Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
26TEMMUZ1994SALI**** CUMHURİYET SAYFA
HABERLEREV DEVAMI 17
Çiller'indosyalarında
I Baştarafi l.Sayfada
şekilde tespit edilmiştir. Kul-
lamfrnış belgeler ortadan yatay
bir şekilde kesümek suretiyle ip-
tal edilmiştir" denildi.
Ancak Serbest Muhasebeci-
ler ve Mali Müşavirler Odası
uzmanlannın dosyalar ûzerin-
dc yapılan araştırmalarda,
"yanıltKi" olarak değerlendiri-
lebilecek "eksik" ve "hataü"
çok sayıda belge bulundu. Oda
üyesi vergi uzmanı Turgut
Anğ'ın. "eksik" ve "hataü"
tanımlamasım gelirdiği belge-
lerdeki usul yanüşlıklan ve so-
rular şunlar:
- Markim Kimya AŞ, mükel-
lefî bulunduğu vergi daıresine
verdiği 1992 yıh kurumlar vergi-
si beyannamesinın. "Kurum Or-
takJanna ve Yönetim Kurulu
Üyeierine tlişkin Bildirim"
başlıklı 4 no'lu tablosunda şirket
ortaklannın ve yönetim kurulu
üyelerinin Ahmet Destegiil, Yük-
sel Noyanoğlu, Gümer Erdeniz
ile Cmit Cengiz'den oluştuğünu
bildirdi. Ancak, beşinci ortağın
yazalması gereken 5 no'lu kısım
boş bırakıldı. Türk Ticaret Ka-
nunu'na göre yasal bir zorunluk
taşımasma rağmen Markim
Kımya AŞ'nin kunıcusu ve en
büyiik hissedan özer ÇUer'in
yönetim kurulu başkaaüğı
yaptığı Marsan Marmara AŞ'ye
neden bildirimlerde yer verilme-
di? İlgili vergi dairesi, eksik bilgi-
ye dayalı beyannameyi neden
îcabul etti?
- Aynı tarihli kurumlar vergi-
si beyannamesine ekli "Geçici
Vergiye Ait Bildiriın" başhklı
tabloda. "ödemeye ilişkin
alındının" tarihine, numarası-
na. düzenlendiği yer ve tutar-
lanna yer verildiği halde 12
aylık vergi dönemine ilişkin "ta-
hakkuk tutan" yazılmadı.
Tahakuk eden ve ödenen aylık
tutarlann karşılaştınlması zo-
runluluk taşıdığı halde "tahak-
kuk tutarTna ait kısım neden
boş bırakıldı?
- Markim Kimya AŞ'nin 31
Arahk 1992 tarihli şirket bilan-
çosunun pasif kısmında serma-
ye tutan 104 milyon lira,
yatınm indirimi 37 milyon 266
bin 496 lira, geçrniş yıl karlan
10 milyon 569 bin 647 lira gös-
terib'rken, aktif kısmında şirke-
tin taşıt araç ve gereçleri hesa-
bında 167 milyon 877 bin 369 b-
raya yer verildi. Sözü edilen he-
saplann karşılıklı oranlan göz
önünde tutulduğunda bildirim-
de bulunulan rakamlar ne ka-
dar doğru?
- Kurumlar vergisi beyanna-
melerinde "suni diş imali"
yaptığını bildiren Markim
Kimya AŞ, 1993 yılının 12 ayı-
na ibşkin katma değer vergisi
beyannamelerinde toptan satı-
şlar üzerinden elde ettiği kazanç
toplamını 127 milyon 904 bin
60 lira gösterdi. Buna karşılık
olarak şirket neden 1993 yılının
12 ayında katma değer vergisi
ödemedi?
Yılmaz, Başbakan'ı
• Baştarafi l.Sayfada
dikkatçekmeleri, Yılmaz'ın."Me-
rak etmeyin, roemleketin menfa-
atleri öne çıktıguıda biz birbirimi-
ze kenetlenmesini büiriz" sözleriy-
leyumuşatıldı.
DYP'nin, Tansu Çillerin Ame-
rika'da malvarhğmın ortaya çı-
kanlmasıyla tamamen çöktüğü
Trakya'da, SHP kuyruk parti,
Karayalçın ise Çiller'in çanta
taşıyıcısı olarak nitelendirildi.
Hemen hemen hermini mitingde,
pankartlarda bu imajın vurgu-
landığı gözlendi.
Yılmaz, refah düzeyinin yük-
sek olduğu Trakya'da, fakir-
fukara edebiyatı yerine üretıcinin
günlük sorunlanna değindi ve
düriist politikacı imajı çizmeye
çalışü. Ancak Yılmaz'ın, ûretici
sorunlan ile ilgili söylem eksikliği
ise sık sık dil sürçmesine neden
oldu. Konuşmalannda, 'kiilttir
hayvanT ve 'süt üreticisi' gibi tanı-
mlamalan ise bıyık altmdan gü-
lüşmelere neden oldu.
Mini mitinglerde sık sık yer
alan. "Çiller'in çanta taşıyıcısı:
Karayalçın", "Çiller'in... yerde iyi
ki arsası yok" pankartlan ise
Trakyablann öfkelerinin hangi
noktada olduğunu gösteriyordu.
Bu arada kurban kesimleri nede-
niyle kan gölüne dönen lider ziya-
retleri görüntüleri, bu kez ortaya
çıkmadı. Çünkü akıllı bir manev-
rayla Trakyalının gözüne hoş gel-
meyecek bu manzara, "Sayın ge-
nei başkan kurbanı bağtşladı. Kur-
banları iktidara geiince kesece-
ğiz" sözleriyle engellendi. özetle
Trakya ANAP'a teslim olduğu
görüntüsünü verdi.
Gülöksüzgörevden alınıyor
IŞIKKANSU
ANKARA -SHP Genel Baş-
kanı ve Başbakan Yardımcısı
Murat Karayalçın, kabinenin
ardmdan, bürokraside de deği-
şiklik için ilk adımlan atıyor.
Karayalçın, dün Toplu Konut
Idaresi (TOKİ) Başkanı Yiğit
Gülöksüz ile görüşürek başka
bir göreve kaydınlmasını öner-
di.
Karayalçın, kabinede "skan-
dal" boyutuna ulaşan atama
bunalımı sürerken, SHP'ye ait
bakanlıklara bağlı bürokratlan
değişurme girişimlerini de baş-
lattı. SHP lideri, dün TOKİ
Başkanı Yiğit Gülöksüz'ü Baş-
bakanhk'ta kabul ederek bir
süre görüştü. Başbakanhk çev-
relerinden edinilen bilgiye göre,
Karayalçın, Gülöksüz'e TOKİ
BaşkanhğYnı bırakmasını,, Tu-
rizm ya da Bayındırlık ve Iskan
Bakanhğı Müsteşarlığı'nı tercih
etmesini önerdi. Karayalçın ile
Gülöksüz'ün görüşmesinden
kesin bir sonuç çıkmadığı, gö-
rüşmelerin devam edebileceği
öğrenildi.
Başbakanhk çevreleri, Gü-
löksüz'ün, şu andaki görevinde
başanlı bir çahşma yürüttüğu
gerekçesiyle TOKİ BaşkanhğY-
ndan aynlma eğilinıinde olma-
dığını ileri sürdüler. SODEP
kunıcusu olduğu için SHP'de
önemli bir ağırbğı olan Gülök-
süz'ün, Karayalçın'a yakın ol-
madığı, son olarak 27 mart ye-
rel secimleri öncesinde de An-
kara Anakent Belediyesi baş-
kan adaybğı sırasında SHP li-
derinden destek görmediği bi-
hniyor.
TOKİ'nin bağlanacağı Dev-
let Bakanlığı'na atanması ön-
görülen Azimet Köylüoğlu'nun.
1978'de çabşuğı Köyişleri Ba-
kanhğYnda, o sıralarda müste-
Şar yardıması olan Gülöksüz
ile sorunlu bir ibşkisi olduğuna
dikkat çekildi.
Karayalçın'ın, Ankara Bele-
diye Başkanhğı görevi sırasın-
dayken ASKI Genel Müdür-
lüğü'ne getirdiği Şükrii Barut-
çu'yu atamak istediği savlanan
TOKİ Başkanbğı dışında
SHP'ye bağb bakanhklardaki
bazı bürokratlan da görevden
alması bekleniyor. Karayalçın'-
ın operasyona gidebileceği
önemb kurumlar arasında Ka-
rayollan, DSİ, İller Bankası
gibi yatınmcı idarelerin de ola-
bileceği ifade edibyor.
İller Bankası Genel Müdür-
lüğü'ne de Karayalçın'ın bele-
diye başkanbğı döneminde
EGO Genel Müdürlüğü yapan
Cihan Altınöz'ün getirilebilece-
ği öne sürüldü.
Gelibolu alev alev
• Baştarafi l.Sayfada
yabancı mezaruklannın bulun-
duğu bir çok alan yangın bolgesi
içinde kalmış durumda. Çevredeki
köylerin, tatil için gelen kampçı-
larin bölgeden uzaklaştırılması
için çaba harcıyonız. Ancak bütiin
çabalanmıza rağmen yangını
kontrol altına almak mümkün de-
ğil. Gelibolu Yanmadası alev alev
yanıyor."
Yangının kontrol altma ab-
nabiünesi için çevre illerden gelen
itfaiye ekipleri söndürme çab-
şmalanna katıldılar. Yangının
bugüne kadar Trakya bölgesinde
meydana gelen en büyük orman
yangıru olduğunu belirten Keşan
Orman İşletmeleri Müdürlüğü
yetkihleri, şu ana kadar 3 bin dö-
nüm kmlçam , karaçam ve fısük
çamı alanının yandığını. söndür-
me çalışmalanoın devam ettiğini
bildirdiler.
Öte yandan Erdek'te taş ocak-
lannın bulunduğu Muhle mevki-
inde dün akşam saatlerinde he-
nüz bebrlenemeyen nedenden do-
layı yangın çıktı. Yangın. hava
sıcaklığı ve rüzgann da etkisiyle
kısa sürede çevreye yayıhrken,
söndürme çabşmalanna çevrede-
ki askeri birükler, itfaiye ekipleri
ve vatandaşlar katıldı.
Türkiye, PKK lideri
Ocalan9
ı Batı'dan istedi
A-VKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Suriye yönetiminin. PKK li-
der. Abduilab Öcalan'm Şam'da
bulunduğu yolundaki bilgileri
ısrarla reddetmesi üzerine, Di-
yarbakır Devlet Güvenbk Mah-
kenesi (E>GM), yakalanması
durumunda iadesi için Interpol'e
öcilan hakkında aynnüb bir
do$>a gönderdi. Mahkeme, tes-
lireolan üç PKK itirafçısının ver-
diği bilgiler doğrultusunda Öca-
lan hakkında "gıyabi tutuklama"
karan çıkardı. Dıyarbakır DGM
yetkilileri, Öcalan'ın tesb'm edil-
mesi durumunda idamla yar-
gılanacağını belirterek "Suriye,
Apo'nun Şam'da bulunduğumı ka-
bul etmiyor. Yasal prosedürü yeri-
ne getirmek için, biz de Interpol
aracılığıyla Avnıpa ülkelerinden
istiyonız" dediler.
PROFESYONEL FOTOĞRAFÇILAR
Sahibinden çok az kullanılmış
satılık MAMIYA RB 67 TAKIM
18.00'e kadar279 29 00
G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY
TAHRAN - iran, "ezeli" komşumuz,
sınırlarımızın yüzyıllardır değişmediği
tek ülke. Ama, Iran'a yapılan resmi zı-
yaretlerde bir uğursuzluk dikkati çeki-
yor.
DYP kanadındaki son bakan deği-
şikliğinde Devlet Bakanı Cemil Erhan
Iran'da resmi temaslar halindeyken
bakanlıktan olmuştu. Şimdi de Dışişle-
ri Bakanı Hikmet Çetin. İran gezisinin
arifesinde kabıne dışında kaldı.
Koltuğun yeni sahibi Mümtaz Soy-
sal, geziye katılmıyor. Dışişlerfnı
Müsteşar özdem Sanberk temsil ettı.
Hükümetteki kriz, doğal olarak De-
mirel'in iran gezisine de yansıdı.
Cumhurbaşkanlığrnın dağıttığı gezi
programında heyetin iki numaralı ismi
Hikmet Çetin, üç numaralı ismi de Ay-
kon Doğan'dı. Aynı lıste, iran protoko-
lünde de yer alıyordu. Türkiye ile te-
masları sırasında bakan değişıkliğıne
alışkın olan iranlılar, sanırız bu duru-
mu yadırgamamıştır.
Son dönemdeki pek çok yurtdışı ge-
zisinde olduğu gibi, Demirel'in iran
seferınde de heyet üyelerinin kafası
Türkiye'deydi. Demirel'ın kararname-
yi imzalayıp imzalamadığı merak ko-
nusuydu. Cumhurbaşkanı değişiklik
hakkında bilğilenmiş, imzayı henüz at-
mamıştı. Demirel'in butavrı,' Cumhur-
başkanı,Soysal'asoğukmu?"sorusu-
nu da beraberinde getirdi.
Akşam saatlerinde ise Demirel'in
yaptığı açıklamalar, konuya hiç bekle-
mediğimız yeni bir boyut kazandırdı.
Beklenen; Karayalçın'ın Çıller'e verdi-
ği yeni listeyı, Çiller'in Demirele ilet-
mesi, Demirel'in de onaylamasıydı.
Ne var ki Demirel bir kez daha "Noter
değilim " ded\. Demirel'in verdiği bılgi-
lere göre, Çiller, Cumhurbaşkanı'na
sadece değişiklikleri içeren bir kağıt
uzatmıştı. Oysa Cumhurbaşkanı, deği-
şecek bakanın istifasını da beraberin-
Tahran'ın Çanakları
de istiyor ve "Önce istişare"diyordu.
Demirel'in, dün gazetecilerin so-
rularını yanıtlarken kullandığı son
cümle de ilgınçti:
"Geçmişte benim başbakanlığımda
da bu tür şey/er oldu, ama hemen çö-
züm bulduk. Kimsenin onuruyla oyna-
madım."
Hükümet değişikliği daha uzun süre
konuşulacak gibi görünüyor, biz İran'a
dönelim.
iran'la ilişkilerimiz, uzun yıllardan
beri olduğu gibi, biraz yumuşama kay-
dedilmesine karşın, son dönemde de
"limoni." Türkiye, iran'ın PKK'yi des-
teklememesi gerektiğini vurguluyor.
iran ise şu karşılığı veriyor:
- Tamam desteklemeyelim, ama siz
de Halkın Mücahitleri'ne kucak aç-
mayın.
Yani İran, "Ne kadar Halkın Mücahi-
di, o kadar PKK" diyor...
iran'la Türkiye arasındaki ekonomik
ilişkiler giderek zayıflıyor. Sınır tıcareti
ise göreceli de olsa canlılığını sürdü-
rüyor. iran sınırına yakın yerleşim yer-
lerinde oturan yurttaşlarımız, patlı-
canın kilosunu 20 bin, domates ve bi-
beri 15er bin liradan satın alıyorlar.
Bunu, iran'la sınır ticaretine borçlular.
Demirel, bu gezisinde, iki ülke
arasındaki guvenlıkle ilgili sorunların
yanı sıra, ekonomik ılişkilerin de rayı-
na girmesı gerektiğini dikkate alarak
pek çok ışadamını beraberinde götü-
rüyor. işadamlarımız, Tahran'ın tarıhı
ve turistik yerlerini mi gezecek, yoksa
yeni ışbirliğinin temellerini mi atacak,
dönüşte göreceğiz.
iran, son 15 yıldan bu yana temel-
lerini Ayetullah Humeynl nın attığı
"islami" ilkelere göre yönetıliyor. 1
Şubat 1979'da Paris'ten Tahran'a dö-
nen Humeyni, 11 şubatta Şah düzenini
yerle bir etmişti. 1 Nisan 1979'da da
İran islam Cumhuriyeti ılan edilmişti.
İran'daki bugünkü siyasi rejim, kay-
nağını, Humeyni'nin yazdığı "Hükü-
met-i İslam" kitabından alıyor.
iran'da bugünkü en yüksek otorite
Veli-i Fakih, yani Devrim Lideri ve
Rehber. Cumhurbaşkanı, Rehber'den
sonraki en yüksek makam.
Humeyni'nin Hükümet-i islam ki-
tabına göre, İslam sadece bir normlar
bütünü olarak sunulmamalı. Humey-
ni'nin temel aldığı Şiilikteki imamlık
inancına göre de bu böyle. Burada
esas, toplumun her zaman başında bir
önderinın olması. 12 Imam boyunca
bu böyle oldu. iran'daki bugünkü yö-
netimin "12 imam" sonrasına yak-
laşımı şöyle:
"Toplum, hiç başsız kalmamış,
imam ölünce yerini oğlu almıştır. An-
cak 12 imamın ortalıkta olmaması ve
ölmediği için de ardıl bırakmamış ol-
ması, toplumu fiilen imamsız
bırakmıştır. Bu durum, o dönünceye
kadar topluma birinin veya birilerinin
lideriik etmesi, onun vekili olması fikri-
ni doğurmuştur. Zira asıl olan, Müslü-
manların başsız kalmamasıdır. islam
Devrimi ile Rehber, icra ve içtihat yet-
kisi ile Müslümanlann önderliğini ve
imamın vekilliğini üstlenmiştir."
Yani İran'daki islam yönetiminin li-
deri, bir anlamda, henüz ortaya
çıkmamış olan 12. imamın vekilliğini
üstleniyor.
iran'da şeriat yönetiminin 15. yılını
doldurmasıyla birlikte, gündeme ge-
len yeni konular hayli ilginç. Bunların
başında, televizyon geliyor.
Oyle anlaşılıyor ki sadece Türkiye-
de değil, dünyanın hemen her ülkesin-
deteknoloji, hukukunvetoplumsaldü-
zenin önünde gidiyor. Geçen ay İranlı-
lar Dünya Kupası maçlarını izlemekte
ısrar ettiler. Yönetim, buna biraz so-
ğuk baktı. Sorun, sadece futbol maçı
değildi. Tribünlerde "renkli"\ıe "açık"
giysıli insanlar ekrana gelecek ve bu
görüntüler İran halkının ahlakını olm-
suz yönde etkileyecektı.
Sonunda soruna çözüm bulundu.
Futbol maçları naklen yayımlanacak,
ancak ekrana tribünler geiince, he-
men görüntü değiştirilecek ve Avrupa
ülkelerindeki "kış döneminde" oyna-
nan maçlardan tribün görüntüleri su-
nulacaktı...
Dünya Kupası böyle çözüldü, ama
tabii ki televizyon sorunu çözülemedi.
iranlılar artık "çanak anteni" öğrendi-
ler.
Evlerin çatısında çanak anten yaygı-
nlaşınca, yönetim, önce yasaklamayı
denedi. "Uyanık" iranlılar, evlerinın
çatısına büyükçe bir "soğutucu" kabi-
ni koydular. Ama kabinin ıçi soğutucu
değil, çanak anten olarak düzenlen-
mişti...
Sonunda iran yönetimi çanak an-
tene pes etti ve şu karan verdi:
- Halkımız çanak antenle dünya tele-
vizyonlarını izleyebitir. Zaten onlar
ahlak dışı yayınlar ekrana geldiğinde
kanalı değiştireceklerdir. Halkımıza
güveniyoruz.
Bu görüşe yakın ve uzak pek çok yö-
netici var. Bazılarına göre, ödün veril-
memeli, çanak anten yasaklanmah;
bazılarına göre ise yasakçı zihniyetle
davranmayıp çok kaliteli programlar
üreterek Avrupa televizyonlarının
önüne geçmek gerekli.
Değişim rüzgarı bugünlerde Iran'ı
da etkisi altına alabilecek mi? Olabilir,
değişim öylesine önüne geçilmez bir
olgu ki kapıdan izin alamayınca damı
zorluyor...
• Baştarafi l.Sayfada
deyken yeni bakanlarla partisi-
nin Merkez Yüriitme Kurulu'na
(M YK) girmesi dikkat çeken Ka-
rayalçın. Dışişleri Bakanhğı için
ikna ettiği Soysal'ı da alarak
Başbakanlık Konutu'nda Çiller
ile üçlü toplantı yaptı. Soysal'ın,
özelleştırme konusunda bir ça-
hşma hazırlayacağı öğrenildi.
DYP'li Devlet Bakanı Nec-
mettin Cevheri, başanlı bakan-
lann görevden abnmaması ge-
rektiğini belinerek "Ben de obam
onaylamam" dedi.
Hükümetin SHP kanadında
10 aydır beklenen değişiklik için
isimler kesinleşirken yeni bakan-
lann atanmasına ilişkin düğüm
çözülemedi. SHP lideri Kara-
yalçın, dün sabah konutunda
Mümtaz Soysal ile bir saat kadar
görüştü. Karayalçın konuttan
aynbrken gazetecilerin sorulan
üzerine. "lislenin onaylandığı yo-
lunda haberler aldığııu" söyledi.
Karayalçın ile Soysal, daha sonra
Çiller ile görüşmek üzere Başba-
kanbk Konutu'na gittiler. İki
saat süren görüşmeden sonra hiç-
bir açıklama yapılmazken. kulis-
lerde "Soysal ağırlığını koyuyor.
Bu hükümette Qç güç odağı var"
yorumlan yapıldı.
Edinilen bilgiye göre. Mümtaz
Soysal, dün Çiller ile yapılan gö-
rüşmenin ardından özelleştinme
konusunda yasal düzenleme
haarbğı yapmaya başladı. Soy-
sal'ın. stratejik önemi olan ku-
rumlar dışında. özelleştirmeye
karşı olmadığı, ancak özerkleştir-
meçabşması yapılmadan KHK'-
lerle bunun gerçekleştirilmesine
karşı olduğuna dikkat çekilerek
bu konuda yasal çerçevenin sağ-
lanması içın görevlendirildiği bil-
dirildi.
Karayalçın, daha sonra Cum-
hurbaşkanı Demirel'in onayının
ardından göreve başlayacak olan
yeni bakanlarla birlikte MYK
toplantısına katıldı. Karayalçın.
Timurçin Savaş dışındaki yeni
bakanlann kauldığı toplantının
Kabineskaııdalıaçıbşında. değişikliğin Başbakan
tarafından uygun görüldüğünü
ve Cumhurbaşkanı'nın onayına
sunulduğunu belirterek "Atama
işlemlerinin en geç bu (dün) akşa-
ma kadar ya da yarın (bugün) sa-
baha kadar tamamlanacağını ve
yüriirlüğe gireceğini bilginize sun-
mak isterim" dedi.
Sürekli değişiklik iması
Karayalçın. kabine değişikli-
ğjni "nöbet değişikliği" diye ni-
telendirerek şunlan söyledi:
"Kan dolaşımının hızlandırü-
mastdır. Konu illa başan açısın-
dan değerlendiriliyorsa, karanmı
daha çok milletvekilimize parti
programı doğrultusunda başan
oianagı sağlamak olarak yorum-
layabilirsini/. Daha çok milletve-
Idİimize başan olanağı sağlamak
olarak görebilirsiniz. Bu yak-
laşunımı bundan sonra da surdüre-
ceğimi, bundan sonra da çok sayı-
da milletvekilimize parti programı
doğrultusunda, hükümet programı
doğrultusunda başanlı olma ola-
nağını sağlamayı sürdüreceğimi
ifade etmek istivorum."
Karayalçın. gazetecilerin lis-
tenin onaylanmasının niçin ge-
ciktiğine ilişkin sorulanna, "Faks-
laşma soz konusu. görüşme geç sa-
atlerde yapıldığı için sekretarya
hizmetlerinin sunulması olanaklı
obnamış" yanıtını verdi.
MY'K'nin basına kapab bö-
lümünde henüz bakanlıklan res-
men onay lanmayan "müstakbel"
bakanlara öğütler verildiği öğre-
nildi. Karayalçın'ın da bakan-
lann değiştirilmesınin çok uza-
masından şikayet edildiğini anı-
msatarak "Bundan sonra gerek
olduğunda, bu tür uzamaiar olma-
yacaktır. Hiç bakanlığı bırakma-
yacakmış gibi çok çalışmanızı, her
an değişecekmiş gibi de buna
hazırtıklı otmanızı beklivorum"
dediği öğrenildi.
Hikmet Çetin, gelişmeleri
Cumhuriyet'e değerlendirirken.
bugüne kadar kimsenin kendi-
sine bir şey sormaması nedeniyle
"bu işin muhatabı olmadığını" be-
linerek istifa etmediğinı, azledil-
meyi beklediğini söyledi. Çetin,
"Kimsenin bana bir şey söyk'diği,
bir şey istediği, sorduğu yok. Bu iş
gidiyor. Şimdiye kadar bir şey
söylemediklerine, yapmadıklarına
göre, anayasanın 109. maddesine
göre görevden alıyorlardu-" dedi.
"İstifa istenirse verir misinizr' so-
rusuna. "Varsayım üzerine bir şey
Anayasanın
109. maddesi
sonfikrası
....Bakanlar. TBMM ûye-
ieri veya miDervekili seçilme
yeterfiliğine sahip olaRİar
arasından başbakaaca seçilir
ve cumhurbaskanraca atarar.
Gerektiğinde başbakanm B-
teği üzerine cumhurbaşkanı-
nca görevine son veriMr.
söyleyecek durumda değiUm. Ye-
nisi gelinceye kadar göre>ime de-
vam ediyorum" yanıtını veren Çe-
tin, 12 Eylül kurultayından son-
ra, kendisi ve diğer bazı bakan-
lann Karayalçın'a. sadece "söz-
lû" istifa verdiklerine dikkat çek-
ti. SHP yönetiminin. Karayal-
çın'ın Genel Başkanlığa seçildiği
kurultaydan sonra yaalı olarak
istifasını veren bazı bakanlann
dilekçelerini de bulamadıgı. bu-
nun üzerine SHP liderinin ma-
kamından kabine dışında bırakı-
lan isimlerin tek tek aranarak isti-
falannın istendiği bildirildi. Sa-
nayı ve Ticaret Bakanı Tahir
Köse istifasını vermek üzere dün
gece Başbakanlığa gelirken, Ada-
let Bakanı Seyfî Oktay, Çağdaş
Gazeteciler Derneği'nin ödül
dağıtım töreni sırasında basın
danışmanından bir istifa metni
haarlamasını istedi. Demirel.
dün akşam Iran Cumhurbaşkanı
Haşimi Rafsancani'nin yemeği
öncesinde gazetecilerin sorulannı
yanıtlarken, gazetecilerin hükü-
met değişikliği konusundaki so-
rulanna "Bir bakan istifa eder.
Bir bakan teklif edilir. Cumhur-
başkanı bunu atamaya mecbur de-
ğildir. Genellikle büyük sıkıntı çı-
karmaz, ama mecbur değildir"
yanıtını verdi. Demirel, önceki
gece Başbakan Çiller'le yaptığı
görüşme için de şunlan söyledi:
"Çiller, Istanbul'da saat 11.00'-
de yanıma geldi. Yanma kadar
beraberdik. Zaten sabahtan da
konuşmuştuk. Bir kağıt bıraktı,
ama önce soyledim. Şunu. şunu
atayın' diye bir şey olmaz dedim.
O zaman Çankaya noteri olursu-
nuz. Dün sabah Çiller Esenboğa'-
da yanıma geldi. Genel Sekreter'i
de çağırdım. "Buyurun ikmal
cdin' dedim. Çankaya'nın görevi
şimdi kanunlar yerine geliyor mu
ona bakmaktır. Eğer bir istifa
olmamışsa ve onun yerine atama
yapılmışsa ayıp olur. 'Ne çeşit bir
devlet' derler. Zaten bir saat ön-
cesine kadar Çankaya'ya gebniş
bir şey de yok. Şu şu şu kişilerin
atanması diye bir müracaat yok.
Bir müracaatı terirken, istifasını
da verecektir, istifayı altına ko-
yacaktır. 'Şunu atayın' diyecek-
tir."
Cumhurbaşkanlığı Genel Sek-
reteri Necdet Seçkinöz'ün "iletil-
meyen istifalar" için Başbakanlı-
ğa yazı gönderdiğini açıklayan
Demirel, şöy le devam etti:
"Çünkü bir iki bakan biz istifa
etmedik demişler. Eğer istifa et-
miyorlarsa, azil keyfiyeti gelir.
Azîe de razı olmam, açık söyle-
yeyim. Çünkü nasıl azledeceksiniz
ki? 20 küsur aydır Türkiye'ye hiz-
met eden insanlar bunlar."
Demirel, bir gazetecının "Şu
anda eski kabine dunıyor mu?
Hikmet Çetin Dışişleri* Bakanı
mı?" sorusuna. "Evet" karşılığını
verdi. Bunun üzerine yöneltilen,
"O zaman niye gelmedi?" sorusu-
na Demirel, "Işin tadı kaçtı"
yanıtını verdi.
Cumhurbaşkanı Vekili Cin-
donık, Başbakanhk Konutu'-
ndanaynbrken gazetecilerin "Ka-
bineyi sizin onaylamanız soz ko-
nusumu?"sorusuüzerine,"Befflnı-
le ilgili değil. Sayuı Cumhurbaş-
kanı çarşamba gunü dönecektir,
gereğini y apacaktır" dedi
Karayalçın: Azil istenecek
Karayalçın dün gece yaptığı
açıklamada. istifa etmeyen ba-
kanlar için azil isteneceğini belir-
terek şunlan söyledi.
"Sayın Başbakan'a değişikUk
listesini verdim. SHP kurultay ının
hemen ardından SHP'li bakanlar
yeni çalışma kadrosunu seçmem
için bana istifalarını verdiler. Bu
bir teamüldür >e istifalar biçimsel
yönü önemli tasarnıflardır."
Karayalçın, Çetin'i kastederek
"Bu karaıiannı bugün hatırlama-
yan arkadaşlarım olabilir. Genel
Başkan olarak istifa dilekçelerini
inkar edenler için yeni istifa dilek-
çeleri isteyeceğim. Bunu kabul ct-
meyenler için Cumhurbaşkanı'-
ndan azil istenecek" dedi.
OLAYLARIN
ARDINDAKI
GERÇEK
• Baştarafi l.Sayfada
ristıerin sayısında bir azalma
olduğu da görülüyor.
Dışişleri Bakanlığf ndan bir
yetkili, durumu şöyle özetli-
yor:
"Bölgede PKK oldukça,
Kürt sorunu oldukça, birta-
kım çevreler, bağımsız Kürt
devleti peşinde oldukça, el-
bette problemlerimiz çıka-
caktır. Bu nedenle komşular-
la sürekli diyalog içinde ol-
malıyız. Türkiye, 'İslam cum-
huriyeti' olmayacak, onlar da
uzun bir gelecekte bu sistem-
den vazgeçmeyeceklerdir. O
yüzden İran İle ne kadar te-
mas, yüz yüze görüşme olur-
sa. sorunların halli o kadar
kolaylaşır.
iki ülkenin farklı rejimlerle
yönetıliyor olması, ikili ilişki-'
lerde iniş çıkışların devam
edeceğini gösteriyor."
iki ülke arasında terör ko-
nusundaki rahatsızlık, geçen
yıldan başlayarak ikili ticari
ilişkılere de yansıdı ve 1990
yılında 1 milyon dolara yakla-
şan ticaret hacmi, bu yılın ilk
4 ayında 200 bin dolar düzeyi-
ne indi.
Türkiye ile iran arasında te-
rörle birlikte çözüm bekleyen
diğer önemli sorun ise An-
kara'yı önemli ölçüde maddi
kayıplara uğratan transit ge-
çiş sorunu.
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel'in dün başlayan
Tahran gezisi, ikili ilişkilerde
düşüş gösteren ticaret hac-
minin arttırılması ve terörist
sızmaların önlenmesi konu-
sunda Ankara ve Tahran ara-
sında en üst düzeyde siyasi
irade beyanının gösterilmesi
açısından önem taşıyor. İran,
PKK teröristlerinin faaliyetle-
rine izin vermeme karşılığın-
da, Tahran aleyhtarı Halkın
Mücahitleri örgütü yandaşla-
rının iadesini Türkiye'den is-
tiyor. Ankara, zaman zaman
Iran'ın bu isteğine karşılık ve-
riyor, ancak Tahran yönetimi
aleyhtarlarının sınırı geçer
geçmez kurşuna dizilmele-
rinden de endişe duyuyor.
İki ülkenin Kuzey Irak'ta
birlikte hareket etmeleri için
gerekli koşulların oluşturul-
masında da bir dizi güçlük çı-
kmaktadır.
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel'in İran gezisinin bü-
yük bir eksiği var: Cumhur-
başkanı'nın yanında Dışişleri .
Bakanı yok!..
Neden yok?..
Bu soruya yanıt vermesi
gereken kişi, Başbakan Yar-
dımcısı Karayalçın'dır SHP
liderinin Dışişleri Bakanı Hik-
met Çetin'e karşı davranışı
ve bu konudaki zamanlama-
sı, Sayın Demirel'i İran gezi-
sinde yalnız bırakmıştır.
• • •
Demirel, îran
9
a dışişleri bakansız gitti
M Baştarafi l.Sayfada
yerine getirdi. Resmi heyette ad-
îan bulunmasına karşın Çetin ile
Devlet Bakanı Aykon Doğan'ın
bulunmadıklan geziye. Devlet
Bakam Ali Şevki Erek ile Dışişle-
ri, Genelkurmay ve Jandarma is-
tihbarat yetkilileri de katıldılar.
Demirel. görüşmelerde "te-
rorizme karşı ortak mücadele ve
sınır güvenliği" konulannın
gündeme geleceğini belirtirken.
Cumhurbaşkanı'nın beraberin-
de giden istihbarat biriminden
üst düzey temsilcilerin, PKK'-
nin bu ülkedeki faaüyetleri ko-
nusundaki bilgileri İranlılara
verecekleri öğrenildi.
Cumhurbaşkanı Demirel. İran
İslam Cumhuriyeti Cumhurbaş-
kanı Ab Akbar Haşimi Rafsan-
cani'nin resmi konuğu olarak 3
günlük resmi ziyaretlerde bulun-
mak amacıyla dün İran'a gitti.
Demirel'i uğurlama törenine, ye-
rine vekalet edecek olan TBMM
Başkanı Hüsamettin Cindoruk.
Başbakan Tansu Çiller ile Genel-
kunnay Başkanı Orgeneral Do-
ğan Gflreş'in yanı sıra Hikmet
Çetin de katıldı. Daha önce Tah-
ran'a gideceği açıkknmasına
karşın kabine değişikliği haberle-
ri nedeniyle geziye katılmayacağı
bildirilen Çetin'in üzgün olduğu
gözlendi.
Çetin, havaalanında Demirel'i
uğurlamaya gelen bakanlar, mil-
letvekilleri ve bürokratlarla tek
tek el sıkışarak vedalaştı. Demi-
rel'in beraberinde, hükümeti
temsilen sadece Devlet Bakanı
An' Şevki Erek bulundu. Cum-
hurbaşkanı'nın gezisine katılan
heyette istihbarat birimlerinin
temsildleri dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı Demirel'i İran'a uğurlay anlar arasında görevden
alınacağı beürtilen Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin de vardı. Demi-
rel'le Çetin'in içtenlikle el sıkışıp öpüşmeleri dikkat çekti.(AA)
Edinilen bilgiye göre istihbarat
yetkilileri, PKK'nin İran'daki fa-
aliyetleri konusunda eldeki bilgi-
leri ikili görüşmeler sırasında
İranlılara verecek. Genel olarak
bu tip bilgilerin tam kanıtlan-
madığını savunan İran yetkilileri-
nin. PKK'ye karşılık Türkiye'nin
de İran'daki yönetim muha'lifleri-
ne hoşgörüyle baktığı ve bannma
izni verdiği yönündeki eleştirileri-
ni gündeme getirmeleri bekleni-
yor. İki ülke arasındaki görüşme-
lerde. Irak'ın toprak bütünlü-
ğünün korunması bağlamında
Kuzey Irak'ta bağımsız bir olu-
şuma izin verilmemesi konusu-
nun da gündeme geleceği bildiril-
di.
Türkiye, İran'ın Kuzey Irak'ta
ortak operasyon yapılması öneri-
sine sıcak bakmıyor.
Demirel'in heyetinde önemli
bir ağırlıgı da işadamlan oluş-
turuyor. Demirel'in kardeşi Şev-
ket Demirel ve kayinbiraderi Ali
Şener de heyetin işadamlan bölü-
münde yer aldı.
Cumhurbaşkanı Demirel, ha-
vaalanında düzenlediği basın
toplantısında. Türkiye ve İran'ın
özel ilişkilere sahip iki dost ve
komşu ülke olduğunu vurgulaya-
rak "Türk-lran sınu-ı yüzydlardır
bir barış hattı olmus, ortaklaşa yer
aldığımız bölgenin en çalkantılı
dönemlerinde dahi aramızdaki
ilişkiler önem ve hayatiyetini ko-
rumuştur. "
Demirel, Cumhurbaşkanı
Rafsancani ile yapacağı görüş-
melerde işbirliği olanaklan üze-
rinde durulacağını belirterek,
"Hudut güvenüği ve terorizme
karşı müşterek mücadelede bu-
güne kadar katettiğimiz mesafeyi
gözden geçireceğiz. Ay rıca bölge-
sel ve uluslararası konular üzerin-
de göriiş alışverişinde buluna-
cağız" dedi.
Cumhurbaşkanı, Tahran'a
varışında yaptığı açıklamada da
"biraderim" diye hitap ettiği Raf-
sancani'nin daveti üzerine İran'-
da bulunduğunu belirterek "Bu
ziyaretim. öncelikle Türkiye ve
İran arasındaki Uişkileri en üst dü-
zeyde sürdürmek ve geliştirmek
yönündeki siyasi iradetnizi ve ar-
zumuzu teyit etmektedir" dedi.
Demireİ'i Mehrabad Havaa-
lanı'nda karşılayan Rafsancani
de bir gazetecinin ziyarete ilişkin
sonısu üzerine, Demirel ile tüm
konularda görüşbirliği içinde ol-
duklannı söyledi. "Konuşmamız
için çok ortak nokta var. Bunlara
beraberce çözüm arayacağız" di-
yen Rafsancani. Sovyetler Birü-
ği'nin yıkılmasından sonra iki
ülke ilişkilerinin yeni bir boyut
kazandığını söyledi.
Daha sonra iki devlet başkanı.
Rafsancani'nin makam oto-
mobiliyle Sadabat Sarayı'na ha-
reket ettiler. Ancak cumhurbaş-
kanlannın bindiği otomobil yol-
da anzalandı. Bunun üzerine iki
cumhurbaşkanı başka bir oto-
mobile geçerek saraya gittiler.
Demirel'in Tahran'ın Meh-
rabat Havaalanı'nda karşılanışı
sırasında direğe asılan Türk bay-
rağındaki ay yıldızın. standart öl-
çüden daha büyük olması dikkat
çekti.
Çiller: Türk dış politikası
• Baştarafi S.Sayfada
27 Mayıs 1960 Devrimi olduğunda. Batı dünyasının güvenini
kazanmış Büyükelçi Selim Sarper Dışişleri Bakanlığı'na getiril-
mişti. İhtilali yapan subayiar. bu atama ile 'Türkiye'nin dış poli-
tikasuıda bir değişiklik olmay acağını' yabancılara anlatmak iste-
mişlerdi.
Daha sonra ekim 1961 'de ihtilal sonrasının ilk genel secimleri
yapılıp CHP Genel Başkanı İnönü 1. Koalisyon Hükümeti'ni
kurduğunda 'ihtilalin dışişleri bakanı' Selim Sarper'i 'seçimle
gebniş hükümetinde' konımuştu. SHP yöneticilerinin bugünkü
moda dey imiyle "Tanzimat kafalı' olacak ki İsmet Paşa da ihtila-
lin bakamnı kabinesinde abkoyarak yabancılara bir mesaj veri-
yordu. Bu da hiç kuşkusuz 'dtş politikada değişikbk olmayacak'
anlamındaydı. Gerçekten şu dış politika çok güç. ince ve hassas
bir işti. Aradan bir yıl geçti. Türkiye'de Albay Talat Aydemir'in
22 Şubat ayaklanması ortaya çıktı. Başbakan İnönü, Aydemir'-
in yaşamını bağışlayıp ayaklanmayı kansız bastırdı. Ancak ne
var ki o günlerde Dışişleri Bakanı Sarper'in yeni ihtilalcilerle bir
bağlanüsı olduğuyolunda birsöylenti dedolaşıyordu.
Bir gün CHP Genel Başkanı ve koalisyonun başbakanı İnö-
nü'nün. Büyükelçi Feridun Cemal Erkin'i yurtdışından çağıra-
rak Abant Gölü'nün cevresinde birbkte yürüyüş yaptıklannı
gördük. Erkin. Dışişleri Bakanı olmuştu.
İnönü. o koşullar altında dahi Sarper'in onuru ile oyna-
mamıştı. Dış politikanın güç. ince ve hassas dengeleri içinde,
İnönü'nün bir devlet adamına yaraşır biçimde sorunu nasıl çö-
zümlediğini SHP'nin bugünkü genç y önetici kuşağı elbette anı-
msamayabilir.
İnönü'nün 1962'de görev verdiği Dışişleri Bakanı Erkin, o yıl
içinde Ankara'da Yunan Dışişleri Bakanı Evangelos Averofu.
ABD Başkan Yardıması Johnson'u, İran Şahı Rıza Pehlevi'yi,
Kıbns Cumhurbaşkanı Başpiskopos Makarios'u ağırlayacaktı.
^loskova ile NVashington'u savaşın eşiğine getiren ve toprağı-
nda konuşlandınbnış nükleer başlıklardan dolayı Türkiye'yi bir
numaralı hedef durumuna sokan ünlü 'Küba bunaumı'ndan.
İnönü-Erkin ikilisinin dirayetli poliükalan çıkaracaktı. 1962
böyle bir yıldı. İnönü de öyle bir CHP Genel Başkam'ydı.
Eski Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin sınıf arkadaşımdır. Yeni
Dışişleri Bakanı Prof. Mümtaz Soysal benim olduğu kadar bu
yazıda adlan geçen Çeün, Borman. Doğan, Vural'ın da değerb
hocasıdır.
Hocalığı dışında Soysal'dan 1961 Kurucu Mecbsi kuruşunda
anayasa, siyasal partiler hukuku ve seçim sistemleri gibi konu-
larda yapuğı konuşmalardan pek çok şey öğrendim. Kendisini,
1985-86 yıllannda aynı gazetede birlikte çalıştığım günlerde
daha iyi tanıdım. 1987-90 yıllannda New York'ta Birleşmiş
Milletler'de Kıbns görüşmelerinde etkinlik ve yetkinbğini yakı-
ndan bıldiğim ve bu sorunla ilgili düşüncelerini paylaştığım
Soysal'ın. Karayalçın'ın gençliğinden doğan dirayet boşluğunu
dolduracağına inanıyorum.
Soysal'ın bu göreve ataruşına değil, atanış biçiminin şık ol-
mayışmadır eleştirimiz.
Sahibinden
Yeşilköy'de 2 oda 1 salon satılık daire
(0216)35963 79