Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet
ftmtiyau saiubi: Berin Nadi
Genel Yayın > onetmenı ÖzgenAcar • Genel Yavın
Koordinatöru: Hikmet Çetinkaya • Genel Yayın
Daruşmanı. Orhan Erinç • Yazıışlen Müdurlerr
Ibrataim Yüdız, Dinç Tavanç (Sorumlu),* Haber
Merkezi Müdürû: Hakan Kara
• Gorsel Yonetmen: Ali Acar # D ı ş Haberler. Er- Ankara Temsılcısr Mustafa Balbav • Haber Mudürü. Doğan Akın AtatürkBul-
gun Balcı • Ekonomı: Abdurrahman Yıldınm • van No-125,Kat: 4. Bal.anliklar-Anl.jra Td 4195020(7 Hat). Telex:42344. Fa\
Istıhbarat Yalçın Çakır • Yurt Haberlen: Mehmet 4195027 •İzmir Temsılcısi. Serdar Kızık, H.Zıva Blv 1352 S.2 3 Tel:4411220
Saraç • Makaleler Sami Karaören • Spor Abdül- Telex. 52359, Fax:4419117 •AdanaTemsılası:Çetin YiğenoğJu İnönüCd. II9S
kadir \ ücelman • Duzeltme. Abdullah Yazıcı No: 1 Kat: 1, Tel: 3522550-3522601-3522492, Telex- 62155. Fax. 3522570
Muessese Muduru Erol Erkut • Koordmator:
Ahmet Komisan • Muhaset* Büietıt Vener
• tdare: Hüseyin Gürer • tşletme önder Çeiik
• Bilgı-lşlenr !Naü lnaJ •Bılgısayar Sıstem:
Mürtvet Çiler • Reklaın. Reha Işrtman
u ı ve Basan: Yenı Gûn Haber Ajansı, Basın ve Yayıncılık A.Ş.
ürkocağı Cad }<• 41 Cagaloglu 343341si PK.246İstanbuiTel (0 212)512O5O5(2Ohal)Telex 22246. Fa< (0:i:>5LW?95 30MART1994 Imsak:5.17 Güneş: 6.44 Öğ)e:!3.16 İkındı: 16.46 Akşam: 19.33 Yatsı: 20.54
Adım adımdevalüasyon-10-
25 ocak salı günü. akşamüzeri, Ha-
zine'de Teknik Ekonomik Kurul top-
landı. Piyasalardaki durum konuşul-
du. E>ev]et Bakanı Ali Şevki Erek,
Başbaikan'ın "geç"kauldığı bu top-
lantmın açılışında Bülent Gültekin'e
şunu söyledı:
"Bülent Bey, Sayın Başbakan yüzde
5 oranında bir devalûasyonu gerekli
görüyar."
"YıLzde 5'lik bir devalüasyon bu-
günkü durumda anlamlı olmaz Sayın
Bakan. Eğer bir devalüasyon yapıla-
caksa bunun bir istikrar paketi ile bir-
likte açıklanması ve daha yüksek
oranlı olması gerekir."
"Hırnmm... Ben bunu Başbakana
ileteyim. Tekrar görüşelim."
Bu toplantıda "her kafadan sesier"
çıkmış. devalüasyon konusu tartışıl-
mış. ama oran ve tarih kesin bir kara-
ra bağlanamamışu.
26 c>cak çarşamba günü Merkez
Bankası kurlan ile serbest piyasa kur-
lan arasındaki marj. yüzde 18'e çıkü.
Merkez Bankası dövize müdahale et-
me\e başladı. Öğleden sonra 14.00'te
Gültekin Başbakanlık Konutu'na
çağnldı. Teknik Ekonomik Kurul
toplantısı yapılıyordu. Saatler 19.
00u buldu." "Merkez Bankası, 10 yıl-
dan beri ilk kez henüz ertesi güıikü
kunı ilan edememişti." Piyasalar bü-
yük bir tedırgıniik içindeydi. Merkez
Bankası'na telefonlar yağıyordu.
Toplantı salonuna saat 18.00'de Baş-
bakan geldi.
Devalüasyon gecesi
Toplantı salonu biryanda "tavuklu
sandviçlerin "servis edildiği açık büfe,
bir yanda ise herhangi bir resmi sıfaü
olmavan Özer Çiller ile Başbakanlık
Basın Danışmanı Mehmet Bican'm
sohbet ettiği. bir yandan da bürokrat-
lann ikili üçlü gruplar halinde tartış-
malar yaptıklan kuçük bir kokteyl
partıye dönmüştü.
Çoğunluğu "özel bankalar"dan ol-
mak üzere salona sık sık telefonlar
bağlanıyordu. Başbakan Çiller, Ak-
bank murahhas azası Erol Sabancı ile
bir telefon konuşması yaptı. bir ara
da Finansbank'ın sahibı Hüsnü Öz-
yeğin'le göriiştü. Devalüasyon gecesi
Başbakanlık Konutu'nda adeta bir
panayır havası yaşanıyordu, işin cid-
diyeti hiç anlaşılamamıştı. Devalüas-
yon karan işte bu panayır ortamında
belirlendi.
Hesap makinesi getirin
Başbakan, bir ara "kimde hesap
makinesi var" diye sordu, genç bürok-
ratlardan bin makinesini Başbakan'a
uzattı... Çiller. genç adamı yanındaki
koltuğa oturttu:
"Hesapla bakayım... 17.200 olsa
yüzde kaç oluyor? Yok yok 17.500 ol-
sun... Hesapla bakayım?"
Genç bürokrat hizla çalışarak. he-
saplan Başbakan'ın önüne koyuyor-
du... Çiller bir kez de "17 bin 250"
üzerinden hesap yaptırdı...
Merkez Bankası Başkanı Bülent
Gültekin bu manzarayı hüzünle izle-
di... "Bu ne ciddiyetsizlikti, böyle
önemli bir karar nasıi olur da bu kadar
ciddiyetsiz biçimde alınırdı? Karar me-
kanizması çökmüştü". Gültekin. daha
sonra o gece için, "ömrüm boyunca bir
daha yaşamak istemem" dedi.
Çılîer'in özel banka yöneticileri ile
an arda yaptığı görüşmeler de bitti,
devalüasvon karan alındı:
"Yüzde 13.59 olsun... Yani dolar 17
bin250TLolacak..."
17 bin 250 TL'ye hangi gerekçelerle
ulaşıldığını kımse anlayamadı.
DPT^Müsteşar Veki'li Necati Özfı-
rat. daha sonra, "Deneme yanılmayla
bu orana ulaştık" diyecekti.
Karpuzlar patladı
Desalüasyon sonrası en ilginç yo-
rum. ekonominin koordinasyonun-
dan sorumlu Devlet Bakanı Ali Şevki
Erek'ten geldi:
"Bunlar kendi halinde birer Amasy a
elmasıyken ymarlana yuvarlana biiyfi-
yüp, Diyarbakır karpuzu oldular...
Sonra da patladılar..."
Başbakan Çiller. o gecenin sonuna
doğru bürokratlanndan şunu da iste-
di:
"Şimdi bakın, devalüasyon tek başı-
na olmaz. Bunu kamuoyuna bir paket
görüntüsü altında vermeliyiz. Kimin
elinde ne varsa döksün... Kadir Bey,
sizde ne var?"
"Efendim biz 6.7 aydır disponibili-
te \ e munzam karşılıklar üzerinde ça-
hşıyoruz."
"İşte onu da açıklayın. Bülent Bey
yann bir basın toplantısı yapar, bunlan
anlatır..."
Malive Bakanlığı Müsteşan Kemal
Kabataş da söze girdi:
"Sayın Başbakanım, bizim elimizde
de Hazine bonolanndan yapılacak tev-
kifatrn düşürülmesi konusu var."
"Hah. siz de onu açıklarsınız..."
Toplantıyı salonun arkalanndan
izleyen Özer Uçuran Çiller de nihayet
karara vanlması üzerine mutlu ol-
muştu...
Gültekin ve ekıbi, "toplantının cid-
diyetsizliğinin yarartığı dehşet icinde"
konuttan 23.20'de aynldılar.
Başbakanın Basın Danışmanı
Mehmet Bican eline tutuşturulan
metni. 23.30'da konutun önüne çıka-
rak. gazetecilere hatalar yaparak
okudu:
"Sayın Başbakanımızın talimatı üe
Jansu Çıller'in
SivasetJîomany
Nursun Erel
Ali Bilse
ülent Gültekin
29 Ocak'ta
Ankara'ya
dönmüş ve istifaya karar
vermişti. Devletin karar
mekanizmasının
çöktüğünü
düşünüyordu. Ertesi gün
kendisini telefonla
arayan Başbakan
bankalara satılan 250
dolann listesini isteyince,
Gültekin dayanamadı ve
"Başbakanım istifa
ediyorum" dedi.
Merkez Bankası karariannı açıklaya-
caktır. (devalüasyon yapılmıştır)...
Yüzde 13.59 oranı gecerli obnoştur."
Başbakan Çiller'in kendisine "en
yakın" hissettiği gazeteci Güneri Cı-
vaoğlu ise, ertesi günkü Sabah gazete-
sindeki sütununda şöyle yazıyordu:
"Haber Ankaradan 22.00'de geldi,
\üzde 13.59 oranında devalüasyon
yapılıyor... Bir saat sonra açıklama
yapılacak mesajını aldık."
Gültekintöhmetaltında
Ertesi günkü gazetelerde dev alüas-
yon "sünmanşetlerdeydi". Türkiye 10
yıl aradan sonra \eniden devalüasyo-
na "merhaba" diyordu. Borsa bir
anda inişe geçti, bu düşüşü durdur-
mak bahanesiyle KOİ devre\e girdi.
devalüasyonun ardından 2 gün bo-
yunca Borsa'dan yüksek fıyattan alı-
mlar >aptı...
Çiller, piyasalann devalüasyonla
allak bullak olmasının sorumluluğu-
nu üzerine almak istemıyor, şöyle di-
yordu:
"Biz Merkez Bankası'nın işine ka-
nşmayız, orası özerk bir kuruluştur.
Bu ayarlamayı onlar yaptı."
Merkez Bankası'nın devalüasyon
öncesinde bankalara sattığı döviz tu-
tan ise bir sonraki gün gazete manşet-
lerinde yer aldı:
"Bu 250 milyon dolarla Merkez
Bankası kimleri zengin etti? Bankala-
nn isünleri açıklansuı?"
Başbakan Çiller. Merkez Bankasf-
nı töhmet altına iten bu gizemli tar-
tışmadan memnundu. o da körükle-
di:
"Evet böyle bir durum olmuş. Mesut
Y'dmaz'ın kardeşine haber uçuruunuş
ve Tekstilbank da büyük bir alım yap-
mış."
Devalüasyona rağmen piyasalar
tedirgindi. Piyasalarda hükümete yö-
nelik büyük bır güven bunalımı doğ-
du. 29 ocak cumartesi günü Başba-
kan ÇiIJer Yeniköy'deki yalısına bü-
rokratlan çağırdı, Bülent Gültekin de
çağnalmışü.
Gültekin yalıya gittiğinde bir sürp-
A rtık devalüasyon kaçınılmazolmuştu.
ZM Ancak Başbakan'ın kafasındaki oranla Merkez
^ -»- Bankası Başkanı'nın öngördüğü oran birbirinden
çok farklıydı. 25 ocak salı günü, Hazine'de Teknik
Ekonomik Kurul toplandı.
evlet Bakanı Ali Şevki Erek, 'Saym Başbakan
yüzde 5 oranında bir devalûasyonu gerekli
görüyor' dedi. Gültekin buna karşı çıktı: 'Yüzde
5'lik bir devalüasyon bugün için anlamlı olmaz.'
J~\ aşbakan Çiller 29
r£ ocakta Gültekin'i
U tekrar yalısına
çağırdı. Genç bir
bürokrata, hesap
makinesi ile devalüasyon
oranını hesaplattıran
Başbakan, 'Yavrum, bir
de 17 bin 250 üzerinden
yap bakalım. yüzde kaç
olacak?'diyordu.
ülent Gültekin bu
ciddiyetsizliğe
j dayanamadı.
Özer Çiller ve özel
bankalann
yöneticilerinin de hazır
bulunduğu bu ortamda,
önemli kararlan dikte
ettirmek isteyen Tansu
Çiller'e şöyle dedi: 'Sayın
Başbakan, siz devletin
itibannı zedeliyorsunuz.'
kararlaştıralım."
"Uygun zamanı ben tayın ederim
Sayın Başbakan."
Telefon kapandı. Çiller bu görüş-
meyi vaptığı Yeniköy'deki yalısında.
Sabah gazetesi yönetici ve yazarlannı
"kahvaltıda" ağırlıyordu. düşünceli
bir şekilde kahvaltı masasına döndü-
ğünde tedirgın ve dalgındı.
Günen Cıvaoğlu, ertesi gün, Sa-
bah'taki sütununda bu anı şöyle an-
lattı:
"Boğaz'a bakan bir salonda. pazar
sabahı. kahvaltıdayız. Tansu Çiller'e
devalüasyon kararının alındığı gecenin
sabahında 250 miJyon dolann hangi
bankalara satıldığını sorduk. Bülent
Gültekin'den öğrenebilirim belki dedi.
Konferans tclefonuyla Merkez Banka-
sı Başkanı Bülent Gültekin, bulundu-
ğumuz evdeki Çiller'e bağlandı, konuş-
ma hayli uzun sürdü.Çiller döndüğün-
de hayii durgundu, 'konuşmamız uzun
sürdü başka şeyler de konuştuk" diye
bilgj verdi..."
Pazartesi sabahı
rizle karşılaştı: Başbakan. "özel ban-
ka temsilcileri" ile toplantı halindey-
di. alman ve alınacak kararlan on-
laria 'istişare" ediyordu. Çiller. Ga-
ranti Bankası Genel Müdürü Akın
Öngör. Genel Müdür Yardımcısı
Ajlan Acar ve Türkive Ekonomi
Bankası Yönetim Kurulu Danı-
şmanı Hasan Çolakoğlu'nun yanı-
nda Bülent Gültekin'e "disponibilite
ve munzam karşılık" konusunu açtı:
"Arkadaşlarla görüşüyorduk... Bu
oranJar yüksek diye bazı yakınmaları
var... Sen ne dersin? Düzeltebilir mi-
yiz?"
Bülent Gültekin için bu tutum
bardağı taşıran son damlaydı:
"Say ın Başbakan sizinle özel olarak
göriisebilir miviz?"
Çiller, Gültekin'i yan odaya gö-
türdü:
"Evet ne *ar?"
"Sayın Başbakan bu büyük bir
alaturkalık... Bövle çalışılmaz. En
çok danışman kullanan insanımdır,
ama herkesin belli bir yeri olmalı...
Devletin otoritesini sıfira ındiriyor-
sunuz, siz devletin itibannı zedelı-
yorsunuz."
Çiller şaşkına dönmüş. ne hata
yaptığını anlayamamıştı, Gültekin
Başbakan'ın yanından aynldı, yalı-
dan çıkmadan önce orada bulunan
bürokratlan da azarladı, Ajlan
Acar'a döndü: "Ajlan, sen eski bir
Merkez Bankacısın... Bu işlerin nasıl
yapılacağını çok iyi bilirsin. Niyc
böy le bir laubaliliğe giriştin?"
Gültekin'in istifası
Gültekin 29 ocak akşamı Anka-
ra "ya döndü... Karannı vermişti...
Devletin karar mekanizmasının
çöktüğünü düşünüyordu. ışi artık gö-
türmesı mümkün değildi. Ertesi gün
makamına geldi. istifa meınini hazı-
rlamaya başladı.
Pazar günü, Merkez Bankası'nın
koridorlan "bomboştu", Gültekin'in
telefonu çaldı:
"İstanbuPdan arıyoruz, Merkez
Bankası Başkanı ile Başbakan Tansu
Çiller göriişecekler."
"Buyrun?"
"Bülent Bey, dün size sormayı unut-
tum. devalüasyondan önce sizin 250
milyon dolar sattığınız bankalann lis-
tesini istiyorum. Kamuoyuna açıkla-
yacağım."
"Sayın Başbakan bır kere bu 250
milyon dolar değil... Aynca bu liste
gizlidir, vasal olarak size bile vere-
mem."
"Ne demek o? Ben başbakanım, o
listeyi gönderin bana."
•'Mümkün dejal Sayın Başbakan.
bu Merkez Bankacılığında temel bir
ilkedir. Aynca ben listeye baktım.
hiçbir anormallik görmedim."
"E, biz böyle nasıl çalışacağız? Siz
talimatlarunı tutmuyorsunuz?"
"Savın Başbakan. size zaten bildi-
recektim. bu vesileyle açıklayayım,
ben istifa ediyorum."
Çiller bir süre sessiz kaldı. sonra:
"Dur bakalım. öyle ani karar >erme,
beraberce düşüneliin uygun bir zaman
Pazartesi sabahı, gazetelerin ıstih-
barat şeflerine Merkez Bankası Baş-
kanı'nın öğleden sonra saat 15.00'te
bır basın toplantısı düzenleyeceği bil-
dirildi. Gazeteciler, bu basın toplantı-
sına Merkez Bankası'nın \enı karar-
lannın açıklanacağı beklentisiy le gıt-
tiler.
Ulus'taki binanın büyük konferans
salonunda, Merkez Bankası yönetici-
lerinin çok düşünceli biçimde Bülent
Gültekin'i bekledikleri görülü>ordu.
Gültekin geldi. kürsüye çıktı ve ko-
nuşmasına başladı. devalüasvona ka-
dar geçen sürevı anlatı\ordu. Baş-
kan'ın konuşmasındaki "sert iislup"
gazetecılerin dikkatini çekmiştı. bir-
den Gültekin'in ağzından şu beklen-
medik sözlerduvuldu:
'Flaş flaş flaş'
"Bu durumda Sayın Başbakan ile
ekonomik sorunlann çözülmesi için
uyumla çalışabileceğime. ülkemc ve
TC Merkez Bankası'na faydalı olabi-
leceğime inancım kaybolmuştur... Be-
nim bu şerefli görevden ayrılmam, ül-
kemin ekonomik sorunlarına çözüm-
lerin aciliyetini vurgulamak ve bütün
siyasi kadrolan, I ürkiye'y i, maliyeti
çok ağır olacak bir ekonomik krize
girmeden tedbir almaya davet etmek-
tir... "
Ajans muhabirleri bu cümleyi du-
yar duymaz yerlerinden fırlayıp. tele-
fbnlara koştular. Bülent Gültekin'in
Merkez Bankası Başkanlığı'ndan isti-
fa ettiği haben. "flaş... flaş... flaş..."
uyansıyla ajanslardan geçti...
Gültekin, olaylan yakından izleyen
iki gazeteciye, Öran Sitesi'ndekı e\in-
de bavulunu toplarken. şunu söyledi:
"Katiyen pişman değilim... Gerçek-
leri anlatmak bana düştü... Krala elbi-
sesi olmadığını bir ben söyleyebil-
dim..."
Yarın:Loiklikve
Tansu çiller
Duzeltme
"Tansu Çiller'in Bilinmeyen Siya-
set Romanı" başbğı ile bu sayfada
yayımlanan dizinin dünkü bölü-
münde, Başbakanlık Müsıeşan Dr.
Yücel Edü ile DYP lı Mehmet Dül-
ger arasında geçtiği belirtilen bır
konuşmaya yer verilmişti. Mehmet
Dülger, yazıda Edil'e atfedilen söz-
lerin. kendisine üst düze\ bir bürok-
rat tarafından iletildığini, ancak bu
bürokratın Yücel Edil olmadığını
bildirdi. Düzeltir, özürdileriz.
Sonuçlar kaygılamlıniı
Atatürkçükr,
RP'nin
kazanmasınaöfkeR
• RP'nin İstanbul ve Ankara belediye başkanlıklannı
kazanması, Atatürkçüleri hareketegeçirdi. Birçok kurum \e
kuruluşta "Atatürkçü Türk insanf imzasını taşıyan
metinlerle fakszinciri oluşturuldu.
Haber Merkezi- Refah Par-
tisi'nin (RP) İstanbul ve
Ankara belediye başkanlı-
klannı kazanması ve beklene-
nin üzerinde o> alması. ban-
kacılan ve borsacılan harekete
geçırdi. Bankalann alım satım
işlemlenni yaptıklan Reuters
ekranlan. bankacılann Çağ-
daş Atatürk Türkivesı'ne sa-
hip çıkan sloganlanyla doldu.
Bazı sanayi kuruluşlannın ve
büvük şirketlerin fakslanndan
çıkan ve "Atatürkçü Türk in-
sanı" imzasını taşıyan metin-
lerle de faks zinciri oluşturul-
du.
İstanbul'dan sonra Ankara
Belediye Başkanlığı'nın da
Refah Partisi tarafından ka-
zanıldığının dün saat 14.30 sı-
ralannda belirgın hale gelme-
sinden sonra. bankalann ve
borsa aracı şirketlerinın tüm
Türk Lirası ve döviz işlemleri
ile alım satımlannı yaptıklan
Reuters ekranlan. çağdaş Tür-
kiye ve Atatürkçülük yanlısı
sloganlarla dolmaya başladı.
Bir benzen daha önce Hasan
Mezarcı olayı sırasında yaşa-
nan Reuters ekranlannda en
çok. "Atam izindey iz". "İzinde-
yiz", "Çağdaş Türkiye Cum-
huriyeti". "L lu Önder". "Ata-
türkçüyüz" sloganlan yer aldı.
Topİumun duyarlı kesimle-
ri, borsa ekranlanndaki slo-
ganlarla hemen hemen aynı
saatlerde faks zinciri oluştura-
rak tepkilerini ortaya koydu-
lar. Bazı büvük şirketlerin
fakslanndan başlavan faks
zincirinde vaklaşık ikı saatlik
bir süre içerisinde "Çağdaş
Türk insanına" dı\c başlavan
ve "Atatürkçü Türk insanı"
imzasını taşıyan faks metni en
çok benimsenen metin oldu.
Faks zincırinin rekor kıran
metni şöyle:
"Çağdaş Türk insanına.
Yaşamın en acı gerçeğinin
ölüm olduğunu kabullenip de...
Hiç ölmey ecekmiş gibi y aşa-
ma sarılma becerisini gösterse
de insan...
Bizler için ölümden daha acı
verici olan Atatürk ilkelerinin
yok edileceği düzene doğru sü-
rükleniyor ohnamız gerçeğini
reddediyonız.
Çünkü bu gerçekle yaşan-
maz.
Halen Türkiye oy potansi-
yelinin yüzde 80'den fazlasını
öluşturan ANAP, D\ P. SHP,
DSP, CHP gibi partilerimizin
kişisel çıkar ka>galannı bir ta-
rafa bırakıp bir araya gelerek
bu gidişe dur demelerini Ata-
türk Türkiyesi adına rica edi-
yoruz."
Faks zincirine eiren bir baş-
ka metinde SHP. DSP ve CHP
liderleri vatan hainı olarak
ilan edilirken. imzaya açılan
kısa bır metinde. "Biz, Atatürk
cumhuriyetinin çocuklan.
İstanbul'daki hileli seçim so-
nuçlanna itiraz ediyoruz. Bu
memleket bizimdir, sahip
çıkalım" denildi.
NazjmMüzesi'ne
sanatçı desteği
• fstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen,
aydınlan yeni yönetimin kültür ve sanat alanında
\apabileceği uygulamalara karşı tepki göstermeyeçağınrdı.
Kültür Servisi - Nazım Hik-
met Kültür ve Sanat Vakff-
nca, Nazım Hikmet Müzesi'-
nin kuruluşuna katkı sağla-
mak amacıyla düzenlenen
karma sergi Cemal Reşit Rey
Konser Salonu'nda açıldı. 11
nisana dek sürecek serginin
açılışına katılan İstanbul Bü-
yükşehır Beledive Başkanı
Prof. Nurettin Sözen, a\ dınlan
\enı vönetimin kültür ve sanat
alanında yapabıleceği uygula-
malara karşı tepki göstermeye
çağınrken. sanatçılar da kül-
tür ve sanat varlıklanna sahıp
çıkmak gerektığıni dile getırdi-
ler,
İstanbul'un yeni belediye
başkanı RP'li Tayyip Erdo-
ğan'ın Cemal Reşit Rey için
"Orayı mescit yapacağım"
şeklindeki sözlerinin hatırla-
tılması üzerine Sözen. "Filiz
Ali'nin verimsizliğini görüp
Aydın Gün'ü iş başuia getirdi-
ğimizde aydınlar, sanatçılar
imza kampanyası açtılar. İn-
şallah bundan sonra da mevcut
yönetimin bu alandaki icraat-
İarı karşısında da aynı duy arlı-
lığı gösterirler" dedi.
Aralannda Aii Özgentürk,
Tank Akan, Esin Afşar, Raik
Alnıaçık. Alpay Kabacalı, Ay-
dın Ilgaz, Orhan Taylan, Atilla
Birkiye gibi isımlenn de bu-
lunduğu davetlilerin kaüldığı
sergide konuşan Nazım Hik-
met Vakfı Genel Müdür Vekı-
li Prof. Aydın Aybay, yüzden
fazla sanatçının katıldığı ser-
ginin amacının müze için
amacına uygun bir bina alabil-
mek olduğunu belirterek şun-
lan söyledi:
"Daha önce diizenlediğimiz
birinci serginin amacı vakfın
anaparasını sağlamaktı. N'akıf
böyle kuruldu. Şimdi \akfa ait
bir müze kurmak istiyoruz.
Çünkü insanlar bize Nazım'la
ilgili resim. mektup gibi malze-
meleri, sabit ve korunaklı bir
yerimiz olmadığı için vemtek
istemiyorlar.
Serginin geliriyle anıaca uy-
gun güzel bir binaya sahip ol-
mak ve Nazım Hikmet"in adına
şanına yaraşır bir müze oluştur-
mak istiyoruz".
Nazım Hikmet Müzesi'ne
katkıda bulunmak üzere vak-
fa tablolannı veren sanatçılar
arasında Hasan Pekmezd, İr-
fan Okan, Sera Lzel. Cihat
Aral. Habip Aydoğdu, Filiz
Başaran, Ramiz Aydın, Ergin
İnan, Abidin Dino, Devabil
Kara. Mengü Ertel, Hayriye
Koç. Orhan Taylan, Bedri
Baykam, Avni Arbaş, Rasin,
Alev Ermiş Mavitan, Naile
Akıncı, Füreya Koral, Eren
Eyüboğju, Mevlut Akyıldız,
Kemal İskender, Özer Kabaş,
Komet, Yusuf Taktak ve Ay şe
Yaltınm bulunuyor.