25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
20CAK1994PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER TürkOcağı, binasımistiyor1926yılında Türk Ocağı Derneği tarafından yapılan ancak Atatürk tarafından 1931 yılında Cumhuriyet Halk Fırkası'na devredilen tarihi bina üzerinde kavga sürüyor. Sağ partiler, Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi'nin, Türk Ocaklan Derneğme devredilmesi için yanşa girdi. DYP, ANAP, RP ve MHP milletvekilleri bu konuda yasa önerisi verdiler. Kültür Bakanı Fikri Sağlarmüzenin devrine karşı çıkıyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Atatürk'ün kapattığı Türk Ocağı Derneği'nin merkez binası üzerinde tarihi kavga sürüyor. Resim ve Heykel Müzesi olarak kullanılmakta olan binarun, Türk Ocağı Derneği'ne devredilmesi için TBMM'deki sağ partiler yeniden bir araya gelerek yasa çıkarma çabalanna girdiler. DYP'nin, baa bakanlann da imzasını taşıyan yasa önerisinin ardından ANAP, RP ve MHP'liler de. haarladıklan benzer yasa önerilerini TBMM'ye verdiler. Öneriler benimsendiği takdirde, Türk Ocağı binası, mülkiyeti. eklentileri ve kullarulması için gereken eşyalanyla birlikteTürk Ocaklan Derneği'ne devredilecek. Resim ve Heykel Müzesi açıkta kalacak. DYP Çanakkale Milletvekili Süleyman Ayhan'ın bu konuda haarladığı yasa önerisine, bakanlar Ali Şevki Erek, Veysel Atasoy, Nurhan Tekinel, Baki Ataç, Refaiddin Şahin ile Grup Başkanvekilleri Turhan Tay an. İhsan Saraçlar \e Nevzat Ercan'ın da aralannda bulunduğu 71 milletvekili imza koydu. Yasa önerisi. gündeme alınarak tartışılacağı TBM M Plan ve Bütçe Komisyonu'nun DYP'li Başkanı İlyas Aktaş'ın da imzasını taşıyor. ANAP, RP ve M H P'Hler de benzer tekliflerinde, tarihi binanın boşaltılmasını veTürk Ocaklan Derneği'ne devredilmesini istiyorlar. Sağpartileri birleştiren öneri yasalaştığı takdirde, birdönem Ankara Halkevi olarak da kullanılan bina, Türk Ocaklan Derneği'ne devredilecek ve bu işlem üç ay içerisindesonuçlandınlacak. Resim \e Heykel Müzesi ise bir başka bina bulunamadığı takdirde kapanacak. Tarihi Türk Ocağı binası, 1926 yılında Türk Ocaklan tarafından yaptınldı. Dernek, Atatürk'ün isteği üzerine 1931 yılında kapatılırken, bina da Cumhuriyet Halk Fırkası'na devredildi. Halkevlerinin kurulmasıyla birlikte bina, Ankara Halkevi ve kütüphanesi olarak kullanıldı. Dernek, 1949'da yeniden kuruldu. 1951 yılındaçıkanlanbir yasayla binanın kullanım hakkı süresiz olarak derneğc verildi ve dernek DP hükümeti tarafından 1954 yılında kamu yaranna calışan dernek sayıldı. DP'lilerin karan üzenne Türk Ocaklan Derneği de binanın bir bölümüne yerleşti. 1971 yılında, Türk Ocaklan Derneği'ne tanınan kullanma izni iptal edildi, bina da Milli Savunma Bakanhğı'na devredildi. Binanın bir ara Milli Eğitim Bakanlığı'na devredilmesinin gündeme gelmesine karşın, alınan Bakanlar Kurulu karan uygulamaya konulmadı. Süleyman Demirel başkanlığındaki MC hükümetleri, binayı yeniden derneğe vermeyeçalıştılar, ancak haarlanan kararnameleri dönemin Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk, onaylamadı. Korutürk, binanın Resim ve Heykel Müzesi olarak düzenlenmesini istedı. Bu sırada Türk Ocaklan Derneği, "faaliyetlerini tatil etme karan" aldı. Restore edilen bina, halen Devlet Resim ve Heykel Müzesi olarak kullanılıyor, salonlannda Kültür Bakanlığı korolannın yanı sıra sanatçılarda konser veriyor, Devlet Resim ve Heykel Sergisi'nin yanı sıra çeşitli resim, heykel ve karikatür sergileri düzenleniyor Müze, heryıl yinelediği sergi ve satın almalar yoluyla çok büyük ve değerli bir koleksiyona, antika eşyalara sahip bulunuyor. Yasa önerileri, Kültür Bakanlığı'nı zordurumda bırakırken. Bakan Fikri Sağlar'ın öneriye karşı olduğu ve yasalaşmasını engelleyeceği belirüldi. YAZARLARBİRLİĞİ 1993'ün başaııb saııatçı ve yazarları seçildi ANKARA (AA) - Türkiye Yazarlar Birhği Yö- netim Kurulu, geçtiğimiz yıl içindeki yayınlan ve çahşmalan değerlendirerek yılın başanh yazar, fi- kir adamı ve sanatçılannı belirledi. Türkiye Yazarlar Bırlıği Başkanı Mehmet Do- ğan düzenlediği basın toplantısı ile 1993 yılımn başanh yazar, fıkir adamlan ve sanatçılannı açık- ladı. Doğan, Türkiye Yazarlar Birliği'nin gelenek halıne getirdiği değerlendirmenin, birlik üyeleri arasında yapılan anket çahşmalan ile her dalda. alanının tanınmış isimlennden oluşan özel ko- misyonlann görüşlerine dayandınldığını belirtti. Yapılan değerlendirme sonuçlanna göre yıhn başanh yazar, fıkir adamı ve sanatçılan şöyle: Hikaye: Sevinç Çokum 'Rozalya Ana' adh hi- kaye kitabıyla. Roman: Afet Ilgaz "YoP adh romaruyla. Şür. Şükrü Karaca "Anestü Nara' adh şiir kita- bıyla. Dfl: Prof. Dr. Fatih Sezgin Dil ve Edebiyatta İstaüstik ve Bilgisayar Uygulamalan' adh çahş- masıyla. Fikin Mustafa Özel 'Amerikan Yüzyıhnın So- nu' adlı eseriyle. Deneme: Ebubekir Eroğlu 'Modern Türk Şiiri- nin Doğa^' adh kitabı> la. Araşürma: Dr. Emin Köktaş 'Türkiye'de Dini Hayat" adh kitabıyla. İnceleme: Doç. Dr. Mustafa İsen 'Acıyı Bal Ey- lemek' adlı incetemesiyle. Tercüme: Sedat Umran "Felsefenin Arka Mer- diveni' adlı tercümesiyle. Çocuk Edebiyatı: Nehir Yayınlan 'klasikleri- miz' dizisiyle. Basın-Fıkra: Necati Doğru. Müzik: Cem Behar 'Zaman-Mekan-Müzik' adlı kitabıyla. Sinema: Mesut Uçakan 'Kelebekler Sonsuza Uçar' adh filmiyle. Radyo Programcılığı: Zekai Ak. Kitap Yayıncdıği (Kamu): Başbakanlık devlet Arşivlen Genel Müdürlüğü. Kitap Yayıncdığı (Özef): \z Yayıncılık 'Kitap ve Süreli Yayınlanyla". TV Haber Program: Ö. Lütfı Mete 'Yankı' adh programla. TV Belgesel Program: Kerime Senyücel 'Acı- sıyla Taüısıyla Arabesk' adh belgeseliyle. TV Kültür Programlan: Muharrem Selvi, Sa- dık Yalsızuçanlar "Kırkambar' programıyla. Üstün Hizmefc Prof. Dr. Şinasi Tekin ABD'de gerçekleştirdıği yayınlanyla Dr. Alaaddin Yavaşça: Türk müzığıne uzun sü- rcli hizmetlerivle. Köstepen: Amt ağaçkatliammaceza PTTninrsiiçin SHPileanlaşbk ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - yiastırma Bakanı Mehmet Köstepen. PTT'nin T'sinin özelleştirilmesi konusunda SHP ile anlaştıkla- nnı bildirdi. Hızlı lokomotif ve vagon üretimi için bir iki ay içinde ihale açılacağını da kayde- den Köstepen, "Hızlı tren ile Ankara-İstanbul arası 4 saate inecek" dedi. Köstepen, PTTnin telokominikasyon hizmetlerinin özelleştirilme- ,si için SHP ile anlaştıklanm, konuyla ilgili ya- sarun kısa bir süre içinde çıkanlacağıru bildirdi. Özel radyo-televızyon yasası konusunda da SHP ile görüş birliğine vardıklannı bildiren Köstepen, yasa tasansının bu ay içinde TBMM'de göriişülmeye başlanacağmı söyle- di. tstanbul Haber Servfea- Gökdelen yapmak uğ- runa İstanbul Kozyatağı'nda 16anıtağacın kat- ledildiğini belirleyen Kadıköy Belediyesi örnek bir kararla yöreyi kamulaştırdı ve park yapılma- sını kararlaştırdı. Yapı Kimya İnşaat Sanayii şirketince, Kozya- tağı'nda, içinde tarihi bir evin de bulunduğu ara- zıdeki 80-100 yıllık 16 anıt ağaç. 11-12 aralık günü elektrikli testerelerle kesildi. Bölge sakinle- rinin uyanlan üzerine olaya müdahalc eden Kadıköy Belediyesi"nce. arsadaki diğer ağaçla- nn kesilmesi önlendi, ama alanda tek bir anıt ağaç bile kalmadı. Şirket yctkilileriyle, anıt ağaçlann kesilmesi için bu şirkete izin veren Alemdağ Orman İşlet- me Müdürü Haluk İkizoğlu hakkında suç duyu- rusunda bulunan Kadıköy Belediyesi, olaydan 15 gün sonra belediye meclisini 'olağanüstü' top- layarak söz konusu alanı imara kapattı. Beledi- yeden yapılan açıklamaya göre, anıt ağaçlann kesildiği alan yeşil alan halinc dönüştürülecek. Önümüzdeki günlerde kesilen ağaçlann yerine yeni fidanlar dikilerek söz konusu alan park ha- line getirilecek. 'Yeşil'in her gecen gün biraz daha betona ye- nik düştüğü İstanbul'da, '50-60 milyarlık rant uğnma' 100 yıllık 16 anıt ağaç daha yok edildi. Istanbul'un Kozyatağı Kadıpaşa SokağYnda 11-12 aralık günü 16 tarihi ağaç, Yapı Kimya İnşaat şirketince kesildi. Kadıköy Belediyesi, konu>- la ilgili olarak yaptığı açıklama- da, şirketın kesim için özellikle tatil gününü seçtiğini, ancak çevrede ya- şayanlann uyan- lan üzerine. bele- KATLİAMIN RESMÎDtR-Semt sakinleri, şirket yetkiHlerinin, kesimden önce anıt ağaçlan matkapla delerek kurutmaya çalıştıklannı öne sûrerken Kadıköy Belediyesi, kesilen ağaçlann 14'ünün kızıl çam. ikisinin ise sedir olduğunu; boylan 11 ile 30 metre, çaplan 50-90 santimetre arasında değişen anıt ağaçlann 80 ile 100 yıllık olduğunun saptandığını açıkladı. Gökdelen yapmak için İstanbul Kozyatağı'nda 16 anıt ağacı kesenlere karşı harekete geçen Kadıköy Belediyesi anıt ağaçlann keSİldİğİ alani park di'y'e ekiplerinin için °'av yennc gjde- * rek arsadaki diğer ağaçlann kesilme- sini önlediği bil- dirildi. Yapı Kimya İnşaat şirketinin söz konu- su alandaki eski evi onarmak üzere izin aldığı belinilen açıklamada olay şöyle anlatıldı: "Ke- sim için özellikle tatil günü secilmişti. Sabahın er- ken saatlerinde >arım saat süren bir operasyonla ağaçlar yere serildi. 3 bin 500 metrekarelik tarihi bir yıkıntının da içinde bulunduğu arsa. Yapı kim\a İnşaat Sanayi AŞ' ye ait. Kadıkö\'de ge- çerliİiği olmayan Alemdağ Orman İşletme Mü- dürlüğü'nden "Ağaçlann kesilmesinde sakınca yoktur' Orman işletme Şefi Haluk İkizoğlu im- zalı belgeye dayandınlarak gökdelen dikmek amacıyla katliam yapddı. Bölgenin önemli oksi- jen deposu olan ağaçlann kesümesinden hemen sonra harekete geçen çevredeki vatandaşların ça- bası, sonucu değiştiremedi." Kadıkö) Belediye Başkanı Cengiz Özyalçın, anıt ağaçlann kesimiyle ilgili olarak belediyenin hiçbir birimine başvurulmadığını belirtti. Öz- yalçın. Alemdağ Orman İşletme Müdürlüğü"- nden ahnan kesim izninin de hiçbir > asal geçerli- liğinin bulunmadığını. kesimin yapılabilmesi için Anıtlar Yüksek Kurulu ile Kadıköy Beledi- yesi'nin onayıntn olması gerektiğıni söyledi. 27-28 aralık günü Kadıköy Belediye Meclisi'ni olağanüstü toplantıya çağırdığını belirten Öz- yalçın, "Beledijemiz bu ola>a bütün bo\utlanyla müdahale edecektir. Öncelikle bu kesim yasal de- ğiklir. Çevre Bakanlığı'na, Anıtlar Yüksek Kuru- lu'na ve savcılığa suç du\urusunda bulunduk. Böyle bir katliamı afTetmeyiz, gereken ceza neyse vereceğiz" dedi. Özyalçın, ağaçlann kesildiği arsanın kamu- laştınlarak k sosyal, kültürel tesis olarak pian ta- dilatı' yapılmasını meclisin onayına sunduğunu ve planın oy birliğiyle kabul edildığini belirterek "50-60 milyarlık bir rant engellenmiş oldu" dedi. Miııik kardeşin ^ıııisyoıiAi, Çiıri ö£kelendirdi Ankara'daki Tayvan irtibat bürosunun eski levhayı değiştirerek yerine "siyasi" çağnşım yapan "misyon" yazılı levhayı asması, Çin'in protestosuna neden oldu. Tayvanlı yetkililer de Türkiye'yi eleştirdi. LALE SARIİBRAHİMOĞLU ANKARA - Uluslararası toplumca tanınma- yan Tayvan'ın, Ankara'daki "irtibat bürosu" yazıh levhanın yerine siyasi çağnşım yapan "ınisyon" yazılı levhayı asması, Türkiye ve Çin arasında krize yol açtı. Levhayı farkeden Ankara'daki Çin Büyükel- çiliği, Dışişleri Bakanlığı'na "misyon" kelimesi- nin uyandırdığı siyasi çağnşımdan duyulan rahatsızhğı dile getirerek. Ankara'ya sözlü pro- testoda bulundu. Çin'in Ankara'daki Tayvan ekonomik ve ti- caret bürosunun temsilcisi Dr. Yih-Min lin ise Türkiye'nin Çin pohtıkasını eleştirerek öteki pek çok ülke gjbi Ankara'nın Tayvan ile ilişkile- ri gehştirecek daha esnek bir Pelun politikası iz- lemesi gerektiğini söyledi. Dışişleri Bakanlığı da Tayvan ile gelişen eko- nomik ilişkilenni Çin'i "ürkütmeden" arıtırmak amacıyla Gümriik Müsteşarlığı ile İçişleri Ba- kanlığı'na geçen hafta içinde bir yazı göndere- rek. sayılan 10'u bulan Ankara'daki 1ax\an bürosu çahşanlanna diplomatık statü verilme- den Türkiye'deki yabancı diplomatlara sağla- nan kolaylıklann benzeri uygulamaya geçilme- siniistedi. Lin. Ankaranın bu yöndeki karannın hatırla- tılması üzerine "Bürün dünyadan sonra Türkiye harekete geçiyor" değerlendirmesini yaptı. Türkiye. Çin'de komünistlerin yönetimı ele geçinnelerinin ardından öteki ülkelerle birlikte 1970'li yıllann sonlanna doğru. Birleşmiş Mil- letler'in tek Çin politikası uygulanması karan çerçevesinde Tayvan Çin Cumhuriyeti ile olan diplomatik ilişkilerini kesmişti. Ekonomik alanda yaptığı atıhmlarla Uzak- doğu'nun "Beş Kaplam"'ndan biri unvanını alan Tayvan ile Türkiye arasında. resmi olma- yan çerçevede ticari ilişkiler bulunuyor. 1992 yılında Tayvan'ın Türkiye'ye yaptığı ih- racat yaklaşık 61 milyon dolan bulurken. Türki- ye Tayvan'a demir çclik ürünlerinin ağırlıkh olduğu yaklaşık 210 milyon dolarlık ihracat ger- çekleştirdi. Türkiye ve Tayvan arasında. bir yetkilinin ifa- desiyle "gözardı edilıneyecek ekonomik potansi- yel" bulunması çerçevesinde Ankara. İçişleri Bakanlığı ile gümriik müsteşarlığına gönderdiği yazılarda. her iki kurumun da Tayvan ekono- mik ve ticaret bürosunda görevli kişilere diplo- matik statüye benzer mevzuatın uygulanmasını talep etti. Ankara. uluslararası toplumla birlikte hare- ket etme çerçevesinde, Tayvan'ı siyasi anlamda tanımaya yol açacak bir politika uygulamaktan özenle kacınıyor. Ancak Ankara'nın, temkinli Çin politikasında bir diğer etkenın de Çin'in Sin- can diye bilinen Doğu Türkistan bölgesinde ya- şayan Uygur Türklerinin kollanması olduğu tahmin ediliyor. Tayvan. ABD dahil pek çok ülkenin diploma- tik ilişkiler kurmadan Taipei ile ticari ilişkilerini geliştirdiğine dikkat çekerek, Ankara'yı daha es- nek bir Çin politikası uygulamaya çağınyor. Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlayan Tayvan'- ın Ankara'daki ekonomik ve kültür bürosu tem- silcisi Dr. Lin. ülkesinin anakaradaki Çin ile bile Hong Kong üzerinden yaptığı ticaret hacminin yılda 4 milyar dolara ulaştığını anımsattı. Çin'deki Tayvan yatınmlannm 10 milyar do- lara ulaştığını söyleyen Dr. Lin. Türkiye ile daha sağlıkh bir ticaret yapılması gerektiğıni söyledi. Lin. irtibat bürosunun olduğu binanın giriş kapısındaki levhanın değiştirilerek yerine mis- yon yazılı levhanın Türk tarafının önerisi üzeri- ne asıldığını savundu. Diplomatik kaynaklar ise Tayvan için böyle bir talimatın verilmediğini söylediler. OJMHURIYE'rTEN OKURLARA OZGEN ACAR Göreceli Mutluluk New York ile istanbul arasında 7 saat fark var. Bu yazı- yı yazarken siz yeni yila gireli henüz bir saat olmuştu. Ben sizden daha şanslı sayılırım önümde henüz 6 saat var bir yıl dahayaşlanmak için... insanı, bazen böylesine göreceli mutluluklarsevindiriyor. New York'a ilk kez 1970'te gelmiştim. Aradan yaklaşık çeyrekyüzyıl geçmiş... Bu mutlu gecedeçeyrekyüzyıllık bir ömrün ne kadar çabuk geçtiğini düşünmek bile iste- miyor, yerine yedi saatlik şansın mutluluğunu yaşamak istiyorum. Çılgın New York, tam gece yarısı 'Times Sçuare'ûe kentin simgesi olan 'Big Apple-Büyük Elma'run düşüşü- nün heyecanını yaşayacak. Bir gökdelen yüksekliğindeki bir direğin tepesinde ışıl ışıl elektrikli dünya biçiminde beyaz bir elma bu gecenin geleneksel heyecanının odak noktasını oluşturacak... Saat 24.00'e on saniye kala on binlerce insan bu mey- danda tek bir ağızdan koro halinde geri saymaya başla- yacak: 10,9, 8... 4,3, 2, birrr... Elma hızla aşağıya düşer- ken şampanyalar patlayacak. insanlar öpüşecek. 1993, New York sokaklarında cirit atan ünlü dev farelere ya- taklık yapan en yakındaki çöplüğe atılacak... Kral öldü, yaşasın 1994denilecek. ••• İnsanlar evlerine, otellerine dönerken 50 sent (yakla- şık 7 bin lira) verip New York Times gazetesinin cumar- tesi günkü sayısını alacaklar. Türkiye'de Cumhuriyet dahil bazı gazeteler de 7 bin liraya, yani 50 sente satılı- yor. Türkiye'de kişi başına ulusal gelir 2 bin 750 dolar... Amerika'da ise kişi başına ulusal gelir bunun tam on ka- tı... Demek ki Türkiye'de günlük gazete Amerika'dakin- den on kat daha pahalı. Türkiye'de tüm ansiklopedi savaşlarına karşın gazete satışlarının yine de artmayışının temel nedeni herhalde bu olmalı. Bir başka ünlü gazete olan VVashington Post, 25 sente satılıyor. Yani Hürriyet, Milliyet, Sabah ve Cum- huriyet'in yarı fiyatına. Bu durumda Türk okuru günlük gazeteyi Amerikalıya kıyasla 20 kat pahalıya almıyor mu? 1993 ocağında aylığı 3 milyon lira olan bir memur, işçi, bununla 300 dolar satın alabilıyordu. Oysa şimdi aynı parayla aynı memur ve işçinin aylığı 200 dolara düştü. Dar golirlilerin üzerindeki en büyük vergi, enflasyon de- ğilmi? Aylığı 300 dolardan 200 dolara düşen bir kişi nasıl gazete alabilir? Gazete satışları nasıl artar? ••• Siz pazar sabahı bu yazıyı okurken ben de henüz yat- maya hazırlanıyor olacağım. Herhalde bu cumartesi gecesi her zamankinden biraz daha geç yatacağım. Aptal kutusu' denilen televizyonun karşısına oturup 60 kanal arasında 'Zapping' yaparak kendi kendimi tat- min edeceğimi sanmayın. Tam tersine, pek çok New Yorklunun yaptığı gibi sıfırın altında dondurucu bir soğuk dahi olsa sokağa çıkıp kö- şedeki Hintli gazete büfesinden ya da Koreli bakkaldan New York Times'ın 200 sayfalık pazar sayısını alacağım. Ağırlığından kolum kopa kopa eve gelip yarını bugün- den yaşayacağım. -. Dünya ve Amerikan haberlerinin bulunduğu birinci bölümde önce ilgi duyduklarımı okuyacağım. (Her bölü- mün en azından 16-32 sayfa olduğunu da belirtmekte yarar var). Sonra metropolitan denilen bölge haberlerinin bulun- duğu ikinci bölümü, iş dünyasını yansıtan dördüncü bö- lümü bir kenara itip, bilmem kaçıncı bölüm olan 'sanat olayları' bölümüne göz atacağım. Hangi müzikholde, hangi operada kim nasıl söylüyor, sinemalarda ne oy- nuyor, müzelerde, galerilerde ne gibi yeni sergiler var, müzayedelerde neler satılıyor, öğreneceğim. Galiba bu yıl Istanbullular New Yorklulara kıyasla bi- raz daha şanslıydılar. Pavarotti, Domingo gibi dev tenorlar... Michael Jack- son, Madonna gibi büyük sanatçılar. Elton John, Bryn Adams, Sting, Bon Jovi ve adlarını bilmediğim, Heavy Metal'c'üer bu yıl Istanbul'a geldiler, geçtiler. istanbul Festivali'nin üniüleri de bunun çabası... Her ne kadar bunlardan Pavarotti ve Domingo, New York Metropolitan Operası'nda ilk sahneye çıkışlarınm 25. yıldönümünü kutlamak için New York'a gelmişlerse de ötekilerden sadece Madonna, New York'ta şarkı söy- lemiş. Ötekiler için galiba New Yorkluların istanbul'a gelme- leri gerekli. Nitekim Topkapı Sarayı'nın doğal ortamında Mozart'ın Saraydan Kız Kaçırma' operası için pek çok New Yorklu Istanbul'a gelmışti. Gayrimenkul alışverişleri ve küçük ilanlar bölümlerini de bir yana iteceğim. Bütün bunları pazar günleri 1.50 dolar (yaklaşık 22 bin lira) olan bir gazetede okuya oku- ya bitiremeyeceğim. Son olarak 'Seyahat' bölümünde Havvaii ile Kanarya Adaları arasında seçim yapmakta zorlanırken uykusuz- luğum beni yeni yılın tatlı düşlerine götürecek. ••• Pazar sabanı pek çok New Yorklu aile gibi ben de bir müzeye gideceğim. Şu anda 'Karun Hazinesi' Ankara yerine New York'ta sergileniyor olsaydı ne olurdu çok iyi biliyorum. Metropolitan Müzesi'nin önünde kuyruklar oluşur, an- cak iki ay sonrası için kuyruksuz bilet rezervasyonu yaptırılabilir, bir ayda en azından bu benzeri görülme- miş hazineyi 150 bin kişi gezerdi. Oysa Ankara'da Karun Hazinesi'ni bir ayda çoğunlu- ğu yabancı turist olmak üzere topu topu 25 bin kişi gez- miş... Acaba Ankaralılar bu pazar günü çolukçocuklan- nı alıp kalenin eteğindeki Anadolu Uygarlıkları Müzesi- ne gidip bu hazineyi görseler ve çocuklarına gösterse- ler herhalde günaha girmezler. Pazar akşamı yine siz yatmaya hazırlanırken ben de burada görev yapan eşim ve 8 yaşındaki oğluma veda edip istanbul'a uçacağım. ••• 1992 aralık ayını acıyla anımsıyorum. Türkiye'nin en eski gazetesi Cumhuriyet 'yaşam kavgası' veriyordu. Mahkemeden 8 aralıkta gazeteyi yayımlayan 'Cumhu- riyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş.' hakkında iflas karan çıkmıştı. Şirket, vergi ve SSK borçlarıyla da 'yüz- süz' durumuna düşmüştü. Çalışanlara ve piyasaya takı- lan borç milyarlarla ifade ediliyordu. Cahşanların kurduğu 'Yeni Gün Haber Ajansı, Basın ve Yayıncılık A.Ş.' aralıktan itibaren gazeteyi sermaye- siz' çıkarmaya başladı. Dünya basın tarihinde görülme- miş bir denemeye girilmişti. Bu görülmemiş cesaret Cumhuriyeti yaşatmaktan kaynaklanıyordu. Bu cesare- ti ise birinci olarak cahşanların özverileri ve ikinci olarak da Cumhuriyet'in ilkelerine 70 yıldır inanmış sadık okur- ları gibi iki önemli atardamar besliyordu. 9 aralıktan sonra Cumhuriyet'in grafiği ağır da olsa daima olumlu bir gelişme gösterdi. Öteki gazetelerin deterjan, diş ma- cunu gibi dağıtımlarından Cumhuriyet etkilenmedi. Ancak okumayı seven, çocuklarının da okumasına önem veren aydın okurları, elbette gazetelerin ansiklo- pedi savaşları ve gazetelerin Türkiye'de New York Ti- mes fiyatına satılması Cumhuriyet'i olumsuz etkiledi. (Arkası 15. Sayfada)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear