23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 23TEMMUZ1994 CUMARTESİ DtZİYAZl Fransız tanmbilimci Prof. Rene Dumont, liberalizm ile çevre sorunlannı Cumhuriyet'e yazdı Petrolezam, kömürevergi1990-91 yıllannda Berlin Duvan'nın yıkılma- sından ve Sovyet komünizminin çökmesinden sonra bize söylenen şuydu: Bu olayda dünyada tek başlanna cgemenlik sağlamış, birbiriyle bağdaşan iki "başan" söz ko- nusudur. •Petrol 'pazar ekonomisinin dışında' tutulmalı ve savurganlığı önlemek için fiyatı yükseltilmelidir. Kirliliğe yol açan, doğalgaz ve kömür gibi yanıcı fosülerden oluşan enerji kaynaklanna da vergi uygulanmalıdır. tklim üzerindeki akıl almaz zararlan gördükçe, 'kirleten öder' ilkesini uygulamak yeterli olacaktır. Siyasal açıdan demokrasi ve ekonomik açıdan serbest değişim diye de adlandınlan ekonomikli- beralizm. 1993 yılının bitiminde, bu iki "başa- n"arasında gerçek bir uyuşmazhk olduğu ve bir seçim yapmamız gerektiğı anlaşıldı. Ekonomik liberalizm, çok ulusiu şirketlerin, mali yatınmcılann, paranın ege- menliğidir. Üçûncü Dünya ülkelerinin yok- sullaşmasma neden olan, en az 1945'tenbuyana sûregelen bu ege- menliktir. Pazar ekonomisi kural- lan, "kalkınmış" sıfatı altındaki zengin ülkelerin ÜçüncüDûnya ül- kelerinden hammaddelerini, ma- denlerini, tanm üriinlerini düşük fı- yatla satın alma olanağı sağlarruş- tır. Bu ürûnler arasında petrol ve boksit, hintkenevirivepamuk, kah- ve ve kakao, hatta Türkiye'den fin- dık bulunur. Bu arada, "biz" kalkınmış deni- len ülkeler, onlara sanayi mallan- nuzı, malzemelerimizi yüksek fi- yata sattık ve hatta hizmet sektö- rûnde de aynı sistemi uyguladık. Bu nedenle de Üçüncü Dünya ülkele- rinin kalkınmasını engelleyen ve borçlanmasma yol açan, eşit kural- lara dayanmayan bir değişim biçi- mi doğnvuştur. Kajkınmakta olanDoğu Asya ül- keleri dışında Güney Yanmkü- re'nin geniş bir bölûmü ile Kuzey Yanmkûre arasında gittikçe büyü- yen bu aynm, 1988'de "Gûndem- deki UberaliznT alt başhğı ile ya- yımlanan kitabım gibi "Dayanü- mazBirDünya"yı (1) ortaya çıkar- mıştır. Bu arada beş yıldır çağ atladık. Uzun zamandır Güney'i kasıp ka- vuran işsnfik,şimdi de Kuzey'e sıç- Portre Çevreci cunoJııırbaşkaııı adayı Rene Dumont, soylubir aileden gelen bir tanm profesörû ite matematikçi bir annenin oglu olarak 13 Mart 1904'te doğdiL Paris Ulusal Tanmbüim Ensötüsü'nde 1924'ten bu yana tanmbilimci ve özelükle tropikal tanmbüim konusunda uzraandır. Meslek yaşamma Vietnam'da tanmbilimci olarak başladı. 1929-32 yıllan arasında çelukçilik uzmanı olarak çalıştı. Söroürgeciliğe karşı olduğu için Hanoi'deki görevirû bvrakıp Paris'e döndü ve öğrcnimi gördûğü Ulusal Tanmbüim Enstitusu'nde 1933'teöğretim görçvlisi oldu. Başlangıçta, Fransız tanmcıbğını ogrcten Dumont, 1953'ten sonra ise Kıyaslamah Tanm, 3. Dünya ve Sosyalist Ülketerde Kırsal Kalkınma Kûrsüsü'nün başına profesör olarak geçti. I974*te emekli oluncaya değîn bu görevini sürdürdü. ögretim yaşamı boyurtea Kuzey Afrika'dan Asya ûlkelerine (Çin, Hindıstan, Bangladeş), Latin Amerika'da Brealya'dan Küba, Meksika, Antil Adalart'na, Kuzey Amerika'dan Sovyetler Biriiğı'ne değin araştumalaıâa balundu. Aynca, Siyasal Biümler Enstitüsû, Paris ÜniveTSİtesi a îdarecilik Okulu), Tropikal Tanmbilim Enstitüsü'nde ders verdi. Birleşmiş Miüeüer, FAO, UNESCO, ÜNAISD üe ilgili çahşmalara katüdı ve Fransa'yı temsil etö. Çeşitli ulkelere daruşmanlık yaptı, Tüm yaşamı boyunca; "banş*, "3. Mnya"ve "çevre* sonuüan üzerinde durdu. 1973'te "Ütr^jyayadaÖlüın" adlt kitabırun yayımlanmasından sonra çevrecüer, kcndisini 1974 başkanlık seçiminde aday gösterdiler. Başkanhk seçimine ilk kez katılan çevreci oldu. Dumont'un çeşitli kitap ve makakleri, uhıslararası alanda kaynak gösterildi ve çeşıüi üniversüeleıde ders kitabı olarak kullanddı. Cumhuriyet; okuıian adına, 90 yaşındaki değerli bilim adamı Prof. Rene Dumont'a *3. BferyıPa girerken sağbkh yıllar diliyor. Prof. Rene Dumont Rene Dumont'a göre, petrol, doğalgaz, kömür gibi yanıcı fosillerin, zengin ülketerdeki aşın tüketiminden kaynaklanan sera otayı, dünyayı tehdit eden tehlikelerden biri Dumont, "Bu tür tüketim, karbondioksit oraıunı artürarak tüm atmosferin ısn- masunayol açar. Bu nedenk Türkiye'yi de etidsi arüna alan aşın kırrakld^çoktehlikeüseüerveıaklonbirortajaçıkar''diyor. radı. Herkesi kapsayan bir ekonomik durgıuüuk yaşanıyor. Bu koşullarda anlıyoruz ki, kuşkusuz sözkonusu liberalizm, özellikle zengin ülkelerde üretbningelişmesini sağlvyor, ama hemiş,hemk»- zançbölüşümüalanlanndayettrsfe kabyor. Sonuç olarak işsizlik, evsizbarksıilarla zengin ülkelere de yayılan bir sefıllik. Oysa ki, "biz" zenginler, şimdiye kadart»u felaketin sadece Gûney'le sınır- tı kaldıgına inanırdık. Bunun sonucunda, "Kuzey-Güney"yanmküre- lerinde farklı türdebirbaşka ikili toplum gelişmiş- tir. Zengin ülkelerde bile bu toplumun halen sü- rekli bir iş güvencesi olan insanlara ve diğerleri- ne verdigi güvence kalıcı degildir. îşsizler arasın- da aynm yapılıyor. Öte yandan, her zaman başlannı sokacak bk . yerleri olmayanlar, yoksullar, sefıllik içindeyaşı- yorlar. Yeni olan bu soruna Kuzey'den Güney'e kadar rastlıyoruz, ama açhk çeken yoksul ülkele- rin buna katlanmalan çok daha zor. Avrupa Bir- liği ülkeleri ise üretim fazlalığını ne yapacağıru büemez durumda, tanm üretimuu vargücüyle frenlemeye çalışıyor. I PetroKin sşm tûketfeni I doğaldengeyibozuvor Insanhğın sürdürdüğü yaşam savaşını tehdit eden başka tehlikeler de var. Ekolojiyi kapsayan ve yoğun olan bu tehlikeler, yeterli olanaklann sağlanmadıgı ve gerekli çarelerin sunulamadığı "Le Sommet de la Terre" (Dünyanın Zirvesi) se- minerinde, 1992'de Rio'da ele ahndı. Bu tehlikeler arasında, özellikle petrol, doğal- gaz ve kömür gibi yanıcı fosillerin daha çok zen- gin ülkelerdeki aşın tüketiminden ileri gelen se- ra olayı yer alır. Bu tüı tüketim, tüm atmosferin tanmasınayol açankarbondioksit orarunı arttınr. Bu nedenle Türkiye'yi de etkisi altına alan aşın kuraklık veher zamankinden dahatehlikeli seller ve siklonlar ortaya çıkar. Gelecek yıllarda doğu- racağı sonuçlantahminedemeyeceğjmiz, tam an- lamıylabir iklim değişimi. Bu belirsizliğe karşın, şimdıden bir milyar insamn yetersiz beslendiği- ne, hatta açhğa maruz kaldıgına dikkati çekebili- riz. Demek ki, iklim değişikliklerinin nedenleri ve buna ilişkin yarar sağlayabilecek çareler üzerin- de durmahyız. Çünkü insanlığın yaşam savaşının bir güvenceye sokulması, ancak Kuzey ve Güney arasındaki aynmın ekonomik düzen aracıhgıyla en aza indirgenmesi ile oluşabiür. Bu da Birleş- miş Milletler Kalkınma Programı'nın (UNDP) insani getişmc adına koyduğu, beslenme, eğitim, sağlık olanaklanndan yoksun ülkelere sağladığı, en az yardımla gerçekleşecektir. Ama insanhğınyaşama güvencesi, sera olayın- daki ısınmanın azalmasına da bağhdır. Bu da pet- rol tüketimindeki savurganlığı engellemek ama- cı ile bu maddeyi pazar ekonomisi dışında tutma- mızla olabilir. Petrol, tarihindeki en düşük fıyata satıhyor. Bu durumu ekonomik kalkınma olarak görenler onaylıyor. Uygulanan düşük fıyat, her geçen gun seraolayındaki sorunlan arttınyor, ye- nilenemeyen petrol rezervlerinin tükenmesi, ge- lecek kuşaklara bir tehdit oluşturuyor. •Uzun zamandır güneyi kasıp kavuran işsizlik, şimdi de kuzeye sıçradı. Herkesi kapsayan bir ekonomik durgunlukyaşamyor. Bu koşullarda anlıyoruz ki, uygulanan liberalizm, özellikle zengin ülkelerde üretimin gelişmesini sağhyor, ama hem iş hem kazanç bölüşümü alanlannda yetersiz kalıyor. Dünya nimetleriarasındapetrol, gezegenimizin en degerli parçası. Petrolden, gelecek kuşaklara ve günümüzün yoksul ûlkelerine geniş bir pay ayırmak gerek. Ekonominintümü- nü bu yazıda ele alamayacağımız için, iki konu üzerinde duracağız: - Petrol fıyatının "pazar ekono- misinin dışmda n tutulması. - Kirliliğe yol açan "fosillerden oluşan enerji kaynakUnna vergi" uygulaması. Düşüncemize görepetrol savur- ganhğını engellemek için, fiyatı yükseltilmelidir. tklim üzerindeki akıl almaz zararlan gördükçe, "Kirieten öder" ilkesini uygula- mak yeterli olacaktır. En azmdan litresi yaklaşık bir dolara gelen Fransa'daki süper benzinin fıyatı, iki katına çıkanlmalıdır. Yoksul ülkelerde fıyat arhşı çok belirgin olmasa da zengin ülkeler- de göze çarpacaktır. Para cezası (fiyatı hiç dûşürmeden), beslen- me, egitim, sağlık gibi temel ge- reksinim maddeleri üretimi için daha düşük tutulabilir. Lüks arabalar, gezi yatlan, özel uçaklar, otomobil yanşlan, ralliler gibi eğ- lenceyikapsayanher şeydebuceza yüksek tutulacaktır. Genelde ödedigimiz vergilerin yerine enerji tasarrufu sağlayabil- mek için doğalgaz, petrol ve kömür tüketimini vergilendirme yoluna gidilebilinir. O zaman, heT birimiz, enerji tasarrurunakatkıda bulunabileceğimiz için daha az vergi ödeyebiliriz. Yenilenebilen enerji kaynaklannavergi uygulan- mayacağından, yüksek vergiye diğeT kaynaklarla rekabettabi tutulan edilebüecektir. Bir sonraki eserde (2) bu düşünceler, üstünde durulmaya ve tartışmaya açık olacaktır. Sonuç olarak, liberalizm ve demokrasi arasındabir seçim yapmamız gerektiği kamsına vanyoruz. Biz, demokrasiyi seçtik. Butezleri öncelikle Cumhuriyetokurlannasun- mamızın nedeni ise konuyu eleştiriye açmaktır. }. Un Monde Intolemble, le Liberalisme en Ques- tion. LeSeuil, 1988. (Dayanılmaz Bir Dünya, Gün- demdeki Libemlizm).2. Chomage, Miseres, Liberalisme ou Democnıtie. Le Seuil, Nisan 1994. (lşsizlik, Sefalet, Liberalizm ya da Demokrasi). Yarm: Amerikalı yazar David Fromkin Y A Y I N H A K K I C u m h u r i y e t ' E A Î T T Î R . İ Z İ N S İ Z Y A Y I N L A N A M A Z SanatGakrlsi Karma Resim Sergisi 15 Temmuz-15 Ağustos 1994 Yaprak Berkatı Mehonaet Giiler Yöslıie Maruyama Selçuk Toğul Aylıan Tiirker Turgut TJzvınömeroğlu Metİn Ütısal Şakayık Sok. 45/3 Teşvikiye TeL 0212 248 31 65 ERBAA İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN DAVETKÂĞIDl 1994 264 - Alacaklı: Mehmet Koç Vekili Av. Cihan Dikmen - Erbaa Borçlu: Kamil Baş - Şükrü oğlu - Cum. Mah. - Erbaa Hacizin Yapüdığı Gün: 6.6.1994 tcra îtlas Kanunu'tıun 102. maddesi geregjnoe gıyabınızda baba- nız Şükrü Baş'tan intikal edeck olan Erbaa, Cum. Mah. 110 ada, 6 parselde kayülı ev ve Erbaa Üzürnlü kasabasmda bulunan 238,249. 831,865 ve 1290 ve 1296 parselde kayıth gaynmenkulleriniz Tapu Si- cil Müdürlüğü'nü yazılarak kayden haciz edilmiştir. Adresiniz meç- hul olmakla ödeme emride ilanen yapılarak kesitüeşmiştir. İşbu yapılanyayınlandığj tarihten itibaren 10 gün ilave edikrek 13 (onüç) gün içinde lİK.nun 103. maddesi gereğjnce haciz tutapağıtun tetkik ve bir diyeceğiniz var ise bildirmeniz için tcra Dairesi'ne baş- vurmaruz ilanen tebliğ olunur. 14.7.1994 Basn: 49712 İLAN T.C. ŞİŞLİDÖRDÜMCÜ ASLÎYE HUKUK MAHKEMESİ 1994,113 Da* aa Osman Köroğlu vekiü Av Recep Duran tarafından da- vab Cemik Köroğlu aleyhine açılan boşanma davasının yajHİan du- ruşmasında verilen ara kararı gereğjnce: LüleciHendekSokak No: 5Tophane-lstanbul adresindeki davalı- nm adresine çıkanlan daveü>e tebliğ edilernenüş, zabıta tahkikaü ile adresinin tespiü mümkün olmadığından dava dilekçesinin ve duruş- ma gününün ilanen tebliğine karar verilmiş olup, duruşmanın bıra- kıldığı 29.9.1994 günü saat 10.30'da duruşmada hazır bulunması veya kendisini bir vekille Vemsil ettirmesi hususu davetiye yerinekairn olinak üzere ilanen tebliğ olunur. 8.7.1994 Basın: 8270 T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE HUKUK HÂKÎMLtĞİ'NDEN DosyaNo.1992 97 Davaa Milli E^tim Gençlik ve Spor Bakankğı vekili Av. Şenel Kadıoglu tarafmdan, davalı Ahmet Coşkun aleyhine açılnuş bulu- nan tescil davasmda verilen karar üzerine: Davah Ahrnet Coşkun adına yenileme dilekçesinin ve duruşma gününün tebliğine karar veriteüşür. Davalı Ahmet Coşkun'un mahkememizce tayin olunan 28.10. 1994 tarihinde, saat 10.30'da mahkememizde hanr bulunması. aksi takdirde HUMK'nin 213 - 377. maddeleri gereğince yokluğunda du- rusmaya devam edileoeği, karar verikceği Uanen tebüğ olunur. Basın: 31578 tLAN EZÎNEKAD ASTRO HÂKtMLİĞl'NDEN 1993,113 Davaa Orman Idaresı ile davalı Havva Ismet Alun arasında ta- pulama tesbitine ve orman tahdidine itiraz davasının yapılan açık yargılamasında: Ezine ılçesi Dalyan köyü 216parselsayuı laşınmazile ilgilidavanm yapılan açık yargılaması sonunda davacı orman idaresirun davasının reddinedairverilenkararYargrtay 20. HukukDairesi'nin 26.10.1992 gün ve 1992'4413-S484 esas ve karar sayüı ilamı ile bozulmasına ka- rar verikrek itiraz sahibi gerçek kişî Erîune Perk'e yapılan adres so- ruşturmasında tebügat işlemi ıkjnal edilemediğinden, duruşmanın 23.9.1994 günü saat9.50'de Ezine Adliyesiduruşma salonunda yapı- lacağı ilanen tebliğj olunur. Basın: 49775 POIlrÎKAVEÖTESt MEHMED KEMAL ŞdodmHavası.» İlk ve ortaokul çağındaki çrjcukiarın kimi uzayda uydu- ların çarpışacağını tartışırken, kimi de, "Kız bunlann hepsi senin mi?" diye soruyordu. Söylüyor, dönüyor, oynuyorlardı. Antalya'dan Tarkan'ın sesiyle, "Şıkıdım, şıkıdım, şıkh dım" havası geliyordu. Bu, çoğunluğunu gençlerin dol- durduğu salonlardan kopup gelen bir- sesti. İçinde kül- tür, şarkı, şiir, siyaset vardı. Bize göre bir yanıyla sanat, bir yanıyla gürültüydü. Cem Boyner, Cemal Reşit Rey Salonu'nda gençlere şöyle sesleniyordu: "Ben bu düzenin ta kendisiyim. Bu düzende maddi ve manevi pek çok şey kazanmış bir in- sanım. Ama bu düzen değişmeli diyorum." Her yeni lider, toplumların bakır çanağında 'bu düzen değişmeli' diye gelir, öyle ses verir, yenilik diye kalaba- lıkları ardına toplar. Yeni lider hem düzeni bozmaya ça- lışır, hem yeniden kurmaya... Cem Boyner de bu yöneti- mi kendi çanağında içiyordu. Onu da yedekleyenler var, eski tüfekler deniyordu. Politikadayeniydi. Yenilik başa- r\ sağlamadığında acemilik olurdu. Mesut Yılmaz'a gö- re Cem Boyner acemiydi. Siyaset alanında ulu orta dolaşıp duruyor. Sakıp Sabancı'yı da Karadeniz kıyılarında politikaya sürdüler ama, ciddiye alan yok!.. Şimdilik bir gösteri ni- teliğinden öteye geçmiyor. ANAP döneminde Sakıp Sabancı için bir politik gösteri daha önermişlerdi. Sah- nede yerini bulamadı. Clndoruk ve Süleyman Bey için de perde gerisinde bir şeyler tasarlıyorlar, mideleri bulandınyorlar. Ne de olsa usta politikacıtar, kül yutmazlar, "Verilemeyecek hesabımız yoktur" derler. O kadar... Başbakan Tansu ÇIHer, eşiyle birlikte Mecidiyeköy'- deyken tuhai bir rastlantı biz de Küçükkuyu pazarını geziyorduk. Fiyatlara bakıyorum, Küçükkuyu ite Mecidi- yeköy arasında hemen hiç lark yok; 1 kilo bamya 50 bin, 1 karpuz 125 bin lira... Giderler yüz binleri aşıyor ama, gelir neredeyse olduğu yerde sayıyor. Gelirler tare, gi- derler fil... Düşünüyorum da 1970'lerde 1 kilo bamya parasıyla Cihangir'de bir küçük daire alınırdı. Kabinenin değişeceğinden, yerine yenisinin kurula- cağindan söz ediyorlar. Eski hükümetleri kimler dağıtır, kimler toparlardı. Aşağr yukarı bilirdik. Yenilerini pek kestiremiyoruz. Perde ardında derlenip toparlanıyorlar. Eskiden lacileri giyip Meclis koridorlarında gezindin mi bakanlık çantada keklik sayılırdı, şimdi'... Alın damarı kırk yerinden çatiamış koalisyon ortakla- rının elinden bakanlığı al da şöyle serince bir rafa koy bakalım... Adayhğın belli olsa bile Meclis'in açılışına ka- dar sürüncemede kalır. Size bir şey söyleyeyim mi, günü gelinceye kadar her şey karma karışıktır. Mavi boncuk bir kişide var sanıyor- sanız aldanırsınız, herkese bir mavi boncuk dağıttılar. Birbirine karışan malvarlığı sorununun attından nasıl kalkılacak? Kimi, 'verilecek hesabım yok' deyip yan ya- tacak, kimi 'ilkin benden başlaym' deyip caka satacak... Hesap bu, kaç lider çıkacak ortaya, kaç tane derler açıla- cak... Malını mülkünü yiyip köşeye uç beş kuruş atmayanlar da zor hesap verecekter, öyte ya; neredeyediklerini sor- guculara kolayca anlatamayacaklar. Tansu Çiller için işler kolay, "malını ne yapttn" diye sorduklannda; adres belli: "Amerika'da..." Amerika'y' gösteremeyenler zor hesap verirler, zcrL BULMACA SOLDANSAĞA: 1 2 3 4_.5._6_.7_._8___9_ 1/ 'Osmanlı devletinde 1868 yılında yüriirlüğe gi- ren ve 1926'da kaldmlan medeni yasa. 2/ Halk di- linde soguk algınlığına verilen ad... Erden çavuşa kadar olan askerlere veri- len ad. 3/ Gökküresinde " on iki burcun eşit arahk- 6 larla dağıldıgı kuşak. 4/ y Uzakhk işareti... Kendi başına var olan, hiçbir şe- 8 ye bağh olmayan. 5/ Ge- g üncik ve kakım gibi hay- vanlann beyaz ve yumuşak kür- kü... Yapısına girdiği sözcüğe "kendi kendine" aniamı katan ya- bancı önek. 6/ Alan ölçüsü hekta- nn simgesi... ÇÖlden esen riizgâr... İngiüzce "bay" sözcüğünün kısa yazılışı. 7/ Gelir... Temel niteliğin- de olan. 8/ Eskiden Almanya ve Avusturya'da kullanürruş gûmüş para. 9/ "— gül gazel olur / Vak- tinde derilmeyince" (Karacaoğ- lan). \TJKAR1DAN AŞAĞIYA: 1/ Kuran ve sünnete dayanarak hükümler çıkaran fıkıh bilgini. 2/ Hayat arkadaşı... Ağn Dağına verilen bir başka ad. 3/ Ku- ran'm bölünmüş olduğu otuz parçadan her biri... Telefon sözü. 4/ Belli bir alan içinde yaşayan tüm canlüan, fıziksel çevrelerini ve aralanndaki her türlü kaurşıhkh ilişkiyi içeren kavram. 5/ İne- ğin erkek yavrusu... Yüz, çehre. 6/ Eski dilde gece... Fas'ın pla- ka işareti. 7/ Yunan mitolojisinde güzel sanatlann dokuz peri- sinden biri... Yassı demir ya da çelik ürünü. 8/ Atiann ahnlann- da bulunanveburunlannadoğru uzananbeyazleke. 9/ Bilgisiz, kültürsüz kimse... Mangal. ACIKAYBIMIZ Müzemizaraşürmacısı, arkeolog RASİMKIDIL'ı ani bir rahatsızlıksonucu kaybetmiş bulunuyoruz. Cenazesi23 Temmuz 1994 CumartesigûnüGiresun'un Espiye Gülbumu köyünde öğle namazımmüteakiptoprağa verilecektir. MerhumaTarm'dan rahmet, ailesineve müzelercamiasmabaşsağlığıdileriz. Topkapı SarayıMûzesi Müdürlüğü ve Topkapı Sarayı Müzesini Sevenler DerneğiBaşkanlığı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear