25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6AĞUSTOS1993CUMA CUMHURİYET2 SAYFA KULTUR 1993-94 mevsiminde neler seyredeceğiz? (1) UIP ve WB'nin filmleri: Yeni sinemamevsimiufükta göründü! SUNGU ÇAPAN Sinemaseverleri şimdiden yine yeni bir mevsimin coşku ve heycaıu sardı, 1993-94'de Amerika ve Avrupa ülke- leriyle aynı anda seyredeceğimiz fibn- lerin yer aldığı. bellibaşh dışahmcı şir- ketlerimizle Amerikan tekeîlerinin lis- telerinin peşpeşe açıklanmasıyla. Sü- regelen ölü mevsim rehavetine artık bir nokta koymak gerektiğini düşüne- rek, eskiden (sinemanın altın çağla- nnda)çarşaf çarşaf gazete ilanlanyla duyurulan, 1993-94 mevsiminin fılm listelerinde ne var ne yok, şöyle bir ba- kahm dedik bu hafta. "Sıfircı hoca" yaklaşımından çok. günümüzün "yük- selen değerler'inden de uzak düşme- meye çalıştık, listeleri meraklısı için us- turupluca tartarken. Her zaman ol- duğu gibi bu mevsim de Amerikan si- nemasının yoğun hegemonyası altı- nda soluk alıp vereceğimiz olgusu, ilk bakışta bstelerden çıkan başlıca so nuç. YıUar yılı, bütün dünyada oiduğu gibi. şık-şıkırdım, albenili, gösterişli fılmleriyle gözümüzü-gönlûmüzû bağlamış, akbmızı çelmiş, belleğımizi işgal etmiş, hayalgücümûzü kısırlaştınp standartlaştırmış. beğe- JFLr[erzaman oiduğu gibi 1993-1994 mevsiminde de Amerikan sinemasının yoğun hegemonyası altında soluk alıp vereceğimiz olgusu, ilk bakışta listelerden çıkan başlıca sonuç. nilerimizi ve algılayışımızı şart- landırmış, "sosyal içerikli" öykü ve mesajlan sığ "mutlu son"lara boğmuş, plastik ve edebi zevkimizi yüzeyselleş- tirerek törpülemiş ve modem çağın tûm tanıtım-pazarlama yöntemlerini kuşanmış, medyayı da arkasına ala- rak. kayıtsız şartsız egemenliğini ilan etmiş olan Hollyvvood sinemasının yeni ürünleri. eşiğinde bulunduğumuz yeni mevsimin yine ana yemeğini oluş- turuyor, abşıldığı üzere. Saiata ya da tathdan vazgeçiik, çerez kabilinden birkaç Amerikan yapımı olmayan fılm de sofraya gelecek inşallah. Yeni Zelandalı kadm yönetmen Jane Cam- pion'un son Cannes festivalinin Alun Palmiye'b galibi "Piyano DersT, Is- panyol fılmi "Jamon Jamon". İstan- bul Film Ajansı'nın dağıtacağı, İstan- bul Filrri Festivali müdavimlerinin he- men hatırbyacağı "Şarküteri" ve "De- Hcatesse", vb. gibi. Yaklaşık 140 kadar "birinci vizyon" fümin gösterileceği. eylül başında "res- men" açılacak olan yeni sinema mevsi- minde yine UIP, WB gibi dev Ameri- kan tekelleriyle, onlarla kıtkanaat re- kabet etmeye çalışan Özen Film. Film Pop, Standart Film. Avşar Film. Istanbul Film Ajansı gibi yerli dışalıma şirketlerin muhatabı ola- cağız yaklaşık dokuz ay boyunca. Toplam 55-60 kadar yapımın yer aldığı UIP ve VVB fılmlerini bu hafta tanıtmayı yeğledik çünkü bu büyük Amerikan u major"lerinin listeieri ke- sinleşmiş ve son halini almıştı. Haftaya da özen Film, Film Pop, Standart Film, Avşar Film, İstanbul Film Ajansı'nın filmleri elealacağız. UIFdeyokyok... "Onunla da, onsuz da yapıiamayan Amerikan Sineması"ndan perdeleri- mizc çıkagelen ve eleştirmenlerin bile pek burun kmramıyacağı türden yığınla göz abcı ve görkemli (!) filmi banndıran UIP (United International Pictures) bstesine ilgisiz kalmak ne mümkün? Paramount, Metro Goldwyn Mayer. Universal ve Buena Vista fılmlerinin de dağıtımını üstle- nen UlP'nin 33 filmlik ilk listesi, ger- çekten de en şamatalı, cafcaflı. göste- rişb, Hollywood yapımlanndan olu- şuyor: JURASSIC PARK 98 yılbk sinema tarihinin tüm hası- lat rekorlannı kıracak gibi görünen son Spielberg fılminin ABD"de ya- rattığı fırtına yakında bızim sahillere de vuracak ve 17 Eylül'de sinema- lanmızda yizyona girecek olan Juras- >ic Park'da tarih öncesi çağlann kor- lcunç görünüşlü (aslında çoğu et bile ^emeyen, kocaman otobur yaratı- darmış bu dev kertenkeleler) dinozor- annın, tiranozorlannın arasında gezi- ıerek Hollywood'un altın yumurtla- ıaa dahi yönetmeninin son bombasm- lan nasibimizi biz de alacağız. 1975'- len bu yana önce köpekbaîıklanyla. ndiana Jones'un akıl almaz serüven- :riyle uğraşıp sonra da uzaya çıkarak :. T. 'yle turnayı tam gözünden vuran ipielberg'in popülerliğni arttıran son ılay-fılmi şimdi de ABD'yi evlere şen- k bir dinozor muhabbetine soktu ki >u kadar olur! Amerikalılara özgü, sır ibi saklanan yeni tekniklerle, şaşırtıcı zel efekt becerisiyle kotanlan, çok sa- ın bilimkurgusal gerilim roman- ınnın usta yazan ve yönetmen Mk- ael Cricbton'un kalemindcn çıkma, lüyücü' Spielberg'in işbitiriciliğinden oğma 'Jurassic Park'da görkemli ve rpertici dinozorlann yanısıra, Avust- ılyalı Sam Neill, İngıliz Richard At- nborough ve çekim sırasında büyük r aşk yaşayan JefT Goldbhım'le Lau- Beyiik bir aşk ve gerilim öyküsü anlatan 'Shver da Sharon Stone, iki erkek arasında salınıvor. ra Dern başrollerde. Tarih öncesınden kalma birsivrisinek fosilindeki DNA- lardan türetilen dinozorlann giderek cehenneme dönüştüreceği'dünyanın en fantastik hayvanat bahçesi'nde, Spielberg'in yol göstericıliğinde ıki sa- atliğine dolanmaktan bız de geri kal- mayacağız tabii ki. 'Evrenin gidişine insanoğlunun müdahale etmeye hakkı var mı?" sorusuyla kanşık, tipık ve kaçınlmaz bir Spielberg seyrrliği Ju- rassic Park'. SCHINDLER'S LIST Spielberg'in ikınci dünya savaşında- ki Nazi toplama kamplannda geçen bir başka fıbni de 'Schindler"s List". Zaten hep böyle yapar Steven usta, eğ- lenceli, şaşırtıcı bir olay-filmin yanısıra da var emektar Sydney Pollack'ın ya- zar John Grisham'ın romanından uyarladığı bu son filminde. SLIVER "Temel İçgüdü'ylc bir anda şöhret olan sanşın Sharon Stone'un başansız evliliğini unutmaya çalışan bir kitap yayıncısını oynadığı "Sliver' beybk bir aşk ve gerilim çeşitlemesi. Hollywood'da dikiş tutturan Yeni Ze- landa-Avustralya kökenli yönetmen Philip No.vce'un yönettiği Sliverda yeni macera arayıçları içindeki dilber Sharon Stone, yeni taşındığı gökde- lendekı iki komşusuyla yakınlaşıyor, bir yandan zengin. yakışıklı. bekar VViltiam Baldvvin'le öte yandan da ya- şanmış kimi cinayet olaylannı çok sa- Seal" (Yedineı Mühür) gibi fılmlere göndermede bulunuyor. Jurassic Park'a rakip gösterilen film şimdiye dek gösterime girdiğı Avrupa sinema- lannda beklenen ilgiyi göremedi. RAISINGCAINve CARLITO'S WAY Amerikan sinemasının usta mer- tebesine yükselmiş. genlim uzmanlan- ndan Brian De Palma'nın son iki filmi de UlP'nin hstesinde göze çarpıyor: Raisirıg Cain ve Cariito's Way. Bizde pek tanınmayan usta oyuncu John Lithgowun bu kez iki kişilikb', sapıkça bir karakteri' canlandırdığı "Raising Caine", Briân De Palma'nın son yıllardaki başanb çabşmalanndan biri olarak kabul göriirken Oscar 'Mad Dog and Glory'de Robert De Niro'lal maThurman arasında ateşli aşk sahneleri yer alıyor. bir de ciddi, ağır ve oturaklı eserler çe- ker hep 'Schindler'in Listesi' gibi. Ancak'ciddi" filmleri nedense bir türlü beklediği ilgiyi görmez. Hollywood bir Oscar'ağı bile esirger ondan. Bakalım bu kez yine yahudilik daman ka- barmış Spielberg makus talihinı yene- bilecek mi? Hollj"wood semalannda yükselen irikiyım îrlandalı aktör Liam Neeson, Ben Kingsley ve Ralph Fiennes 'Schindler'in Listesi'nin oyunculan. THE FIRM Deneytmli yönetmen Sydney Pol- lack'ın son filmi 'Şirket* dc. genç bir avukatın öyküsünü aktaran. iddiaiı bir yapım. Avukatı artık 'p;irlak ço: cuk'luktan sıynlma yolundaki Tom Cruise oynuyor 'Şirket'in ovuncu kadrosu yabana^lılır gibi dcğıİ.Tom Cruise'den başka Gene Hackman, Holly Hunter ve Jeanne Tripplebom tan romanlara dönüştüren yazar Tom Berenger'la iş tutuyor. ABD'de 'muzır' olmadığına karar verilerek ke- sintisizgösterim hakkını eldeeden 'Sli- ver'ın Sharon Stone faktörü nedeniyle yeni mevsimin en çok rağbet görecek filmlerinden biri olacağı sö>lenebilir. LAST ACTION HERO' John McTiernan'ın 80 milyon dola- ra mal olan, "Die Hard"la "The Purp- le Rose Of Cairo" (Kahire'nin Mor Gülü) adlıfilmlerinkanşımı "Last Ac- tıon Hero" Amold Scfmarzenegger i yine alışıldtk bir rolde gümüş ekrana getiriyor. Kurşun işlemez body buil- ding kahramanımız Slater (Arnie) ile sinema tutkunu küçük kahraman Danny Madigan (Austin O'Brien) film içinde filmle bir yandan 'genre'la dalgalannı geçiyor. bir yandan da "ET", "Amadeus". "The Seventh ödüllü Al Pacinoyla Sean Penn'in baş rollerini paylaştığı "Carlito's Way' de kuşkusuz mevsimin merakla beklenen yapımlanndan bin olmaya şimdiden aday. MAD DOG AND GLORY Cannes'da bu \ıl gösterildiğinde se- yirciye gerçek bir elektroşok etkisi ya- pan ve Robert De Niro'nun basına 'Uma Thurmanla kıyasıya seviştiği- miz sahnelere dikkat edin!' uyansını yaptığı 'Mad Dog and Glory", John McNoughton adlı yeni bir yönetmenin ilk filmi. Genç Amenkan sinemasının, Quentin Tarantino gibi umut veren, yetenekli yönetmenlerinden John McNoughton'un. 1990'lardan seri hal- de cinayetler işleyen bir kaıilin portre- sini çi?diği bu psikolojik heyecan filmi, seyredenlerin aklından uzun süre çı- kmayacağa benzer! ALIVE And dağlannm zirves.ine çakılan bir uçaktan kurtulabilen bir Urugua> rugby takımının oyunculannın karlar- la kapb bir vadide, sıfır alünda, 30 de- recede verdikleri yaşama mücadelesini hikaye eden "Alive", 1970 "lerin başlan- nda gerçekten yaşanmış ve med> ayı iş- gal etmiş trajik bir olayın filmi. Frank Marshall'ın yönettiği ve bir dönemin popüler 'felaket filmleri' klişelerine pek rağbet etmeyen 'Abve'ın başrolle- rinde genç aktör Erhan Hawkc \e Vin- cent Spano var. UlP'nin listesi Rob Cohen'in 'Dragon'(Jason Scott Lee. Lauren Holl). R. J. Wagner). Barry Soıtnefeid'in "For Love or Money" (Michael J. Fo\. Gabrielle Anwar), John Woo"nun 'Hard Target'(Jean- Claude Van Damme. Lance Henrik- sen). Henrj Winkler'in "Cop and a Half(Burt" Reynolds. Ruby Dee). Mark Rydeü'in "Intersection"(Richard Gere, Sharon Stone. Lolita Davido- vich). Tom HoUand'ın Temp- (Timothy Hutton. Lara Flynn Boyle. Faye Dunavvay). Lıris Mandokinın 'Bom Yesterday'(Melanie Griffith. Don Johnson. John Goodman). Sidney Lumet'in "Guılty As Sın"- (Rebecca De Mornay. Don Johnson). Jaıtıes Lapine'ın 'Life VV'ıth Mikey" (Mıchael J. Fox. Cyndi Lauper). Bla- ke Edwards'ın "Son of the Pink Pant- her"(Roberio Benıgnı. Herbert Lom, Burt Kvvouk). Jonathan Lynn "m "Dis- tinguıshed Gentleman'(Eddie Murphv Lanc Smith). Kenny Or- tega'nın "Hocus Pocus'(Bette Midler. Jessica Parker). Alan J. Pakula nın "Consenting Adults' (Kevin Kline. Mar> Elizabeth Mastrantonio) gibi filmlerle sürüyor. Aynca bazı "devam filmleri' de \er ahyor'Addams Fa- Yakl.aklaşık 140fılmin gösterileceği,eylülde resmen başlayacak olan yeni mevsimde yine UIP,WB gibi dev Amerikan tekelleriyle Özen, F.Pop, Standart. Avşar, İFA gibi yerli dışalımcı şirketlerin fılmlerini izleyeceğiz. mily-2','*Beelhbveri-2'. 'Stakeout-2' ve 'Honey. I BIew Up The Kid". Tina Tumer'ın gerçek yaşam öyküsünü ak- taran "What's Love Got To Do With It'in yanısjra son sıralarda yeniden gözde bir tür halini alan canlandırma sinemasından da iki ömek dikkati çe- kiyor: "Aladdin" ve Kim Basingerla Gabriel Bvrne'ün de göriindüğü Ralph Bakshinin CoolWorld'.UlP'nineski yıllardan kalma bazıflaşfilmleriyeni- den seyirci karşısına çıkarmak gelene- ğındevse bu mevsim Stanley Kubrick*- in unutulmaz '2001:A Space Odyssey- 2001: Bir Uzay Macerasf(1968). Loıris Malle'in küçücük Brooke Shields 'lı 'Pretty Babay'(1978). Tony Scott'un erotik"Hunger'(1982) ve son James Bondfilmlerinden"Living Daylights'i bekliyor merakiısını. , VVarner Bros 1993-94 mevsiminde Warner Bros bugüne kadar vizyona çıkaracağı 21 filmi bebrlemiş durumda. Bu fibnler arasında Joel Schumacher'in yönettiği 'Falbng Davvn". Jon Amiel'in 'Sorn- mersby'si. \Volfgang Petersen'in "İn the Line of Fıre'ı, Alan Pacula'nın "Pe- lican Bnefi. Clint Easrwood'un 'A Perfect NV'orld'ü. Mike Fıggis'ın "Mr. Jonesu, David Puttnamın Being Hu- man' ilk aşamada göze çarpanlar ola- rak dikkat çekiyor. 'Çizgi Ötesi", Genç Ölmek" gibi filmlerinden tanıdığımız Joel Schu- macher'in son filmi 'Falling Davvn" Amerika'da büyük tartışmalar ya- rattı. Çağdaş yaşamın gerilimine da- yanamayarak'patlayan" orta sınıftan bir kahramanın öyküsünün anlatıldığı 'Falling Davvn", öfke veşiddet üzerine kurulu bir film. "Sonun Başlangıa" olarak Türkce'ye çevrilen filmde baş- rolü her filmi olay yaratan Michael Douglas üstleniyor. Cannes 93 Film Festivab'nde de gösterilen ve oldukça ilgi gören "Falling Dawn", ülkemizde de hayli ses getireceğe benziyor. 80'li yıllann başında Amerika'da en çok hasılat yapan film 'Martin Guer- re'in Dönüşü'nün Amerikan versivo- nu 'Sommersby'de başrolleri Richard Gere, Jodie Foster üstleniyorlar. Wolfgang Petersen'in yönettiği "In the Line of Fire"(Ateş Hattında), Baş- kan Kennedy'nin korumasmın öyküsü anlatıhyor. Film kadrosuyla dikkat çekiyor. Korumayı Clint Easrwood"un oynadığı 'Ateş Hattında' da dığer rol- leri John Malkovich. Rene Russo. Warner Bros'un bu yıl getireceğı di- ğer filmler şuniar: HaroJd Ramis'ın 'Groundhog Day'i, başrolünde HTıoppiGoldbergin rolaldığı Richard Benjamin'in 'Made in America'sı, Nick Castle'm bir dönemin popüler çizgi roman kahramanı 'Afacan Den- nis'in haşanbklannı beyazperdeye uyarladığı'Dennis The Menace', Anid- rew Davis'in "The Fugitive". Ivan Reit- man'ın Kevin Kline'lı-Sigourney Wea- ver'Ii 'Dave". Simon VVincer'in 'Free Wılly-En İvi Arkadaşım' ve "My Girl-2", -Robocop-3". 'Look VVho's Talking-3". Kadm yönetmen Nora Ephron'un Tom Hanİcs'le Meg Ryan'- ın oynadığı 'hissi' filmi "Sleepless İn Seattle'ı da VVB'un yeni mevsimdeki il- ginç filmlerinden. Şenlîkler ve yazarlık onuru ALPAY KABACALI "Festival" ya da "şenük" adı altında düzenlenen etkinlık- lenn sayısı yaz aylannda artıyor. Daha çok belediyelerce dü- zenlenen bu etkinbkler, kentte çıkan bir ürünün >a da orada yetişen bir ünlünün tanıtılmasını, yaşatılmasını amaçbyor. Bunun yanı sıra, ya da bu amaçtan bağımsız olarak kent halkının kültür ve sanatla doğrudan ilişki kurmasmı hedefle- ven şenlikler de var. Bulann hiçbirini önyargıyla küçümsememek ya da önem- sememek gerekir. Her biri, programı ve uygulamalar göz önünde bulundurularak ayn a\n değerlendiribneb. Yal- nıica "şenlik(olsun" diye düzenlenenler. yoz bir kültürü. ça- ğın gerisınde kalmış değerleri öne çıkaranlar. kuşkusuz ki önemsenecek nıtebkte değil. Buna karşılık, kent halkına ka- zanımlar sağlamaya yönelik şenlikler, övgüye. desteklenme- ye değer etkinliklerdır. Geçenlerde Toktamış Ateş'in de üzerinde durduğu gibi, uygulamada şöyle birdurumla karşılaşılabiliyor: Şenliği dü- zenle>enlerin populist eğilimleri sonucu "sanatçı" adı veri- len, gerçekte >oz bir kültür anlayışmın ürünü olan. birkaç parça çalıp sövleyen kimi şarkıcı ve türkücüler ön plana çı- kanbyor; şenlik. neredeyse bu gibi kişilerin kente getınlme başansı (!) üzerinde odaklaşıyor; öteki etkinlikler bunun "gamirüriî" düzeyınde görülüyor. Adında "kültür" ve "sanat" sözcükleri,bulunan ya da bu- lunmavan şenliklerdeki "öteki" etkinliklerin başbcalan ıse yazarlarla bilım ve kültür adamlannın katıldığı sövleşı ve imza günlcriyle açıkoturumlar, paneller... Bu gibi etkinlıklcr ıçın çağnlan \azarlar, kültür ve bilimadamlan. "sanatçı" de- nilen üçüncü. beşinci sınıfşarkıa ve türkücüler kadar "popü- ler" olmadıklanndan. kimi zaman gereken saygıyı göremi- yorlar: bir köşede "unuruldukları" bile oluyor. Bu gibi onur kıneı olaylann örnekleri çok... Öte yandan sözü edilen "sanatçı"lara yüksek "ücret"ler ödenmesine karşılık yazârlara, kültür ve bilimadamlanna. yol giderlerinı karşılayacak ölcüde bile ödeme (Batıda bu- nun karşılığı honoraire-onursal ücrettir) yapmak kimsenin aklına gelmiyor: bu kişiler de böyle bir istemde bulunmayı onur kıncı bir davranış olarak gördüklerinden, bu konunun sözü bile edilmiyor. Birkaç yıl önce Türkiye Yazarlar Sendikası'nda (TYS) bir çahşma başlatılmıştı. Oluşturulan kurulda. Grafikerler Mes- lek Kuruluşu'nun. tabip odalannın. barolann uyguladığı türden bir "asgari ücret tarifesi" saptanması görüşü ağırlık kazandı. Bu cerçevede herhangi bir şenlik için çağn alan yazar. çağ- nnın kendisine TYS aracılığıyla ileülmesini isteyecek. TYS de şenliği düzenleyen kuruluştan bu tarife uyannca bir "ho- noraire" ödenmesi istemınde bulunacaktı. Odenen ücretim tümü va da belirü bir yüzdesi TYS'ye kalacaktı. Söz konusu "tarife", daha başka alanlan da kapsıvordu. Örneğin. yazı başına telif veçeviri ücretleri de belirleniyordu. Kültür ortamırruzın içler acısı durumu nedeniyle uygulana- masa bile. bu tanfe "yazann emeğini vurgulayan bir helge" niteliği taşıyacaktı. O dönemin yöneticıleri. bunu uygulana- bilır nitelikte bulmadılar. Kimseye sitem ediyor değilim Öteki yararlarını da bir ya- na bırakalım. Şenlikı'er sorunu dolayısıyla. bu tür bir uygula- ma\a gidilmesinde yarar gördüğümü vurgulamak isterim. İlk adım. şenlik çağnsı alan yazarlann. kendilerine değil. ör- giitlenne başvurulması gerektiğini söylemeleriyle atılmalı. Orgütün. şenlik programını da değerlendirip şenliği düzenle- venlerle göriişmeleri sonucu. katıîma karan abnması ve ka- tılma koşuilannı belirleyen bir protokol imzalanması duru- munda. en azından katılanlann onurlannın kınlması önlen- misolacakur. ,. Konunun en önemB yara da budur. Moda Sineması'nda *İstek Haftası' Kültür Servisi- Kadıkoy Moda Sineması'nda dört haftadır de\ r am eden yaz şenliğinin son hafta programı seyırcılerin ısteklen doğrultusunda oluşturuldu. Toplu gösterilerde ilgiyle karşılanan ve kimi sinemaseverlerin izleme olanagı bulamadığı, beş sinema yapıtı, 6-12 ağustos tarihlerinde . gösterilecek. İstek haftasının programı şöyle: Saat 12.00 Yeni Yıl (Y: Cloude Lelouch), 14.00 Sessizbk (Y: Inemar Bergman). 16,00Juletet Jim(Y: FrançoısTrufrautC 19.00 Mutluluk (Y: Agnes Varda). 21.15 Dörtyüz Darbe (Y: Françoıs Truffaut). Filmler her gün aynı seansta gösterilecek. 'Sonun Başlangıcı'Antrakt'ta Kültür Senisi - Ay lık sinema dergisı Antrakt'ın ağustos sayısmda Joeî Schumacher'in yönettiği Michael Douglas'ın son filmi "Sonun Başlangıa" ayın gündemi bölümünde yerabyor. Yazıda "Los Angeles gerçeği"nin ele alındığı fılmdeki şiddete dikkat çekilerek bazılannın Douglas'ın şiddet içerikli ırkçı davranışlanna alkış tutabileceğine değinıliyor. Ayın söyleşisi bölümünde sinema fotoğraflan koleksiyoncusu Naki Turan Tekinsav'm öyküsü anlatıhyor. Ayın gündemi köşesinde ele alınan diğer fılmlerse "Alive", "Sister Act" ve "Ninja Kaplumbağalar". Ayın gündemi bölümünde yer alan bir başka konu ıse Atilla Dorsay'ın kaleme aldığı "Dünya sinemasının buluşmasına bir bakış". Dorsay, 46. Cannes Film Festivab'ni değerlendirdiği vazısının ikinci bölümünde, "Belli bir bakış" ve "Eleştirmenlerin haftası" bölümlerindegösterilen filmlere değiniyor. Antrakt'ın ağustos sayısında, yönetmen Mahınur Ergun'la yapılan sö> leşi. cep sinemalannın yaygınlaştığına dair bir yazı da bulunuyor. TayyareciSachkSokağı Kültür Servisi- Tiyatro sanatcısı Toto Karaca'run ölümünün birinci yıh nedeniyle adınm verildiği sokağa eski adı iade edildi. Bakırköy Belediyesi sokağın adının Tayyareci Sadık Sokağj olarak kalmasına karar verdı. Toto Karaca'nın adı ise Bakırköy'deki Karakol Sokağı'na verildi. îlk hava şehidi Tayyareci Sadık Bey'in daha iyi tanınabilmesi için sokağın uy/gun bir yerine biyografisini içeren bir plaket asılacağı açıklandı. 'Kültürşehitleri' Varhk'ta Kültür Servisi - Aylık edebiyat dergisi Varbkın ağustos sayısında Sıvas olayjan ve İcatledilen aydınlara dair yazılar yerabyor. Özdemirİnce'nin "Tarih Bağışlamaz", Tomris Uyar'ın "Tanışma Anlan", Semih Gümüş'ün "Asım Bezira İçin", Feridun Andaç'ın "Yaşamdan Şiire: Dağlar da Geri ÇağınrSeni". Battal Kahraman'ın "Olüm Ölür Biz Ölmeyiz", Salih Bolat'ın "Uğur Kaynar Öldü mü?", Sennur Sezer'in "Nesimi Çimen'i Tanımak". Semih Poroy'un "Asaf Koçak" yazılan Varbk'ta okunabilir. Diğer yazılarsa, Sunay Akın'ın "Varlık Dergisi Kızkuîesi'nde Güzel Günler İçin Var". Ahmet Cemal'in "Giritli Dayının Sabah Çiçekleri", Tank Dursun K.'nın Şakir Eczacıbaşı'nın fotoğraflan üzerine bir yazısı ve Sulhi Dölek'in "Figüranlar" adlı öyküsü. Varbk'ta aynca kitap eki bölümü ve şiirlerde bulunuyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear