25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURfYET 2 6AĞUSTOS1993CUMİ Tarih Vakfı ile Kültür Bakanlığı'nın işbirliği ile hazırlanan İstanbul Ansiklopedisi, ekimde çıkıyor Ansfldopedilens ağmayankentIstanbulDÎLEK GtRGtN CAN fstanbul'un denizle yeniden ku- caklaşmasıru. tarihine şövle bir dö- nüp bakmasını şağlamak ıçin geçen ay içinde 1. İstanbul Tarih ve Deniz Şenliği'ni gerçekleştiren Tür- kiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı, çeşitli kültürlerin içiçe geçtiğı. tarihJe yoğrulmuş bu şehre şimdı bir katkıda daha bulunmaya hazırlanı- yor. Kültür Bakanhğı'nın işbirliğiy- le, bu binlerce yjllık şehri daha iyi tanımamız ıçin "İstanbul AnsJklope- disj"nj yayımlama çabşmalannı sür- dürüyor. Bilindiği gibi İstanbul'a ait binler- ce kitap ve yazı bulunuvor. Ansik- lopediler de yayımlandı tabiı. ancak bunlar yanm kaldı. (Reşat Ekrem Koçn'nun ve Tercüman gâzetesinin İstanbul ansiklopedileri). Ayn- ca özellikle son dönemde artan, şeh- rin çeşitli bölgelerine ve mekanlan- na yönelik yayınlar da var. Ancak yine de geniş kıtlelerin kolaybkla ulaşabıleceğı sıstemlı bılgi kaynak- lannın olduğu pek söylenemez. İşte İstanbul Ansiklopedisi. böyle bir eksiklığj giderme, İstanbul'a aıt bıl- gileri toparlama amaanda. Ansık- lopedinin Yayın Kurulu üyelerin- den Ekrem Işm, bir İstanbul Ansik- lopedisi yayımlamanın yeniden gündeme gelmesinin nedenlerini şöyle anlatıyor: "Dünyadaki pek çok büyük kentin A nsiklopedi, 64 sayfalık fasiküller halinde, 72 hafta boyunca yayımlanacak. 8 dltte tamamlanacak olan eserde,yaklaşık 12binmadde bulunacak. bir ansiklopedisi yok. Yalnızca Londra için yapılmış tek ciltlik tu- rizm bilgileri içeren bir ansiklopedi var. İstanbul bu açıdan hetn şanslı hetn şanssız. Şanslı, çünkii bu iiçüncü girişim. Daha önce Reşat Ekrem Ko- çu'nun >e Tercüman gâzetesinin gi- rişimleri oldu. Önem veriyoruz ansik- lopedi hazırlamaya. Çünkii İstanbul birim tarihimkûı özeti. Pek çok kül- tûrün yoğrulduğu, içiçe gectiği, ya- şadığı, beüi bir birikim bırakttğı bir bölge. Bu nedenle böyle bir tarihi komple ele abnak zorunlu oluyor. Bizde alan üzerine arastırmalar son derece sınırlıdır yazık ki. Örneğin L 1930'lann İstanbulu. Aksarav'dan Beyazıt'a tırmanan tramvay, Laleli önlerinde. Londra'nuı iktisadi dunımu, mimari- si. tarihi. gündelik ha> atı üzerine çok değişik çalışmalar j apılnuştır. Yani, onlann bir ansiklopediye de pek ihti- yaçlan yoktur. İstanbul üzerine de- ta> araştırması olmadığı için her şeyi derleyip toparlamak. ele alınan konu içi zemin ha/trlarrıak bizde gelenek- rir. Bu da karşılığını ansiklopedilerde bulmuştur. Istanbul'un 1700 ydlık kültürünün. bir bakuna da bizim kim- UğimLrin her geçen > ıl biraz daha yok olması sürecine karşı bir önlem ola- rak da kabul edilebilir bu ansiklope- dinin hazırlanması'*. İstanbul Ansiklopedisi, ekim ayında fasiküller halinde yayımlan- maya başlayacak. 64 sayfalık fasi- küller 7 2 haftada, 8 ciltte tamamla- nacak, 12 bin maddeden oluşacak İlk 7 ciltte 6 bının üzerinde madde bulunacak. 8'nci ve son cilt ise, bir tür ansiklopedık İstanbul sözlüğü niteüğinde olacak ve ilk 7 cıltte yer alan 6 bin madde özet halinde tek- rarlanacak. Bütün bu özellikleriyle 8'nci cilt, hem çabuk bir başvuru stanbul Ansiklopedisi'nde konulann tarihi, gidilebilen en eski noktadan bugüne getiriüyor.Herşey ansiklopedinin sayfalarmdaki yerlerini alacak. kaynağı. hem İstanbul'a özgü de- yim, kurum ve kavramlann bulun- duğu bir sözlük ışlevini görecek. Yayın Kurulu üyesi Çağatay Anadol, ansiklopedinin haarlanma sürecinde öncehkle İstanbul'a ilış- kin bilgiler nasıl vasıflandınlabılır. hangi başlıklar altında toplanabilir ve bu yapılırken atlamayı minimum düzeye getirecek bir sistem nasıl ku- rulabüir dıye düşünüldüğünü ve so- nunda tarih, kültür, ekonomi, in- san, doğal yapı adı altında beş baş- lık. ardından da alt başlıklar oluştu- rulduğunu belirtiyor. Bir başka Yayın Kurulu üyesi Nuri Akbayar St. Bernard'lar yaşadıklan çevreyi en ufak oyuğundan, en kuytu köşesine dek, son derece iyi tanıyorlar St Bernard'ıngerçekdeğerini kimse kavrayamadı Ru dost köpeğin anayurdunun neresi olduğu konusunda kesin bir kanıt bulunmamakla birlikte, kaynağının Asya olabileceği yolunda birgörüş oldukça yaygın. Haber Merkezi - Bir gün polis bir evın kapısıru çalarak telaşla, "İki yaşlarmda bir kız çocuğumız var mı?" diye sorar. Kapıdaki kadın, "Evet" dive yanıtladığında. polis " Yolun dışinda posta kutunuza yakın bir yerlerde, bizimle gelip onu alma- nuza yardımcı olur musunuz?" dıye yalvanr. Kadın şaşkınlıkla, "Yar- dımcı olmak mı?" diye sorar. Polis ürkek bir sesle, kızın yanındaki dev köpeğin hırlamadığmı, ancak ken- dilerini kıza yaklaşürmadığıru belir- tir. Yukanda verilen örnek, St Ber- nard sahıpleri için son derece olağan bir olay. Yıllardır bu kocaman, da- ğuıık tüylü. sarkık gerdanh. minik pembe benek gıbi hüzünlü gözlerle bakan yaratık, kara saplanan ınsan- lara azimli ve yürekli bir bıçimde arka çıkmıştır. "Azizler" olarak bilinen St. Ber- nard türü köpeklerin anayurdu, İs- viçre ile İtalya Alpleri arasındaki, aynı adla tanınan, dar ve uzun geçit. 1695 yılından kalan bir resimden bunlann buraya daha önce geldıkle- ri arılaşılsa da, ilk kayıtlar 18. yüzyı- hn başlanna ait. Avrupa'nın en yük- sek noktası olan ve hemen hemen her mevsim karlı bu geçide ulaşabi- lenler için küçük bir korunak yapılnuş. Dinsel bir tarikat tarafın- dan oluşturulan bu korunak, aynı zamanda 30 kadar St. Bemard'ı da banndıran bir müze ruteliğınde. Bu köpekleri kaynağından elde etmek isteyenlere, yılda 15-20 kadar yavru her biri 1.000 dolar karşıbğında saü- lıyor. St. Bernard'lar yaşadıklan çevre- yi en ufak oyuğundan, en kuytu kö- şesine dek son derece iyi tanıyor. Yüzyıllardır her gün aynı yolu izle- yereİc, et ve süt ıçin İsvıçre kesimıne. yağ ve şarap için ise İtalya kesımine gidip gebyor. Yollan öylesıne iyi bellemışler kı. ne kar ne sis onlan ahkoyamıyor. Yılın sekiz ayında kar ve buzla örtülü olan, sürekli çığ düşme tehlikesinin bulunduğu ge- çitte at. kaür ve insan etkisiz kaldı- ğından, tek umut köpekler. Büyük- lerini ızleven küçük köpekler, insan kokusunu tanımayı ve kurtarmanın incelıklerini öğreniyorlar. Örneğin bir çığ düştüğünde St. Bernard'lar. kocaman patılenyle derin kann içinde >r üzercesıne imdada koşuyor. Saint'ler kara gömülmüş insanlan bulabilme ve uzun süre aşın soğukta kalabilme yeteneklenyle tanınıyor. Özelhkle kendi yaşadıklan çevrede yıtenlen anında bulmakla birlikte, yabancı olduğu yerlerde de eninde sonunda yardıtna koşuyor. Sainfin anayurdunun neresi ol- duğu konusunda kesin bir kanıt bu- lunmamakla birlikte, kaynağının Asya olabileceği yolunda bir görüş oldukça yaygın. Bir başka görüşe göre ise. bunlar Danımarka Bul- dok'u ile Pirene Mastıfi kırması. "Alp Mastifi" adı venlen bu tür kö- pekler. ilk kez 1800'lü yıllarda İn- giltere'ye satıldı. Bu türün yetiştiril- mesı yolunda örgütlenmeye gidilen 1882 yılına dek. "St. Bernard" adı bu tür köpeklerle bağdaştınlmadı. Saint'ler ortalama 68 kg. ağırb- ğmda, 75 cm. boyunda. büyük kö- pekler. İnsanlann, büyüdükçe daha iyi olacağına inanmalan nedenijle dev boyutlu köpekler elde etmelen. bunlarda eklem boziikluklanna vol açü. Kendılenne gereken özeni gös- termeyen sahipleri elinde, kımi kö- pekler aşın tembel ya da umursa- maz bir tavır içine giriyor. Saint'ler kötü amaçlara yönelik eğitilirlerse. kötülük yapmaktan da kaçınmıyor Yetiştiricilerinin sıcak ilgi ve sevgı- siyle büyüyen yavru Saint'ler, gör- dükleri bu sevgiyi ınsaplara, özellik- le çocuklara yansıtıyor. Bunun dışinda, Saint'ler son derece çahş- kan. yetenekli ve yürekli hayvanlar. Aynca depremi önceden sezebildi- ğinden, sahibini böyle bir tehlikeye karşı saatler öncesinden uyarabili- yor. Bugüne dek yaklaşık 2000 kişinin kar alünda ölmesine engel olan Sa- int'ler, kurtardıklanna ilkyardım hizmeti bile venyor. Bunlann en ün- Jüleri olan Barry 1,1800 ile 1812 yıl- lan arasında, yılda dört kişinin ya- şamını kurtardı. Mumyası Bern Doğal Tarih Müzesi'nde sergilenen Barry l'in, Fransa'da da bir anıtı bulunuyor. Barry 1, insanın ulaşa- mayacağı buzlu bir uçurum kena- nndan bir çocuğu kurtardıktan son- ra, onu yalayarak kendisine getir- miş ve böylece tarihe geçmişti. Onun ardından birçok Barry'ler geldi geç- ü. Günümüz İsvıçresi'nde, St. Ber- nard'lar artık yerlerini Alman ço- ban köpeklenne bıraktılar 2üra ar- tık heükopterler ya da kar taşıtlany- la kaza yerine gıdılebiliyor. Yıüardır bu kocaman, dağınık tüylü, sarkık gerdanlı, minik pembe benek gibi hüzünlü gözlerle bakan yaratık, kara saplanan insanlara azimli ve yürekli bir biçimde arka çıkmıştır. Türk Standartlan Enstitüsü veteriner kontrolünden geçmiş etlerin alınmasını öneriyor Etalırkendikkat edilecek önardi noktalar Kf tınrengı, kokusu,görünümü ve lif kahnlığı size gereken ipuçlannı veriyor. ANKARA (AA) - Türk Standart- lan Enstitüsü (TSE), yeterli \e den- geli beslenme acısından en önemli gıdalardan olan etin satın alınma- sında dikkat edilecek noktalan be- ürledi. TSE tarafından yayımlanan Tü- ketıci Bültenı'nde yer alan yazıda, hem sağlıklı, lezzetu hem de ekono- mik olması acısından et ahrken ren- gine, kokusuna, kıvamına, lıf kalın- lığına, görünümüne, yağlılık derece- sme, kanlanmasına ve gevrekliğıne dikkat edilmesı gerektiğı önerildi. Öncelikle veteriner kontrolünden geçmiş etlerin alınması önenlen ya- zaya göre açık pembe ve koyu kırmı- zı arasında değişen etin renginde ko- yulaşma ve kararma görübnesi etin bozulmaya başladığma ışaret edi- yor. Et, bastınnca çökmeli, basınç kalkuğında ise eski haline dönmeli. Bastırdıktan sonra tekrareski halini almayan et, fena koku \e ekşime ol- masa bile bozulmuş anlamına geliyor. Hayvanın genç olması şartıyla in- ce lifli etlenn terah edilmesı önerilen yazıda, bütün, yanm, çeyrek gövde üzerinin normal kalınlıkia yağ ile kaph olmasına, kemiklerin ve çıkın- tılann ise belirgin olmamasına ba- kılması gerektiği behrtildi. Kemik çıkıntılan belü etler Parçalann üzennde normal dere- cede >ağ bulunmayan, kemik ve çıkıntılan belirgin olan etlerin, besi- siz bir hayvana ait olduğuna ve etin kabtesız olabıleceğine dikkat çekil- di. Ette fazla mıktarda kanlanma ise etin uzun süre beklediği veya don- durulduktan sonra çözüldüğü anla- mına gebyor. Dondurulduktan son- ra çözdürülen ve hemen tüketil- meyen etlerin bozulacağına işaret edilerek, fazla kanlanan etlerin daha çabuk bozulabıleceği kaydedildi. Amaca uygun et alınması gerekti- ği bebrtilen yazıda. liflerine dik ola- rak kolay kesıien, gevrek, çabuk pi- şen etlerin ızgara ıçin. daha geç pi- şen etlerin haşlama için aünabılece- ğine dikkat çökıldi. Kararmış, mo- rarmış, renksizleşmiş. zemirunde kanlı sıvı toplanmış kıymanın ise alınmaması gerekiyor. Sıhhi şartlarda elde edilen etlerin buzdolabında 8-10 gün, kıymanın ise 3-5 gün dayanabildıği hatırlatı- lan yazıda, bu nedenle ıhtıyaç kadar et abnması, ihtiyaç fazlasmın ise küçük parçalar habnde dondurul- ması önerildi. da seçicibğin, İstanbul Ansiklope- disi'nin özelliğı olduğunu vxırgulu- yor. "İstanbul'un kuruluşunu 330'da Konstantinopolis' ten başlatırsak bile bugüne kadar 1700 yıllık bir tarih var önümüzde. Ve bu 1700 yıllık tarihi, 8 ciltlik bir ansiklopediye önemli un- surlan atlamadan yaymak kolav bir iş değil. Tabii burada en büyük zor- luk seçmede. İlk 7 cilde giremeyen, hakkında çok geniş bilgi verilemeye- cek ama yine de ansiklopedide bulun- ması gereken, özellikle İstanbul'un halk külrüriinü yansıtan hususlara değinen maddeleri, 8'nci cilde almayı u>gun bulduk. Önemli bir konu da bi- yografiler. İstanbul kimliğinin vara- blmasına katkıda bulunmuş pek çok insan var. Bu insanlar tüm yönkriyle değil, valnızca İstanbul'a ilişkin yön- leriyle ansiklopedide yer alacak. Daha önce yapılnuş, ancak yanm kalmtş İstanbul Ansiklopedisi ömegı, konuyla ilgilenenlerin kafasında yer etmiş durumda. Kocu'nun ansiklope- disi çok daha değişik. renldi, insanla- ra ağırlık veren bir çauşma. Bu, ansiklopediyi hazuiayanın kişiliğin- den de gelen bir dunım. Biz, sa>ft sınırmuz nedeniyk? bu derece renkH kişi aynntLsına giremedik, ama sanı- yorum daha farklı bazı renkli kişiler burada yer alacak. tabii farklı bir an- latanla. Bu anlatım ekonomisi mese- lesi önemli. Aynca her maddenin al- tında, o maddeyi yazan kişinin adı ve bibh'yografyalar bulunacak. Böylece daha fazla bilgi edinmek isteyenler için kılavuz olacak ansiklopedi. *Se- çkri bir ansiklopedi' derken pek çok konu dar turuldu. dtsarda bırakıldı demek istemiyoruz. Aynca ansiklo- pediler genellikle daha öncekiler ta- ranarak oluşturulur. Oysa biz, birind kaynaklara yönelmeyi uygun bul- duk". İstanbul Ansiklopedisı'nde ko- nulann tarihi, gidilebilen en eski noktadan bugüne getiriliyor. Basın, yayın, çevre, dinsel hayat, doğal yapı, eğiüm, ekonomik hayat, ha- berleşme. ulaşım. kültür, sanat, mi- mari, nüfus, sağlık. sıyasi hayat, ta- rih, turizm, gündelik yaşama dair her şey ansiklopedinin sayfalannda- ki yerlenni alacak. Prof.Dr. Semavi Eyice. Prof. Dr Doğan Kuban. Prof. Dr Zafer Toprak. özkan Taner. Orhan Silier. Necdet Sakaoğlu. Yayın Kurulu'nun diğer isimJeriru oluştunıyor. Yazar kadrosunda ise konusunda uzman yüzlerce isim var. İlkadım Çağatay Anadol'a göre. daha önceden var olan ansiklopedilenn yanında yeni İstanbul Ansiklopedi- si, dafia sıstematik, daha bilimsel yapısıyla bir ilk adım. İlerde çok daha kapsamlısının gerçekleştirile- ceğine inanıyor. Ekrem Işm da bu çabşmanın güncel İstanbul'u da kapsadığını, gelecek kuşaklara kay- nak olarak kalma durumunda oldu- ğunu belirterek. kültürümüzün bir çeşit profibni çıkartma durumunda da olduğunu belirtiyor. "İnsanlar mekanlan. mekanlar da insanlan ya- raör. Mekanların tarihi tek tek üs- luplanna göre veriliyor. Bunun yanı sıra bunlar içindeki insan atmosferi, folklonı da bulunacak. Yani bir bakı- ma biyografi maddeleriyle mekan maddeleri örtüşecek. Aynca topar- layKi maddeler \ar. Örneğin, İstan- bul'un tüm sara\ları tek tek anlatıla- cak. Ama bir üst başlık olarak da "sa- raylar' maddesi olacak. Okuyucu tek tek maddelerden elde edemediği to- paıiayıcı bilgileri genel başlıklar altı- nda edinecek. İstanbul, bu uzun tari- hinde çok kristalize oünuş bir kiilrürü barındırıyor. Gruplar, dinler, kültür- ler içiçe geçmiş. Milyonlarca aynntı var ve bunlarher gün yok oluyor, yoz- laşıyor. İşte her şeyi hem kendi öz- günlüğü içinde hem de topariayıcı bir mantık içinde vermek, bu ansüdope- dinin temel prensiplerinden biri". Karşılaşılan güçlükler İstanbul Ansiklopedisi hazırlanır- ken, üstelik son derece sistemauk bir tarz benimsenmişken, karşılaşı- lan pek çok güçlükler de oluyor şüp- hesiz. Bu güçlüklerden biri biyogra- fılen hazırlamak. Daha önce de be- lirtildiği gibi bir kişi. yalnızca İstan- bul'a ilişkin yapüklanyla yer alıyor ansiklopedide. Var olan biyografiler yeterb olmuyor, yeni malzemeler ge- rekiyor bu nedenle de. Bir başka giiçlük, özellikle 1950'lerden sonra pek çok konunun İstanbul'a özgü olmaktan çıkması nedeniyle, nasıl bir seçim yapılması gerektiği düşün- cesınde beliriyor. C&riye doğru gi- dildikçe, imparatorluklann pob'tı- kası, kültür hayaü İstanbuPla.örtü- şüyor. Şimdi ise pek çok şey İstan- bul'a değil, Türkiye'ye özgü durum- da. Aynca geçmişe yönehk konular daha tekil maddeler halinde işlene- biliyor, hikayeci bir üslup berunıse- niyor. Günümüze geldikçe daha ke- sin sayılara ağırlık veriliyor. İstan- bul'a her gün yeni mahalle ve kasa- balann ekîenmesı, bu yeni yerleşim- ler hakkında araşürmalann ohna- ması ya da yetersiz olması. bir başka güçlük. Üniversite kütüphanelenn- den yararlanabilme zorluğu, Başba- kanlık Arşivi'nin araştırmacılara açılmaması, İstanbul'un envanteri- nin olmayışı, kültürel dönüşümler üzenne analız yapabılecek kadro- lann kendilenni yetiştırememiş ol- ması. kültür birikiminın eksikliği. handıkap olarak bebriyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear