14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 8MART1994SAU OLAYLAR VE GORUŞLER Demokrasinintemeli: Birey! Demokrasılerde 'devlet'le 'bırey'ın kesınlıkle banşık olması ılkedır Bırey, kışı haklanna ve kışılığıne sa\gı>ı 'devlet'ten bekleme durumunda olduğunu hıssetmelıdır Prof. Dr. ALİ SAİT YÜKSEL ve kısa yoldan nasıl demen gerekırse. o\lede Bunlar oz Turkçe.nereyevar- dığını herkes rahatça anlar Havır dı- lekçevı alan sa\m *memur efendî', 'ulu- fe dağıtan padişaha bınbır duavı ardı ardına sıralajan teba' orneğını anım- satırcasına *me\kii'ne vc kendısme ozel sa>gının zıhınlerden hıç, ama hıt, bırançıkanlmamasını umarvebekler. gıbıdır O vuzdcnde'buyunna'hcrAi- man onun hakkı. 'uyma' da karşınm gore\ı' Elbettebuyurma-uymaılışkısı- nın ağırlık kazandığı durumlar vardır Fakat vatandaşı her ılışkı ve yazışma- sında 'u>an' olarak goren anlayışa modern demokrasılerde kesınlıkle yer yoktur 'Zarf mı, *maznır mu: Yıllar oncesı DPT"dekı ortak çalışmalardan tanı- şıklığımız olan -ve o zamanlar Turk ış- letmecılığının AETıle rekabete dayan- ma gucu konusunda çok değerlı çah- şmasını hala takdırle andığım- seçkın 'uzman' sonradan polıtıkaya atlavıp bakan olunca. gırdığı salondakı bır yuksek burokratı paylamıştı "Devle- tin bakanı girijor salona. nasıl ayağa kalkmazsın" dıye' Devlet. elbet baha- nesı Bugıbıdurumlardaılgılıyuksck burakrat ya da polıtıkacı aslında dev- let adına 'ego'sunun gereklenne uyul- masını sağlama telaşında1 ABD'dekı eğıtımınden yenı donmuş çıçeğı bur- nundakı bır asıstanım. değerlı bır mes- lektaşım odaya gırdığınde, ayağını ayakustundenındırmemış Şımdırah- metlı. çok sevdığım meslektaşım "Bu adamı tutacak mtsın, böylelerini atma- h" demıştı Oysa. bu kadar bıçıme mahkum olmak yenne. ış ve resmı D emokrası bireyler ıçın vardır 'Birey'ın temel haklannın guvencesını oluşturmak. demokra- sının ışlevlennın başın- da gelır Batı demokra- sılennde dev let kav ramı da dev let go- rev \e ışlevlennde bıle bıreyı sılme- yecek tam tersıne her koşul altında bı- reyın haklannın sav unucusu gozetıcı- sı anlarnına gelecek bıçımde yorumla- nır Kışı haklannın gozetılmesınde 'de>- let'ı bır ust kurum veonun temsılcılen- nın (memurlannın) ışlemlennı (tasar- ruflannı) sadece 'buyuran'ın ışlemlen. bıreyı de onun eylemlerıne sadece *uyan' olarak aldınız mı. bu ancak hala 'sültan \e teb'ası' felsefesınde çakılıp kaldığını/ı gostenr Demokrasılerde devletle bıreyın kesınlıkle banşık ol- ması ılkedır Bırev, kışı haklarına ve kışılığıne saygıyı devletten bekleme durumunda olduğunu hıssetmelıdır Bürokrasi reformu nerede: Zaman zaman guncelleşen koklu çabalara karşın bır turlu el v urulamamış. bır re- form konusu yapılamamış Osmanlı - dan kalma burokrası geleneğımızde bu gereğe hıç uyulmaz Çoğu kez de tam terst yapılır Olağan resmı yazış- ma stılı bıle. vatandaşı azarlama eğı- lımlıdır Şu kısa geçmış oncesının bır tartışmasına bakınız Yok. 'ast' 'ust'e 'arz' edermış, yok *ıist' ani.dk 'ast'a karşı 'rica'da bulunurmuş' Bugun bıle hala nelerle uğraşılıyor' Beğenmezsen. ıt kenara ıkısını de, ıstıyorum de dılı- yorum de. beklıyorum dıyebılmeye de açık tut resmı yazışma dılını' En basıt meslek ılı^kılennde artık 'içeriğe'. ışın goruluşunun. hızmetın verıJışının kalı- tesıne bakma zamanıdır Bu bır anla- yış değışıklığıdır ve modern ozel sek- tor. bunu çoktan başarmıştır Kamu orgulu bu sıçrayışı hala vapamadı Avnca, neyapma hazırlığı nedebelır- tısı var ufukta' "Zarfa değil, mazrufiı- na (ıçındekıne) bakmalı" dcvımını dc ata sozune benzetmış bır toplumda burokrasıde buralara nasıl gelındığı- ne. şaşılmalıdır İtalya'da sessiz bürokrasi reformu? Italyan kamuoyu bır yandan son yıllann en çok toz kaldıran ruşvet olaylanyla çalkanırken. bır bakanın sessiz sedasız kendını bırdızı kuçuk ve temel sorunlara ataması, dunya bası- nında yankılara neden oldu Neue Zürcher Zeitung'un konuyla ılgılı yo- rumu (29 12 1993) şoyle'"İtalya'ıun oteki politikacılan >e kamuoyu yonlen- diricileri. ülkenin hatta uydumuzun çok büyuk sonınlarını dillenne dolarken, Kamu V onetım Bakanı Sabıno Cassese kendini çok daha kuçuk sorunlara ada- dı. Kamu yonetıminin basıtlestırilmesi ve modernİeştınlmesı konularında ya- zın bazı hazırlıklar yaptırmtştı. \vnı zamanda onde gelen bir İtalyan idare bukukçusu olan Cassese, konuyu >a- say la çözmeğe kalktşmanm, zaman öl- dürücu etkisini bildiği için. hazırlıkları- nın sonuçlarını -belirli bir bağlayıcılık özelliği bulunmayan- bir genelgeyle il- giiilere duy urmuştu. Böyle bir > umuşak inişin yerine gore çoğu yasa kuralların- dan daha ıyi sonuç »erebileceğinı bilen- lerdendi. 1993'unsonbaharındaltal>a'- nın resmi telefon şırketi SIP. > aptığı ta- mir işlerinden sonra. hizmet verdiği >a- tandaşa. vapılan hizmctten memnun olup olmadıklarını sormay a başlamıstı. İşte bu davranış biçimi; kendi tarJığını temel amaç olarak görmeyen ve asıl amacın. hizmet termek olduğunun bilin- cine \arışa bir geçiş belırtisi olarak alı- nabilirdi. Cassese'nin; burokrasinin ge- nel eğilimine \e burokratık kuralların ardına gızlenerek g^reğınde kay tarabil- me tutumuna karşı kavgası yeni bir meyve daha termişti: 7000 sözcukluk bir Kamu Yonelımınde Iletışım Ko- deksı. Bu derleme ile memurlara, va- tandaşla vazışmalarında ne tur bir dilin kullanılacağının da omeği veriliyordu. Aslında hoş çınlavan ftalyan dili yılla- rın kuUanunıyla bir bürokrasi stili (ra- conu) geliştirmişti: Bir şeyi kısa yoldan açıkça anlatmak yerine; olabildiğince kavranamayacak sözcuk bilesimlerin- den, basit bir konu\u bulutlararası sıse boğarak kılıflamak \e karıstırmak!" Vatandaşa yazılı 'hitap' bıçımınde bıle üstlük' taslamaya kalkmanın, bu- gunun demokrası ılkelenyle bağdaşan yonuyoktur Nezamanınhangıgencl- gesı telkın etmış. o alışkanlığa nasıl ge- lınmış bılınmez ama. pek çok kamu kuruluşunun yazışmalannda vatan- daşa 'hitap' bıçımıne. yazılanna bır bakınız Koyluye bıle o gunku dılıyle 'efendi' dedırtebılmenın çabasını veren bır Atatürk toplumunda. kımı 'amir efendi' hala vatandaşla vazışmalann- da bır 'baj' ya da 'bayan' sozcuğunu eklemeyıçokgorur Yazısına yanıtına doğrudan vatandaşın adı ve soyadı, adresıyle başlar Doktoramı fınanse etmek üzere >ıl- lar oncesı dışarda bır y abancı bankada çalışırken yollandığım kursta tam bır buçuk gun yazışmada muştenye Iıi- tap' bıçımının eğıtımı yaptınlmıştı Daha sonralan aynı bankada -toprağı bol olai)i seçkın hoca- Neunıark'ın he- sap kartonu ve yazışma dosyası elıme geçmıştı 'Prof. Dr.. Dr.. Dr.. Fritz Ne- umark' yazılıydı, her uç doktorasının bılım dalı kısaltmalanyla bırlıkte Haydı dıyeîım. onlann toplumlannın PENCERE geçmışınde feodalıte vardır. ctıkete meraklıdırlar Onun ıçın de bızdc Prof 'muroretıketını bıryana bıraka- lım Fakat sıradan vatandaşın adı onune bıle bır 'sayın' sıfatını çok gor- • mek, 'devlet'lığı gostermenın yolu hıç ' olamadı Hele vergı yazışmalanndan alışık olsak da, bır okul yapımı ıçın Mıllı Eğıtım'e sekız mılyar lıra bağışta bulu- nan yurtdışındakı değerlı bır ışadamı- na 'vali muavinT ımzasıyla venlen ya- nıtı gordi'ğumde ırkıldım Yazıya 'bay'sız, 'bey'sız doğrudan kışının adı ve adresıyle başlanıyordu Boyle bır 'bağtşçı' vatandaş bıle bır sıfata değer bulunmamiştı Kaldığı yabancı ulke- nın resmı daıre yazışmalannda her za- man "çok sayın bay / bayan.." gınşıne alışmış bır ışadamının boyle bır yanıtı unutması pek kolay olmavacak sanınm Gunun bınnde îtalyan Bakanı Cas- sese gıbı bın de çıkıp Turkıyc'de de burokrası anlayışını bıçıme sokmanın çabasını verecektır. kuşku duymuyo- rum Fakat ışın bu aşama ve ıvedelı- ğınde, hemen kısa bır genelgeyle yapı- lacak bırşey daha var Aslında bu. ba- van bır başbakana da çok yaraşacak bır davıanış olabıhr, kuçuk sayılsa da denn ızlen ve anısı kalır Resmı ya- zışmalarda vatandaşın adı onune bır 'sayın' sıfatının çok gorulmemesı bu- tun kamu orgutune duyurulmalıdır 'Sayın' deyımının bır başka ustunlu- ğu, hanım olsun. bey olsun. gençolsun her adın onune notr bır sıfat olarak kolayca yerleştınlebılmesıdır 'Devlet' sozcuğunde bazen 'sopa', bazen 'tahsildar'çağnşımının yapıldığı donemlenn de bulunduğu bır toplum- da. dev let kav ramını yerlı yenne oturt- manın. devletı bıreyı ıle banşık etme- nınbıryolunun. bov !c uygar bır 'hitap' bıçımının artık Turkıye dekı resmı ya- zışmalara kazandınlmasından da ge- çeccğı duşunulmelıdır ARADABİR Doç. Dr. YILDIZ ECEVİT Dıl ve Tarıh-Coğnıfyu Fcıkultesı Bir Almaıt 'Bektaşi' 26 yılı aşkın bır suredır Turkıye nın bırçok unıversıte- sınde gorev yapan Alman edebıyatı profesoru VVilfried Buch un olumu uzenne Dıl ve Tarıh-Coğrafya Fakul- tesı nde duzenlenen torende konuşan Mersın Unıversı- tesı Rektoru Vural Ölkü Bektası sozcuğunu kullandı onu anarken Bektaşi sozcuğu belkı de yaşamının buyuk bır bolumunu Turk devletınden aldığı çok az bır maaşla ulkemızde geçıren bu Alman edebıyatı profeso- runu tanımlayan en guzel sozcuktu Prof Dr VVılfrıed Buch 1968 yılında Ankara Unıversı- tesı DTCF Alman Dılı ve Edebıyatı Anabılım Dalı nda go- reve başladığında 42 yaşındaydı Gerı kalmışlığın top- lumsal ve ekonomık darboğazında yaşayan Turkıye, onun seçenek (alternatıf) vatanıydı Bu bırçoğumuz ıçın anlaşılmaz bır olguydu Almanya nın bol olanaklı toplu- munu kendı ıstegıyle bırakmış ınsancıl değerlerın henuz tukenmedığıne ınandığı ve her şeye karşın' ınanmayı surdurduğu bu ulkeye gelmıştı Koşedonuculuğun bı- lımsel alanda da yururlukte olduğu ulkemızde, ozellıkle bır-ıkımakaleyleunvanalan hoca larlaçelışenbırkışı- lığe sahıptı Profesor Buch Bır Goethe uzmanıydı Goet- he ıle ılpılı deperlı bır çalıması vardı Georg Buchner'ın ulkemızde de bır suredır sahnelenen Woyzeck ' adlı oyunuyla ılgılı araştırması oyuna dunya edebıyatçevre- lerınde Ankara Versıyonu dıye anılan yenı bır bakış getırmıştı Bır bılım adamıydı Buch, okuyan, araştıran, sureklı kendısını yenıleyen bın son derece alçakgonul- lu bır dış gorunum ıçınde gerçek bır duşunce emekçı- sı" öte yandan bır sanatçıydı Buch, bır şaır Kendı ulke- sındeyabancıyı yaşayan, yabancı bır ulkeyı ısevatantu- tan bırının sorunsalını, bır aydın ın ıç dunyasını yan- sıtan şıırler yazdı, ulusal ve dınsel sınırları aşan bılge bır yaşam felsefesının evrensellığını ıçeren dızeler bıraktı ardında Karşıtlıklarla dolu bu zengın kısılığın bır ucu yoğun ınsancılığının sevgı/hoşgoru/yardımseverlık oğelerıyle butunlesırken obur ucu ıse ucuzluk karşısm- da dıkenlermı çıkarır karızmatık zekasının urunu kara mızahıyla -ozellıkle de- bılım cucelerının uzerıne gıder, acımasız bır alaycı olurdu 'Oğretmek, bır şey oğren- meksızın/ Soluk vermek, soluk almaksızın?/ Nur ıcınde yat'l Sen zaten coktan olmuşsun " Yaşamı tum karsıtlıklarıyla olduğu gıbı kabul edıp sevdı Hoca bılgece bır esprı anlayışı ıçınde,' humor"\a yaşam sevıncını yıtırmeksızın dervışçe Kımı kez, onarmak ıstedığı arabasının motor sesını daha ıyi duy- mak ıçın gıttığı Ankara yakınındakı Bağlum tepesının sessızlığınde 20 km hızla ılerleyen arabanın uzerıne uzanmış motorun sesını dınlerken helıkopterlerın dıkka- tını çekmış terorıst samlmıs sonra tatlıya bağlanmış Kımı kez, Ataturk u ve bu ulkeyı bırçok Turkten daha çok sevmesıne karşın ıçınde yaşadığımız kafkaesk' orta- mın ılkel gırdabına çekılmıs ve hak etmedığı suclama- larla karsı karşıya kalmıstı Kımı kez de, seksenlı yıllann başında unıversıtede ıse gıren yenı mezun bır oğrencısı 19 000 TL maas aldığını soyledığınde, 'Benım maasım da o kadar' demıştı yakınmadan Gozlerınde çocuksu bırpırıltı, surdururdu konuşmasını 'Bu ışı o kadar seve- rek yapıyorum kı karşılığmda para almak şaşırtıyor benı Turk unıversıtesıne verdığı 26yıl hızmetten sonra 22 Şubat 1994 te olduğunde ne ıkramıyesı ne de gerıde kalanlara bağlanacak bır maaşı vardı Anlaşılmaz 'kaf- kaesk' yasalann bır azızlığıydı bu Son gorev yerlerınden Çukurova Unıversıtesı Kam- pusu nda 4 m2 lık bır bahcıvan kulubesınde kalıyordu Hoca kendı ıstegıyle Mutluydu orada Bır keresınde, 'Hep Kafka 'yı yakın buldum kendıme, çoğu kez onun gıbı du- yumsadım kendımı demıştı "Gundoğan Edebıyat' dergısının son sayısında çıkan yazısının başlığı gorece bır çelışkıyı yansıtıyordu "Aydınlık Kafka Herkesın 'karanlık bulduğu Kafka da o yıne aycfrn//d/'yakalamış- tı Ne şan, ne şohret nepara nepul, nekoltuk, nedeyu- rurluktekı değer -yada cteğers/zWc'-olçutlerınıntuzak- ları Bunların hıçbırıne metelık vermeyen bır Bektaşi - nın ozgurluğu ıçınde yaşadı VVılfrıed Buch Hoca, kahpla- rındışında yaşamın ozunedonuk 'msanca' KIRALIK Akatlar'da 2 oda, 1 salon yan mobilyalı daire. TEL:269 3062 1994'te ülkemizde kadın... Türk kadını laık bır şekılde eğıtılmelıdır kı, ış yaşamında, yonetımde, polıtıkada. dış ılışkılerde, sanatta ve aılesı ıçınde ıyi bır konuma gelebılsm. Doç.Dr. SÜREYYA HİÇ \1cnmura Vnıversıtesı ÜBFEkononu Bolumu, Kadın Haklannı Araşiırma \e Gehştırme Der. Genel Başkam nıyle hıç parlak gorunmemektedır Ulke- mızde hdla kımı kesımler çalışan kadını yadırgamakta ve \argılamaktadır Genel olarak kentlerde yaşayan kadınla- nmızın eğıtım duzeyı kırsal kesıme oranla daha vuksek olmakla bırlıkıeçalışan kadın sayısızdır Nılekım. kentlerde toplam çalı- şanlar ıçınde ancak o ol4 u kadın. %86'sı erkektır Tarım sektorunde ıse kadınlar toplam çalışanlar ıçın ° o54 ıle çoğunlukta- dır Tanmda çalışan bu kadınlann ıse ü o85 ı ucretsız çalışmaktadır Şovlekı Bu kesımde kadın uretıme katıldığı halde. kar- şılığında ucret alamavan 'ucretsiz aile işçisi' konumundadır Tarım dışında gerek scr- best mesleklerde gerek ust duzey yonetıcı olarak çalışan kadın say.ısı ıse parmakla sa- yılacak kadar azdır Orneğın ust duzey yonetıcılenn sadece %5"ı kadındır Bu tabloy u değıştırmek gerekır Kadınlanmızın statulennın 'insan hakla- 1 994 yılında kadın haklan konu- sunda yaptığımız değerlendırmc- lerde. yazık kı Turkıye"nın duru- mu parlak gorunmuyor Yıllar- dır gostenlen çabalara karşın Turk kadını hâlâ bulunması ge- reklı yerdedeğıl Bır kez kadınımız polıtıkada. yonetım- de. ış hayatında Atatürk'un ve Cumhunye- tımızın yasalarla kendısıne kazandırdığı haklardan tam olarak yararlanamamakta hatta bırçoğu bunlann bılınunde de değıl Onlan bu ıkıncıl konuma ıten nedenlenn başında eğitunsizlik, ekonomik bağunlılık, geleneksel yapı ve zihniyet gelmektedır Nı- tekım bugun kadınlanmız eğıtım alanında erkeklenn çok gensınde bulunmaktadır Şoyle kı, 1990 sayımına gore Turkıye'de 6 yaşından yukan nufus ıçınde okuma-yaz- ma bılmeyenlenn oranı %22 5'tır Fakat bu oran kadınlar ıçın %31 8. erkekler ıçın ıse %13 4"tur Toplam okuma-vazma bıl- meyen nufus ıçınde ıse %70"ı kadın %30"u erkektır Türk kadınının çalışma yaşamındakı ve polıtıkadakı durumu da eğıtımsızlıkten başla>an bır dızı olumsuz koşullar nede- rı' ve 'anayasal özgürlükler' çcrçevesınde ele alınması ve toplumdakı konumlannın 'insan standartlan'na uygun olarak bıçım- lendırılmesı gerekır Bunun da ıık ve en etkın yolu eğıtımden geçer Turk kadtnı laık bır şekılde eğıtılmelıdır kı ış yaşamında. yonetımde polıtıkada. dış ılışkılerde. sanatta ve aılesı ıçınde ıyi bır konuma aelebılsın Tabloyu değıştırmek ıçın atılması gere- ken bır başka adım çağdaş laık ve katılım- cı demokrasinin tam anlamıy la gerçekleştı- nlmesı ve bununla gelışecek olan yetkı ve sorumluluğun kadın-erkek aynlmaksızın. eşıt bıçımde paylaşılmasıdır Aynca onemle bclırtmek gerekır kı. Turk kadınını bulunduğu bu ıkıncıl ko- numdan kurtarmak uzere gınşılecek çaba- lar tophımumuzun tumu tarafından desteklenmelıdır Atılan bazı olumlu adımlara karşın ya- salanmızda da hâlâ duzeltılmesı gerek'en hususlar vardır Orneğın. kadınla erkeğın evlılık ıçı mal ayınmı konusu. çalışma ızın- len konusu, kadın sanatçılanmıza yapılan yuz kızartıcı polıs ve sağlık denetımlen fır- sat eşıtlığının sağianması açısından Memu- rin Kanunu ve tş Kanunu'ndakı çeşıtlı nok- sanlıklar gıbı Ozetle. eğıtımde. çalışma yaşamında ve polıtıkada kadının crkeklerle eşıt fırsatlara sahıp kılınması yanı kadınlanmıza fırsat eşıtlığının sağianması bugun ve gelecekte cle alınması gereklı en onemlı konudur So- run ehılolmay an kadını sırf kadın olduğu gıbı bır yere getınnek değıl. takat ehıl oldu- ğu halde. sırf kadın olduğu ıçın ona fırsat venlmemesının onlenmesınden ıbarettır Şunu da unutmamak gerekır kı. kadınla erkek'farklı'dır takat'eşit'tır TARTIŞMA Bir tebliğ, bir dava, bir konu B ırteblığ Sanayı veTıcaret Bakanhğı İç Tıcaret Mudurluğu'nun mesleğjmızle ılgılı 1 numaralı teblığı 12Ocak 1994 tanhınde Resmı Gazete'de yayımlanarak yururluğegırmıştır Tebliğ ıle 1 Mart 1994tanhınden başlayarak sermaye arttınmlannda. oncekı sennayenın odendığıne ılışkın defterlerden yapılacak tespıtlenn noterler yenne, SM M M v e Y M M "lerce serbest muhasebecı malı muşav ırler ve yemınlı malı muşav ırler yapılması uygulamasına başlanacak olup bu yetkı SM 'lere v enlmemıştır Daha once hıçbır olçut (kıstas) aranmadan noterlenn seçtığı "bilirkişilerce" yaptınlan bu tespıtın neden SM"lere venlmedığını anlamak mumkun değıldır Teblığı oneren kalemealanve y ayımlamaya karar veren SMMMveYMM'lerbuışı yapmak ıçın kendılennı uygun gormuşlerdır Aksı halde SM'lennde aynı ışı yapamayacaklannı kendılen de ıddıa edemezler Teblığın hazırlanması aşamasına katılanlar2 3SMolan orgutumuze danışma demokratıklığını gostermeyıp konuyu oldu bıttıye getırmışler. odenü (aıdat) ve oy çoğunluğu olan SM 'len dıkkate almamışlardır Bır dava Bunun uzenne konuyu butunyanlanyla bugun v e gelecekte olabılecek sonuçlannı değerlendıren Ankara Oda Yonetım Kurulumuz, teblığın bu halıyle meslek camıamıza zarar vereceğıne karar vererek Danıştaynezdındel9 01 1994 tanhındeoncelıkleyurutmenın durdurulması ve teblığe SM lenndeeklenerckyenıden yayımlanması amacıyla dava açmıştır SM'lenn kendı tuttuklan defterlere. kendılennm yaptıkları kayıtlarhakkında rapor veremey ışını duşunen. bu yonde tebliğ çıkanlmasına zemın hazırlayan anlavışlar mesleğı şımdıden ıkıye bölmenın nuvelennı taşımaktadır Aynı zamanda buanlayışlar. bazısosyalve psıkolojık kusurlan da kendı ıçınde banndırmaktadır Bazı meslektaşlarda bu ışlemın bırdenetım olduğunu ıddıa ederek uygulamanın yennde olduğunu sav unmaktadır Oysa bu ışlemı ve venlecek raporu bılen herkes, bunun bır denetım olmayıp gorulen yazılı bırmaddenın tespıtınden ıbarei olduğunu bılmektedır Bır konu Yukandaaçıklanan bır tebliğ ve bırdava vesılesı ıle geçmışteyazılanvetartışılan SMveSMMM unvanlannın bır kez daha tartışıimasında yararvardır Bugun ıçın meslektaşlar arasında çozulmesı gereken ve yasadan kaynaklanan sorun SM ıle SMMMunvanının kullanılmasıdır Buaşamada bu unv anla rla y apılacak ışler tartışılmamaktadır Çunku her ıkısı de ay nı ışlen yapmaktadır Serbest muhasebecıler Farklı unvanlarla aynı ışı yapmanın SMMM'lerlehınehaksız rekabete neden olduğunu haklı olarak ılen surerek. a) Meslek sevıyesının ve standardının yukseltılmesının savunulması gorevı hıçbır kesıme venlmemıştır Bu konuda hıç kımsenın kendını dığennden daha yetkılı gormemesını. bu gorevın tum meslektaşlann olduğunu. b)SM veSMMM unvanının bırleştınlerek unvandan kaynaklanan haksız rekabete sonvenlmesını. c) SM M M "ler ılla kı bu unvanı kullanmak ıstıyorlarsa ve "müşaviriik" onlar ıçın farklı şeylerıçenyorsaSMMM'lere deftertutmanın yasaklanmasını SMMM lerın ısim'enne uygun olarak muşav ırlık ve"denetim" yapmalannı ıstemektedırler EğerYMM leredeftertutma yetkısı venlırsesanıyorum konu SMMM'lerce çok daha ıyıanlaşılacaktır fkı farklı unvanla SM ler ıle ay nı ışlen yaptıklannı, henuz Turkıye'de muşavırlık hızmetlennınparasal bır değennın olmadığını. muştenlenn gereksınım duyduğu kadan ıle smırlı olan muşavırlık hızmetının ıse gerek SMgerekseSMMM tarafından zaten muşterıyc ucretsız venldığını bılmektedır Buna karşın ozde. muşavırlık unvanının kendılenne parasal v e kany er olarak muşten nezdınde ıtıbar kazandıracağı duşuncesınden hareket ederek bunu da açıkça ıfade etmek yenne, a) SM'lenn tahsıl düzevlennın duşuk olduğunu. bunun da mesleğın kalıtesını duşurduğunu b)SM"leregore kendılennın daha tahsıllı olmalan nedenıy le mesleğı çok daha ıyi bıldıklennı ıddıa ederek SM unvanının avnen kalmasını ıstemektedırler Bugun tum odalar kaçak muhasebecı ıle mucadele etmektedır VUK"tayapılması duşunulen değışıklıkler vasalaştığında kaçak muhasebecı sorunu bıtecektır Mev cut defter tutma pastasından daha fazla pay alma çabası. SM ıle SMMM arasında kavgaya neden olacak SMMM ler muşav ırlık, SM'ler ucuz defter tutma yanını one çıkararak mesleğı dahada kotuyegoturecektır Işın kotusu kaçak muhasebetılerle mucadelede var olan yasal sılah. SM'lenn ucuz ış yapmamalannı onleme deolmavacaktır SM'lenn SM olarak kalma^ından. SMMM 'ler ve YM M'lerde karlı çıkmayacak mesleğın dekalıtesı yukselmeyecekur Bunedenle tum meslektaşlannçabalan ıle meslek gelışmeh. sevıyesı yukseltılmelı. unvanlar SMMM ve YMM olarak ıkıye duşurulmehdır Veli Özçelik Ankara SMMM Odası Sekreteri Arkadaşımız Ayşe Yıldınm'ın dedesı ZEYNELŞENOL vefatetmıştır. Arkadaşımıza ve aılesıne başsağlığı dılenz. CLTVIHURİYET ÇALIŞANLARI Resşam Cihat Burak Öldü mü?.. Cihat Burak ı tanımadan bu dunyadan gelıp geçen kı- şı, neler yıtırdığını bılemez 1960'ların ılk yarısında Parıs'te tanıştık, hemen lafa gırdı, anlatıyor Aman Allahım neler anlatıyor? Masal mızah, yergı, gızem, duş duşlem, huzun, afay, ne ıstersen var Cihat Burak konuştukça, sıradan dunya- mız değışıyor, akıl sır ermez bır bıçıme gırıyor Resımlerındekı gıbı Cihat, yaptığı ışı ayrımsamaz bır kalenderlıkle, bılınclı bır alçakgonullulukle ayaklarımızın altına serıveren ola- ğanustu bır sanatçıydı Kurulu duzenın ıçınde aykırılık, dostluk ıçınde ozgurluk, geçmış zaman ıçınde çağdaş- lık, sadelık ıçınde gorkem ve duşlem ıçınde gerçekçılı- ğın anahtarını bulmuştu Parıs'tekı derbeder ve kalender ressam 1960'lann ıkıncı yarısında ulkeye dondu Bayındırlık Bakanlığı'nda mımardı Çalışma yerı bızım gazetenın ellı adım otesin- deydı Hıç değışmemıştı, devlete uymaz, devletı kendısi- ne uydururdu Dostluğumuz goruştuğumuz yerde başlar, yenıden goruşene kadar bıterdı • Resmın SaitFaik ı mıydı? Halk adamıydı Halktan adamdı Orhan Kemal ya da Rıfat llgaz gıbıydı, Cihat Burak'ı beş yıldızlı bır otelde gormek olanaksızdı, luks barlara uğramazdı, Balıkpazarı ndakı meyhanede demlenırdı, bal alacağı yerlerı bılıyordu Gorgusuz gosterışın ne memelerınde sut vardır ne de kovanında bal Şışmandı, ama şışman gorunmezdı, ayıkken sarhoş gıbıydı sarhoş ıken ayık durduğu yerde yok gıbıydı, 'Sen buradayım dıye debelenmez, varoluşundakı ağır- lığı duyumsatmazdı çevresını etkıleme gucu olağanös- tuydu Resımlerındekı aşırı duygunun, bılınclı duyarlığın süz- gecınden geçtığı kuşkusuz Suleymanıye ıle Notre Dame'a bakışındakı bırlık, Ana- dolu tasavvuf erbabının kulturunden suzulmuşluğu vur- gulayan bır bıçem yaratmıştı, resımlerındekı tadına doyulmazlık, bır ayağının Parıs te otekının Istanbul'da bulunmasından, ama bılıncının tum zamanlara ve me- kanlara yayılmasından kaynaklanıyordu • Cihat Burak'la yaptığı soyleşıde Feriha Büyükünal ressama soruyor - Çocukluk aşkı yaşadınız mı' - Ufak tefek şeyler oluyor çocuklukta Semıha dıye bır kız vardı mahallede Şımdı goremıyorum artık Kaybol- du ortalıktan Bır kere gordum şışmanlamış, Beyoğlu'- nda, o benı tanıdı mı bılmıyorum, ama ben onu tanıdım." - Sonra? "-Sonra evlendımmevlendım " İnsan doğar moğar sonra buyur muyur, okula mokula gıder, ışe mışe gırer, evlenır mevlenır Gezer mezer içer mıçer Uyur muyur Uyanır muyanır ölurmolur Cihat Burak, olmedı moldu, çunku olse de olmeyenler soyundandır -< ,< Ressam messamdı Ressamlığını kuşaktan kuşağa herkes bılıp gorecek Messamlığı da ressamlığı kadar guzel ve onemlıydı, onu tanıyanlar bu yanıyla da unutmayacaklar, olunceye dek anımsayacaklar Açıklamalı-İçtihatlı KİTPERSONELİNİNve KOOPERATİF GÖREVLİLERİNİN CEZA SORUMLULUKLARI Yargıtay Üyesi: Erol Çetin 1994 basın 398 sayfa 150 000 lıra Bırincı Böliim. KIT personelının Ceza Sorumluluğu Ceza Huku- kunda Memur Kavramı ve KIT Personelının Durumu KİTIerle ılgılı yasa ve YHK değısıklıklerı 3771 s yasadan oncekı ve son- rakı Ceza Sorumluluğu (Açıklamalı Içtıhatlı örneklerle Karşı- lastırmalı) Anayasa Mah Iptal Kararının Hukuksal Sonuçları Personelın isleyebıleceğı Kımı Suçlar Özellestırme islemlerının Konuya Etkı/erı Son Yargıtay Kararları Yururluktekı YHK ve Yasa Metınlerı Ikincı Bolum Kooperatıf Gorevlılerının Ceza Sorumluluğu 1163 s yasaya Bağlı Koop Gorevlılerının Ceza Sorumluluğu Tarım Krd ve Tarım Sts Koop Gorevlılerının C Sorumlulukları (Açıklama lctıhat Karsılastırma) Kooperatıflerle ilgılı Yasa Tuzuk Yonetmelıkler Isteme Adresı Hulya Sok 23/6 06700 G O P /ANKARA ÖOEMELI GÖNOERILIR Biridk BİLGE OLGAÇımızın vefatı dolayısıyla cenazesine gerek bizzat gelerek, gerekse telefon, telgraf ve çelenkleriy le katılan tüm sanatçı, sinema emekçıleri, partı > belediye ve dernek yöneticileri ile bizi hiç yalnız bırakmayan SÎNE-SEN ve ÇASOD yöneticilerine ve acımızı paylaşan tüm sevenlenne teşekkür ederiz. AİLESİ GÖRÜLMÜŞTÜR İlhan Selçuk 8 bdM <0 000(KD\ ıçınde) \mmkm Turk<xagıCad 39-41 Cagaloglu-lîtıınbııl Ödemeli gonderilmez
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear