23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 4 TEMMUZ1994 PAZARTESİ SIVAS KATLIAMIIVIN BIRINCIYILI VVashington uçak genilsiAntalya'da •ANTALYA(AA)- ABD'nin en genç ve yeni uçak gemisi "USS George VVashington", 5 bin 500 personeh ıle Türkiye'ye ilk ziyaretini gerçekJeştirdi. Akdeniz'de 6 aydır seyreden VVashington uçak gemisi 6 günlüğüne Antalya Limanı'nademirattı. 1986 yılında yapımına başlanan ve 1992 yıhnda denizeindirilen VVashington uçak gemisi, atom reaktörü ile çahşıyor. 11 müyar varil yakıt gücûnde iki atom reaktörü ile çalışan uçak gemisi, yakıt almadan 1 milyon mil mesafe kat edebiliyor. Üzerindeçeşitli tipte78uçakve6 helikopterin bulunduğu gemide, günde 2 bin evin ıhtiyacı olan su ve 18 bin tabak yemek tûketiliyor. Türk-Bulgar tatHcatı •ANKARA(AA)-Türk Deniz Kuvveüeri tarafından planlanan Poyraz-1/94 Tatbikatı 4-7 temmuz, Kurtarma-94 Tatbikatı da 7-14 temmuz tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Genelkurmay Başkanhğı Basın ve Haikla İhşkiler Daire Başkanı Kurmay Albay Doğu Silahçıoğlu'nun yapüğı acıklamaya göre, Türkiye ile Bulgaristan arasındaki ilişkileri askeri alanda da gelıştırmek amacıyla iki ülke tarafından imzalanan Askeri Eğitim Işbirliği Anlaşması çerçevesinde yapılacak tatbikatlara, Türk ve Bulgar Deniz Kuvvetleri'nden gemiler kaülacak. Istanbul Boğazı yakınlannda icra edilecek Poyraz-1/94 Tatbikaü'nda Türk ve Bulgar Deniz Kuvvetleri'nden mayın tarama gemileri yer alacak. Karadeniz Ereğlisi Bölgesi'nde yapılacak Kurtarma-94Tatbikatı'na da Türk Deniz Kuvveüeri'nden bir kurtarma gemisi, Bulgar Deniz Kuvvetleri'nden bir denizaltı ve bir yardıma sınıf gerru kaülacak. Cankuptaran'ın zam tepkisi • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu)- SHP Genel Sekreter Yardıması Etem Cankurtaran, bazı kabine üyeleri ile Hazine Müsteşarlığı yetkililerinin, memurlara temmuzda öngörülen maaş zamının bütçede belirtilen oranda yapılamayacağı yönündeki acıklamalanna karşıhk, "Dargelirlilerin maaşlanndan fedakarhk yapılamaz. Ülke ekonomisinin, buzamlan yapacak gücü vardır" dedi. 'Sermaye îedakarlık yapmalı' • ANKARA (Cumburiyet Bürosu)- Ekonomi Muhabirleri Derneği'nce, yaşanan ekonomik bunahmın aşılabilmesi için en cok fedakarhk göstermesi gereken kesimin 'rant ve sermaye geliri' elde edenler olduğu beUrtildi. Derneğin geçen hafta yapılan 4. olağan genel kurulunda secilen yeni yönetim kurulunca yapılan duyuruda, Türkiye'nin ağır bir ekonomik bunabm yaşadığı ve bu bunalımın kısa sürede aşılamayacağı kaydedildi. Duyuruda, bunahmın sorumlusunun çalışan kesim ohnadığı halde, bu kesime ağır bir fatura yüklendiğı de ifade edildi. ISPKK'Iİ öldürüldü • Haber Merkezi - Güvenhk güçlerince Olağanüstü Hal Bölgesi'nde düzenlenen operasyonlarda toplam 13 terörist öldürüldü. Olağanüstü Hal Bölge Valıhği'nden yapılan açıklamaya göre Hakkari Merkez Mezraköy yakınlan ile tkikaya bölgesinde 5, Bingöl'ün Genç ilçesi Sağgöze mevkiinde 4, Diyarbakır'ın Liceilçesi kırsal alanında 3, Batman'ın Sason ilçesi yakınlannda da 1 terörist öldürüldü. Teröristlerle birlikte 75 el bombası, 15 adet mayın ve 25 kilo esrann da ele geçırildiği bildirildi. Anaokulu için sorumlu müdür ve öğretmenler Pedagoji ve okul öncesi eğitim formasyonuna sahip olmak zorunludur. 362 20 77 ABD'de yayımlanan The National Interest dergisi radikal Islamcılığın Türkiye'yi nihai düşman olarak gördüğünü öne sürdü 'Radikal îslamcıhğın lıeclefi Türkiye 9 VVASHİNGTON (AA) - ABD'de yayım- lanan "The National Interest" adh dergide yer alan bir makalede. dünyadaki radikal İs- lamcıhğın esas hedefının Turkıye olduğu be- hrtilerek "Tûrkiye, Kemalizmin laik-demok- rat ideolojisini yaymalıdır" denildi. Yazıışlen kurulu, eskı ABD Dışişleri Ba- kam Henry Kissinger. eski BM daimi temsil- cilerinden Jeanne Kırkpatrick ve eski Savun- ma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz gibi ünlü isimlerden oluşan derginin son sayısın- da yer alan makalede, "Geleceğin mücadele- sinin, tslam dünyası içinde, Batı'dan yana olanlar ile Batı'ya karşı çıkanlar arasuıda oJacağı" belırtildi. Daniel Pipes tarafından kaleme ahnan makalede, daha sonra şu görüşlere yer veril- di: "Bir yanda, dünyaya entegre olmak iste- yen, laik düşünceye sahipler, diğer yanda kor- kanlar ve dünyadan çekilmek isteyenler. Daha doğnı söylemek gerekirse, Ortadoğu'- mın iki büyük iiîkesi Türkiye ve tran arasında, uzun, derin \e güç bir mücadele olacaktır. En önetnlisi de Türkler, bu mücadelcnin içinde ol- duklannm henüz farkında değiller." Laik-demokratveözgürlükçü Türk modeli "Türkiye, İslam dünyası içindeki en büyük başaruun öyküsüdür" diyen Pipes, "İşte bu nedenle, köktendinciler Türkiye'yi nihai düş- man olarak görmektedirler" ıfadesını kullan- dı. Siyasi istikrar, ekonomik kalkmma, kül- türel gelişme açılanndan Türkiye'nin İslam dünyasında eşı bulunmadığına işaret eden Pipes, "Türkive'de temel hak ve özgûriükler de her yerden daha fazla" dedi. Türkiye'nin. köktendinciler için bir tehdit olduğu görüşünü savunurken de "Çünkü, çok iyi formüle edilmiş ve yaygın kabul gör- müş bir laiklik fetsefesi vardır" diyen Pipes, yazısında daha sonra şu bilgılere yer verdı: "Kemalist laiklik doktrini. onlarca yıldır sı- nava girmiş ve Türk halkının desteğine sahip olduğunu kanıtlamıştır. Başka hiçbir Müslü- man ülkede bu durum me\cut değildir. Aşırı dinci şiddete, laik düşünce ile karşı çıkama- yan Mısır, Tunus ve Cezayir'deki yönetimle- rin karşı karşıv a kaldığı durum bunun kanıtı- dır. Bu ülkelerin yöneticilerinin yaklaşımlan, halkı daha fazla karşılanna almalanna neden oluyor. Türkiye demokrat, laik, serbest piyasa ekonomisine sahip ve özgürlûklerin yaşandığı bir NATO ülkesi olarak kaldıkça, köktendinciler rahatsızlık ve güvensizlik içinde olacaklardır. Türk modeli, Humeynizmin deneyimini, Batı modelinin, Sovyet denevimini baltalama- sı gibi tehdit etmektedir. Köktendinciliğüı ha- yatta kalması, Türkiye'deki duruma bağlı- dır." Ortadoğu'ya daha fazla dikkat Türkiye'nin laik ve demokrat düşüncelerini ihraç etmesı gerektiğini de belirten Pipes, "Türkiye, onlarca yüdır görmeztikten geldiği Ortadogu'ya daha fazla dikkat göstermeli- dir" diye yazdı. Kemalist mirasın eserlerinin günün koşullanna uyarlanmış olarak Fars- ça ve Arapçaya çevrilmesi ve laik-demokrat düşüncenin yayılması gerektiğini ifade eden Pipes, "Türkiye, bu konuda özveride bulun- malıdır" dedi. Pipes, ABD'nin, Türkiye'ye, moral, aske- ri, ekonomik ve diplomatik destek sağlaması gerektiğini savunurken de VVashington'un Türkiye'nin AB üyeliği için Avrupa'ya baskı yapmasını istedi. ABD'nin; Balkanlar, Kaf- kaslar, Orta Asya gibi bölgelerle ilgili olarak Türkiye'nin taşıdığı kaygılan ciddiye aldığı- nı göstererek Moskova'ya gerekli mesajlan yollaması gerektiğini de vurgulayan Pipes, "VVashington, Irak poütikasını da Türklerle daha koordineü yürütmeli ve Tahran'a karşı yanlannda olduğumuzu tekrar tekrar söyle- meli" diye yazdı. Daniel Pipes, yazısını, "Biz- den yardım istediklerinde Türkleri geri çevir- memeliyiz. Türkiye, tüm Müslüman ülkelerin gıpta etmeleri gereken bir modeldir" diyerek tamamladı. Karayalçuı ve SHP'liler 2 Temmuz'da Sıvas'ta katledilen aydınlan anmak için yürümüşlerdi. (Fotoğraf RIZA EZER) Köse ve Moğultay Sıvas'tan çikamodıSIVAS (Cumhuriyet)- Bir yıl önce yakılarak öldürülen 37 aydını anmak için Is- tanbul'dan 14 otobüsle giden yüzlerce kişi, Sıvas'a sokulmayıp kent gırişınde dört saat bekletilince yolu trafiğe yapatarak tepki gösterdi. Kalabalığın yolu trafiğe kapattığı saatlerde SHP'li bakanlar da Ankara'ya dö- nüyordu. Bakanlardan sadece Adalet Bakanı Seyfi Oktay kalabalığın gafletinden yararlanıp yoldan geçerek Ankara'ya ulaşabildı. Sanayı Bakanı Tahir Köse ve Çahşma Bakanı Mehmet Moğultay'ın ise önü kesilerek Sıvas'tan çıkışlan önlendi. Sıvas'tan cıkışına izin verihneyen bakanlar Tahir Köse ve Mehmet Moğultay, geri dönerek Kâyseri yolundan Ankara'ya geçü'ler. Diğer SHP'li bakanlar ise otobüsle- rin Banaz'a geçmesinden sonra Ankara'ya dönebildiler. Istanbul'dan birlikte gittiğimiz 14 otobüslük konvoyla Sıvas'a girerken olduğu gibi çıkarken de her kilometrede polis ve jandarma tarafından arandık. Pir Sul- tan'ın "Çıkıp çıkıp şah yoluna baktığı" Yıldızdağı olanca heybetiyle karşımıza çıktığında jandarma barikatlan da sıklaştı. Çünkü Banaz'a yaklaşmıştık. Pir Sul- tan Heykeli'nin bulunduğu tepeye doğru çıkmaya çalışan "can"lann oluşturduğu ren- garenk tablo çiçek bahçesini andınyordu. Banaz köyünü geçip Pir Sultan Tepesi'ne giderken şaşkın bir haldeydik. Banaz köyü sakınleri kendikrini Pir Sul- tan'dan adeta soyutlamışlardı. Herkes işinde gücündeydi. Oysa tepede binlerce in- san "Nefesler okuyup, semah dönüyordu..." Banazlılann ilgısızliklennın nedenını sonradan öğrendik. Birbiriyle geçineme- yen iki büyük aileden biri Pir Sultan'a sahip çıkınca, diğen doğal olarak karşısında ohnuş. Bizim gördüğümüz Banazlılar karşı gruptanmış. Tepeye vardığımızda, binlerce kişi hep bir ağızdan "Gözleyi gözleyi gözüm dört oidu/Alini ne yatarsın günlerin geldi" diye Pir Sultan'm bir deyışinı okuyordu. Gözlenen Alı bir türlü gelmedı, ama İstanbul'dan yola çıkan ve Sıvas'a sokulma- yan 14 otobüs Banaz'da "Ali" gibi karşılandı Kiııkusanlar, şimdi sağduyu çağrısı yapıyor tstanbul Haber Servisi - Sıvas kat- h'amı'nın öncesinde yerel ve genel sağ medya Sıvas'taki gerginhği yayınlan ile ürmandımıışlardı. Kathamın hemen sonrasında ise özelükle radikal kanatta- ki sağa ve aşın İslamcı yayınlar çeşitli senaryolar üreterek, neredeyse alevleri sol güçlerin ateşlediğirü öne sürmüşler- di. Kimi örgüt yayınlan ise katliamı, Anadolu'da kurulacak İslam devletinin kıvılamlan ya da laiklere vurulan darbe olarak değerlendiriyorlardı. Aşın uçlar- da gözükmemeye özen gösteren sağ görüşlü yayın organlan katliamm üze- rinden bir yıl geçtikten sonra bu kez "sağduyu" çağnlanyla yeni bir politika güdüyorlardı. Sıvas olaylan öncesinde şehrin yerel gazetelerindeki haberlerin de katliamın çıkmasında önemli payı olduğu düşü- nühnüştü. Hakikat gazetesinin "Bu- gün" köşesinde "Pir Sultan Abdal Şen- ükleri dinsizük propagandası yapılmak için mi organize edildi? Eğer böyle bir plan varsa şündiden söyleyelim biz Müs- lüman memleketinde salyangoz saffır- mayız. Din aleyhinde yapılacak propa- gandalara asla müsaade etmeyiz. Cami- deki hutfoelere bile kanşan idareciler dinsizlere nasü propaganda hakkı tam- yorlar. Bir türlü anlayamadık. Yüzde 99'u Müslüman olan bir ülkede yaşadığı- nızı unutmayın" uyansında bulunulmuş Bizim Sivas gazetesinde ise "Müslüman mahallesinde salyangoz sattılar" başhğı ile venlen haberde "Kendisini gündemde tutabihnek amacıyla Türk milletine aptal diyen ve İslama sâldjran Azız Nesin, Pir Sultan Abdal Kültürel Etkinlikleri adı al- tında Slvas'a getirildi. Pir Sultan Abdal'ı tanımadığını söyleyen Nesin, Sıvas'a başka amacla getiriİdi" denmişti. Katha- mın ardmdan Islami çevrerun dergılen olayla ilgili şu yorumlarda bulunmuştu. Taraf dergısinin Ağustos 1993 tarihJi sa- yısı tamamen Sıvas Katliamı na aynl- mıştı. Kapalc yazılan "Sivas'tan Yükse- len Ses: İşgalciler Defolun!" ve "Tûrkiye Batıva Mezar Olacak!" şekhnde belırle- nen "derginin iç sayfalannda "Sivas Ta- arruzu Üzerine", "İhtilale En Yakın Adım", ve "Şanh Sivas Kıyamı" başlıklı yazılar dikkat çekiyor. Burhan Demirkol imzah yazıda şu sözlere yer verilıyor "Ülkemiz nüfusu- nun yüzde doksan küsunınu teşkil eden Müslüman halkunızın namusu. haysiyeti bildiği kutsal değerleri yeniden hakim kıhnak için bilerek ve isteyerek ayakla- nabileceğini bir türlü anlamayan, daha doğrusu anlamak işine gelmeyen bu tip- ler, yaftalan ne olursa olsun Işgalci batı sömürgeciliğine hizmet eden yerli işbir- likçi konumundadır". "Şanh Sivas Kıya- mı" yazısında ise Faruk Akmcı "... bu hadise Soytan (Aziz Nesin) ve Aydıniık'- ın hedef saptırmaya çaltştığı gibi bir 'Alevi-Sünni" çatışması değildir ve hadise Soytarı'nın Sivas'taki konuşmasından çıkmamıştır. Hadisenin kökeninde Soy- tan ve Avdınlık gazetesinin aylardır Şey- tan Ayetleri'ni vesile ederek bu halkuı mukaddeslerine kin kusması vardır. Soy- tannın Sivas konuşması ise belki bardağı taşıran son damla obnuştur, hepsi bu!" şeklinde düşüncelerini dile getıriyor. Djğer bir İslami çevrenin h'beral der- gisi İzlenim ise olaya derginin arka say- falannda yer vermiş. Yazılarda hem İslami hem de liberal görünümünü den- gede tutabilmek için keskin yorumlar- dan kaçınmış, "PKK >e De\Tİmci Sol'un da olayİann içinde olabileceği" gibi fark- h tarüşmalan gündeme geürmeye çahş- mıştı. Sıvas davasına devam edilecek Demiral: Devlete ve laik düzene ayaklanma söz konusu • Kamu tanıklannın dinlenmesinden sonra basına kapah olarak sürdürülen davayı protesto eden müdahil avukatlann yokluğunda yapılacak duruşmada, sanıklar hakkmda idam cezası isteneceği bildirildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sıvas'ta 37 kişinin katledil- mesiyle sonuçlanan olaylarla ilgili olarak haklannda dava açı- lan 38'i tutuklu, 124 saruğın yargılanmasına Ankara Deviet Güvenhk Mahkemesi'nde (DGM) bugün devam edilecek. Bu- günkü duruşmada. cumhuriyet savcısının esas hakkındaki mütalaasmı vermesi beklemrken, müdahil avukatlar, davanın basına kapaülmasından sonra kamuoyunun haber ahna hakkının ortadan kaldınldığı ve verilecek karann objektif olmayacağı sa- vjyla duruşmaya katılmıyorlar. Sanıklar hakkındaki mütalaayı hazırlayan DGM Başsavası Nusret Demiral, bazı sanıklar için idam cezası isteneceğini bıldirdi. DGM Başkanlığı'nın, aldığı karargereğincekamu tanıklan- nın dinlenmesi aşamasından beri basına kapah olarak görülen davada, bugüne kadar 79'u tutuklu sanıktan 41 'i, tutuksuz yar- gılanmak üzere serbest bırakıldı. DGM Başsavcısı Demiral, sanıklar hakkmda Türk Ceza Yasası'nın "idam öngören" 146. maddesinden ceza istenileceği- ni bildirdi. Kaç sanık hakkmda idam isteneceğıru açıklamayan Demiral, "Biz 146. madde kapsamında cezalandırma isteyece- ğiz. Suçları sabit olur ve\a ohnaz bilemem. Sıvas'ta o olaylarda devlete karşı, laik düzene karşı avaklanma sözkonusu. Sonuçta adam öldürme de > ar. Biz bunları dikkate alacağu. Ancak, tak- dir elbette mahkemenindir" dedi. Demiral, müdahil avukatlann soruşturmanın genişletihnesi- ne ve bu aşamada verilecek karann sağjıklı olmayacağına iliş- kin açıklamalannın anımsaülması ûzenne, "Biz dos> a içindeki delillere bakanz. Burada cumhuriyet savcılığı var, emniyet var. Yeni iddiayla geUrlerse başka, ben değerlendirmemi eldeki deiil- lerle yaparım" diye konuştu. DGM'de bugün yapılacak duruşmada. müdahil avukatla- nn, Sıvasın RP'li BelediyeBaşkanı TemelKaramollaoğluhak- kında, olaylar sırasında göreviru kötüye kullandığı gerekçesiy- le yargılanması gerektiğine ilişkın İl Idare Kurulu tarafından verilen ve temyiz için Danıştay'a gönderilen karann örneğinin, mahkemeye getirilmesini isteyeceklen de belirtildi. Mahkemelik oldular Yaymevleri arasında kitap savaşı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MiUi Eğitim BakanlığTnın ders kitaplan hazırlanmasında üstlendiği görevi özel yayınev- lerine bırakmasıyla, kitaplann hazırlanması ve ücretlerin belir- lenmesinde yaşanan sorunlar artarken, sahte kitaplann okul- lara gönderihnesi engellenemiyor. Özel yayınevlerinin "ders kitabı pazarı"nda yer ahna yanşı "savaş" boyutuna kadar ulaştı. Bazı yayınevleri, "kitap çalma" ve "yazar transferi"nde birbirlerini suçlayarak, mahkemelik oldular. Bunun en carpıcı örneğini ise, Koza Yayınlan, Ocak Yayınlan ve Gendaş Yaymlan arasında yaşanan çekişmeler, oluşturuyor. Ocak Yayınlan, Refik Turan ve Nevin Ergezer'in yazdığı Genel Türk Tarihi 1.2 kitaplannın telif haklanmn ken- dilerine ait olduğunu belirterek Koza Yayınevi'ni mahkemeye verdi. Ocak Yayınlan yetkilileri, Koza Yayınevi'nin elınde bu- lunan Genel Türk Tarihi kitaplanmn kendilerine ait olduğu- nu, bu nedenle Koza'nın kitaplan satamayacağını belirttiler. Mustafa Kemal'in ölümünde baçında nöbet tutan Tevfik sargut 'Ata'ıun Ukekrimölenekadarsavunacağım' Tevfik Sargut, Doğan Güreş'in kendi yaveri olduğunu söykdi. YILMAZKARABACAK Cumhuriyetimizin kurucusu önder Mustafa Kemal Atatürk ile Tevfik Sargut ehnızde tut- tuğunuz gazetenin ilk çıktığı yı- 1larda tanışmışlar. Sargut, Mustafa Kemal Atatürk'ün "Ey Türk gençhği..." diye baş- layan "Geoçliğe Hitabesi"ni 1933 yıhnda gözlerinin içine ba- karak dinleyen 10 Kasım 1938 günü ise bakmaya doyamadığı o mavi gözlerin, gözlerinin önünde kapanmasına tanık olan canh bir tarih. Atatürk, Sargut'a komutanhk yapmış, o da aralannda Kenan Evren. Bü- lent Uhısu ve Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş'in de bu- lunduğu yüzlerce subaya... Tüm Türkiye ile dünyanın ve ozellikle bağımsızhk mücade- lesı veren halklann, devletlerin, milletlerin ağladığı 10 kasım 1938 günü Dolmabahçe Sa- rayı'nın ikinci katı... Atatürk. Tevfik Sargut ve diğer görevli- ler deniz gören odadalar. Ata- türk, mavi mavi çakan gözlerini hayata kapatmış. Yatağının sağ ucunda kara, solunda ise bir deniz subayı bekliyor." Ata'- 'sının başında dimdik. çakı gibi bekleyen deniz subayı Tevfik Sargut. Odada bulunan diğer insanlardan büyük çoğunluğu şimdi hayatta degil. Sargut ise bugün yaşıyor.Yaşı 89 ama o hala dolu dolu anılanyla Ata- türk'ün Cumhuriyet'i emanet ettiği gençlerden biri olarak cumhuriyete, demokrasiye, la- iküğe kısacası Atatürk Devrim- leri'ne bekçilik yapıyor. Sargut'un gözleri o günleri anlatırken hala dolu dolu, yü- reği hala için için, sesi anlatıla- maz bir heyecanın titreyişinde: "Sevgjli Atatürk'ü ilk defa 1924 yüında genç bir bahriye subayıy- ken İstanbul'dan Karadeniz'e seyir eden 'Hamidiye Kuruva- zörü'nde gönnüştüm. 1933 yılı- ndada Gençliğe Hitabesini' kendisinden dinleme şerefine erişmiştûn. Ama hayatunın en mühün görevini Dolmabahçe Sarayı'nda ifa ettim. Atatürk'ün naciz vücudu ölüm döşeğindey- ken ait kattaki büyük salonda bir katafalt hazırlanıyordu. Ata- türk'ün başucunda 10 Kasım 1938 sabahından, 12 Kasım gü- nüne kadar yerimden 48 saat kıpırdamadan bilfîil nöbet va- zifesinde bulundum. Bu görevi hayatun boyunca büyük bir if- tiharla andun". Sargut bu cüm- lesinin ardından bir şeyleri biz- den saklamak ister gibi gözleri- ni kaçınyor. Ve sonra... "Üke ve inkılaplarıyla memleketimizi tekrar imar eden büyük deviet adamı ve büyük komutan sevgüi Atatürk için büyük bir hürmetle tuttuğum bu nöbet hiç bitmedi. Ha\atımın son anuıa kadar da bitmeyecek. Memleketimizi vû- cuda getiren Atatürk ilke ve inkılaplarını korumaya durum ne olursa olsun devam edece- ğim" şekh'ndeki sözleri ile 1924'lerden bugünlere gelerek, kendi deyimiyle "bellek kaybı- na uğramışlara" bir şeyleri hatı- rlatmaya çahşıyor. Tevfik Sargut Türk Deniz Kuvvetleri'nin en yaşh Ora- mirali. 1905 yıhnda doğmuş. O zamanki adıyla "Bahriye Mek- tebi"ne Birinci Dünya Savaşı'- nın en sıcak günlerinde 1916 yıhnda girmiş. Kurtuluş Sa- vaşı'nın sürdüğü yıllarda eğiti- mini devam ettirirek Cumhuri- yetin kurulduğu 1923 yıhnda Hamidiye Kuruvazörü'nde teğmen riitbesiyle görev ahnış. Ülke ve dışında İkinci Dünya Savaşı'nm başladığı yıllara ka- dar çeşitli görevlerde bulunan Sargut, 1942 yılında "Kocate- pe" ve "Turgut Reis" muhriple- rinde gemi komutanlığı yapmış. Bunun ardından Deniz Harp Filosu ve Denizaltı Filosu Komutanhklanm 1950'li yıllar- da yerine getirmiş. Deniz Kuv- vetleri Kurmay Başkanhğı yaptığı 1950'li yıllann sonuna doğru aralannda eski Genel Kurmay ve Cumhurbaşkanı Kenan Evren, eski Deniz Kuv- vetleri Komutanı ve Başbakan Bülent Ulusu'nun da bulundu- ğu çok sayıda orgeneral ve ora- miral yetiştirmiş. Şimdiki Ge- nel Kurmay Başkanı Doğan Güreş'in o dönemlerde kendisi- nin yaveri olduğunu söyleyen Tevfik Sargut, 12 Eylül döne- mine ihşkin sorumuza. "Efen- dim ben askerim politika yap- mam" şekhnde yamt vererek hafif bir serzenişte bulunuyor. Kurmay Başkanhğı yaptığı De- niz Kuvveüeri KomutanlığY- ndan 1960 yıhnda emekli olan Sargut. 1965 yıh sonuna kadar Zonguldak Valiliği ve Belediye Başkanlığı görevlenni yürüten ilk ve tek kişi olmuş. Tevfik Sargut ile Ege Denizi'- nde bulunan "Agathonisi" adh Yunan Adası açıklanndaki Turgut Reis Fırkateyni'nde baş- ladığımız söyleşi geminin Bod- rum Limam'na yönehşiyle son buluyor. Demir atma zamanı yaklaştığında Tevfik Sargut, kendisine yönelttiğimiz son so- ruyu 1923 yıhnda yaşadığı bir anısıyla yamt veriyor: "Hamidiye Muhribi Ue Kara- deniz seyahatine çıkan büyük Atatürk geziden dönüşte gemi- nin hatıra defterine şunlan yazmıştır: Hudutlannın mü- him bir kısmı deniz olan Tür- kiye Cumhuriyeti Devleti'nin donanması o nisbette büyük ol- masıicabeder. Bu noktaya eriştiğimiz za- man daha emin ve müsterih olacağız.' Bu nedenle emeklili- ğimden beri her sene Denizkurdu tatbikatlanna katüarak Ata- türk'ün hedeflediği bu safhayı görmeye çalışıyorum".
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear