Catalog

Cumhuriyet İmtivaz sahibi: Berin Nadi Genel Yavın Yoneımenı Özgen Acar • Genel • C Yayın Koordınatorü. Hikmet Çetinkava • Genel Balcı • Ekonomı. Yavın Danışmanı. Orhan Erinc •Yazıışlen rat Valçın Çakır • Yurı Haberlen- Mehmet Saraç Müdürlen Ibrahim Yıkiız. Dinç Tavanç(Sorumlu) • Mukaleler Sami Karaören • Spor Abdülkadir • Haber Merkea Viuduru İpek Çauşlar onctmcn \li Acar # D i ş Hdberler Ergun Ankara Tcmsılcisı Mustafa Balbav #Haber Muduru Doğan Akın Ataturk. Bul- Mue>sese Muduru Erol Erkul • Koordınatör: onomı \bdurrahman YıMınm • İstıhba van No.125. Kaı. 4, Bakanlıklar-Ankara Tol 4195020(7 Hat). Tclex 42344. Fax Ahmet Koruban •Muhasebe B>Ueıu Yener 4195027 •İzmır TcmsılciM Serdar Kızık. H Zıva Blv 1352 S 2 3 Tel 4411220 »İdare HûseyinGûrer •İşletme ÖnderÇeük :le\: 52359. Fa\. 4419i 17 •AdanaTemMİcısı. ÇeönYiğenoğluİnonüCd 119S. #Bılgı-İşlem Nail Inal • Bılgısayar Sıstem: n I Kat I.Tol. 3522550-3522601-3522492. Tclc\ 62155. Fax 3522570 Müriivrt Çiler •Reklam Reha IşrtmanYücelman • Duzelıme. Abduliah Y azıcı Tele\ V ^ a\ımlı\antf Basan: YcnıGun Haber \jansi. Bjsın \c Yd>mci!ık \ Ş Tûrkıvıgı Cad 39 41 Cağaloğlu 34334 fsı PK 246 fsunbıil Tel (0 :i2l5i:O5O5(2Ohdt)Telcx 22246. Fux (0 :i2)_ins«95 4ŞLBAT1994 İmsak. 5.38 Güneş 7 05 Öğle. 12.25 Ikındı 15 05 Akşam: 17.31 Yatsı. 18.52 Çevrehaberimfe Cumhuriyet 1. • ANKARA (ANKA)- Türkiye'de yayımlanan günlük gazeteîerin 1994'ün ocak ayında, geçen yılın ocak ayına göre yüzde 50 daha fazla çevre haberlerine yer verdiği saptandı. Çevre Bakanlığı"ndan yapılan yanh açıklamaya göre geçen yıl yavımlanan 21 ulusal günlük gazetede toplam 776 çevre habenne yer verilirken bu sayı 1994yılının aynı ayında bin 17'yeyükseldı. Çevre BakanlığYnın istatıstiklerine göre bütün gazeteler arasında en çok çevre haberlenne yer veren gazete ise Cumhuriyet Gazetesi oldu. Çevre haberlerine yer verme konusunda Cumhuriyet'i Hürrivet ve Sabah gazeteleri izledi. Tarihi eser openasyonu • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)-Mali Şube ekiplerince Bergama'da düzenlenen operasyonlarda çok sayıda tarihi buluntu ele geçti.Birihban değerlendiren Mali Şube ekiplen. Bergama ve çe\ resinde kaçak olarak kaa yaptığı öne sürülen Mehmet Çalışkan'la alıa rolü oynayarakanlaştılar. Mehmet Çalışkan. ahcı rolüne giren görevlilere. Yunan ve Roma dönemine ait sikkeler. gümüş fıgürler. takılar. heykel başı. hey kelcikleri satmaya kalkıştığı sırada suçüstü yakalandı. 'Devalüasyon zammı gerekli' • ANKARA (Cumburiyet Bürosu)-SHPGrup Başkan\ekilı Ercan Karakaş. devalüasyondan sonra memur maaşlanna yapılan zamlann eridiğine dikkat çekerek "memur ve emekli maaşlanna yeni zamlann düşünülmesi eerektiğıni" belîrtti. 'Sopumluluk DYP'nin değil' • ANKARA - SHP Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Selvı. "ekonominın sorumiuluğu DYP'de" yaklaşımının doğru olmadığını belirterek "Hükümet halka karşı ortak sorumludur. biz böyle bir yaklaşımla sorumluluktan kurtulamayız. O nedenle SHP ekonomik gelişmeleri yakından izlemeli. denetlemeli \ e yanlış ekonomik kararlan enaellcmelidir" dedi. ÇGD'den ppotesto • İstanbul Haber Senisi - Çağdaş Gazeteciler Derneği İstanbul Şubesi. Özgür Gündem ve Mücadele gazeteleri yaaişleri müdürlerinin tutuklanmalannı protesto etti. Dün yapılan açıklamada, yerel seçimler öncesi, hükümetin demokratikleşme vaatlerine yenıden başladığı vurgulandı. Verilen sözlere karşm basın üzerindeki baskılann her gün arttığı ve hapis cezasına bir de mılyonlarca lira para cezası "tehdidinin" eklendiği öne sürüldü. Keyfi tutuklamaya son • İstanbul Haber Senisi - DİSK Genel Sekreteri Süleyman Çelebi. Hava-İş Sendikası eski Genel Başkan Yardımcısı Nabi Delice'nin tutuklanmasının tümüyle keyfi olduğunu belirterek bu türdeki tutuklamalann son bulmasını istedi. Çelebi, " Yıllarca Türk Hava Yollan'nda çalışan, sendikacı bir kişinin. yıllar önce hakkında verilen bir ifade nedeniyle bunca zaman sonra tutuklanması en temel hukuk kurallanna da aykın görünmektedir" dedi. Demirel'den yemek • ANKARA (Cumhuriyet Burosu)- Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, dün 300'e yakın ziraat odası başkanııleTZOB yöneticilerine Çankaya Köşkü'nde bir yemek verdi. Konuklannı kapıda karşılayarak tek tek ellerini sıkanDemirel'in.birçok ziraat odası başkanına adıyla seslenmesi ve "Buğdaylar nasıl, patates kaç para" gibi sorularsorması dikkat çekti. Pamıığa lıücımı-3- ayılı günler çabucak ge- çer... Harran'a su geldı. gelecek! Çiftçi pamulTekimıne baş- lamak için can atıyor. Ama. sabredemeyenler de var. Harran'da şu anda tam İ000 adet yeraltı kuyusu açılmış. Bazılan kunnuş trafoyu arazisine. basıyor suyu kanaletlere. suluyor arazi- sıni gönlünce. Ekiyor pamuğu. Trafo kurmavanlan çatlatırcasına alıyor ürünü. Kuru tan- mda buğday bire 10 veriyorsa eğer. tra- fosu olanlar bıre 50. 60 hatta 70 alıyor ürünü. Ama. pamuk bir başka. Yakında Çu- kurova'yı. Ege'yı sollayıp geçecek.. mil- letin gözü pamukta. "Âh bir su gelse de" diyor... Bu durumda Fırat'ın suyu birkaç yılda biteceğe benzer. Çünkü pamuk, yılda on bir kez sulan- mak istiyor. Suya doymak bilmiyor. Koca Harran Ovası'nda herkes bir- den pamuk üretimine geçerse eğer. vah vah vah... Vatandaşın devlete olan borcu şimdı- lik 41 milyar. Nasılsa elektrik devlet ba- badan. Ücretini ödemese de olur. Kuru tanm zaten verimsizlik... Değişik etken- lerle her yıl hasar tespiti veçiftçi borçlan ortalaması uygulamalan da cabası... Devlet canını alacak değil ya... Üstelik bu terör ortamında(!)... Uzmanlar. suyun paylaşımının. sevk ve ıdaresınin devlet eliyle olması gerekti- ğini belirtıyor. Ve hatta. "Tam yetkili merciler kumlmalı, suyun verilmesinden toprağa ekiiecek bitki türiine kadar uz- man kişilerin müdahalesi olmalı" diyor- lar. Yoksa; GAP'a yatınlan trilyonlan bir anda su alıp gıder. adeta... Tehlıke çanlan şimdiden çalıyor. Çoraklık tehlikesi bile kapıda bekliyor İyi bir drenaj sıste- mi, sulamayla birlik- te derhal hizmete girmelı. çiftçi sulu tanm konusunda kesınlikle eğitılmelı. Toprakta tuz oranmın artması. top- rağın verimsizleşmesı ve hatta çoraklaş- ması anlamına geliyor. Dünyada mevcut olan problemlı top- raklar arasında tuzlu ve sodyumlu top- raklar en geniş alanı kaplıyor. Tuz etkisı altında kalan bu topraklann kapladık- lan alan yaklaşık 320 milyon hektar. Clkemizde tuzlu ve sodyumlu toprakla- nn kapladığı alan ise; 1 milyon 518 bın 722 hektar olarak behrtıliyor. Bu top- raklar ülkemizde ekonomik olarak su- lanabilir arazi potansıyeli olan 3.5 mil- yon hektarlık arazinin yüzde 17.6"sı ka- dar. Uygun ve yeterli drenajı bulun- mayan problemli arazilerin toplam ala- nı ülkemiide 2 milyon 775 bin hektan buluyor. Türkiye'de doğal faktörlerin yanı sıra tanma geçilen bölgelerde uygun sulama ve drenaj tesıslennın yapılmaması \e çiftçilere sulama teknıği hakkında ge- rekli bilgilerin verilmemesı sebebı\le, tuzlu ve sodyumlu topraklar oluşuyor Topraktaki tuz oranının sulama yoluy- la gıderek artması ise çoraklık meydana getiriyor. Neticede milyarlarca liralık yatınmla kurulan sulama tesislenrun ış- letmeye açılmasından hemen sonra. toprakta tuzluluk sorunu beliriyor. Ön- ceden herhangi bir tuzluluk sorunu ol- mayan ovalarda bile drenaj sisteminin ihmali ve yanlış sulama nedeniyle tuzlu ve sodyumlu topraklann oluştuğu bili- niyor. Örnekler arasında Çukurova. Tarsus. Menemen. Söke. Salihli. Mani- sa Çumra \e Iğdır ovalan sayılıyor. Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'ne bağlı Şanlıurfa Köy Hizmetleri Araştır- ma Hizmetleri Müdürü. yüksek ziraat mühendisi Erbil Özyurt'la bu konuda görüştük. Harran topraklannda yapı- lan araştırmalan bize değerlendirdi. Şöyle dedi: "Toprağın tuz ve sodyum oranının art- ması. genellikle kurak iklim koşullarına sahip bölgelerde meydana gelir. Yağışlı bölgelerde toprakta bulunan tuzlar doğal Şanlıurfa Kö> Hizmetleri Araştırma Müdürü Erbü Özyurt, Harran O\ası'nda çoraklaşmanın meydana gelmtmesi için drenaj sistemi kurulmasını ve çiftçinin sulu tanm konusunda eğitilmesi gerektiğini söylüyor. Y Y an *an'da milletin gözü L M pamukta. k Ah bir su I I gelse'diyorlar. Ancak uzmanlar sulamayla birlikte herkesin birden pamuk ekimine geçmesini ve pamuk ekimini sürekli olarak yapmasını sakıncalı buluyor. Çoraklaşmakorkusu FIRAT'IN AYŞE ŞENE GİRGİN yağışlarla toprak içerisinde aşağna doğ- ru hareket eider. Yeraltı sularına kadar iletiiir. Sonradan da akarsuiarla denize taşınırlar. Kurak bölgelerde tuzun top- rakta yıkanması, ara/iden uzaklaştırıl- ması mümkün değildir. Toprakta drenaj olmadan yapılan sulamalar ile kesınlikle ruzlanma meydana gelir > a da bazı su)a- ma yöntemleri toprakta tuz birikimi oluş- turabilir. Bu durum. toprakta yeter mik- tarda su bulunmasına rağmen bitkilerin solmaya başlamasıyla kendini gösterir. Toprağın üst kısmında i.se tuz birikimin- den dolayı beyazlık hissedilir. Harran Oası'nda da böyle bir çorak- lık söz konusudur. Güneyde bulunan ara- zilerde beyazlık ve verimsizleşme şimdi- den başlamıştır. Çünkü burada bir süre- dir kuyu suyu kullanılarak sulama y apılı- yor. N'itekim Çukurova'da meydana gelen durum budur. Harran Ovası'nın başına gelecek olan da yine budur. Çukurova'da toprakta tuzluluk artışı nedeniyle verim azaunıştır. Harran Ov ası'nda da ay nı du- rumun olmaması için iyi bir drenaj siste- mi ile birlikte çiftçinin sulu tanm konu- sunda eğitilmesi zorunludur." Bereket yerine felaket Fırat'ın suyu tuzluluk bakımından olumlu. tuz içeriğı az. bırınci kalite sula- ma suyu grubuna giri\or. Ancak. en ıyı kaliteli sulama suvunun bile ıçensinde erimiş halde tuz bulunuşor. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki; GAP bölge- sinde pamuk yetiştirilen bir hektar top- rağa. bir dönemde sulama yoluyla tam 2944 kg, >anı yaklaşık 3 ton kadar tuz verilmiş oluyor. İki dönem pamuk eki- mi sonucunda ise toprağa yaklaşık 6 ton tuz verilmiş olu> or. 50 hektarlık arazıde (500 dönüm) pamuk yetiştirildiğı düşü- nülecek olursa bu toprağa bir dönem sulamavla venlen tuz miktan 150 ton kadardır kı. bu rakam oldukça ürkütü- eüdür. Uzmanlar işte bu yüzden. Harran Ovası'nda sulamayla birlikte herkesın birden pamuk ekimine geçmesini ve pa- muk ekımıni sürekli olarak şapmasını sakıncalı bulu> or. "Drenaj sistemi olma- dığı takdirde, suyu iyi kulianmayı bilme- yenler bereketi felakete çevirebilir" dı- vorlar. L'rfa Tüneli'nde çahşmalar durmuş. Betonlaşma çalışması yapan işçiler bir süredir direnişte. Son zamanlarda tü- nelde hiçbir çalışma >ok. İşçiler tünel inşaatını üstlenen Akpı- nar firmasının 7-8 aydır kcndilerine üc- ret ödemediğini. bu yüzden çalışmaya- caklannı söylü>orlar Oysa ki. Süley- man Demireİ'in. başbakanlığı dönemın- de \aat ettığıne göre. en geç 1994 hazira- nında ovaya su \enlecek. Bu durum- da. tünelin betonlaşma işlerinin >ıl so- nuna kadar tamamlanması gerekiyor. Konuyu biraz daha irdelediğimızde. de\ letin son zamanlarda firmava ödedı- ği istıhkak mıktannda azalma olduğu ortaya çıkışor De\let Su İşleri 15. Bölge Müdürü Ünal Çalışan'a çalışmalann ne safhada olduğunu \e ovaya suyun ne zaman ve- nleceğını sorduk, şöyle dedi. "Şu ana kadar Şanlıurfa tünellerinin birincisinin inşaatı tamamen bitti. İkinci tünelin ise 4 kilometreye kadar isale ka- nalı, kullanılma>a hazır hale geldi. Ova- ya su akıtılacak kısundaki çalışmalar yıl sonuna kadar tamamlanacak. Bu arada 122 km.'lik Harran Kanalı'nın 80 km.'si tamamlanmış durumda. Kanalın ikinci kısmında sulamaya 1994 y üında başlaya- cağız. İlk olarak 15 bin hektarlık bir ara- zi sulanacak, daha sonra pey derpey sula- ma alanını genişleteceğiz." - Sulama başlayınca, ısteyen istediğı kadar su alabılecek mi? Bu ne şekilde olacak? "Her sulayıcı, sulama mevsimi bo- yunca dilediği miktarda su alabilecek. Tabii ki su. iicret karşıiığında verilecek. DSİ'nin görevi, sulama suyunu kanalla- ra sevk ederek araziye göndermektir. Bundan sonra tarımla ilgili kuruluşların. sulama birliklerinin görev alnıası gerekir. Kullanılacak suyun sevk ve idaresi, ücre- tinin tahsili başlı başına iş. Şimdiden ge- rekli önlemler alınmazsa. verilen suyun ücretinin tahsili sorun yaratabilir. Bu iş mutlaka uzman kişilerin elinde olmalı. Aksi halde sistemsizlik yüzünden birçok sorun ortav a çıkabilir. Suyun ücreti bu- günkü yasalara göre Bakanlar Kurulu tarafından dönüm başına belirtüen mik- tarda alınacak. Ccret konusunda sulayıcı birlikler titizlik göstermeli. Yatandaş ise ödemede güçiük çıkarmamalı, itiraz et- memeli. \oksa. o kesiminsuyu tamamen kesilir. Kunınun y amnda y aş da y anar..." Suri) e ile yeni bir sorun Guneydoğu Anadolu Projesi. güney komşumuz Suriye\ı ılk günden ben ra- hatsız etmeye başlamıştı. Şu ara. su>un akıtılması yaklaştıkça yeni yeni sorun- lar ortaya çıkıyor. Sunyebuikı ovadakı arazinin sulanmasından sonra oluşan atık suyun kendi topraklarına akıtılma- sına karşı çıkı\or. Bölgede haİen mevcut bir göl ya da yapay göl \e\a herhangi bir akarsu bu- İunmadığından. atık suy un nerey e akıtı- lacağı bilinmiyor. Bu su. toprağı kirlet- memesi için drenaj sistemiyle bir gölde temizlendikten sonra sulamaya verile- cek. Örneğın. bir saksıya ekilen bıtkiyı suladığımızda suyun bir kısmını toprak emer. fazlası saksı dibıne süzülür. Tanm arazilerinde de durum bö\le. Toprak. kapasitesi kadar suyu alır; fazlası. top- rağın tabakalanndan süzülerek kademe kademe aşağıya iner; geçirimsiz bir kat- mana \annca durur. Tşte bu suyun ana tahliye kanallanyla toplanarak yapay göle getirilmesı ve temızlenmesi gereki- yor. Aksi halde atık su. toprağı verim- sızleştınr. Tuz. toprağın üst kısmında be\az bir tabaka halınde kalır. Su\a doygun olan toprak ise bataklık görü- nümünü alır. İşte bu konu. ılgıhleri şu anda kara kara düşündürüşor... - BİTTİ- MOSKOVA^YLA SICAK DÖNEM Türkiye Rusya'dan zırhh araç ve heHkopter ahyor • Varşova Paktfnın yıkılması sonrasında, Doğu Bloku ülkeleriyle başlayan sıcak ilişkiler çerçevesinde. Moskova'yla, 100'ün üzerinde BTR-80 tipi zırhh muharebe aracı konusunda prensip anlaşmasına vanldı. • Tatanstan'dan da jandarma için 19 adet MI-17 tipi helikopter ahnıyor. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Türkiye, Rusya Fede- rasyonu'ndan, yüzün üzerinde BTR-80 tipi zırhh muharebe aracı almayı kararlaştırdı. Türkiye aynca, Rusya'nın en büyük helikopter fabrikasının buîunduğu Tatanstan'dan da 19 adet nakliye \e askeri nakli- ye amaçh Mİ- 17 helikopteri alacak. Varşova Paktı'nın yıkılması sonrasında. Doğu Bloku ülke- leriyle başlayan sıcak ilişkiler çerçevesinde. Türk- Rus ilişki- leri de yeni bir döneme girdi. Savunma kaynaklanndan alı- nan bilgiye göre. Milli Savun- ma Bakanhğı Müsteşan Kor- general Teoman Erkan baş- kanlığındaki askeri heyetin. geçen ay Rusya"ya yaptığı zi- yaret sırasında. ana ağırlıklı olarak zırhh muharebe aracı ve helikopter alımı konulan gün- deme geldi. Görüşmeler sonu- cunda, BTR- 80 tipi zırhh muharebe araçlanndan Kara Kuvvetleri Komutanlığı için 100 adedin üzerinde alımı ka- ran \erildı. Toplam 150 bin dolara mal olacak alım konu- sunda Rusya ile prensip anlaş- masına da \anldi. Geçen yıl da Jandarma Genel Komutanlığı için yine Rus\a"dan 30 dola- yında BTR- 60 tıpı zırhlı mu- harebe aracı alımı kararlaştınl- mıştı. Türkiye. Jandarma Genel Komutanlığı'nın emnne veril- mek üzere, Rusya'nın en önemli helikopter fabrikasının buîunduğu Tataristan'dan da 19 adet MI- 17 helikopterinin alımı konusunda da karara vardı. Alınan bilgiye göre, bu konudaki mutabakat anlaş- ması geçtiğımiz yıl kasım ayın- da imzalandı. Toplam 65 mil- yon dolar tutanndaki anlaşma çerçevesinde alınacak MI- 17 helikopterleri. nakliye ve aske- ri nakliye amaçh olarak kulla- nılabiliyor. AA'nın habenne göre, MI- 17'lerin askeri nakliye helikop- teri olarak tasarlanan türü, nakliye (5 bin kilograma kadar kargo), saldın ( 30 asker), can- kurtaran (20 yaralı). savaş (ro- ket, silah ve bombalarla dona- tılmış) versiyonlan bulunuyor. Saatte 225 kilometre hıza sa- hip bu helikopter. deniz seviye- sınden 4 bin metre yüksekliğe kadar her türlü açık araziye iniş yapabiliyor. Bu helikop- terlerin "uçan hastane" olarak adlandınlan tiplerinde ise, ameliyat ve doğum gibi bazı tıbbı müdahalelerin yapılabil- mesi için her türlü ekipman da bulunuyor. Helikopterlerin savaş tipleri ise, 500 kilogramlık bombalar taşıyabiliyor. Üzerinde maki- neli tüfeği de bulunan bu heli- kopterlere. uçuş mürettebaü- nın korunması için zırhh lev- halar yerleştirilebilİNor. AKDENIZ EYLEM PLANI Italyanlar da aidat ödemeyi kabuletti ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Akdenız Eylem Planı'- nın (AEP) yaşama geçırilme- sinde kaynak sıkıntısmın sorun yarattığı belirtildi. Çevre Bakanı Rıza .Akçalı. Barcelona Sözleşmesi'ne taraf olan ülke- lenn gerekli katkı paylannı ödememeleri nedeniyle çalış- malan sürdürmede sıkıntı ya- şandığını açıkladı. Barcelona Sözleşmesi'ne ta- raf olan ülkelerin Ankara'da >apılan ilk divan toplantısı dün sona erdi. Di\ana başkan- lık yapan Akçalı. 12-15 Ekim 1993'te Antalya'da yapılan son toplantıdan bu yana söz- leşmenin çeşitli uygulamalan- nm tartışıldığını belirterek "Tartışılan konulann başında, Akdeniz için bir "Gündem 21" hazuianması gelmiştir. AEP'- nin mali durumu konusu görii- şiilmüş ve durumun iyileştiril- mesine yönelik çalışmalar öne- rilmiştir" dedi. Çalışma programlan oluşturulması ko- nusunda uyum sağlanabılmesi ıçın bir çalışma takvımı belır- lendiğini kaydeden Akçalı. bir sonraki büro toplantısının ha- zıran ayında Fas'ta yapılacağı- nı söyiedi. Akçalı. üye ülkelerin aidat- lannı ödememelerinden ka\- naklanan aksaklıklar yaşandı- ğını da belirterek bu sorunlann giderilemeyecek boyutta ol- madığını söyiedi. Akçalı, top- lantı sırasmda İtalya'nın. aida- tını ödeyeceğine ilişkin bildi- rimde bulunmasının olumlu bir gelişme olduğunu kaydetti. Akçalı. toplantıda ele alınan konulan şöyle sıraladı: • 1992 yılında Rio de Ja- neiro'da yapılan Birleşmiş Milletler Kalkınma ve Çe\re Konferansı'nda benimsenen ve 1990'h yıllardan 20001i vıl- lara kadar uzanan dönemde. çevre ve ekonomiyi etkileyen alanlarda. "Akdeniz İçin Gün- dem 21" olarak adlandınlan eylem planının hazırlanması konusu. • Barcelona Sözleşmesi ve ek protokollerinin Rio Konfe- ransı'nda alınan kararlar ve günün şartlanna göre revizyo- nu. • Barcelona Sözleşmesi'ne 5. ve 6. ek protokol olarak ha- zırlanan "Akdeniz'de tehlikeli atıklann sınırlarötesi taşınımı" \e "Denizdibinin işletilmesi ve keşfî" taslak protokollennin imzaya açılacağı tam yetkili Hükümeı Temsilcileri Konfe- ransı haarhklan. • Akdeniz Vakıf Fonu'na yapılan ödemeler. Tansu Çiller ınııhtarların anası oldu • İstanbul'daki köy ve mahalle muhtarlannın düzenlediği toplantıda Başbakan'a, üzerinde İstanbul'u sembolize eden rozet ve plaket verildi. İSTANBUL (AA) - Başba- kan Tansu Çiller. 1994 yılında Türkiye'nin önemli sorunlan bulunduğunu belirterek "1994, terörle mücadelenin sonuçları- nın alınacağı yd olacak. Aynca 1994. ekonomide tamirat yılı olacak" dedi. İstanbul'da bulunan köy ve mahalle muhtarlannın AKM'- de düzenlediği toplantıya katı- lan Başbakan Tansu Çiller'e. muhtarlar tarafından, üzerinde İstanbul'u sembolize eden ve "muhtar ana" anlamını taşıyan rozet ile plaket venldi. Çiller. muhtarlara hitaben yaptığı konuşmada. başbakan olarak görev yaptığı 6.5 ay için- de kendisine verilen hiçbir pla- Çiller muhtarlara telefonda ve ulaşımda yüzde 50 indirim sözü verdi. (Fotoğraf: ZAFER AKN AR) oluşturulacak heyetle birlikteket ve unvanın. "Muhtar Ana" olmak kadar gurur vermedığini söyiedi. De\letin \e demokrasının te- melinde muhtarlann olduğunu. onlann içinde buîunduğu so- runlan çözmek için çahştıklan- nı ifade eden Çiller. Bosna-Her- sek'e yaptığı gezi sırasında gördüğü manzaralar karşısın- da. Türkiye'de olan çok şe\in kıymetinın bilinmesi gerektiği- ni söyiedi. Köy Muhtarlan Kanunu'- nun f BMM'de bulunduğunu. ancak muhtarlar tarafından istekler doğrultusunda bazı dc- ğişıkliklerin yapılması gerekti- ğini kavdeden Çiller, mahalle muhtarİanna tüzelkişilık veril- mesı yolunda hazırlıklann bu- lunduğunu anlattı. Çiller. yerel yönetimlerle ilgjli bir kanun tasansı hazırladıkla- nnı da belirterek "Nisandan önce bitirmey i düşünüyoruz. Ge- cekondu sorununu tapu dağıta- rak çözemeyiz. İmar vermemiz lazun. Ondan sonra da yeni ge- cekonduların önünü kesmemiz lazun. Muhtarlarla belediyenin işbirliği y apması lazım" diye ko- nuştu. Muhtarlara özel indirim Muhtarlann. kendilerine gö- revde bulunduklan süre içinde verilen silahlann geri alınma- masını istemeleri üzenne de Çil- ler. İçışlen Bakanı Nahit Men- teşe'ye talımat verdığıni. silah- lann tekrar muhtar seçilmeseler de geri alınmayacağını bildirdi. Çiller. muhtarlann telefonla- nnjn yüzde 50 indirimli olacağı. kamuya ait şehiriçi her türlü ulaşım aracından da yüzde 50 indinmli yararlanmalan için çalışma yapacaklan sözünü ve- rerek "Bunun karşıiığında siz- den hizmet istiyoruz. Hazır mısı- nız?"dıyekonuştu.