14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8MART1994SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kcaayalçm: Türldye'im pusulası SHFdir • Karayalçın, Erzincan mitinginde yaptığı konuşmada yurttaşlara "Cumhuriyetçiler. oylanruzı bölmeyin, gücünüzü bölmeyin" çağnsında bulundu. TÜREY KÖSE ERZİNCAN- SHP Genel Başkanı, Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın. Türkiye'de çok parti bulunduğunu, ancak "laik cumhurivetin, demokrasinin. insan haklanıun tek pusulası olduğunu" vurgulayarak, "O da SHP. pusulasını şaşıraniar SHP'ye baksınlar"dedi. Karayalçın aynca. > urttaşlara "Cumhuriyetçiler, seçimlcrde oylarınızı bölmeyin, gücünüzü bölmeyin" çağnsında bulundu. Karayalçın. Devlet Bakanı Ennan Şahin ile birlikte dün özel bir uçakla Erzincan'a geldi. Önce Vali Recep Yazıcıoğlu'nu ziyaret eden Karayalçın. kentin sorunlan hakkında bilgi aldı. Ardından Cumhuriyet Alanı'nda düzenlenen mitinge katıldı. Miting alanında "Yobazüğa, yolsuzluğa geçit yok", • "Yaşasın gre> li toplusözleşmeli sendikal mücadelemiz", "Pancar parası peşin ödensin" pankartlan dikkat çekti. Karayalçın, Güneş-2 otobüsünün üzerinden yaptığı konuşmada, öncelikle hükümetin depremden sonra yaptığı çallşmalan anlattı ve tümTürkiye'nin Erzincan'ın yanında yer aldığını vurguladı. Karayalçın, Türkiye'de çok parti bulunduğuna dikkat çekerken. "Laik cumhuriyetin, demokrasinin, insan haklarının tek pusulası var, o da SHP. Pusulasını şaşıraniar SHP'ye baksınlar" dedi. Karayalçın, konuşmasında özellikle ANAP ve RP'ye yüklendi. ANAP'ın bu seçimlere girerken yeni bulduğu tehdidin RP olduğunu vurgulayan Karayalçın. "RP'nin adil düzeninden bahsetmeyeceğim. Neresinden bahsedeyim? Ben adil düzenin neresini eleştireyün?" dıye konuştu. Bu arada yurttaşlar, "Mezarcı mezara" sloganlan atınca Karayalçın, "Tepkinize yazık. 'Türkiye laiktir, laik kalacak' diye bağınn. Ne yapacaksınız Mezarcı'yı" uyansında bulundu. CHFdenSHPye 'ahıok'davası ECETEMELKURAN ANKARA - CHP, kendi amb- lemini kullandığını iddia ettiği SHP'ye karşı dava açtı. Anka- ra 1. Asliye Hukuk Mahke- mesi'nde avukat Metin Gün- day'ın dün açtığı davada SHP'nin "güneşinin" aslında "alö ok" olduğu iddia edi- liyor. Dava dilekçesinde, "durumun aciliyeti" nedeniyle . "haksız tecavüzü önleyici ka- raralmması"ıstcndı. Mahke- menin CHP lehine karar ver- mesi durumunda SHP. yerel seçimler öncesi amblemsız ka- lacak. CHP, dün Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne açtığı davayla SHP'nin güneş ve zeytin dalından oluşan ambleminin. aslında CHP'nin altı oku olduğunu iddia etü. Yargıya yapılan başvuruda. SHP'nin Kasım 1985'te yapı- lan kunıltayında belirlenen tüzük maddesine dikkat çeki- lirken SHP'nin amblemindeki güneşin anlamını açıklayan 1. maddesi dile getirildi. SHP'- nin ambleminde bulunan gü- neşin, tüzüğün 1. maddesinde açıklandığı üzere, CHP'nin altı okunda olduğu gibi "cum- huriyetçilik, milliyetçilik, halkçüık, devletçilik, laiklik, devTİmcilik" ılkelenni simge- lendiğinin belirtildiği dava di- lekçesinde, SHP'nin bu an- lamı "gizlemek" için amble- minde zeytin dalı kullanarak "kanundan kaçtığı" da öne sü- rüldü. Yılmaz, Çiller'in ülkeyi yönetmek için doğrudan milletten yetki almadığını söyledi 'Çülerkongrebaşbakanı'• Yılmaz," Seçimlerden sonra ortaya çıkabilecek tabloyla bu hükümetin devam etmeyeceğini görmek için deneyimli siyasetçi olmaya gerek yok. Ama bu tabloya rağmen sayın Çiller direnirse en hafif ifadesiyle vatanserverlikle bağdaşmaz"dedi. MERÎH AK İZMİR- ANAP lideri Mesut Yılmaz. Başbakan Tansu Çiller'in seçimlerden sonra çıkabilecek tablo karşısında hü- kümeti sürdürmeye inat etmesinin ">a- tanseverükle" bağdaşmayacağını söyle- di. Anayol konusunda Çiller'in açıkla- malanna da sert tepki gösteren Yılmaz. "Kendi partisini bir arada tutamayan Sa- yın Çiller, Anayol'un başına geçmesi du- rumunda akibet aynı olacaktır" dcdı Yılmaz. şu an Türkiye'yi "kongre baş- bakan ve kongre başbakan yardımcısı"- nın yönettiğini belirterek, Türkiye'nin kötü gidişine "dur" demeye hazır olduk- larnı söyledi. Yılmaz, İzmir'deki seçim çahşmalan- nı dün de sürdürdü. Karşıyaka, Borno- va ve Konak'ta çarşı gezisine katıldı. Burada yurttaşlarla söyleşen Yılmaz. kendilerine destek vermelerini istedi. Yılmaz, burada yaptığı konuşmalarda da hükümete çattı. Yılmaz gazetecilerle yaptığı görüşme- de de önceki gün Başbakan Tansu Çil- ler'in "Mesut Yılmaz rahatsız" yolunda- ki açıklamalanna sert tepki gösterdi. Oldukça sinirli olduğu gözlenen Yıl- maz, "Türkiye'nin bugünkü durumuna özellikle ekonomik durumuna bakıp da rahatsızlık duymayan bence aslında ra- hatsız demektir. Elbetteki rahatsızlık du- yuyoruz. Sayın Çiller'in ülkeyi getirdiği ANAP'ın İzmir Büvükşehir Belediye Başkan adayı Işm Çelebi'yle birlikte dolaştığı Bomova ve Konak'ta esnaf ve vatandaşla sohbet eden Mesut Yılmaz, Karşıyaka'da da fotoğrafçıian kırmayarak ayakkabısını böyattı. (Fötoğraf: AA KENAN ÇİMEN) bu durumdan rahatsızız. Sadece ben ra- hatsız değilim, sanıyorum Türkiye'deki herkes rahatsız" dedi. Çiller'in "AnayoF- un önündeki engel" olarak kendisini gös- termesini de eleştiren Yılmaz. "Sayın Çiller, bu konuda konuşmaya en az hakkı olan kişi. Sayın Çiller'in söyledik- lerine artık kendi partisinin, hatta kendi hükiimetinin üyeleri dahi inanmamak- tadır. Sayın Çiller Doğru Yol'u bu hale getirmiştir. DYP'yi bu hale getiren kişi Anayol'a liderlik yapması halinde Ana- yol'un akibeti aynı olacaktır" diye ko- nuştu. Ecevit: Hükümet bitkisel hayatta ÖMEB YURTSEVEN DENİZLİ/TORBALI - DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, iktidar ortaklannı. RP'yi ve ANAP'ı eleştiri yağmuruna tuttu. Konuşmasına köy gerçe- ğinden başlayan Ecevit, nüfiı- sun yüzde 50'sinin köylü oldu- ğunu kaydederek. "Biz kalkı- nmanın köyden başlayacağmı yıllarca söyledik. Türkiye'de ile- rici ve solcu geçinenler köylüyü, tarımı dikkate almadan sanki sadece büyük kentlerin sorunlan varmış gibi hareket ediyor. Oy sa köylü ihmal edilmeseydü. ne göç olurdu ne de büyük kentlerdeki sorunlar" dedi. İktıdara gelme- leri durumunda köylüyü güçlü demokratik kooperatiflerle kalkındıracaklannı savunan Ecevit, "İktidar, kooperatifçili- ğin anlamını bile bilmiyor. Şimdi de büyük kooperatifleri satacak- lannı söylüyorlar. Kimin malını kime satıyorsunuz? Kooperatif yönetimlerini kendi arpalığınız gibi kullanmasaydınız zarar ederier miydi?" dedi. İlerici geçinenlerin kentleri kutsallaştırdığını ifade eden DSP Genel Başkanı. "Kentjer- de ilericiliğin yanı sıra gericilik de gelişiyor. Oyle olmasa ne işi vardı RP'nin İstanbul'da" dedi Halkı RP'nin tuzağından kur- tardıklanru belirten Ecevit. "Çok şükür şimdi tehlikeyi te- mizkdik. Atatürk'ün kurduğu cumhuriyet, Erbakan kafalılara teslim olmaz" şeklinde konuştu. Hükümetin bitkisel yaşama girdiğini. ortaklann hiçbir te- mel konuda anlaşamadığını vurgulayan Ecevit, "SHP, hü- kümet ortaklığı serumu üe ayak- ta kalabiliyor. Yoksa hemen dağılacak. DYP ise parampar- ça. Bu partinin rutkalı Demirel'- miş" dedi. ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART ADALBT'ARKADAŞ BAKANI- ONU PA ÜCRETÜ İZNE Ç/KARTMl^LAR!,. Çiller'in 2.5 yıldır ekonomi sorunlan- nı teşhis ettiğini belirten Yılmaz şöyle konuştu: "Türkiye kimsenin deneme tahtası de- ğil. Sayın Çiller 1991 kasımında getirdiği ekonomik politika uygulamaya konula- madı. Çünkü bu uygulanabilir bir prog- ram değildi. 2.5 yil Çiller'in ekonomiyi yönetiminde ve basbakaniığında Türk ekonomisi ihtiyaç duyduğu tedbirlere ta- ban tabana zıt tedbuier nedeniyle bu nok- taya getîrUmiştir. Bugün Türkiye'de bu ekonomik durumdan, ülkenin çıkarılma- sı için fazla yaratıcılığa, fazla fantaziye, bilgiye gerek yoktur. Aşağı yukarı alın- ması gereken tedbirler bellidir. Eksik olan bu tedbirleri uygulayabilecek, mil- letten güç alan, millete güven veren ka- rarlı bir başbakan ve kararlı bir hükü- mertir. Türkiye'nin eksiği budur. Sayın Çiller bu eksikliğin kendisinden kaynak- lığını görememektedir. Görmek isteme- mektedir. Görenlere de unuttumıaya giz- lemeye çaltşmaktadır." Çiİler'ın Türkıye'nin gelecekteki kay- naklannı da harcadığını savunan Yıl- maz. "Türkiye'nin geleceği ipotek altına aluııyor" dedi. Yılmaz. "Sayın Çiller apaçık ortada olan gerçeği milletten giz- lemek için her şeyi istismar etmekte, gün- demi değiştinmeye çalışmakta. Bu eko- nomik tabloyu milletten kaçırmaya çalı- şıyor. Ama böyle sonuna kadar gidemez- ler. Bütün planları alt üst oldu. Tünı plan- ları seçimden sonraydı. Ancak deniz bit- miştir, kendisi dmara dayanmıstır. Va- pabileceği fazla bir şey yoktur. Seçimler- den sonra beyaz bir safa açmak istiyor. Eğer milletimiz 2 tane beyaz sayfayı kap- kara yapmış birisine 3. bir beyaz sayfa açma yetkisini verirse, o zaman bunun so- nucuna da katlanmak zorundadır" dedi. Çiller'in kendi kendiyle çeliştiğini sa- vunan Yılmaz. "Bugün üçlü bir koalis- yondan bahsediyor. Ama bir süre önce se- çimlerden birinci parti olarak çıkacağını söylüyordu. Seçimlerden sonra ortaya çıkabilecek tabloyla bu hükümetin devam etmeyeceğini görmek için deneyimli siyasetçi ounaya gerek yok. Ama bu tab- loy a rağmen sayın Çiller bu hü- kümete de\am etmekte direnirse ve aynı politikaları uygulamaya de>am ederse bu en hafif ifade- siyle \atansenerlikle bağdaş- maz" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in Çiller'i kendi döne- mindeki uygulamalan tartı- şmaya davet etmesini "olumlu" bulan Yılmaz şunlan söyledi: "Bu tavnnı insani buluyonım. Sayın Çiller ülkeyi yönetmek için doğrudan doğnıy a milletten yetki almış değildir. Sayın Çil- ler, Sayın Demirel'in aldığı yet- kivi kullanmaktadır. Yetkivi devraldığı halde onun yükümlü- lükleriyle kcndini bağımlı say- mamaktadır. Yetki almakta. so- nımluluğu almamaktadır. Bu kadar egoist bir tutuma karşı ta- rafsız konumdaki Cumhurbaş- kanı'mn bile tepki göstermesini samimi karşılıyorum." ANAP iktidannda unutulan bazı kavramlann yenidenorta- ya çıkmaya başladığını öne sü- ren Yılmaz, devalüasyon ve darbenin koalisyon hükümeti tarafından ortaya atıldığını söyledi. Başbakan Çiller, dokımulmazlıklar konusunda ANAP'ı suçladı. 'ffizikitioymyanlavdandeğiüz' ŞEBNEMGÜNGÖR YAŞARAKKAMIŞ BİLECİK - Başbakan Tansu Çiller, 8 mil- letvekilinin dokunulmazlığının kaldınldığı TBMM görüşmelerindeki tutumu nede- niyle ANAP'ı "ikili oynamakla" suçladı. Çiller. "Biz varız diyeceksin, sonra Meclis'- te ounayacaksın. Olur mu?" dedi. Çiller. seçim miünglerine dün Bilecik. Kütahya ve Eskişehir'de devam etü. Çiller. son gezilerinde olduğu gibi dün de doku- nulmazlıklann kaldınlması konusunda va- tandaşlann nabzını yokladı. İlk olarak Bi- lecik'e giden Çiller. burada babasının vali- liği döneminde eğitimini sürdürdüğü Şeyh Edebali Okulu'nu ziyaret etti ve burada öğretmeni Semiha Hamamcıoğlu'nun elini öperek kendisine çıçek verdi. Çiller 82 yaşındaki ilkokul öğretmeni ve bazı sınıf arkadaşlanyla sohbet etti. Çiller daha sonra hükümet meydanından halka hitap etti. Miting meydanında "Hain eller bizi PKK'ya sattı, Tansu PKK'yı Meclis'ten attı", "PKK'yı Meclis'ten atan anamız, bacımız, Başbakanımız" ve "Yeter medya! Söz milletin. Çiller bu işi götürecek" pan- kartlan dikkat çekti. Çiller, "Baba yadigarı Bilecikliler" diyerek başladığı konuşması- nda ağırlıklı olarak terör konusuna değin- di. Türkiye'de her türlü bölücülüğün karşısında olduklannı belirten Çiller'in. "PKK Meclis içerisinde kalmalı mıydı" so- rusuna Bilecikliler. "Kahrolsun PKK" slo- ganlanyla karşılık verdiler. Çiller. ANAP'a yönelik suçlamalar içeren şu ko- nuşmayı yaptı: "Biz öjle veya böyle diye îkili oynayan- lardan değiüz. Meselenin arkasına düştük ve PKK'yı Meclis'ten attık. Biz ANAP da de- ğüiz. Biz varız diyecekler, sonra Meclis'te olmay acaklar. Bu olmaz. Size somyomm; PKK ile mücadeleye her yerde, Meclis'te de devam edelim mi" SEÇİM NOTLARI/CELAL BAŞLANGIÇ Dh'ARBAKIR - Korucubaşı beledi- ye başkanlığına aday olmuştu. Yoğun bir propaganda dönemi yaşanıyordu. Kürsüye çıkıp halka vaatlerini sırala- maya başladı: - Beldemizde çok gürültü olmaktadır. Bundan sonra bütün 'keleş'lere susturu- cu taktınp gürültü kirliliğini önleyece- ğim. Çevreyi kirleten herkesi temizleye- ceğiın'. Toplu ulaşım sorununu çözmek için kentin bir ucundan diğer ucuna ulaşımı 'konvoy'larla sağlayacağım. Toplu konut alanına yanaçık cezaevi yaptıracağım. Beldemize daha çok ko- rucu kadrosu getirtip. hakkaniyet öl- çülerinde dağıtacağtm. Beldemizin çağı yakalaması için eski model kaleşinkof- lar yerine modcrn otomatik tüfekler, ro- ketatarlar getirteceğim... Bu ve benzeri espriler bu seçim döne- minde Doğu ve Güneydoğu'da çok yaygın. 'Konıcu aday'lara gecmeden önce biz Demokrasi Partisi Şanlıurfa İl BaşkanhğTnın hazırladığı raporun "Bu- cak korucuları tarafından kaçınlan ve öl- dürülen kişiler" bölümüne göz atahm: Faik Evci: 1966 doğumlu. Ali ve İslim'den olma. Siverek Erebuk nüfusu- na kayıtlı. Viranşehir Atatürk mahalle- sinde oturur. Bakkallık yapar. DEP Vi- ranşehir Yönetim Kurulu üyesi. 8 Arahk 1993 tarihinde bakkallık yapuğı dükkanından korucular tarafından gö- türüldü. Annesi, Bucak koruculan nez- Korucular aday oldu (3) dinde girişimlerde bulundu. Bucak koruculan (DYP milletvekili Sedat Bu- cak'ın ailesine mensup korucular) Faik Evci'nin ellerinde olduğunu kabul eder- ier. Ancak onu güvenlik güçlerine tes- lim ettiklerini söylerler. Faik Evci bugü- ne kadar hala kayıp. Şefık Geçgel: 1954 doğumlu. Siverek Yılanlı köyü nüfusuna kayıtlı. Aynı yer- de oturur. 11 Kasım 1993 günü köyİeri- ne gelen jandarma üsteğmeni emnndeki Bucak aşiretine mensup korucular ta- rafından köylerine baskın düzenlenir. Bu baskında Şefık ve kardeşi gözaltına ahnırlar. Ailesi jandarma nezdinde Şe- fik Geçgel'in akıbetini öğrenmeye çalışır. Jandarma üsteğmeni. ailesine Geçgel'in koruculann elinde olduğunu söyler. Bucak koruculan ise Geçgel'in jandarmada olduğunu sövlüyor. Bugü- ne kadar kendisinden haber alınamadı. Ahmet Kalpar: Siverek doğumlu. Mehmet Şükrü oğlu. Siverek nüfusuna kayıtlı. Siverek DEP üyesı. 7 Arahk 1993 günü 14.00 sulannda çalıştığı ek- mek fınnından korucular tarafından alınıp götürüldü. Siverek Emniyet Mü- dürlüğü. aüesine "B«de böyle bir kişi yok" diyor. Alındığı günden beri kendi- sinden haber yok.Liste böyle uzayıp gi- diyor. Hepsinin de başlangıç ve sonuç bölümleri aynı: "... korucular götürdü... kendisinden haber alınamıyor..." 'Gönüllüler' dışında sayılan elli bini aşan korucular. sadece günlük yaşamda değil, bölgedeki siyasi yapılanmada ve seçimlerde de iyice ağırlıklannı duyur- ma\a başladılar. Bugüne dek bir 'korucubaşı' belediye başkanı olmuştu. Siirt'in Güçlükonak ilçesinden Bahartin Aktuğ... Bu bile yadırganmıştı da "Baho Ağa" korucu- luğu bırakmıştı. ANAP'tan belediye başkanı seçildikten sonra. 27 Mart yerel seçimlerinde ise tam bir 'konıcu aday patlamasf yaşanıyor. Sap- tayabildığimiz verlerdeki 'konıcu aday'- lardan örnekler verelim: Şırnak'ta Tatar ailesi koruculuk yapı- yor. İl merkezinde 'mevzilenen' Tatar koruculan içinden bu seçimlerde çok sayıda aday çıktı. Beşir Tatar ANAP'- tan, Rahman Tatar RP'den. Reşit Tatar MHP'den aday. Şımak'a bağlı Kum- çatı'da da Tatar ailesinden bir aday var. Ramazan Tatar RP'den aday. Karşısı- ndakı ANAP adayı da "korucubaşı" Osman Demir. Cizre'de "korucubaşı" Kamil Atak RP'den aday. Dargeçit'te ANAP'ın ko- rucu adayı Şerif Çelebi. Nusaybin'de Fikret Aslan MHP'den. Kazun Aslan da RP'den aday. Midyat'taki "konıcu- başı" Feremez Aslan da DYP adayı. Bunlar korucu ya da "korucubaşı" olarak bilinenler. Bir de kendisi korucu olmamakla birlikte. koruculann yoğun desteğini alan adaylar var. Görüldüğü gibi, geleneksel yapılann ağalan. beyleri ve şıhlanndan önce PKK ağırlığını İcoy- muştu bölgedeki siyasete: şimdi korucu- lar "biz de varız" diyorlar. Türkiye'nin batısında, Ankara'da, İstanbul'da "askeri çözüm mü, siyasi çö- züm mü" diye tartışıladursun, Doğu'da, Güneydoğu'da korucular sırtlannda devletin silahı, kendilerince "siyasi çö- züm"e ulaşmışlar bile. Koruculann kimi DYP'den. kimi ANAP'tan. kimi RP'den. kimi de MHP'den aday. "Geçici köy korucu- lan" bölgenin kentlerini "yönetmeye" aday. Demek ki bunca zamandır tartıştığımız 'Kürt sorununa siyasi çözüm' böyle olacakmış; "geçici köy konıcu- lan"nı belediye başkanı yaparak... BİTTİ POLTriKA GUNLUGU HİKMET ÇETÎNKAYA 27 Mart Öncesi İzmir Refah Partisi İstanbul ve Ankara'da neden başa güre- şiyor da İzmir'de "seçim minderi"ri\n dışında kalıyor? İstanbul ve Ankara'nın varoşlarında oturan yılgın in- sanlar niçin "kurtuluşu Refah'ta" arıyor da İzmir'deki varoşlarda oturan yurttaşlar "adildüzen"diyen Refah'a "haydi başka kapıya" yanıtını veriyor? Ortada gözle görülür bir çelişki bulunuyor. Yukarıdaki soruların yanıtını elbet siyaset bilimcileri verecektir, ama bir gerçeğin altını çizmekte yarar görüyoruz. Re- fah, İstanbul ve Ankara'da güçlü, İzmir'de deyim yerin- deyse nal topluyor. Refah Partisi kamuoyu araştırmala- rında yüzde 5'in üzerine çıkamıyor. İzmir yerel seçimlere kendine özgü bir çizgide hazır- lanıyor. Iki parti arasında (SHP-ANAP) "kırankırana"bir savaşım gözleniyor. İlk bakışta SHP'nin Yüksel Çak- mur'dan kaynaklanan atağı da dikkat çekiyor. Televizyon programlarında Izmirli adayları izlediniz. Sanırım adaylar arasında "zekice" bir tartışma gözledi- niz. Ama izmir'de bunun dışında bir savaşım var. Bü- yükşehirde Yüksej Çakmur, 30 yıllık politik deneyimin- den yararlanıyor. Üstüne gidildikçe puan topluyor. Yüksel Çakmur, izmir'de seçimi bizim gözleyebildiği- miz kadarıyla kazanacak. Üstelik SHP örgütünün bece- riksizliğine ve politikaya "bireycibakışına"karşın, Çak- mur ipi göğüsleyecek. Acaba neden şanslı Yüksel Çakmur? İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Yüksel Çakmur, tuttuğunu koparan bir politikacı ve belediye başkanı. 1989 yılında beş yıl süreyle başkanlık koltuğuna oturan Çakmur, izmir'i kent havasına sokmuş. Yanlışları yok mu? Elbet var. Kişisel hırsı onu oldukça yıpratmış. Baro başkanından mimarlarodası başkanınadek "aydmçev- releri ve demokrat kesimleri" karşısına almış, zaman zaman kendi partisinin yöneticileriyle ters düşmüş, hır- çın ve kavgacı bir kişilik sergilemiş... Yüksel Çakmur'a bu eleştirileri yaptıktan sonra, bele- diye başkanı olarak hakkını da vermek gerekir. Çünkü Çakmur, izmirlilere bir çağdaş kent armağan etmiş. Bu yaptıkları az iş değildir. O yüzden de Çakmur, salt SHP'- lilerin değil; DYP, ANAP, CHP ve DSP'lilerin de oyunu alacak 27 Mart Pazar günü yapılacak yerel seçimlerde. İki gün süreyle İzmir'de nabız tuttuk, Ege politikasının önde gelen adlarıyla konuştuk. Özellikle Karşıyaka'da konuştuğumuz DYP'lilerin açıklaması şöyleydi: "Büyükşehir belediye başkanı için oylarımız Yüksel Çakmur'a. Karşıyaka 'da ise kendi adayımıza..." Konak'ta ise Ahmet Sarışın, Yüksel Çakmur kadar şanslı. SHP'li Sarışın için "kimi savlar" olsa bile o da DYP'li ve ANAP'lı adayların önünde götürüyor yarışı. Yazımızın başında Refah'ın neden İzmir'de başa gü- reşemediğini sormuştuk. Bu soruyu kimi RP'lilere yö- nelttik. Aldığımız yanıt ilginçti: "Biz vitrine saygın biradkoyduk, ama çevre düzenle- mesini eskilerle yapmak zorunda kaldık.". izmir'de takkeli, sarıklı, çember sakallı RP'liler dolaşı- yor. Ankara ve Istanbul'un tam tersi bir görüntü sergile- niyor. Yani RP'nin İstanbul ve Ankara'daki "yenilikçi maskesi" İzmir'de yok. Yani hem çağdaş hem demokra- tik hem de şeriatçı kimliği İzmir'e yansımamış. İzmir'de RP'liler açık oynuyor: "Adil düzen masal, bizşeriat düzeninigetireceğiz..." RP adayı Süleyman Akdemir, bu yüzden "adil düze- ni" anlatmaya çabalıyor, biliyor ki işi oldukça zor. Yığın- lar umutsuz ve yılgın, ama bilinçli. RP'nin yerel yönetim- lere gelmesinin faturasının ağır olacağı hesabını önce- den yapmışlar. Fethullah Hoca'nın sağ kolu, aynı zamanda "bohçacı kadın" Bahri Koru'nun "kadim dostu" DYP'li Burtian özfatura şimdiden havlu atmış durumda. Bahri Koru'- nun kayınpederi Süleyman Karagülle Kırgızistan'dan İzmir'e her gün faks geçip Özfaturaya "ne yapması" gerektiğini söylerken Bahri Koru da "kurban derisi" pa- zarlkjını yürütüyor, cebine girecek milyarların hesabını yapıyor. Hangi taşı kaldırsan altından çıkıyor Bahri Koru. Bu- günlerde yine laik cumhuriyete karşı kin dolu. Ama öd- lek olduğu için de Hasan Mezarcı'ya hem karşı çıkıyor hem de sırtını sıvazlıyor. Konu bulamadığı zaman da "ona buna" bulaşıyor. Yaşamı "avanta üzerine" kurulu şeriatçı Bahri'nin yüzündeki demokrasi maskesini indir- diğimizde de görüyoruz ki zıvanadan çıkıyor. Burhan Özfatura'nın "malum gazete"ile ilişkisi ve ya- kınlığı Fethullah Hoca, Süleyman Karagülle ve Bahri Koru ilişkisi DYP tabanında yankılara neden oluyor. O nedenle İzmir'de hem ANAP hem de SHP, DYP'nin oyları- nı topluyor... CHPIIderlBaykal: Koalisyontıkandı kadrolaşmayanlış ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)- CHP Genel Başkanı Deniz Baykal koalisvondaki tıkanıklığın, Türkiye'yi par- çaladığına dikkat çekerek, 27 Mart'ta >apılacak seçimlerin 'genel' yerel seçim olduğunu sö)ledi. Yerel seçim sonuçla- nndan hükümetin gerekli dersleri çıkarması gerektiğini belirten Baykal. "Tansu Ha- nun çekilsin, gerisine bakanz" dedi. CHP liden Baykal. dün CHP Ankara İl Başkanlığı'- nda, CHP'nin yerel seçim bil- dirgesini açıklamak amacıyla yaptığı basın toplantısında. se- çimlere yaklaşırken Türkiye'- deki siyasi olaylann bir değer- lendirmesinin yapılmasının gerekliliğjne değinerek. koalis- yondaki bunalım ve >erel se- çimlerin durumu nasıl etkile- yebileceği konulan üzerinde durdu. Yerel seçimlere yakla- şırken bir "dürüstlük krizi" ya- şandığını belirten Baykal, ye- rel seçimin "adaylar sürtüş- mesine" dönüştüğünü söyledi. Partilerin yerel yönetimlere ilişkin \eni bir model önerme- diklerini sövleven Baykal. se- çim sürecinin "bir öğrenme sü- reci" olduğuna dikkat çekti. Koalisyon hükümetinin verel seçim sonuçlannı önemseme- yen açıklamalannı eleştiren Baykal, yerel seçim sonuçlan- nın Türki>e'nin tercihini yan- sılacağını açıkladı. Koalisvon- daki tıkanıklığın umutsuzluğa neden olmaması gerektiğini dile getiren Baykal. "Yapama- yan gider. Hükümetin Tür- kiye'yi vönetemiyor olması Türkiye'nin yönetilemeyeceği anlamına gelmez" dedi. Çö- zümsüzlüğün öngörülemeye- ceğini söyle>en Baykal. seçim sonrasına ilişkin olumsuz ön- görüleri cleştirerek. "Türkiye'- yi yönetecek kadrolar vardır. Secimden sonra çıkanlacak dersleıie onlar iş başına geie- cektir" dedi. Başbakan Tansu Çiller'in erken seçime vönelik görüşlerine değinen Baykal. erken seçimin gerekliliâi görü- şünü dile getirdi. Yerel yönetimlere getirdik- leri yeni yaklaşımdan söz eden Baykal. CHP'nin seçim bildir- gesinde yer alan "Semt beledi- yeciliği" kavramını da açıkla- dı. "Halka dokunabilecek ka- dar yakın bir belediyecilik an- layışını benünsediklerini'" söy- leyen Baykal, partilenn kendi çıkmazlannı adaylann arkası- na gjzlediklerini belirtti. Yerel seçimleri "gladyatörler dövü- şüne" benzeten Ba>kal. stan- dart bir yerel yönetim an- layışının seçim sürecine ege- men olduğunu dile getirdi. Doğu ve Güneydoğu illerin- de adavlara yönelik baskılara ilişkin bir soruyu, "Adaylan- mız baskılara boyun eğmeye- cektir" diye yanıtlayan Bay- kal, DEP mılletvekillerinİn dokunulmazlıklannın kal- dınlmasını "demokrasiye vu- nılmuş ağır bir darbe" olarak değerlendirdi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear