lu'da Kurtuluş Savaşı başlar. Yunus Nadi birkaç ay sonra Ankara'ya gidip Mustafa Kemal'le gö- rüşür. Ve İstanbul'daki baskı makinelerini sandıklar içerisinde, binbır zorlukla, İnebolu'ya kadar gemiyle. oradan da kağnılarla Ankara'ya taşıyarak Yeni Gün'ü orada yayımlar. "Köy az- manı" Ankara'da Büyük Millet Meclisi açılmıştır: "Yeni Gün matbaası, Karaoglan Mey- danı'nda Hacı Bayram'a giderken ilk kavşak ye- rinde idi. İki katlı, srvalan yer yer dökülmüş, eski bir Ankara evi. Ev sokağa yanlamasına oturtul- muşru. Önünde bir avlu. Alt katta, giriş kapısının solunda ahırdan bozma makine dairesi. Yukanya çıkıhrken merdivenin dönemeç yaptığı yarım kat- ta, üzerine kırmızı boy a ile 100 mımara yazılı bir tuvalet, onun karşısında daracık bir oda. Yukan- da da bir sofa ve sağlı sollu iki oda. Bütün matbaa işte bundan ibaretti. SÜRECEK Karakas'tan elestiri Gelec^igeçmişte arayaıı yanılır • SHP Grup Başkanvekili Ercan Karakaş, partisinden ve CHP'den baa kişilerin Bülent Ecevit'i \ 'kurtuluş' olarak gördüklerini helirterek 'Biz sosyal dekokratlar kurtancı aramaktan kendimizi kurtarmaüyız' dedi. İZMİR-SHP Grup Başkanvekili Ercan Karakaş, CHP ve SHP'den bazı kişilerin DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit'i bir "kurtuluş" olarak gördüklerini belirterek "Ben Sayın Ecevit'e yönelenleri, geleceği geçmişte aray anlar olarak niteliyorum. Sosyal demokrat olarak kurtancı aramaktan kendimizi kurtarmalıyız"dedı. Karakaş, demokratıkleşme paketıyle ilgili 62 yasanın TBMM'nın açılmasıyla birlikte gündeme alınmasmı bekledıkierini belirterek "Aksi takdirde hükümeti sürdürmeye gerek yok"diyekonuştu. Karakaş, altıoktan halkçılık. devletçilik ve milliyetçilik kavramlannın tartışılmasmı istedi. Karakaş, SHP'hlerin oluşturduğu İzmir Sosyal Demokrat Platform Dergısı'nın davetlisi olarak İzmir'de partililerle bir araya geldi. SHP'nin içinedüştüğü sorunun kımlik bunalımından kaynaklandığını dile gelıren Karakaş. "Bir parti sosyal demokrat adını alınca otomatikman sosyal demokrat olmaz" dedı ve şöyle konuştu: "İdeoloji konusunda netleşmemiz lazun. Sosyal demokrasinin ilkelerinin bize parti çaitşmamızda rehberlik etmesi gerekir. Ancak burada bir sorun var. Biz bu kavramlan 1970'Ii yıllarda Sosyalist Entemasy onal'e girdikten sonra parti programımıza aldık. Ondan önceki kavramlar, bildiğiniz sadece altıoktan ibaretti. Biz sosyal demokrat hareketin evrensel ilkeleri\ le altıoku harmaıilayabildik mi? Bence ideoloji konusunda halen böyle bir sorunumuz var. Nitekim, bizim İstanbul Danışma Kurultayfnda alınan kararlardan birisi, alboktan en az üçünün, dev letçilik, milliyetçilik ve halkçılık okunun gözden geçirihnesi ve bunların yerine sosyal demokrasinin evrensel ilkelerinin konulması yönündeydi. Bir senteze varmamız gerekiyor. Bir taraftan kendi tarihimizden kaynaklanan, koşullanmızdan kaynaklanan ilkeler, öbiir tarafta üyesi olduğumuz Sosyalist EnternasyonalMn ilkeleri. Her ikisi de programda v azılı, ama doğrusu birbirlerine geçiş tam değil. Ömeğin, solla milliyetçilik bağdaşır mı? Bunun tartışılması gerekir." Fransa'dan sınırdısı edilmişti Çiller'e 6 ölünı fetvası' çıkaran iıııaııı tutuklandı • Abdurrahman Çitçioğlu takma adıru kullanan Kasım Ünal, Almanya'da Cemalettin Kaplan'ın kurduğunu ilan ettiği "Anadolu Federe İslam Devleti' üyesi olduğu gerekçesiyle İstanbul DGM tarafından tutuklandı. İstanbul Haber Servisi - İmamlık yaptığı Fransa'nın Sochaux kentınde Başbakan Tansu Çiller hakkında "ölüm fetvası verdiği" gerekçesiyle bu ülkeden sınırdışı edilen ve gönderildiği İstanbul'da gözaltına alınan Kasım Ünal (30) dün çıkanldığı İstanbul DGM tarafından tutuklandı. İstanbul Emnıyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'nde gazetecılere gösterilen Kasım Ünal'ın, "Kara Ses" olarak bilınen Cemalettin Kaplan'ın yandaşlannca çıkanlan "Ümmeti Muhammet" dergisinde yayımlanan yazısında Çiller hakkında "Katli vaciptir" şeklinde fetva verdiği öne sürüldü. Emnıyet açıklamasında. Abdurrahman Çitçioğlu takma adını kullanan Ünal'ın. sorgusunda Almanya'da yaşayan "Kara Ses"ın kurduğu ilan edilen "Anadolu Federe İslam Devleti" üyesi olduğunu kabul ettiği vurgulandı. DGM BaşsavcıhğYnda ifadesi abndıktan sonra "tutuklanması istemiyk" nöbetçi mahkemeye sevk edilenÜnal, "Anadolu Federe İslam Devleti" adlı örgüte üye olduğu gerekçesiyle tutuklandı. İmamlık yaptığı Fransa'nın Sochaux kenti yakınındakı Peugeot fabrikasında çalışan Türklere, Türkiye aley hinde propaganda yaptığı ve bu bölgede gençlik örgüüenmesinden sorumlu olduğu kaydedilen Ünal, Fransız polisi tarafından yakalanmıştı. Demirel'e bilgi verdiler 6 Taksim'e Caıııi Vakfi'ndan Cumhurbaşkanı'na ziyaret İSTANBLL(AA)- Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. Taksim Camiı ve Tesıslen Vakfı Başkanı Feyzullah Değerü ve yöneticileri ile Şışli Beledıye Başkanı Gülay Atığı kabul etü. Cumhurbaşkanlığı Tarabya Köşkü'ndeki görüşmeden sonra gazetecilerin sorulannı yanıtlayan Feyzullah Değerü, Cumhurbaşkanı Demirel'e. Taksim'e yapılacak cami ile ilgili bilgileri sunduklannı söyledi. Değerlı, camiye yönelik eleştirilenn hatırlatılması üzerine. "Tamamen halk tarafından yapılacak. Tamamen cami maksath olacak. Büyüklerimiz nasıl isterse öyle yapılacak. Gelişigüzel bir şey yapılacak değil" dedi. "Cumhurbaşkanı'nın desteğini aldınız mı" sonısuna Vakıf Başkanı Feyzullah Değerli şu yanıtı verdi: "Destekliyor diye bir şey yok. V asalann desteği vardır. Baktş açtsı herkesinki gibi olumlu. Koskoca memlekette elbette karşı çıkanlar olacak. Eleştüîler kanunlar çerçevesinde çözülecek." Cami temelinin henüz ne zaman atılacağını bilmediklerini anlatan Değerli, önlerinde bir proje yanşması aşaması bulunduğunu, ancak en kısa zamanda temel atmayı planladıklannı ifadeetti. "Plan neyi kaldınyorsa o kadar cami olacak" diy en Değerli. "Hedef camidir. Ne ranttır, ne ticarettir, ne de başka maksattır" diye konuştu. Şişli Belediye Başkanı Gülay Atığ da Cumhurbaşkanı Demirere nezaket ziyaretinde bulunduğunu ve kendisine Şişli ve İstanbul ile ilgili bazı projelerini anlattığmı söyledi. Atığ. "O, bizim babamız. Ara sıra görmezsek onu özlüyoruz" diye konuştu. Yoğun bakımda GATA'nın yeni komutanı kalp krizi geçirdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- 30 Ağustos'ta Gülhane Tıp Akademisi Komutanlığı'nı (GATA) devralacak olan Tümgeneral Fahrettin Alpaslan. dün bir kalp knzı geçırdı. Alpaslan'ın. sağlık durumunun ciddiyetını koruduğu öğrenıldı. Dün öğle saatlerinde. Alpaslan'ın kolunda bir uyuşma görüldü. Alpaslan'ın koluna masaj yapılırken fenalaştığı ve yoğun bakıma kaldınldığı. durumunun ciddi olduğu öğrenıldı. Son Yüksek Asken Şura toplannsında, tümgeneralliğe yükseltilerek GATA Komutanlığı'na getirilen Alpaslan'ın GATA Komutanlığı'na atanması, orduda huzursuzluğa neden olmuştu. GATA'da komutanlık bekleyen Tuğamiral İnal Llgenelap \ e Tuğgeneral Levent Karaca. bu makama generallığe nasbı (terfisi) kendilerinden daha sonra olan Tümgeneral Alpaslan'ın getirilmesi üzerineistifa etmeyi kararlasürmışlardı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear