25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 OCAK1994 PAZAR CUMHURİYET SAYFA GENÇLIK - EGITIM Açtklise kargaşası •Gençlik-Eğitim Servisi - 1991 yılında yayımlanan bir genelge ile kaldınlan dışandan lise bitirme sınavlan ve hemen başlatılan açık lise uygulaması, binlerce öğrencinin mağdur olmasına neden oldu. Açık liseyi bitırebilmek için en az 2.5 yıl ve 144 kredi gerekiyor. Şu anda, 12 bini İstanbul'da olmak üzere Türkiye genelinde yaklaşık 50 bin kayıtlı öğrencisi bulunan Açık liselere kayıtlar Eylül ayı içinde yapılıyor. Geçen yı 4-5 mart ve4-5 nisan tarihlerinde. iki aşamada yapılmışolan Açık Lise sınavlan ise bu yıl birleştirilerek 2-3 nisanda yapılacak. Henüz mezun vermemiş olan Açık Lise'yi bitirecek olan öğrencilerin, üniversiteye girişte hesaplanacak olan orta öğretim başarı puanlan hakkında ise henüz bir açıklama yapılamıyor. Zortanamaza götürme iddiası • RİZE (Cumhuriyet)- Rize Anadolu Lisesi hakkındaki şikayetler bitmiyor. Veliler. lisede çocuklannın zorla cuma namaana götürüldüğünü. para toplandığmı ıddia ettiler. Çocuklan zarargörür endişesiyle isimlerini açıklamak istemeyen veliler. "Uzun birsüredirokulda çocuklardan oluşan bir grup öğrencileri zorla cuma namazına götürüyor" diyerek önlem alınması için yetkililerden yardım istedi. M.Ü/nin başansı • Gençlik-Eğitim Servisi - Marmara Ünıversiıesi bünyesindeönceki öğretim yılında kunılan işletme ve bilişim bölümlerinin. Almanca öğretim y apan diğer 57 bölüm içinde beşinci sıraya yükseldiği belirtildi. YÖK tarafından yayımlanan ÖSYM puan cetvelinde. her iki bölümün de bu alandaki bölümlerin en iyıieri. arasında yer aldığı görüldü. Özellikle Almanca bilen öğrencilerin öğrenim gördüğü her iki bölümün mezunlanna, Türkiye'de bulunan Alman konomi kuruluşlannda -,.- eğıüm ve çalışma olanağı - sağlandığı bildirildi. Kadınlar öniversitesi Gençu'k-Eğitim Servisi - Almanva'nınenküçük eyaleti Bremen'de kadınlar üniversıtesi kurma çalışmalanna başlandığı bildirildi. Dr. Erika Riemer- Noltenius'un başkanlığında, kadınlar üniversıtesinin açılması için birdernek kuruldu. Açılacak üniversitenin adı ise şimdiden belli: Virgina VVoolf Üniversitesi. On yıla kadar aşama geçmesi düşünülen ünıversitede. bugün olduğundan daha fazla kadının doktora. doçentlik e profesörlük ünvanlanna kavuşturulması planlanıyor. Buyılınadı • Gençlik-Eğitim Seryisi - stanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi bünyesindeki Akademedya kamuoyu araştırmalan grubu, yurtta vedünyada 1993 yılının önemli olaylannı araştırdı. Deneklerin büyük bölümü. 1994 yıhnın adının "Barış" olması gerektiğinde birleşti. 280denekleyapılan görüşmelerden çıkan sonuçlardan bazılan şöyle: Türkiye'deki en önemli olay, Tansu Çiller'in başbakan olması. Türk dış politikasındaki en başanh olay, PKK'nın Avrupa'da yasaklanması. Dünyadaki en önemli olay. Bosna-Hersek olayı. En başanh politikacı. Tansu Çiller. Edebiyattaen başanh isim. AzizNesin. Müzikte en başanh isim, Sezen Aksu. Sporda en başanh, Naim Süleymanoğlu veGalatasaray. İş-ekonomi dünyasında en başanh isim. Sakıp Sabancı. U.Ü.Tıp'ta usulsüzlük Bursa(A.A)-Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mete Cengiz, Gögüs-Kalp-Damar Cerrahi kliniğinde fahiş fıyatlarla ameliyat yapıldığı, ameliyat malzemesi alımında bazı firmalann kayınlarak hastanenin zarara sokulduğu iddialannı yalanladı. Prof. Dr. Cengiz. düzenlediği basın toplantısında. yerel gazetelerde yeralan usulsüzlük iddialannın asılsız olduğunu söyledi. OD TÜ Rektörü Prof. Sevük, öğrenci ileyönetim arasında oluşan güvensizliğin zamanla aşılacağını söyledi 'On yühk güvensizlik aşılmalı' IŞIK KANSU ANKARA - Orta Doğu Teknik Üniversi- tesi (ODTÜ) Rektörü Prof. Dr. Süha Se- vük, geçmişte. üniversite rektörü Prof. Dr. Kemal Kurdaş a. "rektör istifa" diye bağır- dığını saklamıyor. "Ama" diyor, "Aradan 15-20 sene geçince, Kemal Bey'in, üniversite- yi nasıi yücelttiğini tespit ettik." Sevük, ODTÜ öğrencılen ve bu üniversi- teye girecekler için sevinçli haberler de ver- di. Bunlardan birkaç örnek: Önümüzdeki bir-iki yıl içinde üniversitede, gereksinimi olup da, burs veya yardım ala- mayacak öğrenci olmajacak. 1994 yılından ıtibaren. üniversiteye kay- dolan tüm öğrencilere yurt olanağı sağlana- cak. Her öğrencinin yüzme öğrenerek mezun olması bedeflenivor. Prof. Dr. Süha Sevük, Cumhuriyet'e ODTÜ'yü anlattı: - Bilkent Üniversitesi ile bir rekabete girdi- ğiniz doğnı mu? eçmişte Kemal Kurdaş'a 'rektör istifa' diye bağırdık. Ama 15-20 sene geçince Kemal Bey'in üniversiteyi nasıl yücelttiğini tespit ettik. SEVÜK- Bilkent kunılana kadar, An- kara'da. interlandı Anadolu olan ODTÜ- nün rakibi yoktu. Büyük bir rehavete kapıl- mıştık. 'Nasıl olsa, en iyi öğrenciler, öğretim üyeleri bize geliyor' diye rahattık. Son iki-üç senedir, öğretim üyesi ve öğrenciye daha büyük olanaklar sunabilen üniversite olun- ca, rehavetten silkinmemiz gerekti. Bilkent ile ODTÜ'yü karşılaştırdığımız zaman, yapısal farkhhklar var ikisi arasında. Bizde- ki Mühendislik Fakültesi'nin 14 bölümü. yüzlerce laboratuvan, milyonlarca dolarlık tesisleri var. Böyle bir yatınmı, özel bir üni- veıjsitenın yapması mümkün değildir. OD- TÜ'nün altvapısını. ancak devlct imkanlan ile kurabilirşiniz. Bu açıdan baktığımız za- man, ODTÜ'nün, derinliği, genişliği ve çe- şitliliği hala Bilkent'te yoktur. Bilkent ile aramızdaki rekabet. 4-5 bölümde olmak- tadır. Bizde 35 bölüm var. - Yakın gelecek için yeni bedefleriıüz var mı? SEVÜK- 38 bini aşan mezunumuz var. ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Süha Sevük, geleneksel bahar şenliklerinde öğrencilere katılıp onlarla birlikte eğleniyor, halay çekiyor. 35 yılhk gcnç bir üniversite olmamıza rağ- men. mezunlanmız oldukça iyi bir gelişme gösterdiler. Özellikle özel sektörde. yönetici pozisyonlannda olmaya başladılar. Ana- dolu sathında 10 kentte mezun dernekleri- miz var. Ünıversite-mczun ilişkilerini güç- lendirmeye başladık. Sanıyorum. önümiiz- deki bir-iki yıl içinde ODTÜ'de. gereksini- mi olup da. burs veya yardım alamayacak öğrenci kalmayacaktır. 16bin600ci\annda lısansöğrencimizvar. Bunlardan 15bıninin üstünde öğrencimız: burs. kredi, yemek. yurt yardımı almaktadır. ODTÜ'nün: sa- dece eğitim değil. kültürel. sportif. sosyal et- kinlikleri içine alan tesisleri de. Türkiye'- deki en iyileridir. Kapalı olimpık havuzu. açık havuzu. kürek kulübü. gölü. L'Iudağ'- da. Elmadağ'da kayak lesisleri. iki kapalı spor salonu. açık futbol sahalan. 20\e va- kın tenis kortu. Spor açısından. küçük bir olimpiyatı destekleyecek tesislere sahibiz. Bannma imkanlannı da. bu sene hallediyo- ruz. 1994 yılından itibaren. ünıversitcmızc kaydolan tüm öğrencilerimize yurt imkanı sağlayacak hale geliyoruz. İnşaatı süren dört tane yurt binamızda bin 150 kişilik ek bir kapasite yaratıyoruz ki, bu da. 900 bin kadarhk açığımızı kapatacaklır. Dolayısıy- la. öğrencilerin bannma sorunlannı da önü- müzdeki 5-10 vıj için çözürnlemış olacağız. - Ogrencılennız bu olanaklardan yeterînce yararlanıyor mu? SEVÜİv- Kanımca ders yükü çok ağır. Öğrcncilenn serbest zamanı çok az. Ara. fı- nal imtihanlan. ödevler, projeler nedeniyle. çocuklar. bu tesislcrdcn istcniicn düzcyde yararlanamıyor. Diğer taraftan, öğrencile- rimizın üçte ikisı Anadolu'dan geliyor. Çok basit misal: Olimpik havuzumuz 2 metre derinlikte, ama Anadolu'dan 2 bin öğrencı- mizin muhtemclen bin tanesi yüzme bilmi- >or. Bunlan da aşmamız. çocuklan spora tanıştırmamız lazım. O da. eğitimın bir par- çası olmalı. ODTÜ'de 49 tane kültür toplu- luğu var. Düşünce. görsel. işiısel sanatlar. müzik topluluklan gibi. Her ne kadar, top- luluklardaki öğrcnci sayısı 6-7 binin üstün- deyse de, üreten öğrenci sayısı. belki bunun yüzde 10'udur. 500-600 öğrencimiz. Yavaş yavaş kültür. spor ile eğitimi bütünleştir- mek istİNoruz. - Öğrenciyi sos>al faaliyetlere yönlendir- mek için neler yapacaksınız? SEVÜK- Eğitim programlannda deği- şiklık üzerinde çahşıyoruz. Amaç. teknik eğitim gören öğrencilerin eğitim program- lanna. sosyal ıçerikli dersleri daha ağırlıklı şckıldc sokmak. Örncğin. güzel sanatlar. sosyoloji. psikoloji. felsefe. beşeri ilimler gi- bi. Bu, öğrencılerin kültürel. sanatsal ve sportif etkınlıklere daha fazla yönelmesi için bir pencere açacaktır. Tartıştık. OD- TÜ 'den her öğrenci. yüzme de öğrenip me- zun olmalı. -Hoşgörülü müsünüz? SEVL'K-Kanımca övlevim. Ama. insa- nın kendısını değerlendırebîlmesi çok zor. - Öğrenciler sizc nasıl bakıyor? Aranı/da sıcak bir ilişki var mı? SEVÜK- Her iki laraf da. divıloğu ku- rup. genştımıcve gayret edıvor. Son on se- nedır. üniversitelerimizde öğrenci ile >öne- tim arasında karşılıklı bir güvensizlik oluş- tu. Bu 10 senenin birikimini hızla aşmak kolay değil. Bu ilişkinin daha güvenli hale gelmesi için zamana gereksinim var. - Öğrencilerinizi en çok hangi noktada eleştiriyorsunuz? SEVÜK- Okumuyorlar. Roman okumu- >orlar, tiyatroya. müzik konserine gitmi- yorlar. Yani. okur-yazar olmak en önemli- si. İma ettiğim anlamda, öğrencilerimiz he- nüz okur-yazar değil. Bunu, gazeteye kadar götürebilirim. Biz öğrenciyken. bir takım köşe yazarlan vardı. Onlan muhakkak okurduk. Hergün Çetin Altan ne dedi bilir- dik, başka birisi ne dedi bilirdik. Şimdi ba- kıyorum. öğrenciler; gazete. roman okumu- yorlar. Çok tek boyutlu yetişiyorlar gibi ge- liyorbana. - Öğrenciliğinizde, hiç "Rektör istifa" di- >e bağırdınız mı? SEVÜK- Çok. Kemal Kurdaş'a çok ba- ğırdık, "rektör istifa" diye. iz öğrenciyken, bir takım köşe yazarlan vardı. Onlan muhakkak okurduk. Her gün Çetin Altan ne dedi bilirdik, başka birisi ne dedi bilirdik. - Şimdi, o zaman eleştirdiğiniz Sayın Kur- daş ile aynı hatalan yapıyor musunuz? SEVÜK- Bız. Kemal Beye. "Rektör isti- fa" diye bağırdık. ama Kemal Bey, ODTÜ ile simgeleşmış bir isim. Aradan 15-20 sene geçince. Kemal Bey'in bu üniversiteye ne kadar büyük hizmetler yaptığıru. üniversi- teyi nasıl yücelttiğini tespit ettik. Dolayısıy- la, öğrencinin enstantane değerlendirmesi, kanımca, o kadar gerçekçı değil. Aradan se- ncler geçince. ınsan daha sağlıklı bir değer- lendirme yapıvor. - Gencler gelecek için umut veriyor mu? SEVÜK- Bütün olumsuzluklara rağmen, gözlediğim kadar. gençlerin. bizlere naza- ran v izy onlan daha geniş. Daha fazla enfor- masyon elde edebiliyorlar. Birşey daha var: Bizim gençliğimizde bir tek boyutluluk var- dı. Tümüvle ideolojik tartışmalarla geçti. İdeolojık tartışmalann dışına taşamadık. Bugünkü gençlerin büyük çoğunluğu, bu ideolojik tartışmalann içinde değiller. Do- layısıyla. enerjilerini toplayabilecekleri baş- ka alanlar var. Kendilennı daha rahat yetiş- tirebilirler. • 'Bir DüğünMasalı' ki anlatmaya salonyok! Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema Bölümü öğrencileri, çektikleri uzun metrajhfilmi gösterime sunamıyorlar ÜMtTOTAN İZMİR - Onca emek, onca özveriden sonra uzun metrajlı, konulu bir film orta- ya çıkanyorlardı. Ama her şey bundan sonra başlıyordu. Bir şey üretmek güzeldi de başkalanvla paylaşılmazsa neye yarar- dı. Üniversiteliler. çok önemsedikleri fılmi oynatabilecek salon anvorlar ama bula- mıyorlar... Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanat- lar Fakültesi Sinema Bölümü öğretim üyeleri ve öğrencileri. film vapmak için hiçbir olanağı olmayan okulda zoru ba- şardılar. 35 mm'lik. uzun metrajlı ve ko- nulu bir film yaptılar. 1976 yılında kuru- lan bölümde ilk kez böyle bir film üretili- yordu. Ama, nasıl? Bunu, Sinema Bölü- mü Öğretim üyesi ve filmin yönetmeni Yard. Doç. Dr.Ragıp Taranç'dan dinle- yelim: "Sinemaya gerçekten gönül vermiş in- sanlann bir dizi yokluğa karşın ortaya koy- dukları film oldu. Yaklaşık 20 v ıl önce ku- nılan okulda ne yazık ki 35 mm film çe- kecek bir kamera yoktu. Milli Eğitim Ba- kanlığfna bağlı FÛm Radyo Televizyonla Eğitim Merkezi'nden edindiğimiz 1957 mo- del bir kamerayla filmi çektik. Film, klasik normlardan uzak. zaman zaman traji- komik unsurlarla 'zamansız' ve 'sevgisiz' insanların öyküsüydü. Lzunsürebirvapım- cı arandı, bulunamadı. İlk destek filmde başrolü ovnayan Giilsen Tuncer'den geldi. Sonra Kültür Bakanlığf na başvnnıldu. Su- mılan 875 milyon liralık bütçeye karşılık 300 milyon lira geldi. Bu para yalnızca bi- ten bir filmin medya tanıtımını, zor karşıla- yabilirdi." Ege kültüriinün yansunası Ama onlar yılmamışlar. Filmin bütün oyunculan ve emekçileri ücret almayı akıl- lanndan bile geçinnemiş. Fakültenin tüm gençleri filmin başanyla bitirilmesi için ne gerekliyse yapmışlar. Ceplerinden katkıda bulunan bile olmuş. 44 kutu film harcanı- yor. Tabii herşey çekimlerle bitmiyor. Fil- min yıkanması, kurgusu gerekiyor. Okul- da böyle bir olanak yok. İstanbul'daki Lale Film Stüdyosu bu hizmetleri karşılı- yor. Film afişlerini Karşıyaka Belediyesi yaptınyor. Filmin müziği, Ragıp Taranç'- ın eşi Doç. Dr. Berrak Taranç'a ait. Ber- rak Taranç. Ege kültürü ve atmosferini yansıtmak amacıyla Rumca ilahilerden yeni >orumlar çıkanyor. "Özgün müziği ortaya çıkarabilmek için inanın cebimden para harcadım" dıvor Berrak Taranç. Fil- min adı "Bir Düğün Masalı" oluyor. Fil- min öyküsünü biraz daha açmasını istiyo- ruz Ragıp Taranç'tan: "Film, sokaktaki adamın da sevebileceği popüler entrikaları ön planda tutuyor. Eleş- tirmenler ve entellektüellcr için basit ve sı- radan sayılabilecek bir öykü filme aktanl- dı. Evlendiği gece annesini öldüren bir kızın drammı, sevgisizlik içinde yitik bir kuşağı aniatıyor film. Bu filmde Ege'deki insanla- rın öyküsü var. Toplumda mutsuz insanlar var. Bunun da anlatilması gerekivor. Biz bunu yapmava çalıştık. Filmin en önemli özelliği star ve eroti/min bulunmaması. Bu da ticari şansı azaltıvor." Bir Düğün Masalı. Antalya Altın Por- takal Film Festivali'nde dört kez izleyici karşısına çıkmayı başanyor. Hepsi o ka- dar... Televizyon kanallannda oynatılma- sı için çabaladıklannı, ancak bir sonuç alamadıklannı söylüyor Ragıp Taranç. İzmir'de bir sinemada oynatmak, bir sa- lon bulmak olanaksız gibi. Bugüne değin yaptıklan tüm girişimler boşa çıkmış. Evet. üniversiteliler büyük özveriyle ba- şanlması çok zor bir işi başarmışlar. Uzun metrajlı bir film üretmişler. Bu filmi bizim- le paylaşmak istiyorlar. Sinemaya gönül vermiş gençler seyirayle buluşmak. ku- caklaşmak istiyorlar. Onlar gerekli olan tüm çabayı göstermişler, sıra bizde. bü- yüklerde. sinemaalarda. televizyoncular- da... • Atatürkçügençliğe 'MüslümanGençlik' tehdidi KENAN BÎLİZ ERZL'RUM - Atatürk Üni- versitesi'nde görev yapan öğre- tim görevlilenne zorla dağıtılan "Müslüman Gençlik Üniversite Bülteni" adlı dergiyle Müslü- man gençlik, "Atatürk genç- liği"ne savaş açtı. Türkiye yi ve cumhuriyeti "şeytani" olarak tanımlayan dergi, Diyanet İşle- rini de "dinsiz devletin bir uzvu" olarak gösteriyor. Dergiye göre Türkiye'de halklar 70 yıldır Ke- mah'st baskı altında ya^ıyorlar. Erzurum Ata.türk Üniversi- tesi'ne ait matbaa ya da mat- baalarda basıldığı iddia edilen "Müslüman Gençliğin Üniversi- te Bülteni'" adlı dergınin kapa- ğında "Toptan Allah'ın ipine sardın! AyTilmayın" yazısı yer alıyor. Aralık 1993 tarihli dergi. üniversitenin çeşitli bölümlerin- de görev >apan öğretim görevli- lenne de zorla dağıtılıyor. İsmi- nin açıklanmasını istemeyen İşletme Fakültesi'nden bir öğ- retim görevlisi. "Getirilip masa- ma bırakılıyor. Kaç defa getir- meyin dedim. Ama 'para alan mı var, al oku" diyerek adeta gözdağı verdiler. Bunlan dağı- tan, üniversiteli öğrenciler. Kim- se bunlara engel olmuyor" dedi. Derginin kapağında yine "Ben Müslümanım dediği halde Müslümanca yaşamav an kişi \ a adını ya da havatını değiştirsin" sözleri ile Arapça yazılar. silah ve silaha sanlan insan elleri yer alıyor. "Kuran niçin indirildi?" başh- ğıyla yayımlanan yazıda, Ku- ran'ın hayata yön \ermek vc egemen sömürü düzenlerini yerle bir etmek için geldiği belir- tiliyor. Dergıdcki yazıda, Tür- kiye meçhuller ülkesi olarak tanımlanırken "Yerine göre şe- killenen rcjim. toplumları kula kulluğa itip cahillik potasında asimile ediyor" dcnılıyor. Rejim "şeytani" olarak ta- nımlanırken dergide şunlara yer veriliyor: "Amerikancı İslamı bir çırpı- da atan Müslümanlar, putlaşan rejimi tehdit etmektedir. Kendi sultası için herşeye katlanan re- jim, Müslümanların gündemini de kendisi oluşturuvor. Son yı- llarda güçlenen İslami uyanışı engelleyebilmek için terör ya- sasının 8. maddesini bu derece anlamsız kılan bölücüler kendi iplerini çekmekte, kendi tükü- rüklerini yalamaktadırlar. SHP bu maddevle, ne kadar konuşan Türkiye'den jana olduğunu or- taya kovmuştur. Bizler Müslü- man gençlik olarak Anadolu'- nun mozaiğini oluşturan toplum- ların hiçbir etnik ayrılık gözet- meksizin kendi iilkü ve gelenek- leri altında kalmadan hür bir şe- kilde yaşamasmdan vanayız." Dergi. Di\anet İşleri Başkan- lığı tarafından toplanan İslam Şurası için de laiklik şurası ta- nımlaması yapıyor. Dergi, tüm partıleri ve basın yayın organla- nnı İslamdüşmanıolarakbelir- tirken dünyanın her yanında Müslümanlann acı çektiğini vurguluyor. İslamı hareketi de savunan dergi. "Müslüman oldukları için tutuklanan insanların suçları Is- lami harekete nıensup olnıaları, emelleri İslam dinini hakim kıl- mak ise acaba bu Diyanet İşleri hangi dine mensup. Eğer şeriatın kanunlannı havatlaruıa geçir- mek için çalışan Müslüman hal- kımız tcrörist olmakla suçlam- \orsa bu şura hangi dinin şurası; Islamın mı. laikliğin mi'.r ' dçnili- yor. Dergide. "Diyanet İşleri teşkilatı dinsi/ addedilen devle- tin bir uzvu haline gelmiştir. Bü- tün şura ve icraatlan ile devletçi bir tavır sergilemiştir. Türkiye'- de İslam 70 vıldan bu >ana İaik TC rejiminin kontrolü altına alı- nmaya başlamıştır. Bu işin en yorgun işçisi de Diyanet'tir" de- niliyor. Kemal Gökhan Gürses Neyim var benim? Düşündüm de "neyim var benim?" diye... Kaybedilmeye hazır. pınl pınl zincirle- rimi saymazsak... Neyim var benim? A) Naylon tarağım B) Orda bir köyüm (uzakta) C) "Benim gencim, benim potansiyel teröristim" diye düşünen bir babam D) Altı volt... Yoktan seçmefilerden hangisi benim? "T"si özelleştirilmiş "umut" mu benim? YÖK edilmiş salamuracı eğitim sistemi mi benim. zorunlu din der- sim, 21:00'den sonra girilmesi yasak öğrenci yurdum mu yoksa? Güya Galata'ya dadanmışım! Hangi meyhane benim? Önünde body-hırtların bek- leştiği? Genç, Tele-Kart'ım mı var yoksa? Felsefem var mı benim? Politik bir gö- rüşüm. ince ınce düşünüşüm; ~ güneş enseli bahar sabahlarım mı var yoksa? (Yok!) Neyim var benim? İki yıl üstüste sı- nıfta kalırsam uğrunda (zo- runlu olarak) öleceğim bir vatanım var! Biliyorum! Müziğim mi var? Şarkım mı var? Türküm mü yoksa; "işte benim" diyeceğim... Gözle- rimde alevler. dudaklanmda o şarkı. belki ağlıyorumdur... Belki de, paylaşılabilir bir u- mutla haykırıyorumdur! Böyle bir türküm mü var be- nim? Benim sesim var mı? Benim sesimi duyan var mı? Karar hakkım, oy hakkım. seçme. seçilme. seçmeme ve seçilmeme hakkım var mı? Tartışmaya, düşüncelerimi özgürce söylemeye. korkmamaya, düşünürken öz sansür yapmamaya, anlamaya, anlamaya. anlamaya hakkım var mı? Benim neyim var allahaşkınıza? Hasta fılan mıyım yoksa? Daha ilk sabahı . bu yeni yılın! Bunca "yok"lanmak nereden çıktı? Hem aslan gibi gençliğim var benim! Hiç kullanılmamış... Hiç! BET DİYALOGLAR -Yarın Oya'yla sînemaya gi- dicem! Öbürgün Bilsaktapa- > nel var. Perşeınbe pederi zi- yaret edicem...Cuma şimdi-' lik belirsiz... -Ağbi. hayret ediyorum sa- na ya! Bu koşullarda bile uzun vadeli planlar yapabiltyorsun 1 ı Savaşta ölenler şehit oluyor, yaralananlat gazi; yafamak isteyenler niye "korkak" oluyor? Tekyol, düşünebilmek Çağdaş olmak. demokratik olmak, laik olmak, düşünebilen bir insan olmak, kısacası aydın bir insan olmak, yityılımız insanı için oldukça zor, fakat basanlası (bence I gerekli bir görev. Bunu başarabilen msanlarmn: şu andaya aramızda değil ya da düşüncelerini ifadeetmek sanki suçmıışgibi tehdit edilen. yok edilmek istenen kişilerkonııınunda. Atatürk ün çağdaş Türkivesi, sonsuza dek ayakta kalacak Türkiye si bunlan lıak ediyor mu? Şu anda içinde bulunduğumuz orlamdugördüğü'nı veüziildüğiinışey. insanların düşünmekten uzak. her jevebovuneğen. her denileniyapan robotlar haline getırilmeye çalışılması. Buradan tüm insanlannuza çağrım, buna gözyummayalım. Biz, Türkiye Cumhuriyeti insunları bunu lıak eınüyoruz. Hak ettiğimiz ve sahip olmamızgereken Atatürk ünkurduğububüyük,güzelülkedekardeşçe vaşamak,özgür.laik, demokratik, çağdaş düşünebilmek; a\ dınlarımızı kurşuııa dizmek ya daarabularına bomba koyarak yok etmek yerine. onlan başımızın lacı vapmaktır. İnsana ve hize vakışan budur. BETÜL KÜÇÜKKA YfKÇlİ.İJ. CerrahpaşaTıp Fakültesi 1. sınıföğrencisi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear