22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ARALIK 1994 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Başbakan, ANAYOL isteyen sanayicilere "SHP'den başkası gelmiyor ki" dedi TUSIAD-Başbakan sağırlar diyaloğu •Başbakan Çiller, özelleştirmenin bir reform plarak değil, ekonomide ahnacak orta vadeli önlemlerin bir ayağı olarak gösterilmesini isteyen TÜSlAD Başkanı Komili'ye, "Özelleştirmeyi siyasi bir reform olarak görmek durumundasmız" karşılığını verdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Tansu Çiller. hükümete "önümüzü göremiyoruz" eleştirisını getiren sanayicilere, koalisyonun zor- luklannı anlattırken. "Bcn düz yolda, merdiven tırmaıuyorum" dedi. SHP ile koalisyonun bitirilmesi yolundaki görüşlenni zaman zaman yüksek ses- le dile getiren işadamlanna. "Başkası gelmiyorki" sözleriyle yakınan Çiller, özelleştirmenin bir reform olarak de- ğil. ekonomide alınacak orta vadeli ön- lemlerin bir ayağı olarak gösterilmesi- ni isteyen TÜSİAD Başkanı Halis Ko- mili'ye, "Özelleştinneyi siyasi bir re- form olarak görmek durumundasınız" karşılığını verdi. Türkekonomisinin ıçınde bulundu- ğu sıkıntılan, "Doğum öncesi san- cı"olarak nıtelendiren Çiller, gümrük birliği konusunda da. "Ya olacak, ya olacak" diye konuştu. Köç ve Komili yüklendi Türk Sanayici ve Işadamlan Derne- gi'nin (TÜSlAD) Yüksek lstişare Konseyi toplantısında. hükiimet eko- hominin yanı ıra antidemokratik uygu- lamalar için de eleştıri yağmuruna tu- tuldu. TÜSlAD Yöneti'm Kurulu Baş- kanı Halis Komili, 1995 yılı ekonomik hedeflenningerçeklerden çok uzak ol- duğunu vurgularken, hükümeti, "büt- Tansu Çiller Yeni düzen kuracağız MERİH AK TÜSİAD yönetiminin Çiller hükümetine yöneiik ekştirileri yine yanıtsız kaldı. çe programııu, yasal formaliteleri yeri- ne getirmek için hazırlamak"la suçla- dı. Çoğulcu demokrasinin işletileme- diğini savunan Komili. "Çağdaş ülke- ler arasında Türkiye demokratikieş- mede sınıfta kakir dedi. TÜSlAD'ın, yılm son Yüksek lsti- şare toplantısı. tüm üyelerin katılımıy- la dün Ankara'da yapıldı. Toplantının açılış konuşmasını ya- pan, TÜSlAD Yüksek lstişare Konse- yi Başkanı Rahmi Koç. Türk sanayi- sinın rekabet şansının ortadan kaldınl- maması için. hükümetin. gümrük bir- liği için hazırlanan yasalarda sanayici- lerle işbirliği içinde olması gerektiği- ni vurguladı. Ekonomide yaşanan bunalım ve ka- mu açıklannın önlenmesi için konulan ek vergiler ile yüksek faizli iç borçlan- manın yatınmlan durdurduğunubelir- ten Koç. şöyle de\am etti: - Bürün dü nya 1994'ü, rekabette açı- larak geçirirken, Türkiyeyaünmsız bir yıl geçirdi. Artık yeni önlemlerin alın- ması gerekiyor. Sana> icinin ve kişilerin ödedikleri \ergilerin israf edilmesi biz- leri fc\ kaiade üzüyor. Artık herkes öde- diği vergilerin nercye harcandığının he- sabını sorabilmelidir ve hükümetin, ye- ni önlemlerie yatınmlann artınlması- nı sağlaması gerekmektedir.** Başbakan Çiller. işadamlarının ağır eleştirilerinekarşıkendisini vekoalıs- yon hükümetini savunmak zorunda kaldı. Hükümete geldiğınde, yıllarca elsürülmemişsorunlaryumağıylakar- şılaştıklarını \urgulayan Çiller. 1994'ün geç de olsa. sorunlara el atıl- dığı bir yıl olduğunu anlattı. Özelleştirmede yaşanan gecikme nedeniyle, enflasyon ve bütçe açığı he- deflerini tutturamadıklannı ifade eden Çiller. işadamlarına. "Önünüzü gör- meniz için söylüyorum" diyerek. 1995"te kurpolitikasının piyasa fiyat- lannın arkasındâ kalmayacağını. faiz- lerin piyasa koşullannda belirlenece- ğini. kamu açıklarının yüzde5.5'eçe- kileceğini. yeni yılın ilk aylannda özel- leştirmeden en az 2-3 milyar dolarlık kaynak sağlanacağını anlattı. Çiller. işadamlarından. "koalisyo- nunkola> birişolmadığını"anlamala- nnı ısterken de. şunlan söyledi: "10 yılın sorunlanna tek başına ik- tidarlar bile el atmamış. Biz koalisyon hükümetiyle uzlaşma içinde, apayn düşüncede olan parti temsilcilerini bi- rarayagetiriyoruz. "Eeee başkasını ge- tir'diyebilirsiniz. Başkası gelmiyor. Mecbursunuz. o uzlaşmay ı sağlayacak- sınız. Bütün partilere gidip uzlaşma turtan atacaksınız, o arada iç uzlaşma turian da sürecek. Bunun aldığı zama- nı düşünün. Ben kolay yürüyemeyen bir insanım. Düz yolda bile koşuyorum, merdiven tırmamyorum. Harcanan eforu düşünün." İZMİR- Başbakan Tansu Çiller. "bu düzenin ko- kuştuğunu"belirterek.özelleştirmeyoluylayeni bir düzenı kuracaklarını söyledi. Çıkargruplannın bas- kılanyla karşı karşıya kaldıklanna işaret eden Çıl- ler, koalisyonun yapratılmayaçalışıldığınıbelırtirken de "30 bin kişiyi Köy Hizmetteri'nden çıkanyorsu- nuz. 10 bin kişiyi Zonguldak'tan çıkanyorsunuz. Me- murda ücret adaletsizliği \ar. herkesin ücretini reeel olarak düşürüyorsunuz-, Böyle bir ortamda insan- lar hükümet gidiyor, hükümette kriz var beklentile- ri içinde tutuluyor" dedi. Izmır Tıcaret Odası'nın kuruluş yıldönümü tören- lerine katılan Başbakan Çiller. 1993 vergılendııme dönemı ödül törenine de katıldı. Törende konuşan İZTO Meclıs Başkanı Hasan Denizkurdu, 5 Nısan'da alınan ekonomik kararların doğru olduğunu. bir çok adeletsizlıklere karşın fedakarlıklar yapıldığını an- cak. vergıyi ödeyenle ödemeyenler arasında haksız rekabetler yaşandığını belırtti. İZTO Yönetım Ku- rulu Başkanı Ekrem Demirtaş da "Bu noktada, size çok büyiik tarihi bir göre\ \e sorumluluk düşüyor. Bizim moralimizde düzelmeye başladı. 1994 yılında olduğu gibi kazandığımu paralann tümünü elimiz- den almazsanız, vergi oranlannı ödenebilir hadlere çekerseniz kısa süreçte take-ofTa geçeriz" dedi. Daha sonra kürsüye gelen Başbakan Çiller. 1994'ün çok zor bir yıl olduğunu. ülke olarak "acı- lı birdönemeçten" gidıldığini söyledi. Çiller şu gö- rüşlen dile getırdı: "Eski düzenle devam edemeyiz. Değişim dediğimiz şey. ya olacak ya olacak.'Bu dü- zen kükuşmuştur. Özelleştirme bir siyasi güç değişi- midir. Bakın Sayın Veltsin'le bir süre önce biraraya geldik. Dedi ki. kİT'lerin yüzde 75'ini özelleştirdik. Kim diyor bunu? Yıllarca komüniznıi sa\unan Rus- ya. Eğer ben son sosyal de\ lettirdiyorsam, bunun ger- çeği var_" Manuflu: Dış ticaret bakanlığı kupulsun • ANKARA (ANKA) - ANAP Istanbul Milletvekili Selçuk Maruflu, dış ticaretin, özellikle ihracatın gelecek dönemde kazanacağı önem nedeniyle Türk ekonomisinde belirleyici konuma geleceğini belirterek. bir 'dış ticaret bakanlığı' kurulmasını istedi. S~BMM Plan ve Bütçe Itomisyonu'nda Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın ikiye ayrtlmasını öngören yasa tasansı için oluşturulan alt komisyonun üyelerinden Maruflu. konuya ilişin açıklamasında ilk aşamada dış ticaretin ayrı bir müsteşarlık haline getirilmesini de ANAP olarak desteklediklerini bildirdi. 'Özejleştirme düdüğe çıkacak' • ADANA (AA) - Adana Ticaret Odası Başkanı Fethi Kamışlı. Özelleştirme Yasası'nı Türkiye ekonomisi için büyük bir reform olarak nitelendirerek, "Özelleştirme ile 1996 yılı sonunda ekonomi düzlüğe çıkacak. enflasyon gerileyecek, Istihdam yaratılacaktır" dedi. Otobüs, kullanan şoförün olacak • .ANKARA (AA) - EGO Genel Müdürü Ömer Vehbi Hatipoğlu. Otobüs tşletmesi'ni "Refah mantıği' ile özelleştireceklerini belirterek, "Özelleştirdiğimiz otobüsü, onu kullanan şoföre vereceğiz" dedi. Hatipoğlu, 45 yıldır EGO Genel Müdürlüğü bünyesinde bulunan Otobüs Işletmesi'nin sürekli zarar ettiğini kaydetti. Hatipoğlu, 1.534 otobüsü bulunan bu işletme zarar ederken, aynı hatta çalışan özel halk otobüslerinin kârettiğine işaret etti. Öğretmenlep şirketi para kırıyor • İZMJR (ANKA) - Geçim sıkıntısından yakınan 12 öğretmenin 12 yıl önce birer milyon liraya yakın sermaye koyup kurduklan Su Ürünleri Sanayi Mamülleri Ihracat Ticaret AŞ (SUStTAŞ) ile Japonya'dan Afrika'ya kadar çok sayıda ülkeye turşudan tuzlu. füme balığa. biber sosundan konserveye, salçadan kompostoya kadar onlarca ürünü pazarlayarak ticaretin ve para kazanmanın zevkini yaşıyorlar. Yönetim Kurulu Başkanı da Genel Müdürü de öğretmen olan ve 1992 yılında kurulduktan sonra öğretmenlik dışında özel idare ve benzeri kurumlarda çalışan diğer devlet memurlannı da bünyesine alarak ortak sayısını 76'ya yükselten Izmir'in Atatürk Organize Sanayi Bölgesi'nde ki SUSİTAŞ'da halen sürekli 100 işçi çalışıyor. Türkiye Araştırmalar Merkezi'nin raporuna göre, 2 AB ülkesi Türkiye'ye karşı Gümrük birliği için iımut AlıııaııyaMa •Almanya'da bulunan Türkiye Araştırmalar Merkezi'nin AB başkentlerinde yaptığı araştınnaya göre, gümrük birliğine sadece Yunanistan ve Portekiz negatif bakıyor. Essen zinesinde donem başkanı Almanya'nın diretmesinin sonucu etkileyeceği belirtiliyor. ÖZGÜR ULLSOY Dün başlayan Essen zırve top- lantısından önce yapılan son çalış- malara göre. Almanya ve Fransa Türkiye'nin gümrük birliğine 1964'te belırlenen koşullarla gir- mesini isterken, Yunanistan ve Portekiz buna karşı çıkıyor. Gerı- ye kalan sekiz AB ülkesinın baş- kentleri ise tarafsız bir tutum be- nımsıyor. Merkezi Essen'de bulunan Tür- kiye Araştırmalar Merkezi'nin ağustosta AB'ye üye ülkelerin baş- kentlerinde \e dönem başkanlığı- nı üstlenen Almanya ile Briiksel'de yaptığı araştırmaya göre serbest dolaşım hakkının tanınmamasının en büyük sorumlusu Almanya. Onaylayanlar ALMANYA: 1986 yılında Turk ışçılerının serbest dolaşım hakkının önlenmesınde büyük payı olan Almanya, Türkiye'ye tanınan gümrük birliği hakkının. 1964'te belirlendiği haliyle tanınmasını istiyor. Almanya Dışişleri Bakanlığı'nın hazırladığı, henüz resmi olarak yayımlanmayan raporda, Türkiye'nin gümrük birliğine üyeliğinin. Ankara Anlaşması'nda öngörüldüğü gibi gerçekleştirilmesi gerektiğine yer \erildi. FRANSA: Önümüzdeki yıl Avrupa' Birliği dönem başkanlığını üstlenecek olan Fransa. Türkiye'nin gümrük birliğine 1964'te imzalanan antlaşma uyannca dahil edilmesi gerektiğini düşünen ikinci ülke. Karşı çıkanlar YUNANİSTAN : Essen"deki zir\e toplantiMnda Türkiye'nin gümrük birliğine girmesi için Kıbns Rum Kesimi'nin AB'ye üyeliğini önkoşul olarak dayatan \unanistan'ın \etosu kabul edilirse, gümrük birliğine girmemiz olanaksıza yaklaşacak. Çünkü bu halde. Avrupa Parlamentosu dışında. Türkiye'nin gümrük birliğine dahil olmasının. AB'ye üye bütün ülkelerin parlamentolannda ve Türkiye parlamentosunda onaylanması gerekecek. PORTEKİZ : Türkiye Araştırmalar Merkezi'nin ağustosta hazırladröı rapora göre tekstilde rekabetten çekinen Portekiz'in de vetoetmesi bekleniyordu. Kavnaklar. Portekiz'in \eto başvurusunda bulunmamasını. Yunanistan'ın vetosunu yeterli görmesine bağlıyor. hem AB üyesı hem dönem başka- nı olarak Türkıye'nın gümrük bir- liğine koşulsuz geçmesinden ya- na. AB'nin Türkiye'ye tanımayı planladığı serbest dolaşım hakkı zaten yalnızca A\rupa'da yaşayan 2 milyon 711 bınTürk'ükapsıyor- du. Araştırmaya göre, serbest do- laşım hakkından \e Ankara Anlaş- ması'nda öngörülen malı yardım- lardan büyük ölçüde yoksun bıra- kılan Türkiye'ye. gümrük bırlıgı hakkının başlangıçta öngörüldüğü gibı tamnması ısteniyor. Belçika. araştırmada tarafsız ül- keler arasında yer alırken. Avrupa Komisyonu'nun başkanlığını gö- türen Brüksel'de yetkilıler. Türki- ye'nin gümrük birliğine gırmesın- den yana. AB'nin Akdeniz ülkele- rıyle ılışkıler sorumlusu Eberhard Rhein da Alman yetkilıler gibı. Türkiye'ye serbest dolaşım hakkı- nın verılmedığıne dikkat çekerek, Türkiye'nin gümrük birliğine da- hil edilmesi gerektiğini belirtiyor. Araştırmaya göre. Almanya'dan sonra AB dönem başkanlığını üst- lenecek Fransa'da. dışişleri bakan- lığı bünyesındekı Akdeniz ülkele- n bölümü yetkılileri Türkiye'nin. gümrük birliğine Ankara Anlaş- ması çerçe\esınde dahil edilmesi gerektiğini düşünüyor. Araştırmada. Türkıye'ye yapı- lacak malı yardımlan engelleme- ye çalışan \e veto kullanan Yuna- nistan'ın yanı sıra Portekiz'in de Türkıye'nın gümrük birliğine gır- mesıne olumsuz baktığına yer ve- riliyor. llgili kaynaklar. Portekız'ın ve- to baş\urusunda bulunmamasını ise Yunanıstan'ın vetosunu yeter- li görmesine bağlıyor. Türkne Araştırmalar Merkezi Başkanı Faruk Şen, "Essen zirve- sinde büy ük iş Almanya'nın dayat- masına kalıyor"dı>or. DEP'lı mıl- leuekıllenneverılen kararların ar- dından Kinkel. olumlu ta\rını sür- dürmeye de\am ederse. Şen'e gö- re Essen zirvesı sonucunda. Türkı- \enin gümrük birliğine girmesıne yeşıl ışık yakılabılır. Şen. gümrük birliği tartı^malarının. 9O'lı yılla- rın ıkıncı yarısına sarkması duru- munda ışlerin güçleşeceğını belir- tiyor. TEK^iıı satışına Anayasa Mahkemesi iptali ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Anayasa Mahkemesi, da- ha önce yürütmenin durdurulma- sına karar verdiği Türkiye Elekt- rik Kurumu'nun (TEK) özelleş- tirilmesini öngören 3974 sayılı yasanın. "doletelindekienerjite- sislerinin satışı" hükmünü içeren ek 1. maddesinin son fıkrasını ip- tal etti. Anayasa Mahkemesi, yasanın, "özelleştirmede, yalnızsaüşı'' ön- gören hükümlere atıfta bulunan ek 4. madde ile "Bir kamu hizme- • Başbakan Çiller ve Başbakan Yardımcısı Karayalçın'ı eleştirerek Dışişleri Bakanlığı'ndan istifa eden SHP Ankara Milletvekili Prof. Dr. Mümtaz Soysal \e 91 milletvekili tarafından açılan iptal davasında. TEK'in özelleştirilmesini öngören 3974 sayılı yasanın. anayasanın; 2. 5, 8, 11, 48, 167 ve 168. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştü. tinin idari usullerle özel ya da tü- zel bir kişiye gördürülmesi" hük- münü düzenleyen ek 5. maddesi- ni de anayasaya aykırı bularak ip- talini kararlaştırdı. Yüksek mah- keme, yasada düzenlenen "sahş dışındaki diğer özelleştirme bi- çimlerini 1 " ise anayasaya aykırı görmedi. Anayasa Mahkemesi Başkan- vekili Güven Dinçer. karardan sonra yaptığı açıklamada. yasaya kısmi bir iptal getirdiklerini belir- terek. "Satış dışındaki diğer özel- leştirme işlemlerini anayasaya ay- kın görmedik. Ek 4. ve 5. madde ise satış işlcmi ile doğrudan veya dolaylı yoldan ilgili olması nede- niyle iptal edildi"dcdı SHP Ankara Milletvekili. eski Dışilcri Bakanı Prof. Dr. Mümtaz Soysal \e 91 milletvekili tarafın- dan açılan iptal davasında. TEK'in özelleştirilmesini öngö- ren 3974 sayılı yasanın. anayasa- nın: "cumhuriyetin nitelikleri, devletin temel amaç >e görevle- ri"nı düzenleyen 2 ve 5. "yürüt- me yetkisi ve görevi'"hükmünü içeren 8. "anayasanın bağlayıcılı- ğı ve üstünlüğü"bölümünü dü- zenleyen 11. "çalışma vesözkşme hürriyeti 1 " bölümünü düzenleyen 48. "yargıyolu"düzenlemelerıni tanımlayan 125."yasalanndene- timi ve dış ticaretin düzenlenmesi ile tabii servctlerin \e kay naklann aranması \e işletilmesi" konulan- nı düzenleyen 167 ve 168. mad- delerine aykırı olduğu ileri sürül- müştü. Tasanda, Koç Grubu'nun etkisi sonucu "önemli değişiklikler" yapıldığı öne sürülüyor Rekabeti Koruma Yasası Koç9 a tosladı BEHtÇ GÜRCtHAN Meclis'ten üç saat gibi rekor sürede ge- çen Antikartel Yasası'nın hazırlanışı sıra- sında. Koç Grubu'dan yoğun tepki geldiği ve bu nedenle tasannın önemli değişiklik- lere uğradığı öne sürülüyor. Öte yandan. Koç Grubu Cumhuriyet'e yaptığı açıkla- mada, kanun tasansı üzerinde. hükümetin özel sektör temsilcileri ile ticaret ve sana- yi odalanndan görüş istediğini vıırgulaya- rak, şu cümlelere yer verdi: "Bu görüşle- rin önemli bir kısmı ilgili ticaret ve sanayi odalan tarafından özel sektör göriişü ola- rak benimsenmiş ve hükümete bildirilmiş olmasına rağmen dikkate alınmamıştır." Tasarıvı hazırlayan komisyondaki hu- kukçular. Koç GrubtCndan bazı üst düzey yetkililerin ilk aşamada yasanın hazırlanı- şına tümüyle karşı çıktıklannı ve görüş doğrultusunda çeşitli bakanlıklara baskı yaptıklarını iddia ettiler. Baskılann, tasa- nnın komisyonlarda görüşülmeye başlan- dığı sıralarda yoğunlaştığı ve Koç Gru- bu'na ait görüşlerin bazı hukukçular kana- lıyla hükümete de iletildiği belirtiliyor. Koç Grubu'nun tasannın hazırlık süre- ci içinde Antikartel Yasası ile ilgil. olarak. kendi bünyesinde yeniden yapılanmaya gittiği de vurgulanıyor. Iddiaya göre Koç. yasanın etkilerini iki yolla azaltmayı plan- îıyor: Yasa neydi ne oldu? •Rekabet Kurulu 15 kişiden oluşacaktı. •Rekabet Kurulu'nda özel sektörden hiçbir temstlci bulunmuyordu. •Rekabet Kurulu üyelerinin en az doktora düzeyinde eğjtim görmüş olma zorunluluğu vardı. •Kunılun gelir kaynağı yeni kurulan şirketlerin sermayelerinden ve sermaye arttınmlanndan alınacak oranlarla sağlanacaktı. •Rekabet Kurulu'nun üye sayısı 11 "e indirildi. •Rekabet Kurulu'na özel sektörden bir temsilci sokuldu. •Rekabet Kurulu'nun üyelerinin eğitim düzeyi, bakanlıkJarda bir müdür için yeterji olan üniversite mezunu düzeyine indirildi. •Rekabet Kurulu'nun gelirinin büyük bir kısmı, Bakanlık Bütçesi'ne konacak ödenekten temin edilecek. İnönü önayak oldu Rekabet Tasansı'nın hazırlanmasına Erdal İnönü'nün insiyatifi ile başlandı. Istanbul Hukuk Fakültesı'nden Dr. Ateş Akıncı, Ankara Hukuk Fakültesin'den Prof. Nurkut İnan ve Uludağ Üniversitesi'nden Yılmaz Arslan'dan oluşturulan komisyona sonradan Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'ndan bir temsilci katıldı. Meclis Genel Kurulu'nda kabul edilen yasanın tasarısı 1992 yılında hazırlanmaya başlandı. Antikartel Yasası. hazırlık aşamasında yaklaşık 250 firmaya yollanarak. firmalardan resmi görüş alındı. Birinci yol. ABD'deGeneral Motorsör- neğinde olduğu gibi, bir ürünün üretim sü- recini birçok şırket çatısı altında gerçekleş- tirmek. İkinci yol ise. kendi bünyesinde bulunan 100'e yakın seyahat şirketi ileuy- guladığı gibi. aynı işi yapan şirketleri tek birçatı altında toplayıp. birbirleri ile reka- bet etmeye zorlanmalannı önlemek. Koç Holding'in. bünyesinde "hükümetleilişki- ler birimi" bulunan tek kuruluş olduğu da kaydediliyor. Koç Grubu'ndan yapılan açıklamada ise. AB'de rekabetin korunmasıyla ilgili kanunlara. rekabet gücü artışına yanıt ve- recek nitelikte tüzükler yoluyla istisnalar getirildiği belirtilerek. kendi görüşlerinin de bu tüzüklerden yararlanılarak hazırlan- dığı dile getirildi. Koç Grubu'ndan yapılan açıklamada şöyle dendi: "Örneğîn TBM\İ'ce kabul edilen yasada gümrük birliği ile biıiikte dev Avrupalı şirketlerle rekabet içine girecek çok daha küçük Türk işletmelerin birbir- leri ile birleşerek Avrupa boy utlanna yak- laşmalannın yasaklanması bu küçük şir- ketlerin yaşama imkanını ortadan kaldır- maktadır. Buna karşın Avrupa Birliği'nde bazı şirket birieşmeleri teşvik dahi edilmek- tedir." Koç Grubu, yaptığı açıklamada. kanu- nun, görüşleri dikkate alınmadan kabul edildiğini vurgulayarak. "Dileğimiz, AB'de olduğu gibi ek tüzükler çıkanlarak Türki- ye'nin ihtiy açlanna cevap veren bir rekabet hukukunun Türkiye'ye uyarianmasıdır." "Rekabetin Korunması Hakkında Ka- nun"un hazırlanışı için oluşturulan komis- yonda görev yapan Ankara Hukuk Fakül- tesi öğretim üyelerinden Nurkutİnan,"Ta- sanda ufak tefek değişiku'klerin vanında, komisyonlarda bir de çok önemli bir deği- şiklik yapıldı. bu da bağımsız ve özerk kal- masını istediğimiz Rekabet Kurulu'nun ge- lir kaynaklan ile ilgili yapılan dcğişikJik" şeklinde konuştu. İŞÇİNİN EVRENtNDEN ŞÜKRAN SONER Yavuz Hırsız Başbakan Tansu Çiller bir başarı, övünç belgesi imiş gi- bi, iktidarlarında madenlerde çalışan 12 bin ve yol işkolun- da çalışan 30 bin işçinin işine son verildiğini açıkladı. Demokrasilerde, on binlerce işçinin işine birden son ve- ren bir siyasi iktidar, söz konusu çıkarmalan haklı kılan zo- runluluklar ne olursa olsun, işçiye atternatif yaşam ve çalış- ma koşullan yaratma sorumluluğunu duyar. Duymazsa ikti- darından olur. Almanca bilmediğim ve çok zayıf bir belleğe sahip oldu- ğum için adını kolayca unuttuğum, Almanya'nın kuzeybatı yöresinde konferansa gittiğim bir kentin belediye başkanı- nı tanımıştım. Binlerce işçinin çalıştığı birfabrikanın kapatıl- dığı bir kentti. Belediye başkanı bu fabrikanın kapanmasın- da ve işçilere yeni alternatifler yaratılmasında verdiği müca- dele nedenı ile cumhurbaşkanı tarafından en büyük nişan- la ödüllendirilmişti. Liberal partili belediye başkanı, önce yöre halkını işvere- nin ani kapatma ve işçileri toplu çıkarma karanna karşı top- yekûn direniş için örgütlemişti. Ovünerek öncülüğünü yap- tığı, esnafın, halk yığınlarının katıldığı büyük işçi mitingleri- ni, çeşitli protesto, üretimi durdurma eyletnlerini anlatıyor- du. Işyerini zarar gerekçesi ile kapatmak isteyen işvereni so- nunda dize getirmişler, yıllar içinde gerçekleştirilen bir ka- demeli kapatmanın anlaşmasını sağlamışlardı. Eylem ve direnişlerı bununla sınırlı kalmamıştı. Gündem- lerindeki işsizlik nedeni ile siyasi iktidarı, yörelerini özel kre- di desteklerine, çeşitli yardımlara zorlamışlardı. Sonuçta kentlerinde kapatılan işyeri ile işini kaybeden işçilerden çok daha büyük sayılarda işçi için yeni iş kapasitesi yaratmayı başarmışlardı. Bizde Marksist-Leninist suçlamasına konu olabilecek bir üslupta yöre insanını ayağa kaldırmakla övünen bir liberal partili belediye başkanı kimliği ve ona, yöre insanını ayağa kaldırarak haklannı koruduğu için ödül veren cumhurbaş- kanı, bızım gerçeklerimizden ne kadar uzakta? Ancak ge- lişmiş Almanya'yı ve gelişme nedenlerini de açıklayan gü- zel, ders verici bir örnek. Başbakan Çiller, kamuda 50 binin üzerinde işçinin işine son verildiğini satır arasında bir cümle ile açıklıyor. Üstelik Özelleştirme Yasası yeni çıktı. Yani kamuda işçi çıkarmala- rının, uygulamanın henüz başında olduğumuz anlaşılıyor. Üstelik Sayın Çiller, işsiz kalacaklara yaratılan, yaratılacak alternatif işleri ağzına bile almıyor. 50 binin üzerinde kamu çalışanı, kamuoyunun haberi bi- le olmadan işsiz kahyor. Daha doğrusu 12 bin maden işçisinın işine son verilmesi Zonguldak'ta bir gerilim yaratıyor. Zonguldak'ta Genel Ma- den^ş'in de yer aldığı, bütün yore halkının demokratik ör- gütlenmelerini kapsayan birkomiteoluşmuş bulunuyor. Hü- kümetin, ülke ve yöre halkının çıkarlarına aykırı kararlarına karşı, sonuna kadar direnileceği, kamuoyunun da izlediği bir dizi çalışma ve eylem, mitinglerie ortaya konmuş bulunu- yor. Ya Çiller'ın çıkanldığını söyledıği 30 bin yol işçisi? SizTürk- Iş'in de genel başkanı olan Bayram Meral'in sendikasının üyesi 30 bin işçinin işine son verildiğini duymuş muydunuz? Ben duymadım. Doğru olduğuna da pek inanmak isteme- dim. Belki Sayın Başbakanımız yine bir dil sürçmesi, yan- lışlık yapmıştır. 30 bin üyesi birden işten atılmış olsa, herfıalde işçi hak- lannı cansıperane savunmakla övünen Türk-lş'in Saym Ge- nel Başkanı ortalığı ayağa kaldınrdı. Şaka değil, 30 bin üye- sinin birden işten atılması,. gerçekten de yeri yerinden oy- natmayı gerekli kılan bir olay. Umarım Sayın Meral veya Çil- ler'den bu yanlış haberi düzeltecek bir açıklamayı alırız. Yoksa 30 bin işçinin böyle sesiz sedasız işinden olması, hiçbir önlem alınmaması, sendikal hareketin buna ses çıkar- maması, işçinin, sendikal haklann geleceği açısından çok kötü bir ömeği oluşturur. Gerçi biz bazı sendikacıların başlanna iş örmemek, sen- dikal başansızlıklannı gizlemek üzere, işçi çıkarmalannı sak- lamayı huy edindiklerini, bunu kötü bir alışkanlık haline ge- tirdiklerini duyuyor ve biliyoruz. Her şeye rağmen işçi ve si- gortalı çalışan sayısı artarken, 12 Eylül öncesınde özel sek- törde 600 binlerde olan sendikalı işçi sayısı, bu yüzden 300 binin çok altına indi. Yine de işyeri işyeri, özel sektörde yaşanan işçi çıkarma- larında sendikal savaşım vermekten korkarak, tek tek ya da gruplarla işten atılan yüzlerle işçiyi saklamak başka, onbin- lerce kamu işçisinin işinden olmasını saklayabilmek başka. Böylesi bir şeyın olabileceğine inanamıyorum. Bu hafta yaklaşık 500 imzalı bir mektup aldım. Türk-lş'i ve genel başkanları Bayram Meral'i önyargılı, haksız, hayal mahsulü iddialarla hedef aldığım öne sürülüyor. Benim tav- rımın kınandığı bu mektuptan, işçilerin Türk-lş yönetimi ve özellikle de Bayram Meral'in başkanlığından çok memnun oldukları anlaşılıyor. Bana söyleyecek söz kalmıyor. O nedenle de Sayın Meral'i "haksız, hayal mahsulü" suç- • lamış olmamak ıçın, Çiller'in işten atıldığını söylediği 30 bin yol işçisine ilişkin açıklamayı, doğru değilse yalanlamayı, doğruysa ne yapıldığı ve neden kamuoyuna duyurulmadığı konusunda bilgilendirilmeyi, Sayın Meral'den bekliyorum. Ucretli 4 ay boyunca devlete çalışıyor ANKARA (ANKA) - Ücretli- lenn yılın üçte birinde devlete ça- lıştığı hesaplandı. 1994 yılında ücretlilerin kazandığı her 100 li- ramn yaklaşık 34 lirası. ge- lir vergisi. SSK primi, ta- sarrufu teşvik ve damga vergisi adı altında kayna- ğından kesildi. Aylık brüt ücreti 10 mil- yon olan bir çalışan. yıl bo- yunca toplam 25 milyon 784 bin lıra celir vergisi. 11 milyon 954 bin lıra SSK primı. 2 milyon 400 bin lira tasar- rufu te>v ik primi ve 536 bin lira damga \ergisi ödedi. Söz konu- su ücretlinin maaşından yapılan toplam kesintilerin brüt ücrete oranı. yılın onalamasında yüzde 33.9'ageldi. Bu kesintilerheray kaynağından yapılıyor. 1994 yılında ücretten ya- pılan kesintilerin brüt ücre- te oranı 5 milyon lira aylık- lı bir çalışan için yüzde 34.4. 20 milyon lira aylık alan için vüzde 34.2. asga- ri ücretli için yüzde 32.8 olarak hesaplandı. Ücretliler, özel günler in- dirımi kapsamında, peşin • olarak ödedikleri gelir vergisinin küçük bir kısmını önümüzdeki yıl vergi iadesi olarak geri alabi- İecekler. VakıfBank, bankacılıkta altın hesap devrini açıyor! VakıfBank. şinıdi tasanuflannız için yepyeni bir kazanç olanağı sunuyor: Türkiye'de ilk kez, Alün Emanet Hesabı açıyor. CJ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear