22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4ŞUBAT1994CUMA CUMHURfYET 2 SAYFA KULTUR Madenci sefaletinin diz boyu hüküm sürdüğü geçen yüzyıldan günümüze yoksulluk, işsizlik ve açhk hep var... Dahainsanalbirdünyauğrunamücadele. SUNGU ÇAPAN G eçen yüzyılın ünlü Fransız romanası Emile Zola'nın 1885'teyayım- lanmış, tanınmış eseri "Germinal', Bolşevik ihti- • ^ • ^ ^ • B lalinden epeyi önceki yı- Uarda ilk kez tarihsel bir güç olarak ağırlığını duyuran işçi sınıfına ilişkin, çok okunmuş, çok basılmış, değişik kuşakJan etkilemiş ve artık klasiğe dö- niişmüş, okkalı bir roman. Sinemarun çekim ve ilgi alanından kurtulamaya- rak günümüz kadar 8 + 10 kez farkb yönetmenJerce beyaz perdeye uyarla- nan 'Germinal', şimdiye kadar 1985'te Vîarcel Pagnol'dan 'Jean De Florette', 1990'da da Marcel Ayme'den 'Ura- BUS' gibi başanlı edebıyat uyarlama- lan gerçekleştiren, ulusal ve uluslara- rası başanlanyla Fransız sinemasının son dönemdeki büyük isimleri arasına kanşan. senaryo yazan, yapımcı ve yönetmen Claude Bem'nin özellikle kendi ülkesinde büyûk bir sinema olayına dönüşen son adaptasyonu. Bütün zamanlann en pahalı Fransız üstün yapımj niteliğinde, zengin bir oyuncu kadrosuyla çevrilmiş filmde jenerik biter bıtmez kuzey Fransa kö- mür ocakJanndaki kıt kanaat yaşam- lannı son derece ağır koşullarda sür- dürmeye çabalayan maden emekçile- nnin yoksulluk, yoksunluk ve zorluk- larla dolu perişan hayatlanna girive- riyoruz. Yönetmen Claude Berri'nin inbam için' ithafının peşi sıra küçük bir çocukken ocaklara indirilip yanm yûzyılı aşkın bir süredir madencilik yapıp kömür tükürür hale gelmiş ve hafiften bunamış bir dedeyle (Jean Carmet) aynı kaderi paylaşmış ma- denci oğlu Maheu (Gerard Depardi- etı), dirençli kansı (Miou Miou) veço- cuklanndan oluşan madenci ailesiyle aralanna kanşıp kalpten giden vagon sürücüsü emekçinın yerine işe alınarak madencinin alın terinden kazancını yükselten patronlara karşı birlik. dayanışma konuşmalan yaparak çev- resini uyandıran, demiryollanndaki işinden atılmış, güneyli sosyalist Etien- ne Lantier'nin (şarkıcı Renaud ilk bü- yük başrolünde göz dolduruyor) başını çektiği mücadeleyi izliyoruz iki buçuk saati aşkın bir süre. Germinal tstanbul'da... Zola'run romanının geçtiği bölgede, yeniden oluşturulan aslına uygun de- korlarda çekilen bu acı, meşakkat, ıstırap ve sömürü destanında 50 yi aşkın yan karakter de boy göstenyor ana kahramanlann yanısıra. Berri'nin topJumsal gerçekçiliği öyiesıne etkile- yici boyutlara ulaşıyor ki. ocaktaki kömür tozlannın adeta üstüne yapıştı- ğı, yağmurun balçıklaştırdığı toprağı- nsa vıcık vıcık çamur olup nerdeyse paçalanna bulaştığı zannına kapıian seyirciyle birlikte Alkazar'ın rahat ve ferah İcoltuklannda ufaktan ufaktan tedirgin eden bu etkileyicı ve upuzun lopiumsal fresk'in bitiminde saionu terkederken sankı bir madeninin yer- yûzüne açılan tünelinden çıkar gibi ol- duk ister istemez. Geçen yüzyılın ikin- ci yansmda Fransa'daki topiumsal çalkanttlara yol açan madenci greviyle dönemin insanlannı karşımıza geti- ren. daha doğrusu bizi ılkei koşullar- dakı grizu patlamalanna. göçüklere gebe, tehlikeli maden kuyulanna so- kup karanlık labirentlere ükışüran 'Germinarde gittikçe şişen. irileşen bedenine uygun hakiki bir proleter kompozisyonu çizen Gerard Depardi- eu\le kansı rolünde, hiç tanık ol- madığımız kadar dirençli, yürekli ve aaya dayanıklı bir madenci kansı ha- line dönüşmüş güzelim Miou Miou, kalabalık sahnelerde belli bir ustalığa erişmiş yönetmen Claude Berri'nin baş destekçisi olarak öyküyü sürükle- yen, lokomotif oyuncular. Sevgiye, dayanışmaya. olabildiğin- ce eğlenmeye de yer açan madenci ev- renini çokça diyalogjar ve etkileyicı panoramık görüntülerle yansıtan filmde dönemin ensesi kalın zengin- lerinin, gösterişli lüks dünyasmı da şöyle kıyısından köşesinden sergileye- rek gdsteriyor Berri. Fabrika müdürü- nü aldatan. çekici ve fettan kansı (yı- Uara meydan okuyan cazibesiyle Aııny Duperey bu role çok iyi gitmiş), yok- sullann ezılmesıne hiç aldırmayan kib- se ve "van cebime koy'cu, rezil papaz- lar, ancak genel bir grevle kapitalizme karşı seslerinı duyurabıleceklenne inanmış. 'enternasyonaJin madendeld temsilcisf olup örgütlü mücadeleden yana komünist işçi ve anarşist Souva- rine (yıllar sonra yine karşılaştığımız, bir zamanlann dev aktörü Laurent Terziefrin madeni sulann basmasma yoi açan sabotajda soluk soluğa izle- dik) vb. gibi tiplemelerle zenginleşen filmde, Maheu'nün vurulmasıyla kınlan grevın ardından Lentier de üz- gün. kırgın ve bezginlikle madenden ve o bölgeden aynlmayı seçiyor. Claude Bern finali tabii ki Emile Zola'nın umuda yer açan satırlanyla bağlıyor: 'Ekiletı tohumiann gfinün bi- rinde mutlaka yeşermesi kaçını- Imazdır...' "Germınar kuşkusuz sinemasever- lerin çehresini değiştiren, yüreğıni ısıtan, önemli bir film. Seyirciden de katılım bekleyen, uzun ama uzunluğu- na değen, geniş soluklu ve yoğun. G e r m i n a l YpnetnıenrCktude Berri Senar^a>(|.Ber-^ ri.Arleue Lang^rian. Emile Zola'nın eserinderf/Kamera: Yves Angelo/Müzik: Jean-Louis Roques Oyuncular: Renaud.Gerard Depardieu. Miou Miou, Jean Carmet! Judith Henry. Jean-Roger Milo. Bema.rd Fresson, Lau- rent Terzieıt.Anny Duperey. Jean^riâjre Bisson 1993 Fransa, İu#ya, Bejç&a ortak yapuîJHoınut Sanat) Be- voâlu Atkalar sinemasmda. Claude Berri'nin Zola uvarlaması Gentıinal'de Gerard Depardieu,IVliou Miou ve Renaud filmi sürükleyen görketnli oyunlar çıkanyorlar. Yenilikçi, öncü bir biçemin ağır bastığı, deneysel bir sinema diline sahip, önemli bir film Beyoğlu'nda gösteriliyor Absürdkomalidenkaramizahadoğru pupayelken... $ a r k ü t e r l (Delicatessen) Yönetmen: Jean-Pierre Jeunet, Marc Caro / Senaryo: Gilles Adrien, J.P. Jeu net, M. Caro / Kamera: Darius Khondji / Müzik: Carlos D'Alessio / Oyuncular: Dorninique Pinon, Marie-Laure Dougnac, Karin Viard, Rufus, Jean-Claude Dreyfuss, Silvie Laguna, Chick Ortega, ^eques Matiıou, Jean-François Prier/ 1991 Fransa.(Umut Sanat Beyoğlu Beyoğlu sinemasında. Sadece Beyoğlu Beyoğlu sinemasında bugünden itibaren gösterilnıeye başlanan "Deücatessen-Şarküteri" de, 1990 sonrası^ yakın dönemin önemli ve çarpıcı Fransız filmlerinden biri. Meraklısınca Istanbul Film Festivali'nde iki yıl kadar önce yakalanıp değerlendirilen ve bal landıra ballandıra seyredemeyenlere anlatılan "Şarkûteri", yenilikçi ve öncü bir stilin ağır bastığı. deneysel bir sinema diline sahip, farklı bir ya- ratıcı yaklaşımın üriinü ve bütünüy- le özgün bir çalışma. Oldukça tuhaf insanlann yaşadığı. "Doktor Caliga- ri'nin Muayenehanesi"ni çağnştıran, eski bir binada geçen "Şarküteri"- nin kahramanlan, ahşılmış beyaz perde kahramanlanndan farklı. di". Dokuzuncu sanat olarak da adlandınlan çizgi romanın kâbesi Fransa'nın "MetaJ Hurlant", "Charlie Mensuel" gibi ünlü dergilerine desenlerini. illüstrasyonlannı götür- müş Marc Caro. tam bir çizgi roman fanatığı. 1978'den beri çeşitli kısa fılm- , reklam filmleri çeken Jean-Pierre Jeunet'nin ağır basan ilgi alanıysa can- landırma sineması. "Şarküteri"nin gerçekleşmesinde Jeunet daha yönetmenliği, Caro da filmin tüm "estetik ambiyansını kompoze eden arristik direktörlük" görevini üstlenmiş. Bu bakımdan Fransız eleştirmenlerince de, Fransız usuiü şiirsel gerçekliğin ustalanndan şair-senarist Jacques Prvert'le yönetmen arcel Carnikilisinin günümüzdeki mirasçılan olarak se- lamlananve birbirlenni tapıamla^anJ^an-HçrreJeuV net ile Mare Caro'nun,*günlük yaşarndakrfantâsti- ğin izini süren bu benzersız denemeleri, yer yer dinamit kıvamına ulaşan kımi unutulmaz bölüm- lere sahip. Her zaman, her yerde rastlanmayan cinsten bu sarsıcı, "saçma ve kara humor" baş- yapıü, ticari sinemanın fabrikasyon halin- de ha babam ürettiği yavan filmlerden de- ğişik lezzetler sunuyor peş peşe. Möö scsi çıkaran kutular... Ters çevrilince möö sesi çıkaran ku- tular yapan Robert ve Roger Kube kar- deşler (Ruftıs, Jacques Matbou), Tapioca ailesi (Ticky Holgado, Anne-Marie Pisani), son derece snop mösyö ve madam Interli- gator (Jean-François Perrier, Sil>ie Laguna), mitolojik adlar taktığı kurbağa ve sümüklü- böcekleriyle kuşatılmış olarak yaşayan Mösyö Potin (H<mard Vernon), haşin postaa (Chnick Ortega), zemin kattakidükkânında çalışan. çılgın ve kaül bir kasap (Jean-Claude Dreyfass), kasabın dostu, uçan matmazel Plusse (Karin Viard) kasabın hayaJ aleminde yaşayan, viyolonsel çalmaktan başka şey yapmayan. miyop, beceriksiz kızı Julie (Marie-Laure Dougnac) ve ilan üzerine kasaba başvurarak binanın müdavim- lerine katılan. cambazhane yıldıa, sirk sihirbazı delikanlı Louison'- la (Dominkjue Pınon) bütünlenen bu kadroya bir de merdivenlerde sigara tüttüren. Jean Vigo'nun "Hal ve Gidiş SnVından fırar etmiş iki yu- murcakla, yeralünda. kanalizasyonlarda yaşayan, etyemez bir muhalif grubu (Troglolar) ekleniyor filmde. Binanın et yemek için çırpınan tüm müdavimleri, kasabın müşterisi. Kasabın kanlı kesim tahtasınjn son kur- ban adayı garip delikanlı Louison'la. kasabın babasından nefret eden kızı Julie'nin, son derece romantik Romeo-Juliette ilişkisine bürünen film, ab- sürd komediden kara humora, fantastikten saçmaya doğru pupayelken seyreden ve gittikçe kızışan harika bir kokteyl tadı veriyor dakikalar ilerle- dikçe. Melies "tiyatrosu"ndan Fransız usuiü şiirsel gerçekçilik akımına ka- dar uzatılacak çeşitli kaynaklardan beslenen filmin kirru sahneleri, bir Max Ernst kolajı gibi, aynntılannın içine hapsediyor seyirciyi, "aşm"lıklanyla Kasap ve bakkaliye metaforu Stüdyoda özenle. abartıyla düzenle- nip teknolojik beceriyle, özel efektler- den de yararlanarak hazırlanmış set- lerde çekilmiş. çizgi roman etkileri de içeren, görselliğin müzikle, seslerle kaynaştınlarak ön plana çıktığı filmin I baa bolümlerine şapka çıkarmamak ne mümkün? Sevişen kasapla mat- |mazelin inlettiği karyola yaylannın gıartısıyla başlajıp tavan boyayan, vi- yolonsel çalan, halı çırpan tüm bina sakinlerinin eylemlerine eşlik eden bir ritme bürünerek gittikçe orgazma 1doğru hızlanıp yükselen bir tempoja dönüşen müzikal sekans ya da 25 ton suyun boşaltıldığı banyodaki su basması sahnesi ya da "Romeo-Juliette'ûııİ2''in 'çalgılanyla düet yaptıklan bölüm gibi. uyumlu bir kakafoninin ayyuka çıkuğı. da- yanılmaz görüntüler yığınla. Meslek becerilerini sergileyen Louison'in merdivenlerde ilk kez Julie'siyle karşılaştığı. o kocaman sabun köpüğünden balonlan üfüriip üfürüp ortalığa saçtığı sahneler gibi şiirsel bölüm- ler de eksik değil filmde bu arada. Kolaycı etiketlere pek uymayan şablonlara, klişelere rağbet etmeden, dur- durak tanımaksızın tuhaf. earip ve gülünçlü durumlan aktaran, mekanın. insanlar, ifişkiler ve nesnelerle harman edildiği; fütürist. sürrealist tonlardan da çalan, mantıkia, her cinsten aşınlıklar arasında salınan, ince kesimden dilim dilim kara humor ve espri doğrayan, bu yoğun ve yorucu absürd komedi. sıradan seyirciye biraz demir leblebi gibi gelse de. yedinci sanatın tutkun- lanna aynksı tatlar vaat ediyor başından sonuna kadar, grafiksel özelfikler- le donatılmış, deneysel sinema anlatımı, humoru, öyküsü. görüntüleri, mü- ziği ve oyunculuğuyla giderek meraklısmı daha bir içine alarak gelişen ^ a r - küteri", me\ sime damgasını kuşkusuz vuracak, seyre ve ilgiye değecek cins- ten, farklı bir sinemarun ürünü \e sarası birdeneme özetle. Caro'yia Jeunet admdakı "yaraöcı" yönetmen ikilisinin, son yıllarda yoruyor. yoğuruyor bir güzel. "Şarkûteri"yle, son yıllann Tavinialer ya da Fransız sinemasının yüz akı niteliğindeki sayıh filmlerinden "Şarküteri"sini Coen'ler gibi kardeş olmayıp da, ikili çalışan belki de en ilginç yönetmen kesinlikle kaçırmamanızı salık veririz. çifti sayilmayı hak eden Jean-Pierre Jeunet ile Marc Caro, birbirleriyle 15 Ahşılmış komediyi yenilemeye girişen bu özgün "kasap ve bakkaliye me- yıldır taruşan. çizgi roman, kısa film, video-klip, canlandırma sineması ve taforu", lezzetine tam anlamı> la varabilmek için bir iki kez görülmeyi dahi reklam filminden yetişmiş. 30'Iu yaşlannı süren, iki modern "görûntü muci- hak ediyor. Dominique Pinon, Şarküteri'de kasabın kızuıa tutulan, sirk cambazı. Ozgür Willy ile Jesse...Wllly) Yönetmen Simon Wincer Avustralya sinemasının Hollywood"da şans arayan yeni yö- netmenlerinden. Tom Sellecİc'li wes- tern denemesi "Quigley Down Under- Ava"yla anımsadığımız Simon Win- cer'dan, yine çocuklann yanyıl tatiline göre zamanlanarak gösterilen, farklı (hatta aynksı) bir sevgi ve dostluk öy- küsü çeşitlemesi "Özgür WiIIy". Si- noplulann sevgilisi "Aydm" balina gibi sevimli. Okyanusun bağnndan, ailesinden kopanlıp küçücük bir ha- vuza sıkıştınlmış ve su gösterilerinde soytanlık yapmaya zorlanan Orca tü- riinden bir balinayla, annesinin başın- dan defettiği, serseri mayın gibi orta- larda dolanan, evsiz-barksız, sorunlu birçocuğun, dostluğu, gıargıarrenkli görüntülerle, hayvan sevgisi ve çev- recilik yayılan, yeşılci ve duygusal ton- larda hikayeediliyor, bildik yollardan. 1993'ün Box-Office Şampıyonu,pn Amerikan yapımından biri o'lan "Oz- gür Wflly" bazı ortak özelliklere sahip, 12 yaşlanndaki Jesse'yle (Jason James Richter) özgürlüğü elinden alınıp bir gösteri merkezinın su tankında, birile- rine para kazandırmaya zorlanan bali- na VVilly'nin dünyalannı kesiştirip bir- leştiriyor. Yalın ve oldukça duygusal bir yak- laşımın ürünü niteliğindeki filmde, ıslahevine gitmektense Glenn ve An- nie (Michael Madsen ve Jayne Atkin- son) çiftinin yanında kalıp verdiği za- ran ödemeyeçalışarak hayvan eğitme- ni ve bakıcısı olan bazı yeni kadın ve Kızıldenli dostlar edinen, sevgi ve yuva arayışındakı Jesse ne yapıp edip sonunda arkadaşlanyla balinayı öz- gürlüğüne kayuşturarak, bir milyon dolarlık VVilly'yi ait olduğu doğal or- tamına, yani denize salıveriyor. Seyir- dnin gözlerini zaman zaman dolduran bir dokunaklılıkta seyreden, çoluk ço- cuk cümbür cemaat seyrediien ve ahşılmış türden bir dostluk serüvenini yansıtan "Özgür Wflly", Hollywood'- un 1970'lerde Jaws'la başlayan ve bek- lenmedik gjşe başanlan sağlayan o popüler deniz mahluklan macera- lannın vardığı son aşamayı ömekli- >or. Michael Jackson'un söylediği. kardeşliği, dostluğu pekiştiren, her yerde çalınan filmin şarkısı da Willy*- nin özgürlüğünü yankılıyor. Afacan DennisÇocukluğumuzun se\ımli çizgi (comic strip) kahramanlanndan. ortafığı yıkıp dökmede bir orduya bedel. haşan mı haşan Amerikan veletı Dennis the Menace'la. ka- fayı fena halde önceden ne haltlar kanştıracağı tahmın edilemeyen bu cin gibi yumurcağa takmış. \aşlı komşusu George Wilson'un. bildik çatışması üstüne kurulu, eğ- lencelik \e tipik bir yanyıl tatil gül- düriisü "Afacan Denms". Genç seyirci kesimine vönelik "Narional Lampoon's Vacation" serisi ya da "Breakfast Oub", "Pretty in Pink", "Ferris Bueller's Day-Off" gibi güldürüleriyle 1980'lerde umulmadık gişe başan- lan kazanıp i 990'da da "Evde Tek Başma"y'a tumayı gözünden vu- ran. Hollywood"un "köşe" yapımcı. senarist ve yönetmenle- rinden John Hughes'ün senaryo- sunu yazdığı, Nick Castle'in da yönetmenliğinı üstlendiği "Afacan î>eımis"de. karşı konulmaz me- rakı yüzünden daima felaketlere yol açan yumurcağı. yeni bir Ma- caulay Culkin gibi lanse edilen küçük yıldız Mason Gamble oy- nuvor. Tarak dinlemez. hep kalkık du- ran sapsan saçlan ve çilleri>le ka- rakteristik WASP (beyaz. ang- losakson ve püriten) veledi Den- nis, bahçecilik yanşmasında yı- llarca uğraşarak yetişurdıği gece açan orkidelerle birinci seçilen, postaneden emekli, komşu Geor- ge Amca'nın (yani VValter Matt- hau'nun) sürekli kabusudur. Kimsenin kapıyı bacayı kilit- lemediği, sokaklannda çocuklann oynadığı tertemiz, pınl pınl bir küçük Amerikan kenti (!) deko- runda geçen öyküde, bu tür fılmle- rin bütün masalsı güldürü klişeleri peş peşe yığılmış.Eğlendirip oya- İayaraJc, küçük st-yircilere de yeni yaramazlık reçeteİen sunan film- de. Fred Astaire'nin çağdaşı. ko- reograf bir babanın oğlu olan yö- netmen Nick Castle'in anlatımı yerli yerinde ve düzgünce. VValter Matthau'nun komedi yetenekleri- ni sergilediği bugüldürünün "köftî adamı"ysa bir başka eski tanıdık olan Christopher Lloyd. Ailece oyalanmak için birebir "Afacan Dennis". Manüğı bile iflas ettiren. bütün bakıcılannı kacırtan şirin, haşan veledin serüvenleri, fazla önemsenmeden kah kah, kih kih tüketiliyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear