23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURtYET 4 TEMMUZ1994 PAZARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER Yanndansonra... Geçen dönemde dunya pazanna açılmak ıçın dış tıcarete ve fînansmana onem verirken bır bakıma sağlıklı bir sanayileşme stratejısını gundemımizın alt sıralanna attık. Prof. Dr.TOSUN TERZİOĞLU TÜBİTAKBaşkanı B aa onemb sanayı kuru- luşlannın faabyetlenru yavaşlatüğı, ekonomı- run daraldığı ve ışsızhk sorununun yaygınlaştı- ğı zor bır donemden geçmekteyız Buvazınınamacı, ıçınde bulunduğumuz sorunlu doneme nasıl ve neden geldığunızı tartışmak değıl- dır Zaten aynnülı, sıstematık ve so- ğukkanlı bır çozumleme (anahz) yapmak ıçın vakıt erken olabılır Bun- lardan bın de sağlıkb bır buyume ıçın para polıtıkalannın tek başına yetersız olduğudur Başka bır anlatımla kal- kınma ıçın para pohtıkası çok onemb- dır, gereklıdır, fakat tek başına >eterlı değıldır Yaşadığımız bu donemı toplum ola- rak en az zararla aşmak zorundayız Boy le bunalım donemlen aynı zaman- dadaha sağlıklı ve kalıcı çozumler bul- manın olanaklanru da yaratan do- nemlerdır Artan toplumsal adrenab- nımızın, enerjımızın bır kısmını, dunde \e bugunde venı suçlular ara- mak. ılgınç komplo kuramlan ya da kıyamet senaryolan uretmek yenne, kıinı onemlı eksıklıklenmızı saptamak ve bunlan gıderme yollannı bulmak ıçın kanahze edebılırsek daha uzağı görebılır ve gelecek ıçın olumlu kımı çözümlerortayakoyabılınz Kısacası, bıraz da yanndan sonrasını duşunme- lıyız Geçen donemde dunya pazanna açılmak ıçın dış tıcarete ve fînansmana onem venrken bır bakıma sağbklı bır sanayileşme stratejısını gundemımızın alt sıralanna attık. Oysa ılen, çağdaş ve zengın bır toplum olmak ıçın Tur- kıye'nın gerçek çıkış yolu, teknolojı ıçenğı yuksek bır sanayileşme stratejısı saptanmasında ve bu stratejırun u>- gun fınansal onlemlerle eğıtım ve araş- tırma-gelışürme polıtıkalanyla des- teklenerek uygulanmasında yatmak- tadır Kureselleşen dünya pazannda sana- yırun rekabet gucunu behrleyen esas oğeler venmhhk ve kalıtedır Turkçe- sıyle nıtebktır Sanayımızbugunhıçde kuçumsenmeyecek bır duzeye ulaşabıl- mıştır Venmlıbk ve kabteyı sağlama- nın temeb ıse kullanılan teknolojıdır Bır sanayının kurulurken teknolojı uretmesı beklenılemez Bır yerden, bır bıçımde teknolojıyı alır Alman tekno- lojı akılbca seçıldığı takdırde bellı bır sure ıçın dunya pazannda da rekabet gucu sağlanabılır Ancak kullanılan teknolojı, kısa sure ozumsenıp sadece sahıp olunan değıl de tam anlamıyla egemen olunan teknolojı halıne gebrse ve yenıleştırmelerle araştırmayla gelış- ünhrse, ışte o zaman rekabet gucu sağ- lam bır temele oturmaya başlar Gunumuzde aslolan, sanayının en onemb gırdısı olan teknolojıye egemen olmak ve buradan hareket eden araş- tırmalarla yenı teknolojıler uretmek- tır tnsana yatınm Dunya Bankası'nda yapılan bır ın- celemeye gore bır ulkenın kalkınma hızı salt fıaksel sermayenın artmasın- dan pek etkılenmemektedır (1) Aynı raporda bu hızın artmasında esas etkı- nın, dunya pazanna açılmaktan ve nı- tebkb muhendıs ve bıbm adamı sayısı- run artmasından kaynaklandığı belır- tılmektedır Gerçekten dunya pazan- na açıbna surecı berabennde uluslara- rası rekabeü getırmekte ve dolayısıyla da nıtebk ve venmlıbğı on plana çıkar- maktadır İstenılen venmbhğı ve nıte- lığı sağlamak ıse buyuk olçude ıyı ye- tışmış muhendıs, teknısyen \e araştın- alann var olmasına bağlıdır Sanayıde olsun, araştırmada olsun, ınsana yapı- lan yaünmın, makıne, bına, araç ve gerece yapılan yatınma gore getınsı bırkaç kat fazladır Hem araştıncı veüşürmek hem de araştırma-gebştırme yapan kurumla- nmızla sanayımız arasında ışbırlığı kurmak konusunda yeterlı olduğu- muz soylenemez Sanayımız karşılaştı- ğı teknolojık sorunlann ustesınden gelmek ya da teknolojısını yenılemek ıçın genelde nasıl hemen yurtdışından hazır çozumler anyorsa, uruversıtele- nmızın oğretım uyesı açığını kapat- mak ıçın de aynı evecenbkle yurtdışına doktora oğrencısı gondermeyı en ko- lay yol olarak goruyoruz Oysa her ıkı konuda da kendı kapasıtemızı, gızıl gucumüzu (potansıyebmızı) çok daha fazla kullanabıbnz Yeter kı bıraz so- ğukkanlı olalım, onyargılanmızı unu- talım ve kendı ınsanımıza, kendı akb- mıza guvenebm İlen sanayı ulkelennın ımalat şırket- lennde bıle üretım organızasyonun- dan çok, duşunme ve fıkır uretme organızasyonuna onem venlmesı ge- reküğındensozedılmektedır Buolgu- nun nedenı, rekabet gucunu korumak ıçın araşurma-gelıştırmeye sermaye- den daha çok ağırlık venlmesınde ve jenenk teknolojılennın "teknolojik füzyon" denen sektorlerarası buluş ve fikı'r kaynaşmasına yol açmasında yatmaktadır (2) Jenenk teknolojıler arasında yer alan mıkroelektronık, ıletışım, bıyo- teknolojı ve yenı malzemeler gıbı ko- nularda temel, dunun, hatta bugunun bılımsel buluşlarıdır Bılımdekı bu bu- luşlar ortaya çıkarken esas amaç yenı teknolojıler gebştırmek, yenı urünler ortaya koymak değıldı, ama ozellıkle jenenk teknoloplerde, bugun pazann gereksınımı olan yepyeru urunlergıde- rek daha buyuk bır hızla tasarlarup uretılmektedır Bu teknolojıler beklen- medık gelışmelerle yenı ış sahalannın açılmasını sağlayabılmektedır Sonuç Hazır reçetelere hemen sanlmak, sa- dece bugunu \ e bıraz da yannı duşun- mek, her zaman pek ıyı sonuç vermez Yanndan sonrasını da duşunmezsek, araştırmayı, bılımsel yaklaşımı luks sayıp gen plana atarsak, her konuda tasarruf yapmaya ozendığımız bu do- nemde en buyuk ısrafı yapmış oluruz (1) P Romar Whaı Determınes the Rate of Grcmth and Techonologıcal Change T 1989 (2) F KocUma Japanese Hıgh Technologj and the Techno-Paradıgm Shıft Harvard Busıness Re- vıev, 1992 ARADABIR Prof. SAHIR ERMAN Laiklik Demokrasinin Temelidir... Şu gunlerde demokrası adına laıklıkten vazgeçılebıle- ceğı herkestndıruınançlarınagoredavranmakveyaşa- mak hususunda serbest olduğu ılerı surulmekte ve anayasada bu yonde değışıklık yaptlmasının demokrası adına teklıf olunduğu gorulmektedır Demokrası bır hukumet rejımıdır ve etımolojık anlamı, ıktıdarın, daha doğrusu egemenlığın halkta olduğudur Bunun ıçındır kı halk kendı yonetıcılerını seçmek ve de- netlemek hakkına sahıp olduğu gıbı, yonetıcıler de halka hesap vermek zorundadırlar Demokrası zor bır rejımdır, çunku bu rejımde yonetıcı- ler devamlı surette egemenlığın tek ve tartışılmaz sahıbı olan halk tarafından denetım altında tutulurlar ve her davranışları hatta ozel hayatları dolayısıyla halka hesap vermek zorunda kalırlar Bu rejımde kımse belırlı bır su- laleye mensup olmak ya da Tanrı tarafından seçılmış bulunmak ya da Tanrı nın sevgılı kulu olmak gıbı ıddıala- ra dayanarak bu yukumlulukten kurtulamaz ve yıne kım- se kendınde bırtakım ustun mezıyetler bulunduğu vehmıne kapılamaz ve sadece bu mezıyetlere malık bu- lunduğu ıddıasıyla bır ulkeyı yonetmeğe ehıl olduğunu ılerı suremez Aksı halde halkın ıradesı yerıne kendı ıra- desını egemen kılmış, sırf ınançlı kadrolara" malık bu- lunduğu ıçın her turlu sıyası ekonomık sosyolojık ve bılımsel sorunun ustesınden gelebıleceğı hayalıne ka- pılmış olan ve yıne sırf bu sayede meteorolojık olaylara yon vermek kudretıne sahıp bulunduğunu ılerı surebıle- cek kadar bılım ve fenne aykırı bırtakım mucızevı ayrı- calıkları kendınde gormeye başlar Her rejımın, her kuruluşun bırtakım uyması zorunlu, vazgecılemez olmazsa olmaz esasları vardır Nasıl kı camıye ayakkabı ıle gırılemezse ve gırmeye kalkışa- nın "dını ınanclarma gore hareket etmek ozgurluğu" bu kuralın gozaltı edılmesıne yeterlı olmazsa okullara, res- mı daırelere orduya, unıversıteye, adlıyeye, Turkıye Buyuk Mıllet Meclısı ne de oyle çarşaf, sarık ya da takke ıle gırılemez ve dını ınançlara gore yaşamak ozgurlu- ğu' bu kuralın çığnenmesı ıçın bır neden olamaz Bunun gıbı demokratık bır rejımın laık olmamasının ılerı surule- bılmesı dahı mumkun değıldır, çunku bu takdırde o rejım 'demokratık olmaktan çıkar ve çeşıtlı "teokratık" du- zenlerden bın halıne gelır Nıtekım laık olmayan ve aynı zamanda demokrası ıle yonetılen tek bır ulkeyı goster- mek mumkun değıldır Devlet rejımı "krallık" olsa ve 'kralın sorumsuzluğu kabul edılse bıle hukumet rejımı laık oldukça demokrasinin boyle bır ulkede yıne de carı olduğu gorulur ozellıkle demokratık bır ulkenın parlamentosu, de- mokrasinin o ulkedekı kalesı sayılır Bu parlamento na- sıl rejımı cumhurıyet olmaktan çıkarmak gıbı bır teklıfe, başta başkanlan olmak uzere, butun sıyasat partılerı ıle karşı çıkmak zorunda ıse ve aksı takdırde kendısıne emanet edılen gorevı yerıne getırmış sayılamazsa aynı parlamento her demokrasinin başlıca şartı olan ege- menlığın sadece halkta olduğuna ınanmak ve bu ege- menlığı halk adına değıl de Tanrı adına kullandıklarını ıddıa edenlerın sıstemı koşesınden kenarından kemır- melerının karşısında yer almakla da oylece yukumlu- dur Aksı halde sıstem -dış mudahaleye ıhtıyaç olmaksı- zın- ıçerden çokertılmış halkın egemenlığı son bulmuş ve meydan kerametlerı kendılennden menkul" bırta- kım seckınlere bırakılmışolur Bu nedenledır kı anayasamızdakı laıklık hukmunun değıştırılmesı Turkıye nın demokratıkleşmesıne" de- ğıl, tersıne demokrasıden uzaklaşıp "teokratıkleştırıl- mesıne ' yol açacak nıtelıktedır ve Turkıye Buyuk Mıllet Meclısı nın basta gelen gorevı, boyle bır eğılımın karşı- sına dıkılmektır Ekleyelım kı rejıme boyle bır yon ver- mek ısteyenlerle bunun karşısında yer alamayanların demokrasıye bağlılıktan soz etmelerı artık ınandırıcı ol- maktan bır haylı uzak olacaktır herkesın, kendı yerını kesın çızgılerle belırlemesınm ve odun (tavız) verme- mek zorunda olduğunu algılamasının zamanı gelmıştır Çunku her odun bır yenısını davet eder ve sonunda Meclıs başkanının arkasında yer alan "Egemenlık Ka- yıtsız Şartsız Ulusundur yazısının ve onun altındakı ımzanın da gunun bırınde kaldırıldığı goruluverır TARTIŞMA UNIX SİSTEMLERİ KULLANICILARI DERNEĞİ (TRUUG) ÜYELERİMİZEDUYURU Açık sıstem tabanli UNIX ve dığer ışletım sıstemlı bılgı- sayar kullanıcılarını bır araya getıren derneğımızın Tak- sım de bulunan merkezı Şıslı de kıralanan yenı yerıne taşınmıstır Lutfen yertı adres ve telefonları not edınız YÖNETIM KURULU Eski adres: LamartınCad 48/6 Taksım- Istanbul Tel 0-212-25603 02 Fax 0-212-25607 34 Yeni adres: Halaskârgazı Cad 341 FezaApt Kat 7 Şışlı 80424 Istanbul Tel 0-212-2406904 Tel 0-212-230 2861 Fax 0-212-2302886 Bir 'saptirma'yı düzeltmeo^azıçı Ünıversıtesrnde duzenlenen bır konferansta R. TayyipErdoğan, "Laiklik düşüncesi Atatürk'eaitdeğildir. Türkiye'deanayasaya \taturk hasta yatağında yatarken 1937 yılında, tsmet lnönii tarafından sokulmuştur. Araştınn, aklatılmayın" demışür Araşürdıİc ve aşağıdakı noktalan vurgulamakta yarar olduğu kanısına vardık Laıkbk duşuncesı Atatürk'e aıttır Bakın. "Nutuk"ta anlatılanlara "Cumhurivetin ilanından sonra da, yeni anay asa y apdırken 'laık hukumet" teriminden "dınsızbk' anlamı çıkamıa) a eğUimli olanlar ve bundan yararlanmak isteyenlere fırsat \ermemek amacıyla vasanui 2. maddesini anlamsız kılan bir terimin konulmasına goz yumulmuştur. Anayasanın 2. >e 26. maddelerinde gereksiz görünen >e >eni Tûrki>e De> leti'nin >e cumhuriyet yönetiminin çağdaş kişiliği Ue bağdaşmayan terimler, inkılâp ve cumhuri)etce o zaman için sakınca görulmeven odünlerdir. Vlillet, anay asamızdan bu gereksiz terimleri ilk uygun zamanda kaldırmalıdır." Ataturk'un bu soyledıklen 10 Nısan 1928'degerçekleşmışve anayasada yapılan değışıkbkle 2 maddeden "Türkiye Devleti'nin dini, din-i lsiamdır" kurab, 16 ve38 maddelerde yer alan, mılletvekıllennın ve cumhurbaşkanının ant ıçme metınlennde yer alan "vâllahi" sozcuğû,26 maddede Mecbs'ın yetkılen arasında sayılan "şer'i hükümlerin yerine getirilmesi" kuralı çıkanlmıştır Ataturk, 5 Mecbs, 5 Donem, 3 Toplanma Yıb'nı açarken (1937), "Aziz milienekilleri, dünyaca maJum olmuştur ki bizim de\ let idaresındeki ana programımız Cumhuriyet Halk Partisi progranndır" demıştır ve 5 Şubat 1937'de anayasada yapılan değışıkbkle ıse 2 maddeyedevletın temel nıtebklen olarak CHP'nın programında yer alan alü ok, "Türkije Devİeti cumhuriyetçi, halkçı, milliyetçi, devletçi, laik ve inkilapçıdır" şeklınde gırmıştır Goruîduğu gıbı laıkbk, aslında 1928 anay asa değışıkbğıyle zaten sağlanmıştı Dahaonce sağlanamamasının nedenı, Ataturk un kendı deyışı ıle, "laik hukumet terimini suitstimal etmek isteyenlere fırsat verilmemesi" ıdı Eğer "hasta yatağı" demekle bıbncırun yennde olmadığı anlatıknak ıstenıyorsa o konuda da çok onemb bır soyleşıyı dıkkatlennıze sunuyomz Ataturk'un hastabğma ılk tanıyı koyan Prof Nihat Reşat Belğer'dır Belger ıle 19 Şubat 1961 gunu Bulvar Palas'takı odada yapılan soyleşı aynen şoyledır "Dr.MuzafferUtkan: - Ataturk'un şuur >e iradesinde, son günlerinde bir zaaf sezüdiği söylenebilirmi? Prof. Belger: -Ataturk, hastalığının sonuna kadar, tıpkı sıhhatli zamanlarında olduğu gibi, kesin ve nafız bakışlı, berrak ve selis ifadeli, çelik gibi kavi iradeli, müstesna bir > aratıktı. Her gün fizik kuvTetinden biraz daha kaybettiği ve gittikçe zayıfladığı halde, bu cihanşumul şöhretli hastanın, insan kitlelennı sevk ve idarede müstesna bır kabiliyete sahip yüce şahsiy eti hemen goze çarpıyordu. Hastalık, sayısız yuksek meziyetine meftun oMugumuz Ataturk'ü fikren ve manen hiçbir y onden sarsmamış vedeğiştirmernişti." Bu soyleşıden de anlaşılacağı gıbı Ataturk, hayatının her donemınde son derece ınançlı, kararlı ve bıbnçlı ıdı Ataturk'un rahatsızlığı ıle ılgılı butun desteksız savlara ve tartışmalara yukandakı soyleşı yeterbbıryanıttır Herhaldebu konuya gerektığı kadar açıklık getınlmıştır Getırmedığıne ınananlann, daha fazla araştırma yapmalannı onennz Zıra yapılan her araştırma, Ataturk'un buyukluğunu bır kere daha anlamamıza yardımcı olmak tadır Not 5 Şubat 1937'den oncekı gunlerde Ataturk'un hasta yatağında olmadığma daır nobet tutanaklan ehmızdedır Abdullah Kehale Kardeşlik, banş ve insanca yaşama I çınde bulunduğumuz donem, toplumsal uzlaşmanın gıtgıde zayıfladığı ve toplumsal gruplann bırbmnden aynşma surecıne gırdığı bırdonemdır Buaynşmanın nedenı toplumsal yapımızı duzenleyen mevzuatın, toplumsal gruplann gerçeklığme uygun olmamasıdır Başta 1982 Anayasası olmak uzere temel hak ve ozgurluklerle ılgıb bırçok yasa, toplum ıhtıyaçlannacevap vermemekte, toplumun çoğunluğunda kabul gormemekte ve sureklı tartışılmaktadır Anayasanın "toplumsal uzlaşma metni olma" karaktenne kavuşturulmasıru tam da bu noktada ıvedı ve yaşamsal bır gereksınım olarak goruyoruz BLZ aşağıda ımzası bulunan demokratık kıtle orgutlen, temsıl etuğımız halk kesıtlennın temsılalen olarak son gunlerde değıştınlmesı duşunulen anayasaya, halkımız ıçın vazgeçılmez olan haklann konularak guvencev e kavuşturulması gerektığı ınancındayız Bunun ıçın oncebkle 1-1982 Anayasası tumden değışünlmebdır Çunku bu anayasa, yasalan ıhlal ederek ıktıdan ele geçıren darbecı guçlerce yapılmış ve halkımıza dayaülmıştır Buanayasayı hıçbır gerekçe meşru kılmaz Bu anayasa sadece mutlu bır azınlığın ve toplumun belb bır kesımının egemenbğını korumak tadır 2- Yenı anayasada temel hak ve ozgurlukler yenıden düzenlenmelı, uluslararası bıldırge ve sozleşmelerde bebrlenen duzenlemelere uygun hale getınlmebdır İnsanlann kulturel varbklannı koruma, gebşürme, ıfade etme ve duşunce ozgurluklenne ılışkın hıçbır sınırlamaya yer venlmemebdır 3- Toplum mozaığıru oluşturan gruplann uzenndekı baskı ve sınırlamalann onlenmesı ıçın gerekh duzenlemeler yapılmah \ e bu gruplann haklan anayasaca guvence altına abnmabdır Toplumsal butunluğumuzun onemlı bır kesımını oluşturan Alevıler uzenndekı baskının kalkması artıkbırzorunluluktur Tanh boyunca sureklı egemen bır mezhebın baskısı altında bulunan Alevılere ve kulturlenne bugun de ınkarcı bır anlayışla yaklaşılmaktadır Toplumdakı butun insanlann ınanma ve vıcdan ozgurluklen hıçbır sınırlamaya tabı tutulmamahdır Devlet herhangı bır ınanç ve kulturu koru> up dığerlen uzennde baskı kurmaya yonelık tavırlar ıçensınde olmamahdır Bu bağlamda - Bızler. Dıyanet İşlen Başkanlığı'nın laık bırdevletın ıdan yapılanmasında yen olmadığına ınanıyoruz Bu kurum bugune kadar Alevı toplumundan da abnan vergılerle fınanse edılmış, yıne ne yazık kı Alevı toplumuna karşı ve onun ınanç ve kulturunu yok etmek amacıyla kullarulagelmıştır Dıyanet İşlen Başkanbğı'nda temsıl edıbnek gıbı bır talebımız yoktur Bu kurum devletın ıdan yapılanmasının dışına çıkanlmalı. gıderlen de bu kurumun hızmetlennden yararlananlarca karşılanmabdır - Dın kulturu ve ahlak eğıtımı adı altında, bır mezhebın eğıtımının anayasal zorunluluk olarak yaptınlmasını, başta ınsan haklannın ıhlalı olarak goruyoruz Çocuklanmızın aılelennde farkh, okullannda farkb ınanç ve kulturle eğıtılmelenne ve kışılık yapılannda gıdenlmez çebşkı ve bunabmlan \asamalanna daha fazla seyırcı kalmak ıstemıyoruz Bu eğıtım. derslere gırmek ıste>en ve ıstemeyen çocuklar arasında ayınma neden olarak toplumsal banşın bozulması yonunde olumsuz etkıler yarattığından. bu ders, seçımlık ders olması dahı duşunulmeden tumuyle kaldınlmalıdır - Dev letın son yıllarda insanlann değıştınlmesı ve donuşturulmesıne araç olarak gorduğu dınsel eğıtım. mılyonlarca şenat ozlemlı ınsanın yeüşmesıne neden olmuştur Şenatın devletın tüm kurumlanna egemen olmasının ve kardeş kavgasırun onlenmesı amacıyla bu alanda buyuk ışlevı olan ve sayısız şekılde çoğalan Kuran kurslan ıle ımam-haüp okullannın sayılan ıhtıyaç duzeyıne ındınlereİc fınansmanı, ıhtıyaç sahıplennın katkılanna bırakılmabdır Yıne dını eğıtım veren kuruluşlardan mezun olan vatandaşlanmıza, aldıklan eğıtımın dışındakı ışlerde gorev venlmemebdır Bu kurumlann laık eğıüm kurumlan ıleeşdeğerlık durumu kaldınlmabdır - Anayasanın 24 maddesının son fıkrasını. laıkbk ılkesının. dın ve vıcdan ozgurluğunun anayasal guvencesı olarak goruyoruz Bu duzenlemenın anayasadan çıkanlması yonundekı tum talep ve pazarbklan çağdışı buluy or ve ınsan hak ve ozgurluklen yonunde buyuk bır tehlıke olarak goruyoruz Boyle bır uzlaşmanın ıçensınde olmadığımızı ve olamayacağımızı tum kamuoyunun bır kez daha bılmesınııstıvoruz Pir Sultan Abdal Kfiltûr ve Tamtma Derneği, Hacıbektaş \nadolu Kültur \ akfı, Cetn Kültür Evieri Yaptırma Derneği, Anadolu Kültüıierini Koruma Araştırma V akfı, Divriği Kultûr ve \ ardımlaşma Derneği, Tunceti V akfı, İmranlı Kultur Derneği, tmranlı V akfı. PENCERE Haluk Gerger'e açık mektup eza, suçlular için caydıncı obnaya beiki yarayabıtir. Yargtçlar için caydıncı olduğu ise hiç görülmemiştir.' KarlKraus;3\iayısl907 Sevgılı Hâluk, Son zamanlarda ancak uzaktan haberleşebılıyorduk. olup bıtenı de epey geç oğrendım Gerçı, orneğın geçenlerde. Istanbul'a vakıtsız bır yaz yağmuru yağdığında, senın buraya gelmış olabıleceğın aklıma gelmelıydı. ama ışte, bırçok konuda nasıl kalın kafalı olduğumu bılırsm Sen de benden aşağı kalmıyorsun, belkı >alnızca, farkb bır bakış açısından, farkb bır alanda Kalın kafalıbğımızın bır ortak paydası ıse ıçınde yaşadığımız ve bır şeyler yapmaya -yanı yazmaya- çalıştığımız topluma ne denb aykın duştuğumuzu gormeyı reddetmek konusundakı ınatçılığımız İtıraf etmehyım kı sen bu konuda benden ustunsun Dun, orada. Rennan'ın elınden tutmuş. bır duğune gıder gıbı neşelıydın, ben olsaydım herhalde, en azından bıraz surat asardım Hıç oğrenmıyoruz. değıl mı° Değışmez -değışmemesı gerekır- sayıyoruz kabn kafalanmıza taktığımız bır suru kavramı 'Özgürlük', 'kişinin onunı', Insanın kendini belirteme hakkı'... (Lıste genışleyerek uzayıp gıdebıbr') Oğrenmıyoruz Bu dunyada, bu ka\ ramlann, nasıl olup da insanlann çoğunluğunca elustu tutulmay abıleceğını çığnendıklennde ınsanlann nasıl olup daısyan etmedıklennı çığneyenlenn de nasıl, kusursuz temellendırmelerle kendılennı temıze çıkarabıldıklennı kav rayamıyoruz. bır turlu Çok kabn kafalıvız. Hâluk - Ama. itıraf et Senbenıyaya bırakıyorsun Hâlâ, 'aydmhk'tan sozedıyorsun, 'sinıriara. 'halk'lara (falan) 'emanet' edıyorsun kendmı. goturulurken Sonra da, demır kapının arabğına sıkışmış kamera gostenyor Üzenn araruyor Ne aradılar uzennde Hâluk Sılahmı.kalemmı'' Yoksa o kavramlan boyuna yanında mı laşıyorsun'' îyı kı o kadar kalın kafabsın, sevgılı dostum, yoksa, arama sırasında, suç unsurlannı kolaybkla bulabıbrlerdı, kafanın ıçınde Ne mutlu sana kı o kadar kalın kafabsın Selâmlarsana Oruç Aruoba Istanbul Madımak'ın GöstergesJL 2 Temmuz 1993'te Sıvas'ın Madımak Otelı'nde 37 ın- san dın dın yakıldı Tarıhımızın en çarpıcı ırtıca olayla- rından bın yaşandı Yakılanlar arasında şaırler, yazar- lar, sanatçılar vardı "Edebıyatçılar Derneği" '2 Temmuz'un yıldonumunde 578sayfalıkbır "Sıvaskıtabı"ç\kard\, ıç kapakta şu açık- lama var "Bır Topluoldurumun Öykusu, Anılar, belge- ler ıncelemeler " 'Ûnsoz'dedıyorkr "2 Temmuz 1993'te Sıvas'ta yaşananların oykusunu anlatıp tarıhe aktarmayı, bugun olmazsa yarın mutlaka hesabının sorulacağının altını çızmeyı amaçlayan bu kı- tap, toplumsal banş ıçın de unutulmaz bır 'ders' kıtabı- dır Bu kıtap, Sıvas cankırımının çok bılınçlı, duzenlı, ha- zırlıklı yapıldığının da altını çızmektedır " • Sıvas cankırımı bırdenbıre yalazlanıp bır oldubrttıyle sonuçlanan beklenrnedık bır olay değıl Başlangıcıyla sonu arasında belırlenen sureç, laıklık ılkesıne karşı or- gutlu ve planlı bır şerıatçı kalkışmanın dışavurumu1 Saatlerce suren olayda atılan sloganlar - Cumhurıyetburada (Sıvas'ta) kuruldu, burada yıkıla- cak - Muhammet'ın ordusu, laıklerın korkusu.. - Laıklık gıdecek, şenat gelecek - Şerıatçı devlet kurulsun - Laık duzen yıkılacak Apaçık goruluyor kı Sıvas'ın Madımak Otelı'nı kuşatan kara yobaz kalabalığının onculerı ve kışkırtıcıları onlar- ca ınsanı yakarken, ne ıstedıklerını açık seçık dıle getırı- yorlar Gozu kapalı bınlerce kışıyı guduleyenler bellı bır sıyasetın polıtıkacılandır Bunlar daha once dağıttıkları bıldırılerde cankırımına seferberlık çağrısı çıkartıyorlar "- Kâfırler, şunu ıyı bılmelı kı Islamın peygamberini ve kıtabın ızzetını korumak ıçın bu uğurda verılecek can- larımız vardır Gun, Allah'ın vahyı Kuran-ı Kerıme, Al- lah'ın ResuluHz Muhammet'eyoneltılen çırkın kufurle- nn hesabının sorulma gunudur Iman edenler Allah yolunda savaşırlar Bıldırılerde doğrudan Aziz Nesln'ın adı geçırılerek hedef de gosterılmıştır Gerıcı gazeteler bu yolda yayın yapmışlardır Her şey açık ve seçıktır • Sıvas'ta Madımak Otelı Içınde ınsanlar Dışarda kara kalabalık Sekız saat sureyle ıçerdekıler-dışardakıler arasında olaylar suruyor, otel yakılıyor yangın sırasında taşlanı- yor, insanlann dın dın yakılmasını keyıfle ızleyenler var Nasıl oluyorbu 7 Kımı zaman ınsanlar canavarlaşırlar, Hıtler'ın neferle- rı, gozlerını kırpmadan çolukçocuk kadın erkek deme- den.gazodalarındasoykırımısurduruyorlardı Yobazla- şan kışı bağnazlaştıkça ınsanlığından çıkar bır başka yaratık olur, ' Sevap ışlıyorum, Allah ın adına bu gorevı yapıyorum, Cennet'e gıdeceğım' dıye ınsan kasaplığı- na sıvanır Sıvas'ın gostergesı bu 1 • 2 Temmuz'un yıldonumunde gazetelerımıze goz at- tım, Cumhurıyet'ten gayrı Sıvas ı anan yok gıbı 1 Sankı tanhımızın en kara yobazltk olayı bır yıl once yaşanma- mış, ınsanlar, şaırler, sanatçılar yazarlar dırı dırı yakıl- mamış "Sıvas kıtabı 'nın arka kapağmda bır uyarı var, olduğu gıbı aktarıyorum HIÇBIR ŞEY BİRDENBIRE OLMADI •könce ezanı Arapça ya çevırdıler Dınledınız •kSonra "Sız ıstersenız hılafetı bıle getırırsınız" dendı Demokrası sandımz •kSonra çığ gıbı Kur an kurslan, ımam-hatıp okulları açıldı Dın derslen anayasal zorunluk oldu Kabullendınız *Tesettur arttı, camı sayısı okulları geçtı Inanç ozgurluğu saydınız Oruç tutmayanı oldurduler Şaşırdınız *Daha sonra bılım adamı ve yazarlan vurdular Mılletvekılı ve gazetecılerı parcaladılar Şaırlerı ve dansçılan yaktılar Kımın yaptığını duşunup durdunuz •kEn sonunda kapınızı ÇALACAKLAR Sıze kendınızden başka yardım edecek kımse KALMAYACAK' FrtaTeknik KURULUŞ-1952 ı 42 YILDAN BERI ULKEMİZİN BINLERCE TESIS VE IŞLETMESİNDE: 14 DIŞ ULKEDE KULLANILAN ÜSTÜN KALİTELİ. ISITMA - HAVALANDIRMA - KLİMA AKSAMLARI ÜRETIYORUZ. Belgelı Bu kez Ilen ulkelerde yıllardır suregelen bır uygulamayı, değerlı muşterılenmızın hızrnetıne sunuyoruz STANDART ÖLÇULERDE STOK MENFEZ DAĞITICI-TOPLAYICI-DAMPERLI-DAMPERSIZ 10x20 15x25 15x30 20x30 cm 20x40 20x50 25x60 30x60 cm Montaj aksamları ıle Al Eloksallı, her olçüden 300 Adet stok rnevcudu, ıstenıldığınden her tur Hava Kurumalı Fırın ve Elektrostatık Boyalı, SERI URETIMIN SAGLADIGI AVANTAJLA ÜSTÜN KALİTE; RAKIPSİZ FIYAT ADRES Ahmet Vefık Paşa Cad No 36 34280 Çapa ISTANBUL TEL (0212) 586 46 13 586 32 44 585 57 58 588 13 79 FAX (0212)588 15 00
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear