25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 25OCAK1994SAU 12 DUNYADAN Filistin'in gazeteleri duvardan îşgal altmdaki Filistin topraklanndaki sığınmacı kamplannda, radyo ve gazeteler yasadışı örgütlerin haberlerini yayımlamadığından, militan gruplar tüm bildirilerini duvarlara yazdıklan sloganlarla iletiyor C ibaliye Sığınmacı Kampı'nda yüzlerini siyah kukuletalarla sarmış dört adam, dar sokak- tan ok gibi fırlayarak çıktılar ve Pazar Sokağı'ndaki yazılarla donanmış duvann önüne siper- lendiler. Siyah latekş eldivenler gıymiş olanı, elindeki fırçayı gri boyay- la dolu plastik kovaya daldın- yor. Beton duvara yazılmış eski sloganlan hızla silerken, diğeri de mavi bir sprey boyayla, elin- deki küçük kağıda aceleyle göz atarak yeni bir mesaj yazıyor. Yoldan geçenler yeni bildiriyi okumak için çevrelerine topla- nıyorlar. "Yahudilere duyduğumuz ki- nin şiddetini hiçbir şey azalta- maz. Hamas, Ramallah'ta iki İsrailli yerleşiıncinin ölümü ve diğerterinin yaralanmasıyla so- nuçlanan ola\ ların sorumluluğu- DU üstlenmektedir. Bu harekat, bir a> önce ölen liderimiz Emad Ahal'ın anısına ve 22 aralıkta öldürülen şehit Osama Hamid'- in öcünü almak için gerçekeştı- rilmiştir. Hiçbir radyo istasyonu ya da gazete, onlann yayın organı ol- mayı kabul etmediği ve artık milliyetçi sloganlann yazılması yasal olduğu için, Gazze Şe- ridi'ndeki miütan İslamcf Ha- mas örgütü gibi Filistinli grup- lar. ana iletişim kanalı olarak duvarlardan yararlanıyorlar. Söylentiler buradan yayılı- yor, grev çağnlan buradan ya- pılıyor ve İsrail işgaline karşı verilen mücadelenin başanlan ve başansızlıklan buradan bil- diriliyor. Çok renkli öç çığlıkla- n ya da zafer haykınşlanna za- ten doymuş durumda olan du- varlar. Filisünlilerin İsraıllilere karşı verdiklen ve "tntifada" olarak adlandırdıklan. 6 yıldır süren savaşta öldürülenlerin isimlerini taşıyor. • İsrail ışgalı allmdakj toprakiar Filistin halkı, kukuletalanıu giyip tsrail birliklerhle mücadele eden Hamas örgürünün as- keri kanadı ulan Kassam Savaşçılarını kendi ordusu olarak görüp onlarla iftihar edhor. İhad Ebu Mahmud, ayak- kabı dükkanının önünde otu- rurken "Duvarlar bizim günliik gazetemiz gibi" dıyor. "Eğer bir gnıp siyasal bakış açısını anlat* mak ya da bir açıklama yapmak istiyorsa, duvarları kullanıyor. Böylece gnıplann neler yaptık- larını >e ne düşündüklerini öğre- niyoruz. Radyo >a da gazetelere güvenmiyoruz; çünkü üstlerinde İsrail sansürü var." İsrail birlikleri bir zamanlar bu sloganlan yazanlan tutuklar veya vururlardı. Duvarlanna milliyetçi sloganlar yazılmış olan ev ya da dükkanlann sa- hiplerine ceza yazar ya da slo- ganlann üstlerini örtmeye zor- larlardı. Gazze Şeridi ve Batı Şeria'da sınırlı bir Filistin özerkliğini ge- tiren eylül anlaşmasından son- ra. İsrailli yetkililer Gazze"nin duvar yazılanna gömülmesine izın verdi. Filistınlilerin slogan vazma- lan bir suç olarak kabul edilme- se de. kara kukulctalar giyen militanlar. direnişle karşılaştık- lan takdirde ateş etme vetkisi olan İsrailli birliklerce yanlış anlaşılmalan ihtimali de yok New YorK Times'dan Cumhunyet'e özel değıl. Eğer kukuletahlar aske- nn "Dur" emnne uymazsa. vurulabilir. Ve bu risk. özellikle Hamas militanlan için oldukça yüksek. Elinde boya kovasmı taşıyan uzun ve ince adam. sabahki slo- gan yazma işinden sonra panto- lonu ve lastik pabuçlan lekclen- miş halde, "Askerler bizi görür- lerse vururlar. Teslim olmamız olanaksız. İşimizi çabucak biti- riyoruz. Bir yerde ne kadar çok zaman harcarsak, karşılaşaca- ğunız tehlike o kadar büyüyor" diyor. Muhtemelen az sonra yerel ve uluslararası haber kuruluşla- nnca, Kassam Tugaylan ola- rak bilinen Hamas"ın askeri ka- nadının ne düşündüğünü tüm dünyaya duyurmak amacıyla kullanılacak olan "Yahudilere duyulan kin"e ilışkin bildıri, ge- çenlerde öldürülen iki İsrailli- nin ölümünü üstleniyor. Duvar yazıalan birkaç daki- ka içinde işlerini bitirip, aynı sloganlan sokağın öbür yanın- daki duvarlara yazmak üzere çamurlu sokakta koşmaya baş- byorlar. Sokağı baştan aşağı çabucak gözden geçiren bir ta- nesi. "Bu gerçekten de tehlikeli bir iş. Fakat halkla iletişim ku- rabilmemizin tek yolu bu" diyor. Hanias hareketi son haftalar- da Filistin-İsrail anlaşmasmı sabote etmek için İsraillileri öl- dürmeye yönelik bir kampanya başlattı. Fakat diğer gruplar da siyasal mesajlanru iletebilmek için duvarlarda bir yer bulmak için mücadele veriyorlar. Sokaktaki manavın sahibi Şihdi Abdullah, elma ve doma- tes sandıklannın arasında otu- rurken. "Filistinli gruplar paza- ra gelip bildiriler dağıtıyor >e du- varlara afışler yapıştınyorlar. Ama, duvarlara yazılan yazılar en hızlı haberleşme biçimi. Her türden önemli haber buralardan öğrenilebilivor" diyor. Militanlann kaçmasından hemen sonra, çamurlu sokakta arkadaşlanyla dolaşan 16 ya- şındaki Muhammed Salvali, "Kim olduklannı hiç kimse bil- miyor. Onları gördüğümüzde gunır duyuyoruz. Onları bizim ordumu/ıın askerleri olarak ka- bul edijoruz" dıyor. Bununla birlıkte, başta Kas- sam Tugaylan olmak üzere yer- altı örgütlerine katılmak hiç de kolay değil. ChrisHedges ABD'den doğum kontrolü • Gelişmekte olan ülkelerde nüfus patlamasına karşı doğum kontrolüne yönelik etkinlikleri hızlandırmak için ABD yönetimi yeni bir seferberlik başlattı. C linton yönetimi, geliş- mekte olan ülkelerde- ki kadınlara doğum kontrolü sağlamak amaayla, gelecek >ıl. nüfus kontrolüyle ilgili programlara yönelik harcamalann artunlmasına karar verdi. Reagan ve Bush yönetimle- rinin konuyla ilgili yaklaşı- mından keskin çizgilerle ayn- lan politika. aile planlaması- nın yanı sıra, kadınlann eğiti- minı de öngörüyor. Ka- dınlann yaşam standartlan- nın yükselmesi ve bağımsızlık kazanmalan, ne kadar çocuğa bakabilecekleriyle ilgili sağhk- lı kararlara varmalannı da sağlıyor. I Felaketlerin nedeni I nüfus artışı Soğuk Savaş sonrası döne- me göre dış politikada deği- şikliklere giden Clinton yöne- timi, nüfus artışıru yavaşlat- manın, politik istikrarsızlığa. açlığa, göç ve çevre kirliliğıne son vermek gibi ulaşılması is- tenen pek çok hedef açısından canalıcı bir önem taşıdığını söylüyor. Yönetimin nüfus poliü'İcalan konusundaki baş sözcüsü Timothy E. VVirth, "Dünyanın geleceğini belirle- yecek etkenler diişünüldüğün- de, nüfus, tartışmasız listenin ilk sırasında yer alnor" divor. Başkan Clinton. yeni politi- kayı desteklemek üzere, 1995 mali yılı için hazırlanan bütçe kapsamında nüfus program- lan için 585 milyon dolar iste- meyi düşünüyor. Wirth, 2 bin yılında bu ra- kamın yıllık 1 milyar 200 mil- yon dolara ulaşması gerekti- ğinden, ancak böyle gelişmek- te olan ülkelerdekı 600 milyo- nu aşkın kadına aıle planla- ması hizmeti götürülebilece- ğinden söz ediyor. Uzmanlara göre, nüfus ar- tışı kontrol altına alınmazsa. dünyanın şimdiki 5 buçuk milyarlık nüfusu. 40 vılda iki katina çıkacak \e 2050'de 15 milyan buiacak. Şanv Yasadtşıörgütlerinsığınağı I srail'le yapılan tüm banş görüşmele- rine ve Batfyla kurulan daha >akın ilişkilere karşın. bu antik başkenl yalnız Filistin genlla örgüllenni değıl. hem sürgündeki Arap lıderlerını hem de ayaklanmacı Kürtleri banndıran bırgöl- geler ve gizler kenti olma\ı sürdürüyor. Bu yasadışı liderler, işlerini Şam'ın arka sokaklanndaki. önlerinde sürekli olarak korumalann beklediği kirli apart- manlardaki ofislerinden >ürütüyorlar. Suriye"nin başkenti çoğu 10 >ıl kadar önce Beyrut'tan çıkartılan on kadar tutu- cu Filistinli grubu olduğu kadar Kürt miliiyetçilerinı ve Irak Devlet Başkanı Saddam Hûseyûı'e şiddetle muhalefet eden Bağdatlı entellektüellerle Suudı Arabistan'daki yönetimin düşmanı olan >ii Müslümanlan da banndın>or. Son yedi yıl boyunca başkent. 1986'da Futucu Marksistlerin gerçekleştirdiği bir darbeyle iktidardan düşürüldükten sonra ülkesinden kaçan ve şu sıralar sık sık Şam'ın en gözde semtı olan Şaalan'daki restoranda görülen Güne\ Yemen'in devrik başkanı Ali Nasır Muhammed Ha- sani"ye de sıgınak oldu. Kimi Batılılara göre. Şarrûn >akınlık duyduğu gerilla gruplanna vc siyasal komploculara gösterdiği hoşgörü. aksi kanıtlanıncaya dek Suriye'nin şiddet ih- raç eden örgütleri desteklediğinin en açık kanıtı. Bu ılışkıler. VVdshıngton'ın Sunye'yı terorizmi destekleyen de\letler lıstesine koymaya ve Şam'a karşı ekonomık vaptınmlar uygulamaya zorladı. Terorizmle bu bağlantılan Washing- ton'la ilişkilerini geliştirmesinde en önem- li engeli oluşturmakla birlikte. Şam'daki dıplomatlar. Arap sivasetındeki unsur- lann sürekli değiştiği göz önüne alındığı- nda. Başkan Hafız Csad'ın tutumunun. Ortadoğulu herakıllı politikacının alabi- leceği tutum olduğunu belirtiyorlar. Bu tutumun davandığı eıkenler. sığınma sağlamak. düşmanlannın düşmanının imdadına koşmak. suriye'nin başkenti hala asilerin, sürgünlerin ve kaçaklann banndığı biryerolmaya devam ediyor. Batılı gözlemciler Esad'ın tutumunun doğal olduğunu söylüyor. Sunye'nın ıç güvenliği, ülkede üslenen direniş gruplan ve genllalannın daha sıkı bir şekilde ızlenmesını gerektiri>or. Bu gruplar arasında Kürdistan Halk Birliği'- nden Filistin Kurtuluş Halk Cephesi'ne kadar değişen pek çok örgüt yer alıyor. Sözgelimi eylülde, Filistinli gruplar Şam'da İsrail ve Filistin Kurtuluş Örgütü arasındaki anlaşmayı kınayan gösteriler yaptıklan zaman. yüzlerce Suriye polisi kaldınmlan kordona almış ve yürüyüş kolunu izlemck üzere sılahlı sivıl polisler pencerelere yerleştirilmıştı. Bir Avrupalı diplomat. "Son aylarda Suriyeliler bu gnıplara ciddi bir baskı uy- gulamaya başladı" dı>or ve Surive'nin bu gruplann rad>o vayınlan dahil olmak üzere haberleşme olanaklan ve siyasal toplantıiar düzenlemeleri şeklindeki et- kinliklenni kısıtlamakta olduğunu ekli- yor. Bu gruplann Suriye topraklannda herhangi bir asken etkinlikte bulunma- lanna da izın verilmivor. Diplomat sözlerinı şöyle sürdürüyor: "Gene de, onları burada tutmakla Başkan Esad güçlü bir koza sahip oluyor. Bu koz ona karşı olduğu herhangi bir vönetimin avağını kaldırma yeteneği \eriyor." Ne ki, Suriye'nin bu gruplardan bazı- lanyla gelecekteki ilişkılen VVashington'- ın Şam'a yaptığı baskı sonucu, özellikle İslamcı Hizbullah ya da köktencı Filisün Kunuluş Halk Cephesı gibi militan ör- gütlerle bağlantılannı koparmasına yol açabilir. Bu örgütlerin her ikisı de, Güney Lür> nan ile işgal altındaki Filistin topraklan- nda İsrail'e karşı askeri etkinliklerini sür- dürmekteler. Filistin Kurtuluş Halk Cephesi'nin bir kuaför salonunun yanındaki küçük oda- lardan oluşan merkezinde. grubun şehir sözcüsü Davud Talhami Batı'nın Filistinli gruplann İsrail'le savaş halinde olması yüzünden Suriye'yi suçlamalannın yanlış olduğunu söylüyor. "Şam'daki ve diğer yerlerdeki Filistinli muhalefet örgütleri Filistin halkının siya- sal haritasınm bir parçasıdır. Suriye'yi bize baskı yapmaja zorlamanın, müca- delemiz üzerinde hiçbir etkisi obnaya- caktır. Çünkü gerçek muhalefet Filistınli- lerin yaşadığı topraklardan kaynaklan- maktadır, Şam'daki bir ofisten değil" di- yor. Şam'a sığınan Arap sürgünlerinden baalan. ülkelenndeki yönetimleri devir- mek için komplolar ve entrikalar peşinde koşmaktan çok. Suriyeli yetkililenn "yapıcı etkinlikler" olarak adlandırdığı hareketlerle ilgileniyorlar. Ülkelenndeki yönetime muhalif Suudı Arabistanh Şii Müslümanlann sürgün- deki liderlerinden biri olan Şeyh Hasan Sağar, Şam'ı Prens Fahd'ın yönetimiyle bir uzlaşmaya varmak için bir üs oiarak kullanıyor. Kasım ayında eski ülkesi ve 1990da komşusu Yemen'le birleşen Güney Ye- men'in eski lideri Hassani. Aden'deİci yet- kililerin ricası üzerine ülkesinde yükselen siyasal tansiyonun ve şiddeü'n yumuşatı- Iması hareketini başlattı. VViIliam E.Schmidt Almanya'da 7 milyon yoksul var E konomik durgunluk ve işsizliği yaşam standartlanna yöneltilen bü>ük bir tehdit olarak gören Alman nüfusunun 7 milyonu yoksulluk içinde yaşıyor. Ticaret Birliği Federasyonu tarafından voksulluğa ilişkin hazırlanan raporda. Almanya'nın batısında 4.65 milyon, doğusunda ise 2.6 milyon kişinin yoksul sayılabıleceği belirtiliyor. 3.5 milyon memuru kapsayan toplu iş sözleşmesının anfesınde vavımlanan ra- por. büyük tartışmalara yol açtı. Diğer taraftan hükümet ve yerel yönetimler. ekonomık durgunluk nedeniyle maaş artışına gıdilme>cceği doğrultusunda sınyal vcrdiğinden, mcmurlar bir an- lamda yoksulluğa itildikleri korkusunu taşıyor. Sendikalar maaş artışına gidil- memesının. maaşlann gerçek değennde >'üzde 5'lik bir azalmaya yol açacağını belirtiyor. 1990 ile 1992 dÖnemini kap- sayan rapor. Almanva'nın doğusunda yaşayan joksullann toplam nüfusa oranının yüzde I6.2"den yüzde 14. 8'e düştüğünü belirtirken. batıda yüzde 7. 5'lik oran sabit duruyor. Raporun ortaya çıkarttığı sonuçlann yanıltıcı olduğunu iddia eden bazı uz- manlar. yoksulluğun tanımında yalnı- zca gelirin belirleyici olmadığını öne sü- rerek. bannma ve çalışma koşullannın yanı sıra eğıtimin de dikkate ahnması gerektiğini sövlüyorlar. Bu >eni taruma göre Almanya'nın doğusunda yaşayan her beş çocuktan birinin yoksul olduğu ortaya çıkıyor. Raporu haarlayan uzmanlardan Walter Hanesch son ekonomik gelişme- lerin tek ebeveynli ailelerle. çok çocuklu ailelerin yaşam standardını daha da dü- şürdüğüne dikkat çekiyor. Doğuda ya- şa>an tek ebeveyinli ailelerin üçte biri yoksulluk çekiyor. Geçtiğimizçarşamba günü Başbakan Helmut Kohl verdiği bir demeçte. Al- man>a'nın doğusunda yaşayanlann ge- lirinin sendikalann etkin hale getirildiği temmuz 1990'dan sonra iki katina çıktığını ve doğudaki gelir düzeyinin batıdakilerin yüzde 70'ine ulaştığını kaydetti Ne var ki. söz konusu rapor, ülkenin yalnızca doğu ve batı olarak aynlmadığını aynı zamanda yoksul ve zengin ayınmının da söz konusu oldu- ğunu ifade ediyor. Raporu hazırlayan- lar raporun son bölümünde. sosyal gü- venlik sisteminde köklü değişikliklere gidilmesinin şart olduğunu ileri sürerek. düşük gelirlilere destek ödemesi yapıl- masını öneriyorlar. Diğer taraftan, eko- nomik durgunluk sosyal haklann hakkıyla ödenmesini bir anlamda en- gelliyor. Son yıllann en yüksek bütçe açığına tanık olan ülke. iki Almanya'- nın birleşmesinin bedelini böyle ödüyor. Bütçe açığmın giderek büyümesi karşısında Başbakan Helmut Kohl, me- mur maaşlannda herhangi bir artışın söz konusu olmayacağını bildirdi. Sos- yal Demokrat Richard Klein birleş- menin ekonomiye getirdiği ek yükü kaldırmak için ücretlerde kesintiye gi- dilmesi gerektiğini söylüyor. Memur sendikası başkanı Monika VVulf Mathi- es yükselen vergi oranlan dolayısıyla. şimdiden memur maaşlannda yüzde 2.35 oranmda bir kesintinin gerçeİcleşti- ğini belirtiyor. THEGUAHDIAN AMCARA NOTLAEI MUSTATA EKMEKÇt Riyad Mahlufun Başına Gelenler... Bir "Ankarafaotlan"r\da, "Uğur Mumcu yaşasaydı, Tunuslu RJyad Mahlufun başına gelenlerle ilgilenirdi" diye yazmış mtydım? Adım gibi biliyorum ki, Uğur öz- gürlüğü elinden alınıp, işkencelere tutulacak 31 yaşın- daki Riyad Mahluf olayı üstüne yazılar yazar, bir haksız- lığı önlemek için her şeyi yapardı. 12 Eylül 1993 Pazar günü çıkan "Ankara Notları"nın başlığı "Riyad MahlufÖzgür!"öü. Kırklareli Asliye Ceza Mahkemesi Yargıcı Mustafa Ersin, sanığı. savunman Burhan Apaydın ı dinledikten; savcı Ümrt Hulusi Koçal - ın esasla ilgili görüşünü aldıktan sonra, Riyad Mahluf- un, "ad/"değil, "s/yasa/"suçluolduğuna, bu nedenlede Tunus'a geri verilmemesine karar verdi. Savcı da, son olarak aynı yönde görüş bildirdi. Riyad Mahluf, özgürlüğüne kavuştu ama, onun sevirt- cini kursağında bırakmak için, bakalım neler olacaktı? Ankara, hemen harekete geçti. Ceza işleri Genel Mü- dürü Yaşar Büken'in bu konu ile yakından ilgilendiği, savcılığa yazılar yazdığı biliniyordu. Savcınm duruşma- da "olumlu" görüş bildirmesine karşılık, Kırklareli C. Başsavcısı, kararı "temyiz" etti, Yargıtay'a gönderdi. Kırklareli C. Başsavcılığı'nın temyiz isteği, Yargıtay C. Başsavcılığı'nca yerinde görülmedi. Dosya karar için, Yargıtay 6. Ceza Dairesi'ne geldi. Yaptığı inceleme so- nunda, Kırklareli C. Başsavcılığı'nın mahkeme kararına karşı Yargıtay'a başvurması yanlıştı. Bir üst mahkeme- ye itiraz etmesi gerekirdi. Yargıtay kararmın son parag- rafında şöyle denildi: "iddianame ile usulüne uygun dava açılmadığı ve TCY'nin 9. maddesi gereğince, Asliye Ceza Mahke- mesi'nden duruşma harici verilen kararın itirazı kabil kararlardan olması, hakimin delil tespiti niteliğinde sa- nığın sorgusunun yapılması için duruşmajjünü verip, savunmayı aldıktan sonra, tanık dinlemesinin bu yönüy- le karara temyiz kabiliyeti kazandıramayacağı ve Yargı- tay Ceza Genel Kurulu'nun 8.3.1971 gün ve 1971/65 sayılı kararmın da bu doğrultuda bulunması karşısında, C. Savcısı'nın temyiz talebinin tebliğnamedeki düşünce gibi, CYUS'nın 317. maddesi uyarınca reddine 18.11. 1993 tarihinde oybirliğiyle karar verildi." Bu sırada, Riyad Mahluf'un yakınlarına gelen güvenlik görevlileri, Riyad Mahluf'u aradıklarını söylüyorlar: - Ankara 'dan haber geldi, bir adli hata olmuş, Riyad Mahluf'un Tunus'a geri verilmesi gerekiyormuş! diyor- lardı. Bu sırada bir gazetecilik olayı da oldu. Vaktiyle, "Tempo"da, Riyad Mahluf'la ilgili ilginç yazılar yazmış olan Güldal Kızıldemir, Uğur Dündar'ın "Arena'sına, Riyad Mahluf'un serüvenleri ile ilgili bir TVfilmi hazırla- mıştı. Arena'da geçen hafta filmin duyuruları yapıldı; 20 ocak perşembe günü, bu programın kaçırılmaması se- yircilere bildirildi. Ama, perşembe akşamı "Arena "yı izlemeye hazırla- nanlar, bir sürprizle karşılaşacaklardı. Arena, "zaman kalmadığı" gerekçesiyle, izlenceyi veremeyeceğini açıklıyordu. Işin içyüzü ise başkaydı. Ankara'dan baskı- lar geldiği, "yayının durdurulduğu" söylentileri çıktı. Fil- mi hazırlayan Güldal Kızıldemir, "^rena"daki görevin- den istifa etti; film kasetlerini de aldı, gittii Ne oluyordu? ' Savunman Burhan Apaydın, olayların böyle gelişmesi üzerine uyandı. Arabasına atiadığı gibi, Kırklareline git- ti. Burhan Apaydın, olayların son gelişmelerini şöyle anlattı: - Riyad hakkmda, "salıverilme" kararı verildi ya mah- kemece, ben duruşmaya girdim, daha "beraat" kararı- na gitmediydi iş, önce salıverildi. O salıverme kararın- dan sonra, Ceza İşleri Genel Müdürü'nün telefonu üzerine, bu kez, Kırklareli C. Başsavcısı, Kırklareli Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvuruyor. Kırklareli C. Başsavcı- sı, Riyad hakkmda "tutuklama" kararı veriyor. Dosyaya Kırklareli Asliye Ceza Mahkemesi bakıyor, Ağır Ceza Mahkemesi, bakan mahkemenin dosyası hakkmda ka- rar veriyor. Biz, yeniden Asliye Ceza Mahkemesi nde duruşmaya girdik, Asliye Ceza 'da Riyad beraat etti. Riyad'ı o duruşmaya götürmedim, çünkü Ağır Ceza- nın "gıyabi tutuklama" kararı vardı. Asliye Ceza Mahke- mesi, Riyad'ın beraatine karar verirken, müzekkerele- rin geri alınmasını da kararlaştırdı. Riyad'ın aklanma- sından sonra, o tutuklama kararını, bütün her tarafa gönderiyorlar, Riyad'ı aramak için; oysa adam tahliye olmuş, beraat etmiş; Başsavcılık gönderiyor, Adalet Ba- kanlığı'nın ısrarı üzerine. Bu kez Interpol'e haber veri- yorlar, "Interpol arıyor" diyerekten. Erenköy Karakolu'- na dosya gelmiş, Erenköy Karakolu'nu aradım, Erenköy Karakolu dedi ki: "Biz dosyayı Kadıköy ilçe merkezine gönderdik." Bu kez oraya gittim, bu geçen günlerde olan iş. Oradan dediler ki: "Asayiş Şubesi'ne gönder- dik." Interpol'e bildirmişler, bu kez planları şu: Yargı- tay dan dosya, Riyad Mahluf lehine geldi ya, Kırklareli Ağır Ceza Mahkemesi'n'm artık geçersiz olan, geçersiz olması gereken "tutuklama" kararına dayalı olarak, Ri- yad'ı yakalamak! Yakalar yakalamaz interpol'e teslim etmek; interpol hemen Tunus a iade edecek! Yanı, hükü- met kanalından da değil; öyle bir plan! ••• 24 ocak Uğur Mumcu yürüyüşünü perşembeye yaza- cağım! BULMACA 1 2 3 4 5 6 7 8SOLDAN SAĞA: 1/ İçinde bir şey saklanan kap ya da yer. 2/ İskandi- nav mitolojisinde tannla- nn kralı... Çiftlik uşağı. 3/ Ekmek... İşsiz, aylak. 4/ Peygamberağacı reçi- nesinden çıkanlan ve he- kimlikte kullanılan bir sıvı. 5/ Dağkırlangıcı... Bir nota. 6/ "Hayır" an- lamında kullanılan söz... Cinsel güçsüzlük. 7/ Merkez... Kimi yörelerde kadınlann boydan boya örtündükleri çarşaf. 8/ Eski dilde saz teli... Organlan uyaran ve güç- lendiren ilaç. 9/ Utanmaz, rezil. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Yükleri ya da gereçleri havadan ya da yerden taşımaya yarayan ak- tarma aygıtı. 2/ Serbest meslek adamlanru içinde toplayan resmi birlik... Türk halk müziğine özgü dokuz telli bir saz. 3/ Tütsü ile ku- rutulmuşu oldukça sürümlü olan bir balık... Büyük erkek kardeş. 4/ Hububut tozu... Aritmetik hesap yapmakta kullanılan, birçok devingen parça dizisiyle donatılmış düzenek. 5/ Dinsel tören... Uzaklık işareti. 6/ "'Değersiz, önemsiz, derme çatma" anlamın- da argo sözcük. 7/ Karadeniz'in kuzeyindeki iç deniz... Itırlı bir bitki. 8/ Motorlu bir taşıtın dış yapısı. / Çınar, meşe gibi ağaçla- nn meyvesi... Bir bağlaç.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear