14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 9EKİM1994PAZAR OLAYLAR VE GORUŞLER Iki DönemdeTC MerkezBankası... İkinci dönem, 24 Ocak 1980 masalıyla başlayıp günümüze kadar uzanan ve serbest piyasa ekonomisi olarak sunulan, ülkenin uzun dönemli çıkarlanyla çelişen senaryolara dayalı birsoygun dönemidir. Prof. Dr. ERDOĞAN SORAL yüzde 21.8'e yükselmiştir. Böylelikle, dış varlıklann toplam aktif değerler içindeki payında küçük bir artış sağ- lanmıştır. Şimdi bu iki dönemde ban- kanın uluslararası işlemler dolayısıyla dış yükümlülüklerinde meydana gelen değişme>e bakalım. Birinci dönemde TC Merkez Bankası'nın dış yükümlü- lüklerinin (borçlannın) toplam yü- kümlülükler içindeki payı yüzde 31.2'- dir. İkinci dönemde bu oran yüzde14. 5'lik bir artışla yüzde 46.4 olmuştur. tkinci dönemde TC Merkez Ban- kası'nın borçlan, alacaklanna göre daha çok artmıştır. Olaya ülke ekono- misi genelinden bakıldığında, ikinci dönemde dış borçlanmanın ivme ka- zandığı gözlenir. Birinci dönemde TC Merkez Ban- kası'nın yurtiçı işlemlerde nakit olarak kullandırdığj kredilenn aktif değerler toplamı içindeki payı yüzde 73.6"dır. İkinci dönemde bu oran yüzde 45.0 ol- muştur. Birinci dönemde bankanın TL cinsinden alacaklannın toplam ak- tifler içindeki payının yüksek olması önemlıdir. Neden? a - TC Merkez Bankası 1211 sayılı yasada belirtilen temel işlevlenni yeri- ne getirmede kullanabıleceğı gelenek- sel politika araçlannı özgürce ve etkili bir biçimde kullanmıştır. b - TL'nin ıç değerini korumak ko- nusunda duyarlı bir ekonomi poütika- sının gereklerini venne getirebilmiştir. c - Yabancı para egemenliğini önle- yen, TL'nin ıç ve dış değeri arasındaki dengenin sağlanmasında etkili olan yönlendirici bir kambiyo rejimi uygu- İamışur. TC Merkez Bankası'nın nakit kre- dileri arasında iki önemli kredi kalemi vardır. Birincisi kamuya, öbürü ban- kalara açılan kredılerdir. İki dönemde bu kredilerde gözlenen değişimler ne- lerdir? Birinci dönemde. kamuya TL cin- sinden nakit olarak açılan kredilerin toplam aktif değerlere oranı yüzde 46. 4'tür. İkınci dönemde bu oran vüzde ve Büyüklükler: Bi- dönem, ekonomik rejımde zaman içinde gözlenen doğal değişim- er dışında ekonomi po- litikasınm ülkenin özgün koşullanndan önemli sapmalar gös- termediğı bir dönemdir. Bu dönem 1972 yüından başlayıp 1980 yılına ka- dar uzanır. İkinci dönem. 24 Ocak 1980 masabyla başlayıp günümüze kadar uzanan ve serbest piyasa ekono- misi olarak sunulan, ülkenin uzun dö- nemli çıkarlan>la çelişen senaryolara dayalı bir soygun dönemidir. Bu döne- mi bir öncekiyle karşılaştırabilmek için 1980-1989 yıllannı kapsayan bir kesit olarak belırledik. Bu yıllara ait bilanço büyüklüklerini haarladığımız bir tablo üzerinden ıncelemeye çalış- tık.TC Merkez Bankasfnın bilanço büyüklükleri çok doğaldır ki eko- nominin tümünü kapsayan makro dü- zeyde büyüklükler değıldirler. Bunla- ra bakıp kesin yargılara \anlamaz. Ekonominin bütünü için ekonomik analizleryapılamaz. Ancak bu bilanço büyüklükleri ekonomideki değişimle- rin yönünü gösteren, olası gelişmelerin sonuçlan hakkında ipuçlan veren gös- tergelerdir. O nedenle merkez banka- lan parasal ekonomiyi yönlendiren te- mel kurumlar arasında yer alırlar. Devlet içindeki saygjnlıklan. dığer ku- rumlar (hükümet. bankalar, özel çıkar odaklan vb) tarafından yönetilen de- ğil bu kurumlan yönlendiren birer tek- nik karar merkezi olmalanndan gelir. Serbest piyasa ekonomisi düşleri gören azgelişmiş ülkelerde merkez bankalannın bu nıtelikleri daha bü- yük önem kazarur. Ülkemizdeki gelış- meler acaba bu yönde mi gerçekleş- miştir? 1972-1980 döneminde TC Merkez Bankası'nın uluslararası işlemler so- nucunda dış dünyadan olan alacakla- nnın toplam alacaklara (Aktıf değer- ler toplamı)oranı yüzde 19.3'tür. İkin- ci dönemde bu oran yüzde 2.5 artarak 10.riikbirazalmaileyüzde35.6'\ain- miştir. Bankalara açılan nakdi kredi- lerde de benzer olgu gözlenir. Birinci dönemde' TC Merkez Bankası'nın bankalara açtığı TL cinsinden nakdi krediler toplamının aktifler içindeki payı yüzde 21.5'tir. İkinci dönemde bu oran yüzde 12.5 azalarak yüzde 9.0 oi- muştur. İlk bakişta olunilu eğilimleri yansıtan bu gelişme tümüyle yanıltıcı- dır. Ve Türk ekonomisinde çöküşün izlennı yansıtmaktadır. Neden? Mer- kez Bankası'nın kamuya (Hazine, bankalar vb) kurumlara birinci dö- nemde TL cinsinden açtığı nakdi kre- dilerin toplam aktif değerler içindeki payının azalması, anılan kurumlann TC Merkez Bankası'ndan bir öncekı döneme göre daha az kredi kullandık- lannı göstermez. Bu durumu TC Mer- kez Bankası bilançolannın aktifınde >er alan "Değerleme Hesabı"ndaki de- ğişımlerle açıklamak olanaklıdır. Ne- dir. Değerleme Hesabı? Bir lanıma göre bu hesap ıki alt kalemi ıçerir. Bi- rinci kalemde bazı kamu kurum ve ku- ruluşlannın (TMO. Tanm Satış Koo- peratitleri ve Birlikleri gıbi) borç- lannın tahkimi hakkındaki yasa gere- ğınce. bankanın ötelenen alacaklan yer abr. İkincisinde. TL'nin değerinin yabancı paralar karşısındaki değişme- sine koşut olarak. bankanın dış varlık ve yükümlülüklerinin yenıden değer- lendirilmesi sonucu ortava çıkan ala- caklardır. Birinci dönemde Değerleme Hesabfnın toplam aktifler içindeki payı vüzde 7.1'dir. İkinci dönemde bu oranın yüzde 32.2'ye yükseldiği görü- lür. Özetlersek. ikinci dönemde TC Merkez Bankası'nın alacaklannın ya- pısı değişmiştir. Banka alacaklan TL cinsinden nakdi kredilerden kaynak- lanan alacaklar olmak yerine. ötelen- miş (konsolide edilmiş) ya da kur fark- lanndan doğan alacaklara dönüşmüş- tür.Değerleme Hesabı'nda gözlenen değişimler, iki dönemde Türkiye'de ekonomi yönetimine egemen olan te- mel görüş farkını yansıtmak bakımı- ndan önemlıdir. Birinci dönemde, gelişmekte olan bir ekonomide. ülkenin sosyo-ekono- mik koşullanna uyumlu. üretimle or- ganik bağlannı koparmamış bir para politikası izlenirken. ikincı dönemde tam anlamıyla iç ve dış borçlanmaya dayalı ve üretimden kopuk bir para poütikasının izlendiğı gözlenir. Durumu bilançolann pasif büyük- lüklerindeki değişimlerde daha açık bir biçimde görmek olanaklıdır. Bilan- çolann pasıfınde yer alan büyüklükler bankarun yükümlülüklerini (borçlan- nı) gösterir. Bilançolarda TC Merkez Bankası'nın iç yükümlülükleri iki ka- lemde toplanmıştır. Bunlardan birin- cisi, dövız olarak takip edilen yüküm- lülüklerdır ve bunlann başında "Kredi Mektuplu Döviz Tevdiat" hesaplan yer alır. Bunlar yurtdışında işçi olarak çalışan Türk vatandaşlannın tasarruf- lannı Türkiye'de değerlendirmek için açüklan hesaplardır. İkincisi vatan- daşlar tarafından bankalara açtınlan Döviz Tevdiat Hesaplan'dır. Bu iki kalem hesapta tutulan mevduat topla- mı TC Merkez Bankası'nın Analitik Bilançolannda "Döviz cinsinden iç yû- kûmlülükler" olarak nıtelcnır. Birinci dönemde döviz cinsinden iç yükümlülüklerin toplam yükümlü- lüklere oranı vüzde 2.5'tir. ikinci dö- nemde bu oran vüzde 12.2 olmuştur. Özetle TC Merkez Bankası'nın top- lam yükümlülükleri içinde döviz cin- sinden borçlan artarken. TL cinsin- den borçlan azalmıştır. Döviz cinsin- den iç yükümlülüklerdeki artış ilk bakişta ülke ekonomisi açısından olumlu bir gelişme gibi görülebılir. Özellikle. bankalarda tutulan Döviz Tevdiat Hesaplan için bövle bir izle- nım gelişebilir. Oysa bu hesaplara TC Merkez Bankası açısından para arzını dengelemekte darboğazlar yaratan engeller olarak bakılabilir. 26 Ocak 1994 bunalımında gözlendiğı gibı bun- lar spekülatıf amaçlı işlemlerde kulla- nılan tehlikeli birer araç haline gelmiş- lerdir. Pivasa mekanizmasının Tür- kiye'ye göre çok sağlıklı ışlediği geliş- miş ülkelerde benzerlerine rastlanma- yan ülkemıze özgü bu hesaplann, hu- kuki altyapısı hazırlanmadan, TC Merkez Bankasfnın vükümlülükleri arasına alınmış olmaîan tartışmaya açık bir konudur. 26 Ocak 1994 bu- nalımını ateşleyen fıtilin ucu Türkive'- de vatandaşlar tarafından bankalarda açılan Dövız Tevdiat Hesaplan'na ka- dar uzanır. Merkez Bankasfnın toplam vü- kümlülükleri arasında yer alan gerek büyüklüğü gerek nıtelikleri açısından büyük önem taşı>an bir başka hesap Merkez Bankası Parası'dır. Bunun kapsamına emisvon. bankalann TC Merkez Bankası'ndaki mevduatı, dis- ponibilite ve mevduat munzam karşı- lıklan ile diğer büyüklükler girer. Bi- rinci dönemde Merkez Bankası Pa- rasfnın toplam yükümlülükler içinde- ki payı yüzde 68.7'dir. İkinci dönemde bu oran yüzde 41'e düşmüştür. Mer- kez Bankasfnın yükümlülükleri ban- kanın TL ve döviz cinsinden borçlan- nı yansıtır. Merkez Bankası Parasfnın toplam yükümlülükler içindeki payı- nın azalması döviz yükümlülüklerinin büyümesidir. TC Merkez Bankası'nın TL'den yavaş yavaş uzaklaşıp ulusal para yerine ABD Dolan'na yönelme- sidir. Sonuç Bu gelişme ikinci dönemin ekonomi politikasıyla özdeşleşen bir gelişmedir. TC Merkez Bankası bu dönemde ulu- sal piyasalara borçlanmak yerine dış dünyaya borçlanmayı yeğler gözük- mektedir. Hazine'yle olan sürtüşmesi bu noktada düğümlenir. Oysa hükü- metin iki para arasında bir tercihinin olduğu söylenemez. Hükümet için önemli olan borçlanmak'tır. Yerli ya- bana hangi piyasadan olursa olsun borçlanmakür. Çok daha çok borç- lanmaktır. Merkez Bankası Parasfnın toplam yükümlülükler içindeki payı her yıl bir önceki yıla göre azalmış ve TC Merkez Bankası temel işlevlerini her yıl biraz daha yenne getiremez duruma gelmiş- tir. O\sa ülkemiz koşullannda TC Merkez Bankasfnın ekonomi yöneti- mindeki önemı daha büyük boyutlar kazanmış bulunuyordu. 1989 yılma gelindiğinde bunaİımın ayak sesleri uzaktan da olsa duvulmaktadır. Dengeler gün geçtikçe bozulmakta- dır. Hükümet ve TC Merkez Bankası hummalı bir çalışmanın içindedirler. Amaç, bozulan dengeleri ülkenin sos- yo-ekonomik koşullannın koşutunda yeniden kurmak değildir. Çivi çivıyi söker mantığı ile ekonomiyi şoklaya- rak tedavi etmektir. Büyük dönüşümü (transformation) sağlamaktır. Bu zih- niyetle ülke ekonomisinin tüm dengele- rini bozdular. Ekonomiyi onarılmaz du- ruma getirdiler. Bu uyguiama giinü- miizde de devam ediyor. Acaba neden? Bu sorunun vanıtını "Borç züğürdün kamçısıdır" başlıklı gelecek yaamızda vermeve çalışacağız. PENCERE ARADABİR YAVUZ GÖR EmekliElçi Çöplükler, Sömünü ve Doğa... Ümraniye'deki "çöp/ü/c"faciasını anımsıyorsunuz de- ğil m.İ? Şimdi karşımıza, bir dev gibi dikilen ve günler geçtik- çe boyutları ve çirkinlikleri birer birer gün ışığına çık- makta olan "çöplükler"den gelen koku, gerçek ve büyük çaplı bir toplum kanserinin, tam anlamı ile bünyemize yayılan bir "metastaz'a dönüşmüş olduğunu gösteri- yor. işleröyle bir hale gelmiş ki, yasalarla bir "suç'olarak tanımlanan "rüşvet verme" durumunu, "cana kast"\a tamamlayan kişiler, bunu "savunma" (?) olarak kullanı- yor. "Bana bir kıyak yapsın diye rüşvet verdim. Yançizdi ve paranın üstüne oturdu!" diyor. Hukuk kuralı, "Gayri ahlaki veya gayri kanuni bir maksadın temini için veri- len bedelin geri almması olanağı yoktur"der... Rüşveti alan, almakla suçlandırılır, rüşvetin karşılığını verme- miş olmaktan kovalanamaz; amma, adamı da vururlar işte... Bu hukuk umursamazlığı senaryosuna, tetikçiler, 'Ba- ba'lar, gizemli kişiler, köşeleri ve gözleri dönmüş yeni zenginler de girip çıktığında, oyun gerçek bir "korku fil- mi"ne dönüşüyor. Türk halkı da olup bitenleri ibret, hayret ve dehşetle izleyip kime, ne vakit ve nasıl güven duyabileceğini, iki- de bir önüne konulan seçim sandıkları başında, elini hangi oy pusulasına ve ne için uzatabileceğini düşünü- yor. Bulamıyor... • • • XIX. yüzyılın "yamyam kapitalizmi"ne, günde 1 şilin- ge asit fabrikalarında çalıştırılan çocukların, patronu %Arkosı 6 • sayfada TARTIŞMA Nasıl olursademokrasi vardır?- ^ _ ^ ^ . emokratik gördüğü yasa aykınlıklannı organlannın bulunması kurumlardan yararlanmada 1 ^ ^ ^ toplum, içıne şikayet refleksı kazanmış olan yefmivor. Övgüvüvapan çifte standart uygulanması gizli 1 ^kapanık bir ruhsal yapı. . bürokrata sorarsanız. zulüm kaynağı olabilir. • Bolmayan, Demokrasi. yurttaşlara ruhsal demokrasiyi;seçmeveseçilme Görüldüğünce. bilindıği • J gerginliklerini doyum sağlamak zorundadır. hakkını verdiği.insanlara kadanyla işadamJannın büyük J^^mı^r (streslerini) Demokrasi yaşantı biçımidir büyük memuriyetler kapısmı bürokratlarla akrabalıkları, atmış bir toplum olabılirve diyenlerşunu açtığı için beğendığinı siyasalvönetiminsağlığınave olmalıdırda. Böylebir unutmamabdırlar: söyleyebilir. Sokakta birinsana dolayısıyla halkın uzun vadeli durumda insanlann aşağıbk Demokrasinin yararlan v e sorarsanız demokrasiyi çıkarlanna zararlı oluyor. duygulanndan şifası günlük yaşantımızda saydam(şeffaf)niteliğinden Secimlere katılıyor. oy veriyor, (komplekslerden) annmış karşımıza çıkmalı ve tenimize dolayı, yani tepelerde işlenen parlamentoya milletvekilleri sağlıklı bir ruhyapısınasahip dokunmalıdır. Bu nasıl yanılgılannvesuçlann gönderiyorsunuz. Bu olmuş olacaklan kabul sağlanabılir?Canvemal sergilendiğı. halka açıklandığı mılletvekillerindengörev edılebilir. Düşünceler altında güvenliğınin sağlanmasıyla, için beğendiğinı söyleyebilir, bekliyorsunuz. Parlamento ezilmemiş olan bir ruhyapısı... huzurvedınginüğin haklıdırda. Amabuniann hükümetten hesap sormazsa, Demokratikbirçokanayasal sağlanmasıyla. devlet ve yetmediğini bilmek gerekır. bürokratlann aralannda gizli kurum vekuruluşlar. birçok beîediye hizmetlerinın Sözünü ettiğim ruhsal doyumu bağ bulunan kimseler devlet özel hukuk kurum ve kesintisizyürümesiyle... Bir da sağlamak için eşıtlikgerekli; ihalelerinde gözetilerek onlann kuruluşlan vedemokratikkitle toplumdamafyavarsamal sözde toplum düzenini cebinekarşılıksız olarak örgütleri içeriyor. Bunlar güvenliği yoktur, kontrgerilla sağlıyoruz. devleti yönetiyoruz bütçeden para akıtılırsa. toplumsal organlardır ve insan varsa can güvenliği yoktur; diy e yapılan uvgulamalar ve rüşvetler ve yolsuzluklar basına yaptsının dokulan gibıdırler. unutmamabdır kı yurttaş, çıkanlan yasaİar arasında gizli yansıdığı. halkın önüne Böyle olunca insan dokulan işlenen suçlan kendi nefsinde zulüm di> ebileceğimiz sergilendiği halde bu eylemler arasında bulunan çok önemli denervekorkar. demokratik olmayan tutum ve kovuşturulmaz, yaralanan sıvı yerine toplum dokulan Demokrasinin, bu değerler kurallarla karşılaşıyoruz. Başta toplum sağaltılmazsa bu arasına da bir şey koymak uğrundaki savaşımlarla uç fırsat eşitsizliği olmak üzere takdirde yurttaşlar bir gizli gerekir ki bu da insanlann verme>ebaşladığını tüm eşitsizlikler gizli bir zulüm zulüm acısı duyarlar. Hele ruhsal varlığı olabilir. Öyle bir unutmayalım. etkisi yapıyor. Halkın halk için gümrük tarifesinde bir ruh yapısı ki toplumun ruhsal Gerekçesi gösterilmeden. yönetimi sakatsa gizli zulüm günlüğüne değişiklik yapıp bir veahlaksaldeğerlennı içerdiğı siyasal öğelerineişaret vardemektir. Ekonomik malınithalyadaihraçvergisi savunmaya hazır olan. kağıt edilmedensırfmodadırdiye güçsüzlerinpolitikavla kaldınlmak suretiyle yaratılan üzerinde adını duyup etkinbklerde v e resmi uğraşmasıraönlemeyöntemi eşitsizlik sonunda bir kimsenin haksızlığa uğradığını işiten bir törenlerde demokrasinın olan depobtizasyon sanki bir astronomik rakamlarla zengin yurttaşın haklannı savunma övüldüğünü görüyoruz. gizli zulümdür. Değerli eğitim edilmesinenedemeli...Kısacası cesaretini gösterebilen, eğer bir Parlamentolu ve çok panili kurumlanndan. değerli sağlık gizli zulüm dokunulmazlığı da bürokratiseedindiğiyaşam yaşantıda.Anayasa kurumlanndan. zevk. eğlence gerekmektedir. deneyimleri sonucunda Mahkemesiveyargı vedinlenmeiçinyapılmışgenel Av. Remzİ Çavbaşi Medrese ve Tekkenin TüretOğj.» Ziya Gökalp '1923 Devrimi'nden önce 'Türkçü' idi, Müslümanlığı aşikârdır; ama, Türkçe ezanı savunmuş- tur, çarşaf ve tesettüre de karşıydı... Ittihatçılar, Birinci Dünya Savaşı'nda birbölüm ilkoku- lun yönetimini şeyhülislamın elinden aldılar; 1917'de Şeytiülislam Hayri Efendl bu duruma katlanamayarak görevindençekildi... Resim, Islamda yasak değil mi!.. 1916 yılından başlayarakîstanbul'da her yıl bir resim sergisi düzenlendi; devlet büyükleri resim alarak evleri- nin duvarlarına astılar... Istanbul'da konservatuvar kuruldu... Sarayda tiyatro açıldı... Çarşaf kalkmasa da Osmanlı'da kadın eylemleri baş- ladı, yüzler açıldı... '1923 Devrimi' gerçekleşmeden önce Osmanlı'da to- hum toprağa serpilmiş; medrese öğretiminden bilimsel öğretime geçmenin ilk temelleri atılmıştı... • Peki, 1990'larda, bizi Osmanlı'nın son döneminden de daha geriye götürmeyi amaçlayan şeriatakırnları nere- den kaynaklanıyor?.. 21'inci yüzyıla 5 kala, Istanbul Be- lediye Başkanı nasıl oluyor da balenin 'belden aşağı' olduğunu söyleyebiliyor?.. Türkiye'de gerici akımların bu ölçüde karanlığı vurgu- lamasının iki nedeni var: Bir: Imam okullarından ve hafız kurslarından yetişen- lerin yarattıkları itici güç... Iki: Şeriatçılığın kökü dışarda kaynaklarından sağla- nan parasal güç... 1990'lar Türkiyesi'nde genç beyinler medreselerde ve tekkelerde yıkanıyor... Medrese dinsel öğretimin okuludur. Selçuklu'da ve Osmanlı'da çok ünlü medreseler var- dı; din ile bilim o dönemlerde ayrışmadığı için, zamanm- da bu eğitim yuvalarınm işlevleri de önemliydi. Yavuz Suttan Selim, Sünnilerin halifeliğini Mısır'dan Istanbul'a taşıdıktan sonra, Osmanlı'da medrese, resmi eğitimin okulu sayılmıştır... Peki.yatekke?.. Tekke, mezhebin okulu değil, tarikatın öğretim yuvası- dır. Osmanlı'da tarikat, resmi mezhebe karşı gelişen dinsel düşünce akımını vurguladığı için, tekkenin med- rese ile uzlaşabilir karşıtlığı söz götürmez. Bir yanda devletin resmi mezhebi medreselerde beyin yıkarken, öte yanda parçalanan Islamın eteklerindeki değişik akımlar, tarikatlar yoluyla tekkelerde yaşama olanağını buluyor... Ne var ki ister medresede olsun, ister tekkede, bilim- sel eğitimin ve laikliğin aydınlanmasmda ışıyan öğreti- min yürütülemeyeceği açık ve seçik... • '1923 Devrimi'rim 'Öğretim Birliği Yasası' (Tevhid-i Tedrisat) medreseyi eğitim ve öğretim yaşamından sil- mişti; ardından tekkeler de kaldırılmıştı... Bugün artık temel öğretim kurumlarına dönüşmüş imam okulları birer medresedir, tarikatlar ise ünlü şeyh- leriyle güncel politikanın içindedirler... Yeni kuşakların önemli bir bölümü, medrese ve tekke öğretisinden geçiyor... Refah Partisi'nin yansıttığı siyasal rüzgârların Os- manlı'nın son döneminden de gerilere düşmesi, bütü- nüyle yoğun şeriat eğitiminin türetimidir; kökü dışarda şeriatçılık, elindeki parasal güçle siyasal iktidara adaylı- ğını koymuştur. İlk genel seçimde büyük bir olasılıkla birinci parti Re- fah olmayacak mıdır?.. O zaman -anayasaya göre- Cumhurbaşkanı Demlrel, en çok oyu alan Refah'ın Genel Başkanı Necmettin Er- bakan a hükümeti kurması için görev vermek zorunda- dır... Görünen köye kılavuz gerekmez; medrese öğretimiy- le ve tekke eğitimiyle varacağımız yer er geç bu olacak- tı... 'Hayırlı olsun' mu diyelim?.. NEVÎNKAPLAN (BAKAN) ile HASANKAPLAN Evlendiler. 8.10.1994 Burdur/Yeşilova 'Kurtuluş Hep Birlikte Olacaktır. Hep Birlikte Kurtulacağız; Hep Birlikte Miicadele Edeceğiz; Hep Birlikte Kazanacağız." Behîce Boran Türkiye'ninve dünyanın aydınlık geleceğine adanmış biryaşam... Türkiye İşçi Partili Arkadaşlan Zindrükuyu, 9 Ekim Pazar, Saat 12.00 Çağdaş Avukatlar Grubu ÖNSECİM DUYURUSU istanbul Barosu Genel Kurulu seçimlerine Çağdaş Avukatlar Grubu'nu temsi/en katılacak Baro Başkanı, Yönetim Kurulu, Disiplin Kurulu ve Denetleme Kurulu adaylarını belirleyecek önseçim, aşağıda belirtilen yerlerde 11 Eklm 1994 günü saat 10.00-18.00 arası yapılacaktır. Önseçimlere aday adayı olarak katılmak isteyen meslektaşlarımızın en geç 10 Ekim 1994 Pazartesi günü saat 18.00'e kadar 243 51 30 - 234 16 36 - 518 56 24 - 244 08 42 - 516 27 72 numaralı fakslara yazılı başvurularını göndermeleri gerek- mektedir. ÖNSEÇİM KURULU Irtibat: Av. ismail Hakkı Karaca Tel: 518 56 11 -12 SANOIK YERLERİ SandıkNoBölgesi Adresi 1 Sultanahmet Av SeldaGündüzalp Dıvanyolu Cad. Erçevık Han.K3,No-307 2 Sultanahmet Av Rasımöz Dıvanyolu Cad Adalet Han.No. 19, K.2 3 Sırkeci Av. Cemal Polat HamidiyeCad 4 Vakıf Han.No: 34, K.4 4 Aksaray Av ŞadıyeEfe InkılapCad KoşarHan K-1,(ISKIarkasokağı) 5 Beyoğlu Av.öznurGündoğdu IstiklalCad BaroHan K: 5, No. 504-506 6 Beyoğlu Av. Tangül özer Taksım.istıklal Cad MeşelıkSok No:3/2(Âksanatkarşısı) 7 Şışlı Av Zeynei ûztürk ÖZEN Hukuk Burosu Palazoğlu Sok. Paydaş Ap No: 3/1 (Ceza adlıyesı karşı sokağı) 8 Kadıköy Av Sanı Yıldırım * Altıyol, KuşdılıCad EfeslsHanı,Kaf4,No 184 Tel 5119525 5160612 5160613 5118302 5113205 5858090 5299425 2442142 2450705 2450935 2341636 2341468 3306189 SandıkNoBölgesi 9 10 11 12 13 14 15 16 Üskddar Kartal Bakırköy Bakırköy Zeytınburnu GOP-Eyüp Adresi Av CevatYalçınErkan Halk Cad No10,Beysel lsHanı,Kat.2 Av. Abdurrahım Doğan Istasyon Cad. Uzunkaya lşHanıKat:2.No124 (Istasyon arkası) Av MehmetDemırcı Zuhuratbaba. Yeni Incırli Tel 3335481 3536462 3740404 5832728 Yolu, No: 25/B (Hukuk Adl.Yanı) Av CemAlptekın Ist. Baro Lokalı Istanbul Cad. Omay Iş Hanı, I 572 22 77 83, K 2(Svc-CezaAdi.karşısı) Av İsmail Uncu Huzurevı karsısı HuzurlşMerk K 3,D:66 Av Zeynei Asil ÇukurçeşmeCad Ferah Sok. No: 5, K 1 G.O. Paşa (Adlıye karsısı) KüçükçekmeceAv Erdan Barut ResıtpaşaCad Aserls Merkezi No: 53/12, K 1 Avcılar (adlıye karsısı) BOyükçekmeceAv MehmetAIİÖzkes IhlamurSok ErayPasajı K i.(Adlıyebıtısığı) 5582335 5785878 5904915 8836888
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear