22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 14 AĞUSTOS1994 PAZAR OLAYLAR VE GORUŞLER TV'lerde saptınlan tartışmalar... Türkıye'de yasaklanan şey ıbadet özgürlüğü değil, dın devletı kurma özgürlüğüdür Bu yoldakı eylemler bugün de yasaktır, bugün de suçtur M. İSKENDER ÖZTURANLI AtatürkçüDüşünce Derneği İzmir Şubesi Başkanı O rtaçağ ınsanı ozgurluğu ve bağımsızJığı tanıma- mıştır Ozgur duşunme olanağından yoksun- dur Insanın haklan değıl, odevlen vardır Duşunce baskı alünda, akıl baskı al- tında, vıcdan baskı altındadır Ege- menhğın tek kaynağı Tann'dır Bu nedenledır kı din ve hukuk başta ol- mak uzere Ortaçağ'ın tum kurum ve kuruluşlan ozguriuk duşuncesınden yoksundur Bu baskıcı yontem sayısız zulumle- re, kıyımlara yol açmjş, Engıasyon uygulamasını başlatrruştır Ortaçağ duşunurlenne gore, kaynağını Tann'- dan almayan hıçbır ıkudar duşunule- meyeceğı gıbı, "Kilise dtşuıda kurtuluş da yokturr Papa Büyük Greguar \e Isidore de Seville, bu duşunceye sanla- rak yeryuzu ıktıdannı kılıse ıkudan- nın bır parçası durumuna donuştur- müşlerdır Bu suretle "Papa'nın üstun- lüğü" kuramı çıkmıştır ortaya Devle- tın bağımsız bır kuruluş olmadığı ılen surulmuş, sıyasal ıktıdar, goksel ıkü- dar'a bağlanmıştır 12 yüzyılda "Iki Kılıç Kuramı" ıle bu goruş daha da pekıştınlmıştır Bu kuram, goksel ve yersel ıktıdarlann sımgesı olan ıkı kıhcın Tann tarafın- dan Papa'ya venldığını tasarlamışür Bunlardan bınnı Papa kendı adına kullanacak, otekını ıse yersel ıktıdann sahıbı oian kral. "Papa'nın denetiınj alünda kullanma yetkisine sahip ola- cakbr". O halde tum ıktıdar Tann'dan gelmektedır "Omnis Potestas a Deo" Devlet Tann'nın bağışı ıle guç kaza- nan, varlık kazanan bır kurumdur İktıdann kokenı Tann olunca, yasalar da Tann'nın duşuncesınden doğmak- ta, ahlak, tannsal olmakta, hukuk tannsal olmaktadır Bu anlayışa karşı Rönesans ve Re- formasyon akımlannın ardından ılk gerçekçı çıkışı VVillam d'Ockham yap- mıştır Akılla inancı birbirinden ayır- mıştır d'Ockham. De\ letle kılısenın ayn ayrı varhklar olduğunu soylemış, akh tutsaklıktan kurtarmak ıstenvıştır în- sanlık 14 yüzyılda yaşamaktadır Aynı çağda Dante, "iki iktidann kay- nağı"nı araştırmaya başlamıştır Dante'ye gore "Imparator, varlığını Papa'ya borçlu değüdir. Ne İsa'nın el- çisi dıinya işlerine kanşacaktır, ne de ünparator kilise işlerine." Daha sonra Grotius, Hobbes, Locke ve Descartes gorunmuştur duşunce dunyasında Insan akünın ululuğunu, ınsan akbnın yucelığını savunmuşlar- dır hep Montaigne ıle PascaJ, akılla mancı kesın çızgılerle ayırrraşlardır bırbınnden Sıyasal ıküdar Tann'nın tekelınde değıldır artık, ınsanın elınde- dır, toplumun ebndedır, ulusun ebn- dedır Laık anlayışa, laık devlete gıden yol bulunmuştur boylece Bu yoldan yuruyen msanoğlu, once dın-devlet ış- lennı bırbınnden ayırmış, hemen ar- kasından demokratık devlet sıstemı çıkmıştır ortaya İnsan kulluktan kur- tulup. vatandaşhk bılıncıne ulaşmıştır Egemenlığın gokten yere ınmesıyle "ulusal egemenlik" kavramı oluşmuş ve gelışmıştır Ulus egemenlığı demek olan demokrası, laık duşuncenın uru- nu olarak çıkmıştır gunyuzune Türk kimliği sorıınu 17 Temmuz 1994 akşamı televızyon kanallanndan bınnı ızlıyordum "Tûrk kimliği" konulu bır tartışma gerçekleştınhyordu Yonetıcıyle bır- bkte beş kışıhk bır takım vardı karşı- mızda Yukanda açıklamaya çalıştı- ğım duşunceler, ızlence suresınce bır sınema şendı gıbı geçtı kafamdan Hem taruşmayı dınlıyor, hem de bun- lan duşunuyordum İküdar Partısı'nın ust duzey yonetı- cılennden bın, "Keşke yeniden bir Osmanlı yönetimi gelse de, orada biz azınlık olarak yer alsak" bıçımınde sozler soyluyordu Ve kımse de bu çar- pık duşunceye karşı çıkmak gereğını duymuyordu Her kışı kendı turküsu- nu soylemekteydı "Islami değerieri" savunurken, "biz" sozcuğunu sık sık kullanan bır oğretım gorevhsıne "Biz'- den neyi amaçlıyorsunuz" dıye sorul- duğundd ıse "Biz, vani MüsJuman gibı yaşamak için uğraş verenler..." yanıüru venyordu bu sayın profesor Turk kımlığını Mûsluman kımlığıne donuş- turmeyı amaçlayan bu yaklaşımın sa- hıbıne "Devleti din kurallarına gore yönetme savaşı da bunun ıçınde tni" dı- ye soran olmuyordu Bu oğretım go- revbsı aynı zamanda "şeriatın kötû bir şey olmadığını, bir ahlak ve hukuk soru- nu" olduğunu eklıyordu sozlenne Unuttuğu şey, Ataturk devnmının "dine dayalı siyasal bir birim" yenne "ulusalük bağına dayalı siyasal bir bi- rim" getırmış olduğuydu Her hdlde sayın konuşmacı Ataturkçuluğun ulaştığı bu çağdaş duşuncenın tanhe kanştığını sanıyordu Tur kımlığı tartışıhrken, Turk ınsa- nının bır "jaratık" mı. yoksa bır"var- lık" mı olduğu uzennde durulmadı ve laıklıkten hıç soz edılmedı Bu suretle laık kışılığe sahıp rrulyonlarca vatan- daşımız gundem dışında bırakıldı Ataturk devnmı, Türkıye'de yenı bır msan tıpı yaratmıştı Bu ınsanın gunu- muzde de yaşamakta olduğu nedense unutuldu Laikliğin, Türk kimliği'nı belırleyen oğelerden en onemlısı oldu- ğu gozardı edıldı Çoğunluğu Mûslu- man olan halkırruzın duşuncede laık, ama dınde Mûsluman olduğu, dunya yuzunde boyle bır uyumu yalnız Turk ulusunun gerçekleştırdığı olgusu uze- nnde durulmadı Asıl Turk kımlığının bu noktada duğumlendığı gerçeğı bır yana bırakıldı Tartışmada, Insan Haklan'ndan soz edıldıyse de. gunde- me getınlen daha çok "Tanrı haklan" ve "dinsel haklar" oldu Osmarüı'da y asalar geçerliydi 1923 devnmalen ortaçağ karanb- gıyla ve gencılıkle boğuşa boğuşa laık cumhunyetı kurmuşlardır Neyı yık- tıklannı, onun yenne neyı getırmek ıs- tedıklennı çok ıvı bılmekteydiler Toplumu yuzyıllar boyunca gen bıra- kan "Doğu Ortaçağı"nı aşarak, teok- ratık devlet sıstemını bır yana atmış- lar, demokraük devlet sıstemıne yo- nelmışlerdır Turk ınsanını kulluktan kurtarmışlar vatandaşhk katına çı- karmışlardır Bunu yapabılmek ıçın laıklığı benımsemek vazgeçılemez bır gereklılıktı Özgur ve bağımsız olmak ıçın başkaca tutunacak dallan yoktur Bu nedenle "hürrijetin nasibi, irticaın elinde oyuncak olmak değildir" tumce- sıyle çıkmışlardır gencıhğın karşısına Ne y azık kı daha sonra gelen y onetı- cıler Ataturk devnmının yıktığıguçle- nn kalıtçılanyla uzlaşmayı yeğlemış- ler dını, polıtıka aracı olarak kullan- mışlardır İküdar çıkarcılığı uğruna1 Şımdı ıse ortaçağ kafalı gencıler tele- vızyon ekranlannda da boy goster- mekte, şenatın kotu bır şev olmadığını sav unabılmektedırler Bılındığı gıbı şenat, Kuran ayetlen- ne ve hadıslere dayandınlan İslam Hukuku'dur Turkıye, BOOyıloncesı- ne aıt bu hukuku haklı nedenlerle ter- kederek, onun yenne çağdaş >e laik hukuku benımsemış olan bır ulkedır Bu davranış, bılımselbğın ve aklın ge- reğıdır Şenatın kotu bır şey olmadığı- nı soyleyenler, onun aynı zamanda kolelığı İcabul etüğını, ınsan ve kadın haklannı tanımadığını, yalnız ellenn ve kollann değıl, kafalann da sorgu- suz yargısız kesılebılecegıne ızın verdı- ğını gozardı edenlerdır Şenat huku- kunun hıçbır zaman demokrasıyle bağdaşamayacağını gormezlıkten ge- lenlerdır "Besyüzyıl,biııjılönceçıka- rılan yasalarla bugünkü toplumları yönetmeye kalkışmanm aymazlık" ol- duğunu soyleyen Atatürk'un ne oldu- ğunu bılmeyenlerdır Bugun Mûsluman gıbı yaşayabılme savaşımından soz edenler, çok ıyı bıl- mebdırler kı bu ulkede dın hıçbır za- man hor gorulmemış. herkes ıstedığı gıbı ıbadet etme hakkına sahıp olmuş- tur Türkıye'de yasaklanan şey ıbadet ozgurluğu değıl, dın devletı kurma oz- gurluğudur Bu yoldakı eylemler bu- gun de yasaktır, bugun de suçtur Yasalanmızda her ne kadar baa değj- şıkhkler yapıldıysa da, ış henuz Kema- lıst devnmın amacından sapünlması noktasına gelmemıştır Hıçbır zaman da gelmeyecektır Çunku laık cumhu- nyetın değışünlmezlığı yolundakı anayasa maddesı buna engeldır Bu madde, ulkemızın çağdışına çıkanl- masını onleyecek guçte ve nıtehktedır "Kuran'ı Kerim varken anavasava ne gerek var" dıyen gunumuzun gencı- len, hıç kuşkusuz Fatih'ten, Kamıni'- den. Abdülhamit'ten bıle daha gende- dırler Çunku Kuranı Kenm'ın varlı- ğma karşın o donemlerde yuzlerce yasa, kanunname, kararname yurur- luğe konulmuş. ıkı tane de anayasa çıkanlmışür ARADABÎR ERTAN ÜNVER İkmalçı, Araşmmacı. Solda Solu Aramak... Son yılların dunyası bır ılgınçlıkler galerısı Ikı onemlı sıstem de tukenmışlığın eşıklerınde Ikısının de solukları tukenmekte, hem kapıtalızm hem 'sol "20 yuzyılın son çeyreğınde kapıtalızm, başta Batı Avrupa olmak uzere havlu atıyor Işsızlık sermaye ve yenı yatırım gelıştıre- meme ve de buyumeme sıkıntıları başta olacak bıçımde tıkanmakta Eskı Keynesçı polıtıkalarlayenı Frıedmancı- lar arasında duzensız bır saat sarkacına dönmekte kapı- talızm Ve 5 kez operasyon masasında öburlerıne genel adıyla 'sol' dıyorum Sosyalızm, ıhtılalcı sosya- lızm, bılimsel sosyalızm, sosyal demokrası, demokratık sol dıye uzayıp gıder Muradı, "sosyal demokrası" olan bır sozcuktur kullandığım 'sol" Istersenız demokratık sol da dıyebılırsınız Yararı da, zararı da yoktur Keyfe keder Kapıtalızmm tokezlemesınden sonra, "sol" da aynı durumlara gırdı önce kapıtalızmm şoyle bır dokulmesı beklenırkenbırdebakıldı kı 'sol" paldır kuldur Sovyet sıstemınden soz etmıyorum Obaşkabırkonu Sozettı- ğım sol, Ikıncı Enternasyonal'e takık, Fabıancılıktan pek çıkamamış, hala1960'larınsoylemlerıyle,önermelerıve modellerıyle projelerı arasına bır guzel sıkışmış olanı- dır Sovyet sıstemının tukenışınden sonra, tek çozumcu mantığadoğruyukseltılmeyeçalışılantıknefes kapıtalız- mm onune geçemeyen yenı ışık ve umutlar sunma be- cerısını gosteremeyen, tam tersıne kendı tıknefeslığını sergıleyen soldur Oysa "sol yadakullanım açısından "sosyaldemokrası',bırtukenmezkaynaktır Brandfıve Palme'yı aşma çabası da ayıp ve kotu değıldır Bugune kadar doğa ınsan veuretım uçgenı uzennde ortaya konan en gerçekçı ve rasyonel tezler, bılınmekte- dır kı "sosyal demokrası' kaynaklı olanlarıdır Ancak gelınen bu noktada, karşılaşılan yenı ortamda, gelıştırı- lıp guçlendırılmelerı zorunluğu vardır tum bu tezlerın İşte duğum bu noktada oluşmaktadır Sosyal demokrat "sol", bu noktada bır kısır dongu ıçıne gırmektedır Bır uretımsızlık, bır aymazlık, bır ığdışlık sergılemektedır kı bu da ıster ıstemez tukenmışlığı çağrıştırmaktadır Sosyal demokrasının Sosyalıst Enternasyonal'ı nere- dedır? Ne yapmaktadır 9 Hıç' Koskoca bır hıç Ve tıkne- fes kapıtalızmm peşınde dolaşıpdurmaktadır Ne bır ışık ne bır model ne bır umut ve soluk ne de bır proje ve one- rı Onca kaynak zengınlığıne karşın, kupkuru bır ad Sosyal demokrat sol1 Bu boyledır de dunyanın son çeyrek yuzyılında "ınsan manzaraları" nasıldır'? Bır savrukluk, bır dağınıkiık yaşamaktadır ınsanlık Bunun doğal sonucu bır aymazlığa varmaktadır öyle bır aymazlık kı dunyamızda yerel olarak 40-50 çatışmay- la '3 Buyuk Savaş ı yaşadığının bıle ayrımında değıldır Ulaştığı her anlamdakı uygarlığm kendısıne sağlayaca- ğı mutluluğun bıle ayrımında değıldır Sankı bır "kısmı felç" geçırmektedır Her tur sapma ıçıne yuvarlanmak- tadır Bın yıllarca suren boğazlaşma, yuzyılların hesap- laşmasına donuşerek yenı boyutlara ulaşmaktadır Bu boğazlaşmanın bır başka bıçımde vardığı nokta da te- rordur Her sorunun çozumunde ılk duşunulen, savaş ya da terordur gunumuzde Mılyarlar, varılan bu ıçler acısı durumu pıyonlar gıbı ızlemektedır Kıtlesel bır mazo- şızmdır sankı yaşanan İşte bu aşamada bır yenı ve gerçekçı atılıma zorunlu- luk vardır Bunu ne soluğu tıkandıkça vahşıleşen kapı- talızm ne de -en azından gunumuzde- tıknefes marjınal sol gerçekleştırebılır Gorev ıkı yuzyıldır onemlı bır "sa- bıkası" olmadığı yonetım coğrafyasında kesınleşen 'sosyal demokrat sol a dusmektedır Gunumuz medya bombardımanına karşın, dunya gerçeklerınm yalın acılı- ğı, gorevı başlangıcında kolaylaştıran çok onemlı bır etmendır Bu etmen başlangıç tezlerındekı gerçekçılık ve dınamızmın enerjısını taşımaktadır Buna ek olarak tezlerın gelışım ve anlatım aşamalarında da aynı enerjı kaynağından yararlanılacaktır Tezlerın kıtselleşmesın- de de oyle Yapılacak olan, oncelıkle kapıtalızmm tuzaklarından uzaklaşmaktır Yenı, gerçekçı ve dınamık bır mantık or- gusuyle ıçınde bulunulan koşullarm, doğa-ınsan-ure- tım üçlusunun ortasına ıttığı evrensel gerçeklerın analız ve sentezıyle başlamaktır ışe Bılgı çağı ve çağdaş tek- nolojı olgularının gereklerınden yararlanarak dunyayı yenıden sorgulayıp eleştırmek ve yenı bır kavramsal, somut modelle ıçındekı onerı ve projeyı, uygulama sıs- tematığını gelıştırmektır Sıvas katliamı ve "tahrik' Aydınlann, yurtseverlenn, Ataturkçulenn bu duyarsızlık ve dağınıklıklan sürdükçe ve karşılannda cıddı bır orgutlu sıvıl guç görmedıklen surece gericıler hep tahnk olacak bır gerekçe bulacaklardır. Hatta bır sure sonra (çok uzak değıl) daha sık tahnk olacak ve büyük kentlerde de toplu kıyımlar yapacaklardır MURTAZA DEMİR Pir Sultan Abdal Kültür Derneği GenelBaşkanı kTemmuz 1993 tanhını anımsanz »rgutlu ve devlet gozetımb "şeriat- 'çı kalkışma" olan Sıvas katüamının tanhı Yıne anımsanz, katlıamın ne- ılen olarak, sıyası partılenn bır bolumu, gena basın, gena TV kanallan ve dığerlen tumu "Tahrik var" deyışıne "mal bulmuş mağribi gibi" sanlmışlardı Kastedılen tahnk, Aziz Nesin'ın konuş- masıydı Bu çev relere gore tanınmış ya2an- mız "halkın dini duvgulannı incitmiş", halk "tahrik olarak" sokağa dokulmuş ve 35 "müşrik" yakılarak oldurubnuştur "Bu kadar basit. Czerinde durmava bile değmez." "Pir Sultan Abdal \e onu seven, yolundan giden (Alevi-Sunni) herkes gulat- Or" (müşriktir). (Zaman gazetesi Tem- muz) ve dınımız İslam şenatına gore, "müş- rikler(in) nerede görüiürse öldüriilmesi caiz- (dir)" değıl mıdır 9 (Tevbe5) Sıvas'ta şenaün bır hukmu (Tann adına) yenne getınlmıştır "Şeriatm kesriği par- mak acımaz." "Bir iki değil, daha çok Sı- vas." "Şanlı Sıvas Kıyamı" (Şeriat vanlısı Taraf dergisi) dıyorlar Asbnda hepsı senaryo. (Bunlan H Çetınkaya Cumhunyet'te açıkbyor) amaç "taluyye" uygulaması Bunlar, once şart- landınr, (Okul ve çeşıtb gızb kurslar) sonra palazlandınrlar Amaçlan, ıttıfaklan ıle bırbkte saldınp, butun ılen değerlen yok etmektır Hem saldınr hem oyle bır gurultu kopanrlar kı, hakb haksız bırbınne kanşır Kargaşa hakım olur, kamuoyu yanıltıbr ve hedeflenne ulaşırlar Amaçlanndan bın de "yağmayı" gozden kaçırmakür Onlarca yıldır "Yağma Ha- san'uı Böregi" olan, ıçten ve dıştan yağma- lanan ulkemızde demokratık halk muhale- fetının karşısına dıkılmek uzere. orgutle- dıklen "2. kol hareketini" (Hizbullah, Kontgerilla vb.) oluşturmak ve yağma du- zenını surdurmektır Butun gencı ve ırkçılann ortak pobtıkası olan "Türk-İslam (sunni) Sentezi" başanlı obnuş, "Kul düzeninin" altyapısı hazırlan- mıştır "Tann" sonsuz bır kullanım aracı halıne getınlmıştır Yoksulluğun ve ışsızbğm çozumu ıçın "Tann'mn ipine daha sıkı sarılın" denıl- mekte hatta. "devletin emrinde din olur mu, dinin emrinde devlet olmalıdır" (Dev. Bak. E.Ceyhun) denılerek açık açık şenat çağnsı yapılmaktadır Ortak ozelhklerden bın de yurtsever duşmanlığıdır Yurtlannı da, yurduna bağlı olanlan da sevmezler Bu ulkenın ta- lan yapılacak herhangı bır coğrafya parça- sı olmaktan oteye anlamı yoktur onlar ıçın Emperyalistlerin boluştüğu, ıfTetin ayak- lar altına almdığı ulkemizi ve onurumuzu kurtaran Ataturk'u de hiç sevmezler. O'na sovenler odullendırilirken, Sıvas'ta gmenlik guçleriıun gozlen onunde, gericiler tarafın- dan toplu olarak \ akılan ve can havliyle "vandım anam" diven aydınlann başlanna olmadık ışler açılır. Insan yakanlardan once yananlann yakınları en sert şekilde cezalan- dınlırlar. 1978-Sıvas'ta vapılan katbamda "Alevi- ler camivi bombaladılar" soylentısı bahane edılmemış mıydı 0 Çorum kathamında, Maraş katlıamında msanlar fmnlarda ya- kıbrken hamıle analann kannlanna bıçak- lar saplanırken de yıne "camive bomba attı- lar" sahtekârlığı kullanılmamış mıydı9 Kan ıçme geleneğı olanlara ve bunlann koruyucu ağababalanna sormak gerek, 1978 Sıvas katbamında mahkum olanlar- dan bır bolumunun akrabalannın, bu kez de 2 Temmuz 1993 katlıamında gorev al- malannı (Şu an tutuklular. Cumhunyet - Erbıl Tuşalp) "kan içme geleneği olanlar" cumlesını kullanmadan tanf etmek olası mı 9 Aynı kentte. aynı ınsanlann (ya da ak- rabalannın) her ıkı katbamda da gorev almalan ya da bu nedenle tutuklanmalan acaba nasıl açıklanır 9 "Tahrik illeti" bula- şıcı mıdır. veya kalıtım yoluyla mı gecer acaba 1 Şenatçılara ozgu bır hastabk mıdır kj Türkıye'de İran'da, Hındıstan'da, Ce- zayır'de caddelerde toplanıp "kan istiyor- lar" ve ıkıde bırde "tahrik" oluyorlar 0 Alevıbk, ılencıbk ve demokratbk adına, dergılennde, yazılannda ve demeçiennde "Snas teşhisi" konusunda şenatçılarla ay- nı safta yer alan, aynı ağzı kullanan "gafîl- lere" ne demelı, şenatçılann değırmenıne su taşıdıklannı nasıl anlatmab onlara 9 Sonuç: Aydınlann, yurtseverlenn, Ata- turkçulenn bu duyarsızlık vedağınıkbklan surdukçe ve karşılannda cıddi bır orgutlu sıvıl guç gormedıklen surece bunlar hep tahrik olacak bır gerekçe bulacaklardır Hatta bır sure sonra (çok uzak değıl) daha sık tahnk olacak ve buyuk kentlerde de toplu kıyımlar yapacaklardır Önce sesını çıkaranlar sındınlecek tek tek, daha sonra "benim tuzum kunı", "bana dokunmayan yılan bin vıl y aşasuı" dıyenlere ulaşacak ışın ucu Ülke sınırlan çağdaş dunyaya kapatı- lacak, bayanlar kara çarşafa sanlacak, hacı-hoca ulkeyı yonetecek. kadılar fetva vererek yargılama yapacaklar, ulke kan re- van ıçınde kalacak ve yenıden ortaçağa doneceğız O nedenle bu koşullarda yaşa- yamayacağını bılen. buna rağmen dını sı- yasete alet eden "böyüklerimiz" yannmla- nnı ulke dışında değerlendınyorlar Bu gen veçağdışı ıdeolojı ıçın, etnık, dın- sel ve ırksal farkblıklar bu yolda kullanıla- cak bırer araçtırlar Amaç "kul" duzenını gen getırmektır Içınde buJunduğumuz du- rumu, tanh boyle tanımbyor Alman faşız- mı de. İran. Cezayır. Pakıstan ve burnu- muzun dıbındekı dığer "teokrasi" ornekle- n de öyle Bu surean hıç ıstısnası yoktur Bovlecebıbne PENCERE TARTIŞMA Kafalar binbir soruyla dolu S olda bırbk gunun sorunu tlhanSelçuk bunun onemını çok ıyı belırtü "Clkemizde ancak soldaki partiler birleşip ağırtıklannı terazinin kefesine koy abilirlerse demokrası kurulabilecektir. Solda parçalanma demokrasiye karşı olanlara v anyor, laiklik duşmanlarına yarıyor, empery alistlere yarıyor, bölüciÛere yarıyor, sermayeciye yanyor." Solun bırleşmemesının bedeb ağır olacaktır, bu bır gerçek Ancak gunumuzun koşullannda, solun bır program etrafında bırleşmesı gerekıyor Ekonomık, sıyasal, sosyal bır bunabm, hatta çokuntu ıçınde olduğumuz defalarca yazıldı Boyle çokuntu hallennde, yenı bır ses, yenı bır yol gosteren olmazsa, kararan ufuklarda bır guneş parlamazsa o çokuntu daha da dennleşır Solda bırlığe sadece bır seçım antmetığı olarak bakmak doğru obnaz Şımdıye kadar uygulanmakta olan pazarekonomisi, Turkıye'yı bırçıkmaza goturduğune gore yenı bır y ol - bır çıkış umıdı yok mu9 Her uç sosyal demokrat partı de Mustafa Kemal'ın kurduğu CHP'nın mırasçısı Opartı devletçı. korumacı. bır karma ekonomı sıstemı ıçınde bağımsız kalkınmadan yanaydı Acaba bu ılkelerden bazılan gunun koşullanna uyularak yenılenecek mı° Pazar ekonomısınden uretım ekonomısıne geçış nasıl sağlanacak9 Devletı entmek. devlet ışletmelennı haraç mezat satmak bır yol olmadığına gore, reel ekonomıye geçışte dev letın rolu ne olacak 0 Turkıye borçla yaşamayı, borçlann faızlen ve zor koşullan ıçınde boğulmavı surdurecek mı 9 Parayı ve ekonomıyı korumak bır tabu olmaktan çıkacak. bu yonde onlemler alınacak mı 9 Iç pazar gırdığı tıkanıkbktan nasıl kurtulacak9 Halkın gecımını, yaşama duzeyını duşunen bır program gundeme gelecek mı9 Gunden gune yıpranan demokrasıyı, laık cumhunyetı korumak ıçın hangı radıkal onlemler duşunuluyor9 Halkımızın kafası boyle bınbır soruyla dolu Gelecek gıtgıde daha karanlık gorunuyor Yaşam koşullan gıtgıde kotuleşıyor Ekonomık, sosyal çokuntuye karşı ey lemler de yapılamıyor Ufuklarda yenı bır yıldız bebrmez, gunun koşullanna uygun bır demokratık sol program ortaya atıbnazsa, değışık guçler bunun etrafında bırleştınlmezse solun enmesı devam edebıbr Bu ıdeolojık boşluğu doldurmaya yeltenen guçler, daha da guçlenır Bu ıdeolojık boşluğu doldurmaya yeltenen guçler daha da guçlenır Bu nedenle sorun, sadece solda bırbk değıl, aynı zamanda yenı bır sosyal duzen, ılenyı goren. laık ve demokratık cumhunyetın temellennı sağlamlaştıracak ve de gunun gerçeklenne uyan bır sosyalıst ya da sosyal demokrat programdır Doç.Dr. Yıldız Sertel Insansı!.. Ankara Unıversıtesı TÖMER Dıl oğretım Merkezı'nın çıkardığı 'Dıl Dergısı 'nın ağustos sayısı yayımlandı Bu sayı Prof özcanBaşkan'aayrılmış Ozcan Başkan dıyor kı "- Insanı hayvandan ayıran tek şey, yanı ınsanı ınsan yapan ozellık 'akıl' olsa gerek O zaman 'us' denılen şeyı 'usçul' bıçımde kullanmak da ınsan onuru ıçın bırıncı koşul oluyor Bunun tersıne hayvansal tabanlı ıçgudule- re dayanan bır 'sozde duygusallık eğer kışıye yaraşır bır ınsancıl oluğa sokulmazsa, o zaman doğa-karşıtı bır 'hayvansal' davranış olup çıkıyor Ûrnekse futbolmaçla- rındakı holtganltk " Dıl Dergısı, yalnız dılbılımcılerı ılgılendıren konularla yetınmıyor, dıl, kıyısı olmayan bır okyanus gıbı yaşamı kapsadığından, sıradan ınsanı da çeken yazılar bırbırını ızlıyor • Gunluk yaşamda ınsanın hayvanlaşmasına ya da hay- vanın ınsanlaşmasına çok rastlanır Gerçekte çok kısa bır zaman kesıtınde gorulebılecek bu olay belkı tum ev- ren tarıhının gızemını de yapısında taşır Prof özcan Başkan, "maymunların ve ınsanlann hayvanlar dunya- sındakı yen"ru zaman ıçınde şoyle gosterıyor HAYVAN Omurgalı Memelı Başparmaklı Maymınsan Maymunumsu - Insanımsı Orangotan-Şempanze-Gorıl Insansı Dık-ınsansı Mağaracı-ınsansı Bılge-ınsansı (Tam Insan) Gorulduğu gıbı 'maymınsan' denebılecek olan varlık 'maymunumsu' ve 'ınsanımsı' olarak ıkıye ayrılıyor, bu olgunun geçmışı 28 mılyon yıl onceye dayanıyor fosılle- rı oncelıkle Afrıka da bulunuyor llgınç bır nokta da Sayın Prof özcan Başkan'ın her bır basamaktakı varlığa bulduğu Turkçe karşılıklardır, soz- gelımı homo sapıens'e 'bılge ınsansı'yada 'Neandert- hal ınsanı 'na da 'Mağaracı-ınsansı' dıyor Pekı, hayvanlık nerede bıtıyor? Insanlık nerede başlıyor? Gunumuzde de bellı mû Bosna'ya bak, Ruanda ya bak, Guneydoğu Anadolu'- ya bak, Kafkasya ya bak 1 Yeter mı' 'Yenı Dunya Du- zen/'nın doruklarına baki New York'a bak, VVashıng- ton'a baki Insanlığın nerede bıtıp hayvanlığın nerede başladığını kestıremezsın • Gunluk kent yaşamında geçmışın gızemı, bır anda kendını ele verebılır Otobuste herıfın bın çocuk, yaşlı kadın demeden ortalığı ezıp geçıyor mu - Maymınsan 1 Adam kasap bıçağını elıne afmış sevgılısını dokuz ye- rınden doğramış - Hayvan' Mılletvekılı bır kalemde yuzlerce aıleyı sokağa doke- cek, çoluk çocuğu aç bırakacak kararın Meclıs ten çık- ması ıçın poposunu yırtıyor - Mağaracı ınsansı 1 Sozumona polıtıkacı, gerçekte uçkâğıtçı mebus paza- rında satılıp partısını değıştırmış - Insansı 1 Gorunuşe bakarsan lıder, ama gerçekte lıder taklıdı yapan mukallıt - Maymunumsu 1 Her gun, her saat her dakıka 28 mılyon yıllık geçmışı- mızın guncellığı sergılenıyor Uzam ıle zaman bağıntısı işte buna derleH Tek zamanda tum uzamı, tek uzamda tum zamanı yaşamanın gızemı, kışının bılıncınde vurgu- lanır Insanı ınsan yapan yolda yuruduk, yuruduk, yuruduk, bır arpa boyu mudur aldığımız yoP SOSYAL YAYINLAR PAl'L PEDAGOJI•• •• \^*• SOZLUGU Çeviren: Cenup Karukavu ÇIKTI! •1500maddc • Her maddcdc tanım ve açıklamalann yanısıra un- lu fılozoflar. pcdagoglar. yazarlar vc araştırmacı- lar taralından o nıaddc konusunda ılen surulmuş duşunceler yurgılar • Uluslararası lerıınlenn ctımolojılcn • Zengın bıblıyografya Butun eğıtımcılcr. öğretmenlcr. çocuk doktorlan, çocuk psıkopedagojısı ve psıkıyatnsı uzmanlan ve o/ellıkle ana-bdbalar ıçın eşsız bır başvuru kıtabı Sosval Yavınljr / [Uhıâlı Cad No. 14 Cagaloğlu - Istanbul Tel: 522 52 13-528 3314 Faks: 522 52 13 ÜNİVERSİTE ADAYLARI Yarın tercıhınizı ıyı yapın. Başhğında bu amblem olan pembe kağıtlı gazeteyı bayınızden ısteyın TÜRKİYE GAZETECİLER CEMİYETİ SINAV SONUÇ-1 YARIN BAYİLERDE Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin gazetesini almaya dikkat edin. Cenel Dağıtım; YAY-SAT - Tel: 510 70 00
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear