23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 21HAZİRAN1994SAU 12 ÜÇÜNCÜ BİNYIL'A DOĞRU Ürdiin Veliaht Prensi El Hassan Bin Talal yüzyıllann rüyasını Cumhuriyef'e ya2xiı Ortadoğubanşıiçinieni bir binyılhk döneme girer- ken dünya ülkeleri ve bölgeleri bir değişim akımıyla karşı karşıyalar. Soğuk savaş ile bir- likte iki rakip ekonomik sistem arasındaki ideolojik çatışma da sona erince eski yapılanmalar ve itüfaklar gıderek sorgulan- maya başlanıyor ve yetersiz bulunuyor. Eldeki verileri inceleyip geleceğjmizin alacağı biçimi araştırmanın şimdi tam sırasıdır. Tüm dünyada iki eğilim görülmektedir: İnsanlar etniîc ve dinsel bağlan, milliyetçiüğin yarattığı bölünmelere yeğlemeye başladılar; aynı zamanda güçlü bir bolgesel kimlik kavramı da başgösterip Karadeniz'den Pasifik kıyılanna kadar yayılıyor. Böylece hem daha küçük. hem daha büyük kimlik gruplanna doğru bir hareket gözleniyor. Ortadoğu'da son birkaç yılda gözlenen en önemli gelişme de Madrid'de başlayan banş ha- reketidir. Daha az göze çarpan bir başka gelişme ise uzun vadede aynı biçimde yeni bir devir açan bir hareket olmaya adaydır. Bu gelişme, çok yanlı banş hareketinin gölgesinde kalan bolgesel bilinçlenmeye ve yeni bir kimlik oluşturmaya yönelik bir akımdır. Böyle birgelişmenin alacağı biçimleri araştırmadan önce, bu terimlerin bir tanımlamasını yapmakta yarar var. Ortadoğu'nun geleceği küresel bakış açısına bağlı Ortadoğu nedir? Ekonomistler, poliükacılar ve akademisyenler bölgenin geleceği için bir yol tayin etmeden önce eski tanımlamalan gözden geçirip bölgede bir stok sayımı yapıyorlar. Böl- gede çok çeşitli bir halk topluluğunun yaşadığı tartışılmaz ama birçok tarihsel deneyim ve açıyı paylaştıklan da birgerçek. Avrupa Birliği, Orta- doğu'yu kavramsal olarak üç bölgeye ayırdı: Mağrip, Maşnk ve Türkiye. Bölgenin tam or- tasında yer alan Ürdün'ün bakış açısından bakıldığında, Avrupa ve Asya kıtalanrun sırtına ata binercesine oturmuş olan Ortadoğu her iki kıtanın da sınırlanrun ötesine uzanır. Her iki kı- taya da derin bağlarla bağlıdır ve arada kalan Akdeniz, bir engelden çok birleştirici bir öğedir. Bu bölge tarihsel, coğrafı ve ekonomik yöndsn Türkiye'yı de içerir. Bu yaa için Avrupa Birliği'- nin tanımlaması iyi bir başiangıç noktası oluş- turmaktadır. Şimdi şu soruyu sormak duru- mundayız: Ortadoğu nereye gidiyor? Yalnızca bir askersel sorun olarak ele ahnan geleneksel güvenlik kavramının artık geçersiz olduğuna inanıyoruz. Bu kavram, bölgenin kaynaklannı sağlık, eğitim ve kalkınma gibi konulardan çekip ayırarak yıkıcı bir silahlanma yanşına yol açmıştır. Biz Ürdünlüler, bolgesel ve yan bölgesel güçler- den destek sağlayıp küresel bir bakış açısı geüşti- remeyen Ortadoğu'nun bir geleceği olmayacağı- na inanıyoruz. Geniş bir bakış açısından ele alındığı zaman, herhangi bir bölgenin ya da ülkenin, insanlığm tümünden kopuk bir biçimde var olmasına artık o'.anak yoktur. Hepimiz politikadan ekonomi- ye, iletişime kadar tûm alanlarda karşılıklı bağımlılık içindeyiz. Burada, çokkültürlülüğü- müzden gelen eşsiz zenginliğimizi gözardı -et- meksizin küresel kasaba yaşamının yadsınma- yacak gerçeklerini kabul etmek istiyoruz. Bu- nun içindir ki güvenlik ve gelişme gjbi bazı böl- gesel konulara yeni bir yaklaşım gerekiyor. Artık davranışlanmızın özünü rekabet ve çatı- şmanın belirlemesi düşünelemez. Bu yeni devrin anahtar sözcükleri, iletişim ve işbirliğidir. PORTRE IAvrupa'yı örnek alan güvenlik ve işbirliği Güvenlik konusunda bunun anlamı ise uygu- lanabilen bölgesel güvenlik ve işbirliği kurum- lan oluşturmak demektir. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı (AGİK) bir örnek olabilir. Bu örgüt, özelükle eski Yugoslavya'daki çatı- şmalar konusunda payına düşen eleştirilerle karşılaşmasına karşın banş zamanı için başanh bir davranış kuralı hazırlamıs,tır. Ortadoğu'nun da gereksinimi budur. Biz Urdün yöneticileri, böyle bir kavramsal çerçevenin oluşturul- masırun sürekli banşı sağlayacağına inanıyoruz ye bunun için HelsinkTye Ortadoğu Güvenlik ve İşbirliği Konferansı (ODGİK) için başvurduk. Güvenlik ve İşbirliği Konferansı'nın, banş hareketinin yerini almayıp ona destek sağla- yacak ve banşı gerçekleştirdikten sonra da tüm taraflann yaranna olarak sürdürülecek bir geliş- me olacağmı açıkça belirtmek gerekir. Bir planın aynen alınmasını değil. esnek bir örneğin uyarlanmasını öneriyoruz. Bize ivedi olarak ge- reksinimimizi sağlayabildiği sürece seçenekli önerilere tümüyle açıgız. Bu da karşılıklı güven- lik ve işbirüğinin biünen güçlüklerinin dünya çapmda geçerli bir biçimde tanımlanması ve tartışıbnası için tarafsız ve iddiasız bir platfor- mun yaratılmasıdır. Yalruzca bir askersel sorun olarak ele ahnan geleneksel güvenlik kavramının artık geçersiz olduğuna inanıyoruz. Bu kavram, bölgenin kay- naklannı sağlık, eğitim ve kalkınma gibi konu- lardan çekip ayırarak yıkıcı bir silahlanma yanşına yol açmıştır. Yaüıızca büyük yıkıcı bir potansiyel oluşturduğumuz sürece bize güvenlik sağlamıştır. Askeri güce verilen bu büyük önem bize, karşılıklı çıkarlann, ortak girişimlerin, or- taklık ve işbirbğinin doğuracağı derin ve anlamlı güvenliği ne zaman sağlayabilmiştir? Seçenekler bellidir. Askersel güç yerine güven- Ekonomiyeilgi duyanbir prens Ürrfâa Krafa Hüseyin'ın en küçûk kardeşi olan Prens HHasan Bin Talal. 20 Martl947'de dünyaya geldi. öğrenimini îngiltereOxford Üniversitesi "Christ Oıurch CaBege^in Doğu Bilimlen dabnda tamamladı ve aynı yerde 1988'de"master"iniyapti.i Nisan 1965'te "Vefiafct Prtas" ilan ediidi. Bundan sonra çeşitli ulusJararası topluluk ve komitelerin kurucusu ve destekçisi olarak ülkenin yaşamındâ önemli roi oynarnayabaşiadı. Başlıca ilgi duyduğu alanlar; ekonomik planlama, jeo-politik, eğitim, bilimsel ve teknokyık gelişme, İslam uygarhgı, insancıl yardıra ve gençlik sorunlandjr. Kral Hüseyin, Veliaht Prensi 1971 de"Ulusal Planlaraa ve kalkmnıa Kurumu"nun başuna getirdj. Prens Bin TalaU98O'de*Kn*Kyet tsbua Uygarlığı AraştırmaJar Akadearisi"ni kurdu. Akademı, İslam hukukunun çeşitli yönkrini araştınp, toplumun ve günün koşullanna yanıt verecek İslamsal çözümkr aramaktadır. Bu arada îslam uygarüğınjn bilim ve kültüre katkıları da araştınhnaktadır. Prens Bin Talal 198l'de "ArapDSştaFonıiBu"nu kurdu. Resrni yetJdlikrdışındaki Arapaydınlannın kauldığı bu bağımsızdüşünce üretim kurumu. aydınlarla karar aian yetkiüler arasradaki kopukiuğu ve Arap dünyastnın çauşuğı sorunlan gidermeye çalışıyor. BM Genei Kurulu'nun 36. Birlesiminde**Yeni Utasiarsraa InsancdDâzes" kuruimasmı önerdi. Benitnsenen öneri üzerine oiuşturulan komiteye ortak başkanlanndan biri olarak seçıldi. Konutc, ş y p ş Göçmaâa ve YurtsmisşaB Kişkr. Sokak Çocukl«n"gibi başhklaria çeşıdi raporiar yayımiadı. 1982'deÜrdüngençiiğiiçinkurduğu bir forumu 1988'de Arap gençlığini de kapsayacak biçimde genişletti.! 98?"de Kra!i>et Kararnamesi ilekurulan "Büim ve Teknoloji Y&sek Kanıhı"nun başkanhğına gednlen Prens Bin Talai, aynca son iki yıldır Ordün'deeğitîm düzeyini de yükseltmeye çalışıyor. Eğîtim refonnu Ürdün'deki etenan açığınj en son teknotojik ve bilimsel yöntemierle yetişüritmiş gençlerîe kapatmayı amaçhyor.Yahudi afcyhtarhğnlelslamiyet akyhtarhğı arasindabenzertik oiduğuna inananÜrdün VeliabtPrensi'nin en songörevlerindenbiriise " Y h f i A k b U r t ^ l Padaıaeııtolanırası Koasey Başkariığı"dır.pTens. Araplarla Yahudiler arasında yakmlaşmaya katkıda bulonmaya çabşmaktadır. 21 ülkenin onur madalyası ile ödüllendirdiği Prens Bin Talal'a 1982'de Istanbul Boğaziçi Üniversitesi "Fahri Bilta Doktora* unva'nını verdi. Ürdün'ü uluskrarası polo karşılaşmalannda ternsil eden Veliaht Prens iyi bir sporcu... Prensin bir başka ilginç yaru, tekvandoda "Siyah Kuşak4. Das ve karatede ise "Siyah Kaşak" sahibı oluşudur. Helikopter ve küçük uçak pilofu da olan Ürdün prensinin bir tutkusu isearkeolojidir. Eşı PrensesSarvafh, Pakistan'ın ileri gelen bir ailesindendir. Prensesin babaa çeşitli üücelerde büyükelcilik yapmış bir diplomatür. Annesi ise büyükelçiiik ve mutetvekilliği yapmış bir yazardır. Çiftin ûç kıa ve bir oğlu bulunuyor. PRENS EL HASSAN BİN TALAL Ortak kaynaklannı herkesin çıkan için kullanan Ortadoğu, yüzyıllardır gerçekleşmeyen bir riiva... üğin siyasal, ekonomik, kültürel ve hukuksal yönlerine önem vermeli- yiz. Çünkü bunlar, or- Ortadoğu'da kendine yeterli ekonomilerin gelişebilmesi ancak bölgesel tışmalan banşçı yönden f • f i i çözümleyip uzun vade- llCdrei yOlUyid de önieyebiurier. GÜ- ge r ç e kleşebilir. Demokratik yapının kök salarak y venlik ve İşbirliği Kon- i » T ~iv ?* : A oIu 5 tu ™ r bölgede, hatta bölge dışında AGİK te de yer alan O 2 ;—« i bazı ortak özlü kavram- lar gereklidir: İnsan haklanna saygı, demok- ratikleşme ve çoğulcu yönetime dujulan gü- ven ve kısa vadeli ulusal çıkarlan karşılıklı amaç- lar uğruna terk etmeye gönüllü olmak. Bu çok iddialı bir görünümdür. Tamamen banş ve işbirliği içinde, ortak kaynaklannı her- kesin çıkan için kullanan bir Ortadoğu. Bu, yüzyıllardır halklanmızın rüyası olmuştur. erişi- lemeyen bir rüya. Ama kendi tarihimizde böyle örnekler bulunabilir. güçlülüğünü ve güvenliğini sağlaması da ekonominin gelişmesine bağlıdır. lar. IÇeşitliliğin desteklendiği ve birliğin vurgulandığı çtrçeve Bölgenin ruhsal ve sosyal yönden ilerici olan zengin gelenekleri, çoğunlukla günümüzdeki dehşet ve fanatizm görüntüleri arasında unatul- maktadır. Ortadoğu dünyaya üç büyük din ver- miş, yüzyıllarca sürebilen bir umut ve birlik çağ- nsı yapmışür. Ve birleşik güvenlik doktrini bin dört yüzyıl önce Arap çöllerinde uygulanmıştır. İslamın ilk yıllannda Müslüman toplumlar arasında bir anlaşma yapılmış ve bu anlaşmaya Çeşitliliğin desteklendiği. aynı zamanda da birliğin vurgulandığı bir kavramsal çerçeve, ge- lecekte Ortadoğu'da ve başka yerlerde kurula- cak güvenlik ve işbirliği sjstemlerini yönlendire- bilecek en çok umut v^at eden bakış açısıdır. Uygulamada bu nasıl başanlacaktır? Göz- lemciler, tarih boyunca ekonominin birleştirici güç oluşturduğuna dikkatimizi çekmişlerdir. Antik Yunanistan'ın kent devletlerinden günü- müz Avrupası'na kadar, ticaret ve yatınmın ki- şileri, toplumlan ve ülkeleri birleştiren en önemli öğe olduğu gözlenmektedir. Ortadoğu'da ken- dine yeterlı ekonomilerin gelişebilmesi ancak bölgesel ticaret yoluyla gerçekleşebilir. Demok- ratik yapırun kök salarak bölgede. hatta bölge dışında herkesin güçlülüğünü ve güvenliğini sağlaması da ekonominin gelişmesine bağlıdır. Bunun için bölgenin geleceğini kısaca özetlemek istiyorum: Yepyeni bir Ortadoğu ekonomik dü- zeni. göre her toplum kendi yasa ve geleneklerini korumuş ve bu birlik, banşı bozanlara bütün olarak karşı çıkmıştır. Böylece, birçok toplu- mun çeşitlilikleri kabul edilip desteklenmiş ve toplumlararası düzey- de banş sağlanmıştır. Sayısız uygarlığın ve imparatorluğun yükse- liş ve çöküşünü izledi- ğir.ıiz için bizler, böyle bir sistemin bölgenin ıhtnaçlanna en uygu- nu olduğuna inanıyo- nız. Çünkü böyle bir sistem, hem tarihi ve dini geleneklere hem de bugünkü jeopolitik gerçeklere uyum sağ- Ortadoğu'nun; işgücünün. ticari mallann, sennayenin ve hizmetlerin özgürce dolaşabildiği bir serbest ticaret bölgesi haline gelmesi, bu amaca yönelik önemli bir aşama olur ve bölge- nin dünya ekonomisinde daha yaratıcı bir rol üstlenmesini sağlar. Ortadoğu Serbest Ticaret Anlaşması -genel hatlanyla NAFTA (Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması) benzeri bir MEFTA- haarlanırsa, bölge dünya ticaretinde daha yaratıcı bir rol alabilir. Bu amaca ulaşmak için tüm üretim araçlannın serbest dolaşımını sağlamak gereklidir. Bu bakımdan, geçici işgü- cünün haklan konusunda bir diyalog kurmak hayati önem taşıyan koşullardandır. Zira kuzey- deki işgücü fazlası ve güneydeki sermaye fazlası, akla hemen işleyebilecek bölgesel bir ticaret an- laşmasını getirmektedir. Doğal olarak böyle bir rüyanın gerçekleşmesi için daha önce birçok önemli sorunun çözüm- lenmesi gereklidir. Banş koşullannda bile İsrail ekonomisi ile bölgedeki diğer taraflann, özellik- le de Arap-İsrail uyuşmazlığında rol alan ülkele- rin ekonomileri arasındaki farklılık nedeniyle, yavaş yavaş dengeli bir ilişki sağlamak için ge- rekli önlemler alınmabdır. Avrupa Birliği'nde İspanya ile Portekiz'in konumu bu yönden ince- lenmeye değer. IKaynakların birleştipilmesi ve ortak sorunlar Çatışmalann ekonomik mirasıyla baş etmek ve bölgeyi işleyen. kendine yeterli bir ekonomiye kavuşturmak için durumu GATT-EU (Genel Gümrük ve Ticaret Anlaşması - Avrupa Birliği) yaklaşımıyla ele almak en iyi yol olabilir. Ürdün, sağlıklı bir ticaret ve yatınm düzeni yaratmak için diğer ülkelerin -Cenevre ile Fransa arası- ndaki serbest sınır anlaşmalan gibi- deneyimle- rinin çok yararlı olacagına inanıyor. Ahlak ve çevre konulannda sağlam ilkelere dayanan bir Ortadoğu Enerji Anlaşması, bölgenin geleceğini biçimlendirmek için taraflann işbirliğini ve aktif rol almasını sağlamakta öncü olacaktır. Avrupa Komisyonu geçenlerde Ortadoğu'da işbirliği için ortak bir taban yaratılması gerek- tiğini bıldirdi. Bu konudakı bir bıldınm: "Ortaklık dengeli bir ekonomik gelişme gerek- tirir. Başarılı bir işbirliği için bölgedeki ortak adaylannın gelir düzeylerindeki farklılıkları azaltmak koşuldur" diyor ve şöyle devam edi- yor: "İşbirliği iki yönlü olmalı: Kaynaklann birleş- tirilmesi ve ortak soruniarın ele alınması... Ve bir noktada mal, hizmet, sermaye ve işgücünün ser- best doiaşınunın sağlanması." Bölgeye ve bölge halklanna hizmet getirecek gelişim projeleri için uluslararası yatınm çok ge- reklidir. Bu projelerin sağlam kavramlar üzerine kurulup uluslararası fınans kuruluşlannın, hü- kümetlerin ve çokuluslu şirketlerin tümünün desteğini kazanması da aynı derecede önemlidir. İnsanlann işbirliği ile güvenliğini aynı anda sağlamak için çalışılmalıdır. Enerji düzeni herkesin çıkarına hizmet etmeli Bu önerilerin birçoğu anlaşılması zor görüne- bılır. Belirli konular tek tek ele alındığı zaman, önerilerin ne kadar sağlam olduğu ortaya çıka- caktır. Bu amaçla, kısaca petrol konusunu ele almak istiyorum. Enerji; hem sanayileşmiş ülke- ler, hem de gelişmekte olan ülkeler için çok önemli bir gelişme sorunudur. Günümüzde enerji. bu bölgede hem bir bölünme sorunu hem de potansiyel bir çatışma kaynağıdır Neden böyledir? Ortadoğu ile Avrupa arasında doğal- gaz ve petrol boru hatlan vardır. ama bölge için- de yoktur. Avrupa Enerji Anlaşması ile Avrasya çercevesinde benzer hatlann döşenmesi Brük- sel'de önerildi. Önerinin üç ana ilkesi; güvenli dağıtım, verimli kulianım ve çevre korumasıdır. Bu ilkeler, dünyanın en büyük petrol dış- satımcısı olan bu bölgede uygulanmalıdır. Ah- lak ve çevre konulannda sağlam ilkelere da- yanan bir Ortadoğu Enerji Anlaşması, bölgenin geleceğini biçimlendirmek için taraflann işbirli- ğini ve aktif rol almasını sağlamakta öncü ola- caktır. Ağır borçlar yüklenmiş ülkelerin enerji kaynaklan, ötekilerin teknoloji ve fınansmanı ile değerlendirilebilir. Bölgemizin ve diğer bölgelerin yepyeni birgö- rünüm kazanması için bu gibi öneriler gerek- lidir. Bunlar çatışmalann neden ve sonuç ilişki- lerini ele alan; banş olanaklannı ve banşı de- vamlı kılmak için gerekli kurumlan inceleyen önerilerdir. Sorunlar, sınırlararası ve birbirine bağlı olduğu gibi çözümleri de uluslararası ve çok boyutlu metodolojiyle ele alınmalıdır. Her- hangi başka bir yaklaşım, halklanmızın farklılı- klannı ve aynlıklannı körükleyip yaratıcı yete- neklerini söndürecektir. Gerektiği zaman diğer ülkeleri ömek alarak -EU, ESCE, NAFTA, GATT ve diğerleri gibi- tüm halklanmız için daha iyi bir gelecek oluşturabiliriz. Bu düşü >alnızca elbirliği ile gerçekleştirebifiriz. YARIN: Dr. RichardE. Leakey DÜZELTME Purtekt Cumhurbaşkanı Mario Soares'in dün yayımla- nan yazısmda bir dizgi hatası olmuştur. "Sovyetler Birli- ği'nin bölünmesi ve bunun Orta ve Doğu Avrupa'yayansı- nıası, komünıst modelin coşkusunu doğrulamakıadır ciim- lesindekı coşku' sö'zcüğu çöküş' olacaktır. Saytn Soares '- ten ve okurlanmızsdan özür diieriz. ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKCİ Necdet Uğur'laSöyleşi (3) Partfler, Kerefilerini YenitemelL. Yıllann politikacısı Necdet Uğur, iyi bir gününde, siya- sal partilerle ilgili görüşlerini sergiliyor. Şöyle sürdürü- yorkonuşmasını: - Eee, bence ANAVATAN da ikide bir, işte özal'la, onun başlangıcındaki havayı yakalar mıyız özleminde. Olmaz o. Özal yapacağını yaptt, sonuç da aldı. Sonra? Onları kullanarak bugünkü Türkiye'ye yanıt getirilemez. Onlar da bir şey yakalamış değiller. Yalnız, Özal'daki toplum beklentileri vardı ya, o dönemde, o değişik şey- lerle ortaya çıkmıştı; onların önemli birkısmı uygulandı, bir kısmının artık politika için söylendiği anlaşıldı, bitti! DOĞRUYOL, klasik bir parti, eski bir parti. O zaten bu çabanın da peşinde değil- "Bugünkü koşullarda, en iyi sonucu nasıl alırım?" diye bakıyor. Onun için yalnız "sol"un değil; bence bunalım, bütün siyasal partilerin etik toplumundaki beklentileri, büyük hızlı değişiklikten sonra, şey yapamamaları, henüz tam sezememeleri ve- ya seziyorlarsa bile onun politikasını oluşturamamala- rında... - Peki, ANAYOL aramaları var bir de, medyada... - Ikisi birleşecek yani, bir şey değiştirmez ki. iki parti birleşecek, yeni bir bireşim, bir sentez yapmayacak ki. Onlar da, biri Özal efsanesini biraz daha kullanmak iste- yecek, o da zaten yeterince kullanıldı. Artık Özal'ın yap- tıkları da geride kaldı. Olumlu tarafları, özal'ın yaptıkla- rının, doğal oldu toplumda onlar. O tartışılmıyor. Onun biraz yadırgatan, oturmamış taraflannı da unuttu top- lum. Yani, o bir şey değil. O kurtarmaz hiçbir zaman bir siyasal partiyi. "Atatürkçüyüm" diye kaç kez çıktılar ca- nım, "Atatürkçüyüm" diye bir yere varılıyor mu? Oysa, toplumda büyük bir çoğunluk ona karşı çok saygılı. Ama, sadece bunlarla, sıkıntıda olan, böyle bir dönüşüm için- de olan, o dönüşümün içinde tutunmak isteyen toplum- lan elbette teselli eder bunlar, ama yetmez. Yani onu yakalamak lazım. Doğrusu kolay da değil; ama bence sağlıklı bir süreç bu. - Oturup, şapkayı önüne koyup düşünmek gerekiyor... - Tabii. Çok ciddi olarak, ciddiye almak gerek politika- yı. Halkla çok daha yakın bir diyalog gerekli. Yani, hiç odalarda oluşturulacak, Batı'daki işte, çekici görülen birtakım politika Türkiye'ye adapte edilecek, bunlar ola- naksız. Toplum çok hareketlidir, dışanda olanları bili- yor; böyle gazeteden filan bilmiyor, yüz binlerce, mil- yonlarca adam, bir ayağı orada. Kadını ile, Avrupa'- dalar, çalışıyorlar onlar, Anadolu'da müthiş içteler aslında. Televizyon diye bir olay var, yörük çadırında bi- le var bu. Adam, dünyada olup bitenleri, blzim kadar o da anlıyor. Sovyetlerçökmüş, Doğu Bloku da, kendisine, "Nereden ne tutturacağım?" diye bakıyor. Batı.. kendine göre, Batı'nın bunalımları sürüyor. Bu kaos içinde tabii, Refah'ınki.. bir dine sarılmış olmak da bence bir çözüm getirmez. Ama, işte o başiangıç için belki biraz iyidir. Bir de kurulu düzenlerin, yani bu andaki Türkiye'de güçlü, üst yapının güçlü yanlarıyla birlikte gitmek, elbette bir şeydir, ama kesinlikle yetmez. Onları herkes biliyor, on- ların kavgasını da yapmıyor; "Git, bilmem zenginden al, bana para ver!" demiyor. "Bu adam, imansız, bunu imanlı yapalım!" da demiyor. Adamlann kendileri, kendi kurumlarını bir defa, ayaklan yere bassın istiyorlar. Ta- bii, çok hayırlı bir şey bir yerde bu. Siyasal partiler için talihsizlik. Ama, bizim toplumumuzun bu müthiş bir dev- rimsel değişimi var. İçinde olduğumuz için, tartışma konuları da tabii, öbür türlü gittiği için, henüz çok belli olmuyor. Bu böyle, patırtı gürültüyle de olmayacak. in- sanlar, sokağa çıkarak bunun çözüm olmayacağını da öğrendiler. Ama, tatminsizler. Beklentileri var, eski re- çetelere karşı uzaklar. Soğuk dinliyorlar. Partiler, tama- mıyla etkisizler. Niye etkisizler? Nedir bu? Ne oldu, bu sıcaklık nerden geldi? Bunu yakalamak gereklidir. Bü- tün siyasal partiler için bence, kendilerini yenileme zamanıdır. Şimdi bir de, çok iyi bir şey de var tabii; top- lum artık bir askeri müdahaleyi çözüm saymıyor. Yani anlaşıldı ki böyle anarşi benzeri olaylar, ordu gelmeden de, demokratik düzen içinde, ne bekleniliyorsa yapılabi- lir, önlenebilir. Ordu ne diye çağnlsın artık, toplum ordu- yu çağırmaz. "Ordu gelsin de, benim içinde bulundu- ğum sıkıntıyı çözsün!" Bu, hiçbirisinin usuna gelmez, böyle bir beklenti yok. Ötekinin beklentisi vardı, derdi ki: "O gelmeden de, sivil yönetim içinde yapılabilecekler yapılıyor." O bakımdan, ordu istemiyor da.. gelmiyor değil artık, yok... - Gerek duyulmuyor... - Hem gerek duymuyor, hem biliyor, ordudan yanıt nasıl gelsin? Onu meslek edinmiş olanlardan gelmiyor yanıt. Bu toplumsal sıkıntıya, ekonomik sıkmtıya, buyeni gelişmelere bir çözümü ordunun üreteceğini, toplum zaten düşünmez. Zaten, bunu onlardan beklemez. Böy- le bir şeyimiz var. Bu yalnız üç sol partinin sorunu da değil, bence bütün partilerin sorunudur. Avrupa'nın aşağı yukarı sorunudur; Sovyetler'in sorunudur. Her biri kendi içinde, bu dönüşümün sıkıntılarını yaşıyorlar... -Anladım. - Türkiye bence, yeterince deneyimli, demokraside deneyimli, devlette deneyimli. Bizim bir tek, en büyük zorluğumuz, yıllardan beri ihmal ettiğimiz bir şey var... (Necdet Uğur'un, "yıllardan beri ihmal ettiğimiz" diye ni- telediği önemli olayı, gelecek "Ankara Notları"nda verme- ye çahşacağım.) BULMACA 1 2 3 Y A Y I N H A K K I C u m h u r i y e t ' E A İ T T I ' R . i Z I N S i Z Y A Y I N L A N A M A Z SOLDAN SAĞA: 1/ Davar ahşverişiyle uğ- raşan kimse. 2/ Algılanan nesnelerin temcl niteliği... U>gun bulma. tasdik. 3/ Gümüşün simgesi... Ke- çiyolu. 4/ Gösteri. 5/ Eserler. >apıtlar. 6/ Üze- rine çıvı çakılacak a>ak- kabı geçinlen kunduracı aracı... Mozart'ın, Türk müziğinden etkilenerek bestelediği ilk operası. 7/ Rakamlan göstermek için kullanılan işaretler- den her biri... Postu. kaplan postu gibi çizgili bir tür Afrika zebrası. 8/ Afrika'da büyük birçöl. 9/ Bir şiir- de dize sayısı, uyak düzeni. anlam bakımından birbirine denk düşen bölümlerden her biri... Yosunlann kökü andıran tutunma organı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Antrenman ya da yanş sırasın- da, bir sporcunun. bir takımın bakımıyla görevli kimse. 2/ Ezi- yet... "Şiir yazıp eskiler alıyorum Eskiler verip musikiler alıyorum Bir de — şişesinde bahk ol- sam" (Orhan Veli). 3/ Eski Mısır'da güneş tannsı... Umman'ın, başkenti. 4/ Briçte. bir löveyi üstün bir kağıtla almayıp daha aşağı bir kağıtla alma... Kanşık renkli. 5/ Rumlar'ın kutsal say- •dıklan kaynak ya da pınar. 6/ Dikenli ve sert pullu bir balık... Helyum elementinin simgesi. 7/ Yokuş sözcüğünün karşıtı...' Ölüm cezası. 8/ Bir renk... Ülke ışlerinin yürütülmesi. 9/ Kuru soğuk... Türk mü/iğinde bir makam 4
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear