25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURIYET2 4OCAK1994SALI KULTUR Kıvnmlannvekuytulannressamı Ekrem Kahraman'ın tstanbul Yurt&Dünya, Ankara Artium ve tznür Yapı Kredi sanatgalerilerindeki sergileri sürüyor ÜMtTOTAN IZMİR- " Doğadaki kıvnmlann, kuytulann, yumuşak inişlerin, çıkışlann ve koyu gölgelerin" res- samı Ekrem Kahraman. üç büyük kentte aynı zamanda açtığı sergilerle sanatsev'eTİere değişik bakış açılan su- nuyor... "Esasen hayalperest bir çiftçiyim ben ve resimlerim topraklanmdır. Herkes- ten çok havaya >e toprağa aitim. GÖk- yüzûnde toprak, yeryüzünde yağmu- nım. Belki de ressam olmasaydım iyi bir çiftçi olurdum." Ekrem Kahraman böyle söylese de, yıllar önce Çukurova'da peşine takıldığı. "doğadaki cinselliğj" şimdi- lerde Istanbul"un "kuytularuıda" an- yor; ihanetler ve düşler üzerine yoğun- İaşıyor. K.ahraman'ın yapıtlan, İstanbul Yurt&Dünya Galeri'de 12 ocak, Ankara Artium Galeri'de 11 ocak, Izmir Yapı Kredi Sanat Galerısi'nde ise 14 ocak tarihine dek görülebilir. Ekrem Kahraman 1986 yılının so- ğuk bir kış ayında İzmir'e Çukurova'- nın tüm sıcaklığını taşımış, kadın be- deninde üretkenliği, doğurganlığı ser- gilemişti. O'na göre Çukurova"nın pa- muk tarlalan doğurgan bir ana rah- miydi. Sanatçı. 80'li yıllarda doğaya, Çukurova'ya bakışını anlatırken şun- lan söylüyordır "Ben dağlara tepelere/Ah ne kadar da güzelmiş'diye bakmıyorum. Hem toprak olduğunu. hem de kadın, üret- ken ve doğurgan olduğunu düşünüyo- rum. Doğadaki cinselliği yakalamaya çalışıyonım" Istanbul'da. "Kuytular, ihanetler, düşler" üzerine yoğunlaştığı son dö- nem çalışmalannı sergileyen Ekrem Kahraman, İzmir Yapı Kredi Sanat Galerısi'nde de biraz daha aşağılara çekilmiş ufuk çizgileriyle. cinselliğin bir parça geriye itildiği yapıüanna yer veriyor. Ankara'da ıse 11 ocak tarihi- ne kadar sürecek sergisinde bugüne değin vermek istediklerinin bir top- lamı, yani her dönemden resimleri yer alıyor. Doğadaki 'kuyru'lardan etkilenen Ekrem Kahraman, son çalışmalarında Belgrad ormanlarından da esinlenmiş.. Bandırma'da başlayıp İstanbul'a uzanan serüveninin neİer getirip neler götürdüğünü konuştuk Ekrem Kah- raman'la. Sanılanın aksıne bir doğa tutkunu olmadığını vurguladıktan sonra sürdürüyor Kahraman: "Gi/emli yapay bir atmosferi güncel doğal bir atınosfere tercih ederim. Fa- kat, doğadaki kıvrnnları, kuytuları, yu- muşak inişleri, çıkışları, tek tek dağılmış nesneleri sever ve en çok da koyu gölgelerden etkilenirim. İstanbuF- daki sergimde, Belgrat ormanlanndaki çalışmalarundan oluşan resimlerim yer alıyor. Kuytular, yarı idol, yarı erotik, gerinen, yuvarlanan. gizlenen, sevişen çıptak gö\deler, bu serginin temel izlek- leri durumunda. Eski resimlerimdeki alttan üste bakışın yerini, bu kez iistten bakışın tanrısal edası alıyor" Çukurova resimlerindeki canlılığın yerini durağanlığın almasının nedenı- nı. "kaçış ve küskünlük"e bağlıyor Ek- rem Kahraman: "Bazen ima ederim. Ba/en izleyici- nin gözüne gözüne sokarım. Bazen ka\ramları öne çıkarırım, bazen me- kanı. bazen de nesneleri. Fakat mekan \e atmosferden asla \azgeçmem. Sık sık bir yanılıyor olma durumu yaşarım. Yaptıklarımdan şüpheye düşerim. Kıyı- lara, ıssı/lıklara doğru çekiliyor oldu- ğumu duv umsarını. Görsel üslubumun da bu çelişkilerden ctkilendiğini düşünürüm. Dönüp baktığunda rcsimlerimin, yaşamuı fazlaca açığa vunılamayan noktaların- dan parıltılar taşıdığını görüyo- rum. İçe yönelik bir şiddet ve he- men yanıbaşında kırügan bir sessizliği barındınyor..." ICinsellik öne çıkıyor Öne çıkardığı cinselliğin, izle- yenler üzerindeki etkisiyle de il- gili ilginç saptamalan var sa- natçı Kahraman'ın. Ona göre cinsellik, insanın en insan oldu- ğu, içinde yalanı, dolanı bann- dırmayan bir eylem. Ya izleyici açısından? Bir süre duruyor Ekrem Kahraman, sonra sıkıntılı bir anlaiımla sürdürü- yor: "Çıplak bir fîgüre rahat rahat bakıyorlar. İlle de tek olacak. Eğer çıplak iki kişinin birazcık sevişmesine dönüşüyorsa, iş de- ğişiyor. Kaçamak bakışlarla es geçüiyor. Suçüstü yakalanacak- larmış gibi bir izlenim yaratıvor- lar. Bunda biraz medyanın da dayatması var. Oysa sevişme en çıkarsız, en istek yüklü ve üretici bir eylem. Yani insanın en insan olduğu anlar. Ama bir alışkaniık mı, davatma mı bilinmez çıplak- lık tek olacak. Tek kadın beden- lerini ko\. nasıl olursa olsun. Yanında sevişeni, hayır buna da- ha tam anlamıvla alışılamadı." Ekrem Kahraman'ın Çuku- rova'nın venmli ovalannda başlayan serüveni, onun deyi- mıyle İstanbul'un karmaşasın- da. ıçli dışlılığında sürüyor. Ser- gısinı ılk kez gezecck sanat- severlerin kesin yargılardan kaçınmasını ısteyen Ekrem Kahraman şu mesajı veriyor: "Benim resimlerim korku üretmezler. Ben hep mutlu ol- mak, korkuyu unutturmak için resimler yaptım. Eğer onlara ba- karken içiniz biraz bunıluyorsa sebebi tanrı yanınızdır, benim resimlerim dc- ğil. Kendimi karşınızda tamamen suç- suz hissedivorum. Çünkü hiç suc iş- lemedim" Ressam Ekrem Kahraman'ın yapı- tlan 14 Ocak akşamına kadar l'zmir Yapı Krcdı Sanat Galensi'nde izlenı- minize sunuluyor. Ekrem Kahra- man'ın suçlu olup olmadığının karan sızin... Ortadoğu'nım en büyük kültür parkmın yapımına Gaziantep'te başlandı ama bazı pürüzler var... EMEL GÜL G AZİANTEP - Ortado- ğuda'da en büyük kül- tür parkmın yapımına Gaziantep'te başlandı. Bir tril- yon lirayamal olması beklenen Kültür Parkfnda birbırinden en fazla 10 metre uzaklıkta yapımına başlanan camı ıle am- fitiyatrodan çıkacak seslerin birbirine kanşacağı, bu duru- mun bazı taısızhklara neden olacağından endişe ediliy or. Alleben deresinin ikı yanında hayata geçirilmeye başlanan Kültür Parkı projesı, yetkilile- rin verdiği bilgiye göre bölüm bölüm tamamlanacak. Mada- noğlu Köprüsü ıle İstasyon caddesi arasındaki kesimde yü- rüyüş yollan. yeşıl alanlar, el sa- natlan sergi alanı, amfitıyatro, festival alaru ve havuzlar yapı- lacak. Belediye. bütçesınden pay ayırabilirse, önümüzdeki yıllarda, özgün adt "100. Yıl Atatürk Kültür Parkrnın diğer bölümlerinin yapımına başla- yacak. • Projel986yüında | hazırlanmış Projesi ilk kez 1986 yıhnda hazırlanan ve tamamı 2 milyon 200 bin metrekarelik bir alanı kapsayan Kültür Parkı, tümüy- le tamamlandığında içinde yedı adet beş yıldızlı otel, 400 bin metrekare fuar alanı. yırmıden fazla ışıklı gösteri yanılabılen ha\ uz. olimpik spor kompleKsi ve arabalı sinema yer alacak. "Gaziantep'in akciğeri" ola- rak da tanımlanan Atatürk Kültür Parkı projesi. Anakent Belediyesi'nin başan hanesine koyulacak. Ancak parkın içinde \e birbi- rine çok yakın mesafede bir am- Aryalarezan sesinekanşacak Mimarlar Odası'ndan yapılan açıklamaya göre, amfitiyatro, projede gösterilen yerde yapılmıyor.Yetkililerolay ı"münari bir çeüşki" olarak nitelendiriyor. fıtiyatro ile caminin yapılıyor olması. bazı sıkıntılann da ha- bercisi. Mimarlar Odası Gaziantep temsildsi Kadir Kara. sözkonu- su uygulamaya dikkat çekerek. yanşmayı kazanan özgün pro- jenin aslîna sadık kalınmadığını öne sürüyor. Kara, 'Aslında amfitiyatronun yeri, viyadük köpriinün altıvdı. Caminin yanında ise küçük bir dinlenme anfisi olacaktı. Projede çizilen amfitiyatro ise caminin yanına yapılıyor. Bu mi- mari bir çelişkidir. Her iki inşaat için de sakıncalı. Çünkü ikisi de insanlann yoğun olarak kul- landıkları mekanlar olacak. Bu yapıların zit fonksivonları var, proje delinmemeüydi" diyor. Cami ve amfitiyatronun ya- pıldığı yenn yakınından geçen- lenn dikkati burada yoğunlaşı- yor. 7500 kişilik camıden yayı- lan ezan sesi ile amfiden çıka- cak ses. birbinnc kanşarak tatsızlığa yol açmayacak mı? Gazıanteplilerin endişey le y anı t aradıâ soru bu .. Shakespeareenbüyük 'uluslararası köprü' Kültür Servisi - Avrupa'nın çeşıtlı ülkelerinden sanatçı ve .aydı- nlann katıldığı Gullıver İstan- bul 1993 toplantılan çerçevesınde. Tank Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde ger- çekleştinlen "Kültürkrarası Etkileşimde Sanatların Rolü" başhklı panelde. Eski Yugoslavya'dan tıyatrocu I.jubisa Riv tic, "Gençliğimde, sanatın kültürlerarası etkileşimde bir köprii olabileceğine ina- nıyordum. Şimdi bumın mümkün olma- dığını biliyorum" dedi Ingiltere'den Michael Kusto»'un yö- nettıği panele Ristıc'in >anı sıra Ispan- ya'dan dansçı ve koreograf Cesc Gela- bert, Hollanda'dan müzısyen Peter Schat, Belçika'dan da tiyatro yazan Ma- rianne van Kerkho>en katılmıştı. Tank Zafer Tunaya Kültür Merkezı'nde ızle- yicilerin de İcatılımıyla oldukça hareketlı geçen toplantıda. sanaün kültürlerarası etkileşimde gerçekte ne kadar etkın ol- duğu konusunda çeşitli düşünceler orta- va atıldı. 26 yıl once bir "gençlik tivatro buluş- ması" ıçın ilk kez istanbul'a geldığinde "sanatla her şeyin başanlabileceğine" 1 ınandığım söyleyen Rıstıc, "İstanbul'a ikinci gelişim. Çok şey değişti. Bugiin ül- kemde savaş >ar. Eskiden aynı topraklar- da, Sırplar, Hınatlar \e Müslıimanlar bir arada yaşıyorlardı. Artık yaşayamıyor- lar. Burada ortak bir dilden söz ediyoruz. Onların dili ortak. Ama artık bir arada yaşayamıyorlar. Yabancı güçler de bu sa- vaşın sonucunda olacaklarla ilgileniyor. Sanatçılar çok özel bir konumda sayılır, orada... Çünkü çoğu olanlan öngörmuş- tü. kimisi uyamuştı. Evet, sanatla köprü kurulacağına inanıyordum, şimdi ola- mayacağını biliyorum. Hem bu yauıızca olanaksız değil, tehlikeli de. Bu nedenle kimi sanatçılar izlevicilerini kendi politik görüşüne çekme uğraşı icine girdi. Kimi sanatçılar sanatı unutup, bir anda kendi türünde 'asker' oluverdiler" dedı. Eski Yugoslavya'dan Ljubisa Rıstic- in çizdıği karamsar portreye karşın. ko- nuşmacılardan daha iyımser düşünceler de çıktı: Toplantıyı yöneten İngiliz Mic- hael Kustovv. örneğin VVilliam Shakes- peare'e ışaret ederek, "İşte gerçek bir uluslararası köprü" dedi. Kültürlerarası etkileşimde sanatın rolünü değerlendi- nrken günümüze olduğu kadar. geçmi- şe. klasik yapıtlara bakmamız gerektığı- nı belirten Kustovv, "İngjlizler de Hintli- ler de bu ülkedekiler de Shakespeare sah- neliyorlar. Hatta Amerikalılar bile kendi dillerinde (sözlüğümüz aynı olabilir ama. dil başka bir şevdir) Shakespeare'i yo- nımluyorlar" dedi. îzleyıciler arasında bulunan Roman- yalı "Ğulliver" Dorin Tudoran ise. "Sha- kespeare iletişim kurmıryor ki. Bize bir düşünce sunuyor. Onun için bugiin Sha- kespeare bizim deçağdaşımız'"dcdı. İleti- şim kurma çabasına girdıği anda sa- natçının "taraf tutmak" zorunda kaldığını belirten Tudoran. Susan Son- tag'ın. dünyanın en ıyı romanlannın ılk cümlelennı bir arpya getırdığı ama Tols- toy'un "Anna Karenina'smı dışarda bıraktığı antolojıyı örnek gösterdı. Ris- tıc ıse. yine epey tartışma yaratarak, "Sa- natçının köprii kurmak gibi bir zorunlulu- ğu yoktur. Sanatçının hiçbir zonınluluğu yoktur. Kimseye bir şey öğretmek, köprii kurmak, köprü vıknıak gibi... Sanatçının tek zonınluluğu sanatıdır" dcdı. "\1utlu insan"ın sanat y apmay a gereksinim duv - madığını belirten Rıstic. "Bir kişi, içinde yaşadığı dünyadan. çevresinden hoşnutsa onu değiştirmek için bir çaba harcama ge- reksinimi de duymaz" dedi. Katalan dansçı-koreograf Cesc Gelabert ise. "Sa- natçı özel bir insan değildir. Her insan kendine özgü bir sanatçıdır" dedi. Toplantıya katılamayan Alman tiyat- ro yazan Heiner MüUer'in yerine konu- şan Marianne van Kerkhoven ise. "Bu yüzyılı çocuklanmıza nasıl anlatmalı?" sorusuyla özetlenebilecek metnıyle "yabancılık" kavramını irdeliyordu. Hollandalı müzısyen Peter Schat ıse. "sozcükler"ın savaşlara neden olduğunu sövleyerek. "Ancak banşlar da sözcük- lerle imzalanır. Ortak bir dil bulmak zo- rundayız. Zor, ama çaba harcamamız ge- rekivor" dedi. Bahriye Cçok Fransız baskı sanatçıları ANKARA (ANKA) - Türkıyede Güzel Sanatlan Destekleme Derneğı (Sanart) ile Fransız Kültür Merkezi ve Fransa Sanat Etkinlikleri Derneği. "Günümüz Baskı Sanatı: Fransadan 10 Sanaıçı" konulu sergi açıyor. Sanart ile Fransa Sanat Etkinlikleri Derneğı'nin düzenledikleri "Günümüz Baskı Sanatı: Fransa'dan 10 Sanatçı" konulu sergide. Fransa'da y aşay an Belçika. Şili ve Alman kökenli 10 sanatçının baskı dalında y aptıklan çalışmalan y er alıy or. Farklı kuşaklardan sanatçıları bir araya getiren sergi. ay nca dönemier açısından da çeşitlilik sunuluyor. Sergi. 5-14 ocak günlen arasında Ankara E>evlet Demiry ollan Gar Galensi'nde izlenebilecek. Bahriye Üçok anısınafotoğraf yarışması Kültür Servisi - Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, bir suikast sonucu öldürülen Bahriye Üçok'un anısına"Laik Cumhunyetimizde Kadınlar" konulu ödüllü fotoğraf y anşması düzenledi. Dernektenyapılan y azılı açıklamada, siyah-beyazyada renkli hazırlanacak fotoğraflann ebatlannın 18x24 ile 20x30 arasında olabileceği kaydedildi. Seçicı kurulun İsa Çelik. Prof. Dr. Mehmet Bayhan ve Mürsel Engin'den oluştuğu belırtilen açıkiamada, bırincıye 3 milyon. ıkınciye 2 milyon. üçüncüye 1 milyon para ödülü. beş adet mansiyona ıse çeşıtlı kıtaplar verileceöi bildınldı. Yanşmaya son katılma tarihinin 1 Mart 1994 olduğu belirtildı.' Türkfilmleri yabancı dilde ANKARA (ANKA) - Kültür Bakanlığı. Türk fılmlerinin yurtdışında gösteriminin sağlanabilmesi ve yabana fılmlerle rekabet gücünün arttınlması amacıyla 28 filmin İngüizce, Fransızca. Almanca ve İspanyolca olmak üzere 60 alty azılı kopy asını hazırlatıyor. Bakanhğın. bu iş için 2 milyar 700 mtly on lıra harcayacağı bildırildi Kopyalan hazırlatılanlar şunlar: Ma\i Sürgün (İngilizce. Fransızca, Almanca. İspanvolca); L'zlaşma (Fransızca. Almanca); Berlın ın Berlin flngilizce. Fransızca. Almanca); Piano Piano Bacaksız (İngilizce. Fransızca, Almanca); Amerikah (İngılızcc. Fransızca. Almanca );GölgeOyunu(Fransızca, Almanca);Zıkkımın Kökü(İngilizce, Fransızca. Almanca): Düş Gezginleri (İngilizce, Fransızca); Yolcu (İngilı/ce. Fransızca). 'Ben Şiirden Çok Korkarım' KültürSenisi-Truva Folklor Araştırmalan Derneği, kültürel etkınlıkler dızısi çerçev esınde, konuşmacı olarak Akgün Akova veSunay Akın'ın katılacağı birsöyleşi düzcnliyor. Derneğın geçen yıl şiirdalında "Yılın Sanatçılan" seçtıği ıkı genç şairin. Taksım Bilsak'ta 8 ocak cumartesı günü y apacağı söy lcşı. "Ben Şiirden Çok Korkanm" başlığını taşıyor. Saat 19.00'da başlayacak etkınliğin sonunda sanatçılar kıtaplannı ımzalayacaklar. Muzaffer İzgü'gün öyküleri sahnede •* KOCAELİ( A.A) - İzmıt Çev re Tiy atrosu. 1994 tiyatro sezonuna Muzaffer İzgü'nün öykülennden derlenen "Bilumum İstekler" adlı çalışma ıle başlıyor. Sedat Şimşek'ın yönetuğı. dekorhnnı Adem Atasoy'un hazırlddığı oy unda gcnç oy uncular rol alıy or. Oy un. Lzmıt Çev re Tıy aırosu Gösten Merkezi'nde hafta içi her gün saat 20.30"da sergılenecek Ay rıca şubat ayı başından ıtibaren ay n\ yerde Osman Özkan'm "Gelin Yanşahm" adlı çocuk oyunu da izlenebilecek. Piyanist Gülsin Onay Japonya'da ADANA(A.A) - Pıy anist Gülsin Onay. yenı yıla 4-30 ocak tarihleri arasında Japonya'da vereccğı 9 konserle başhyor. Son olarak Çukurova Devlet Senfonı Orkestrası'nın konsenne konuk solıst olarak katılan Onay. bugüne kadar 5 kıtada 31 ülkede çok say ıda konser verdi. Almany a'da y aşay an v e halen Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasında solistlık görevinın sürdüren sanatçı, her yıl yurtdışında 50 kadar konsere katılıy or. Japonya'ya beşinci turnesını gerçekleştıren Onay. Türk bestecilerin eserlerine de y er v erdiği y urtdışı konserlerinın ülkenin tanıtımı açısından yararlı olduğunu düşünüyor. Sanatçının Japony a turnesinden sonra 9 şubatta vereceğı istanbul konserini Hollanda. Almany a. Meksıka. Av usturya ve Belçika konserleri ızley ecck. tdilAbla Tivatrosu'nda 'Dilden Dile-r KültürSenisi - İdil Abla Çocuk Tiyatrosu'nda bu yıl Ercan Yazgan'm y önettiği "Dilden Dile-2" adlı oyun sahnelenıvor. Atasözlerı vcdeyımlenn öykü veörneklerini konu alan oyunda aıle ıhşkılerinden de söz ediliy or. Reyman Eray'ınbcstelerininSelminGermıyanoğlu tarafından canh olarak seslendirildiği oy unda Zeyno Eracar. Sey man Aksoy. Mahser Kar. Tufan Akıncı ve İdil Yazgan rol ahyorlar Sahne tasanmı Murat Pasinli urafındangerçekleştınlen "Dilden Dile-2". cumartesi günlen saat 13 15"te Altunızade Kültür Merkezi'nde. pa/ar günlen ise saat 11.00'de Kadıköy Halk Eğitim Merkezı'ndc sergileniyor. Anthony Caro'nıın 'Şelalelev' heykel sergisi Kültür Servisi - Ünlu İneıliz heykel sanatçısı Anthony Caro'nun "Şelaleler" adınıtaşıyan sergisi 26 ocak tarihinde Aksanat'ta açılacak. Britısh Councılve Aksanat'ın işbırhğı ıle gerçekleştirilen sergi. 25 şubat tarihine kadar devamedecek. 1924 yıhnda Surrey Nevv Malden'de doğan Caro. Cambndge Koleji'nde eğitim gördükten sonra 1944-1946 y ıllan arasında Kraliy et Donanması'ntn havacılık dalında hizmet verdi. 1947'de Regent Street Politekniği'nde. 1947-1952 yıllan arasında da Londra Kraliy et Akademi Okullan'nda eğitimini sürdürdü. Sanatçının sergisi cumartesı-pazar günleri dışında 11.00-19.00 saatlen arasında gezilebilecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear